Ehl-i Beyt: Peygamberimizin ailesi, “Ev halkı” anlamına gelen Ehl-i beyt (ehlü’l-beyt) terkibi ev sahibiyle onun eşini, çocuklarını, torunları ve yakın akrabalarını kapsamına alır. Câhiliye devri Arap toplumunda kabilenin hâkim ailesini ifade eden Ehl-i beyt tabiri, İslâmî dönemden itibaren günümüze kadar sadece Hz. Peygamber’in ailesi ve soyu mânasına gelen bir terim olmuştur.
Hatemü’n-nebiyyin: Hz. Peygamber’in son peygamber olması
Tebliğ: Allah’tan aldığı vahyi insanlara ulaştırması Sözlükte “bir şeyi veya bir haberi ulaştırmak” anlamındaki teblîğ kelâm ilminde “peygamberlerin yükümlü olduğu tebliğ görevi, onların vahiy yoluyla aldıkları bilgiyi insanlara ulaştırması” demektir
Tebyin: Vahyi insanların anlayacağı şekilde açıklaması
Teşri: Dinde hüküm koyması. Sözlükte “ev yola açık olmak, sokak üzerinde bulunmak” anlamındaki şer‘ kökünden türeyen teşrî‘ “evi yol üzerinde kurmak, kapısını yola doğru açmak” demektir
Temsil: Dini emirleri yaparak göstermesi
Üsve-i Hasene: Güzel ahlak üzerine olması
Tebyin Ne Demek?
Beyan kelimesinden türetilmiş olan tebyin, bir şeyi herkesin anlayabileceği şekilde açıklamak demektir. Aynı zamanda gizli manaları görünür kılmak anlamına gelen bu sözcük, tüm peygamberlerin görevlerinden biridir.
Tebyin Görevi Nedir, Ne Anlama Gelir?
Allah'u Teala, En'am Suresinin ayetinde ''anlasınlar ve saptıkları kötü yoldan dönsünler diye ayetlerimizi bir bir açıklıyoruz'' buyurmuştur. Peygamberlerin, Allah'ın emir ve yasaklarını açıklamasına tebyin denir. Bu görev, aynı zamanda dinin temelini oluşturur. Hz. Muhammed, peygamberliğini ilan ettikten sonra, nazil olan tüm vahiyleri tekrar tekrar açıklamıştır.
Bazı ayetlerin hem batıni hem de zahiri anlamı olduğu için, bu ayetleri tekrar tekrar okumuş ve detaylı bir şekilde anlatmıştır.
Mekkelilerin ''ne kadar zekat vereceğiz'' sorularına karşı ''De ki, sana ne kadar infak edeceklerini soruyorlar, de ki ihtiyaçtan fazlasını'' ayeti nazil olmuştur. Peygamber efendimiz, ''ihtiyaçtan fazlasını'' ifadesini tam olarak anlamayan bazı Mekkelilere, ayeti tüm ayrıntılarıyla açıklamıştır.
Hz. Muhammed, tebyin görevini başarıyla yerine getirmiş ve İslamiyet'in çok kısa bir süre içerisinde tüm dünyaya yayılmasını sağlamıştır.
Cumartesi, 24 Haziran -
Arama
Cevap Yaz
20 Kasım Mesaj #1
"Peygambere düşen ancak apaçık bir tebliğdir. (ANKEBÛT suresi, ayeti)buyrulmuştur. Allah, Hz. Peygamberin bu görevini yerine getirmesi için teşvik etmiş
"Ey Peygamber! Rabbinden sana indirileni tebliğ et. Eğer bunu yapmazsan onun verdiği peygamberlik görevini yerine getirmemiş olursun. Allah seni (inanmayan) insanlardan koruyacaktır. Allah, hakikati inkar eden insanları doğru yola iletmez." (MÂİDE Suresi, 67 ayeti)
"(O peygamberleri) apaçık belgeler ve kitaplarla gönderdik. İnsanlara,kendilerina indirileni açıklaman ve onların da (üzerinde) düşünmeleri için sana bu Kuranı indirdik." (NAHL Suresi ayeti)buyrulmuştur.
