tck 53 / Belli Hakları Kullanmaktan Yoksun Bırakılma – TCK Madde

Tck 53

tck 53

Belli Hakları Kullanmaktan Yoksun Bırakılma Nedir?

Belli Hakları Kullanmaktan Yoksun Bırakılma Nedir? (TCK 53)

Belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılma, işlemiş olduğu suç nedeniyle toplumla güvene dayalı ilişkisi zedelenen kişinin belli bir süreyle bazı hakları kullanmasının yasaklanmasıdır (TCK m). Örneğin, sürücü belgesinin geri alınması, bir meslek veya sanatın belli bir süre yerine getirilmesinin yasaklanması gibi.

Belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılma, suç işleyen kişinin bir tehlikelilik hali bulunduğu varsayımıyla düzenlenmiş bir güvenlik tedbiridir. Bu güvenlik tedbiri ile ilgili olarak “ek ceza”, “feri ceza” gibi tanımlamalar da kullanılmaktadır.

Belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılma tedbirine üç farklı şekilde hükmedilebilir:

  • Mahkumiyetin kanuni/zorunlu sonucu olarak belli hakları kullanmak yasaklanabilir (TCK m/1).

  • Kötüye kullanılmak suretiyle suç işlenen bazı hak ve yetkilerin belli bir süre kullanılması yasaklanabilir (TCK m/5).

  • Mahkeme bazı şartların gerçekleşmesi halinde takdiri bir şekilde sanık hakkında belli hakları kullanmaktan yoksun bırakma kararı verebilir (TCK m/6).

Mahkumiyetin Kanuni Sonucu Olarak Belli Hakları Kullanmaktan Yoksun Bırakma (TCK 53/1)

Mahkumiyetin kanuni/zorunlu sonucu olan belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılma tedbiri TCK’nın maddesinin 1. fıkrasında düzenlenmiştir:

TCK m - (1) Kişi, kasten işlemiş olduğu suçtan dolayı hapis cezasına mahkûmiyetin kanuni sonucu olarak;

a) Sürekli, süreli veya geçici bir kamu görevinin üstlenilmesinden; bu kapsamda, Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeliğinden veya Devlet, il, belediye, köy veya bunların denetim ve gözetimi altında bulunan kurum ve kuruluşlarca verilen, atamaya veya seçime tabi bütün memuriyet ve hizmetlerde istihdam edilmekten,

b) Seçme ve seçilme ehliyetinden (Anayasa Mahkemesinin iptal kararı nedeniyle uygulanmamaktadır.1),

c) Velayet hakkından; vesayet veya kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan,

d) Vakıf, dernek, sendika, şirket, kooperatif ve siyasi parti tüzel kişiliklerinin yöneticisi veya denetçisi olmaktan,

e) Bir kamu kurumunun veya kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşunun iznine tabi bir meslek veya sanatı, kendi sorumluluğu altında serbest meslek erbabı veya tacir olarak icra etmekten,

Yoksun bırakılır.

Kasten işlenen suçlarda hapis cezası mahkumiyetinin kanuni sonucu olarak bazı hakların kullanılması kendiliğinden yasaklanmış olur. Mahkemenin bir takdir hakkı yoktur, tedbir ceza mahkumiyetinin zorunlu bir sonucu olarak ortaya çıkmaktadır. sayılı TCK’da güvenlik tedbiri olarak mahkumiyetin doğal sonucu olarak düzenlenen belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılma tedbirleri, kararda gösterilmemiş olsa bile hükümlü açısından kazanılmış hakka konu olamazlar, başka bir anlatımla aleyhe bozma yasağı kapsamında değerlendirilemezler (YCGK-K/24).

Taksirle veya bilinçli taksirle işlenen suçlar nedeniyle hükmedilen hapis cezalarının zorunlu/kanuni sonucu olan herhangi bir güvenlik tedbiri yoktur. Çünkü, hapis cezasının zorunlu/kanuni sonucu olan belli haklardan yoksun bırakma tedbiri sadece doğrudan veya olası kastla işlenen suçlarda uygulanabilir. Taksirle veya bilinçli taksirle işlenen suçlarda, hakimin takdir hakkını kullanarak belli bazı tedbirlere hükmetmesi mümkündür (TCK m/6).

TCK m/1’de yer alan belli haklardan yoksun bırakılma tedbiri, adli para cezası mahkumiyeti halinde uygulanamaz. Mahkemenin hapis cezasını adli para cezasına veya seçenek tedbirlere (TCK m) çevirmesi halinde, uygulamada asıl mahkumiyet, hükmedilen hapis cezası değil, çevrilen adlî para cezası veya tedbirdir (TCK m/5). Hapis cezasının adli para cezasına veya seçenek tedbirlere çevrilmesi halinde de TCK m/1 gereği mahkumiyetin kanuni sonucu olan hakları kullanmaktan yoksun bırakma tedbirine hükmedilemez.

Kısa süreli hapis cezasının ertelenmesi halinde TCK 53/1 hükümleri uygulanamaz. Ancak, uzun süreli hapis cezasının ertelenmesi, maddenin bu fıkrasındaki güvenlik tedbirinin uygulanmasına engel değildir. Mahkum olduğu hapis cezası ertelenen veya koşullu salıverilen hükümlünün kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından bu fıkra hükümleri uygulanmaz (TCK m/3). Hükümlünün kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri ancak şartlı tahliye tarihine kadar kısıtlanabilir. Hükümlü, cezaevinden tahliye olduktan sonra cezanın infazı tamamlanmasa bile bu yetkileri kullanabilir. Ancak, hükmün açıklanmasının geri bırakılması (HAGB), hükmün hiçbir hukuki sonuç doğurmaması anlamına geldiğinden, hakkında HAGB kararı verilen kişilere belli hakları kullanmaktan yoksun bırakma tedbiri uygulanamaz.

Yüklenen suçu TCK’nın 53/1-e maddesindeki hak ve yetkileri kötüye kullanmak suretiyle işlediği kabul edilmesine rağmen sanık hakkında aynı Kanunun 53/5. maddesinin uygulanmaması, sanık hakkında tayin olunan kısa süreli hapis cezası ertelenmesine rağmen hakkında TCK’nın 53/1. maddesi gereğince hak yoksunluklarına hükmolunması suretiyle TCK’nın 53/4. maddesine aykırı davranılması bozma nedenidir (Y5CD-K/)

sayılı TCK dışında bazı özel kanunlarda da ceza mahkumiyetinin kanuni sonucu olarak belli haklar kullanılamayabilir. Medeni Kanun’a göre, 1 yıl veya daha fazla hapis cezası alan kişiler kıstlanır. Kısıtlama nedeniyle işlem ehliyeti sınırlanan bu kişilere vasi atanması gerekir (MK m). Örneğin, hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan 3 yıl hapis cezası almış bir kişi vesayet altına alınmalıdır, 2 yıl cezaevinde yattıktan sonra koşullu salıverilirse, yani hapis hali sona ererse vesayet de ortadan kalkar.

Hükümlü Rahmi’nin tarihinde, koşullu salıverme hükümlerinden yararlanarak cezaevinden tahliye edildiği anlaşılmaktadır. Hapis halinin sona ermesiyle vesayet kendiliğinden sona erer. (M.K. m) (Y2HD-K/).

TCK m/1 fıkrasına göre hükmedilen yasaklılığın süresi, vesayet hariç, cezanın tamamen infaz edilmesine kadar geçen süredir. Bihakkın tahliye tarihi, TCK m/1 gereği hükmedilen yasaklılığın da kalktığı tarihtir. Örneğin, hakkında 2 yıl hapis cezasına ve 2 yıl denetim süresine hükmedilen kişinin hapis cezası ertelense bile, cezanın infazı sürecinde Milletvekili Seçim Kanunu m’e göre seçilme hakkı yoktur. Hapis cezasının kesinleşmesiyle erteleme kararının infazına tarihinde başlandığında, denetim süresinin bittiği tarihi bihakkın tahliye tarihi olup hak yoksunluğu da bu tarihte sona erer. Hükümlü, ancak bu tarihten sonra yapılacak bir seçimde milletvekili seçilme yeterliliğine kavuşacaktır.

Hükümlünün Kendi Altsoyu Üzerindeki Velayet, Vesayet ve Kayyımlık Yetkileri (TCK 53/3)

Hükümlünün koşullu salıverilmesi, hapis cezasının ertelenmesi veya denetimli serbestlik uygulanarak cezasının infaz edilmesi halinde kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından TCK m/1 hükümleri uygulanamayacaktır. Kısaca, hükümlünün cezası cezaevi dışında infaz edilmekteyse bu hakların kullanımına herhangi bir yasak getirilemeyecektir.

Cezasını cezaevinin dışında infaz eden hükümlünün, TCK 53/1-e maddesi gereği bir kamu kurumunun veya kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşunun iznine tabi bir meslek veya sanatı, kendi sorumluluğu altında serbest meslek erbabı veya tacir olarak icra etme yasağının uygulanmamasına karar verilebilir.

TCK m - (3) Mahkûm olduğu hapis cezası ertelenen veya denetimli serbestlik tedbiri uygulanarak cezası infaz edilen ya da koşullu salıverilen hükümlünün kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından yukarıdaki fıkralar hükümleri uygulanmaz. Mahkûm olduğu hapis cezası ertelenen veya denetimli serbestlik tedbiri uygulanarak cezası infaz edilen ya da koşullu salıverilen hükümlü hakkında birinci fıkranın (e) bendinde söz konusu edilen hak yoksunluğunun uygulanmamasına karar verilebilir.

Uzun süreli hapis cezası ertelenen sanık hakkında TCK 53/3. maddesine muhalefet edilmek sureti ile, 53/1-c maddesinde düzenlenen hakları kullanmaktan yoksun bırakılmasının uygulanamayacağı göz ardı edilerek koşullu tahliye tarihine kadar 53/1-c maddesinde düzenlenen hakları kullanmaktan yoksun bırakılması, bozma nedenidir (Y15CD-K/).

Bazı Hak ve Yetkilerin Kötüye Kullanılması Nedeniyle Belli Hakları Kullanmanın Yasaklanması (TCK 53/5)

Kanunun kendisine tanıdığı bazı hak ve yetkileri kötüye kullanarak suç işleyen kişi, bu hak veya yetkileri kullanmaktan yasaklanmasına karar verilir. TCK m/5’te yer alan düzenleme şu şekildedir:

TCK m - (5): Birinci fıkrada sayılan hak ve yetkilerden birinin kötüye kullanılması suretiyle işlenen suçlar dolayısıyla hapis cezasına mahkûmiyet halinde, ayrıca, cezanın infazından sonra işlemek üzere, hükmolunan cezanın yarısından bir katına kadar bu hak ve yetkinin kullanılmasının yasaklanmasına karar verilir. Bu hak ve yetkilerden birinin kötüye kullanılması suretiyle işlenen suçlar dolayısıyla sadece adlî para cezasına mahkûmiyet halinde, hükümde belirtilen gün sayısının yarısından bir katına kadar bu hak ve yetkinin kullanılmasının yasaklanmasına karar verilir. Hükmün kesinleşmesiyle icraya konan yasaklama ile ilgili süre, adlî para cezasının tamamen infazından itibaren işlemeye başlar.

Bu fıkranın uygulanabilmesi için TCK m/1’de yer alan hak veya yetkilerden birinin kötüye kullanılması suretiyle suçun işlenmesi gerekir. Örneğin, bir avukatın avukatlık yetkisini kötüye kullanması, muhasebecilik, mali müşavirlik, noterlik, mimarlık, mühendislik vb. mesleklerinin veya velayet, vesayet, kayyımlık gibi yetkilerin kötüye kullanılması suretiyle suç işlenmesi halinde, suç işleyen kişinin belli bir süreyle bu meslek veya statülere dair hak veya yetkileri kullanması yasaklanır.

TCK’nın 53/1-e maddesindeki hak ve yetkiyi kötüye kullanmak suretiyle atılı suçu işleyen sanık hakkında aynı Kanunun 53/5. madde ve fıkrası gereğince, cezanın infazından sonra başlamak üzere, hükmolunan cezanın yarısından bir katına kadar bu hak ve yetkinin kullanılmasının yasaklanmasına karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi, bozma nedenidir (Y5CD-K/)

Bazı hak ve yetkilerin kötüye kullanılması nedeniyle belli hakları kullanmaktan yasaklılık, cezanın infazından sonra, yani bihakkın tahliye tarihinden sonra başlar. Örneğin, mühendislik yetkisini kötüye kullanmak suretiyle resmi evrakta sahtecilik veya özel evrakta sahtecilik suçu nedeniyle hakkında 2 yıl hapis cezası ve TCK m/5 gereği 1 yıl mühendislik yapma hakkı yasaklanan kişinin cezasının infazına tarihinden başlandığında bihakkın tahliye tarihi yılı olacaktır. Bu kişinin mühendislik yetkisini kullanma hakkına getirilen kısıtlama da tarihinden itibaren başlayacaktır. Hapis cezasının ertelenmesi halinde, mahkemenin hükmettiği denetim süresi bittikten sonra, belli hakları kullanmaktan yoksun bırakma tedbirinin uygulanması söz konusu olacaktır.

TCK m/5 fıkrasındaki yasaklılık halleri hem hapis cezası hem de adli para cezasına hükmedilmesi halinde uygulanır. Ancak, ister hapis cezası isterse adli para cezasına hükmedilsin, suçun kasten işlenen suçlardan olması şarttır.

Yüklenen suçu TCK’nın 53/1-e maddesindeki hak ve yetkileri kötüye kullanmak suretiyle işleyen ve adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verilen sanık hakkında, aynı Kanun’un 53/5. maddesi gereğince, ayrıca, hükmolunan cezanın yarısından bir katına kadar bu hak ve yetkinin kullanmasının yasaklanmasına karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi, bozma nedenidir (Y9CD-K/).

Kısa veya uzun süreli hapis cezası ertelense dahi, TCK m/1’deki hak ve yetkiler kötüye kullanılmak suretiyle işlenen suçlar nedeniyle TCK m/5 gereği yasaklılık kararı verilmelidir.

Sanık hakkında tayin olunan kısa süreli hapis cezası ertelenmesine rağmen, TCK’nın 53/1. maddesi gereğince hak yoksunluklarına hükmolunması suretiyle TCK’nın 53/4. maddesine aykırı davranılması; yüklenen suçu TCK’nın 53/1-a maddesindeki hak ve yetkileri kötüye kullanmak suretiyle işlediği kabul edilmesine rağmen sanık hakkında aynı Kanunun 53/5. maddesinin uygulanmaması, bozma nedenidir (Y5CD-K/).

Zimmet suçundan kurulan hükümde verilen kısa süreli olmayan erteli hapis cezasının yasal sonucu olarak TCK’nın 53/3. maddesi de nazara alınarak 53/1. maddesinde belirlenen hak yoksunluklarına hükmedilmesi gerekirken, sanığın TCK’nın 53/1. maddesinde sayılan hakları kullanmaktan yoksun bırakılmasına karar verilmesine yer olmadığına karar verilmek suretiyle anılan Kanunun 53/1. maddesine muhalefet edilmesi; yüklenen zimmet suçunu TCK’nın 53/1-d maddesindeki hak ve yetkileri kötüye kullanmak suretiyle işlediği kabul edilen sanık hakkında aynı Kanunun 53/5. madde ve fıkrası gereğince, ayrıca, cezasının infazından sonra başlamak üzere, hükmolunan cezanın yarısından bir katına kadar bu hak ve yetkinin kullanılmasının yasaklanmasına karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi; yüklenen görevi kötüye kullanma suçunu TCK’nın 53/1-d maddesindeki hak ve yetkileri kötüye kullanmak suretiyle işlediği kabul edilen ve adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verilen sanık hakkında aynı Kanunun 53/5. maddesi gereğince hükümde belirtilen gün sayısının yarısından bir katına kadar bu hak ve yetkinin kullanılmasından yasaklanmasına karar verilmesi gerektiğinin nazara alınmaması, bozma nedenidir (Y5CD-K/).

Hakim, hükmettiği hapis veya adli para cezasının yarısından bir katına kadar hak ve yetkinin kullanılmasının yasaklanması konusunda takdir hakkına sahiptir. Yani, hakimin takdir hakkı sadece kanunda belirlenen aralıklarda süreyi belirleme konusundadır.

Adli para cezasına hükmedildiğinde yasaklılık süresi, hükümde gösterilen gün sayısının yarısından bir katına kadar olacaktır. Adli para cezası ve hapis cezasına birlikte hükmediliğinde yasaklılık süresi sadece hapis cezasının süresi ölçü kabul edilerek hesaplanmalıdır. Çünkü, bir şahıs hakkında hükmolunan her bir ceza diğerinden bağımsızdır ve bu cezalar varlıklarını ayrı ayrı koruduğundan hapis cezası ile adli para cezasının toplanması mümkün değildir ( İnfaz Kanunu m. 99/1).

Mahkemenin Takdir Hakkı Çerçevesinde Belli Hakların Kullanılmasını Yasaklaması (TCK 53/6)

Bazı şartların gerçekleşmesi halinde mahkemenin takdir hakkını kullanarak sanık hakkında belli hakları kullanmaktan yoksun bırakma kararı vermesi mümkündür (TCK m/6).

TCK m - (6) - Belli bir meslek veya sanatın ya da trafik düzeninin gerektirdiği dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırılık dolayısıyla işlenen taksirli suçtan mahkûmiyet halinde, üç aydan az ve üç yıldan fazla olmamak üzere, bu meslek veya sanatın icrasının yasaklanmasına ya da sürücü belgesinin geri alınmasına karar verilebilir. Yasaklama ve geri alma hükmün kesinleşmesiyle yürürlüğe girer ve süre, cezanın tümüyle infazından itibaren işlemeye başlar.

Mahkeme takdir hakkını kullanarak iki şekilde belli hakları kullanmaktan yasaklama kararı verebilir:

  • Meslek veya sanatın gerektirdiği dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davranış sebebiyle, bu meslek veya sanatın belli bir süreyle icrasının yasaklanması,

  • Trafik düzeninin gerektirdiği dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırılık sebebiyle sürücü belgesinin geri alınması kararı.

Her iki yasaklama da ancak taksir veya bilinçli taksirle işlenen suçlar açısından ve 3 aydan 3 yıla kadar olan bir süre için mümkündür. Kasten işlenen suçlar açısından bu şekildeki iki güvenlik tedbirinden herhangi birinin uygulanması mümkün değildir. Kasten işlenen suçlarda koşulları varsa, yukarıda anlattığımız TCK m/1 veya TCK m/5 hükümleri uygulanabilir. Örneğin, 1 promilin üzerinde alkollü araç kullanan kişi hakkında TCK m gereği trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçu nedeniyle ceza mahkumiyetine hükmedilse bile sürücü ehliyetinin geri alınmasına karar verilemez. Çünkü, TCK m’daki trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçu kasten işlenen suçlardandır. Bu durumda sürücü belgesinin geri alınması yerine, TCK 53/1’deki bazı hakları kullanmaktan yasaklama kararı verilebilir. Sürücü belgesinin idari açıdan geri alınmasına ilişkin Karayolları Trafik Kanunu m/5 hükümleri saklıdır.

Taksirle veya bilinçli taksirle işlenen suç neticesinde adli para cezası veya hapis cezası verilmesi veya hapis cezasının ertelenmesinin bir önemi yoktur. Tüm bu hallerde, mahkeme, takdir hakkını kullanarak sanığı belli hakları kullanmaktan yasaklayabilir:

Sürücü belgesinin geri alınması ceza olmayıp tedbir niteliğinde olduğundan, sayılı TCK’nun hükmü karşısında ertelenmesi mümkün değildir (Y9CD-K/).

TCK m/6’da kastedilen meslek veya sanat, bir kamu kurumunun veya kamu kurumu mahiyetindeki meslek kuruluşunun iznine tabi bir meslek veya sanat olması olabileceği gibi serbest piyasa içinde icra edilen herhangi bir meslek veya sanat da olabilir. Ancak, bir meslek veya sanatın icrasının yasaklanabilmesi için, o meslek veya sanatın bir izne veya ruhsata tabi olarak icra edilmesi şarttır. Örneğin, bir doktorun ameliyat sırasında yaptığı yanlış uygulama yüzünden bir kişi vefat ederse, taksirle öldürme suçu işlenmiş olur. Taksirle ölüme neden olma suçu ile doktorluk mesleğinin ifası arasında illiyet bağı olduğundan, mahkeme, takdir hakkını kullanarak suçu işleyen kişiyi 3 aydan 3 yıla kadar bu mesleği yapmaktan yasaklayabilir.

Özellikle belirtelim ki; bir meslek veya sanatın yerine getirilmesinin yasaklanabilmesi için, suçun icra edilen meslek veya sanatla vir bağlantısının bulunması gerekir. Örneğin, bir doktorun muayenehanesinde ihmal sonucu çıkan yangında bir kimsenin yaralanması halinde, muayenehane sahibi doktor, taksirle yaralama suçu nedeniyle cezalandırılacaktır. Ancak, doktorluk mesleğinin yerine getirilmesi yasaklanamayacaktır. Çünkü, taksirle yaralama suçu doktorluk mesleğinin ifası sırasında işlenmiş değildir.

Taksir veya bilinçli taksirle işlenen suç nedeniyle bir meslek veya sanatın yerine getirilmesinin yasaklanması ya da sürücü belgesinin geri alınması kararının infazı, hapis cezasının ya da adli para cezasının infazının tamamlanmasından sonra başlar (TCK m/6-son cümle).

Sürücü Belgesinin (Ehliyetin) Geri Alınması Kararının Uygulanması: Sürücü belgesi, taksirle veya bilinçli taksirle suç işlenmesi halinde, mahkemenin 3 aydan 3 yıla kadar takdir ettiği bir sürede geri alınabilir. Ceza mahkumiyeti kararının kesinleşmesiyle birlikte sürücü ehliyeti denetimli serbestlik müdürlüğü tarafından ilgilisine tebligat çıkartılarak istenir ve muhafaza altına alınır. Ceza mahkumiyeti kararının infazı tamamlanıncaya kadar denetimli serbestlik müdürlüğünde muhafaza edilen sürücü belgesi sahibi tarafından kullanılamaz. Cezanın infazından hemen sonra başlamak üzere, sürücü belgesinin geri alınmasına ilişkin güvenlik tedbirinin infazı başlar. Örneğin, taksirle ölüme sebebiyet verme suçu nedeniyle hakkında 3 yıl hapis cezası ve 2 yıl sürücü belgesinin geri alınmasına hükmedilmiş kişinin cezasının infazına tarihinde başlandığında, bihakkın tahliye tarihi olacaktır. Sürücü belgesinin geri alınması kararı da infazın tamamanlandığı tarihinden sonra 2 yıllık süreyle uygulanacaktır. Yani, hükümlü somut olayda ceza mahkumiyetinin infazına başlanmasından itibaren 5 yıllık süre boyunca sürücü belgesini kullanamayacaktır.

Belli hakları kullanmaktan yoksun bırakma şeklindeki her türlü güvenlik tedbiri ile ilgili her türlü karar adli sicil kaydına kaydedilir (Adli Sicil Kanunu m.4/1-e).

Belli Hakları Kullanmaktan Yasaklanma Kararına İtiraz, İstinaf veya Temyiz

Belli hakları kullanmaktan yasaklanma kararı bir güvenlik tedbiri olduğundan itiraz kanun yolu mevcut değildir.

Belli hakları kullanmaktan yasaklanma kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulabilir. Ancak, istinaf mahkemesinin istinaf başvurusunu reddetmesi halinde bu tür kararlarla ilgili temyiz kanun yoluna başvuru hakkı yoktur.

Belli Hakları Kullanmaktan Yoksun Bırakılma Emsal Yargıtay Kararları

Belli Hakları Kullanmaktan Yasaklılık (TCK 53) Yargıtay Kararları


Belli Hak ve Yetkilerin Kullanılmasının Yasaklanması (TCK 53/5) ve Aleyhe Bozma Yasağı

Yargıtay Ceza Genel Kurulunun yerleşmiş kararlarında vurgulandığı gibi, “Belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılma” başlığı altında güvenlik tedbiri olarak TCK’nın 53/1. maddesinde düzenlenmiş bulunan, mahkûmiyetin kanuni ve doğal sonucu olan bu hak yoksunlukları kararda gösterilmemiş olsa bile aleyhe bozma yasağı kapsamında değerlendirilemeyecektir.

TCK’nın 53/5. maddesinde düzenlenen “Belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılma” başlığı altında düzenlenen hak yoksunluğu, güvenlik tedbirlerine ilişkin bölümde yer alsa da hükümlülüğün yasal sonucu olmayıp madde gerekçesinde de belirtildiği üzere cezanın infazından sonra etkili olmak üzere bu hak ve yetkinin kullanılmasından yasaklanmasına ayrıca hükmedilmesi öngörüldüğünden söz konusu fıkranın uygulanabilmesi için hükümde ayrıca gösterilmesi gerektiği kabul edilmelidir.

Nitekim Ceza Genel Kurulunun tarihli ve sayılı kararında da TCK’nın 53/5. maddesinde düzenlenen hak yoksunluğunun mahkûmiyetin kanuni ve doğal sonucu olmayıp aleyhe bozma yasağı kapsamında kaldığı sonuca ulaşılmıştır.

Her ne kadar TCK’nın maddesinin beşinci fıkrasında “Belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılma” başlığı altında düzenlenen hak yoksunluğu, güvenlik tedbirlerine ilişkin bölümde yer almış ise de; bu fıkrada düzenlenen hak ve yetkinin kullanılmasının yasaklanmasının aynı maddenin birinci fıkrasında düzenlenen hak yoksunluklarından farklı olup aynı hüküm ve sonucu doğurmaması, TCK’nın maddesinin beşinci fıkrasının aynı maddenin birinci fıkrası gibi hükümlülüğün yasal sonucu olmayıp cezanın infazından sonra etkili olmak üzere bu hak ve yetkinin kullanılmasının yasaklanmasına ayrıca hükmedilmesi gerektiği anlaşılmakla, TCK’nın maddesinin beşinci fıkrası uyarınca uygulanan güvenlik tedbirinin aleyhe bozma yasağına konu olacağı kabul edilmelidir (Ceza Genel Kurulu / E. , / K.).

