Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Türkiye Cumhuriyeti’nde meydana gelen deprem felaketi ve yaşanan acılar nedeniyle Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a resmi ziyarette bulunarak, Kıbrıs Türk halkının üzüntüsünü, dayanışmasını ve taziyelerini sunacak.
Cumhurbaşkanlığı’ndan verilen bilgiye göre, Cumhurbaşkanı Tatar, yarın sabah ’ta Ercan Havalimanı’ndan İstanbul’a hareket edecek ve Türkiye saati ile ’de Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile görüşecek. Cumhurbaşkanı Tatar, aynı akşam saat ’te ülkeye dönecek.
Cumhurbaşkanı Tatar, Ercan Havalimanı’ndan hareketinden önce ve ülkeye dönüşünde basına açıklamalarda bulunacak.
Rahatsızlık geçiren Başbakan Erdoğan makam aracının kapılarının kilitli kalması nedeniyle, 8 dakika araında mahsur kaldı. Türkiye'yi heyecanlandıran rahatsızlık şöyle gelişti
Başbakan Tayyip Erdoğan rahatsızlandıktan sonra makam aracı, hastanenin bulunduğu Şimşek Sokak'a ters yönden girdi. Panik yapan Erdoğan'ın şoförü, anahtarı kontakta bırakıp dışarı çıktı. Zırhlı Mercedes, otomatik olarak kilitlendi.
Aracın içerisinde sadece baygın haldeki Erdoğan kaldı. Korumalar bir yandan doktorları çağırırken diğer yandan kapıyı açmak için koşuşturmaya başladı. Önce 'Park yapılmaz' levhasıyla şoför camını kırmaya çalışan korumalar, şans eseri yandaki inşaattan buldukları testere ve balyozla 8 dakikada camı kırabildi.
Hemen arkadaki araçta bulunan AKP Ankara milletvekili Faruk Koca da aracından fırladı ve yardım etti. Kırık camdan ellerini sokarak kilidi açan korumalar, Erdoğan'ı araçtan çıkarmayı başardı.
Güneri Cıvaoğlu'nun Milliyet Gazetesi'ndeki yazısı;
Balyozla çözüm
Başbakan Erdoğan'a geçmiş olsun diyerek başlayalım 17 Ağustos depreminde, dönemin cumhurbaşkanı Demirel İstanbul'daki evindeydi. Saatlerce kimseyle telefon konuşması yapamadı. Bağlantıları tamamen kesikti.
Aradan 6 yıl geçti, aniden rahatsızlanan Türkiye Başbakanı Erdoğan, resmi aracında kilitli kaldı. Ön camı balyozla kırılan araçtan baygın halde çıkarılarak sedyeye alındı.
O durumunda, 10 dakika içeride kilitli kalmıştı.
6 yıl önce, cumhurbaşkanı ve başkomutan sıfatlarını taşıyan Demirel'in tüm iletişimden yoksun saatlerce kalışını, Ya savaş olsaydı?.. Başkomutan nasıl olur da doğrudan uyduyla bağlantılı telefon sistemleriyle donatılmaz? diye sormuştuk.
Bu denli uygarlık dışı kalabilmek izah edilir şey değildi.
Utanmıştık.
Dün, AB eşiğindeki Türkiye'nin Başbakanı R. Tayyip Erdoğan'ın, baygın halde içinde kilitli kaldığı makam aracından balyoz darbeleriyle çıkarılışı da utanç vericiydi.
Tanrı korusun ama ya gerçekten ciddi bir sağlık sorunu olsaydı
Örneğin
Dakikaların, hatta saniyelerin bile yaşam çizgisinde önem taşıdığı bir kalp/damar sorunu yaşansaydı
Makam aracının kapılarının 10 dakika kilitli kalması nedeniyle oluşabilecek yaşamsal riski düşünebiliyor musunuz?
- Öncelikle Elbette Başbakan'ın yaşamı
- Sonra da, bir anda Türkiye istikrarının kaosa dönüşmesi Ekonominin zembereklerinden boşalması
Allahtan Bunlar olmadı.
Ama
Alternatif senaryo da buydu.