"O (peygamber); onlara iyilik emreder, onları kötülükten alıkoyar. Onlara iyi ve temiz şeyleri helal, kötü ve pis şeyleri haram kılar. Üzerlerindeki ağır yükleri ve zincirleri kaldırır. Ona iman edenler, ona saygı gösterenler, ona yardım edenler ve ona indirilen nura (Kurana) uyanlar var ya, işte onlar kurtuluşa erenlerdir."Bütün peygamberler gibi Hz. Muhammed de görev ve sorumluluklarını yerine getirken insanlardan kendisi için bir karşılık beklememiştir. Bu tutumları onların dürüstlüğünün ve samimiyetinin en açık kanıtıdır.
Kaynak
Tanrı varsa eğer, ruhumu kutsasın Ruhum varsa eğer!
20 Kasım Mesaj #2
"Sana da, kendilerine indirilmiş olanı insanlara açıklaman için, Kurânı indirdiktâ ki iyice düşünsünler." (Nahl Sûresi)Bu ayet, Peygamber Efendimizin, Kurânı tebliğ etmekten başka, bir de onu açıklama görevinin bulunduğunu bildiriyor. Buna karşılık, bizim de, onun açıkladığı şey üzerinde düşünmek ve öğüt almak gibi bir yükümlülüğümüzün bulunduğunu hatırlatıyor.
"Onlar hahamlarına ve rahiplerine ibadet etmediler. Fakat hahamları ve rahipleri birşeyi helâl kılınca helâl sayıyor, haram kılınca da haram sayıyorlardı."İsrâ Sûresinin 79uncu âyetinde de Rabbin seni Makam-ı Mahmuda eriştirir buyurulmuş, Peygamberimiz ise bunu şefaat makamı olarak açıklamıştır.
"Sakın sizden birini, kendisine benden bir emir veya yasak ulaştığı zaman, koltuğuna kurulmuş, Biz Allahın kitabında ne bulduysak ona uyarız, başkasını bilmeyiz derken bulmayayım!"Kişi , isterse bu hadiste anlatılan kimse gibi, Allahın kitabında bulduğu şeyden başkasına uymayacak olsun; yine de Kurânı öğrenmekte Peygambere kulak verme görevi vardır. Çünkü elindeki Kurânda bu açıkça emredilmiştir.
Kaynak
Tanrı varsa eğer, ruhumu kutsasın Ruhum varsa eğer!
Cevap Yaz
Ehl-i beyt, hatemü’n-nebiyyin, tebliğ, tebyin, teşri, temsil ve üsve-i hasene kavramlarının anlamlarını araştırınız. Cevapları Dikey Yayınlarına ulaşabilmek ve dersinizi kolayca yapabilmek için aşağıdaki yayınımızı mutlaka inceleyiniz.
Soru: Ehl-i beyt, hatemü’n-nebiyyin, tebliğ, tebyin, teşri, temsil ve üsve-i hasene kavramlarının anlamlarını araştırınız.
Ehl-i Beyt: Peygamberimizin ailesi,
Hatemü’n-nebiyyin: Hz. Peygamber’in son peygamber olması
Tebliğ: Allah’tan aldığı vahyi insanlara ulaştırması
Tebyin: Vahyi insanların anlayacağı şekilde açıklaması
Teşri: Dinde hüküm koyması
Temsil: Dini emirleri yaparak göstermesi
Üsve-i Hasene: Güzel ahlak üzerine olması
Sınıf Dikey Yayınları Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Ders Kitabı Sayfa 47 Cevabı ile ilgili aşağıda bulunan emojileri kullanarak duygularınızı belirtebilir aynı zamanda sosyal medyada paylaşarak bizlere katkıda bulunabilirsiniz.