Kesin Adli Para Cezası ile Birlikte Hükmedilen Güvenlik Tedbirinin İstinaf/Temyiz

Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun / E/ K. sayılı ve tarihli kararında belirtildiği üzere, sayılı TCK’nun 2. maddesinde güvenlik tedbirleri yönünden de kanunilik ilkesinin geçerli olduğu vurgulandıktan sonra, 53 ila maddeler arasında “güvenlik tedbirleri” düzenlenmiştir. TCK’nun maddesinde “belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılma”, maddesinde “eşya müsaderesi”, maddesinde “kazanç müsaderesi”, maddesinde “çocuklara özgü güvenlik tedbirleri”, maddesinde “akıl hastalarına özgü güvenlik tedbirleri”, maddesinde “sınır dışı edilme”, maddesinde ise “tüzel kişiler hakkında güvenlik tedbirleri” ile ilgili düzenlemelere yer verilmiştir. Güvenlik tedbirleri anılan maddelerde sayılanlarla sınırlı olmayıp, özel kanunlarda da kanunilik ilkesine uyulmak şartıyla farklı güvenlik tedbirlerine yer verilmesi mümkündür. sayılı TCK’da yaptırım olarak ceza ve güvenlik tedbirlerine yer verilmiş olup, sayılı CMK’nun maddesinde de güvenlik tedbirlerine hükmedilmesine ilişkin kararların hüküm sayılacağı açıkça belirtilmek suretiyle, tedbir kararlarının da temyiz yeteneğinin bulunduğu ortaya konulmuştur. Bu nedenle, gerek mahkûmiyete ek, gerekse bağımsız olarak hükmedilen güvenlik tedbirleri, kesin nitelikte bulunan hükümlere her yönüyle temyiz edilebilirlik niteliği kazandıracaktır. Adli para cezasının yanında ayrıca hükmolunan tekerrür konusu, TCK’nun birinci kitabının üçüncü kısmında “güvenlik tedbirleri” başlığını taşıyan ikinci bölümünde düzenlenmiş olup, kanunun maddesinde mükerrirler hakkında, cezanın mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirileceği öngörülmüştür. Tekerrürün maddi ceza hukuku yönü bulunsa da, güvenlik tedbiri olarak düzenlendiğinde de şüphe bulunmamaktadır. Bu nedenle, kesin nitelikteki adli para cezasının yanında ayrıca güvenlik tedbiri niteliğinde bulunan mükerrirlere özgü infaz rejiminin uygulanmasına karar verilmesi karşısında, hükmün temyizinin mümkün olduğu kabul edilmelidir (Yargıtay seafoodplus.info Dairesi - Karar : /).

Tali Kusur Halinde Sürücü Belgesinin Geri Alınma Süresi

Sanık hakkında hükmolunan 1 yıl 8 ay hapis cezasının bir gün karşılığı 20 TL hesabı ile adli para cezasına çevrildiği aşamada, 1 yılın gün yerine gün olarak, buna göre de sonuç adli para cezasının TL yerine TL olarak eksik şekilde tayini hukuka aykırıdır. Tali kusurlu olduğu kabul edilen sanık hakkında mahkemece sanığın sürücü belgesinin TCK’nın 53/6. maddesi gereğince 1 yıl süre ile geri alınmasında bir isabetsizlik görülmediğinden, tebliğnamedeki sürücü belgesinin geri alınma süresinin fazla olduğuna dair bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir (Yargıtay Ceza Dairesi - Karar: /).

TCK’nın 53/6. maddesinde, belli bir meslek veya sanatın ya da trafik düzeninin gerektirdiği dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırılık dolayısıyla işlenen taksirli suçtan mahkumiyet hâlinde, üç aydan az ve üç yıldan fazla olmamak üzere, bu meslek veya sanatın icrasının yasaklanmasına ya da sürücü belgesinin geri alınmasına karar verilebileceği düzenlenmiş olup; sanığın tali kusurlu olduğu gözetilmeksizin, teşdidin derecesinde yanılgıya düşülerek sürücü belgesinin üst sınırdan olmak üzere 3 yıl süresince geri alınmasına karar verilmesi hukuka aykırıdır (Yargıtay Ceza Dairesi - Karar: /).

Hakların Yasaklanma Süresinin Ayrı Ayrı Gösterilmesi Gerekir

Sanığın, Sayılı seafoodplus.info 53/1-a,b,d,e bentlerindeki haklardan hapis cezasının infazı tamamlanıncaya; 53/1-c maddesinde yazılı haklardan ise anılan maddenin 3. fıkrası uyarınca kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından mahkum olduğu hapis cezasından koşullu salıverilmesine, diğer kişilere yönelik bu hakları bakımından aynı maddenin 2. fıkrası uyarınca hapis cezasının infazının tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmasına karar verilmesi gerekirken bu bentteki hak yoksunluğunun ayrım yapılmaksızın koşullu salıverilme tarihine kadar uygulanmasına karar verilmesi hukuka aykırıdır (Yargıtay 7. Ceza Dairesi - Karar: /).

Ehliyetin (Sürücü Belgesi) Geri Alınma Süresi Nasıl Belirlenir?

Taksirle yaralama suçundan sanığın mahkumiyetine dair hüküm, sanık avukatı tarafından temyiz edilmiştir. TCK’nın 53/6. maddesinde, 3 aydan az ve 3 yıldan fazla olmamak üzere sürücü belgesinin geri alınabileceği düzenlenmiş olup, aynı Kanunun 3/1. maddesi uyarınca tayin olunacak güvenlik tedbirinin süresinin, fiilin ağırlığı ile orantılı, adalet ve hakkaniyet kurallarına uygun olacak şekilde belirlenmesi gerektiği gözetilmeden, “suçun işleniş özellikleri dikkate alınarak” şeklindeki gerekçeyle sanık hakkında, en üst hadden 3 yıl süreyle sürücü belgesinin geri alınmasına karar verilmesi hukuka aykırıdır (Yargıtay Ceza Dairesi - Karar: /).

Bir Hak veya Yetkinin Kötüye Kullanılması Nedeniyle Yasaklılık Şartları

TCK’nın 53/6. maddesinde “belirli bir meslek veya sanatın ya da trafik düzeninin gerektirdiği dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırılık dolayısıyla işlenen taksirli suçtan mahkumiyet halinde 3 aydan 3 yıla kadar bu meslek veya sanatın icrasının yasaklanmasına ya da sürücü belgesinin geri alınmasına karar verilebileceğinin düzenlendiği, bir mesleğin icrasının yasaklanabilmesi için ruhsatnameye bağlı olarak yürütülmesi gerekmekte olup, mimar olup, müteahhitlik yapan sanığın, müteahhitlik işini yapmasının ruhsatnameye bağlı olarak yürütülen bir meslek olmadığı gözetilmeden, sanığın 6 ay süreyle inşaat mühendisliği ve müteahhitlik yapmaktan yasaklanmasına karar verilmesi hukuka aykırıdır (Yargıtay Ceza Dairesi - Karar: /).

Hak veya Yetkinin Kötüye Kullanılması Halinde Nasıl Yasaklama Kararı Verilir?

Zimmet ve resmi belgede sahtecilik suçlarını TCK’nın 53/1-a maddesindeki hak ve yetkileri kötüye kullanmak suretiyle işleyen sanık hakkında aynı Kanun’un 53/5. maddesi uyarınca “cezanın infazından sonra işlemek üzere hükmolunan cezanın yarısından bir katına kadar 53/1-a maddesindeki hak ve yetkileri kullanmasının yasaklanmasına” karar verilmesi yerine, öngörülen yasaklamanın memuriyet görev ve yetkileriyle sınırlı tutularak, sadece “memuriyet görev ve yetkilerini kullanmaktan yasaklanmasına” şeklinde hükümler kurulması hukuka aykırıdır (Yargıtay 5. Ceza Dairesi - Karar: /).

Memuriyetten Yasaklama Kararı Nasıl verilir?

Zimmet ve resmi belgede sahtecilik suçlarını TCK’nın 53/1-a maddesindeki hak ve yetkileri kötüye kullanmak suretiyle işleyen sanık hakkında aynı Kanun’un 53/5. maddesi uyarınca “cezanın infazından sonra işlemek üzere hükmolunan cezanın yarısından bir katına kadar 53/1-a maddesindeki hak ve yetkileri kullanmasının yasaklanmasına” karar verilmesi yerine, öngörülen yasaklamanın memuriyet görev ve yetkileriyle sınırlı tutularak, sadece “memuriyet görev ve yetkilerini kullanmaktan yasaklanmasına” şeklinde hükümler kurulması hukuka aykırıdır (Yargıtay 5. Ceza Dairesi - Karar: /).

Sürücü Belgesinin (Ehliyetin) Geri Alınması Kararı

TCK’nın 53/6. maddesi uyarınca “Belli bir meslek veya sanatın ya da trafik düzeninin gerektirdiği dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırılık dolayısıyla işlenen taksirli suçtan mahkûmiyet hâlinde, üç aydan az ve üç yıldan fazla olmamak üzere, bu meslek veya sanatın icrasının yasaklanmasına ya da sürücü belgesinin geri alınmasına karar verilebilir.” açık hükmü karşısında, sanık hakkında sürücü belgesinin geri alınmasına karar verilmesi gerekirken, sürücü belgesini kullanmaktan yasaklanmasına karar verilmesi hukuka aykırıdır (Yargıtay Ceza Dairesi - Karar: /).

Trafik Güvenliğini Tehlikeye Sokma Nedeniyle Sürücü Ehliyeti Geri Alınamaz

Trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan sanığın mahkumiyetine dair hüküm, sanık tarafından temyiz edilmekle,

TCK’nın 53/6. maddesi uyarınca, sürücü belgesinin geri alınmasına yalnızca taksirle işlenen suçlarda karar verilebileceği gözetilmeden, kasıtlı suçtan mahkumiyetine karar verilen sanık hakkında sürücü belgesinin TCK’nın 53/6. maddesiyle geçici olarak geri alınmasına karar verilmesi hukuka aykırıdır (Yargıtay Ceza Dairesi - Karar: /).

Müteahhitlik TCK m/6 Anlamında Bir Meslek veya Sanat Değildir

TCK’nın 53/6. maddesinde “belirli bir meslek veya sanatın ya da trafik düzeninin gerektirdiği dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırılık dolayısıyla işlenen taksirli suçtan mahkumiyet halinde 3 aydan 3 yıla kadar bu meslek veya sanatın icrasının yasaklanmasına ya da sürücü belgesinin geri alınmasına karar verilebileceğinin düzenlendiği, bir mesleğin icrasının yasaklanabilmesi için ruhsatnameye bağlı olarak yürütülmesi gerekmekte olup, müteahhitlik yapan sanığın, müteahhitlik işini yapmasının ruhsatnameye bağlı olarak yürütülen bir meslek olmadığı ve anılan inşaatın mermer işinin yapımını üstlenen mermerci sanığın, inşaat işleri ile uğraşmasının ruhsatnameye bağlı olarak yürütülen bir meslek olmadığı nazara alınmadan çalışma hürriyetlerini kısıtlayacak şekilde sanık … hakkında “2 yıl süreyle inşaat müteahhitliği mesleğinden”, sanık hakkında “2 yıl süreyle inşaat ustalığı mesleğinden” yasaklanmasına karar verilmesi hukuka aykırıdır (Yargıtay Ceza Dairesi - Karar: /).

Dosya içeriğine göre sanığın, inşaat şirketinin ortağı ve yetkilisi olarak inşaat işleri ile uğraşmasının ruhsatnameye bağlı olarak yürütülen bir meslek olmadığı nazara alınmadan çalışma hürriyetini kısıtlayacak şekilde 1 yıl 8 ay süreyle inşaat yapım icrasının yasaklanmasına karar verilmesi hukuka aykırıdır (Yargıtay Ceza Dairesi - Karar: /).

sayılı TCK’nın 53/6. maddesinde, belli bir meslek veya sanatın ya da trafik düzeninin gerektirdiği dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırılık dolayısıyla işlenen taksirli suçtan mahkumiyet hâlinde, üç aydan az ve üç yıldan fazla olmamak üzere, bu meslek veya sanatın icrasının yasaklanmasına ya da sürücü belgesinin geri alınmasına karar verilebileceği düzenlenmiş ise de; müteahhitlik yapan sanığın yaptığı işin meslek ve sanat niteliğinde olmadığı gözetilmeden TCK’nın 53/6. maddesi gereğince sanığın 3 ay süre ile bu meslek ve sanatı yapmaktan yasaklanmasına karar verilmesi hukuka aykırıdır (Yargıtay Ceza Dairesi - Karar: /).

Mesleği Yerine Farklı Bir Görev İfa edilen Kişiye TCK 53/6 Uygulanamaz

Bir mesleğin icrasının yasaklanabilmesi için ruhsatnameye bağlı olarak yürütülmesi gerektiği, inşaat mühendisi olup, özel şirkette proje müdürü olarak çalışan sanığın söz konusu işi yapması, ruhsatnameye bağlı olarak yürütülen meslek olmadığı gözetilmeden, 1 yıl süre ile yasaklanmasına karar verilmesi hukuka aykırıdır (Yargıtay Ceza Dairesi - Karar: /).

Bir mesleğin icrasının yasaklanabilmesi için ruhsatnameye bağlı olarak yürütülmesi gerekmekte olup, mimar olup, müteahhitlik yapan sanığın, müteahhitlik işini yapmasının ruhsatnameye bağlı olarak yürütülen bir meslek olmadığı gözetilmeden, sanığın 6 ay süreyle inşaat mühendisliği ve müteahhitlik yapmaktan yasaklanmasına karar verilmesi hukuka aykırıdr (Yargıtay Ceza Dairesi - Karar: /).

Ruhsatnameye Tabi Olmayan Ticari İşler Hakkında TCK 53/6 Uygulanamaz

TCK’nın 53/6. maddesinde, belli bir meslek veya sanatın ya da trafik düzeninin gerektirdiği dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırılık dolayısıyla işlenen taksirli suçtan mahkumiyet hâlinde, üç aydan az ve üç yıldan fazla olmamak üzere, bu meslek veya sanatın icrasının yasaklanmasına ya da sürücü belgesinin geri alınmasına karar verilebileceği düzenlenmiş olup, işletmeci olduğunu beyan eden ve … tavukçuluk limited şirketinin ortaklarından olan sanık hakkında, mesleğinin niteliği ile ruhsatnameye tabi işlerden olup olmadığı hakkında herhangi bir tespit yapılmadan TCK’nın 53/6. maddesi gereğince “9 ay ile meslek ve sanatın icrasının yasaklanmasına” karar verilmesi hukuka aykırıdır (Yargıtay Ceza Dairesi - Karar: /).

Bir mesleğin icrasının yasaklanabilmesi için ruhsatnameye bağlı olarak yürütülmesi gerekmekte olup, dosya arasında bulunan işyeri açılış ve çalışma ruhsatından olayın meydana geldiği un fabrikasının Söğütlü Un Ltd. Şirketi’ne ait olduğu ve Limited Şirket ortaklığının da ruhsatnameye bağlı olarak yürütülen bir meslek olmadığı gözetilmeden, sanığın 1 yıl 6 ay süre ile süre fabrikada icra ettiği meslek ve sanatını yürütmekten men edilmesine karar verilmesi hukuka aykırıdır (Yargıtay Ceza Dairesi - Karar: /).

Bir mesleğin icrasının yasaklanabilmesi için ruhsatnameye bağlı olarak yürütülmesi gerekmekte olup, limited şirket mesul müdürlüğünün ruhsatnameye bağlı olarak yürütülen bir meslek olmadığı gözetilmeden, sanığın 3 ay süreyle meslekten yasaklanmasına karar verilmesi hukuka aykırıdır (Yargıtay Ceza Dairesi - Karar: /).

Seçenek Yaptırıma Çevirme ile Belli Hakları Kullanmaktan Yasaklanma Tedbiri

sayılı TCK’nın 50/1-e fıkrasının ancak suçun ehliyet ve ruhsatla ya da meslek ve sanatın icrasıyla bağlantılı olması halinde uygulanabileceği gözetilmeden, diğer seçenek yaptırımlara çevrilebileceği dikkate alınmadan trafik kurallarına aykırı davranışla işlenen taksirle yaralama suçundan TCK’nın 53/6. maddesi uyarınca sürücü belgesinin geri alınmasına karar verilmesinin de mümkün olduğu halde mesleği şoförlük olmayan sanığa verilen hürriyeti bağlayıcı cezanın 5 ay süre ile sürücü belgesinin geri alınması seçenek yaptırımına çevrilmesi hukuka aykırıdır (Yargıtay Ceza Dairesi - Karar: /).

Hangi Somut Meslek veya Sanatın İcrasının Yasaklandığı Mahkumiyet Kararında Açıklanmalıdır

Sanıklar hakkında, sayılı TCK’nın 53/6. maddesi uyarınca sanığın çalışma özgürlüğünü kaldıracak şekilde hangi meslek olduğu da belirtilmeden soyut ifadelerle 6 ay süreyle meslek veya sanatın icrasının yasaklanmasına karar verilmesi hukuka aykırıdır (Yargıtay Ceza Dairesi - Karar: /).

TCK m Hükmünün Uygulanmasının Unutulması

Sanık hakkında TCK’nın 53/1. maddesinde öngörülen güvenlik tedbirlerine hükmolunmamış ise de, sayılı TCK’nın Maddesi uyarınca sanığın belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılmasının kasten işlenen suçtan dolayı hapis cezası ile cezalandırılmanın kanuni sonucu olması nedeniyle infaz aşamasında gözetilmesi olanaklı görüldüğünden, bu husus bozma nedeni yapılmamıştır (Yargıtay Ceza Dairesi - Karar : /).

TCK m Velayet Hakkını Kullanmaktan Yoksun Bırakma

sayılı TCK’nun maddesinin 3. fıkrası uyarınca, aynı maddenin 1. fıkrasının (c) bendinde yazılı sanığın kendi altsoyu üzerindeki velayet hakları ile vesayet veya kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan koşullu salıverilmesine, altsoyu dışında kalanlarla ilgili bu hak ve yetkilerden ise cezanın infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmasına karar verilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm tesisi, bozma nedenidir (Yargıtay 7. Ceza Dairesi - Karar : /).

Sürücü Belgesi Hükmün İnfazından Sonra Geri Alınır

sayılı Kanun’un 53 üncü maddesinin altıncı fıkrasındaki düzenlemeye göre fıkradaki bir meslek veya sanatın icrasının yasaklanmasına veya sürücü belgesinin alınmasına karar verilmesine yönelik kararların hükmün kesinleşmesiyle yürürlüğe gireceği ancak sürenin cezanın tümüyle infazından sonra başlayacağı öngörülmüştür.

Taksirli suç nedeniyle mahkemece verilen meslek veya sanatın icrasının yasaklanmasına ya da sürücü belgesinin geri alınmasına ilişkin tedbirin uygulanabilmesi için cezanın tümüyle infaz edilmesi veya infaz edilmiş sayılması gerekmektedir.

Hapis cezasına mahkumiyet halinde cezanın infazı süresince yoksun bırakılan kişi bu meslek veya sanatı fiilen icra edemeyeceğinden veya sürücü belgesini kullanamayacağından, yasaklama ve geri alma hükmünün hükmün kesinleşmesiyle yürürlüğe girmesinde ve sürenin cezanın tümüyle infazından sonra işlemeye başlamasında hukuka aykırılık bulunmamakta olup, yasal düzenlemenin sonucudur.

Somut olayda, taksirle ölüme neden olmak suçundan hapis cezası ile cezalandırılan ve 2 yıl süreyle sürücü belgesinin geri alınmasına karar verilen hükümlünün ceza infaz kurumuna giriş tarihinin , şartla tahliye tarihinin , hakederek tahliye tarihinin ise olduğu anlaşılmakla, mahkemece verilen sürücü belgesinin geri alınması kararının infazına hakederek tahliye tarihi olan tarihinden itibaren başlanması gerektiği gözetilmeksizin, geri alma süresinin sürücü belgesinin fiilen geri alındığı tarihte başlatılması, denetimli serbestlikle cezasının infazına karar verilen ya da şartla tahliyesine karar verilen ceza infaz kurumunda bulunmayan hükümlünün denetim süresi içerisinde sürücü belgesini kullanması gerektiği kabul edilerek İnfaz Hakimliğince verilen karara karşı yapılan itirazın kabulü yerine reddine dair verilen itiraz mercii kararı Kanuna aykırı olup kanun yararına bozma talebi incelenen dosya kapsamına göre yerinde görülmüştür (Yargıtay 1. Ceza Dairesi / E. , / K.).

Belli hakların kullanılmasının yasaklanması; sürücü belgesinin (ehliyetin) geri alınması (halk arasında “el koyma” denilmektedir), bir meslek veya sanatın icrasının yasaklanması ve diğer bazı temel hak ve özgürlüklere müdahale edilmesi nedeniyle istinaf veya temyiz başvurusnun bir avukat vasıtasıyla yapılması gereken önemli bir güvenlik tedbiridir.


Avukat Baran Doğan

UYARI

Web sitemizdeki tüm makale ve içeriklerin telif hakkı Av. Baran Doğan’a aittir. Tüm makaleler hak sahipliğinin tescili amacıyla elektronik imzalı zaman damgalıdır. Sitemizdeki makalelerin kopyalanarak veya özetlenerek izinsiz bir şekilde başka web sitelerinde yayınlanması halinde hukuki ve cezai işlem yapılacaktır. Avukat meslektaşların makale içeriklerini dava dilekçelerinde kullanması serbesttir.

Makale Yazarlığı İçin

Avukat veya akademisyenler hukuk makalelerini özgeçmişleri ile birlikte yayımlanmak üzere [email protected] adresine gönderebilirler. Makale yazımında konu sınırlaması yoktur. Makalelerin uygulamaya yönelik bir perspektifle hazırlanması rica olunur.

Belli Hakları Kullanmaktan Yoksun Bırakılma – TCK Madde

Belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılma, işlemiş olduğu suç nedeniyle cezalandırılan kişinin belli bir süreyle bazı hakları kullanmasının yasaklanmasıdır (TCK madde). Burada aslında ek bir ceza söz konusudur. Örneğin, sürücü belgesinin geri alınması, vakıf veya dernek yöneticisi olmaktan yasaklanma gibi.

Belli hakları kullanmaktan yoksun bırakma, mahiyeti itibarıyla bir tedbir özelliği taşımaktadır. Zira hak yoksunluğu, kusurlu bir iradeyle hareket edilen hallerde hükmedilen hapis cezasına veya adli para cezasına mahkûmiyetin varlığı halinde uygulanabilecektir. Belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılma tedbirine 3 farklı şekilde karar verilebilir:

  • Mahkumiyet ile birlikte zorunlu olarak belli hakları kullanmak yasaklanabilir. (TCK 53/1. madde)
  • Kötüye kullanılmak suretiyle suç işlenen bazı hak ve yetkilerin belli bir süre kullanılması yasaklanabilir. (TCK 53/5. madde)
  • Ceza mahkeme tarafından bazı şartların gerçekleşmesi halinde takdiri bir şekilde sanık hakkında belli hakları kullanmaktan yoksun bırakma kararı verebilir. (TCK 53/6. madde)

Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) maddesinde “Belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılma” hususu düzenlenmektedir. Türk Ceza Kanunu’nda cezalandırmayla güdülen amaç, suç işleyen kişinin bundan dolayı pişmanlık duymasını sağlamak ve sucuyu tekrar ıslah ederek topluma kazandırmaktır. Bir kişinin işlediği suçtan dolayı mahkûm olduğu cezayı çekmekle, gerçekleştirmiş olduğu ihlalin karşılığını gördüğü, toplumun kendisine karşı kaybetmiş olduğu güveni yeniden kazandığı ve ıslah olduğu kabul edilmektedir. Dolayısıyla mahkûm olunan cezanın infazından sonra devam eden bir yaptırım uygulamasının gereksiz olduğu düşünülmüş ve hak yoksunlukları kural olarak ceza mahkûmiyetinin süresiyle sınırlandırılmıştır.

belli haklari kullanmaktan yoksun birakilma tck 53

Belli Hakları Kullanmaktan Yoksun Bırakılma Nedir?

TCK’nin maddesine göre, hak yoksunluğu kural olarak, kasten işlenen bir suçtan ötürü hapis cezasına mahkûm olunması durumunda, mahkum olunan hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılmayı ifade etmektedir.

Ceza mahkumiyetinin önemli sonuçlarından biri de kişiyi maruz bıraktığı hak yoksunluğudur. TCK.’nun maddesinde belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılma bir güvenlik tedbiri olarak düzenlenmiş, Pek çok özel kanunda belirli suçlardan yahut belirli miktarın üzerinde cezaya mahkum olmanın (örneğin, Anayasa m, sayılı Devlet Memurları Kanunu m/5, Avukatlık Kanunu m.5/a veya Ticaret Kanunu gibi) bir kısım hak sınırlamaları doğuracağı düzenlenmiştir.

Belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılma için belli şartların olması gereklidir. Bunlar;

  • İşlenen suç kasıtlı suç olmalıdır.
  • Hapis cezasına hükmedilmelidir.
  • Fail 18 yaşını doldurmuş olmalıdır.

“Belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılma” tedbiri, Türk Ceza Kanunu’nun 1. Kitap’ının “Yaptırımlar” başlıklı 3. Kısım’ının “ Güvenlik Tedbirleri” başlıklı 2. Bölümü’nde yer alan maddesinde düzenlenmektedir.

Kanun maddesinde belirtilen hak yoksunlukları şunlardır:

  • Kamu Görevinin Üstlenilmesinden, Atanmaya ve Seçime Tabi Bütün Memuriyet ve Hizmetlerde İstihdam Edilmekten Yoksunluk

Kamu görevinin üstlenilmesinden yoksunluk, hapis cezasına mahkûmiyetin ilk sonucu oluşturmaktadır. Bu sonucun doğumu açısından üstlenilen kamu hizmetinin sürekli, süreli veya geçici olmasının önemi olmadığı gibi, bu göreve seçim veya atanma usulüyle gelme de önem arz etmemektedir.

Kanunda kamu görevinin üstlenilmesinden sonra, seçime tabi bütün memuriyet ve hizmetlerde istihdam edilmekten yoksunluk olarak bahsedilmektedir. Atama ve seçilme yoluyla kamusal bir görevi üstlenen kişiyi de kanun, kamu görevlisi saymaktadır.

  • Seçme ve Seçilme Ehliyetinden Yoksunluk

Kasten işlenen bir suçtan hapis cezasına mahkûmiyet halinde cezanın infazı süresince kişi seçme ve seçilme liyakatini kaybetmektedir. Ancak bu yoksunluk, cezanın infaz süresiyle sınırlıdır.

Anayasamızda (m. 67, 68), Milletvekili Seçimi Kanunu’nda (m, 11) ve Mahalli İdareler ile Mahalle Muhtarlıkları ve İhtiyar Heyetleri Seçimi Hakkında Kanun’da (m. 9, 31) seçme ve seçilme ehliyetinin koşulları düzenlenmiştir. Bu mevzuatlarda seçilebilmek için diğer şartların yanı sıra taksirli suçlar hariç toplam bir yıl veya daha fazla hapis veya süresi ne olursa olsun ağır hapis cezasına hüküm giymemek şartı aranmış, belli suçlardan mahkûmiyeti bulunanlara affa uğramış olsalar bile seçilemeyecekleri belirtilmiştir. Dolayısıyla bu başlık çerçevesinde dile getirilen seçilme ehliyetindeki yoksunluk Anayasanın amir hükmü gereği bu şekilde uygulanacaktır.