Bütün dünya televizyonlarında, gazetelerinde Başbakan'ın, resmi aracından camları balyozla kırılarak çıkarılışının bilinç bulanıklığıyla sedyeye konuluşunun görüntüleri yayımlanmakta
Uygarlıklar çatışması söylemi için nasıl da kullanılmaya hazır bir malzeme
Başbakan'ın şoförü ve korumasının ona çok bağlı oldukları ve böyle bir ani rahatsızlıkla panikledikleri, aracı terk ederken otomatik kilitlenmeye karşı gerekli önlemi heyecan nedeniyle alamadıkları anlaşılıyor.
Fakat
Bu ve benzeri durumlar için daima B planları olmalıdır.
Araç elektronik ya da mekanik bir arıza yüzünden şoför ve korumalar içerideyken de kilitlenebilirdi.
O zaman da çözüm balyoz mu olacaktı?
Hastanenin hemen yanında bir inşaat varmış. Balyozu oradan temin etmişler.
Anlaşılan, inşaat olmasaydı, balyoz da bulunamayacaktı.
B planı, Böyle durumlarda ancak yanında inşaat bulunan özel hastanelere gitmektir mi olmalı?
Merhum Özal'a suikast girişimini hatırlayın. Anavatan kongresinin yapıldığı salondan çıkarken İçişleri Bakanı Kalemli, Suikastçıyı yakaladık, oraya gidiyorum, gelin isterseniz demişti. Beni de aracına almıştı.
İnanır mısınız?.. Nereye gideceği konusunda Bakan'a bilgi verilmemişti.
Önce Çankaya'ya doğru yöneldik. Cumhurbaşkanı Evren'e olayı anlatacaktı. Sonra o iş, telefonla halledildi.
Bu kez Ankara Emniyet Müdürlüğü'ne giden yollara vurduk kendimizi Suikastçının orada olmadığı, Numune Hastanesi'ne götürüldüğü haberi geldi.
Tamamen aksi istikamette olan Numune Hastanesi'ne vardık. Suikastçı Kartal Demirağ konuşmaya başlamıştı.
Dr. Kalemli'nin bu olayda bir kusuru yok.
Sadece bizdeki sistemi/sistemsizliği ortaya koymaya çalışıyorum.
Yıllardır değişen ne?
Başbakan'a suikast düzenleyen kişinin nereye götürüldüğünü İçişleri Bakanı'na söyleyen yok Deprem oluyor, Cumhurbaşkanı'nın saatlerce telefonla irtibatı kesiliyor Fenalık geçiren Başbakan, hastane kapısına vardığında, bir bakıyor ki aracında yarı baygın ve kilitli kalmış Aracın camları balyozla kırılarak sedyeye alınabiliyor.
Gerçekten değişmeyen, sadece değişim mi?
Akşam / Milliyet
Dönemin Babakan Recep Tayyip Erdoan 17 Ekim tarihinde TBMM'ye giderken makam aracnda ani rahatszlk geçirmi ve Özel Güven Hastanesi'ne kaldrlmt. Özellikle Erdoan'n rahatszland anda makam aracnn cam ve kaplarnn kilitlenmesi sonrasnda camn balyozla krlmas kamuoyunda uzun süre tartlmt.
O gün araç içinde kalan Erdoan’ fotoraflayan gazetecinin bana gelenler tartma konusu oldu.
23 Haziran seçimi akam AK Parti'deki muhalif kanada yaknlyla bilinen Karar gazetesi yazar Akif Beki, FOX TV’ye konuk oldu.
Gazeteci Ünsal Ünlü ise programda Cumhurbakan Tayyip Erdoan’n babakanl döneminde Babakanlk Basn Müavirlii yapan Akif Beki’nin “Yanda medya iktidarn kamburu oldu. Sorumluluktan kaçmayacam. Yanda medyann oluumuna; gazeteci, Babakanlk Basn Müaviri olarak benim katkm oldu çünkü, herkesten özür dilerim” dediini sosyal medyada paylat.
Ünlü’nün mesajnn ardndan Gazeteci Çidem Toker de “Gerçekten böyle mi dedi? 11 yl önceki görevinde Babakanlk muhabirlerinin akreditasyon iptalini, bunu hararetle savunduunu unuttuk sand belki” diye yazd ve Akif Beki tartmas balad.