Anayasa Mahkemesi’nin tarihli, / E. ve /85 sayılı Kararı’na göre seçme hakkından yasaklılık ancak kişinin cezaevinde olduğu sürece mümkün olabilecektir.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi tarihli Söyler / Türkiye Kararı’nda; hükümlülerin oy verme haklarının her miktarda hapis cezasına mahkumiyetin sonucu olarak kullandırılmaması 1 no’lu Protokolün 3. maddesini ihlal eder nitelikte olduğuna hükmetmiştir.

  • Velayet Hakkından, Vesayet veya Kayyımlığa Ait Bir Hizmette Bulunmaktan Yoksunluk

Velayet, vesayet ve kayyımlık medeni hukuk kurumu olup kanunda kanuni temsilcilik olarak isimlendirilmektedir. Dolayısıyla bu hak yoksunluğu kanuni temsilcilik yapma hakkından yoksunluk olarak belirtilmektedir.

Hapis cezasına mahkûm olan kişi kural olarak cezanın infazı süresince bu haktan yoksun kalacaktır. Bu konuda hakimin takdir yetkisi de yoktur. Hapis cezası ertelenen veya koşullu salıverilen kişinin sadece kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkilerinden yoksunluğu ortadan kalkacaktır (m. 53/3). Alt soy dışındaki kişiler bakımından söz konusu olan vesayet ve kayyımlık yetkileri, ancak hapis cezasının infazının tamamlanmasından sonra kullanılabilecektir.

  • Vakıf, Dernek, Sendika, Şirket ve Siyasi Parti Tüzel Kişiliklerinin Yöneticisi veya Denetçisi Olmaktan Yoksunluk

Bu yoksunluk, özel hukuk tüzel kişisinin yöneticisi veya denetçisi olabilme hakkından yoksunluktur. Özel hukuk tüzel kişilerinin yöneticisi veya denetçilerinin ne şekilde seçileceği Medeni Kanun, Dernekler Kanunu gibi ayrı mevzuatlarda düzenlenmektedir.

  • Resmi İzne Tabi Bir Meslek Veya Sanatı İcra Etmekten Yoksunluk

Bu yoksunluk, bir kamu kurumunun veya kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının iznine tabi bir meslek veya sanatı, kendi sorumluluğu altında serbest meslek erbabı veya tacir olarak yürütmektir.

Kanunda kamu kurumundan bahsedildiği için kasti bir suçtan dolayı mahkûmiyet sonucunda kamu idarelerince verilen izne tabi bir meslek veya sanatı icra etmekten yoksunluk söz konusu olmayacaktır.

Hapis cezası ertelenen hükümlü hakkında söz konusu yoksunluğun uygulanmasına karar verilebilecektir. Ancak bu husus hâkimin takdir yetkisindedir.

TCK 53 &#; Belli Hakları Kullanmaktan Yoksun Bırakılma

(1) Kişi, kasten işlemiş olduğu suçtan dolayı hapis cezasına mahkûmiyetin kanuni sonucu olarak;

a) Sürekli, süreli veya geçici bir kamu görevinin üstlenilmesinden; bu kapsamda, Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeliğinden veya Devlet, il, belediye, köy veya bunların denetim ve gözetimi altında bulunan kurum ve kuruluşlarca verilen, atamaya veya seçime tabi bütün memuriyet ve hizmetlerde istihdam edilmekten,

b) Seçme ve seçilme ehliyetinden,

c) Velayet hakkından; vesayet veya kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan,

d) Vakıf, dernek, sendika, şirket, kooperatif ve siyasi parti tüzel kişiliklerinin yöneticisi veya denetçisi olmaktan,

e) Bir kamu kurumunun veya kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşunun iznine tabi bir meslek veya sanatı, kendi sorumluluğu altında serbest meslek erbabı veya tacir olarak icra etmekten yoksun bırakılır.

(2) Kişi, işlemiş bulunduğu suç dolayısıyla mahkûm olduğu hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar bu hakları kullanamaz.

(3) Mahkûm olduğu hapis cezası ertelenen veya denetimli serbestlik tedbiri uygulanarak cezası infaz edilen ya da koşullu salıverilen hükümlünün kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından yukarıdaki fıkralar hükümleri uygulanmaz. Mahkûm olduğu hapis cezası ertelenen veya denetimli serbestlik tedbiri uygulanarak cezası infaz edilen ya da koşullu salıverilen hükümlü hakkında birinci fıkranın (e) bendinde söz konusu edilen hak yoksunluğunun uygulanmamasına karar verilebilir.

(4) Kısa süreli hapis cezası ertelenmiş veya fiili işlediği sırada onsekiz yaşını doldurmamış olan kişiler hakkında birinci fıkra hükmü uygulanmaz.

(5) Birinci fıkrada sayılan hak ve yetkilerden birinin kötüye kullanılması suretiyle işlenen suçlar dolayısıyla hapis cezasına mahkûmiyet halinde, ayrıca, cezanın infazından sonra işlemek üzere, hükmolunan cezanın yarısından bir katına kadar bu hak ve yetkinin kullanılmasının yasaklanmasına karar verilir. Bu hak ve yetkilerden birinin kötüye kullanılması suretiyle işlenen suçlar dolayısıyla sadece adlî para cezasına mahkûmiyet halinde, hükümde belirtilen gün sayısının yarısından bir katına kadar bu hak ve yetkinin kullanılmasının yasaklanmasına karar verilir. Hükmün kesinleşmesiyle icraya konan yasaklama ile ilgili süre, adlî para cezasının tamamen infazından itibaren işlemeye başlar.

(6) Belli bir meslek veya sanatın ya da trafik düzeninin gerektirdiği dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırılık dolayısıyla işlenen taksirli suçtan mahkûmiyet halinde, üç aydan az ve üç yıldan fazla olmamak üzere, bu meslek veya sanatın icrasının yasaklanmasına ya da sürücü belgesinin geri alınmasına karar verilebilir. Yasaklama ve geri alma hükmün kesinleşmesiyle yürürlüğe girer ve süre, cezanın tümüyle infazından itibaren işlemeye başlar.

TCK 53 &#; Belli Hakları Kullanmaktan Yoksun Bırakılma Madde Gerekçesi

İşlediği suç dolayısıyla toplumda kişiye karşı duyulan güven sarsılmaktadır. Bu nedenle, suçlu kişi özellikle güven ilişkisinin var­lığını gerekli kılan belli hakların kullanmaktan yoksun bırakılmaktadır. Madde metninde, işlediği suç dolayısıyla kişinin hangi hakları kullanmaktan yoksun bırakılacağı belirlenmiştir.

Ancak, bu hak yoksunluğu süresiz değildir. Cezalandırılmakla güdü­len asıl amaç, işlediği suçtan dolayı kişinin etkin pişmanlık duymasını sağ­layıp tekrar topluma kazandırılması olduğuna göre, suça bağlı hak yoksun­luklarının da belli bir süreyle sınırlandırılması gerekmiştir. Bu nedenle, madde metninde söz konusu hak yoksunluklarının mahkûm olunan cezanın infazı tamamlanıncaya kadar devam etmesi öngörülmüştür. Böylece, kişi mahkûm olduğu cezanın infazının gereklerine uygun davranarak bunun ta­mamlanmasıyla kendisinin tekrar güven duyulan bir kişi olduğu konusunda topluma da bir mesaj vermektedir. Bu bakımdan hak yoksunluklarının en geç cezanın infazının tamamlanması aşamasına kadar devam etmesi, suç ve ceza politikasıyla güdülen amaçlara daha uygun düşmektedir.

Bu sistemde süresiz bir hak yoksunluğu söz konusu olmadığı için ya­saklanmış hakların geri verilmesinden artık söz edilemeyecektir.

Maddenin üçüncü fıkrasında mahkum olduğu hapis cezası ertelenen veya koşullu salıverilen hükümlünün kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesa­yet ve kayyımlık yetkilerini kullanabileceği belirtilmiştir. Ayrıca, dördüncü fıkrada, kısa süreli hapis cezası ertelenmiş veya fiili işlediği sırada onsekiz yaşını doldurmamış olan kişiler hakkında mahkûm oldukları cezaya bağlı herhangi bir hak yoksunluğunun doğmadığı hüküm altına alınmıştır.

Maddenin beşinci fıkrasında, belli bir hak ve yetkinin kötüye kulla­nılması suretiyle işlenen kasıtlı suçlar dolayısıyla mahkUmiyet hâlinde, mahkûm olunan cezanın infazından sonra da etkili olmak üzere bu hak ve yetkinin kullanılmasının yasaklanmasına ayrıca hükmedilmesi öngörülmüş­tür. Bu durumda mahkemenin belli bir hak ve yetkiyle ilgili olarak vereceği yasaklama kararı bir güvenlik tedbiri niteliği taşımaktadır.

Altıncı fıkrada, belli bir meslek veya sanatın ya da trafik düzeninin ge­rektirdiği dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırılık dolayısıyla işlenen taksirli suçtan mahkûmiyet hâlinde, yine güvenlik tedbiri olarak, belli bir süre için bu meslek veya sanatın icrasının yasaklanmasına ya da sürücü belgesinin geri alınmasına karar verilebileceği öngörülmüştür.

Belirli Hakları Kullanmaktan Yoksun Bırakılma Önemli Bilgiler

  • TCK 31 uygulandığı hallerde TCK yani belirli hakları kullanmaktan yoksun bırakılma uygulanmaz.
  • Hapis cezası seçenek yaptırıma çevrildiğinde TCK 53 uygulanmaz.
  • TCK Maddesinin 1. ve 5. fıkrası kasıtlı suçlarda, 6. fıkrası taksirli suçlarda uygulanır.
  • TCK53/5 maddesi uygulanabilmesi için iddianamede yer almalı veya sanığa ek savunma hakkı verilmelidir.
  • TCK53/5 maddesi uygulanırken yargılama konusu hak ve yetki konusunda yasaklılığa karar verilebilir.

Belli Hakları Kullanmaktan Yoksun Bırakılmanın Şartları Nelerdir?

Öncelikle belirtmek gerekir ki hak yoksunluğunun tedbirinin infaz tarzı, Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Tüzük’ün ve Denetimli Serbestlik ve Yardım Merkezleri ile Koruma Kurulları Yönetmeliğinin maddesiyle düzenlenmiştir.

Tck’nın maddesinden hareketle belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılma tedbiri uygulanış biçimi yönünden “kanuni netice olarak infaz süresiyle sınırlı bir şekilde uygulanan hak yoksunluğu”, “cezanın infazından sonra da belli bir süre uygulanan hak yoksunluğu”, taksirli suçlar nedeniyle uygulanan hak yoksunluğu” şeklinde üçe ayırmak mümkündür. Her üç duruma ilişkin şartlar şunlardır:

  • Kanuni Netice Olarak İnfaz Süresiyle Sınırlı Bir Şekilde Uygulanan Hak Yoksunluğunun Şartları

Hak yoksunluğu kural olarak kasten işlenebilen bir suçtan hapis cezasına mahkûmiyetin kanuni sonucu olarak uygulanabilen bir tedbir niteliğindedir (m. 53/1). Dolayısıyla taksirli suçlardan hapis cezasına mahkûmiyet maddenin 6. fıkrasındaki istisnai durum dışında, doğrudan hak yoksunluğunu gerektirmemektedir. Aynı şekilde kasten işlenen bir suçtan adli para cezasına mahkûmiyette maddenin 5. fıkrasındaki istisnai durum dışında, hak yoksunluğunu getirmemektedir.

Belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılma tedbiri, kasti bir suçtan hapis cezasına mahkûmiyetin kanuni neticesi olarak kendiliğinden uygulandığından, mahkeme hükmünde ayrıca tedbire hükmedildiğin belirtilmesi gerekli değildir (CMK /6, m/1-c) ve bu nedenle bu hususun hükümde belirtilmemiş olması hükümlü bakımından lehe bir durum oluşturmaz.

Hak yoksunluğu tedbiri, failin suçu işlediği sırada on sekiz yaşını doldurduğu hallerde kanuni sonuç olarak uygulama kabiliyetine haizdir. Bu durumda failin; hüküm tarihindeki yaşı değil suçu işlediği esnadaki yaşı dikkate alınır. Suç işlediği tarihte on sekiz yaşını doldurmamış kişiler açısından hükmolunan ceza miktarı ne olursa olsun hak yoksunluğu söz konusu olmayacaktır. Örneğin on sekiz yaşını doldurmadan işlenen suçlar bakımından alınacak ceza, failin daha sonra bir kamu görevine girmesine engel olmaz.

Hak yoksunluğu tedbirinin uygulanması için kural olarak kasten işlenmiş bir suçtan dolayı kesinleşmiş hapis cezasına mahkûmiyetin varlığı yeterlidir. Hapis cezasının süresi ve infaz edilmiş olup olmaması önemli değildir. Kural olarak ertelenen hapis cezaları dahi deneme süresince hak yoksunluğuna sebep olur (m. 51). Ancak kısa süreli hapis cezası ertelenmiş olanlar hakkında hak yoksunluğu tedbiri uygulanmaz (m. 53/4).

  • Cezanın İnfazından Sonra Belli Bir Süreyle Uygulanabilen Hak Yoksunluğunun Şartları

Maddenin 1. fıkrasında sayılan hak ve yetkilerden birinin kötüye kullanılması suretiyle işlenen suçlar dolayısıyla hapis cezasına mahkûmiyet halinde (örneğin rüşvet alan bir memur hakkında hak yoksunluğu), ayrıca cezanın infazından sonra işlemek üzere bu hak ve yetkinin kullanılmasının yasaklanmasına karar verilir. Ancak bu hususta ayrıca karar verilmesi lazımdır. Yani hükümde ve hükmün gerekçesinde bu yasaklamaya ayrıca yer verilmesi gerekir.

Cezanın infazından sonra belli bir süre hak yoksunluğunun uygulanması için suçun maddenin 1. fıkrasındaki hak ve yetkinin kötüye kullanımıyla işlenmiş olması gerekir, belli bir hak ve yetkiye sahip kişiler tarafından işlenebilecek suçun varlığı burada yeterli değildir.

Bu hak yoksunluğu için suçun kural kasten işlenmiş olması gerekmektedir. Ancak maddenin 1. fıkrasındaki hak ve yetkilerin kullanılması suretiyle işlenen dolayısıyla sadece adli para cezasına hükmedilmesi halinde hükümde geçen gün sayısın yarısından bir katına kadar bu hak ve yetkinin kullanılmasının yasaklanmasına karar verilecektir. Bu durumda hak yoksunluğuna ilişkin süre, adli para cezasının tamamen infazından itibaren başlayacaktır.

Eğer hapis cezasına mahkûmiyet söz konusu ise infazdan sonra işlemek üzere bu cezanın yarısından bir katına kadar süre hak yoksunluğuna hükmedilebilecektir. Cezanın yanı sıra hükmolunan hak yoksunluğu tedbiri, hapis veya adli para cezasının tamamıyla infazından sonra işlemeye başlayacaktır.

Failin maddenin 1. fıkrasındaki hak ve yetkilerden birini kötüye kullanarak birden fazla suç işlediği hallerde, her bir suç için ayrı ayrı infazdan sonra işlemek üzere hak yoksunluğuna hükmedilmesi ve bunların ayrı ayrı infaz edilmesi gerekir. Hapis ve adli para cezasının birlikte uygulanması hükmedilmişse infazdan sonra işlemek üzere sadece bir hak yoksunluğuna hükmedilmesi gerekir.

Maddenin 5. fıkrasının uygulanabilmesi için bu hususun iddianamede yer alması veya kovuşturma aşamasında sanığa bu konuda ek savunma imkânı verilmesi gereklidir.  Bu hüküm uygulanırken hangi hak ve yetkinin kötüye kullanılması suretiyle suç işlenmişse, o hak ve yetkinin yasaklılığına karar verilmelidir.

  • Taksirli Suçlarda Hak Yoksunluğunun Şartları

Maddenin 6. fıkrasıyla; belli bir meslek veya sanatın ya da trafik düzeninin gerektirdiği dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırılık dolayısıyla işlenen taksirli suçtan mahkûmiyet halinde, üç aydan az veya üç yıldan fazla olmamak üzere, bu meslek veya sanatın icrasının yasaklanmasına ya da sürücü belgesinin geri alınmasına karar verilebilir. Yasaklama ve geri alma hükmün kesinleşmesiyle yürürlüğe girer ve süre, cezanın tümüyle infazından itibaren işlemeye başlar.

Bu yoksunlukların uygulanabilmesi, söz konusu meslek ve sanatın gerektirdiği dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırılık veya sürücü belgesine sahip olmanın gerektirdiği dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırılık dolayısıyla bir suçun işlenmiş olmasına bağlıdır.

Taksirli suçlardan dolayı hükmedilecek hak yoksunluğu, cezanın infazından sonra işlemek üzere ayrıca kararlaştırılır. Yani hükümde ayrıca belirtilmesi gereklidir.

Yoksunluğun süresi (taksirli suçtan mahkûmiyetin süresi ne olursa olsun) üç aydan az ve üç yıldan fazla olmamak üzere failin tehlikelilik hali dikkate alınarak belirlenecektir.

Belli Hakları Kullanmaktan Yoksun Bırakılma Yargıtay Kararları

Yargıtay Ceza Dairesi, K.T.: , / E, / K. sayılı Kararı

  • Belli Hakları Kullanmaktan Yoksun Bırakılma
  • TCK Madde

Taksirli suçlarda uygulama imkânı bulunmadığı gözetilmeden sanıklar hakkında TCK’nın 53/ maddeleri gereği hak yoksunluğuna hükmedilmesi…


Yargıtay Ceza Dairesi, K.T.: , / E., / K. sayılı Kararı

  • Belli Hakları Kullanmaktan Yoksun Bırakılma
  • TCK Madde

TCK’nın 53/6. maddesinde belirli meslek veya sanatın ya da trafik düzeninin gerektirdiği dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırılık dolayısıyla işlenen taksirli suçtan mahkumiyet halinde 3 aydan 3 yıla kadar bu meslek veya sanatın icrasının yasaklanmasına yada sürücü belgesinin geri alınmasına karar verilebileceğinin düzenlendiği, bir mesleğin icrasının yasaklanabilmesi için ruhsatnameye bağlı olarak yürütülen bir meslek olmadığı gözetilmeden 4 ay süreyle lokanta işletmekten yasaklanmasına karar verilmesi….


Yargıtay Ceza Dairesi, Tarih , / E., / K. sayılı Kararı

  • Belli Hakları Kullanmaktan Yoksun Bırakılma
  • TCK Madde

Sanık hakkında sayılı TCK’nın 53/6. maddesinin uygulanması talep edildiği halde bu konuda olumlu veya olumsuz bir karar verilmemesi.


Yargıtay Ceza Dairesi, Tarih , / E., / K.

  • Belli Hakları Kullanmaktan Yoksun Bırakılma
  • TCK Madde

Taksirli suçlarda uygulama imkanı bulunmadığı gözetilmeden sanıklar hakkında TCK 53/ maddeleri gereğince hak yoksunluğuna hükmedilmesi…


Belli Hakları Kullanmaktan Yoksun Bırakılma TCK 53 Hakkında Sıkça Sorulan Sorular

Kamu hizmetlerinden yasaklanma ne demek?

Sürekli, süreli veya geçici olarak bir kamu görevinin üstlenilmesinden yoksun bırakılmadır. Yani TCK 53 kapsamında sanığın, hükümlülük süresince, sürekli, süreli veya geçici bir kamu görevini üstlenmekten men edilmesidir.

Belirli haklardan yoksun bırakmaya ilişkin güvenlik tedbirinin infazına ne zaman başlanır?

Kararın kesinleşmesinden itibaren başlar. Yani tüm olağan kanun yollarından sonunda infaza başlanır.

Tck 53/1 memuriyete etkisi var mı?

TCK 53/1 maddesi uygulananlar o süre boyunca memur olamazlar. Güvenlik soruşturması olumsuz sonuçlanır.

Arabamla seyahat ederek yaptığım bir kaza sonucu taksirle ölüme sebebiyetten 4 yıl hapis cezası aldım. Cezam sona erdi. Belediye seçimlerinde ilçemden belediye başkanlığına aday olmak istiyorum. Söz konusu cezam seçilmeme engel olur mu?

Seçilme hakkından yoksunluk ancak kasten işlenebilen suçlar için söz konusudur. Taksirli suçlardan dolayı almış olduğunuz ceza, belediye başkanı seçilmenize engel bir durum söz konusu değildir.

Otobüs şoförüyüm. Otobüsü kullanırken bir kazaya sebebiyet vermem halinde sürücü belgeme el konulur mu?

Şoförlük mesleği icra etmeniz size bu mesleği icra ederken dikkat ve özen yükümlülüğü yüklemektedir. Mesleği icra ederken bu yükümlülüğe aykırı şekilde davranmanız ve taksirli bir suç işlemeniz halinde üç aydan az ve üç yıldan fazla olmamak üzere sürücü belgenize el konulmasına mahkemece karar verilecektir.

Şoförlük mesleğini icra ederken işlemiş olduğum taksirli suç nedeniyle sürücü belgeme el konulma süresi ne zaman başlar?

Taksirli suçlardan dolayı hükmedilecek belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılma kararı, cezanın infazından sonra işlemek üzere ayrıca kararlaştırılır. Sürücü belgenizin hakkında verilen el konma kararında belirtilen süre, taksirli suçtan almış olduğunun cezanızın infazı tamamlandıktan sonra başlayacaktır.

Belli Hakları Kullanmaktan Yoksun Bırakılma

TCK Madde 53

(1) Kişi, kasten işlemiş olduğu suçtan dolayı hapis cezasına mahkûmiyetin kanuni sonucu olarak (1);

a) Sürekli, süreli veya geçici bir kamu görevinin üstlenilmesinden; bu kapsamda, Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeliğinden veya Devlet, il, belediye, köy veya bunların denetim ve gözetimi altında bulunan kurum ve kuruluşlarca verilen, atamaya veya seçime tabi bütün memuriyet ve hizmetlerde istihdam edilmekten,

b) Seçme ve seçilme ehliyetinden (2),

c) Velayet hakkından; vesayet veya kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan,

d) Vakıf, dernek, sendika, şirket, kooperatif ve siyasi parti tüzel kişiliklerinin yöneticisi veya denetçisi olmaktan,

e) Bir kamu kurumunun veya kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşunun iznine tabi bir meslek veya sanatı, kendi sorumluluğu altında serbest meslek erbabı veya tacir olarak icra etmekten,

Yoksun bırakılır.

(2) Kişi, işlemiş bulunduğu suç dolayısıyla mahkûm olduğu hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar bu hakları kullanamaz.

(3) Mahkûm olduğu hapis cezası ertelenen veya denetimli serbestlik tedbiri uygulanarak cezası infaz edilen ya da koşullu salıverilen hükümlünün kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından yukarıdaki fıkralar hükümleri uygulanmaz. Mahkûm olduğu hapis cezası ertelenen veya denetimli serbestlik tedbiri uygulanarak cezası infaz edilen ya da koşullu salıverilen hükümlü hakkında birinci fıkranın (e) bendinde söz konusu edilen hak yoksunluğunun uygulanmamasına karar verilebilir.

(4) Kısa süreli hapis cezası ertelenmiş veya fiili işlediği sırada onsekiz yaşını doldurmamış olan kişiler hakkında birinci fıkra hükmü uygulanmaz. (3)

(5) Birinci fıkrada sayılan hak ve yetkilerden birinin kötüye kullanılması suretiyle işlenen suçlar dolayısıyla hapis cezasına mahkûmiyet halinde, ayrıca, cezanın infazından sonra işlemek üzere, hükmolunan cezanın yarısından bir katına kadar bu hak ve yetkinin kullanılmasının yasaklanmasına karar verilir. Bu hak ve yetkilerden birinin kötüye kullanılması suretiyle işlenen suçlar dolayısıyla sadece adlî para cezasına mahkûmiyet halinde, hükümde belirtilen gün sayısının yarısından bir katına kadar bu hak ve yetkinin kullanılmasının yasaklanmasına karar verilir. Hükmün kesinleşmesiyle icraya konan yasaklama ile ilgili süre, adlî para cezasının tamamen infazından itibaren işlemeye başlar.

(6) Belli bir meslek veya sanatın ya da trafik düzeninin gerektirdiği dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırılık dolayısıyla işlenen taksirli suçtan mahkûmiyet halinde, üç aydan az ve üç yıldan fazla olmamak üzere, bu meslek veya sanatın icrasının yasaklanmasına ya da sürücü belgesinin geri alınmasına karar verilebilir. Yasaklama ve geri alma hükmün kesinleşmesiyle yürürlüğe girer ve süre, cezanın tümüyle infazından itibaren işlemeye başlar.


(1) Anayasa Mahkemesi’nin 8/10/ tarihli ve E.: /, K.: /85 sayılı Kararı ile; bu maddenin birinci fıkrasında yer alan “Kişi, kasten işlemiş olduğu suçtan dolayı hapis cezasına mahkûmiyetin kanuni sonucu olarak;…” bölümü, aynı fıkranın (b) bendinde yer alan “…seçilme ehliyetinden…” ibaresi yönünden, yine aynı fıkrada yer alan “…hapis cezasına…” ibaresi ise (b) bendinde yer alan “Seçme ve…” ibaresi yönünden iptal edilmiştir.

(2) Anayasa Mahkemesi’nin 8/10/ tarihli ve E.: /, K.: /85 sayılı Kararı ile; bu maddenin birinci fıkrasında yer alan “…ve diğer siyasi hakları kullanmaktan” ibaresi ile aynı maddenin ikinci fıkrası, birinci fıkranın (b) bendinde yer alan “Seçme ve seçilme ehliyetinden…” ibaresi yönünden iptal edilmiştir.

(3) Anayasa Mahkemesi’nin 8/10/ tarihli ve E.: /, K.: /85 sayılı Kararı ile; bu fıkrada yer alan “Kısa süreli hapis cezası ertelenmiş veya…” ibaresi, aynı maddenin birinci fıkrasında yer alan “…seçilme ehliyetinden…” ibaresi yönünden iptal edilmiştir.



TCK Madde 53 Belli Hakları Kullanmaktan Yoksun Bırakılma

TCK Madde 53 Gerekçesi

İşlediği suç dolayısıyla toplumda kişiye karşı duyulan güven sarsılmaktadır. Bu nedenle, suçlu kişi özellikle güven ilişkisinin varlığını gerekli kılan belli hakların kullanmaktan yoksun bırakılmaktadır. Madde metninde, işlediği suç dolayısıyla kişinin hangi hakları kullanmaktan yoksun bırakılacağı belirlenmiştir.

Ancak, bu hak yoksunluğu süresiz değildir. Cezalandırılmakla güdülen asıl amaç, işlediği suçtan dolayı kişinin etkin pişmanlık duymasını sağlayıp tekrar topluma kazandırılması olduğuna göre, suça bağlı hak yoksunluklarının da belli bir süreyle sınırlandırılması gerekmiştir. Bu nedenle, madde metninde söz konusu hak yoksunluklarının mahkûm olunan cezanın infazı tamamlanıncaya kadar devam etmesi öngörülmüştür. Böylece, kişi mahkûm olduğu cezanın infazının gereklerine uygun davranarak bunun tamamlanmasıyla kendisinin tekrar güven duyulan bir kişi olduğu konusunda topluma da bir mesaj vermektedir. Bu bakımdan hak yoksunluklarının en geç cezanın infazının tamamlanması aşamasına kadar devam etmesi, suç ve ceza politikasıyla güdülen amaçlara daha uygun düşmektedir.

Bu sistemde süresiz bir hak yoksunluğu söz konusu olmadığı için, yasaklanmış hakların geri verilmesinden artık söz edilemeyecektir.

Maddenin üçüncü fıkrasında mahkûm olduğu hapis cezası ertelenen veya koşullu salıverilen hükümlünün kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkilerini kullanabileceği belirtilmiştir. Ayrıca, dördüncü fıkrada, kısa süreli hapis cezası ertelenmiş veya fiili işlediği sırada onsekiz yaşını doldurmamış olan kişiler hakkında mahkûm oldukları cezaya bağlı herhangi bir hak yoksunluğunun doğmadığı hüküm altına alınmıştır.

Maddenin beşinci fıkrasında, belli bir hak ve yetkinin kötüye kullanılması suretiyle işlenen kasıtlı suçlar dolayısıyla mahkûmiyet hâlinde, mahkûm olunan cezanın infazından sonra da etkili olmak üzere bu hak ve yetkinin kullanılmasının yasaklanmasına ayrıca hükmedilmesi öngörülmüştür. Bu durumda mahkemenin belli bir hak ve yetkiyle ilgili olarak vereceği yasaklama kararı bir güvenlik tedbiri niteliği taşımaktadır.

Altıncı fıkrada, belli bir meslek veya sanatın ya da trafik düzeninin gerektirdiği dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırılık dolayısıyla işlenen taksirli suçtan mahkûmiyet hâlinde, yine güvenlik tedbiri olarak, belli bir süre için bu meslek veya sanatın icrasının yasaklanmasına ya da sürücü belgesinin geri alınmasına karar verilebileceği öngörülmüştür.


TCK 53 (Belli Hakları Kullanmaktan Yoksun Bırakılma) Emsal Yargıtay Kararları


Yargıtay 6. Ceza Dairesi / E. , / K.

  • TCK 53/1
  • Adli para cezasına mahkumiyet halinde, TCK 53/1 maddesindeki belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılma tedbirine hükmedilemez.

Sanık hakkında sonuçta adli para cezasına hükmedildiğinin anlaşılması karşısında, hapis cezasına mahkumiyetin yasal sonucu olan sayılı TCK’nın 53/1. maddesinde öngörülen belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılma tedbirlerine hükmedilemeyeceğinin gözetilmemesi, bozma nedenidir.


Yargıtay Ceza Dairesi / E. , / K.

  • Hapis cezası, adli para cezası veya diğer seçenek yaptırımlara çevrildiği takdirde TCK madde uygulanamaz.

Sayılı TCK’nın maddesinde düzenlenen belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılma güvenlik tedbirinin, kişinin kasten işlemiş olduğu suçtan dolayı hapis cezasına mahkumiyetin kanuni sonucu olması adli para cezası veya diğer seçenek yaptırımlarda uygulanmayacağına dair yasal düzenleme karşısında; sanık hakkında hükmolunan kısa süreli hapis cezasının aynı Kanun’un 50/1-a maddesi gereğince adli para cezasına çevrilmesi sebebiyle belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılmaya dair karar verilemeyeceğinin gözetilmemesi, bozma nedenidir.


Yargıtay 6. Ceza Dairesi-K/

  • TCK 53/1
  • Uzun süreli hapis cezasının ertelenmesi halinde TCK 53/1 hükümleri uygulanmalıdır.
  • TCK 53/1’deki belli hakları kullanmaktan yoksun bırakma tedbirine hükmedilmese bile hapis cezasına mahkumiyetin kanuni sonucu olarak infaz aşamasında kendiliğinden gözetilir.

Sanık hakkında nitelikli konut dokunulmazlığını ihlal etme suçundan hükmolunan 1 Yıl 2 Ay hapis cezasının sayılı TCK’nun 49/2. maddesi gereğince “uzun süreli hapis cezası” olması dolayısıyla aynı yasa’nın 53/ madde ve fıkraları gereğince, uzun süreli hapis cezası ertelenen sanık hakkında, anılan kanun maddesinin 1. fıkrasında belirtilen belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılma tedbirlerinin uygulanması gerektiği gözetilmemiş ise de; hükümlülüğünün yasal sonucu olarak infaz aşamasında dikkate alınması mümkün görüldüğünden bozma nedeni yapılmamıştır.

Yargıtay Ceza Dairesi / E. , / K.

Sanık hakkında, sayılı seafoodplus.info maddesinde öngörülen belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılma tedbirlerinin, kasten işlenen suçlarda mahkumiyetin yasal sonucu olduğu ve hükmedilen ceza süresine bakılmaksızın uygulanması gerektiği gözetilmemiş ise de, bu hususun infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.


Yargıtay 2. Ceza Dairesi-K/

  • TCK 53/1, TCK 53/4
  • Yaşı küçük çocuk hakkında TCK 53/1’de düzenlenen belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılma tedbiri uygulanamaz.

sayılı TCK’nun 53/1. maddesinde öngörülen belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılma tedbirlerinin aynı maddenin 4. fıkrasına aykırı olarak, suç tarihinde 18 yaşını tamamlamamış olan suça sürüklenen çocuk hakkında uygulanamayacağının gözetilmemesi, bozma nedenidir.


Yargıtay 9. Ceza Dairesi / E. , / K.

  • TCK 53/5
  • TCK’nın 53/5. maddesinde düzenlenen “belli bir hak ve yetkinin kötüye kullanılması suretiyle işlenen kasıtlı suçlar dolayısıyla bu hak ve yetkinin kullanılmasının yasaklanmasına” dair yaptırım bir güvenlik tedbiri olup mahkemece hüküm kurulmasa bile infaz aşamasında dikkate alınmalıdır.

Uyuşmazlık konusu olan TCK’nın 53/5. maddesinin, Kanunun “Güvenlik Tedbirleri” başlıklı İkinci Bölümde ve “Belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılma” başlığı altında düzenlenmesi nedeniyle bir güvenlik tedbiri olduğu hususunda herhangi bir kuşku bulunmamaktadır. Nitekim madde gerekçesinde “Maddenin beşinci fıkrasında, belli bir hak ve yetkinin kötüye kullanılması suretiyle işlenen kasıtlı suçlar dolayısıyla mahkûmiyet hâlinde, mahkûm olunan cezanın infazından sonra da etkili olmak üzere bu hak ve yetkinin kullanılmasının yasaklanmasına ayrıca hükmedilmesi öngörülmüştür. Bu durumda mahkemenin belli bir hak ve yetkiyle ilgili olarak vereceği yasaklama kararı bir güvenlik tedbiri niteliği taşımaktadır.” denilmek suretiyle bu husus açıkça vurgulanmıştır.

Bu halde;

TCK’nın 53/5. maddesinde düzenlenen “belli bir hak ve yetkinin kötüye kullanılması suretiyle işlenen kasıtlı suçlar dolayısıyla bu hak ve yetkinin kullanılmasının yasaklanmasına” dair yaptırım bir ‘güvenlik tedbiri’ niteliğinde olması nedeniyle sayılı CMK’nın /son maddesi kapsamında aleyhe bozma yasağına konu olmayacak, diğer bir ifade ile TCK 53/5. maddesinin ilk hükümde uygulanmaması sanık yararına kazanılmış hak oluşturmayacaktır. Bunun doğal sonucu olarak da, belli bir hak ve yetkiyi kötüye kullanılmak suretiyle işlediği kasıtlı bir suçtan dolayı hakkında mahkumiyet kararı verilmekle birlikte TCK’nın 53/5. maddesi uyarınca kötüye kullanılan bu hak ve yetkinin kısıtlanmasına dair karar verilmeyen fail yönünden, mahkumiyet kararı kesinleştikten sonra hükmün infazı aşamasında söz konusu kısıtlama uygulanabilecektir. Burada akla gelen temel sorunlardan birisi de; TCK 53/5. maddesindeki “belirli hak ve yetkinin kullanılmasının kısıtlanması”na dair güvenlik tedbirine hükümde yer verilmemiş olması durumunda, sayılı CMUK’nın /son maddesi kapsamında kazanılmış hakka konu olamayacağından- infaz aşamasında herhangi bir yargısal karara gerek olmaksızın mahkumiyetin doğal sonucu olması nedeniyle otomatik olarak mı uygulanacağı yoksa mahkemesinden karar mı alınacağı, mahkemesinden karar alınacaksa kararın evrak üzerinde mi yoksa duruşmalı olarak mı verileceği noktasında düğümlenmektedir.

TCK’nın 53/1. maddesindeki hak yoksunluklarına ilişkin olarak Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 19/03/ tarih ve / E., /95 K., sayılı kararında “Yerleşmiş yargısal kararlarda vurgulandığı gibi, “Belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılma” başlığı altında yeni sistemde güvenlik tedbiri olarak TCK’nun maddesinde düzenlenmiş bulunan, mahkûmiyetin kanuni ve doğal sonucu olan bu hak mahrumiyetleri, kararda gösterilmemiş olsa bile kazanılmış hakka konu olmayacak, bir başka anlatımla aleyhe bozma yasağı kapsamında değerlendirilemeyecektir….Mahkûmiyetin kanuni sonucu olması ve kazanılmış hakka konu olmaması nedeniyle infaz aşamasında her zaman gözetilmesi gerektiğinden yalnız başına bozma nedeni olarak değerlendirilmemekte ve uygulamada eksikliğe işaret edilmekle yetinilmektedir. Ancak, hükmün bir başka nedenle bozulması halinde bu hususun da bozma nedenlerine ekleneceğinde tereddüt bulunmamaktadır” denilmektedir. Gerçekten de TCK’nın 53/1. maddesindeki hak yoksunlukları kasıtlı suçtan dolayı verilen hapis cezasının yasal sonucu olup, hükmün kesinleşmesiyle başlamakta, hapis cezasının infazının tamamlanmasıyla herhangi bir yargı kararına gerek olmaksızın kendiliğinden ortadan kalkmaktadır. Hakimin süre konusunda herhangi bir takdir hakkı bulunmamaktadır.

TCK’nın 53/5. maddesinde ise; “Birinci fıkrada sayılan hak ve yetkilerden birinin kötüye kullanılması suretiyle işlenen suçlar dolayısıyla hapis cezasına mahkûmiyet hâlinde, ayrıca, cezanın infazından sonra işlemek üzere, hükmolunan cezanın yarısından bir katına kadar bu hak ve yetkinin kullanılmasının yasaklanmasına karar verilir. Bu hak ve yetkilerden birinin kötüye kullanılması suretiyle işlenen suçlar dolayısıyla sadece adlî para cezasına mahkûmiyet hâlinde, hükümde belirtilen gün sayısının yarısından bir katına kadar bu hak ve yetkinin kullanılmasının yasaklanmasına karar verilir. Hükmün kesinleşmesiyle icraya konan yasaklama ile ilgili süre, adlî para cezasının tamamen infazından itibaren işlemeye başlar.” hükmüne yer verilmiştir.

Maddede; hapis cezasına mahkumiyet halinde hükmolunan cezanın yarısından bir katına kadar, adli para cezasına mahkumiyet halinde ise hükümde belirtilen gün sayısının yarısından bir katına kadar olmak üzere kötüye kullanılan hak ve yetkinin kullanılmasının yasaklanmasına karar verileceği öngörülmüş, yasaklılık süresinin belirlenmesi açısından hakime takdir hakkı tanınmıştır.

TCK 53/5. maddesinde yasaklılık süresinin belirlenmesi açısından hakimin takdir hakkının bulunması göz önüne alındığında, hükmün infazı aşamasında -TCK’nın 53/1. maddesindeki hak yoksunlukları gibi- herhangi bir yargısal karara gerek olmaksızın otomatik olarak uygulanma durumu söz konusu olmayacaktır. Eş deyişle kötüye kullanılan hak ve yetkinin kullanılmasının ne kadar süre ile yasaklandığına dair mahkemesinden karar almak zorunludur.

Mahkemenin böyle bir kararı evrak üzerinden mi yoksa duruşmalı olarak mı vereceği hususuna gelince;

sayılı CMK’nın /1. maddesinde; “[1] Duruşmanın sona erdiği açıklandıktan sonra hüküm verilir. Beraat, ceza verilmesine yer olmadığı, mahkûmiyet, güvenlik tedbirine hükmedilmesi, davanın reddi ve düşmesi kararı, hükümdür.” denilmek suretiyle güvenlik tedbirine hükmedilmesine ilişkin kararların hüküm niteliğinde olduğu, hükmün de ancak duruşmalı olarak verilebileceği düzenlenmiştir.

Nitekim CMK’nın /6. maddesindeki “[6] Yüklenen suçu işlediğinin sabit olması halinde, belli bir cezaya mahkûmiyet yerine veya mahkûmiyetin yanı sıra güvenlik tedbirine hükmolunur” şeklindeki düzenleme de güvenlik tedbirine ancak duruşmalı olarak yapılan yargılama sonucunda karar verilebileceğini göstermektedir. IV-SONUÇ OLARAK;

Gerek sayılı CMK’nın /5. maddesindeki düzenleme, gerekse mülga sayılı CMUK’nın /son maddesindeki açık düzenlemelerden de anlaşılacağı üzere; “Aleyhe Bozma Yasağı” nın, YALNIZCA CEZALAR AÇISINDAN SÖZ KONUSU OLABİLECEĞİ, GÜVENLİK TEDBİRLERİNİN BU KAPSAMDA KABUL EDİLMESİNİN OLANAKLI OLMADIĞI,

TCK 55/3. maddesinde öngörülen “kötüye kullanılan hak ve yetkinin kullanılmasının belirli bir süre için yasaklanması” yaptırımının -bir güvenlik tedbiri olması nedeniyle- kararda gösterilmemiş olsa bile kazanılmış hakka konu olamayacağı, bir başka anlatımla aleyhe bozma yasağı kapsamında değerlendirilemeyeceği,


Ceza Genel Kurulu - Karar: /24

  • TCK 53
  • Belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılma güvenlik tedbiri mahiyetinde olduğundan aleyhe değiştirmeme yasağına konu olamazlar.

Yerleşmiş yargısal kararlarda da vurgulandığı gibi, “Belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılma” başlığı altında, yeni sistemde güvenlik tedbiri olarak düzenlenmiş bulunan ve mahkûmiyetin yasal sonucu olan bu hak mahrumiyetleri, mahkûmiyetin doğal sonucu olduğundan, kararda gösterilmemiş olsa bile hükümlü açısından aleyhe değiştirmeme yasağına konu olamazlar.

Öte yandan, sayılı CMK’nın maddesinin 5. fıkrasında yüklenen suçun sabit olması halinde sanık hakkında mahkûmiyet kararı verileceği, 6. fıkrasında ise “yüklenen suçu işlediğinin sabit olması halinde, belli bir cezaya mahkûmiyet yerine veya mahkûmiyetin yanı sıra güvenlik tedbirine hükmolunacağı” öngörülmüştür.

Görüldüğü gibi, mahkûmiyet halinde mahkûmiyetin yanı sıra güvenlik tedbirlerinin uygulanması gereken hallerde buna da hükmolunması esasen zorunludur. Ancak, yukarıda açıklandığı üzere, mahkûmiyetin yasal sonucu olması ve aleyhe değiştirmeme yasağına konu olmaması nedeniyle her zaman infaz edilebileceğinden, bu hükmün uygulanmaması yalnız başına bozma nedeni olarak değerlendirilmemekte ve uygulamada eksikliğe işaret edilmekle yetinilmektedir. Ancak, hükmün başka bir nedenle bozulması halinde Yerel Mahkemenin TCK’nın maddesinin yanlış uygulanmasının da bozma nedeni yapılacağı açıktır.

Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde;

Yerel Mahkemece, sanığın, sayılı TCK’nın maddesinin 1. fıkrasının a, b, d ve e bentlerindeki haklardan mahkûm olduğu hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar, (c) bendinde belirtilen haklardan ise şartla tahliye tarihine kadar yoksun bırakılmasına karar verilmesi alt soyu haricindeki kişiler yönünden de, 1. fıkranın (c) bendindeki hak yoksunluğunun koşullu salıvermeden sonra uygulanmaması sonucunu doğuracağından, bu şekilde yapılan uygulama usul ve kanuna aykırıdır. Ancak, bu aykırılık yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, sayılı CMUK’un sayılı Kanun’un 8. maddesi uyarınca halen yürürlükte bulunan maddesi uyarınca Yerel Mahkeme hükmünün düzeltilmek suretiyle onanması mümkündür.


Ceza Genel Kurulu / E. , / K.

  • TCK 53
  • TCK maddedeki hükümlerin yanlış şekilde uygulanması.

Sanıklar hakkında düzenlenen son soruşturmanın açılması kararında TCK’nın 53/5. maddesinin uygulanması talep edilmediği hâlde sanıklara ek savunma hakkı verilmeden ve yüklenen suçu TCK’nın 53/1-a maddesindeki hak ve yetkileri kötüye kullanmak suretiyle işlediği kabul edilen sanıklar hakkında aynı Kanun’un 53/5. maddesinin uygulanması sırasında, sadece 53/1-a maddesindeki hak ve yetkileri kullanmaktan yasaklanmalarına karar verilmesi yerine, hangi hak ve yetkiye ilişkin olduğu gösterilmeksizin maddenin tümünü kapsayacak ve infazda tereddüt oluşturacak biçimde hatalı uygulama yapılması, sanık … hakkında hükmedilen erteli hapis cezasının kısa süreli olmadığı nazara alınarak TCK’nın 53/3. maddesine göre sanığın kendi altsoyu yönünden 53/1-c maddesindeki haklardan yoksun bırakılamayacağı hususu hükmün gerekçesinde açıklanmakla birlikte kısa kararda bu hususa yer verilmeyerek sanık … hakkında TCK’nın 53/ maddesinin uygulanmasına karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.


YARGITAY 5. CEZA DAİRESİ Esas: / Karar: / Tarih:

  • TCK Madde

  • Belli Hakları Kullanmaktan Yoksun Bırakılma

Bozmaya uyularak yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,

Ancak;

sayılı TCK’nın 53/1-d maddesindeki hak ve yetkiyi kötüye kullanmak suretiyle atılı suçu işleyen sanık hakkında aynı Kanunun 53/5. madde ve fıkrası gereğince, cezanın infazından sonra başlamak üzere, hükmolunan cezanın yarısından bir katına kadar bu hak ve yetkinin kullanılmasının yasaklanmasına karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,

Kanuna aykırı, sanık müdafii ve katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK’nın maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, ancak aynı Yasanın maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak bu hususun yeniden duruşma yapılmaksızın düzeltilmesi mümkün bulunduğundan hüküm fıkrasına mahkemenin sanık hakkındaki uygulama miktarına dair takdiri de gözetilerek “Sanığın suçu sayılı TCK’nın 53/1-d maddesinde sayılan hak ve yetkiyi kötüye kullanılmak suretiyle işlediği anlaşılmakla aynı Yasanın 53/5. maddesi gereğince, cezanın infazından sonra işlemek üzere takdiren 1 yıl 4 ay 20 gün süre ile anılan Yasanın 53/1-d maddesinde belirtilen hak ve yetkileri kullanmaktan yasaklanmasına” ibaresinin eklenmesi suretiyle sair yönleri usul ve kanuna uygun olan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 30/01/ tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


YARGITAY 5. CEZA DAİRESİ Esas: / Karar: / Tarih:

  • TCK Madde

  • Belli Hakları Kullanmaktan Yoksun Bırakılma

1-Sanığın, yürütülen bir soruşturma nedeniyle aralarında önceye dayalı husumet olduğu bilinen şüpheli ve müşteki tarafları verilen eşgal bilgilerinin yetersiz olduğu gerekçesiyle aynı ortamda hazır edip karşı karşıya getirerek teşhis işlemini usule aykırı olarak yaptırmak ve bu işlem esnasında şüphelİ….’nin yaralanmasına sebebiyet vermek suretiyle gerçekleştirdiği eyleminin icrai nitelikte olması karşısında tebliğnamedeki bozma isteyen düşünceye iştirak edilmemiş,

2-Anayasa Mahkemesinin 08/10/ tarih ve / Esas, /85 Karar sayılı, 24/11/ tarih ve sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren TCK’nın maddesiyle ilgili iptal kararının infaz aşamasında nazara alınması mümkün görülmüş,

3-Yüklenen suçu TCK’nın 53/1-a maddesindeki hak ve yetkiyi kötüye kullanmak suretiyle işleyen ve adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verilen sanık hakkında, aynı Kanunun 53/5. maddesi gereğince hükümde belirtilen gün sayısının yarısından bir katına kadar bu hak ve yetkinin kullanmasının yasaklanmasına karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi, aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.

Delillerle iddia ve savunma duruşma göz önünde tutularak tahlil ve takdir edilmiş sübutu kabul olunan fiilin unsurlarına uygun şekilde tavsif ve tatbikatı yapılmış bulunduğundan yerinde görülmeyen sanık müdafiin temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 29/01/ tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


YARGITAY 7. CEZA DAİRESİ Esas : / Karar : / Tarih :

  • TCK Madde

  • Belli Hakları Kullanmaktan Yoksun Bırakılma

tarihli sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin tarihli ve / Esas, /85 sayılı iptal kararı ile sayılı TCK’nin maddesinin bazı bölümlerinin iptal edilmesi nedeniyle, anılan maddenin yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,

sayılı TCK’nin maddesinin 3. fıkrası uyarınca, aynı maddenin 1.fıkrasının (c) bendinde yazılı sanığın kendi altsoyu üzerindeki velayet hakları ile vesayet veya kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan koşullu salıverilmesine, altsoyu dışında kalanlarla ilgili bu hak ve yetkilerden ise cezanın infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmasına karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde hüküm tesisi,

Yasaya aykırı, Gümrük İdaresi vekilinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden ve bu hususlar yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, sayılı Yasa’nın 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan sayılı CMUK’un maddesi uyarınca,

Hükümden TCK’nin maddesinin uygulanmasına ilişkin bölümün çıkarılması, yerine “ tarihli ve sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin tarihli ve / E., /85 K. sayılı kararındaki iptal edilen hususlar gözetilerek, sayılı TCK’nin 53/ madde ve fıkralarının tatbikine,” ifadesinin eklenmesi ve sair kısımların aynen bırakılması suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, tarihinde oy birliğiyle karar verildi.


YARGITAY CEZA DAİRESİ Esas : / Karar : / Tarih :

  • TCK Madde

  • Belli Hakları Kullanmaktan Yoksun Bırakılma

Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.

Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre, 25/02/ tarihli duruşmada sanıkların bozma ilamına bir diyecekleri olmadığını belirtmeleri karşısında tebliğnamedeki düşünceye iştirak edilmeyerek yapılan incelemede;

Sanıklara yükletilen görevi yaptırmamak için direnme eylemleriyle ulaşılan çözümü haklı kılıcı zorunlu öğelerinin ve bu eylemlerin sanıklar tarafından işlendiğinin Kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı,

Eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanunda öngörülen suç tipine uyduğu,

Anlaşılmış ve ileri sürülen başkaca temyiz nedenleri yerinde görülmediği gibi hükmü etkileyecek oranda hukuka aykırılığa da rastlanmamıştır.

Ancak;

TCK`nın 53/1-b maddesinin, Anayasa Mahkemesinin 08/10/ tarih ve / esas, /85 sayılı kararı ile iptal edilmesi nedeniyle uygulanma olanağının ortadan kalkmış olması ve yine aynı Kanunun 53/1-c maddesindeki hak yoksunluğunun sanığın kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri yönünden koşullu salıverme tarihine kadar, diğer kişilere karşı belirtilen yetkiler yönünden mahkûm olunan hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar geçerli olacağının gözetilmemesi,

Bozmayı gerektirmiş, sanıklar …, … ve … ‘ın temyiz iddiaları bu nedenle yerinde görüldüğünden hükümlerin BOZULMASINA, ancak bu aykırılık yeniden duruşma yapılmasına gerek olmaksızın düzeltilebilir nitelikte olduğundan, temyiz edilen kararın açıklanan noktası tebliğnameye aykırı olarak, sayılı Kanunun 8/1. madde ve fıkrası aracılığıyla sayılı CMUK’nın maddesi uyarınca, “TCK`nın 53/1-c maddesindeki hak yoksunluklarından, kendi alt soyu yönünden koşullu salıverme tarihine, kendi alt soyu dışındakiler bakımından ise cezanın infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmasına” biçiminde değiştirilmek ve “TCK’nın 53/1-b maddesinin uygulanmasına” ilişkin kısmın karardan çıkarılmak suretiyle, HÜKÜMLERİN DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 09/04/ tarihinde oy birliğiyle karar verildi.


YARGITAY 7. CEZA DAİRESİ Esas : / Karar : / Tarih :

  • TCK Madde

  • Belli Hakları Kullanmaktan Yoksun Bırakılma

Sanığın adli sicil kaydında suç tarihinden sonra kesinleşmiş sabıkasının bulunduğu ve bu kaydın seafoodplus.info maddesinin uygulanmasına engel teşkil etmemesi karşısında, sayılı seafoodplus.info /6-b madde fıkra ve bendi uyarınca, sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları gözönünde bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği hususunda oluşan kanaate göre hakkındaki hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilip verilmeyeceğinin değerlendirilmesi gerekirken, “sabıkalı oluşu” şeklindeki yasal olmayan gerekçe ile hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmiş ise de; sanık tarafından kamu zararının giderilmemiş olması, sayılı seafoodplus.info maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına objektif koşullar yönünden engel teşkil ettiğinden, bu husus bozma nedeni yapılmamıştır.