“NEDR, BRN GÖZALTINA MI ALDIRDIN SEN?”
23 Haziran seçiminden bir gün sonraGazeteci Yavuz Ohan’n Sputnik’teki programnn konuklar Akif Beki ve smail Saymaz’d.
smail Saymaz programda, “Biri senin hakknda, Ünsal Ünlü mü biri senin hakknda ‘gazeteci tutuklatt’ falan diyor. Nedir, birini gözaltna m aldrdn sen?” diye sordu.
Bunun üzerine Akif Beki de “Hayr. Valla bilmiyorum aratrrsan, bakarsa Özal’In ölümüyle de bir ilgim olabilir. Bover, salla gitsin. Hiçbir zaman polislik yapmadm, polis bana bal olmad. Emir verip gözaltna aldrmak gibi bi durumum olmad. Bunlar deli saçmas eyler” dedi.
“Muhtemelen eyi söylüyorlardr, Cumhurbakannn arabadan indirildii, hastaneye kaldrld bir olay olmutu” diyen Akif Beki o gün yaananlar öyle anlatt:
“O olayda, olay yerine gelip camndan fotoraf çeken bir arkada olmutu. O arkadaa olay anlayana kadar beklemesini söylemitim. Gözaltnda falan deildi, bunu da kendisine izah ettim. Milliyet’in ama adn hatrlamyorum. O dönemki yayn yönetmeniyle de konutum, bilgi verdim. Ne olduunu bilmiyoruz, ilk görüntüler onda. Babakann salna kvuup kavuamayacan bile bilmiyoruz. Dolaysyla olay anlaya kadar orada kalmasn rica ettim. Ve kendisine söyledim, ‘görüntülerin, fotoraf makinen olduu gibi sana iade edilecek” dedim. Yayn yönetmeniyle de patronajyla da konutum. Buna ramen bugün gelip de, Özal’ da öldrmü olabilirm, iyice baksnlar.”
Ünsal Ünlü ise dünkü youtube programnda Akif Beki’ye yant verdi. Kendisinin programa telefonla balanlmas gerektiini savunan ve söz hakk verilmemesini eletiren Ünsal Ünlü unlar söyledi:
“Ben olayn muhatab olan, fotoraf çeken kiiyi, sevgili Serdar Özsoy’u aradm. Bundan sonra anlatacaklarm herkes iyi dinlesin lütfen, bir yandan her zaman nasl yanda olduu, bir siyasal slamcnn yüzsüzlüünü dünyadaki bütün yüzsüzlüklerden neden büyük olduunu duyacaksnz.
Türk Tabipleri Birlii eski Bakan sevgili Füsun Sayek’in cenazesinin olduu gün. Ankara’da herkes Füsun Sayek’in cenazesiyle ilgileniyor. Milliyet’in binas önünde Serdar beklerken, Ankara’daki tüm gazetecilerin Tayyip Erdoan’a ait olduunu bildii bir araç süratle geçiyor. Serdar bir gazeteci refleksiyle, fotoraf makinesini alp hastaneye kouyor. Ve hastanenin önünde Tayyip Erdoan’n o mehur fotorafn çekiyor. nsanlk hali fenalam. Arkadan Akif Beki geliyor.
Akif Beki, Serdar’dan fotoraflar istiyor. Sedar da vermiyor. Çok doaldr zaten kimse alamaz o fotoraflar. Ve Babakanlk korumalarna ‘aln bu kameray’ diyor. Babakanlk korumlar Serdar’ Güven Hastanesi’nin caml kaps önde sktryor. Bunlar nereden biliyoruz, bunlarn hepsinin fotoraflar var.”
“NYE ARAR BR NSAN PATRONU”
Akif Beki’nin “Yayn yönetmeniyle de patronajyla da konutum” eklindeki sözlerini hatrlatan Ünsal Ünlü, unlar söyledi:
“Niye arar bir insan patronu. Bu usül bu iktidar tarafndan balatld. Ve Akif Beki Babakanlk Basn Müaviriydi, hiç kvrmasn.”
OdaTV
Hem aradığınız haberlere hızlıca ulaşabilmek hem de seafoodplus.info'a destek olmak için Google News'te seafoodplus.info'a abone olun.
Haber3'e Google News'te abone olun
Abone Ol