1- sayılı seafoodplus.info maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde; “sanığın daha önce üç aydan fazla hapis cezası ile cezalandırılmamış olması ve (b) bendinde; suçu işledikten sonra yargılama sürecinde gösterdiği pişmanlık dolayısıyla tekrar suç işleyemeyeceği konusunda mahkemede bir kanaatin oluşması koşulları getirilmiş olmakla” adli sicil kaydında suç tarihinden sonra kesinleşmiş sabıkası bulunan sanığın, yargılama sürecinde gösterdiği pişmanlık irdelenmeden, “ sabıkalı oluşu nedeni ile yeniden suç işlemeyeceği hususunda olumlu kanaat oluşmadığından başkada gerekçe gösterilmeden hapis cezasının ertelenmesine yer olmadığına karar verilmesi,

2- günlü sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi’nin tarih ve / esas, /85 sayılı iptal kararı ile sayılı seafoodplus.info maddesinin bazı bölümlerinin iptal edilmesi nedeniyle, anılan maddenin yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,

sayılı seafoodplus.info maddesinin 3. fıkrası uyarınca, aynı maddenin 1. fıkrasının (c) bendinde yazılı sanığın kendi altsoyu üzerindeki velayet hakları ile vesayet veya kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan koşullu salıverilmesine, altsoyu dışında kalanlarla ilgili bu hak ve yetkilerden ise cezanın infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmasına karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde hüküm tesisi,

3- Suçtan doğrudan zarar görmeyen ve katılma hakkı bulunmayan Gümrük İdaresi’nin davaya katılan olarak kabul edilip lehine vekalet ücretine hükmolunması,

Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan sayılı seafoodplus.info maddesi uyarınca BOZULMASINA, günü oybirliğiyle karar verildi.


YARGITAY 3. CEZA DAİRESİ Esas: / Karar: / Tarih:

  • TCK Madde

  • Belli Hakları Kullanmaktan Yoksun Bırakılma

1- )Müştekinin yaralanması hakkında kovuşturma aşamasında aldırılan Adli Tıp Şube Müdürlüğün’e ait tarihli raporun sonuç kısmının 3 numaralı bendinde ‘’ şahsın tedavi olmuş hastanedeki filmlerinin radyoloji uzmanı tarafından ıslak imzalı yorumunun temin edilerek gönderilmesi durumunda şahsın gelmesine gerek olmaksızın istenen diğer hususlar hakkında rapor tanzim edilebileceği …’’ belirtilmiş olmasına ve müştekinin yaralanması hakkında düzenlenen … Hastanesine ait tarihli raporda müştekinin yaralanmasının basit bir tıbbi müdahale ile giderilemeyeceği,yaşamını tehlikeye sokan durum olduğu, pnömotoraks görüldüğünün belirtilmesi karşısında, Adli Tıp Şube Müdürlüğün’e ait tarihli raporda belirtilen eksiklik yerine getirilerek müştekinin kat’i raporunun aldırılması gerektiği gözetilmeden eksik inceleme ve araştırma sonucunda yazılı şekilde karar verilmesi,

2- )Dinlenen tanıkların beyanları nazara alındığında sanığın müştekiye yönelik hakaret suçunu işlediğine dair müştekinin soyut iddiası dışında her türlü şüpheden uzak, kesin, yasal ve inandırıcı delil bulunmamasına rağmen sanık hakkında hakaret suçundan mahkumiyet kararı verilmesi,

a- )Sanığın, kasıtlı suçtan hapis cezasına mahkûmiyetin kanuni sonucu olarak Sayılı TCK’nin 53/1. maddesinde belirtilen hakları kullanmaktan yoksun bırakılmasına karar verilirken, Sayılı TCK’nin 53/1-c maddesinde belirtilen hakları kendi altsoyu üzerinde koşullu salıverilme tarihine kadar, kendi altsoyu dışındakiler bakımından hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar kullanamayacağına karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,yine Anayasa Mahkemesi’nin tarih ve Sayılı resmi gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren tarih ve / esas- /85 karar sayılı kararı ile Sayılı TCK’nin maddesindeki bazı hükümlerin iptal edilmesi sebebiyle Sayılı TCK’nin maddesinde belirtilen hak yoksunlukları yönünden sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,

b- ) Kabule göre de;

Sanık hakkında hakaret suçundan verilen 3 ay hapis cezasının Sayılı TCK’nin maddesinde belirtilen seçenek yaptırımlara çevrilip çevrilmeyeceği tartışılırken, cezanın 1 yıldan fazla olduğu belirtilerek, yasal ve yeterli gerekçe gösterilmeden sanık hakkında Sayılı TCK’nin maddesi hükümlerinin uygulanmasına yer olmadığına karar verilmesi,

SONUÇ : Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebeplerden dolayı Sayılı Kanun’un 8/1. maddesiyle yürürlükte bulunan Sayılı maddesi uyarınca aynı Kanun’un /son maddesi gözetilmek suretiyle BOZULMASINA, tarihinde oybirliği ile karar verildi.


YARGITAY CEZA DAİRESİ Esas: / Karar: / Tarih:

  • TCK Madde

  • Belli Hakları Kullanmaktan Yoksun Bırakılma

İki sınır arasında temel ceza belirlenirken suçun işleniş şekli, meydana gelen zararın ağırlığı, sanığın kastının yoğunluğu nazara alınmak suretiyle, adalet ve hakkaniyet kurallarına uygun bir cezaya hükmedilmesi gerektiği nazara alınıp, promil alkollü olarak araç kullanan sanık hakkında, alt sınırdan daha fazla uzaklaşılarak ceza tayin edilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde ceza tayini, aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.

Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın suç işleme kastının olmadığına, tekerrür şartlarının gerçekleşmediğine ve ertelemeye dair sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;

1- ) Hükmün esasını teşkil eden kısa kararda ve gerekçeli kararın hüküm kısmında, sanık hakkında temel cezanın tayini sırasında suçun yaptırımını belirleyen uygulama maddesi olan Sayılı TCK’nın /2. maddesine yer verilmemesi suretiyle CMK’nın /6. maddesine aykırı hareket edilmesi,

2- ) Sanık hakkında tekerrür hükümlerinin uygulanması sırasında tekerrüre esas alınan ilamın gösterilmemesi suretiyle Sayılı CMK’nın /6. maddesine muhalefet edilmesi,

3- ) Mükerrirlere özgü infaz rejimi ve denetimli serbestlik tedbirinin ne şekilde uygulanacağı, süresi ve bu konuda karar verecek merci Sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun maddesinde düzenlenmiş olup aynı maddenin 5. fıkrası ile de tekerrür dolayısıyla belirlenen denetim süresinde koşullu salıverilmeye dair hükümlerin uygulanacağı hükme bağlanmıştır. Bu sebeplerle denetimli serbestlik tedbirinin süresinin infaz aşamasında Sayılı Kanun hükümleri uyarınca tayin ve tespiti gerektiği gözetilmeden, infazı kısıtlar biçimde 1 yıl süre ile denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına karar verilmesi,

4- ) TCK’nın 53/6. maddesindeki sürücü belgesinin geri alınmasına ancak taksirli suçlarda hükmedilebileceği gözetilmeksizin, kasten işlenen trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan dolayı sürücü belgesinin 3 ay süre ile geri alınmasına karar verilmesi,

5- ) Sanık hakkında TCK’nın maddesi tatbik edilirken, Anayasa Mahkemesi’nin tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan tarihli, / esas, /85 karar sayılı iptal kararının gözetilmesinde zorunluluk bulunması,

SONUÇ : Bozmayı gerektirmiş olup, hükmün bu sebeplerle Sayılı Kanun’un 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan Sayılı maddesi uyarınca BOZULMASINA; ancak, yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu hususlarda, aynı Kanunun maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden; hüküm fıkrasının sanık hakkında temel cezanın belirlendiği ilk bendindeki “TCK’nın /3 maddesi” ibaresinden sonra gelmek üzere “yollamasıyla aynı Kanunun /2. maddesi” ibaresinin eklenmesi, hükmün tekerrür uygulamasına dair 5. bendinin tamamen çıkarılarak yerine ‘‘Sanığın, sabıkasına konu Hakkari Ağır Ceza Mahkemesi’nin // karar sayılı ilamı ile uyuşturucu madde ticareti suçundan TCK’nın /3,, 61,, /4,, 62/1,, 53/1,, 54,, maddeleri gereğince 6 yıl 3 ay hapis cezası ile cezalandırıldığı, hükmün tarihinde kesinleştiği ve tarihinde infaz edildiği anlaşıldığından, sanığın TCK’nın 58/6. maddesi gereğince cezasının mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine ve sanığın TCK’nın 58 /7. maddesi uyarınca denetimli serbestlik tedbirine tabi tutulmasına’’ cümlesinin eklenmesi, hüküm fıkrasının TCK’nın maddesinin uygulanmasına dair 6. Bendinin, “Sanığın kasten işlemiş olduğu suçtan dolayı hapis cezasına mahkumiyetin kanuni sonucu olarak TCK’nın maddesinin ( 1 ) numaralı fıkrasının ( a ), ( d ), ( e ) bentlerindeki hakları kullanmaktan aynı Kanun’un 53/2. maddesi gereğince hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar; TCK’nın maddesinin ( 1 ) numaralı fıkrasının ( c ) bendindeki hakları kullanmak yönünden ise, kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından aynı Kanun’un 53/3. maddesi gereğince koşullu salıverilme tarihine kadar, diğer kişiler bakımından TCK’nın 53/2. maddesi gereğince hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmasına, TCK’nın maddesinin ( 1 ) numaralı fıkrasının ( b ) bendindeki hak yoksunlukları açısından ise Anayasa Mahkemesi’nin tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan tarihli, / esas, /85 karar sayılı iptal kararının gözetilmesine,” şeklinde değiştirilmesi ve TCK’nın 53/6. maddesinin uygulanmasına dair yedinci bendin hükümden çıkartılması takip eden bendin teselsül ettirilmesi suretiyle, sair yönleri usul ve kanuna uygun bulunan hükmün isteme uygun olarak DÜZELTİLEREK ONANMASINA, tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


YARGITAY CEZA DAİRESİ Esas: / Karar: / Tarih:

  • TCK Madde

  • Belli Hakları Kullanmaktan Yoksun Bırakılma

I- )Sanık … hakkında resmi belgede sahtecilik ve sanıklar hakkında konut dokunulmazlığının ihlali suçundan kurulan hükümlere yönelik temyiz isteminin incelenmesinde;

Yapılan duruşmaya, toplanan delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine göre diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak;

Sanıklar hakkında Sayılı TCK’nin maddesi uygulamasında ( a, b, d ,e ) ve c bendindeki kendi altsoyu dışındaki kişiler üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından hak yoksunluğunun hükmolunan hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar, ( c ) bendindeki kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık haklarından yoksunluğun ise, koşullu salıverilmesine kadar devam edeceğine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması,

Bozmayı gerektirmiş, sanıklar …, … ve … müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükümlerin Sayılı CMUK’nın maddesi gereğince BOZULMASINA, ancak bu aykırılığın aynı Kanun’un maddesi gereğince düzeltilmesi mümkün bulunduğundan; hüküm fıkrasından ‘’ maddesinin uygulanmasına” dair bölümler çıkarılarak, yerlerine “Kasten işlemiş olduğu suçtan, hapis cezasıyla mahkumiyetin yasal sonucu olarak, Sayılı TCK’nin 53/1,, 2,, 3. maddelerinin uygulanmasına” cümlelerinin eklenmesi suretiyle, diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

II- )Sanık … hakkında başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması suçu ve sanıklar hakkında hırsızlık suçu yönünden kurulan hükümlere yönelik temyiz isteminin incelenmesinde;

Dosya kapsamına göre diğer temyiz sebepleri yerinde görülmemiştir. Ancak;

1- )Sanık … ile ilgili başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması suçu yönünden; sanığın yakalandığı gün kolluk görevlilerine ismini … olarak bildirdiği ve mağdur …‘a ait olup üzerinde sahtecilik yapılan nüfus cüzdanını ibraz ettiği, sanığın doktor raporu alınması sırasında gerçek ismini kendiliğinden beyan ettiğinin, sanık beyanı, tarihli olay ve yakalama tutanağı ve tüm dosya kapsamından anlaşılması karşısında, sanık hakkında Sayılı TCK’nin maddesinde düzenlenen etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağı tartışılmadan yazılı şekilde hüküm kurulması,

2- )Hırsızlık suçu yönünden; suç tarihinde yürürlükte olan yasal düzenlemelere göre Sayılı TCK’nin /2-g maddesinde düzenlenen suçun oluşabilmesi için eylemin, barınak yerlerinde, sürüde ya da açık yerlerde bulunan büyük veya küçükbaş hayvan hakkında gerçekleştirilmesi gerektiği, konut ve eklentisi niteliğindeki yerlerden gerçekleştirilen eylemlerin ise aynı Kanun’un /1-b maddesinde düzenlenen suçu oluşturacağı gözetilerek; tarihli olay yeri görgü ve tespit tutanağı ve dosya kapsamına göre, sanıkların eylemlerini katılana ait etrafı taş duvar ile çevrili ikametin alt katında bulunan ahırdan gerçekleştirdiklerinin anlaşılması karşısında, suç niteliğinde yanılgıya düşülerek Sayılı /1-b maddesi yerine aynı Kanun’un /2-g maddesi uygulanmak suretiyle fazla ceza tayini,

3- )Sanıklar hakkında Sayılı TCK’nin maddesi uygulamasında ( a, b, d, e ) ve c bendindeki kendi altsoyu dışındaki kişiler üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından hak yoksunluğunun hükmolunan hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar, ( c ) bendindeki kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık haklarından yoksunluğun ise, koşullu salıverilmesine kadar devam edeceğine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması,

4- )Kabule göre; sanıklar hakkında hırsızlık suçundan Sayılı TCK’nin /2-g, maddeleri uyarınca belirlenen 3 yıl 6 ay hapis cezası üzerinden aynı kanunun maddesi uyarınca 1/6 oranında indirim yapılırken, sonuç cezanın 2 yıl 11 ay hapis cezası yerine 3 yıl 1 ay hapis cezası olarak yazılarak hesap hatası yapılması,

SONUÇ : Bozmayı gerektirmiş, sanıklar …, … ve … müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebeplerden dolayı BOZULMASINA, Sayılı Kanun’un 8/1. maddesi yollamasıyla yürürlükte bulunan Sayılı maddesi uyarınca bozmanın hükmü temyiz etmeyen diğer sanık …‘e da sirayetine, tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


YARGITAY 6. CEZA DAİRESİ Esas: / Karar: / Tarih:

  • TCK Madde

  • Belli Hakları Kullanmaktan Yoksun Bırakılma

O yer Cumhuriyet Savcısı’nın temyiz isteminin sanık lehine olduğu anlaşılmakla yapılan incelemede;

I- ) Sanık … hakkında kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan kurulan hükmün incelenmesinde;

Oluş ve dosya kapsamına göre, olay günü, sanığın görüşmek istediğini belirterek hile ile önce mağdur …‘yi kimliği belirlenemeyen kişi aracılığı ile evine getirttiği, daha sonra yine hile ile diğer mağdur …’ i evine davet edip iki mağdurun da özgürlüğünü kısıtlayarak yağma suçunu gerçekleştirdiğinin anlaşılması karşısında, sanık hakkında her bir mağdur için kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan hüküm kurulması gerekirken, eylemin zincirleme suç kabul edilip, Sayılı nın eksik ceza tayini, karşı temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.

Dosya içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve Hakimler Kurulunun takdirine göre; suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

Ancak;

TCK’nın 53/1. maddesindeTCK’nın 53/1. maddesinde belirtilen ve 53/3. maddesindeki kendi alt soy üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri dışındaki haklardan sanığın mahkum olduğu hapis cezasının infazı tamamlanıncaya; 53/3. maddesi gözetilerek 53/1-c maddesi uyarınca kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından ise koşullu salıverme tarihine kadar yoksun bırakılmasına karar verilmiş ise de; tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi’nin gün, //85 Esas ve Karar sayılı kararı ile TCK’nın 53 /1-b maddesinde yazılı, “Seçme, seçilme ve diğer siyasi hakları kullanmaktan” ibaresinin iptal edilmiş olması,

Bozmayı gerektirmiş, sanık … savunmanının ve o yer Cumhuriyet Savcısının temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan sebeple isteme aykırı olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, Sayılı Kanun’un 8/1. maddesi yollamasıyla Sayılı CMUK’nın maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, hüküm fıkrasından “TCK’nın maddesinin uygulanmasına” dair bölüm çıkarılarak yerine, “Sanığın, kasten işlemiş olduğu suç için hapis cezasıyla mahkumiyetinin yasal sonucu olarak, TCK’nın 53/1. maddesinin uygulanması yönünden, ( a, c, d ve e ) bentleri ile ( b ) bendinde yazılı seçme, seçilme ve diğer siyasi hakları kullanmaktan yoksun bırakılmasına; aynı Kanunun 53/2. maddesinin uygulanması açısından, 53/1. maddesinin ( a, c, d ve e ) bentleri ile ( b ) bendinde yazılı seçme ve diğer siyasi hakları ve aynı maddenin 3. fıkrası uyarınca, ( c ) bendinde yazılı kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkilerini mahkum olduğu hapis cezasından koşullu salıverilinceye kadar kullanamamasına “ cümlesinin yazılması suretiyle, diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

II- Sanık … hakkında yağma suçundan kurulan hükmün incelenmesinde;

Dosya içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve Hakimler Kurulunun takdirine göre; suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

Ancak;

Oluş ve dosya kapsamına göre, günü gündüz saat: sıralarında sanığın, mağdurlar … ve …‘i hile ile evine gelmesini sağladıktan sonra, evinde kimliği belirlenemeyen iki kişi ile birlikte mağdur …‘e hitaben, “Şarapların getirilmesi konusunda bazı evrak düzenlediğini, eğer….’ye şikayet ederse müştekinin 5 yıl hapis yatacağını” söyleyerek korkuttuğu ve mağdurun bürosundan aldığı rolex marka saatini, nikah yüzüğünü, altın kaplama bilekliğini ve Euro parasını gösterdiği, ayrıca “Kendisini işten çıkardığı takdirde Euro para ödeyeceğine dair bir kağıt imzaladığını, bu sebeple sanıkta bulunan eşyanın geri verilmesi ve söz konusu belgenin kendisine iade edilmesi için Euro para istediği”, mağdurun bu istemi kabul etmediği, evde bulunan kimliği belirlenemeyen bir şahsın, mağdurun oğluna ait köpeğin boğazına bıçak dayadığı, mağdurun buna tepki vermediğini gören şahsın bu kez boğazına bıçak dayayarak ölümle tehdit ettiği, bunun üzerine mağdurun, sanığın istediği parayı tarihine kadar hazırlamak için süre istediği, sanığın, istediği süreyi vererek serbest bıraktığı mağdurun kolluk kuvvetlerine başvurduğu, belli bir miktar para ve para görünümündeki gazete kağıtları bir zarfa konulup sanığın mağdur ile … Cafede buluşmasının sağlandığı, mağdurun, sanığa para verdikten sonra olay yerinde tertip alan kolluk kuvvetleri tarafından sanığın yakalanması şeklinde gelişen eylemde;

1- ) Yağma suçunun konutta işlendiği anlaşılıp kabul edildiğine göre, Sayılı TCK’nın /1. madde ve fıkrasının ( a ) ve ( c ) bendinin yanı sıra ( d ) bendinin de uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,

2- ) Sanığın, kolluk kuvvetleri tarafından önceden hazırlanıp mağdura verilen tuzak parayı aldığının anlaşılması karşısında, bu haliyle suçun tamamlanma olanağının bulunmadığı ve kalkışma aşamasında kaldığı dikkate alınarak, Sayılı TCK’nın 35/2. maddesi uyarınca cezasından indirim yapılması gerektiğinin düşünülmemesi,

3- ) Kabule göre de, TCK’nın 53/1. maddesinde belirtilen ve 53/3. maddesindeki kendi alt soy üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri dışındaki haklardan sanığın mahkum olduğu hapis cezasının infazı tamamlanıncaya; 53/3. maddesi gözetilerek 53/1-c maddesi uyarınca kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından ise koşullu salıverme tarihine kadar yoksun bırakılmasına karar verilmiş ise de; tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi’nin gün, / /85 Esas ve Karar sayılı kararı ile TCK’nın 53/1-b maddesinde yazılı, “Seçme, seçilme ve diğer siyasi hakları kullanmaktan” ibaresinin iptal edilmiş olması sebebiyle karar yerinde yeniden değerlendirilmesi zorunluluğu,

SONUÇ : Bozmayı gerektirmiş, sanık … savunmanının ve o yer Cumhuriyet Savcısının temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan sebeplerle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, Sayılı Kanun’un 8/1. maddesi aracılığı ile Sayılı CMUK’nın / son maddesi uyarınca sanığın kazanılmış hakkının korunmasına, tarihinde Üye …‘un muhalefetine karşın oy çokluğuyla karar verildi.

KARŞI OY :

Mahalli Cumhuriyet Savcısı, sanığın yağma ve özgürlüğü kısıtlama suçlarını işlediği hususunda kuşku bulunduğunu belirterek; bu yönüyle mahkumiyet hükmünü lehe temyizde bulunduğu;

Diğer taraftan,

Kabule göre de,

1- )Yağma suçunda mağdurlar, iki kişi olduğundan TCK’nın 43/2. maddesinin uygulanması gerektiğini;

2- )Özgürlüğü kısıtlama suçununda, iki mağdura karşı işlenmesi sebebiyle iki kez uygulama yapılması lazım geleceğini ifade ederek kararı, bu iki konuda aleyhe temyiz ettiği anlaşılmıştır.

Sonuç olarak ve özetle, Cumhuriyet Savcısı hükmü, suçun sübutu noktasından lehe; suçun sübutunun kabul edilmesi halinde de, yapılan uygulamaya göre, iki konuda aleyhe temyize getirdiği görülmüştür.

Bu temyiz karşısında;

1- )Özgürlüğü kısıtlama suçu, iki mağdura karşı işlendiği halde, sanık hakkında iki mahkumiyet hükmü kurulması gerektiği gözetilmeyerek 43/2. maddesi uygulanmak suretiyle eksik ceza verilmesi noktasından Cumhuriyet Savcısının aleyhe temyizi olması sebebiyle kararın bozulması düşüncesinde olduğumdan, yüksek çoğunluğun karşı temyiz olmadığı gerekçesiyle verdiği ( I ) numaralı düzeltilerek onama kararına;

2- ) ( II ) Numaralı bozmada ise Cumhuriyet Savcısının yağma suçuna yönelik aleyhe temyizi olduğu inancını taşıdığımdan, kazanılmış hakkın korunması yönündeki yüksek çoğunluğun düşüncesine; Katılmıyorum.


YARGITAY CEZA DAİRESİ Esas: / Karar: / Tarih:

  • TCK Madde

  • Belli Hakları Kullanmaktan Yoksun Bırakılma

Antalya Cumhuriyet Başsavcılığının tarih ve / Sayılı istemi yerinde görülmüş olup sanık hakkında hırsızlık suçundan Yargıtay Ceza Dairesi’nce tarih ve // Sayılı ilamı ile onanmasına karar verildiğinden yeniden karar verilmesine yer olmadığı anlaşılmakla, sanıklar hakkında sadece işyeri dokunulmazlığını bozma ve mala zarar verme suçundan kurulan hükmün yapılan temyiz incelenmesinde;

Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçun sanıklar tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir.

Ancak;

“Anayasa Mahkemesi’nin günlü, / Esas ve /85 Karar sayılı, gün ve Sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan kısmi iptal kararı uyarınca, Sayılı TCK madde 1.fıkra b. bendinde düzenlenen “seçme ve seçilme ehliyetinden ve diğer siyasi hakları kullanmaktan yoksun bırakılmasına” hükmünün iptal edilmesi sebebiyle uygulanamayacağının gözetilmesi zorunluluğu ve kasten işlemiş olduğu suç dolayısıyla hapis cezasıyla mahkûmiyetin yasal sonucu olarak sanıkların, Sayılı TCK’nın 53/seafoodplus.infoinin (a), (c), (d) ve (e) bentlerinde yazılı haklardan aynı maddenin 2. fıkrası uyarınca cezanın infazı tamamlanıncaya kadar, kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından ise anılan maddenin 3. fıkrası uyarınca mahkûm olduğu hapis cezasından koşullu salıverilinceye kadar yoksun bırakılmasına karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde hüküm kurulması,

SONUÇ : Bozmayı gerektirmiş, sanıklar …, …‘nun temyiz talepleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan sebeple tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, Sayılı Kanun’un 8/1. maddesi yollamasıyla Sayılı maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, hüküm fıkrasından “TCK’nın maddesinin uygulanmasına dair bölümün” çıkartılarak, yerine “Kasten işlemiş olduğu suç için hapis cezasıyla mahkûmiyetin yasal sonucu olarak sanığın, Sayılı TCK’nın 53 /seafoodplus.infoinin (a), (c), (d) ve (e) bentlerinde yazılı haklardan aynı maddenin 2. fıkrası uyarınca cezanın infazı tamamlanıncaya kadar, kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından ise anılan maddenin 3. fıkrası uyarınca mahkûm olduğu hapis cezasından koşullu salıverilinceye kadar yoksun bırakılmasına” cümlesinin eklenmesi suretiyle, diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


YARGITAY CEZA DAİRESİ Esas: / Karar: / Tarih:

  • TCK Madde

  • Belli Hakları Kullanmaktan Yoksun Bırakılma

Katılan …‘un katılan …‘un babası olduğu, …‘un suç tarihinde evinde bulunduğu sırada telefon hattını … numaralı telefonun aradığı, kendisini Emniyet Müdürü olarak tanıtıp “senin bankada hesabında para var, terör örgütü üzerinde çalışma yapıyoruz, kilit adam sizsiniz, kimseye bir şey sezdirmeden vereceğimiz hesaba para yatır, aradığımız kişinin yerini tespit edeceğiz, paranızı da Savcılık aracılığıyla geri alacaksınız” diyerek katılanı korkutup kandırdığı, bunun üzerine katılanın evinden çıkıp bankadan parasının çektiği, katılanın tereddüt geçirmesi üzerine arayan kişilerin katılanı oğlu olan … ile görüştürdükleri, …‘ın katılana eve polislerin geldiğini arama yaptıklarını söylemesi üzerine …‘un İş Bankası ATM’sinden TL yatırdığı, aynı zamanlarda … oğlu olan …‘un da …. ve …. numaralı telefonlardan arandığı, babasının adına telefon hatları ve banka kartları çıkartılarak yasa dışı işlemler yapıldığı belirtilerek katılanın kandırıldığı ve …‘ın da yine …‘e ait olan altınları bozdurarak sanığın hesabına TL para yatırmasının sağlandığı, sanığın bu şekilde üzerine atılı suçu işlediğinin iddia edildiği olayda,

Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;

Sayılı Kanun’un maddesinin 1. fıkrasının c bendinde yer alan haklardan, sadece kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlığa ait bir hizmetten bulunmaktan yoksun bırakılmaya dair hak yoksunluğunun aynı maddenin 3. fıkrasına göre koşullu salıverilme tarihinden itibaren uygulanmayacağı gözetilmeden, alt soyu dışındaki kişileri de kapsayacak şekilde 53/1-c maddesi gereğince güvenlik tedbirlerinin uygulanmasına hükmedilmesi,

SONUÇ : Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafinin temyiz itirazları bu sebeplerle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün Sayılı Kanun’un 8. maddesi uyarınca uygulanması gereken maddesi gereğince BOZULMASINA; fakat, bu aykırılığın yeniden duruşma yapılmaksızın aynı Kanun’un maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hüküm fıkralarından, Sayılı Kanun’un maddesinin uygulanmasına dair bölümün tamamen çıkartılıp yerine, “ Sayılı TCK’nın maddenin 3. fıkras 3. fıkrası uyarınca, 1. fıkranın c bendinde yer alan, kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık haklarından koşullu salıverilme tarihine kadar, 1. fıkrada yazılı diğer haklardan cezanın infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmasına” denilmek suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


YARGITAY CEZA DAİRESİ Esas: / Karar: / Tarih:

  • TCK Madde

  • Belli Hakları Kullanmaktan Yoksun Bırakılma

Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede:

1- Türkiye Cumhuriyeti Anayasa’sının sayılı CMK’nın 34/1,, ve sayılı CMUK’nın /7. maddeleri uyarınca mahkeme kararlarının, Yargıtay denetimine olanak verecek biçimde açık ve gerekçeli olması ve Yargıtay’ın bu işlevini yerine getirmesi için gerekçe bölümünde iddia ve savunmada ileri sürülen görüşlerin belirtilmesi, mevcut delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, hükme esas alınan ve reddedilen delillerin açıkça gösterilmesi ve ulaşılan kanaat, sanığın suç oluşturduğu sabit görülen fiilinin ve bunların nitelendirilmesinin belirtilmesi, delillerle sonuç arasında bağ kurulması gerektiği gözetilmeden, açıklanması geri bırakılan önceki hükme atıf yapılarak gerekçesiz hüküm kurulması,

2- olan suç tarihinin olarak gerekçeli karar başlığında yanlış gösterilmesi,

3- TCK’nın maddesine aykırı olarak, adli para cezasında belirlenen tam gün sayısının, bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ile çarpılması suretiyle hesaplanan meblağın kararda gösterilmemesi,

4- Sanığın lehe hükümlerin uygulanması talebinin, TCK’nın 52/4. maddesindeki mehil verilmesi veya taksitlendirmeyi de kapsadığı gözetilerek, CMK’nın /1-d maddesi uyarınca, bu hususta kanuni dayanakları da gösterilerek olumlu veya olumsuz bir karar verilmemesi,

5- Sanık hakkında hükmolunan hapis cezasının kanuni sonucu olarak, TCK’nın 53/1. maddesindeki hak yoksunluklarına karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,

SONUÇ : Kanuna aykırı ve sanık Hasan Yeğni’nin temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden tebliğnamedeki isteme aykırı olarak, HÜKMÜN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, tarihinde oy birliğiyle karar verildi.


YARGITAY CEZA DAİRESİ Esas: / Karar: / Tarih:

  • TCK Madde

  • Belli Hakları Kullanmaktan Yoksun Bırakılma

1-)Suça sürüklenen çocuk … hakkında kurulan makumiyet hükmüne yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;

Suça sürüklenen çocuk … - tarihli dilekçeleri ile hakkında verilen mahkûmiyet hükmünün onanmasını istemiştir. Ancak sanığın dilekçe tarihlerinde halen 18 yaşını doldurmamış olduğu ve sanık müdafiinin de temyizden vazgeçme istemi bulunmadığı anlaşılmıştır. CMK’nın maddesinin seafoodplus.infode seafoodplus.infode “ maddesinin ikinci fıkrası uyarınca, kendisine müdafii atanan şüpheli veya sanıklar yararına kanun yoluna başvurulduğunda veya başvurulan kanun yolundan vazgeçildiğinde, şüpheli veya sanık ile müdafiinin iradesi çelişirse müdafiinin iradesi geçerli sayılır hükmü uyarınca sanığın temyizden vazgeçmeye dair dilekçeleri temyiz incelemesinde değerlendirmeye alınmamıştır.

Mahkemece TCK’nın maddesindeki ölçütlere uygun olarak gerekçesi gösterilmek ve takdir yetkisi kullanılmak suretiyle TCK’nın l88/3. maddesi gereğince sanık hakkında adli para cezasına hükmedildiği anlaşıldığından tebliğnamenin bu hususa dair bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir.

Yargılama sürecindeki işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç tipinin doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, aşağıda belirtilenler dışında sanık ve müdafiinin yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;

TCK’nın maddesi 4. bendinin açık hükmüne rağmen 18 yaşını doldurmamış SSÇ hakkında TCK’nın maddesi seafoodplus.infoin seafoodplus.infoin uygulanması,

Kanuna aykırı, sanık ve müdafiinin temyiz itirazları bu sebeplerle yerinde görülmüş olduğundan, CMUK’nın maddesi gereğince hükmün BOZULMASINA; ancak bu aykırılığın yeniden duruşma yapılmaksızın aynı Kanun’un maddesi uyarınca giderilmesi mümkün bulunduğundan;

Hüküm fıkrası TCK’nın maddesinin uygulanmasına dair bölümünden “C bendinin 6. maddesinin” çıkarılmak suretiyle, hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

2-)Sanıklar … ve … hakkında kurulan mahkûmiyet hükümlerine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;

Sanık …‘ın tekerrüre esas sabıkası bulunduğu halde hakkında TCK’nın maddesinin uygulanmaması, karşı temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.

Yargılama sürecindeki işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemlerin sanıklar tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemlere uyan suç tipinin doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, aşağıda belirtilenler dışında sanıklar ve müdafiilerinin yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;

1-)Dosyada mevcut tarihli olay, fiziki takip, yakalama, üst arama ve muhafaza altına alma tutanağı ile tüm dosya kapsamından, sanık …‘ın kullanıcı …‘e uyuşturucu madde satışı yaptığının anlaşılması, sanığın üstünde ve ikametinde yapılan aramada uyuşturucu madde ele geçirilmiş olması karşısında, sanığın sabit olan eylemlerinin ticaret amacıyla uyuşturucu madde bulundurma ve satma suçunu oluşturduğu ancak, sanığın kullanıcı …‘e uyuşturucu madde satışı yaptığına ilişkin, kullanıcı … üzerinden uyuşturucu madde ele geçirilememiş olması ve sanığın kullanıcı Bilal’e uyuşturucu madde satışı yaptığının ispatlanmamış olması karşısında, TCK’nın maddesinin uygulanamayacağı gözetilmeden atılı suçun zincirleme olarak işlendiği kabul edilerek, sanığın cezasının TCK’nın maddesiyle artırılması suretiyle fazla ceza tayin edilmesi,

2-)Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğü’nce suça konu maddelerden alınan tanık numunelerin de müsaderesine karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,

3-)Sanıklar hakkında TCK’nın l88/3. maddesi gereğince dosya kapsamına uymayan ve yasada belirtilmeyen gerekçelerle alt sınırdan uzaklaşılarak hapis ve adli para cezasına hükmedilmesi,

SONUÇ : Kanuna aykırı sanıklar ve müdafilerinin temyiz itirazları bu sebeplerle yerinde olduğundan hükmün, BOZULMASINA, tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


YARGITAY 5. CEZA DAİRESİ Esas: / Karar: / Tarih:

  • TCK Madde

  • Belli Hakları Kullanmaktan Yoksun Bırakılma

Sanığın deneme süresi içerisinde yeniden suç işlemesi sebebiyle hakkındaki hükmün açıklanmasına karar verilmesi ve Sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun / fıkrasında yer alan “Denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlemesi veya denetimli serbestlik tedbirine dair yükümlülüklere aykırı davranması halinde, mahkeme hükmü açıklar. Ancak mahkeme, kendisine yüklenen yükümlülükleri yerine getiremeyen sanığın durumunu değerlendirerek; cezanın yarısına kadar belirleyeceği bir kısmının infaz edilmemesine ya da koşullarının varlığı halinde hükümdeki hapis cezasının ertelenmesine veya seçenek yaptırımlara çevrilmesine karar vererek yeni bir mahkumiyet hükmü kurabilir.” şeklindeki düzenleme nedeniyle, mahkemenin sanık hakkındaki hükmü aynen açıklaması gerektiği halde hapis cezasının ertelenmesine karar verilmesi,

Erdek Belediyesi Yazı İşleri Müdürü olan sanığın, belediye otogar müdür vekili ile gelirler müdürü ve aynı zamanda hesap işleri müdür vekilinin 1. Sicil amiri olarak denetim görevini yerine getirmediği ve koordineyi sağlayamadığı, … Belediyesi Otobüs İşletmeleri tahsildarı olan ve hakkında Ağır Ceza Mahkemesine zimmet suçundan dava açılanı denetlemediği ve biletçiler üzerinde de denetim görevini yerine getirmemesi sebebiyle belediyenin zarara uğramasında ihmalinin olduğu iddia edilen olayda; Bandırma Belediyesi Otobüs İşletmeleri tahsildarı ile otobüs şoförü, biletçileri ve diğer sanıkların haklarında Bandırma Ağır Ceza Mahkemesi’nin / Esas sayılı dosyasında yapılan yargılamaları sonucunda verilen kararın Dairemizin gün ve / Esas / Karar sayılı ilamıyla bozulduğu, bozma sonrası dosyanın Bandırma Ağır Ceza Mahkemesi’nin / Esas sırasına kayıt edildiği ve tarihinde karara çıktığının yapılan UYAP sorgusundan anlaşıldığı, bu itibarla bahse konu bu dosya ile … hakkında görevi ihmal suçundan yapılan suç duyurusu akıbetlerinin araştırılması, Bandırma Ağır Ceza Mahkemesi’nin / Esas, /86 Karar sayılı dosyası ile bu dosyanın olanaklı ise birleştirilmesi, aksi halde sonucunun beklenmesi, keza Bandırma Belediye Başkanlığının tarihli yazılarından Yazı işleri Müdürü olan sanığın sicil ve tezkiye amiri olarak diğer müdürlük ve amirliklerle koordineyi sağlama görevinin bulunduğu da nazara alınıp hasıl olacak sonuca göre hukuki durumunun tayin ve takdiri gerektiği halde noksan araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması,

Suçun Sayılı TCK’nın 53/1-a maddesindeki hak ve yetkinin kötüye kullanılması suretiyle işlenmiş olmasına rağmen sanık hakkında aynı Kanunun 53/5. maddesinin uygulanmaması,

SONUÇ : Kanuna aykırı, sanık müdafiin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün Sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gözetilerek CMUK’nın , maddeleri uyarınca BOZULMASINA, tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


YARGITAY CEZA DAİRESİ Esas: / Karar: / Tarih:

  • TCK Madde

  • Belli Hakları Kullanmaktan Yoksun Bırakılma

Resmi belgede sahtecilik ve dolandırıcılık suçlarından sanık …‘ün, Sayılı Türk Ceza Kanunu’nun /1,, /3,, /1, /1 -d, 43,, 62/1, 52/2. maddeleri uyarınca 1 yıl 8 ay hapis, 3 yıl 1 ay 15 gün hapis, 2 yıl 1 ay hapis, 10 ay hapis, ,00 ve ,00 Türk lirası adli para cezaları ile cezalandırılmasına, sanığın anılan Kanun’un 53/1. maddesinin a, b, d ve e bentlerindeki haklardan hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar, c bendinde gösterilen haklardan ise koşullu salıverilme tarihine kadar yoksun bırakılmasına, suçta kullanılan plakanın aynı Kanun’un 54/1. maddesi gereğince müsaderesine dair İstanbul 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nin tarihli ve / esas, /52 Sayılı kararının,

“ Sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 53/2. maddesinde yer alan “Kişi, işlemiş bulunduğu suç dolayısıyla mahkûm olduğu hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar bu hakları kullanamaz.” ve 3. fıkrasındaki “Mahkûm olduğu hapis cezası ertelenen veya koşullu salıverilen hükümlünün kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından yukarıdaki fıkralar hükümleri uygulanmaz.” şeklindeki düzenlemeler karşısında, anılan maddenin 1-c bendinde yer alan hak yoksunluğunun sadece kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından koşullu salıvermeden sonra uygulanamayacağı, kendi alt soyu dışındaki kişiler bakımından vesayet ve kayyımlıkla ilgili hak yoksunluğu ile anılan maddenin 1. fıkrası a, b, d ve e bentlerinde yazılı hak yoksunluklarının ise cezanın infazının tamamlanmasına kadar devam edeceği gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde,

2-)Dosya kapsamıma göre sanığın sahte sürücü belgesi kullanarak katılan …‘den araç kiralamak ve yine aynı aracı sahte kimlik, sahte araç tescil belgesi ve sahte plaka ile katılan …‘e satmak şeklindeki eylemleri nedeni ile ayrı ayrı iki kez resmi belgede sahtecilik suçundan cezalandırılmasına karar verilmiş ise de, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun maddelerinde yer alan zincirleme şekilde resmi belgede sahtecilik suçunu oluşturacağı gözetilmeden, yazılı şekilde iki ayrı resmi belgede sahtecilik suçundan ceza verilmesinde isabet görülmediğinden” bahisle Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun maddesi uyarınca, bozulması istenilmiş olmakla,

Dosya incelendi, gereği görüşüldü:

KARAR : Sayılı TCK’nun maddesinin uygulanmasında, hükümlerden sonra yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi’nin gün / Esas, /85 Sayılı iptal kararının infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.

A-) … ve … adına sahte sürücü belgeleri düzenleyip kullanmak suretiyle resmi belgede sahtecilik suçu ile … plakalı aracı sahte kimlik, ruhsat ve belgelerle… plakalı olarak noter aracılığıyla müşteki…‘e satmak suretiyle resmi belgede sahtecilik suçundan kurulan hükümlerle ilgili kanun yararına bozma talebinin incelenmesi:

1-) Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun maddesinin 1, 3. fıkralar 1 ve 3. fıkraları ile maddesi gereğince bir cezaya hükmolunması gerekirken, iki ayrı suçtan mahkûmiyet hükmü kurulması,

2-) TCK’nın maddesinin 1. fıkras 1. fıkrasının (c) bendinde yer alan haklardan sanığın sadece kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri yönünden koşullu salıverilme tarihine kadar uygulanması gerektiğinin dikkate alınmaması,

3-) Suçun konusunu ve delilini oluşturan emanetteki plakanın delil olarak dosya içinda saklanması yerine müsaderesine karar verilmesi,

Yasaya aykırı ve kanun yararına bozma talebi yerinde olduğundan, bu suçlarla ilgili hükümlerin CMUK’nın maddesinin 3. fıkras 3. fıkrası gereğince kanun yararına BOZULMASINA, aynı maddenin 4. fıkrasının (d) bendinin verdiği yetki uyarınca bu konularda karar verilmesi mümkün bulunduğundan ve TCK’nın maddesiyle müsadereye dair konularda aleyhe sonuç doğurmama kuralı uygulanamayacağından;

a-) Sanığın, … ve … adına sahte sürücüsü belgeleri düzenleyip kullanmak suretiyle resmi belgede sahtecilik suçu ile … plakalı aracı sahte kimlik, ruhsat ve belgelerle … plakalı olarak noter aracılığıyla müşteki …‘e satmak suretiyle resmi belgede sahtecilik suçunu “bir suç işleme kararının icrası kapsamında zincirleme olarak işlediği” anlaşıldığından; TCK’nın . maddesinin 1. fıkrası gereğince, Mahkemenin kabul ve uygulamasına göre, suçun işleniş biçimi ile suç konusunun önemi ve değeri dikkate alınarak, takdiren 2 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına,

b-) Resmi belgelerden bir kısmının kanun hükmü gereği sahteliği sabit oluncaya kadar geçerli olan noter tarafından düzenlenen belgeler olması nedeniyle, TCK’nın maddesinin 3. fıkras 3. fıkrası gereğince cezanın yarı oranında artırılarak 3 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına,

c-) Suçun zincirleme olarak işlenmesi sebebiyle TCK’nın maddesinin 1. fıkras 1. fıkrası uyarınca cezanın takdiren 1/4 oranında artırılarak 3 yıl 9 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına,

d-) Mahkemenin kabul ve uygulamasına göre, ikrarı sebebiyle TCK’nın maddesi uyarınca cezanın takdiren 1/6 oranında indirilerek 3 yıl 1 ay 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına

e-) TCK’nın maddesinin 1, 2. fıkralar 1 ve 2. fıkraları ile 3. fıkrasının birinci cümlesi gereğince, 1. fıkranın (c) bendinde yer alan haklardan kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri yönünden koşullu salıverilme tarihine, 1. fıkradaki diğer haklar yönünden ise hümolunan hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmasına,

f-) Müsadere ile ilgili bölümde yer alan “plakanın 54/1 maddesi gereğince MÜSADERESİNE,” ibaresinin hüküm fıkrasından çıkarılarak yerine “plakanın ve” ibaresinin yazılmasına,

g-)Bu suçla ilgili hükmün diğer bölümlerinin aynen korunmasına ve hükmün bu şekilde infazına,

B-) Katılan …‘e karşı işlenen dolandırıcılık suçundan kurulan hükümle ilgili kanun yararına bozma talebinin incelenmesi:

1-)Sanığın, Emniyet Müdürlüğü’nün maddi varlığı olan sahte sürücü belgesini kullanarak müştekiden araç kiralamak suretiyle gerçekleştirdiği fiilinin, Sayılı TCK’nın maddesinin 1. fıkras 1. fıkrasının (d) bendinde düzenlenen “nitelikli dolandırıcılık” suçunu oluşturduğu gözetilmeden, aynı Kanun’un maddesinin 1. fıkrasında yer alan “basit dolandırıcılık” suçundan hüküm kurulması,

2-)TCK’nın maddesinin 1. fıkras 1. fıkrasının (c) bendinde yer alan haklardan sanığın sadece kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri yönünden koşullu salıverilme tarihine kadar uygulanması gerektiğinin dikkate alınmaması,

Yasaya aykırı ve kanun yararına bozma talebi yerinde olduğundan, (a) bendinde belirtilen aykırılıktan dolayı aleyhe sonuç doğurmamak üzere, bu suçla ilgili hükmün CMK’nın maddesinin 3. fıkras 3. fıkrası uyarınca kanun yararına BOZULMASINA; aynı maddenin 4. fıkrasının (d) bendinin verdiği yetki uyarınca (b) bendinde belirtilen aykırılıkla ilgili karar verilmesi mümkün bulunduğundan ve bu konuda aleyhe sonuç doğurmama kuralı uygulanamayacağından, bu suçla ilgili;

a-) TCK’nın maddesinin uygulanmasına dair bölümün hüküm fıkrasından çıkarılarak yerine “TCK’nın maddesinin 1, 2. fıkralar 1 ve 2. fıkraları ile 3. fıkrasının birinci cümlesi gereğince, 1. fıkranın (c) bendinde yer alan haklardan kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri yönünden koşullu salıverilme tarihine, 1. fıkradaki diğer haklar yönünden ise hükmolunan hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmasına” ibaresinin yazılmasına,

b-) Hükmün diğer bölümlerinin aynen korunmasına ve hükmün bu şekilde infazına,

c-) Müşteki…‘e karşı işlenen dolandırıcılık suçundan kurulan hükümle ilgili kanun yararına bozma talebinin incelenmesi,

TCK.nın maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde yer alan haklardan sanığın sadece kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri yönündeki koşullu salıverilme tarihine kadar uygulanması gerektiğinin dikkate alınmaması,

SONUÇ : Yasaya aykırı ve kanun yararına bozma talebi yerinde olduğundan, bu suçla ilgili hükmün CMK.nın maddesinin 3. fıkras 3. fıkrası uyarınca kanun yararına BOZULMASINA, aynı maddenin 4. fıkrasının (d) bendinin verdiği yetki uyarınca bu aykırıkla ilgili karar verilmesi mümkün bulunduğundan ve bu konuda aleyhe sonuç doğurmama kuralı uygulanmayacağından, bu suçla ilgili;

a-) TCK’nın maddesinin uygulanmasına dair bölümün hüküm fıkrasından çıkarılarak yerine “TCK’nın maddesinin 1, 2. fıkralar 1 ve 2. fıkraları ile 3. fıkrasının birinci cümlesi gereğince, 1. fıkranın (c) bendinde yer alan haklardan kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri yönünden koşullu salıverilme tarihine, 1. fıkradaki diğer haklar yönünden ise hümolunan hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmasına” ibaresinin yazılmasına,

b-) Hükmün diğer bölümlerinin aynen korunmasına ve hükmün bu şekilde infazına,

c-) Tüm hükümlerle ilgili kararın diğer bölümlerinin aynen korunmasına, Dosyanın gereği için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, tarihinde oybirliği ile karar verildi.


YARGITAY CEZA DAİRESİ Esas: / Karar: / Tarih:

  • TCK Madde

  • Belli Hakları Kullanmaktan Yoksun Bırakılma

… Antik Kenti 2. derece arkeolojik sit alanı ve aynı zamanda devlet ormanı içerisinde kalan sahada, zeminde mevcut kayalık kırılıp parçalanarak izinsiz düzleştirme çalışması yapılmak suretiyle gerçekleştirilen sit alanının zarar görmesine kasten sebebiyet verme fiilinin, tarihli iddianamede 4 x 8 metre karelik bir alanı kapsadığı belirtilmesine karşılık, sözü edilen alanın, bozma ilamı öncesi düzenlenen tarihli fen bilirkişi raporu ile, 6 x 16 metre kare ve bozma ilamı sonrası düzenlenen tarihli fen bilirkişi raporu ile de, 12 x 17 metre kare ölçülerine ulaştığının belirlendiği anlaşılmakla; bahse konu fiilin devlet ormanında gerçekleştirilmesinden dolayı Sayılı Kanuna aykırılık ve tarihli iddianamenin düzenlenmesinden sonra devam eden düzleştirme çalışmasından dolayı da Sayılı Kanuna aykırılık suçundan zamanaşımı süresi içerisinde gereğinin takdir ve ifası mümkün görülmüştür.

Bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafinin, suçta ve cezada şahsilik ilkesi gözetilmeden, eksik inceleme ile karar verildiğine dair sair temyiz itirazlarının reddine,

Ancak;

1-) Sanık hakkında denetim süresi belirlenirken ve denetim süresinin herhangi bir yükümlülük belirlenmeden veya uzman kişi görevlendirmeden geçirilmesine karar verilirken uygulanan kanun maddelerinin gösterilmemesi suretiyle Sayılı CMK’nın /6. maddesine muhalefet edilmesi isabetsiz,

2-) Hükmolunan 1 yıl 8 ay hapis cezası ertelenen sanığın, Sayılı TCK’nın 51/7. maddesi uyarınca, denetim süresi içinde kasıtlı bir suç işlemesi halinde, ertelenen cezanın kısmen veya tamamen infaz kurumunda çektirilmesine karar verileceği ve aynı Kanunun 51/8. maddesi uyarınca da denetim süresi iyi halli olarak geçirildiği takdirde, cezanın infaz edilmiş sayılacağı hususlarının kararda gösterilmemesi,

3-) Sayılı TCK’nın 53/1-c maddesinde belirtilen güvenlik tedbirinin, aynı maddenin 3. fıkrası uyarınca cezası ertelenen hükümlü hakkında sadece kendi alt soyu üzerindeki yetkileri bakımından uygulanamayacağı gözetilmeksizin, sanığın, anılan haklardan koşullu salıverilme tarihine kadar yoksun bırakılmasına karar verilmesi,

SONUÇ : Kanuna aykırı olup, hükmün bu sebeplerle Sayılı Kanun’un 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan Sayılı maddesi uyarınca BOZULMASINA; ancak, yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu hususlarda, aynı Kanunun maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden; hüküm fıkrasının (6) numaralı bendinin başında, “ Sayılı TCK’nın 51/3. maddesi uyarınca” ibaresinin, (7) numaralı bendinin başına, “ Sayılı TCK’nın 51/6. maddesi uyarınca” ibaresinin ve anılan bentten sonra gelmek üzere hükme, “ Sayılı TCK’nın 51/7. maddesi uyarınca sanığın denetim süresi içinde kasıtlı bir suç işlemesi halinde, ertelenen cezanın kısmen veya tamamen infaz kurumunda çektirilmesine karar verileceğinin ve aynı Kanunun 51/8. maddesi uyarınca da denetim süresi iyi halli olarak geçirildiği takdirde, cezanın infaz edilmiş sayılacağının sanığa ihtarına” cümlesinin eklenmesi; (8) numaralı bendinin, “Sanığın kasten işlemiş olduğu suçtan dolayı hapis cezasına mahkumiyetinin kanuni sonucu olarak, TCK’nın maddesinin (1) numaralı fıkrasının (a), (d) ve (e) bentlerindeki hakları kullanmaktan aynı Kanun’un 53/2. maddesi gereğince hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmasına, sanığın cezası ertelendiğinden, TCK’nın 53/3. maddesi uyarınca, aynı Kanunun 53/1-c maddesinde belirtilen kişisel hak yoksunluğunun, sadece kendi alt soyu üzerindeki yetkileri bakımından kanunen uygulanmasına yer olmadığına, TCK’nın maddesinin (1) numaralı fıkrasının (b) bendindeki hak yoksunlukları açısından ise, Anayasa Mahkemesi’nin tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan tarihli, / Esas, /85 Karar sayılı iptal kararının gözetilmesine” şeklinde düzeltilmesi suretiyle, sair yönleri usul ve kanuna uygun bulunan hükmün isteme uygun olarak DÜZELTİLEREK ONANMASINA, tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


YARGITAY CEZA DAİRESİ Esas: / Karar: / Tarih:

  • TCK Madde

  • Belli Hakları Kullanmaktan Yoksun Bırakılma

Katılanın yetkili temsilcisi olduğu şirkete ait Karşıyaka ilçesindeki restorantı işletmesi için sanığı yılında işe aldığı ve sanığın müdür olarak görev yaptığı, katılanın restorantta bulunmadığı dönemlerde sanığın restorantta yapılan düğün merasimleri için müşterilerden avans olarak para topladığı ve topladığı bu paraları şirket hesabına intikal ettirmeyip mal edindiği ve daha sonra işyerinden ayrıldığı sanığın bu şekilde hizmet sebebiyle güveni kötüye kullanma suçunu işlediği iddia olunan somut olayda; katılan beyanı, tanık anlatımları ve tüm dosya kapsamından sanığın hizmet sebebiyle güveni kötüye kullanma suçunu işlediği anlaşıldığından verilen mahkumiyet kararında bir isabetsizlik görülmemiştir.

Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın kararın usul ve yasaya aykırı olduğuna dair temyiz itirazlarının reddine; ancak;

TCK’nın maddesininTCK’nın maddesinin 3. fıkrası uyarınca 53/1-c bendindeki “velayet hakkından; vesayet veya kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan” yoksunluğun sanığın sadece kendi altsoyu yönünden koşullu salıverme tarihine kadar süreceği, altsoyu haricindekiler yönünden ise hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar devam edeceğinin gözetilmemiş olması,

SONUÇ : Kanuna aykırı olup, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün Sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken Sayılı CMUK’nın maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususların aynı Kanun’un maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, TCK’nın 53/1. maddesinin uygulanmasına dair (c) bendinin hükümden çıkartılarak yerine “TCK’nın maddesinin 3. fıkrası uyarınca 1. fıkranın (c) bendinde yer alan kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet veya kayyımlık yetkilerinin koşullu salıverilme tarihine, altsoyu haricindekiler yönünden ise hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmasına” cümlesinin eklenmesi suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


YARGITAY CEZA DAİRESİ Esas: / Karar: / Tarih:

  • TCK Madde

  • Belli Hakları Kullanmaktan Yoksun Bırakılma

I- ) Dairemizin tarih ve / esas, / Sayılı kararıyla;

Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine ve temyiz dilekçesinin kapsamına göre dosya görüşüldü:

Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.

Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede ;

1- ) Sanığa yükletilen hakaret eylemiyle ulaşılan çözümü haklı kılıcı zorunlu öğelerinin ve bu eylemin sanık tarafından işlendiğinin Yasaya uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı; böylece olaylara dair sorunlarda gerekçenin yeterli bulunduğu,

Eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve Yasada öngörülen suç tipine uyduğu,

Kamu görevlisine karşı görevinden dolayı hakaret suçundan hüküm kurulurken doğrudan TCK’nın /3-a maddesi gereğince temel cezanın belirlenmesi gerektiğinin gözetilmediği,

Anlaşılmış ve ileri sürülen başkaca temyiz nedenleri yerinde görülmediği gibi hükmü etkileyecek oranda hukuka aykırılığa da rastlanmamıştır.

Ancak;

a- ) TCK’nın 58/7. maddesi uygulanırken yalnızca denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına karar verilmesi yerine Sayılı Kanun’un , . maddeleri uyarınca yapılacak infazı kısıtlar biçimde 1 yıllık denetim süresinin belirlenmesi,

b- ) TCK’nın 53/1- ( c ) bendinde yer alan hak yoksunluğunun kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri yönünden koşullu salıverme tarihine kadar , diğer kişilere karşı belirtilen yetkiler yönünden ve 53/1-a,b,d,e bentlerindeki hak yoksunlukları bakımından mahkum olunan hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar geçerli olacağının gözetilmemesi,

Yasaya aykırı, sanık …‘nin temyiz itirazları bu itibarla yerinde ise de bu aykırılıklar yeniden duruşma yapılmasına gerek olmaksızın düzeltilebilir nitelikte bir yanılgı olduğundan Sayılı Kanun’un 8/1. madde ve fıkrası aracılığıyla Sayılı maddesi uyarınca;

a- ) TCK’nın maddesinin uygulanmasına dair hüküm fıkrasından, “1 yıllık denetim süresinin” çıkartılması,

b- ) “TCK’nın maddenin uygulanmasına” dair fıkranın hükümden çıkarılarak yerine “ TCK’nın 53/1- ( c ) bendinde yer alan hak yoksunluğunun kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri yönünden koşullu salıverme tarihine kadar, diğer kişilere karşı belirtilen yetkiler yönünden ve 53/1- a, b, d, e bentlerindeki hak yoksunlukları bakımından mahkum olunan hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar geçerli olacağı” ifadesinin eklenmesi suretiyle tebliğnameye kısmen uygun olarak hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

2- ) Sanık hakkında tehdit suçundan kurulan hükme yönelik temyize gelince;

Başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.

Ancak;

1- ) Orman muhafaza memuru olan katılanların, Orman Kanunu’na muhalefet sebebiyle sanık hakkında verilen kararın tebliği için yanına gittikleri sırada sanığın, katılanlara olay tutanağında ve tanık beyanında belirtilen ‘‘sizi vuracağım, öldüreceğim, gidin buradan’’ şeklindeki sözlerle tehdit ettiğinin kabul edilmesi karşısında, eylemin bir bütün halinde TCK’nın /1. maddesinde düzenlenen, görevi yaptırmamak için direnme suçunu oluşturduğunun gözetilmemesi,

2- ) Sayılı Kanun’un maddesi uyarınca denetim süresini belirleme ve gerektiğinde uzatma görevinin, hükümlünün infaz aşamasındaki davranışlarını da değerlendirerek koşullu salıverme ile ilgili kararı verecek olan mahkemeye ait olacağı gözetilerek mükerrir olan sanık hakkında Sayılı TCK’nın 58/7. maddesi gereğince “mükerrirlere özgü infaz rejiminin ve cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbirleri uygulanmasına” karar verilmesi ile yetinilmesi gerekirken, denetimli serbestlik tedbiri süresinin de belirlenmesi,

3- ) TCK’nın 53/1- ( c ) bendinde yer alan hak yoksunluğunun kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri yönünden koşullu salıverme tarihine kadar , diğer kişilere karşı belirtilen yetkiler yönünden ve 53/1-a,b,d,e bentlerindeki hak yoksunlukları bakımından mahkum olunan hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar geçerli olacağının gözetilmemesi,

Kanuna aykırı ve sanık …‘nin temyiz nedenleri ile tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden HÜKMÜN BOZULMASINA, yeniden hüküm kurulurken aleyhe temyiz olmadığından, Sayılı CMUK’nın / son maddesinin gözetilmesine, şeklinde karar verilmiştir.

Dairemizin kararı üzerine, Manisa 5. Asliye Ceza Mahkemesi’nce hakaret suçuna dair hükmün tarihinde kesinleştirildiği, tehdit suçuna dair olarak da tarihli celsede dairemizce sanığın tehdit eylemi hakkında verilen bozma ilamına uyulmasına karar verilerek yargılamaya devamla sanık hakkında tarih, / esas, / Sayılı karar ile görevi yaptırmamak için direnme suçundan mahkumiyet hükmü kurulmuştur. Bu hüküm sanık tarafından tarihli dilekçeyle temyiz edilmiş olmakla birlikte, dairemize tebliğname ile incelenmek üzere gönderilmemiştir.

II- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın tarih, / Sayılı itiraz talebinde;

“İTİRAZ NEDENLERİ: Manisa ( Kapatılan ) 1. Sulh Ceza Mahkemesi’nin gün, / esas ve /44 Sayılı kararında, Sanığın katılanlara yönelik orman içinde gerçekleşen hakaret eyleminde, Sayılı CMK’nın /2. maddesine aykırı olarak iddianame ile talep edilmediği halde ek savunma hakkı tanınmadan ve karar yerinde tartışılmadan, Sanığın cezasında Sayılı TCK’nın /4. maddesi uyarınca artırım yapılmıştır.

Yukarıda arz olunan nedenlerle;

1- ) Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının KABULÜ,

2- ) Yargıtay Ceza Dairesi’nin gün, / esas ve / Sayılı kararında hakaret suçuyla ilgili bölümün kaldırılarak, Manisa ( Kapatılan ) 1. Sulh Ceza Mahkemesi’nin gün, / esas ve /44 Sayılı kararında hakaret suçuyla ilgili hükmün, Sayılı CMK’nın /2. maddesine aykırı olarak iddianame ile talep edilmediği halde ek savunma hakkı tanınmadan ve karar yerinde tartışılmadan, sanığın cezasında Sayılı TCK’nın /4. maddesi uyarınca artırım yapılması, Sayılı TCK’nın maddesi uyarınca mükerrirlere özgü infaz rejiminin ve cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına karar verilmesi ile yetinilmesi gerekirken infazı kısıtlar şekilde denetim süresinin 1 yıl olarak belirlenmesi, Sayılı TCK’nın 53/1-c. maddesinde yer alan hak yoksunluğunun kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri yönünden koşullu salıverme tarihine kadar, diğer kişilere karşı belirtilen hak yoksunlukları bakımından mahkum olunan hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar geçerli olacağının gözetilmemesi, Sayılı TCK’nın 53/1. maddesinin ( b ) bendine dair Anayasa Mahkemesi’nin tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan gün, / esas ve /85 Sayılı iptal kararına göre sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması yasaya aykırı bulunduğundan Sayılı CMUK’nın maddesi uyarınca bozulması,

3- ) İtirazımız yerinde görülmediği takdirde, dosyanın itiraz hakkında bir karar verilmek üzere Yargıtay Ceza Genel Kuruluna GÖNDERİLMESİ, talep edilmiş olmakla,

III- Dairemizin tarih ve / esas, / karar sayılı kararında hakaret suçuna dair verilen düzeltilerek onama kararına yönelik itiraz talebinde bulunulduğunun belirlenmesi sonucunda, Dairemizin tarih, / esas, / Sayılı kararı ile;

“Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın itiraz gerekçeleri yerinde görülmekle, Sayılı Kanun’un maddesiyle eklenen Sayılı CMK’nın maddesinin 3. fıkras 3. fıkrası uyarınca İTİRAZIN KABULÜNE,

Dairemizce verilen gün ve / esas, / Sayılı kararında, hakaret suçuna dair verilen düzeltilerek onama kararının KALDIRILMASINA,

Manisa 1. Sulh Ceza Mahkemesince verilen tarih ve / esas, /44 karar karar sayılı mahkumiyet hükmünü içeren dosya yeniden görüşüldü:

Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.

Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.

Ancak;

1- ) Sanığa ek savunma hakkı verilmeden, iddianamede talep olunmayan TCK’nın /4. maddesi uyarınca sanığın cezasında arttırım yapılmak suretiyle CMK’nın maddesine aykırı davranılması,

2- ) Sayılı Kanun’un maddesi uyarınca denetim süresini belirleme ve gerektiğinde uzatma görevinin, hükümlünün infaz aşamasındaki davranışlarını da değerlendirerek koşullu salıverme ile ilgili kararı verecek olan mahkemeye ait olacağı gözetilerek mükerrir olan sanık hakkında Sayılı TCK’nın 58/7. maddesi gereğince “mükerrirlere özgü infaz rejiminin ve cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbirleri uygulanmasına” karar verilmesi ile yetinilmesi gerekirken, denetimli serbestlik tedbiri süresinin de belirlenmesi,

3- ) TCK’nın 53/1- ( c ) bendinde yer alan hak yoksunluğunun kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri yönünden koşullu salıverme tarihine kadar , diğer kişilere karşı belirtilen yetkiler yönünden ve 53/1-a,b,d,e bentlerindeki hak yoksunlukları bakımından mahkum olunan hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar geçerli olacağının gözetilmemesi,

4- ) TCK’nın 53/1-b maddesinde yer alan hak yoksunluğunun uygulanmasına dair hükmün, Anayasa Mahkemesi’nin tarih ve / esas, /85 Sayılı kararı ile iptal edilmesi sebebiyle uygulanma olanağının ortadan kalkmış olması,

Kanuna aykırı, sanık …‘nin temyiz nedenleri ile itiraz yazısındaki düşünce yerinde görüldüğünden HÜKMÜN BOZULMASINA, bozma üzerine sanık hakkındaki ilamın kesinleşmemiş sayılması gerektiğinden, infaza başlanılmış ise infazın durdurulmasına, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, karar verilmiştir.

IV- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının tarih ve KD- / Sayılı yazısı ile;

Manisa 5. Asliye Ceza Mahkemesi’nin / esas sayılı tarihli yazısı ile hükümlünün tehdit suçuna dair temyiz talebi incelenmeksizin işlemsiz olarak iade edildiğinden tehdit suçu yönünden incelenmek üzere dosya gönderilmiş olup, Manisa 1. Sulh Ceza Mahkemesi’nin / esas /44 karar sayılı tarihli kararı ile sanık hakkında hakaret suçundan Sayılı TCK’nın /3-a,, /4,, 43,, 53/1,, maddeleri gereğince 1 yıl 5 ay 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, tehdit suçundan Sayılı TCK’nın / cümle, 43,, 53/1,, maddeleri gereğince 7 ay 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, hükmün sanık tarafından temyiz edildiği, Yargıtay Ceza Yüksek Dairesi’nin / esas / karar sayılı tarihli kararı ile hakaret suçundan dolayı hükmün düzeltilerek onanmasına, tehdit suçundan kurulan hükmün ise, eylemin görevi yaptırmamak için direnme suçunu oluşturduğundan bahisle bozulmasına karar verildiği, Manisa 5. Asliye Ceza Mahkemesi’nin / esas ve / Sayılı tarihli kararı ile sanık hakkında görevi yaptırmamak için direnme suçundan Sayılı TCK’nın /1,, 43/2. maddesi delaletiyle 43/1,, 53/1,, maddeleri gereğince 7 ay 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, sanığın tarihli dilekçesi ile Manisa 5. Asliye Ceza Mahkemesi’nin / esas ve / Sayılı tarihli kararını temyiz ettiği, tarihli dilekçesi ile de, hakaret suçundan verilen mahkumiyet kararının düzeltilerek onanmasına dair karara karşı itiraz yasa yoluna başvurulmasını talep ettiği, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın / Sayılı tarihli yazısı ile Yargıtay Ceza Yüksek Dairesi’nin / esas / karar sayılı tarihli kararına itiraz edildiği, yine / Sayılı tarihli tebliğname ile sanık hakkında Manisa 5. Asliye Ceza Mahkemesi’nin / esas ve / Sayılı tarihli kararı ile görevi yaptırmamak için direnme suçundan kurulan hükmün onanmasının talep edildiği, Yargıtay Ceza Yüksek Dairesi’nin / esas / karar sayılı tarihli kararı ile itirazın kabulüne, hakaret suçuna dair / esas / karar sayılı tarihli düzelterek onama kararının kaldırılmasına, Manisa 1. Sulh Ceza Mahkemesi’nin / esas /44 Sayılı tarihli kararının bozulmasına karar verildiği, görevi yaptırmamak için direnme suçuna dair Manisa 5. Asliye Ceza Mahkemesi’nin / esas ve / Sayılı tarihli kararına yönelik temyiz talebi hakkında karar verilmediği anlaşılmakla, sanığın Manisa 5. Asliye Ceza Mahkemesi’nin / esas ve / Sayılı tarihli kararı ile görevi yaptırmamak için direnme suçundan kurulan hükme yönelik temyiz talebi hakkında, karar verilmesi, şeklindeki istemle dosya Dairemize gönderilmekle, incelenerek gereği düşünüldü:

KARAR : Manisa 5. Asliye Ceza Mahkemesi’nin tarih, / esas ve / Karar sayılı görevi yaptırmamak için direnme suçundan verilen hükme dair temyiz denetiminin yapılabilmesi için, her ne kadar Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının tarih ve KD- / Sayılı yazısında dosyanın incelenmek üzere / Sayılı tebliğname ile dairemize gönderilmiş olduğu belirtilmiş ise de; sanık hakkında görevi yaptırmamak için direnme suçuna dair temyiz incelemesinin yapılması amacıyla Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın tebliğnamesiyle dosyanın dairemize gönderilmediği anlaşılmakla,

SONUÇ : İtiraz üzerine Dairemizin tarih, / esas, / Sayılı kararında herhangi bir eksiklik bulunmaması sebebiyle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın eksikliğin giderilmesine dair talebinin REDDİNE, tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


YARGITAY 8. CEZA DAİRESİ Esas: / Karar: / Tarih:

  • TCK Madde

  • Belli Hakları Kullanmaktan Yoksun Bırakılma

1- ) Sanık … hakkında müşteki sanıklar … ve …‘a yönelik yaralama suçlarından kurulan hükümlere yönelik temyiz incelemesinde;

Yapılan yargılamaya, dosya içeriğine, toplanıp karar yerinde gösterilen ve değerlendirilen delillere, oluşa ve mahkemenin soruşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine, suçun oluşumuna ve niteliğine uygun kabul ve uygulamasına, hukuka uygun, yasal ve yeterli olarak açıklanan gerekçeye göre sanığın, suçun sübut bulmadığına yönelik temyiz itirazları yerinde görülmediğinden reddiyle hükümlerin ONANMASINA,

2- ) Sanık … hakkında Sayılı yasaya aykırılık suçlarından kurulan hükme yönelik temyiz incelemesinde;

Yapılan yargılamaya, dosya içeriğine, toplanıp karar yerinde gösterilen ve değerlendirilen delillere, oluşa ve mahkemenin soruşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine, suçun oluşumuna ve niteliğine uygun kabul ve uygulamasına, hukuka uygun, yasal ve yeterli olarak açıklanan gerekçeye göre sanığın, yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;

Sayılı Yasaya aykırılık suçundan kurulan hükümde, Sayılı Kanun’un 5/2. madde ve fıkrası uyarınca suç tarihi itibariyle temel adli para cezasının ,00 TL’den fazla olamayacağı ve gün para cezası bulunmadığı gözetilmeden, 30 gün karşılığı adli para cezasına hükmedilerek sanığa fazla ceza tayin edilmesi,

Yasaya aykırı ise de, yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususun, Sayılı Kanun’un 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken Sayılı seafoodplus.info maddesi gereğince düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, Sayılı Kanun’un 13/1. maddesi uyarınca hapis cezası yanında hükmolunan temel adli para cezasına esas alınan “30 gün” yerine TL yazılması, hükümden 52/2. maddesinin uygulanmasına dair bölümün çıkarılması suretiyle hükmün oybirliğiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

3- ) Müşteki-suça sürüklenen çocuk … ve sanık … haklarında mağdur …‘ı yaralama suçundan kurulan hükümlere yönelik temyizlerine gelince;

Yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;

a- ) Suç tarihi itibarıyle yaş grubunda olan suça sürüklenen çocuk … hakkında hükmedilen cezadan 31/3. maddesi gereğince indirim yapılması gerektiği gözetilmeyerek yazılı şekilde fazla cezaya hükmedilmesi,

b- ) Suç tarihi itibariyle 18 yaşını ikmal etmeyen suça sürüklenen çocuk … hakkında Sayılı seafoodplus.info 53/4. madde ve fıkrasına aykırı olarak aynı Kanun’un 53/1. madde ve fıkrasında yer alan hak yoksunluklarına hükmolunması,

c- ) Mağdur …‘deki kemik kırığının hayat fonksiyonlarına etkisinin 3/6 oranında olduğunun adli rapordan anlaşılması ve 87/3. maddesi gereğince kırığın hayat fonksiyonlarına etkisinin derecesi gözetilerek orantılı artırım yapılması gerekirken sanıkların cezasınından ( 1/6 ) oranında artırım yapılarak eksik ceza tayini,

d- ) Oluşa, ve dosya kapsamına göre; sanıkların birbirlerine ateş ettikleri sırada olay yerinde bulunan ve olayla ilgisi olmayan mağdurun yaralanmasına sebep oldukları, sanıkların mağdura yönelik doğrudan yaralama kastlarının bulunmadığı ancak; olayın meydana geldiği yerde mağdur veya başkalarınında olduğunu düşünüp onların da yaralanabileceğini öngören sanıklar hakkında, olası kasta dair 21/2. maddesinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi suretiyle fazla ceza tayini,

SONUÇ : Yasaya aykırı, suça sürüklenen çocuk … ve sanık …‘ın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebeplerden dolayı Sayılı Kanun’un 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken ve / son maddeleri gereğince sanıklar hakkında yaralama suçundan ceza miktarı yönünden kazanılmış hakları saklı tutularak BOZULMASINA, tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


YARGITAY CEZA DAİRESİ Esas: / Karar: / Tarih:

  • TCK Madde

  • Belli Hakları Kullanmaktan Yoksun Bırakılma

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının tarih / Sayılı talep yazısıyla;

Diyarbakır ( Kapatılan ) 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nin tarihli ve / esas, / Sayılı kararı ile Sayılı Türk Ceza Kanununun /2, 62 ve Sayılı Terörle Mücadele Kanununun 5. maddesi uyarınca silahlı terör örgütü üyesi olmak suçundan 6 yıl 3 ay hapis cezasına hükümlü …‘nun, bu cezasının tarihinde infaz edilmesini müteakip, yasaklanmış haklarının iadesine dair talebi üzerine hükümlünün talebinin kabulüyle mahkumiyet kararı sonucunda yasaklanmış olan hakların iadesine dair aynı Mahkemenin tarih ve / esas, / Sayılı ek kararını kapsayan dosya incelendi.

Diyarbakır ( Kapatılan ) 5. Ağır Ceza Mahkemesince hükümlünün talebinin kabulüyle yasaklanmış hakların iadesine karar verilmiş ise de;

Yasaklanmış hakların iadesine dair karara dayanak teşkil eden Sayılı Adli Sicil Kanunu 13/A maddesinde yer alan;

“ Sayılı Türk Ceza Kanunu dışındaki kanunların belli bir suçtan dolayı veya belli bir cezaya mahkûmiyete bağladığı hak yoksunluklarının giderilebilmesi için, yasaklanmış hakların geri verilmesi yoluna gidilebilir. Bunun için; Türk Ceza Kanununun maddesinin beşinci ve altıncı fıkraları saklı kalmak kaydıyla,

a- )Mahkûm olunan cezanın infazının tamamlandığı tarihten itibaren üç yıllık bir sürenin geçmiş olması,

b- )Kişinin bu süre zarfında yeni bir suç işlememiş olması ve hayatını iyi halli olarak sürdürdüğü hususunda mahkemede bir kanaat oluşması gerekir.”

Şeklindeki düzenleme dikkate alındığında, memnu hakların iadesi kararı verilebilmesi için infazın tamamlandığı tarihten itibaren üç yıllık sürenin geçmiş olmasının gerekmesi karşısında, hükümlünün mahkum olduğu 6 yıl 3 aylık hapis cezasının tarihinde infaz edildiği ve yasaklanmış hakların iadesine dair kararın verildiği tarihinde 3 yıllık sürenin dolmadığı gözetilerek, talebin reddi yerine yazılı şekilde kabulüne karar verilmesinde isabet görülmemiştir.

Sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun maddesi Sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün gün ve Kyb sayılı yazılı istemlerine müsteniden ihbar ve mevcut evrak tebliğ olunmuştur;

I- )OLAY:

Hükümlü …‘nun yasadışı Hizbullah terör örgütünün üyesi olmak suçundan Diyarbakır ( Kapatılan ) 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nin tarih, / esas ve / karar sayılı ilamı ile TCK’nın /2,, 62,, 53, 58/9, Sayılı Kanun’un 5. maddesi uyarınca 6 yıl 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği ve bu cezasının da tarihinde infaz edildiği hükümlünün yasaklanmış hakların iadesine dair mahkemeye başvurusu üzerine aynı mahkemenin tarihli ek kararıyla yasaklanmış hakların iadesine karar verilmiştir.

Yasaklanmış hakların iadesi için Sayılı Adli Sicil Kanunun 13/A maddesinde öngörülen 3 yıllık sürenin geçmediği gerekçesiyle bu karara karşı Kanun Yararına Bozma yoluna başvurulmuştur.

II-KANUN YARARINA BOZMA İSTEMİNE İLİŞKİN UYUŞMAZLIĞIN KAPSAMI:

Sayılı TCK’nın /2, Sayılı TCK’nın /2, Sayılı Kanun’un 5 ve TCK’nın maddeleri gereğince cezalandırılan hükümlünün yasaklanmış haklarının geri verilmesi koşullarının oluşmadığına ilişkindir.

III-HUKUKSAL DEĞERLENDİRME:

Yasaklanmış hakların geri verilmesi müessesini düzenleyen ve suç tarihinde yürürlükte olan Sayılı TCK’nın maddesi “Müebbeden hidematı ammeden memnuniyet ve ceza mahkumiyetinden mütevellit diğer nevi ademi ehliyet cezaları memnu hakların iadesi tarikiyle izale olunabilir.” hükmüne yer vermiş, aynı Kanun’un maddesi de “ ( Değişik fıkra /6 md. ) Yukarıdaki maddede yazılı ceza, şahsi hürriyeti bağlayıcı bir cezaya bağlı olduğu halde buna mahkum olan ve işlemiş olduğu cürümden pişmanlık duyduğunu ihsas edecek surette iyi hali görülen kimse, asıl cezasını çektiği veya ceza af ile ortadan kalktığı tarihten itibaren üç ve zamanaşımı ile düşmüş olduğu surette düştüğü tarihten itibaren beş yıl geçtikten sonra memnu haklarının iadesini talep edebilir.

Eğer bu mahrumiyet ve ıskatı ehliyet cezaları diğer bir cezaya ilaveten tertip olunmamış ise memnu hakların iadesi ancak hüküm ilamının katileştiği tarihten itibaren beş sene sonra istenebilir” biçimindedir.

tarihinde yürürlüğe giren Sayılı Adli Sicil Kanununda yasaklanmış hakların geri verilmesi kurumuna yer verilmemiş iken, tarih Sayılı Kanun’un maddesiyle, 13/A maddesi Sayılı Yasaya eklenmek suretiyle yasaklanmış hakların geri verilmesi imkanı sağlanmıştır. Aynı Kanun’un 13/A maddesi Sayılı Yasaya eklenmek suretiyle yasaklanmış hakların geri verilmesi imkanı sağlanmıştır. Aynı Kanun’un 13/A maddesinde; “ Sayılı Türk Ceza Kanunu dışındaki kanunların belli bir suçtan dolayı veya belli bir cezaya mahkûmiyete bağladığı hak yoksunluklarının giderilebilmesi için, yasaklanmış hakların geri verilmesi yoluna gidilebilir. Bunun için; Türk Ceza Kanununun maddesinin beşinci ve altıncı fıkraları saklı kalmak kaydıyla,

a- )Mahkûm olunan cezanın infazının tamamlandığı tarihten itibaren üç yıllık bir sürenin geçmiş olması,

b- )Kişinin bu süre zarfında yeni bir suç işlememiş olması ve hayatını iyi halli olarak sürdürdüğü hususunda mahkemede bir kanaat oluşması gerekir.”

Yasanın açık hükmünden anlaşılacağı üzere;

1- )İşlenen suçun Sayılı TCK’nın dışında genel ve özel ceza içeren kanunlara dayalı olarak verilmesi,

2- )Cezanın infazı tamamlandıktan sonra üç yıllık sürenin geçmiş bulunması,

3- )Bu süre zarfında hükümlünün yeni bir suç işlememiş ve hayatını iyi halli olarak sürdürdüğü hususunda mahkemede olumlu kanaat oluşması gereklidir.

Sayılı TCK’nın maddesinde Sayılı TCK’nın maddesinde, kişi kasten işlemiş olduğu suçtan dolayı hapis cezasına mahkumiyetinin kanuni sonucu olarak belli hakları kullanmaktan yoksun kılınabileceğine yer verilmiştir. Hapis cezasına mahkumiyete bağlı hak yoksunluğu süresiz değildir. Belli bir süre ile sınırlandırılmıştır. Bu sistemde hak yoksunluğu mahkumiyetin kesinleşmesi ile başlayıp mahkum olunan hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar devam edecektir. Bu nedenle, yeni TCK’nın sisteminde, yasaklanmış hakların geri verilmesi ( Memnu hakların iadesi ) ayrıca düzenlenmesine gerek görülmemiştir. Bu husus Adli Sicil Kanununun maddesinin gerekçesinde açıklanmıştır. “Yeni TCK’nın sisteminde cezalandırılmakla güdülen asıl amaç, işlediği suçtan dolayı kişinin etkin pişmanlık duymasını sağlayıp tekrar topluma kazandırılması olduğuna göre, suça bağlı hak yoksunluklarının da belli bir süreyle sınırlandırılması gerekmiştir. Bu sebeple bir mahkumiyete bağlı hak yoksunluklarının mahkum olan cezanın infazı tamamlanıncaya kadar devam etmesi öngörülmüştür.”

Sayılı maddesindeki düzenleme ve Adli Sicil Kanununun maddesinin gerekçesi birlikte değerlendirildiğinde TCK’nın maddesindeki 5, 6. fıkralar 5 ve 6. fıkralarındaki suçlar yönünden konulan istisna saklı kalmakla birlikte, ceza mahkumiyetinin kanuni sonucu olarak yasaklanmış haklar, cezanın tamamen infazına kadar sürecektir. Sayılı suçlar yönünden yasaklanmış hakların iadesine karar vermek zorunlu değildir. Ancak, uygulamada hapis cezasına mahkumiyetin kanuni sonucu olarak bir kısım hakların kullanılmasına sınırlama getirildiği bilindiğinden, bir tespit kararının verilmesi hak kayıplarına ve mağduriyete sebebiyet vermemesi açısından yararlı olacaktır.

SONUÇ : Yukarıda açıklanan sebeplerle Diyarbakır ( Kapatılan ) 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nin tarih ve / Esas, / Sayılı ek kararının /4-C maddesi gereğince KANUN YARARINA BOZULMASINA,

Yeniden yargılama gerektirmeyen bozma nedenine göre, hükümlü …‘ya Sayılı TCK’nın /2, Sayılı Kanun’un 5 ve TCK’nın maddeleri gereğince verilen 6 yıl 3 ay hapis cezası tarihinde infaz edilmiş olduğundan, TCK’nın maddesi gereğince hükümlünün cezasının infazından sonra hak yoksunluğunun bulunmadığının tespitine,

Dosyanın mahalli mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


YARGITAY CEZA DAİRESİ Esas: / Karar: / Tarih:

  • TCK Madde

  • Belli Hakları Kullanmaktan Yoksun Bırakılma

Müştekilerin sahibi olduğu … Ltd.Şti. isimli işyerinde prim karşılığı çalışmaya başlayan sanığın kendisine teslim edilen toplam TL. değerindeki halıları müştekilere ait araçla … ve …’ ta satmak için iş yerinden ayrıldığı, halıları sattıktan sonra vadeli sattığını beyan ederek 28 adet satış sözleşmesini işyerine teslim ettiği ve ortadan kaybolduğu, daha sonradan sanığın halıları peşin satarak satış sözleşmelerini sahte olarak düzenlediğinin ortaya çıktığı somut olayda, sanığın atılı suçları işlediğine dair mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.

Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; sanığın sair temyiz itirazlarının reddine,

Ancak;

a-) Hizmet sebebiyle güveni kötüye kullanma suçundan hüküm kurulurken hapis cezası alt sınırdan tayin edildiği halde adli para cezası belirlenirken yeterli ve yasal gerekçe gösterilmeksizin, aynı gerekçeyle tam gün sayısının asgari hadden uzaklaşılması suretiyle belirlenerek sanığa fazla ceza tayini,

b-) TCK’nın maddesinin 3. fıkrası uyarınca 53/1-c bendindeki “ velayet hakkından; vesayet ve kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan yoksunluğun “ sadece sanığın kendi altsoyu yönünden koşullu salıverilme tarihine kadar süreceği, altsoyu haricindekiler yönünden ise yoksunluğun hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar devam edeceği gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi,

SONUÇ : Kanuna aykırı olup, hükümlerin bu sebeplerle Sayılı Kanun’un 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan Sayılı maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak, yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususun aynı kanunun maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan; hüküm fıkrasından adli para cezasına dair sırasıyla “ gün” , “83 gün” ve “ TL” adli para cezası terimlerinin tamamen çıkartılarak yerlerine, sırasıyla “5 gün”, “4 gün” ve “80 TL” adli para cezası ibarelerinin eklenmesi ve hüküm fıkrasından, Sayılı Kanun’un maddesinin uygulanmasına dair bölümlerin tamamen çıkartılıp yerlerine, “ maddenin 3. fıkrası uyarınca 1. fıkranın c bendinde yer alan kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık haklarından koşullu salıverilme tarihine, 1. fıkrada yazılı diğer haklardan cezanın infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmasına” denilmek suretiyle hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA, tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


YARGITAY 7. CEZA DAİRESİ Esas: / Karar: / Tarih:

  • TCK Madde

  • Belli Hakları Kullanmaktan Yoksun Bırakılma

Suç tarihi ve ele geçen eşyanın niteliği itibariyle, Sayılı Kanun ile değişik Sayılı Yasa’nın 8/4. maddesi gereğince sanığın mahkumiyetine karar verilmesi yerine, aynı eylem sebebiyle bandrolsüz sigara satmaktan sanığın beraatine ve aynı zamanda kaçakçılık suçundan mahkumiyetine dair yazılı şekilde hüküm tesisi, aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.

1- ) tarihinde yürürlüğe giren Sayılı Kanun’un 5. maddesiyle yapılan değişiklikle Sayılı seafoodplus.info 50/6. madde ve fıkrasında yer alan “yaptırım” ibaresinin “tedbir” olarak değiştirilip, Sayılı Kanun’un maddesinin 4., 9. fıkralar 4. ve 9. fıkralarının yeniden düzenlenip, yine tarihli Sayılı Yasa’nın maddesiyle 3., 8. fıkralar 3. ve 8. fıkralarındaki değişiklikler ve fıkrasının da yürürlükten kaldırılması karşısında, hükümde infaz yetkisini kısıtlayacak şekilde adli para cezasının ödenmemesi durumunda hapse çevrileceğinin belirtilmesi ,

2- ) Sayılı TCK’nun 53/4. maddesi uyarınca kısa süreli hapis cezası ertelenen sanık hakkında anılan maddenin birinci fıkra hükmünün uygulanamayacağı gözetilmeden TCK’nın 53/1. maddesinin uygulanmasına hükmedilmesi,

3- )Dava konusu kaçak sigaraların Sayılı Kanun’un 13/1 maddesi delaletiyle maddesi gereğince müsaderesi gerekirken, doğrudan 54/4 maddesi uyarınca müsaderesine karar verilmesi,

4- )Suçtan doğrudan zarar görmeyen ve katılma hakkı bulunmayanın davaya katılan olarak kabul edilip lehine vekalet ücretine hükmolunması,

SONUÇ : Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazları bu sebeplerle yerinde görüldüğünden ve bu hususlar yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, Sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan Sayılı CMUK’nun maddesi uyarınca,

1- )”Adli para cezasının taksitlendirilmesine dair bendin sonundan ödenmeyen adli para cezasının hapse çevrileceğinin ihtaratına” kısmının çıkartılması,

2- )Hükümden maddesinin uygulanmasına dair bölümün çıkartılması

3- )Hükmün, kaçak sigaraların müsaderesine dair fıkrasının 54/4 ibaresinin başına “ Sayılı Kanun’un 13/1 maddesi yollamasıyla” ifadesinin eklenmesi,

4- )Hükmün vekalet ücretine dair fıkrasının çıkarılması, yerine “Katılan kendisini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret tarifesi uyarınca maktu TL vekalet ücretinin sanıktan tahsili ile katılana verilmesine” ibaresinin eklenmesi ve sair kısımların aynen bırakılması suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


YARGITAY CEZA DAİRESİ Esas: / Karar: / Tarih:

  • TCK Madde

  • Belli Hakları Kullanmaktan Yoksun Bırakılma

Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık ve müdafiinin kusura, eksik inceleme yapıldığına, sanığın beraatine karar verilmesi gerektiğine, katılan vekilinin ise bir nedene dayanmayan temyiz itirazlarının reddine, ancak;

1- )TCK’nın 50/6. maddesinde bulunan “yaptırımın” ibaresinin tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan tarih Sayılı Kanun’un 4 . maddesiyle “tedbirin” olarak değiştirilmesi ile sözü edilen maddenin birinci fıkrasının “a” bendi uyarınca hapis cezasının paraya çevrilmesi seçenek yaptırım, diğer bentlerde düzenlenen hususların ise seçenek tedbir niteliğinde olduğu, TCK’nın 50/6. maddesinde hüküm kesinleştikten sonra Cumhuriyet Başsavcılığınca yapılan tebligata rağmen otuz gün içinde seçenek tedbirin gereklerinin yerine getirilmesine başlanmaması veya başlanıp da devam edilmemesinin sonuçlarının düzenlediği, somut durumda ise sanık hakkında bir tedbir niteliğini haiz olmayan, kısa süreli hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesine karar verildiği, kaldı ki bu durumun hükmün tesisi aşamasında değil, hükmün kesinleşmesinden sonra infaz aşamasında nazara alınacağı hususu gözetilmeksizin infazı kısıtlar biçimde, karar tesis edilmesi,

2- ) TCK’nın 53/6. maddesinde “belirli bir meslek veya sanatın ya da trafik düzeninin gerektirdiği dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırılık dolayısıyla işlenen taksirli suçtan mahkumiyet halinde 3 aydan 3 yıla kadar bu meslek veya sanatın icrasının yasaklanmasına ya da sürücü belgesinin geri alınmasına karar verilebileceğinin düzenlendiği, bir mesleğin icrasının yasaklanabilmesi için ruhsatnameye bağlı olarak yürütülmesi gerekmekte olup, mimar olup, müteahhitlik yapan sanığın, müteahhitlik işini yapmasının ruhsatnameye bağlı olarak yürütülen bir meslek olmadığı gözetilmeden, sanığın 6 ay süreyle inşaat mühendisliği ve müteahhitlik yapmaktan yasaklanmasına karar verilmesi,

SONUÇ : Kanuna aykırı olup, hükmün bu sebeplerle Sayılı Kanun’un 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan Sayılı maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu konularda, aynı Kanunun maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden hüküm fıkrasının TCK’nın 50/6. maddesine dair 7. bendinin hükümden çıkarılarak yerine “TCK’nın 52/4. maddesi uyarınca taksitlerden birinin zamanında ödenmemesi hâlinde geri kalan kısmın tamamının tahsil edileceği ve ödenmeyen adli para cezasının hapse çevrileceğinin sanığa ihtarına” ibaresinin eklenmesi ve hükmün TCK’nın 53/6. maddesine dair 9. bendinin de hükümden çıkarılması suretiyle, sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün isteme uygun olarak DÜZELTİLEREK ONANMASINA, tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


YARGITAY CEZA DAİRESİ Esas: / Karar: / Tarih:

  • TCK Madde

  • Belli Hakları Kullanmaktan Yoksun Bırakılma

Sanıkların, muşamba, plastik ve naylon mefruşat ticareti ile uğraşan katılana ait … Ticaret isimli işyerinde pazarlama elemanı olarak çalıştıkları, katılanın rahatsızlanıp hastaneye yatması üzerine sanıkların, dükkandaki malları ayakkabıcılar sanayiinde tuttukları bir depoya katılandan habersiz olarak naklettikleri, söz konusu malları kendi adlarına sattıkları, tedavi sonrası iş yerine dönen katılanın, iş yerindeki mal miktarından ve hesaplardan şüphelenmesi üzerine yaptığı incelemede durumu farkettiği, bu sebeple sanıkları işten çıkardığı, sanıkların mal edindikleri miktarın bir kısmını daha sonra katılana iade ettikleri katılan ve tanık anlatımları, senet örnekleri ve CD çözümüne dair bilirkişi raporu ile anlaşılmakla; eylemin hizmet sebebiyle güveni kötüye kullanma suçunu oluşturduğuna dair kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir.

Hükmün gerekçesinde, beyanlarına itibar edilen tanık anlatımlarının katılan ifadesini teyit ettiği ve birbirlerini tamamladığı, ifadelerine itibar edilmeyen tanık anlatımlarının ise oluşa uygun bulunmadığı belirtilmek suretiyle, hangi tanık anlatımına üstünlük tanındığının karar yerinde tartışıldığı ve sanıklar hakkında temel ceza belirlenirken “gerçekleşmiş zarar miktarı” dışında “suçu işleyiş biçimleri, suçların işlendiği yer ve zaman, sanıkların kastının yoğunluğu ve güttükleri amaç” şeklindeki yasal ve yeterli gerekçelerle alt sınırdan uzaklaşılmasında bir isabetsizlik görülmediğinden tebliğnamedeki bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir.

Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; sanıklar müdafiinin sair temyiz itirazlarının reddine,

Ancak;

Sayılı TCK’nın maddesinin Sayılı TCK’nın maddesinin 3. fıkrası uyarınca mahkûm olduğu hapis cezası ertelenen veya koşullu salıverilen hükümlü hakkında 1. fıkranın ( c ) bendinde yer alan kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkilerinin kullanılmasına dair yasaklama hükmü uygulanamayacağı hususunun gözetilmemesi,

SONUÇ : Kanuna aykırı olup, hükümlerin bu sebeple Sayılı Kanun’un 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan Sayılı CMUK’nın maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak, yeniden yargılanmayı gerektirmeyen bu hususta, aynı kanunun maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden, hüküm fıkrasında yer alan; Sayılı TCK’nın maddesinin uygulanmasına dair bölümün çıkarılıp yerine, “TCK’nın maddesinin 3. fıkrası uyarınca 1. fıkranın c bendinde yer alan kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık haklarından koşullu salıverilme tarihine, 1. fıkrada yazılı diğer haklardan cezanın infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmasına” ibaresinin eklenmesi suretiyle, hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA, tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


YARGITAY CEZA DAİRESİ Esas: / Karar: / Tarih:

  • TCK Madde

  • Belli Hakları Kullanmaktan Yoksun Bırakılma

1- )Sanık hakkında mühür bozma suçundan kurulan hükmün temyiz incelemesinde;

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca Sayılı Kanun sebebiyle verilen iade kararının sadece karşılıksız yararlanma suçuna yönelik olduğu, bu sebeple mahkemece mühür bozma suçuna yönelik olarak yeniden bir değerlendirme yapılmasının gerekmediğinden, iade sonrasında mühür bozma suçuna yönelik olarak kurulan hüküm yok hükmünde olduğu değerlendirilmek suretiyle, mühür bozma suçundan verilen / Esas sayılı, tarihli ilk karara karşı sanık tarafından süresinde yapılan ilk temyiz başvurusunun incelenmesinde;

Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre, sanık ve O yer Cumhuriyet Savcısı’nın temyiz nedeni yerinde görülmemiş olduğundan reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün tebliğnameye uygun olarak ONANMASINA,

2- )Sanık hakkında karşılıksız yararlanma suçundan kurulan hükmün temyiz incelemesinde;

a- )Sanık hakkında, işlettiği işyerinde tarihinde sayaçtan geçmeden ek kablo ile elektrik kullandığının tespit edildiği, yine aynı işyerinde tarihli tutanakta da ana kolon hattından sayaca girmeden prizlere enerji verildiğinin tespit edildiğine dair kaçak elektrik tespit tutanağının düzenlenmesi karşısında; mahkemece alınan bilirkişi raporu sonucunda, sanığın karşılıksız yararlanma kastıyla hareket ettiğinin tespiti nedeniyle, tarihinde kabul edilerek, Sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan ve tarihinde yürürlüğe giren Sayılı Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Ve Basın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava Ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanunun Geçici 2. maddesinin l. fıkrası uyarınca aynı maddenin 2. fıkrası gereğince, şikayetçi kurumun zararını tazmin etmesi halinde sanık hakkında ceza verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiği gözetilerek, bilirkişi raporunda belirtilen ,43 TL kurum zararını gidermesi halinde Sayılı Kanun’un Geçici 2/2. maddesi gereğince hakkında ceza verilmesine yer olmadığına karar verileceğine” dair bildirimde bulunularak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken sanığın mahkumiyetine karar verilmesi,

b- )Sanık hakkında, Sayılı TCK’nın /1-f maddesine muhalefet suçundan dava açılmış olup, Sayılı TCK’nın /1. maddesiyle hüküm kurulmasına rağmen maddesine aykırı olarak sanığa ek savunma hakkı verilmeden hüküm tesisi,

c- )Hüküm kurulurken, Sayılı TCK’nın maddesinin 4. fıkras 4. fıkrasına göre, kısa süreli hapis cezası ertelenenler hakkında, TCK’nın maddesinin 1. fıkrasının uygulanamayacağının gözetilmemesi,

SONUÇ : Bozmayı gerektirmiş, O yer Cumhuriyet Savcısı ve sanık …‘ın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan sebeple tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, ceza süresi bakımından Sayılı Kanun’un 8/1. maddesi yollamasıyla Sayılı / son maddesi uyarınca sanığın kazanılmış hakkının gözetilmesine, tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


YARGITAY CEZA DAİRESİ Esas: / Karar: / Tarih:

  • TCK Madde

  • Belli Hakları Kullanmaktan Yoksun Bırakılma

1-)Suç tarihinde 15 yaşını doldurmuş 18 yaşını doldurmamış olan suça sürüklenen çocuğun cezasından, Sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 31/3. maddesi gereğince 1/3 oranında indirim yapılması gerektiği halde 1/2 oranında indirim yapılarak yazılı şekilde eksik ceza tayin edilmesinde,

2-) Sayılı Türk Ceza Kanunu’nun “Daha önce hapis cezasına mahkûm edilmemiş olmak koşuluyla, mahkûm olunan otuz gün ve daha az süreli hapis cezası ile fiili işlediği tarihte onsekiz yaşını doldurmamış veya altmışbeş yaşını bitirmiş bulunanların mahkûm edildiği bir yıl veya daha az süreli hapis cezası, birinci fıkrada yazılı seçenek yaptırımlardan birine çevrilir.” şeklindeki 50/3. maddesinin emredici hükmü karşısında suça sürüklenen çocuk hakkında hükmedilen bir yıl hapis cezasının, aynı Kanun’un 50/1. maddesinde yazılı seçenek yaptırımlardan birine çevrilmesinde yasal zorunluluk olduğunun gözetilmemesinde,

3-) Sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 53/4. maddesine göre fiili işlediği sırada 18 yaşını doldurmamış olanlar için hak yoksunluklarının uygulanamayacağı şeklindeki düzenleme karşısında suçu işlediği tarihte 18 yaşından küçük olan suça sürüklenen çocuk hakkında Sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 53/1. maddesinde düzenlenen hak yoksunluklarına hükmedilmesinde, isabet görülmediğinden Sayılı CMK’nın maddesi uyarınca anılan kararların bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.

Gereği Görüşülüp Düşünüldü:

KARAR : 1-)Suça sürüklenen çocuk … hakkında İstanbul Asliye Ceza Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda kurulan tarih, / Esas ve / Karar sayılı kararında suça sürüklenen çocuğun 15 yaşından büyük 18 yaşından küçük olmasına rağmen TCK’nın /1-b maddesi uyarınca daim olunan 2 yıl hapis cezasına TCK’nın 31/3. maddesi uyarınca 1/3 oranında indirim yapılarak 1 yıl 4 ay hapis cezasına hükmolunması gerekirken suça sürüklenen çocuğun lehine olacak şekilde TCK’nın 31/ son maddesi uyarınca indirim yapıldığı belirtilerek yanılgılı uygulama ile 1/2 oranında indirim yapılıp 1 yıl hapis cezasına hükmolunduğu, kanun yararına bozma talebine dayanılarak düzenlenen tebliğnamenin 2. fıkrasında Sayılı TCK’nın “daha önce hapis cezasına mahkum edilmemiş olmak koşuluyla, mahkûm olunan otuz gün ve daha az süreli hapis cezası ile fiili işlediği tarihte onsekiz yaşını doldurmamış veya altmışbeş yaşını bitirmiş bulunanların mahkûm edildiği bir yıl veya daha az süreli hapis cezası, birinci fıkrada yazılı seçenek yaptırımlardan birine çevrilir.” şeklindeki 50/3. maddesinin emredici hükmü karşısında suça sürüklenen çocuk hakkında hükmedilen bir yıl hapis cezasının, aynı Kanun’un 50/1. maddesinde yazılı seçenek yaptırımlardan birine çevrilmesinde yasal zorunluluk olduğunun gözetilmemesi sebebiyle de kanun yararına bozma talebinde bulunulmuş ise de; sabit kabul edilen ve asıl olarak uygulanması gereken TCK’nın /1-b,, 31/3. maddelerine uyan eylemin cezası mahkemenin yanılgılı olarak uyguladığı cezaya göre, her durumda bir yıldan fazla hapis cezasını gerektirdiğinden ve aksi hal yanılgılı uygulama sebebiyle ortaya çıkan hafif sonuç cezadan, ikinci kez mahkumiyetin sonuçlarını da kapsayacak şekilde yararlandırılmayı sağlayacak bir kez tanınmış olan atifet genişletilmek suretiyle hakkaniyete aykırı sonuçların doğmasına, adalet ve eşitlik ilkelerinin zedelenmesine yol açılmış olacağından, suça sürüklenen çocuğun hükmolunması gereken ceza miktarı itibariyle, TCK’nın 50/3. maddesi gereğince kısa süreli hapis cezasının seçenek yaptırımlara çevrilmesi kapsamında kalmadığı anlaşılmakla belirtilen konuda kanun yararına bozma isteğinde bulunulamayacağı anlaşıldığından kanun yararına bozma isteminin ikinci fıkrasındaki talebin REDDİNE,

2-)Kanun yararına bozma talebine dayanılarak düzenlenen tebliğnamedeki bir ve üç numaralı bozma istekleri incelenen dosya kapsamına nazaran yerinde görüldüğünden, İstanbul Asliye Ceza Mahkemesinden verilip kesinleşen tarih, / Esas ve / Karar sayılı kararının;

a-)Suça sürüklenen çocuk … hakkında 15 yaşından büyük 18 yaşından küçük olması sebebiyle TCK’nın /1-b. maddesi uyarınca tayin olunan 2 yıl hapis cezasından TCK’nın 31/3. maddesi uyarınca 1/3 oranında indirim yapılarak 1 yıl 4 ay hapis cezasına hükmedilmesi gerekirken TCK’nın 31/ son maddesi uyarınca indirim yapıldığı belirtilerek 1/2 oranında indirim yapılarak 1 yıl hapis cezasına hükmedilmesi Yasaya aykırı görüldüğünden sanık aleyhine hüküm doğurmamak üzere CMK’nın /4-b maddesi uyarınca,

b-) Suça sürüklenen çocuk hakkında TCK’nın 53/4. maddesi uyarınca 53/1. maddesi hükümlerinin uygulanamayacağı nazara alınmadan suça sürüklenen çocuk hakkında 53/1. maddesi hükümlerinin uygulanmasına karar verilmesi açık yasa hükmüne aykırı olduğundan CMK’nın /4-d bendi uyarınca,

KANUN YARARINA BOZULMASINA,

2-)b bendindeki bozma nedenine göre uygulama yapılarak hak yoksunluğuna dair “suça sürüklenen çocuğun, kasten işlemiş olduğu suçtan dolayı hapis cezasına mahkum olması sebebiyle hakkında TCK’nın 53/1,, 2,, 3 maddesinin TATBİKİNE ve 1 numaralı fıkrada sayılan hakların kullanmaktan yoksunluğu kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından koşullu salıverilmesine kadar diğer haklar yönünden ise cezasının infazı tamamlanıncaya kadar sürmesine” paragraflarının suça sürüklenen çocuk … yönünden hükümden çıkartılmasına ve suça sürüklenen çocuk … açısından infazın buna göre yapılmasına,

SONUÇ : Dosyanın gereği için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


YARGITAY CEZA DAİRESİ Esas: / Karar: /34 Tarih:

  • TCK Madde

  • Belli Hakları Kullanmaktan Yoksun Bırakılma

Sanığın, katılana ait işyerinde satın alma sorumlusu olarak çalıştığı sırada teslim aldığı TL değerindeki telefonu satıp parasını uhdesinde tutmak suretiyle hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunu işlediğinin iddia edildiği olayda,

Türk Medeni Kanun’un göre; alacaklı, borçluya ait olup onun rızasıyla zilyedi bulunduğu taşınırı veya kıymetli evrakı, borcun muaccel olması ve niteliği itibarıyla bu eşyanın alacak ile bağlantısı bulunması halinde, borç ödeninceye kadar hapsedebileceği, zilyetlik ve alacak ticari ilişkiden doğmuşsa, tacirler arasında bu bağlantı var sayılacağı, alacaklı, borçluya ait olmayan taşınırlar üzerinde de zilyetliğin iyiniyetle kazanılmasının korunduğu ölçüde hapis hakkına sahip olacağının hüküm altına alındığı, somut olayda ise, sanık kollukta alınan ifadesinde, söz konusu işyerinde maaş ve primle çalıştığı süre içinde işverenin kendisine prim alacağını vermediğini, TL civarında prim alacağı olduğunu, bu nedenle telefonları satıp prim alacağını tahsil ettiğini belirttiği, katılan, soruşturma sırasında TL civarında zararı olduğunu belirtirken, iddianamede zararın TL olduğunun belirtildiği, daha sonra katılan tarafından verilen dilekçede de zararın

Kabule göre de;

a-Hapis cezası alt sınırdan tayin edildiği halde adli para cezası belirlenirken yeterli ve yasal gerekçe gösterilmeksizin, aynı gerekçeyle tam gün sayısının asgari hadden uzaklaşılması suretiyle belirlenerek sanığa fazla ceza tayini,

b-Kasıtlı suçtan hapis cezasına mahkûmiyetin kanuni sonucu olan sayılı TCK’nın 53/1. fıkrasında yazılı hak yoksunluğuna karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,

Kanuna aykırı olup, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken sayılı CMUK’nın maddesi uyarınca, hükmün BOZULMASINA, 08/01/ tarihinde oybirliği ile karar verildi.


UYARI

Web sitemizdeki tüm makale ve içeriklerin telif hakkı Av. Baran Doğan’a aittir. Tüm makaleler hak sahipliğinin tescili amacıyla elektronik imzalı zaman damgalıdır. Sitemizdeki makalelerin kopyalanarak veya özetlenerek izinsiz bir şekilde başka web sitelerinde yayınlanması halinde hukuki ve cezai işlem yapılacaktır. Avukat meslektaşların makale içeriklerini dava dilekçelerinde kullanması serbesttir.

Makale Yazarlığı İçin

Avukat veya akademisyenler hukuk makalelerini özgeçmişleri ile birlikte yayımlanmak üzere [email protected] adresine gönderebilirler. Makale yazımında konu sınırlaması yoktur. Makalelerin uygulamaya yönelik bir perspektifle hazırlanması rica olunur.

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir