temad 4800 ek gösterge / CHP'li Bayır TEMAD'da vaatleri anlattı

Temad 4800 Ek Gösterge

temad 4800 ek gösterge

×

Uyarı

JUser: :_load: kimlikli kullanıcı yüklenemiyor.

JUser: :_load: kimlikli kullanıcı yüklenemiyor.

JUser: :_load: kimlikli kullanıcı yüklenemiyor.

Cumhuriyetimizin doksanıncı yılının ikinci ayının ikinci haftasıydı. Günün adını ne siz sorun ne de ben dile vereyim. Ne önemi var ki? Hava; açık, güneşli, pırıl pırıl Vakit, şemsin bize tam tepemizden bakdığı dem. Pastırma yazı biteli epey oldu buralarda. Ankara’nın o kurşun gibi ağır meşhur ayaz, soğuk kış günlerinden eser yok. Bugünlüğüne de olsa yalancı bahar nevinden bir hava söz konusu bugün burada anlayacağınız. İnsanın gönlünü tazeleyen serin ve hafif bir rüzgâr esiyor ki anlatılır gibi değil.

Sinek siğse, iki katre su düşse; yollar göl olur, dere olur. Üç lapa kar yağsa yollar, izler kaybolur, yürünmez yaşadığımız şehirde. Aldığımız aylık, yaşadığımız senenin rakamlarıyla emsal olsa da vakit zenginiyiz kendi çapımızda. Sıhhatimiz de çok şükür yerinde. Zaman, müsait. Zemin kuru. Hava bedava, yol beleş, şems bilâ ücret. En azından şimdilik Yürümek fiiline özne olacak ve yürümeye teşne iki fail de hazır olunca geriye kuvveden fiile geçmek kalıyor gayrı.

Haydi biraz yüreyelim dedim hanıma. Daha beş dakika bile geçmemişdi ki kendimizi sokakda bulduk. Yürüdüğümüz mevkiden, râkımlı tepenin hemen arkasında, Ankara ahalisinin hâl-i pür melâline mahzun belki de biraz öfkeyle bakan Elmadağ silsilesini tarassut edebiliyoruz. Başı karla kaplı Başı dumanlı Başı, bugünlerde siyasette döndürülen fesat dolapları yüzünden epeyi karışık

Nereye gidelim diye sormadık birbirimize. Ayaklarımız nereye, biz oraya! Yürürken önünden geçdiğimiz bir dükkanın tabelasındaki ısıölçere şöyle bir bakış atdım. Sıcaklık 14 derece. Zaman zaman öyle tatlı ve insanı ferahlatan hafif ve serin bir rüzgâr esiyor ki tarif etmenin imkânı yok. Dulda bir yerde durunca güneş insanın yüzünü yakıyor. Fakat rüzgâra doğru yürüyünce lâtif ve serin bir duygu insanı çepeçevre sarıp sarmalıyor. Ne sıcak ne de soğuk Ya da hem sıcak hem de soğuk. Ankara’nın donduran kuru kışıyla ve kavuran susuz yazıyla mukayase edilirse cennetten çıkıp da gelivermiş bir hava.. Tıpkı ipek eldivenli eliyle insanın yüzünü okşayan güzel, zarif bir kadın gibi

Çocukken anamım, bacılarımın ve bibilerimin, ebelerimin elinden tutardım. Sizlere ömür bibilerim ve ebelerim yıllar önce rahmetli oldu. Anamın ve bacılarımın elini hâlâ tutarak yürürüm. Bu alışkanlığım evlendikten sonra da devam ediyor. Yürürken eşimin ve çocuklarımın ellerini tutarım. Eşime dostuma da her zaman tavsiye etmişimdir. Eşinizin ve çocuklarınızın elinden tutarak yürüyün diye. Çünkü, hissetmek, dokunmak güzeldir; sevgiyi besler, büyütür ve insandan insana aktarır.

İnsanı sınırlayan, inatcı bir burgaç gibi içine çeken, sarıp sarmalayan işlerden âzade olmak ne güzel bir his, ne harika bir duyuş! Hür olmanın tadı bambaşka Yürümek, gideceğin istikamete karar vermek; sağa yürürken sola dönmek, olmadı geriye dönüp o tarafa yürümek hem de aylak aylak. Ya da hemen oraya oturup mola vermek gönlünce, sınırsızca, kimseye hesap vermeden

Hem yürüyoruz hem de aklımıza geldiği gibi konuşuyoruz bunca yıldır kahrımı çeken kader arkadaşımla. Her telden her dilden. “Emekli olmadan önce yürürken peşinden yetişemezdim. Rahvan at gibi koşardın da seafoodplus.info seyrek düşerdi. Bakıyorum şimdi ahesde çekiyorsun kürekleri denizci”, dedi bana. Şöyle bir düşündüm, doğru söylüyordu. Görevdeyken her şey ölçülü, miatlı, sınırlı, sayılı, hesaplıydı. Şu saatte işe başlarsın, şu saatte bitirirsin. Toplantıya giriş saatin saniye şaşmaz. Çıkış saatini ise sadece yaradan bilir. Evrağa şu vakde kadar cevap yazarsın. Hattâ işe başlama saati bellidir, herkes bilir de görevin ne vakit sona ereceği çoğu zaman kainat sırrıdır. Eh, bir raddeye kadar öyle de olması gerekiyor. Ne de olsa askerlik zor zanaat. Hakkını vererek çalışıp devletin vakdini, cereyanını, suyunu, mesaisini, malzemesini, yetimin hakkını yerli yerinde, layığınca değerlendirmek lazım. Biz de öyle yapdık. Lâkin şimdi kızakdayız. İşin çokluğundan lokmaları çiğnemeden, ölünün mabadına pamuk tıkar gibi ağzımıza tıkıştırıp tüm tüm yuttuğumuz dönem geride kaldı. Artık koşturmaya, zaman ile yarışmaya, insanları peşinden sürükler gibi götürmeye ya da birilerinin peşinden sürüklenmeye hâcet yok. Avare avare, aylak aylak yürü Gün yirmidört saat, zaman ise çantada keklik.

Neredeyse hiç mola vermeden üç saate yakın bir süre yürümüşüz. Önünden geçdiğimiz bir simitci fırınından kavrulmuş susam kokusu çalındı burnumuza birdenbire. Hemen içeri girip birer gevrek apardık. Sonra oturup yemek için yakın civarda bir çardak bulup içine çöreklendik. İnsan böğründen üşür derler. Güneşi pupadan alacak şekilde oturduk. Dut yaprağını kıtır kıtır kemiren ipekböceğine nispet yaparcasına biz de başladık gevrekleri çıtırdatmaya ucundan kenarından. Bir zaman sonra bitişik çardakdaki konuşmaya kulak misafiri olduk kerhen. Bizim akran dört beş vatandaş bir araya gelmiş de meclisi kurmuşlar bile Sohbetin bir deminde içlerinden kurnazca bakışı olanı diğerine şöyle dedi “Siz kaçın kaçından emeklisiniz?” Sorunun muhatabından isteksiz ve kısa bir cevap geldi “Birinci dereceye bile düşemedim. Üçüncü şark sırası gelince basdım istifayı.” Bu soru bana gayet bildik geldi. Hafifce o tarafa dönüp sohbet ehlinin sıfatına bir bakış fırlattım usulünce. Hiçbirinin simâsına âşina değildim. “Kaçın kaçı” faslı bitip de askerlik anılarını yâd etmeye başlayınca hepsinin biz emekli astsubaylaran birileri olduğu gerçeği fâş ediverdi kendiliğinden.

Astsubayların birinci derece dördüncü kademeye yükselme hakkını elde edişinin macerasını Dönme Dolap isimli makâlemde ele almış ve başlangıç ve bitiş derece/kademeleri konusunda astsubaylara yapılan haksızlıkları gündeme taşımışdım. Bu haksızlıklara ilave olarak emekli astsubayları kaşar dilimi gibi ince ince birbirinden ayıran “emekli derece ve kademeleri” konusunu ise bu yazımda ele almak üzerime farz oldu gayrı.

Yukarıdaki satırda okuğunuz şu “kaçın kaçı” sorusunun bu dünyada bir tek muhatabı var can dostlarım; bizler, yani emekli astsubaylar. Aynı Kanuna tâbi olarak sınava girip kazanmışsın. Aynı okula kayıt olmuşsun. Aynı okulun aynı sınıfında, yan yana okumuşsun! Aynı sene mezun olup aynı derece kademeden memuriyete başlamışsın. Üstelik aynı süre görev yapıp aynı sene emekli olmuşsun. Erken terfisi, nasıp kaybı, kendi nam ve hesabına üstelik kendi parasıyla okuyanı, okumayanı Boynu devrilesice muhannet statü hazretleri biz astsubayları salam dilimi gibi ince ince doğrayıp yegân yegân tefrik etmiş. Herbirimizi farklı derece ve kademeden emekli etmiş. Gel de hayra yor bu rüyayı! Gel de “biz, bir aileyiz” martavalına inan!

Devlet memuru olup da devletinden maaş alan hiçbir çalışanı ve emeklisi böylesi aşağılık bir muameleye tâbi tutulmadı. Böyle hudutsuz, böyle ahlaksız bir zulüm görmedi. Aynı cephede sırt sırta harp ettiğimiz apoletli zevat da böyle bir sorunun muhatabı olmadı ezelden beri. Çünkü hepsi ezelden beridir birin dördünden emekli edildi. Üstelik ballı börekli tazminatları kesilmeden ve maaşları fazla tıraşlanmadan.(bkz.)

Peki, o çardakda sorulan suali siz emekli astsubay meslekdaşıma şu fakir sorsaydı, cevabınız ne olurdu?  

  • Siz, kaçın kaçından sınız?
  • Dördüncü dereceden?,
  • Üçüncü dereceden?,
  • İkinci derecenin bilmem kaçıncı kademesinden?,
  • Birinci dereceden?,
  • Birinci derece üçüncü kademeden?,
  • Birinci derece dördüncü kademeden mi?

Bana derece/kademeni söyle, sana kim olduğunu söyleyeyim!

Emekli matematik öğretmeni olan dostum ile oturmuş sohbet ediyoruz. Laf döndü, dolaşdı gene tekaüt maaşlarına geldi. Sohbetin bir deminde hemen söze girip dedi ki; “Bugüne kadar emekli aylığını sorduğum albayların hepsinden aynı rakamı alıyorum. Fakat, kardeşim hangi emekli astsubaya sorsam, her biri farklı bir rakam veriyor. Sahi, siz astsubayların emekli aylığı ne kadar Allahaşkına?"

Önce arkadaşıma şöyle öfkeli bir bakış fırlattım. Fakat akabinde farkına vardım. Arkadaşım böyle bir sual sormakda yerden göğe kadar haklıydı. Emekli astsubaylardan hangisinin ne kadar emekli aylığı aldığını emekli bir astsubay olarak inanın ben de bilmiyorum. Sahi, biz astsubaylar ne kadar emekli maaşı alıyoruz?

Konu astsubaylar ise şayet soru aynı fakat cevabı elvan çeşitli Dördüncü dereceden emekliysen takriben TL, birinci derece dördüncü kademeden emekliysen   küsür TL alırsın. Emekli astsubayların kâhir ekseriyeti dördüncü, üçüncü ya da ikinci dereceden emekli edilmiş. Her devlet memurunun yükselebileceği en yüksek mertebe olan birinci derecenin dördüncü kademesi bildiğiniz üzere astsubaylardan tam 50 sene esirgendi. Bu cümleden olmak üzere ¼’den emekli olan astsubay sayısı iki elinizin parmaklarından belki biraz fazladır.

Peki, ya subay? O, ezelebed birinci derece dördüncü kademeden Bir başka ifadeyle, beşikden mezara en üst dereceden emekli!.. Emekli olduğu halde sanki hâlâ görevdevmiş gibi, çalışırken aldığı bilmem kaç türlü tazminatı da ilave edince bu makâlenin yazıldığı gün itibariyle emekli muhterem bir albayım TL civarında maaş alıyor. İster bu sene emekli olsun ister 50 sene önce emekli olsun. Yoldan geçen hangi emekli albayıma sorarsanız sorun, söyleyeceği emekli aylığı miktarı aynıdır.

Ne diyelim;

Helâl-i hoş olsun bu naz.
Götür hepsini hapur hupur,
Albayım, sana bu maaş bile az(!)..

Zulüm ve tahakküm devam etse bile haksızlık ebediyen devam edemez. Bu hakikati herkes yaşayıp görecek. Türkiye Cumhuriyetinin en büyük teşkilatı olan Türk Silahlı Kuvvetlerini idare edenler bunu artık anlasınlar. Böylesi büyük bir teşkilatın en altında meydana gelen küçük bir aksaklık kanser gibi eninde sonunda bu teşkilatın bütün hücrelerine bulaşarak Genelkurmay Başkanını da rahatsız edecek, koltuğunu sallayacak. Türk Silahlı Kuvvetlerinin tepesini işgal edenler artık bu hakikatı görmeli ve 60 seneden beri astsubayları perişan eden bu maaş derece/kademe, intibak ve emekli maaşı tahakkuk oranındaki kepazeliğe hemen son vermelidir.

kenan-evrenGenelkurmay Başkanı, MGK Başkanı, Devlet Başkanı, Cumhurbaşkanı hatta bizim mahallenin muhtarı sıfatıyla bu memlekette bir zamanlar icra-i sanat eyleyen “bizim çocukların başı” darbeci zottirik, devr-i iktidarında buruşuk gerdanını kıvıra kıvıra ne demişdi? “Başçavuş bile olsa benim teğmenimden fazla maaş alamaz!” Son otuz senede astsubay maaşlarının subay maaşları karşısında sürekli olarak geriye götürülmesinin birinci derecedeki müsebbibi işde sağ tarafda tavsırını gördüğünüz bu zat-ı şahanedir kıymetli yiğitlerim!. Her emekli subay gibi kendisi de senesinden beri tam 24 senedir ¼’ünden emekli maaşı alıyor. Astsubaylardan 40 sene esirgediği bu birin dördü çeşmesinin suyundan bakalım daha kaç tas içecek?

Türkiye Cumhuriyeti’ni esir aldığı dönemde, zamanın NATO Genel Sekreteri Alexander HAIG’in sözüne inanacak kadar saftirik davranıp Yunanistan’ın NATO’ya dönüşüne evet diyecek kadar aptalca davranan netekimci zottirik meğerse bu konuda doğru söylemiş. Otuz küsür sene önce serdetdiği bu söz ne yazık ki hâlâ geçerli Kendisi şu sıralarda Azrail ile pazarlık yapmakla meşgul. Fakat ekdiği bu nifak tohumu karargâhlarda hâlâ yeni fitneciler, yeni müritler ve zehirli meyveler peydahlıyor.

Subay zevatının ezelden beri kaçın kaçından emekli olduğu yüzündeki kocaman gülücükden belli; birin dördünden!

Sen, ey muhterem emekli astsubayım! Ya sen, kaçın kaçından emeklisin?..

brove

 

 

 

 

 

Şükrü IRBIK

(E) SG seafoodplus.info III seafoodplus.infoBçvş

Bugün NTV televizyonunun YAKIN PLAN proğramında  Genelkurmay ve Deniz Kuvvetleri Komutanlığı  kuvvet assubayları Cumhuriyet tarihinde ilk kez televizyona çıkarak assubay sorunları ile ilgili açıklamalar yaptılar.

Türkçe’mizde “Bayram değil seyran değil eniştem beni neden öptü?” sözündeki gibi komutanlık assubaylarımız televizyona neden çıktılar? Daha doğrusu neden çıkarıldılar? Genç meslektaşlarımı suçlamak insafsızlık olur! Onlar verilen görevin gereğini yaptılar. Kendilerine verilen talimattaki konuları kamuoyu ile paylaştılar.

Bana gore bu proğram “TSK bir ailedir masalının tekrarı,hak arayanlara uyarı ve  bir gaz almanın sonucudur

Assubaylarımız ne diyor? Daha doğrusu Genelkurmay adına ne gibi açıklamalarda bulunuyorlar? Kısaca bir göz atalım;

  • Genelkurmay ve kuvvetlerde assubayların temsilcisiyiz. Meslektaşlarımızın dertlerini, isteklerini, taleplerini sınırlama getirmeden komutanlıklara iletiyoruz.
  • Sorunlar dünden bugüne çözülemez! Çok sabırsızsınız, biraz sabır etmeniz gerekiyor,
  • Haksızlıklarınız da olsa kuruma karşı konuşurken dikkat etmelisiniz! Aksi halde sistem zarar görür, ordumuz yıpranır!
  • TSK personeli arasında ayrım yapmak hatadır. Ordumuz bir bütündür. Ayırırsanız ordumuz zarar görür.
  • Görevde yeterli maaşı alıyoruz. Emeklilikte maaşlarda düşüşler var ama bu konu ile ilgili komutanlık makamı gerekli çalışmaları yapıyor. Siyasi irade ile paylaşıyor.
  • Orduda görev yapmak gönüllülük esasına dayanır ve fedakarlık gerektirir, bunu unutmayın!
  • Bugüne kadar birçok konuda iyileştirmeler yapıldı. Bundan sonra da yapılacak ama her şeyi Genelkurmaydan beklemeyin. Siyasi otoritenin de kararı gerekiyor.
  • TSK'de en önemli konu disiplindir. Sorunlar disiplin içinde dile getirilip çözülecektir.
  • Meslektaşlarımız yüksek lisans yapsın, yabancı dil öğrensin, kendilerini geliştirsinler.
  • Ordu personelinin moral motivasyonu yüksek, aidiyet duygusu mevcuttur!

Arkadaşlarımız komutanlık karargahlarının görüşlerini paylaştılar. Ben de izninizle yıllardır yüreğimde haksızlıklara, hukuksuzluklara olan isyanımı bastırmaya çalışarak düşüncelerimi aktarmak istiyorum.

Sorunların komuta kademesine iletilmesi, bu konuda çalışmalar yapılması bizleri elbette mutlu edecektir. Ancak, bizler söz değil haklarımızı istiyoruz. Daha ne kadar beklememiz gerekiyor? İnsan ömrü yıl değilki! Ayrıca istediklerimiz de atla deve değil, sadece adalet! Bunun gerçekleştirilmesi bir sayfayı geçmeyen bir yasa ile mümkün.

TSK ne yazık ki bir bütün değil! Bu bütünlüğün bozulmasının en çok ordumuza zarar vereceğini biz yıllardır belirtiyoruz ve bu bütünlüğün bozulmasında assubaylar olarak hiç bir vebalimiz yoktur. Bu vebal orduda personel arasında ayrımcılık ve adaletsizlik yapılarak; TSK= Türk Subay Kuvvetleri zihniyeti sahiplerinindir.

Biz haksızlıkları dile getirirken kurumumuzun zarar görmemesi adına  azami gayret sarf ediyoruz. Ayrıca unutulmamalıdır ki, kurumları haksızlıkları dile getirenler değil haksızlıkları yapanlar yıpratır.

Bizim, bugüne kadar sosyal, ekonomik ve insani haksızlıklarımızın sorumlusu Genelkurmaydır. Örneğin; seafoodplus.info Yasası hazırlanırken Genelkurmay başlangıç derecesini 9/2 olarak teklif etti de siyasi otorite "HAYIR! Assubayların hem ekonomik kayıpları olacak. Hem de  mahalle bekçilerinden daha düşük başlangıç derecesi ile psikolojik eziklik yaşayacaktır" kararını mı verdi?

Bu konuda Genelkurmay Basın bilgi notunda ve MSB yazılı açıklamasında adaletsizliğin son bulacağı belirtilmesine rağmen, yeni personel yasa taslağında bu ve diğer adaletsizliklerde ısrarı hâlâ Genelkurmay yapmıyor mu?

Ordumuzda disiplin elbette olmazsa olmaz temel kuraldır. Ancak, disiplinin tarifindeki “ast'ın ve üst'ün hukukuna riayet” ilkesini çiğneyenler herhalde assubaylar değillerdir!..

Assubayların yüksek lisans yapması dil öğrenmesi öneriliyor. Hepimizin arzu ettiği yerinde bir öneri. Ancak, MYO lisans seviyesine çıkarılsın teklifimize kulak tıkayanlar, subayların ofislerinden katılacakları devletin milyon dolarına mâl olan yüksek lisans proğramını assubaylardan neden esirgiyorlar? Buradaki amaç iyi niyet olabilir mi?

Sn. Gnkur. Assubayı yabancı devletlerin assubayları ile toplantılar yapmış. Bizden övgü ile bahsetmişler. Acaba onların ordularındaki assubaylar da bizler gibi kendi kurumları tarafından tahakküme varan adaletsizliklere maruz  bırakılıyor mu?

Her vesile ile tekrarlıyoruz; bizim taleplerimiz 'başkalarına altın tepside sunulduğu gibi' ayrıcalık ve imtiyaz değildir. Hiyerarşiye saygı içinde sadece ADALET-EŞİTLİK-İNSAN ONURUNA SAYGI istiyoruz

Hâlâ ön yargılarla adaleti kendinize gerektiğinde; Assubaylarınızı da  göreve ve ölüme gönderirken hatırlarsanız var olduğu belirtilen moral motivasyonu ve aidiyet duygusunun olmadığını göremezsiniz.

Bu durumda GÜÇLÜ ORDU GÜÇLÜ TÜRKİYE sadece slogandan ibaret olur ve bu en çok TSK düşmanlarını mutlu eder.

Adalet olmayan hiçbir kurum ayakta kalamaz ve adalet birgün herkese gerekecektir. 

Saygılarımla.

 

 

Bir meslektaşımız Taslak Personel Kanunu incelemiş ve ileti adresimize şöyle bir yazı göndermiş:

İşlenmesi gereken en önemli konu şu:

Yeni TSK Personel Kanununda bekleme sürelerinde subayların 27 yıl,

Assubayların 30 yıl gözüküyor. Kd.Bçvş.lar önceden Bnb. muadili gözükürlerdi.

Şimdi Albay muadili (daha doğrusu emsali) oldu.

Çünkü Astsubay bekleme süresi 2 rütbe daha araya girince 6 yıl arttı. Fakat Albaylık 6’dan 5’e inmişti, şimdi de 4 yıla indiriyorlar.

Yasal hakların tümü buna göre belirlenmeli. Kd.Bçvş. Alay Kh. Dışında daha ast birliklerde çalışmamalı ve Albay maaşına yakın maaş almalı ki, istifa eden sözleşmeli ve muvazzaf assubaylar da gitmesin. Özendirici olsun. Belki Kd.Bçvş. Albay yardımcısı olarak görevlendirilebilir.(Emir Astsb. Değil). Zaten Karargâhlardaki Astsubay kadroları az, onlar artırılmalı.

Bu sorun çözülürse aslında hemen hemen her şey çözülmüş olur.

Eğer bu olmayacak ise Assubaylık kast’ı tamamen kaldırılmalıdır.

Devlet bakamayacağı  çocuğu yapmıştır.

Herkes Asteğmenlikten itibaren profesyonelliğe başlayabilir.

Başarılı olan kalır subay olur ve bekleme süresi olmadan çapraz sicille yükselir.

Teknisyen, vidanjör operatörü vs. astsubay olmaz sözleşmeli uzman olur.

Araya alınan sözleşmeli sb., asssubay, uzm., assubaydan subay vs. sadece subayı daha da yükseltmek için konmuştur.”

Meslektaşımızın yazısını okuduktan sonra “Adaleti Engelleyen Maharetli El Yine İş Başında” yazımızda bulunan bazı çizelgeleri “uygulanan”, “teklif edilen” ve “artış” sütunlarıyla “Adaleti Engelleyen Maharetli El Yine İş Başında-2” başlığıyla yayımlamak gerektiği ortaya çıktı.

Aşağıdaki çizelgelere bulunan eski ve yeni rakamları incelediğimizde arada yapılmış olan ince ayarlamalar fark edilmekte. Yarbay düzeyinde bir gelir bekleyen assubaylar rütbe bekleme süreleri altı yıl uzamasına rağmen binbaşı düzeyini geçemeyeceği görülmekte. Hâlbuki meslektaşlarımız Amerika’daki assubay, subay maaşlardan bile örnekler vererek durumu ortaya koymuşlardı.

Dört kişilik bir ailenin açlık sınırının ,59 lira, yoksulluk sınırının ise ,38 lira, olduğu bir ülkede, devlet, millet imkânlarını iş güçlüğü ve geçim sıkıntısı çekmekte olan astların aleyhine olarak neden böylesine dengesizce dağıtmaya çalışırlar anlamak güç (!)

I SAYILI EK GÖSTERGE CETVELİ (SUBAYLAR İÇİN)

Rütbeler

Derece

Uygulanan

Ek Göstergeler

Teklif Edilen

Ek

Göstergeler

Artış

Genelkurmay Başkanı 

Kuvvet Komutanları ve Jandarma Genel Komutanı (Orgeneral ve Oramiral olmak kaydıyla)

Orgeneral-Oramiral

Korgeneral-Koramiral

Tümgeneral-Tümamiral

Tuğgeneral-Tuğamiral

Kıdemli Albay

Albay

Yarbay (*)

0

Diğer Personel (Muvazzaf subay, sözleşmeli subay, muvazzaf astsubay, sözleşmeli astsubaylar) (Uzman erbaşlar için bulundukları derecenin karşılığı olan

ek gösterge rakamının 2/3’ünü alırlar.)

1

2

3

4

5

6

7

8

(*) Yarbay rütbesi satır olarak eklenerek olarak uygulanmakta olan gösterge rakamı puanlık artışla teklif edilmiş

II SAYILI EK GÖSTERGE CETVELİ (ASTSUBAYLAR İÇİN)

Dereceler

Uygulanan

Ek Göstergeler

Teklif Edilen

Ek

Göstergeler

Artış

1’inci derece

2’nci derece

3’üncü  derece

4’üncü  derece

5’inci derece

6‘ncı  derece

7’nci derece

8’inci derece

Rütbe Bekleme süreleri:

Barış zamanına ait normal bekleme süreleri

Subayların normal bekleme süreleri aşağıda gösterilmiştir.

Rütbeler

Uygulanan

Bekleme

Süreleri

Teklif Edilen

Bekleme

Süreleri

Açıklama

Asteğmen

8 Ay

8 Ay

Teğmen

3 Yıl

3 Yıl

Üsteğmen

6 Yıl

6 Yıl

Yüzbaşı

6 Yıl

6 Yıl

Binbaşı

5 Yıl

5 Yıl

Yarbay

3 Yıl

3 Yıl

Albay

5 Yıl

4 Yıl

Atğm.lık Hariç Toplam

28 Yıl

27 Yıl

Toplamda, bekleme süresinin

1 yıl kısaltılması teklif edilmiş.

Tuğgeneral – Tuğamiral

4 Yıl

3 Yıl

Tümgeneral – Tümamiral

4 Yıl

3 Yıl

Korgeneral – Koramiral

4 Yıl

3 Yıl

Orgeneral – Oramiral

4 Yıl

3 Yıl

Atğm.lık Hariç seafoodplus.info

44 Yıl

39 Yıl

Toplamda, bekleme süresinin

5 yıl kısaltılması teklif edilmiş.

Astsubayların normal bekleme süreleri aşağıda gösterilmiştir: (/78)

Rütbeler

Tarihine Kadar Uygulanan Bekleme Süresi

Uygulanan

Bekleme

Süreleri

Teklif Edilen

Bekleme

Süreleri

Açıklama

Astsubay çavuş 

3 Yıl

3 Yıl

3 Yıl

Kıdemli çavuş 

3 Yıl

3 Yıl

3 Yıl

Üstçavuş 

3 Yıl

6 Yıl

6 Yıl

Bekleme süresi yılında 3 yıl uzatılmıştır

Kıdemli üstçavuş 

3 Yıl

6 Yıl

6 Yıl

Bekleme süresi yılında 3 yıl uzatılmıştır

Başçavuş 

6 Yıl

6 Yıl

6 Yıl

Kıdemli başçavuş 

6 Yıl

6 Yıl

6 Yıl

Toplam

24 Yıl

30 Yıl

30 Yıl

Toplamda, bekleme süresi 6 yıl uzatılmıştır

“Subay statüsünde bekleme sürelerinin albaylığa kadar 1 yıl, sonrasında ise toplamda 5 yıl kısaltılmasının teklif edildiği çizelgelerden görülmektedir. Ancak her nedense assubayların bekleme süreleri yılında toplamda 6 yıl uzatılmıştır. 

Üstçavuş, Kıdemli üstçavuş rütbelerinde bekleme süresi tarih ve sayılı Kanun ile 3 yıldan 6 yıla çıkartılmıştır. Ancak, diğer rütbelerde süre kısaltmamasına da gidilmemiştir. Yani, eskinin kıdemli başçavuşu, şimdinin başçavuşu olmuş durumda. Meslek yüksek okulu mezunu olarak göreve başlayan assubay çavuş rütbesinde bekleme süresinin 2 yıla indirilmesi, 9/2'den başlangıç derecesinin uygulanması uygun olanıdır.”

EK IV SAYILI MAKAM TAZMİNATI CETVELİ

Kadro ve Rütbe Ünvanı

Uygulanan Tazminat Göstergeleri

Teklif Edilen Tazminat

Göstergeleri

Artış

Genelkurmay Başkanı

Orgeneral ve Oramiral olmak şartıyla; Kuvvet Komutanları ve Jandarma Genel Komutanı

Orgeneral ve Oramiral

Korgeneral ve Koramiral

Tümgeneral ve Tümamiral

Tuğgeneral ve Tuğamiral

Kıdemli Albay

Albay

Yarbay

Kıdemli Binbaşı

İlk kez eklenmiş.

Binbaşı

Kıdemli Başçavuş

Tazminat almak için yalnızca kıdemli başçavuş gösterilmiş.

Başçavuşlar nerede?

Ek-lll sayılı Kıta Tazminat Cetvelinde yarbay ile aynı olan kıdemli başçavuşun %30 oranı burada niçin binbaşının altına indirilmiş?

Sonuç yine aynı; bir kanun hazırlanıyor ve Assubayların haklarına kavuşmasını engelleyen her kimse, Genelkurmay Bilgilendirme Notu’nda açıklanmış olan iyileştirmelerin genel mantığına müdahalede, iknada başarılı olmuş görünüyor.

Saygıdeğer Meslektaşlarımız,

Ordunun temel direklerinden assubaylar olarak verilen her görevi 'zaman zaman imkansızlıkları da  aşarak' özveri ile yaparak bu ülkeye ve orduya sadakatimizi terimiz, kanımız ve canımızla ispat ettik. Buna rağmen önyargılarla kendi kurumumuz tarafından sosyal, ekonomik ve insani haksızlıklara uğratıldık. "Kol kırılır yen içinde kalır" dediğimizde ise bu kez kanadımızın kırıldığını gördük! Bizlerin istekleri hiç bir zaman başkalarına altın tepside sunulan imtiyaz ve ayrıcalık değildir. Sadece adalet, eşitlik ve insan onuruna saygı isteğimiz var ve bunun yasal mücadelesini Temad Yönetiminin önderliğinde yapıyoruz.

Komuta kademesinde adalete ve reforma direnenlerin olduğunu da biliyoruz. Hiç bir kurum baskı ile ayakta duramaz. Moral motivasyonu ve aidiyet duygusunun yitirildiği kurumlar yıpranmaya mahkumdur. Biz kurumumuzda haksızlıkların, personel arasında ayrımcılığın son bularak  adaletin gerçekleşmesini talep ederken, aynı zamanda kurumumuzun güçlenmesini arzuluyoruz.

Yıllardır sürdürdüğümüz onur mücadelemizin rüzgarı seafoodplus.info KESER ve ekibinin yeni bir ivme katması ile fırtınaya dönüşmüş, meslektaşlarımız arasında umut yeniden yeşermiştir. Bu süreç içersinde verilen sözlerin tutulmaması, adaletsiz Askeri Disiplin Yasa Tasarısının yasalaşması, taahhütlere rağmen yeni Askeri Personel Yasası taslağında adaletsizliklerin devam etmesi üzerine yönetimin alacağı tavır merak konusu olmuştur. Bunu gidermek adına seafoodplus.infoBşk. Ahmet KESER ile bir tele röportaj gerçekleştirdik.

Söyleşide tüm sorularımıza açık yanıtlar aldık ama, bazılarını Sayın Başkanın ricası üzerine ve MÜCADELE STATEJİSİ gereği yayınlamadık!

Sonuç olarak; Bizlerle ilgili her konu titizlikle takip ediliyor. Hiç biri için taviz verilmesi söz konusu değildir! Bizler kendimize olan saygı gereği, bizi kişisel olarak ilgilendirsin, ilgilendirmesin tüm haksızlıklar giderilinceye kadar kararlılıkla MÜCADELEMİZİ VE TEMAD’A OLAN DESTEĞİMİZİ DEVAM ETTİRMELİYİZ.

Saygılarımızla.  

  • Sn. Başkanım merhaba. Bazı arkadaşlarımızın merak ve endişelerini giderecek konularda, çoğunluğun ortak sorularını yanıtlamak, meslekdaşlarımızın merakını gidermek, toplumdaki umutsuzluğu önlemek için Asb.Güçbirliği Platformu adına bizlerle söyleşi yapmayı kabul ettiğiniz için size teşekkür ediyoruz. Size sorularımızı sormadan önce bize kendinizden kısaca bahsedermisiniz?

yılında Adana Ceyhanda dünyaya geldim. İlk orta ve liseyi Ceyhan da bitirdim. Çocukluk yıllarımda bazı çocuk dergilerine yazı yazıyordum. Lisedeki öğrencilik yıllarımda edebiyat ve sosyolojiye ilgim çoktu. Okulda bir çok zamanlar kompozisyon yarışmalarında okul birinciliklerimin yarı sıra okulumu temsilen girdiğim kompozisyon yarışmalarında da Adana liseler arası yarışmalarda derecelerim vardır. Liseyi bitirdiğim yıl Bursa İktisadi ve Ticari İlimler Akademisini kazanarak kayıt yaptırdım. Bir yıl üniversitede okumayı müteakip ayrılarak sınavına girip kazandığım İstanbul/Tuzla Piyade Astsubay Sınıf Okuluna geçiş yaptım. Mezuniyetimi müteakip Kara Kuvvetlerinin yurt içi ve yurtdışı birimlerinde kıta ve karargah görevlerinde bulundum. Uzun yıllar KKK Personel Başkanlığı birimlerinde görev yaptım. Kendi isteğimle emekli olduktan sonra Türkiye Emekli Astsubaylar Derneği ile ilgili çalışmalara başladım. Bu çalışmalarımız sırasında yılında TEMAD ın yeni bir vizyona sahip olması gerekçesiyle yönetime aday oldum. Bu süreçte arkadaşlarımızla beraber Ankarada 30 un üzerinde toplantı yaptık ve Türkiye genelinde 40 ın üzerinde şubemizi ziyaret ettik. yılında TEMAD Genel Merkez seçimlerinde Yeni Oluşum Grubunun Genel Başkan adayı iken bazı olumsuz gelişmeler sonucu bölünmemek amacıyla adaylığımı rezerv ederek yerimi Profesör Ünver NASRATTINOĞLU na bıraktım. Grubumuz Genel Merkez Yönetimini kazanamayınca yılında tekrar genel Başkanlığa aday oldum. Teşkilatlarımızın teveccühüyle sandıktan biz çıktık. 11 Ekim den bu yana TEMAD Genel Başkanlığı görevimi yürütüyorum.

  • Bizler bu ülkeye ve orduya sadakatimizi, terimiz, canımız ve kanımızla ispatladık ama önyargılarla bize sosyal, ekonomik ve insanı haksızlıklar yapılıyor! Yıllardır bu konuda yaptığımız onur mücadelesi zat-ı alinizin önderliğinde yeni bir ivme kazandı. Toplumumuzda geleceğe ait bir güven oluştu. Ancak hala sonuç alamamanın ve verilen sözlerin hayata geçmemesinin yanında, son olarak Gnkur. basın bilgi notu ve MSB'lığının soru önergelerine verdikleri yanıtlarda, hiçe sayılarak personel yasa taslağındaki bir çok olumsuzlukların olduğunu öğrenmiş bulunmaktayız! Örneğin; bir üniforması kefen olan assubaylar 'mevcut adaletsiz uygulamanın devamı ile' mahalle bekçisinden daha alt kademeden göreve başlatılıyor. Siz bu gelişmeleri nasıl değerlendiriyorsunuz ve taleplerin göz ardı edilmesi halinde size sınırsız destek veren assubaylarla ses getiren eylemler yapmak planlarınız içinde varmı?

Sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanununun taslağını hukukçularımızla birlikte inceliyoruz. Ana konularla ilgili oluşmuş değerlendirmelerimiz var. Ancak teknik ayrıntıları tekrar gözden geçirip ayrıntılı çalışma yapacağız. Bütün meslektaşlarımızın beklentisi artık astsubaylarla ilgili adil bir hukuki çalışmanın yapılmasıdır. Eyleme gelince bugüne kadar bütün meslektaşlarımız bizim çizgimizden hiç taviz vermeden çalışma yaptığımıza tanıktır. Başından ne söylediysek şimdide onu söylüyoruz. Eylemin basamakları vardır. Basamaklandırılarak yapılan eylemlerde bu güne dek ciddi geri bildirimler alınmıştır. Yeri ve zamanı geldiğinde yapmamız gereken neyse onu yaparız.

  • Bireysel eylem ve çalışmalar yapanlarla ilgili düşünceleriniz nelerdir?

Bireysel çalışmalar zenginliktir. Ancak, bireysel hareket etmek gücü dağıtmak olur. Bireysel çıkışlarla sonuç almak mümkün olmadığı gibi muhatapta bulmaz. Gelişmiş toplumlarda hak talep eden bireyler ortak hareket  ederler. Ortak hareket iş birliği demektir, güçbirliği demektir. Gücün kendisidir.

  • Sınıfımızı ilgilendiren önemli kararlarda şubelerinizin görüşlerine de başvuruyor musunuz?

Elbette. Gerek duyulduğunda şubelerimizden de, danışmanlarımızdanda yararlanıyoruz.

  • TEMAD genel merkez ve şubelerin gelir-giderleri web sitesinden neden yayınlanmıyor? Bu konudaki düşünceleriniz nelerdir?

Türkiyede ciddi sivil toplum örgütleri,odalar, sendikalar ve meslek temsilcisi yapılar var. Bunlarda gelir giderlerine ilişkin bilançolarını genele açık sitelerde yayımlamazlar. Derneğimiz her 3 ayda Yüksek Denetleme Kurulu vasıtasıyla, zamanlı zamansızda Dernekler Masası ve Maliye Bakanlığı birimlerince denetlenmektedir. TEMAD Genel Merkezinden apartman yönetim kurulunundan beklediğimiz tarzı beklememiz doğru bir yaklaşım olmaz. Zaten 3 yılda bir yapılan Büyük Genel Kurulda bütün gelir giderler kongre üyelerine yani Şube Başkanlarımıza ve delegelerimize arz edilerek bilanço ibrası istenmektedir.

  • Genel merkezi kendi binasına taşımak istiyor musunuz? istiyorsanız ne yapacaksınız?

Genel Merkezimiz halen Maliye Bakanlığına ait bir binanın 4 katında konuşlanmış bulunmaktadır. Gönlümüzden geçen şey bize yakışır bir Genel Merkez binasını satın almaktır. Takdir edersinizki bu yüksek maliyetli bir satın alma ile mümkün olabilir. Yeterli, bu mali gücümüz oluştuğunda bu konuda bir adım atarız.

  • Çalışma grupları kurdunuz mu? Örneğin üyelerinize ve üye olamayan meslektaşlarımıza ücretsiz hukuki danışmanlık hizmeti vermeyi düşünüyor musunuz? Bu güne kadar hizmet verdiniz mi?
    Yaşlı ve kimsesiz meslektaşlarınız için projeleriniz var mı? Nelerdir? Neler yaptınız?

Bazı konularla ilgili çalışma gruplarımız var. Ancak bu konuda yeni bir yapılanmaya gitmek amaçlı çalışmalara başladık. Yakın zamanda daha profesyonel bir AR-GE oluşturcağız. Bu husustaki çalışmalarımızı yönetim kurulumuzdaki bir arkadaşımız  yürütmektedir. Hukuk komisyonumuz geçmişte meslektaşlarımıza ücretsiz hukuk danışmanlığı hizmeti verdi. Halende hukuki bilgiye ihtiyaç duyan meslektaşlarımıza bedelsiz danışmanlık yardımı yapmaktadırlar.

  • TEMAD Dergisi hakkındaki düşünceleriniz nedir? Dergi yayın kurulu varmı? İçerik olarak yeterli mi? Örneğin bu mücadelenin yıllardır önderliğini yapan kişilerin yazılarına da yer vermeyi düşünüyormusunuz?

Göreve geldiiğimizde aldığımız bir kararda farklı konseptte bir TEMAD dergisi çıkartmak oldu. İsmini GELECEK YÜZYIL koyduğumuz dergimiz astsubaylarn entelektüel birikimlerini, meslektaşlarımız ve kamuoyuyla paylaşma amacıyla yayın hayatına başladı. Başlangıçta şaşırtı bulunanan dergimiz meslaktaşlarımıza Şube Başkanlıklarımız bunun yanısıra Cumhurbaşkanlığı  TBMM Başkanlığı Başbakanlık Bakanlıklar milletvekilleri üniversiteler sendikalar ve sivil toplum örgütlerinede gönderilmektedir.

  • Üyelerin çok olduğu bölgelere alışveriş merkezleri kuracak mısınız? Vakıf, kooperatif faaliyetleriniz olacak mı?

Vakıflar konusunu ciddi olarak incelemekteyiz.

  • Siyasi Partiler ve Dernekler ile ilişkileriniz nasıl?
    a) Yazılı ve görsel basında sürekli Genelkurmay'a yüklenirken hükümete neredeyse hiç ses çıkarmamanız eleştiriliyor. Bu konuda neler düşünüyorsunuz?
    b) Bizim mecliste temsil edilmemizden daha büyük bir dileğimiz olamaz. Bu misyonu üstleneceğiniz konusunda ortak bir fikir oluşmuş durumdadır. Siz herhangi bir siyasi partiden yerel ve genel seçimlerde gelecekte aday olmayı düşünüyor musunuz?
    c) Adalet ararken meslek ve STK'nı yanımızda pek göremiyoruz. Bu durum adaletsizliğe uğramış meslek ve STK'na TEMAD'dan destek verilmediği için olabilir mi?

MSB ve Genelkurmay Başkanlığı kanunları incelendiğinde TBMM nin TSK personelinin özlük haklarıyla ilgili çalışma yapma sorumluluğunu Genelkurmay Başkanlığına verdiği görülecektir. O nedenle Genelkurmay Başkanlığının bir çalışma başlatması kanunun özü gereğidir. Bizim çıkış noktamızda o nedenle Genelkurmay Başkanlığıdır. Siyasete gelince, TEMAD asla bir siyasi yapının arka bahçasi olmayacaktır. Bütün siyasi partilere eşit  mesafedeyiz. Bizim işimiz siyaset değil meslektaşlarımız için hak ve adalet arama mücadelesidir. TEMAD ciddi bir psikolojik savaşla karşı karşıyadır. Bu psikolojik savaş benim ismim üzerinden yürütülmektedir. Bazı basın mensuplarına ve gazetecilere benim milletvekillliği teklifleri aldığım şekilde aslı astarı olmayan yalan haberler servis edilmekte, şahsıma olan inanç ve güveni zayıflatmaya yönelik yanıltma ve aldatma çalışmaları yapılmaktadır. Bahsi geçen bu konularla ilgili olarak hiç bir siyasi parti veya siyasi şahsiyetle görüşmem olmamıştır. Özellikle sosyal medyada sahte profillerle ortaya bir haber atılmakta ve akılları sıra bizi yıpratmaya çalışmaktadırlar. Benim tek önceliğim meslek onurumuzdur. Adalettir, haktır. Emekli olmayı müteakip TEMAD la ilgili çalışmaların içine girdim ve 5 senedir sahadayım. Geçmiş 5 senemde bu tarz hiç bir çalışmam olmamıştır. Meslektaşlarımız demokratik haklarını kullanarak siyaset yapabilir. Ancak hiç bir zaman TEMAD siyasetin içerisinde olmayacaktır. Buna izin vermem.

  • Derneğimizin tüzüğünün, çağdaş, demokratik bir değişiklik için son seafoodplus.info seçimlerinde karar alınmasına rağmen bugüne kadar bu neden gerçekleşmedi? Tüzük toplantısını yapmayı düşünüyor musunuz? Düşünüyorsanız, ne zaman?

Tüzükle ilgili bütün Şube Başkanlıklarının yazılı görüşlerini aldık. Genel Merkezimizde Yönetim Denetleme ve Disiplin Kurullarımızında katılımlarıyla tam zamanlı 3 toplantı gerçekleştirip konuyu olgunlaştırdık. Uygun zamanda Tüzük genel kurulunuda toplantıya çağıracağız.

  • Hukuksuz ihraçlar hakkında son genel merkez seçimlerinde  alınan karaları uyguladınız mı?

Göreve seçildiğimiz son genel kurulda ihraç edilen meslektaşlarımızın tekrar üyeliğe kabul edilmesiyle ilgili bir kararımız vardı. Biz büyümek istiyoruz. Güçlü olmak istiyoruz. Herkesi birleştirelim diyoruz. Aldığımız bu karar sonrası Dernekler Kanununa aykırı hareket etmek suçundan ayrı olmak üzere bütün meslektaşlarımız yeniden TEMAD a kazandırmanın önünü açtık. Takdir edersinizki derneklere üye olmak gönüllükle olur ve mevzuata göre beyanla başvurulması gerekir. Yine mevzuta göre başvuruları yönetim kurulunun oluruna sunulur. Hal böyleyken ve biz bu sistemin önünü tamamen açmışken davet beklenilmesi mevzuatın uygulama yönergesine terstir. Daha önce ihraç edilmiş arkadaşlarımızdan dileyenler yazılı müracaatla Şube Başkanlıklarına başvurabilirler.

  • Konular üzerinde bilgi ve söz sahibi kişilerin katılımıyla oluşturulacak bir komisyon vasıtası ile iç hukuka ve AİHM götürülecek veya açılacak dava konularının belirlenip dava konusunun alt yapıları oluşturularak komisyonun belirleyeceği yol üzerinde hayata geçirilmesin gerekliliğine inanıyormusunuz ve bu konuda çalışmalarınız oldumu?

Bizlerle ilgili her konuyu TEMAD hukuk komisyonundaki arkadaşlarımızla değerlendiriyoruz.

  • Arkadaşlarımız OYAK’ın revize edilerek faaliyetine devamından yanalar. Kurum iştiraklerinde hepimizin hakkı olduğundan her üyeye katılımları nispetinde hisse senedi verilmesi için kampanyalar yaptık, sonuç alamadık! Bu konuda ne düşünüyorsunuz? Ayrıca AİHM açılan davanın ret edildiği OYAK dergisinde açıklandı. Bir yıla yakın süre geçti. Bu konuda son durum nedir?

Oyakla ilgili olarak bize ulaşan resmi bir bilgi yok. Yakın zamanda kararın bize ulaşabileceğini düşünüyorum.

  • Kalkınmada öncelikli illerde görev yapan kamu personeline kademe verilmesine rağmen bu hak bizlerden esirgendi. Ayrıca sağlık nedeni ile istekleri dışında resen sadece TSK personeli emekli ediliyor. Bu arkadaşlarımız sağlık nedeniyle ek iş yapamıyorlar. Emsallerinin derecesine ulaşamamıyorlar ve  büyük güçlüklerle hayatlarını devam ettirmeye çalışıyorlar. Bu konuda ne düşünüyorsunuz? Bir çalışma ve olumlu gelişme varmı?  

Yeni personel yasa taslağında bu konu yer alıyor. Malülen emeklilerin mağduriyetini biliyoruz ve bu konuda taleplerimiz vardır.

  • TEMAD web sitesinin üyelerine kapalı durumu haklı olarak eleştiriliyor. Tamamen özgür ifadenin ise bazı polemiklere ve sorunlara neden olduğunu da biliyoruz! Bu konu hakkında düşünceleriniz nelerdir? Web sitesini sakıncaları da dikkate alarak üyelerinize açacak mısınız?

Ciddi kurum ve kuruluşlar incelendiğinde hiç bir yapı üyelerinin kendi içlerinde yatay çatışmalarına zemin oluşturmaz. Biz önceki TEMAD web sitesinin bu anlamda bir yanlış uygulamanın içinde olduğu gerekçesiyle itiraz ediyorduk. Meslektaşlarımız arasında sahte profiller marifetiyle çatışma zemini oluşturulmaya çalışılmış ve güven zedelenmesi yaşanmıştır. Ben şahsen hiç bir zaman bu kabil tartışma platformuna yazı yazıp kurum eleştirisinde bulunmadım. Kaldıki meslektaşlarımız sosyal medya üzerinden fikirlerini umuma açık bir şekilde zaten beyan ediyorlar. Bize ulaştırmak istedikleri görüşlerinide TEMAD webmail sayfası üzerinden gönderebilirler.

Sayın Başkan, mücadele statejisi gereği açıklamadığınız sorularımızın yanında daha pek çok soru var. Bunları bizlerin öneri, dilek ve eleştirilerini takip ederek biliyorsunuz ama toplum en azından peryodik sürelerde sizden açıklamalar beklediğini bir kez daha belirtelim.

Açıklamalarınızın meslektaşlarımız arasında büyük bir memnuniyet yaratacağını, en azından bazı soruların yanıt bulduğunu düşünüyor seafoodplus.info sitesi yönetimi ve meslektaşlarımız adına teşekkürlerimizi sunuyoruz.

Bir bayrak yarışı olan mücadelede size ve yönetim kurulundaki arkadaşlarınıza sevgi, saygı ve teşekkürlerimizi sunuyor, başarılar diliyoruz.  

 

Aylardır adeta Mehmetçik gazinosuna dönen sosyal medya da haksızlığa uğradıklarını, özlük haklarının iyileştirilmediğini, yüksek perdeden seslendiren emekli ve muvazzaf astsubaylar duyulmayan seslerini duyurmak adına kısa süreli sessiz eylemleri ile yemekhane, kantin ve benzeri tesisleri kullanmayarak protesto ettiler. Umarız duyulmuştur.

Son günlerde medyada yer alan yılan hikâyesi, astsubay devrimi, Ombudsman;

Kelime kökeni İsveççe’de “aracı” ‘ombuds’ ve “kişi” anlamına gelen ‘man’ kelimelerinden oluşan,şikâyetleri ve bir takım teşebbüsleri ele alıp değerlendiren ve bunlara her iki taraf içinde tatmin edici çözümler bulan kişidir.

TSK bünyesinde ise,yeni olmayıp yaklaşık bir yıl önce astsubayların sorunlarını dinlemek, rapor etmek üzere kuvvet komutanlıkları tarafından emirle görevlendirilen, kuvvet astsubayı.

Ombudsman tanımından da anlaşılacağı üzere her iki taraf içerisinde tatmin edici çözümler bulan kişidir. Oysa astsubaylar sistem içerisinde taraf olmayıp bütünün parçasıdır.

Türkiye Emekli Astsubaylar Derneği Genel Başkanı Ahmet Keser ifadesinde;

  Emir komuta zinciri içinde böyle bir göreve atanan kişi, komutanın duymak istediklerini söyleyebilir. Sistemin emir komuta zinciri dışındaki kişilerden kurulması gerekir. İçinde mutlaka TEMAD da yer almalıdır

Öncelikle yarım asra dayanan astsubayların sorunlarını, sebeplerini, çözüm ve önerilerini bilmek için tarihçi, sosyolog,bilim adamı ve akil adam olmaya gerek yoktur.

Konu siyasiler, sivil ve asker bürokrasi tarafından bilinmektedir.

Öncelikle sorgulamamız gereken astsubay sınıfı ihtiyaç mıdır? Devlet yapılanması içerisinde ordu nasıl ihtiyaç ise, ordu içinde astsubay sınıfı, statüsü ve branşları ihtiyaçtan dolayı ortaya çıkmıştır.

Aileleri ile birlikte yaklaşık bir milyon % 85’i lisans mezunuastsubayların saymakla bitmeyen duydukları rahatsızlık ve istekleri nelerdir?

Temel sorun sınıfsal statü ayrımcılığı, sosyal adalet ve eşitsizliktir.

Astsubaylar sistem içerisinde hiyerarşiye karşı değildir

Nimette ve külfette adalet, İnsan onuruna saygı, hakir ve hor görülmemek

Astsubay emeklileri için sicil affı çıkarılması.

İntibak yasasının astsubaylar için de çıkartılması

Yeni onaylanan TSK Disiplin kanunu içerisindeki bazı maddeler.

Astsubayın emekli olunca maaşının yüzde 50'ye yakın oranda düşerken, subaylarda bu oranın sadece yüzde 15 olduğunu,  bir başka ifadeyle 2 bin ila 3 bin lira arasında olan astsubay maaşı, emeklilikte bin ila bin liraya düşüyor. 6 ayrı tazminatla maaşları, 5 ila 5 bin lira civarında olan subay maaşları ise emeklilikte bu tazminatları devam ettiği için 4 bin ila 4 bin lira oluyor olmasından kaynaklanan adaletsizlik.

Ayrıca hiçbir subay emekli olurken, yeni başlayan bir teğmen maaşının altında emekli maaşı almaz iken; 30 yıllık bir astsubay da olsa emekli olurken yeni başlayan astsubay maaşının altında maaş alıyor olması.

Subaylara verilen makam, görev, komutanlık, komutanlık kursu, kadrosuzluk, silahlı kuvvetler tazminatlarının kendilerine de verilmesi ve bu tazminatların emeklilikte de devam etmesi.

Her ne kadar sistem içerisindeki personel tanımlamasında “Temininde güçlük yaşanan ve gayri memnun personel” gibi irite edici ifadeler sarf edilse de, günümüz Türkiye’sinde sorunu çözecek merci muhalefetten ziyade siyasi iktidar ve sn. Başbakandır.

Daniş ÇOBAN
Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.
Twitter; @daniscoban

Saygıdeğer Meslektaşlarımız

Her zaman ifade ettiğimiz gibi, hiçbir kurum personeline TSK'nin assubaylara yaptığı haksızlığı, hukuksuzluğu, ayrımcılığı yapmamıştır! Haksızlıklara HAYIR diyen yürekli arkadaşlarımızın desteği ile mücadeleyi bugünlere taşıdık. Yasal temsilcimiz TEMAD da bizlerin haksızlıklarını yeterince dile getiriyor. Kimsenin bu ön yargılı haksızlıklara HAYIR dediği yok ama ÇÖZÜM üreten de yok!

Muhalefet milletvekillerinden MHP milletvekili seafoodplus.info IŞIK'ın ve CHP milletvekili seafoodplus.info KALELİ'nin soru önergelerine MSB verdiği yanıtlarda belirtilen iyileştirmelerin hiç biri gerçekleşmemiştir!

Biz, başkalarına altın tepside sunulan ayrıcalığı, imtiyazı değil, sadece adalet istediğimizi haykırıyoruz.

Genelkurmay adeta 'saldım çayıra mevlam kayıra' mantığı ile "BEN MSB ARACILIĞI İLE İYİLEŞTİRME TEKLİFLERİNİ HÜKÜMETE İLETTİM" demekle yetiniyor. Hükümeti ikna edip "biz yıllardır assubaylara haksızlık, hukuksuzluk yaptık" diyerek bugüne kadar yapılan hataları telafi etmeye çalışması orduya prestij sağlar. Bunun yanısıra da görevde olanların moral-motivasyonunu, emeklinin ise aidiyet duygusunun canlanmasını sağlayacaktır.

Kurumlar arasında küslük olmaz. Genelkurmay, hükümet yetkilileri ile TEMAD'ın da katılacağı bir çözüm toplantısında sorunlarımızı masaya yatırıp çözümler sağlamasını bekliyoruz.

CHP milletvekili seafoodplus.info DÜZGÜN tarafından TBMM başkanlığına verilen ARAŞTIRMA ÖNERGESİ'nin bir fırsat olarak değerlendirilerek, sorunlarımızın masaya yatırılıp, çözüm yollarının bulunmasının ve bunların hayata geçirilmesini ısrarla bekliyoruz!

seafoodplus.infovekilimiz ASSUBAY GÜÇ BİRLİĞİ PLATFORMU yetkilileri tarafından bilgilendirilmektedir. Kendisine hakkın ve adaletin gerçekleşmesi yolunda yaptıkları çalışmalar için minnettarlığımızı ifade ediyor, yetkililelere ARTIK ASSUBAYLARIN TAHAMMÜL GÜCÜNÜN KALMADIĞINI, HAKLARIMIZIN İVEDİLİKLE İADESİNİN TEMİNİNİ bir kez daha hatırlatıyoruz!

Saygılarımızla


ARAŞTIRMA ÖNERGESİ

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA

Türk Silahlı Kuvvetlerinde görev yapan Astsubayların, Uzman Erbaş ve Uzman Çavuşların, Sivil memurların bir türlü çözülmeyen hak mağduriyetleri ve sosyal adalet ilkesine sığmayan ciddi sorunları vardır. Astsubaylarımız, iç güvenlikte, asayişte, depremde, sel felaketinde, kargaşada, anarşide, bölücü terörle mücadelede her zaman ön safhalardadır. Ekonomik sorunlar ve psikolojik baskılar nedeniyle en çok asker intiharı da astsubaylarımızdandır. Görev koşulları ve sorumlulukları astsubaylarla kıyaslanamayacak birçok devlet memurundan daha alt derece ve kademeden göreve başlatılmakta olup görev ve tahsil süresi aynı olmasına rağmen arada ki maaş farkının çok yüksek olduğu ifade edilmektedir. Astsubay okulları da yüksek okul seviyesine çıkarılmış olmasına rağmen intibak sorunları çözülememiştir. Üyelerinin % 60’ını oluşturmasına rağmen astsubaylar OYAK ve şirketlerinde denetim ve yönetim kurullarında temsil edilememektedir ve yine sayılı KHK gereği almaları gereken tazminatlardan faydalanamamakta olduklarını, Astsubayların, Uzman Jandarmaların, Uzman Erbaşların, temsil tazminatı, görev tazminatı, makam tazminatı, kadrosuzluk tazminatı ve komutanlık tazminatını alamamakta olduklarını belirtmektedirler.

Mevcut Uzman Erbaş Kanununa göre çalışan Uzman Erbaşların kıdem yılları ve tahsilleri dikkate alınmamakta, hizmet yılı ne olursa olsun göreve yeni başlayanla 20 yıl kıdemli olanların ek göstergeleri bulunmamaktadır. 45 yaşına gelen Uzman erbaşlar SGK esaslarına göre yaş hadlerine kadar sivil memur olarak MSB bünyesinde istihdam edilmektedir fakat yaş hadlerinin yeniden belirlenip başka bir göreve gerek kalmadan emeklilikleri sağlanmalıdır. Emekli uzman çavuşların maaş hesaplamalarında, kıdem yılı, derecesi ve kademesi göz önüne alınmamakta ayrıca ek göstergeleri olmadığı için bir emekli uzman erbaşın maaşı diğer TSK personeline göre çok düşük olup TL sınırında kalmaktadır.

Yine Milli Savunma Bakanlığı ve Türk Silahlı Kuvvetlerinde çalışan çeşitli meslek dallarına ait 55 bin sivil memur vardır. Bu kesimin en büyük sorunu statü sorunudur, sayılı Kanunun Maddesinin kaldırılması bu sorunu çözebilecek olmasına rağmen karmaşa devam etmektedir. Anayasa mahkemesine göre asker şahıs olmadıkları net olarak belirlenmesine rağmen ve Anayasamızın ve Maddesinde siviller askeri mahkemede yargılanamaz ibarelerine rağmen halen sayılı Kanunun maddesinde asker şahıs olarak değerlendirilmektedirler bu durumun adil yargılanma hakkında adaletsizlik oluşturduğu ifade edilmektedir. sayılı kanunun Maddesi sivil memurlar sınırsız çalıştırılabilir demekte fakat bunun karşılığında izin ve maddi karşılık hakkı bulunmamaktadır ve bu nedenle sivil memurlar 15 gün boyunca günde 16 saat çalıştırılabilmektedir.

Sosyal tesislerden faydalanma konusunda ise Astsubayların, Uzman Erbaş ve Uzman Çavuşların, Sivil Memurların ortak mağduriyetleri vardır.

Astsubaylarımızın, Uzman Erbaş ve Uzman Çavuşlarımızın, Sivil Memurlarımızın yukarıda bahsedilen mağduriyetleri hakkında kurum dışarısından bir göz ile daha köklü ve kalıcı bir çözüm bulunması, sorunların tespiti ve çözümlenmesi için Anayasamızın Maddesi ve Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün ve maddeleri gereğince bir Araştırma Komisyonu kurularak konunun tüm boyutlarıyla araştırılmasını saygılarımızla arz ederiz.

Dr. Orhan DÜZGÜN
Tokat Milletvekili

Kayboluyor bazı değerler bir bir. Yıllar yılları takip ederken insan oğlunun olmassa olmazları arasındaki o ulvi değerlerin anlamları yok oluyor, yok ediliyor!

VATAN

Vatan denince akan sular dururdu, ne oldu bu insanlara? Neler oluyor? Ne icraatlar, ne inanılmaz işler yapılırken Herkes sessiz, suskun, susturulmuş. Bezgin, umutsuz

Derelerden akan su bu vatan için göz yaşı olurken

Gök yüzünden damla damla gelen yağmur tanaleri damarlarımızda kan olurken

Şimdi Bu suskunluk niye?

Biz topraktan gelmedikmi?

Toprakla kuçaklaşmadıkmı?

Üzerinde yaşadığımız topraklara “vatan” diye  sarılmalıyız… Çünkü; Vatan, kültürel değerlerimizin bulunduğu bir coğrafyadır. Bu coğrafya ilk bakışta bir kara parçasıdır. Bu kara parçası tehlikeye girdiği zaman, uğrunda kanlar dökülür, canlar verilir. Nice analar yavrularını, nice gelinler yiğitlerini yitirir. O zaman bu coğrafyanın taşı, toprağı, dağı, ırmağı başka bir anlam taşır. Bu millet en çaresiz sanıldığı zamanlarda şahlanır. Her biri düşmana aşılmaz bir engel ve bir uçurum olur. O toprak parçası hemen baş tacı edilir. Bu cansız coğrafya, her karış toprağı şehit kanlarıyla sulanmış bir vatan olur.

Toptaktan gelmiştir insanoğlu. Toprakla kuçaklaşır, kalbine yerleştirir, bir avuç toprağa ''VATAN'' adını verir. Ana gibi baba gibi sarılır, koklaşır her daim.

ÖZLEMİNİ DUYDUĞU MUKADDES DEĞERLERİN YANINDA YER ALIR… ÖLÜMSÜZLEŞİR… VATAN- VATAN DİYE SESLENİR GÖKYÜZÜNE DOĞRU… İNSAN; MİLLETLEŞİR, TOPRAK KUTSİ DEĞER KAZANARAK VATANLAŞIR… SONSUZA KADAR VAR OLMA HAKKINI KAZANIR… O TOPRAK PARÇASI KIYMETİ ÖLÇÜLEMEYECEK SEVİYEYE YÜKSELİR.

Biz assubaylar bu vatan topraklarının yılmaz savucuları olarak duruyoruz. Bizlere uygulanan inanılmaz ayrımcılık yüregimizi kanatırken bile tereddütsüz bu ülke ve ordumuz için terimizi, kanımızı döktük canımızı feda ettik etmeye de devam edeceğiz. Tarih bu yaşananları, yaşatıklarınızı affetmiyecek ve kara kalemle yazacaktır.

Hatırlıyalım;

li  yıllarda yapılan haksızlıklarla ilgili eşlerimiz sokaklara çıktığında birileri assubayları mao'nun askerleri benzetmesi ile tarihi gafını yapmıştı. Olmadı eşlerinizin etekleri altına saklanma tabirini kullandı. Yetmedi eşleri yürüyen assubayları hukuktan vicdandan yoksun hapsettiler.

Yıllar yılları takip etti şimdi yaşanan resmi acaba nasıl okuyorlar komutanlar

Bir dönemdir bu ülkenin kaderi ile oynayan ve ATATÜRK'ün parkasının altında saklanan ve o yüce kişiligi ön planda kullanarak imtiyaz ve ayrımcılıkla yol alan kendini dokunulmaz sanan kimlerdi.!

Saklanmayın artık çıkın ortaya..

Artık bu ülkede her konu biliniyor. Önyargılarla sosyal ekonomik ve insani haksızlıklara uğratılıp sadece göreve ve ölüme gönderilirken hatırlanan dağbaşı karakollarında imkansızlıklarla kahramanca görev yapan assubayları da, doğu görevi çıktığında gitmeyip emekliliğini isteyen omuzu kalabalık komutanları da biliyor. Pamukoğlu yazdığı kitabında bu konuyu, gercekleri açklamıştır. O günün genelkurmay başkanının "doğuya gönderecek komutan bulamıyorum" sözünün, özündeki acıyı hissedebiliyormusunuz?

Akdenizin, Antalya'nın güneşili sahillerinde komutanlar tüm tazminatları alır iken, doğuda teneke barakalarda büro memuru statüsünde görülüp tazminatsız görev yapan vatandaş assubaylar kimin umurunda?

VATAN*MİLLET*SAKARYA

Yukarıdaki vatan olgusunun kimler ve nasıl, nerede ne şartlarda değer kazandığının yada kaybettiğinin açık göstergesi değilmi?

İNSAN MİLLETLEŞİR

TOPRAK KUTSİ DEĞER KAZANARAK VATANLAŞIR BEYLER..

Mehmetcikler onar onar şehit olurken golf oynuyorsanız.

Mehmetlerimi teneke barakalarda bırakırken, lojman adaletsizliğinden varoşlardaki evinde teröristlerce evlatlarının gözü önünde şehit edilen assubaylarımız varken emeklilikte ömür boyu lojman tahsisi mevcut lojmanları beğenmiyerek bilmem nerede trilyonluk lüks lojmanlar  yaparken işte budur ATAMIN parkasının altına saklanmak.

Türkiye'de son zamanlarda yaşanan bazı olaylar ve bu olayların ardından yargının verdiği kararlar, bu kararlar üzerine yapılan uygulamalar, "adalet bu mudur?" ya da "adaletin terazisi mi şaştı?" gibi soruları gündeme getiriyor. Demokratik ülkelerde 'güven' denildiği zaman akla gelen 'yargı', özellikle de son zamanlarda vermiş olduğu kimi kararlar ve bu kararların uygulanması sürecinde ortaya çıkan yürek sızlatan görüntüler ile adeta "pes!" dedirtirken, kendine duyulan "güven duygusu" da giderek kayboluyor.

TBMM de bizim ile ilgili yasalar tozlu raflarda bekletilirken, konu ülkenin öz evlatları olunca bir gecede her şey bitiyor. İşte size demokratik ülkede güven duygusunun geleceği nokta!

Kime güveneceğiz, söylermisiniz?

BİR YERDE VATAN SUBAY

BİR YERDE VATANDAŞ ASSUBAY

Astsubayız aslanız vatanın gül koynunda
Sancağız savaşçıyız Atatürk’ün yolunda
Ordumun usta eli, çarkı, dişlisi, mili
Nöbetçiyiz neferiz andımızın uğrunda.

Tek devlet, millet ve dil, bunu namus bilmişiz
Al bayrağa sarılmış, canlar feda etmişiz
Korkusuz koç yiğitler, yetişmiş bu ocakta
Ölüme gülüp geçmiş, önce vatan demişiz.(şiir alıntıdır)

Atilla ABAYLI-İzmir

Assubay Camiasının beklenti ve umutlarını arttıran haber ve programların ardından gündemin sürekli değişmesiyle birlikte Assubaylarla ilgili hükümet ve Genelkurmay cephesindeki sessizlik ve belirsizlik çok can sıkıcı. Ne oluyor ne bitiyor anlamaya çalışıyoruz pek çoğumuz. Artık temcit pilavı gibi aynı konular tekrarlanıyor, tekrarlanıyor.

Assubaylarla ilgili sorunlar, istekler, eleştiriler, yorumlar internet ortamında yazılıp çizilmeye devam ediyor. Seyrek de olsa basın yayın organlarında Assubaylarla ilgili konulara yer veriliyor. Değişen hiç bir şey yok. Aynı hamam aynı tas.

Assubaylar olarak bizim ne istediğimiz çok önemli. Assubay Camiası ve temsilcilerinin konuya yaklaşım ve icraatları çok önemli. Ancak, isteklerimizin gerçekleşmesini sağlayacak irade sahibi makamların bu konudaki yaklaşım ve icraatları da oldukça önemli.

Kandırılıyoruz, kullanılıyoruz, kendimizi kullandırıyoruz.

İşte şimdiler de çoğumuzun içinde bulunduğu ruh hali bu. Assubaylarla ilgili sorunların bir türlü çözülemeyen bir kördüğüme dönüşmesinin altındaki nedenlerin enine boyuna iyice sorgulanması gerekir.

Hatalarımız, yanlışlarımız nelerdir? Kime ne kadar güveneceğiz? Nasıl bir mücadele yürüteceğiz? İyi bilmemiz gerekir.

İstediklerinde kendileri ile ilgili birçok kanunu kolayca çıkaran siyasi irade sıra Assubaylara gelince neden duraklıyor? Ordu, yargı, basın gibi güç dengelerini hizaya getirmekte zorlanmayan hükümetin Assubaylar konusunda elini kolunu bağlayan ne?

Genelkurmay Başkanlığı’nın Assubayların özlük haklarının iyileştirilmesi ile ilgili engelleme girişimleri mi var? Assubay camiası ve sorunları siyasi irade ve Genelkurmay Başkanlığı tarafından yeterince önemsenmiyor ve dikkate değer bulunmuyor mu?

Assubaylar sorunlarını yeterince anlatamıyorlar mı? Bu konuda yürütülen çalışmalar yetersiz mi? Assubay Camiası ve sorunları siyasilerin gizli emellerine alet mi ediliyor? Sorunlarımızı anlatmak ve çözümünü sağlamak için çaba harcarken kullanılıyor muyuz? Sorunlarımızın çözümüne olanak sağlayacak siyasi irade ve Genelkurmay Başkanlığı yetkililerini iknaya zorlayacak örgütlü tepki ve çabaları yeterince gösterebiliyor muyuz?

TEMAD Yönetimlerinde görev alanlar Assubay camiası olarak örgütlü ve etkili bir biçimde mücadele yürütülmesini yeterince sağlayabiliyorlar mı? Camianın bilgilendirilmesi ve bilinçlendirilmesi konusunda yeterince etkinler mi? Assubay Camiasını temsil edenlerden kendi çıkarlarına yenik düşenler mi var? Sorunlarımıza çözüm üretme yollarını aramaktan ziyade siyasete atılmak için bulunduğu mevkileri kullananlar mı var?

Assubay Camiası içerisinde faaliyetleriyle, toplum içerisinde internet ortamlarında TSK, OYAK, TEMAD gibi kurum ve kuruluşlar aleyhine yersiz ve düşüncesizce yaptıkları eleştiri ve yorumlarla sorunlarımızın çözümü için verilen mücadeleye zarar verenler mi var? Birey olarak, Assubay camiasının birlik ve beraberliği örgütlenmesi ve sorunlarımızın çözümü için yürütülen çabalara yeterince maddi ve manevi katkıda bulunuyor muyuz?

Assubay camiası olarak sorunlarımızın bilincine varmak, çözümü için ortak mücadele vermek, mücadeleye destek olmak hepimizin görevidir. Kavgamız ve mücadelemiz birilerinin hakkına el uzatmak, birilerini yok etmek üstünlük sağlamak için değildir. Hakkımız olanı almak ve insan olmanın onuru ile yaşamak içindir..

İnsanlık tarihinden bu güne kadar hiçbir hak emek sarf etmeden mücadele etmeden kazanılmamıştır. Bilinmelidir ki; Hak verilmez söke söke alınır. Kaldı ki, Assubayların mücadele süreci ve kazanımlar hiç de küçümsenemez.

Suskunluğumuzu terk etmeliyiz. Kimliğimiz için onurumuz için savaşmalıyız. Bizim üzerimizden siyaset yapanlara, rant elde etmeye çalışanlara artık dur demeliyiz.

Kullananlar için kullanılan olmayalım!

Yazıma, TBMM’deki içler acısı durumumuzla başlamak istiyorum.

Tarih: 16 Mart
Yer   : TBMM

 

  • ENVER ÖKTEM (İzmir) (CHP);

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; az önceki, İçtüzüğümüzün 19 uncu maddesi gereğince sıra sayısı ve olan iki kanun teklifinin gündeme alınması konusunda lehte görüşlerimi belirtmek için söz almış bulunmaktayım,



Bu kanun teklifimizi yaparken, aslında Anayasada var olan hakları kullanmak için bu teklifi yapmış bulunuyoruz. Türkiye'de, sadece, Anayasanın verdiği haktan yararlanamayan tek kesim, maalesef, astsubaylardır değerli arkadaşlarım.

Anayasamızın başlangıç maddesinde "bu ülkenin yurttaşları, bu ülkenin, hem nimetlerinden hem de külfetlerinden eşit bir şekilde yararlanırlar" denilmektedir; ama, maalesef, bugüne kadarki uygulamalar, astsubaylarımızın bunun külfetinde sorumluluk sahibi oldukları halde, nimetlerine gelindiğinde, herhangi bir paylaşımın söz konusu olmadığını görmekteyiz.


Türk Silahlı Kuvvetleri ülkemizin gözbebeğidir, astsubaylarımız da Türk Silahlı Kuvvetlerimizin âdeta belkemiğini oluşturmaktadırlar; bir iskeleti hüviyetindedirler bu insanlar. Bunlar, Türkiye'nin en zor gününde, Türkiye çıkarları söz konusu olduğunda, her türlü olayda, rahatlıkla sorumluluklar yüklenmiş ve bu sorumlulukları yerine getirirken de gerekirse canlarını feda etmekten çekinmeyen insanlardan oluşmaktadır.

Değerli arkadaşlarım, yüksekokulu bitirmiş olduğu halde 1 inci derecenin 4 üncü kademesine kadar yükselemeyen tek kesim de bu insanlardır.

Değerli arkadaşlarım, bizim getirdiğimiz bu kanun teklifinde bunların derecelerini, kademelerini yeniden düzenlemek istiyoruz, kıdemlerine uygun haklarını kendilerine teslim etmek istiyoruz. Daha önce çıkarılan yasal düzenlemelerde, Kara Harp Okulunda iki yıllık yüksekokulu bitiren subaylarımız, dört yıllık üniversiteyi bitirmişçesine bütün hakları kendilerine teslim edilmiştir.

Millî Savunma Bakanlığımız, bir yıl önce verdiğimiz bu kanun teklifimizi her nedense bir türlü komisyonların gündemine getirmedi; ancak, Genel Kurulumuz, bunu direkt gündeme alarak buradaki zaafı gidermeye çalıştı. İddia odur ki, Genelkurmayımızın, Türk Silahlı Kuvvetlerimizin bu kanun teklifine karşı çıkışıyla ilgilidir. Kesinlikle böyle bir şey söz konusu değildir.

Türkiye Büyük Millet Meclisi, halkın temsilcisidir; milletvekilleri, halkın temsilcisidir; bu Parlamentonun üzerinde başka bir gücün olduğunu herhalde söylemek mümkün değildir.

Bu haksızlık, aynı zamanda değerli arkadaşlarım, Türkiye'nin bir hukuk devleti olduğu gerçeğini de ortaya çıkartacaktır; çünkü, burada talep edilen hak, hem ülke sınırları içerisindeki hukukla ilgilidir hem de evrensel hukuk ilkeleriyle uyumludur. Eğer, bunu biz gerçekleştiremezsek, Türkiye'de hukuktan, demokrasiden bahsetmek söz konusu olmayacaktır.

Şu anda astsubaylarımız bu oturumu izlemektedirler ve onlar inanmaktadırlar ki, Türkiye Cumhuriyetini temsil eden Parlamento, kim ne derse desin, eğer, bu kanun teklifi mantığa uygunsa, yüreğe uygunsa, akla uygunsa, millî iradenin tecellisini bu Parlamento sağlayacaktır ve inanıyorum ki, astsubaylarımız, bu teklif geçtiği takdirde de, yine, bu Parlamentonun huzuruna selamla duracak kadar da bu olayın eğitimini almış insanlardır(1).

  • EYÜP FATSA (Devamla) (AKP);

…Millî Savunma Bakanlığı ve Türk Silahlı Kuvvetleri adına Millî Savunma Komisyonunda görev yapan Silahlı Kuvvetler mensubu arkadaşlarımızla da görüştük. Bu tür bir talep olduğunu; dolayısıyla, bunların gündemin ön sırasına alınarak görüşülmesi talebi olduğunu ifade ettiğimizde, kendileri de, özellikle Sayın Bülent Baratalı ve 21 milletvekili arkadaşının vermiş olduğu teklifle alakalı, az da olsa çekincelerinin olduğunu; ama, genel olarak içeriğine katıldıklarını ifade ettiler.

…katkı sağlamak istiyoruz, bizim de bu konuda, bunlara ilave olarak verebileceğimiz düşüncelerimiz var, fikirlerimiz var; dolayısıyla, bunların Millî Savunma Komisyonunda görüşülerek ve Millî Savunma Komisyon üyelerinin ve özellikle de Millî Savunma Komisyonunda Türk Silahlı Kuvvetleri adına Komisyonda görev alan arkadaşların, temsil ettikleri kesim adına buna katkı sağlamak istediklerini ifade ettiler.

…Millî Savunma Komisyonu üyelerinin de buna teklifleri ve düşünceleri ilave edilir, katkıları sağlanırsa, ben öyle zannediyorum ki, parti gruplarının bunların görüşülmesinde ve kanunlaştırılmasında destek olacağı kanaatindeyim; yani, bunu, kendi Grubum adına da söylüyorum.

…Tabiî, Türk Silahlı Kuvvetlerimizin omurgasını oluşturan, özellikle, gerçekten hem teknik hem eğitim hem idarî kadrolarında önemli görevler ve sorumluluklar yüklenen astsubaylarımızla ilgili yapılacak yasal düzenlemeye, bütün siyasî parti gruplarının, hiçbir önyargıyla katılmadan ve kapılmadan, destek vereceği noktasındaki samimî kanaatimi de sizlerle ve kamuoyuyla paylaşmak isterim.

Buradaki durum, bunların birleştirilerek Millî Savunma Komisyonunda görüşülmesi ve Millî Savunma Komisyonu üyelerinin de, temsil ettikleri kurum adına buna katkılarının sağlanması ve birleştirilerek Genel Kurula gelmesi noktasında, biz de AK Parti Grubu olarak yardımcı olacağımızı huzurlarınızda ifade ediyorum (1).

Tarih: 25 Mayıs
Yer : TBMM

  • BÜLENT BARATALI (Devamla) (CHP);

Bu insanlar, her yerde, vatanları için en kutsal en aziz canlarını verdiler; Gabar Dağlarında da verdiler, Tendürek Dağlarında da verdiler. Eğer Sayın Başbakan ileri harekât emri verdiği zaman -ki, o istemezse bir uçak bile yasalara göre sanırlarımızın dışına çıkmaz- eğer "Kandil Dağını da temizleyin" emri sizlerden gelirse, onlar, daha önce verdikleri aziz canlarını, bu ülkenin bekası için, geleceği için, bütünlüğü için hazır ve televizyonlarının başında sizi izliyorlar değerli arkadaşlarım.

Bu düşüncelerle doğrudan gündeme alınması  konusunda ve öncelik verilmesi konusundaki duygularınıza onlar adına sesleniyorum; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

  • SADULLAH ERGİN (Hatay) (AKP);

…subay, assubaylar gibi Türkiye'de tüm kamu çalışanlarının bizim ülkenin öz evlatları olduğunu ve en tabiî temel haklarının bu Meclis tarafından, Grubumuz tarafından korunacağını ve korunduğunu ifade etmek istiyorum.

Şimdi, burada, elbette ki, bu çalışan grup olarak subay, assubayların çok zorda oldukları konuşuldu; katılırım. Canları pahasına serhat boylarında, ailelerini, çoluk çocuklarını bırakarak, vatan uğruna mücadele ettiklerini kabul edelim; ama, burada, vatan, şehadet, şehitlik gibi kutsal kavramların, böylesine siyasî bir rant beklentisine aracı kılınmasını da kabul edemem. (AK Parti sıralarından alkışlar)

Not: (Sayın vekil, CHP’nin, assubay konularıyla ilgilenmesini siyasi ranta bağlamış. Ne acı değil mi? Orhan Kaya)

  • SADULLAH ERGİN (Devamla) (AKP);

Evet, burada, gelip, muhalefet olarak, muhtarlara verin diyebilirsiniz; subay, assubaylara verin diyebilirsiniz, mühendislere katkı sağlayalım diyebilirsiniz; ama, biz, iktidara geldiğimiz günden bu yana, asla ve kata popülist bir politika takip etmediğimizi ve etmeyeceğimizi ifade ettik.

Not: (Sayın vekil, burada, birçok örnek verdikten sonra; assubaylara haklarını teslim etmeyi.” popülist bir politika” olarak görüyor. Ne acı değil mi? Orhan Kaya)

  • SADULLAH ERGİN (Devamla) (AKP);

Değerli arkadaşlar (CHP sıralarından "Ali Dibo" sesleri)

Değerli arkadaşlar, daha önce, bu Meclisin çatısı altında, birçok meslek örgütlerine, gruplarına, hesapsız, kitapsız paralar verildi ve fakat, bunun acısını Türkiye çok ağır şekilde çekti, ödedi.

Not: (Sayın vekil, ordunun sorumluluğunu taşıyan assubaylara hangi hesapsız-kitapsız para verildi. Açıklayabilir mi? Ne acı değil mi? Orhan Kaya)

  • RASİM  ÇAKIR (Edirne) (CHP);

Ayrıcalık istemiyoruz.

Efendim, telaş etmenize lüzum yok. Benim bu sözü söylediğim zaman, sonuç belli zaten; ama, o milletvekilimize de saygı duymamız lazım; girememiş, girememiş…

Sayın milletvekilleri, karar yetersayısı vardır ve öneri reddedilmiştir. (2)

Yukarıda, sayın vekillerimizin, assubaylar ile ilgili olumlu-olumsuz çabalarından kısa kısa paragraflar sundum.

Meclis, IMF yasalarını ve güçlü kişilere menfaat sağlayan yasaları çıkaradursun, hayat acısı ile tatlısı ile devam etmektedir.

Gün geçmiyor ki şehit haberleri duymayalım. Genelkurmay Başkanlığınca insanî hakları engellenen assubaylar, korumasız bir şekilde bırakılarak evlerinde katledilmeye başlanmıştır.

Assubaylar, adaletsiz lojman dağılımı nedeni ile kendisinin ve ailesinin güvenliğini almakta güçlük çekmektedirler. Yıllardır lojman yetersizliğini dile getirmemize rağmen iş assubaya gelince ne yazık ki hiçbir önlem alınmamıştır.

Şark bölgesinde subaylarımızın tamamı lojmanda kalır iken, ne yazık ki assubaylarımızın yarıdan çoğu dışarıda oturmaktadırlar. Dışarıda kalan assubaylar ve uzman erbaşlar kendi güvenliklerini almakla baş başa bırakılmaktadırlar.

Yorgun argın evine istirahata gelen meslektaşım Jandarma Başçavuş Levent Çevik’in tarihinde başına gelen acı olay hepimizi derin üzüntüye sevk etmiştir.

Vatan savunması uğruna şehit düşen insanlarımıza Allah’tan rahmet, yakınlarına başsağlığı diliyorum.

***

‘’Şırnak'ın Beytüşşebap ilçesindeki evinde terör örgütü üyelerinin silahlı saldırısı sonucu şehit olan Jandarma Başçavuş Levent Çevik'in cenazesi, Tokat'ta toprağa verildi ‘’  haberinin yorumlar bölümüne, halkımızca yazılan duygulardan bir bölümünü aşağıda sunuyorum:

Milletin gözyaşı

Bir milleti acz içinde gözyaşına terk etmeye hiç kimsenin hakkı yok. Nasıl bir dünyadır ki, bir başçavuş terörün merkezinde güvenliksiz bir evde oturur. Hükümet gibi Ordu da burada ciddi bir sorumsuzluk göstermiştir zannımca. Yazık günah vallahi, bu kadar ucuz olmamalı insan hayatı, devlet biraz devlet olmalı artık Ama bakıyorsun ki herkes kendi derdinde, arazi kapasınlar, akrabalar oğullar, damatlar doyurulsun, lüks lojmanlar vb. Günah. Mehmet (3).

Allah rahmet eylesin. Şehit baba-oğula. Mekanları  cennet olsun. Akif demiş sizler için diyeceğini vermiş  zaten müjdeyi. Biz ne desek boş.

''Ey şehid oğlu şehîd, isteme benden makber,Sana ağuşunu açmış duruyor, Peygamber.''

Kahbe teröristler bilsinki İhanetin bedeli ağırdır ve er geç bedelini ödeyecekler. O gün de çok yakındır. Bu aziz ordu-milletle yedi düvel başa çıkamadı. Bu satılmış hainler bunu görsünler ve aman dileyip teslim olsunlar. Yoksa sonları zaten belli. Yusuf Kotan

Japonya'da olsa, içişleri bakanı bırakın istifa etmeyi, utancından harikiri yapardı Hükümette haklı  canıııım, biraz daha bekleyelim, daha koordinatör atanacak, dimi ya ne acelemiz var Devletimizin sayın (bakan)ları: O şehidin çocuğunun gözüne bakarak başın soğulsun, kanı yerde kalmayacak diyebilir misiniz? Bu saatten sonra size kim inanır? Osman Melik

GÖZYAŞLARIMI TUTAMADAN OKUDUM HABERİ. YORUM BİLE YAPACAK GÜCÜM KALMADI. ZATEN ARTIK KELİMELERİN KİFAYETSİZ KALDIĞI YERDEYİZ. Ebru Başak

Hakkınızı helal etmeyin analar bunlara gereken yapılmadıkça: o yumuşak deri koltuklarında oturanlar gereken kararları alacak yüreklilige ulaşmadıkça bu iş kökünden kazınmadıkça HELAL ETMEYİN HAKKINIZI VEREMESİNLER ÖLÜNCE HESABINI YANSINLAR CEHENNEMDE ETMEYİN HELAL HAKKINIZI. Abdullah Denizoğlu

Bunlar daha başlangıç, eğer aklimizi kullanıp birlik olamazsak sıra Lübnan, Suriye ve İran’dan sonra bize de gelir. Esas o zaman Filistin ve Lübnanlıların çaresizliğini daha iyi anlarız. Mustafa Tümener

Vatanımdan km. uzaktayım ve bu haberi okuduktan sonra şu anda sadece ağlıyorum. Haydar Ahi

SUSMAYALIM, SUSTUKÇA SIRA BİZE GELİCEK Cem Yurtsever (4).

***

Yukarıda sunduğum duygu ve düşünceler,  ülke konularına halkımızın ne kadar duyarlı olduğunu ve meselelere sahip çıktığını göstermesi bakımından çok önemlidir.

Assubaylar, üzerlerinde oynanan psikolojik oyunlara alet olmadan, her zamankinden daha bilinçli olarak, halkı  ile el ele güvenli yarınları inşa etmek üzere vatan savunmasındaki kutsal vazifelerini canları pahasına icra etmeye devam etmektedirler.

Üstüne üstlük; anayasal hakları verilmeyen (yani insan yerine konulmayan), öğreniminin önüne bin bir engel çıkartılan, hastanede A ve B polikliniği dışında tutulan birinci derecenin dördüncü kademesine indirilmeyen ( yılında bu derece-kademe 4 TL’ye tekabül eden karşılığıyla verildi), sosyal hakları görmezden gelinen, çalışan en kıdemlisinin maaşı üsteğmen seviyesinde olan,  emekli en kıdemlisinin maaşı emekli albay maaşının üçte biri oranında olan, OYAK Bank kredi kartında meslek sıralamasında ‘A’ harfinde olmasına dahi tahammül edilmeyen, OYAK iştiraklerinde yönetime alınmasının önüne anayasaya aykırı kanunla geçilen, fakülte ve yüksek okul bitirmesine rağmen iki kademe eksik derecelendirilen, fakülte bitirmesine rağmen ve üstüne üstlük profesyonel asker olduğu halde iken vatan hizmeti yapan yedek subaydan kıdemli olamayan TEK TÜRK VATANDAŞI olmasına rağmen…

Yazacak çok şey var. Ama biz, vatanseverlik duygusu ile acılarımızın çoğunu içimize gömüyoruz…

Yeni komuta heyetinin geçmişten farkının olup olmadığını, yani geçmişin devamı olup olmadığını  hep beraber yaşayıp göreceğiz. Saygılarımla…

***

Milliyet Gazetesi’nin 28 Şubat tarihinde “İmralı Zabıtları”nı yayımlamasına bir tepki olarak Başbakan Erdoğan, 3 Mart günü “Batsın sizin gazeteciliğiniz” dedi.

Gazetecinin, gazeteciliğini yaparken, batırılmak istendiği bir yerde ileri demokrasi olabilir mi?

Biz de vaktiyle bir şeye batsın demiştik.

Başbakan “Batsın sizin gazeteciliğiniz”, deyince; “Batsın Sizin Sınıf Ayrımcılığınız” arşivden tekrar çıktı.

Yıl , aylardan Mart ve assubaylar için değişen hiçbir şey yok…

Batsın sizin sınıf ayrımcılığınız!

Assubaylar, yarım asra varan hak arayışı mücadelelerini her alanda sürdürmekte. Neredeyse hemen hemen her an, bir assubayımız, mağduriyetini gazetelerde, sosyal medyada, internet sayfalarında –artık BİMER hariç- dile getirmekte. Yazılar yazmakta, mektuplar kaleme almakta.

Bu arada, ülkenin siyasi gündemi de yoğun bir şekilde akıp gitmekte;

Türkiye; Millet, millet denilip de Milletin adının bir türlü telaffuz edilmediği, Türklüğün ayaklar altına alındığı bir dönemden geçiyor. Hâlbuki adsız millet olmaz, olunmaz.

İş, gazetelerde yer alan Türk kelimelerine kadar uzadı…

Son olarak, iş, Avrupa baskısının basılmasıyla birlikte, 8 Kasım tarihinde Hürriyet Gazetesi adının yanında yer alan “Türkiye Türklerindir” ifadesine kadar dayandı.

Talepleri, bir zamanlar Osmanlı’yı işgal eden yedi düvelle uyuşan PKK ile yeni başlayan çözüm sürecine katkı olması adına, Hürriyet’de yer alan “Türkiye Türklerindir” sloganının “Türkiye, Türkiye halklarınındır” şeklinde değiştirilmesi, BDP milletvekilini Sırrı Sakık tarafından dile getirildi.

Diğer tarafta, hadi, subay darbe yapar, diyelim, örnekleri var;  darbe yapacağı söylenen sivil memur ve assubaylar dahi yıl süren uzun tutukluluk süresinden sonra 16 yıl hapis cezasına çarptırılmış ve PKK, onları, içeri ben attırdım demiş.

Ve, Atatürkçü, ulusal düşünceye sahip, yazılarıyla gerçekleri ortaya koymaya, ülke üzerinde dönen dolapları deşifre etmeye çalışan Hürriyet Gazetesi yazarı, Yılmaz Özdil, yine generallerin içeri alındığı bir günde, 28 Şubat günü Milliyet Gazetesi’nde “İmralı Zabıtları” başlığı ile yer alan yer alan Namık Durakan’ın haberini okumakta olduğu sırada telefonu çalmış.

Yılmaz Özdil’i hayretler içerisinde bıraktığı 01 Mart tarihli yazısından anlaşılan bu anı, kendi kaleminden okuyalım:

“Apo’nun mektubunu okuyorum.

Herkes iyi bilmeli ki, üst düzey savaş söz konusudur.

Şimdiye kadar yaşananlar

Devede kulak kalır” diyor.

Başbakan’ın, çekilsinler onlara karışmayız demesiyle olmaz, tek taraflı çekilme olmayacak, parlamento kararıyla çekilme olacak, TBMM onaylayacak” diyor.

İslamcıların rüyasını gerçekleştirdik, iktidarı AKP’ye altın tepside sunduk, AKP’yi 10 yıldır ayakta tutan benim, Tayyip bey’in başkanlığını destekleriz, ittifaka gidebiliriz” diyor Sonra da ilave ediyor: “Benimle oyun oynanmayacağını AKP’ye iyi anlatın!

Bu iş başarısız olursa, 50 bin kişiyle halk savaşı olacak. Ne eskisi gibi yaşayacağız, ne eskisi gibi savaşacağız” diyor.

Tam o sırada

Telefonum çaldı.

Açtım.

Genelkurmay’dan arıyorlar.

İletişim Daire Başkanı.

Hayırdır?

Yılmaz Özdil’in facebook sayfasında emekli bi astsubayın mektubu yayınlanmış

E-ee?

O astsubayın hukuki sorunları varmış, mektubunda genelkurmay’a giydiriyormuş, genelkurmay başkanımız hem rencide olmuş, hem de o mektubun benim facebook’umda yer almasına çok üzülmüş.

İzah ettim

Necdet bey’i sevmem, sevmediğimi de zaten köşemde yazıyorum, el âlemin mektubuyla niye lafı dolandırayım? O mektuptan haberim bile yok. Çünkü, o facebook sayfaları bana ait değil Devamlı mahkemeye veriyoruz, kapattırıyoruz, kapattığımız gün yenisini açıyorlar. Sadece Hürriyet’in hazırladığı facebook sayfam var, onda da sadece köşe yazılarım yayınlanıyor. Gerisi sahte.

İzah edemediğim ise, şu

Apo mektup yazıyor, dediklerim harfiyen yapılmazsa, alayınızı oyarım, memleketi komple kabristana çeviririm diyor

Bizim genelkurmay, çakma feysbuk’larda mektup kovalayıp, rencide oluyor, darılıyor öyle mi?”

***

Özdil’in, Genelkurmay’dan, generallerin tutuklanmasına tepki beklediği, gibi, bir sonucu, bu yazısından çıkarmak mümkün. Fakat, genelkurmayın tepkisinin, uğradığı haksızlıklar sonucu, erken yaşta emekli olmak zorunda bırakılan seafoodplus.infoBşçvş.Fikret Özdemir’in, Yılmaz Özdil’e yazdığı mektuba olduğu ortaya çıkınca, henüz okumamış olduğu mektuptan da böylelikle haberdar olmuş oluyor. Ve o mektup gündemde yerini buluyor…

İşte o mektup: Emekli Jandarma Astsubay Fikret ÖZDEMİR'den Yılmaz ÖZDİL'e Mektup

Ben emekli Jandarma Astsubay Fikret ÖZDEMİR.

Sizin büyük bir hayranınızım ve bütün yazılarınızı  mutlaka okuyorum, düşünce ve görüşlerinize de aynen katılıyorum. tarihli yazınızı okuduktan sora size bu yazıyı  yazıp yazmama konusunda çok düşündüm ve sonunda yazmaya karar verdim. O kadar doluyum ki nereden başlayacağımı ve hangisini yazacağımı bilemiyorum. Keşke imkânım olsa da bunları size birebir anlatabilsem.

Öncelikle belirtmek isterim ki ülkesi için 20 yıl hizmet etmiş ve bu süre içerisinde dört defa şark görevi olmak üzere 12 defa eşya taşımış biri olarak, amacım Türk Silahlı Kuvvetlerini karalamak veya eleştirmek asla değildir ve olamaz. Ayrıca Türk Silahlı Kuvvetlerinin ve ülkenin düşürüldüğü durumdan en az sizin kadar ben de rahatsızım.

İlgili yazınızı okuduktan sonra benim suçum neydi diye kendi kendime sordum. Yazınızda mektubu yazan kişiye yalan da olsa bir suç isnat edildi, sahta de olsa deliller sunuldu, ifadesi alındı, hâkim karşısına çıkarıldı ve yargılandı. Bizlere ise hiç söz hakkı tanınmadan ifademiz alınmadan sırtımıza tebeşirle yazılan rakam kadar hapis cezaları verildi. Düşündüm bizim tek suçumuz astsubay olmaktı ve vatanını sevmekti.

Ellerinizden öper iki kızım var. İlk şark görevine gittiğimde () biri üç yaşında, diğeri altı aylıktı. Olağanüstü hal yeni ilan edilmiş teröristlere üç beş  çapulcu gözüyle bakılıyordu. Zaten terörist gruplar da çok kalabalık değil en fazla kişilerdi. İşte bu günlerde benle ilgisi olmayan olaydan dolayı bana ceza verilmek istendi ve savunmam alındı. Yaptığım savunma sonunda ceza gerektirecek bir durumun olmadığı  görülünce, görevler ceza olarak verilmeye başlandı ve benim için kötü günler başlamıştı.

Bulunduğum il Bingöl görevim ise Komando Tim Komutanı  idi. Uyduruk görevlerle araziye gönderiliyor ve iki ay boyunca dağda bırakılıyordum. İki ayda bir bir hafta gelip tekrar gidiyordum. Siz hiç çocuğunuzun sizi yabancı sanıp ağlayarak sizden kaçmasını yaşadınız mı? Ben bunu defalarca yaşadım. Diyebilirsiniz ki görev kardeşim yapacaksın. Tamam, onu da kabul ettik katlandık yaptık. Ama üç yıl olağanüstü hal bölgesinde görev yapıp, batıda bir yıl tutulduktan sonra tekrar olağanüstü hal bölgesine hem de şubat ayında tayin edilmeme ne diyeceksiniz. Biz aile değil miyiz, bizim çocuklarımız çocuk değil mi? Biz onları ağaç kovuğundan mı aldık.

Bütün zor şartlara rağmen yine de isyan etmeden kimseye karşı gelmeden, çocuklarımı 5 yıllık ilkokulu üç ayrı ilde okutarak, onlara çocukluklarını yaşatamadan, hastalandıklarında yanlarında olamadan büyüttüm ve li yıllarda mesleğimin sonlarına geldim. Bu sırada çocuklarım büyüdü ve lise çağındayken yine bir tayin şoku yaşadım. Tayinim Şırnak'a çıkmıştı. Ben oraya ailemi nasıl götüreceğimi düşünürken bir şok daha yaşadım. Beni Şırnak'a 5 saatlik mesafede bulunan Beytüşşebap-Boğazören Karakol Komutanlığına vermişlerdi. Atandığım karakolun kadrosuna göre komutanı üsteğmen olması gerekiyordu. Ancak kritik bir yer olduğu için ve benim tecrübeli olduğum gerekçesi ile aile bütünlüğüm hiç dikkate alınmadan, çocuklarımın gidebileceği bir okul olmayan yere atamam yapıldı. Yaptığım itirazlar ve askeri mahkemeye açtığım davalar sonuçsuz kalınca, yılında hizmet süremi doldurup yaş sınırını beklemek üzere erkenden 3/2 derecesinden emekli olmak zorunda kaldım. Zor şartlarda çocuklarımı okuttum ve biri kamu yönetimi mezunu diğeri matematik öğretmeni oldu.

Askeri mahkemeye açtığım davada haklılığımı  ve atamanın geri alınmasının gerektiğini belgeleriyle ve Anayasa hükmüyle ispatladığım halde geri almadılar. Ne zaman ben TSK’dan ayrıldım ondan sonra usulen davayı karara bağladılar.

O zaman da çok düşündüm. Görüştüğüm avukatlar yüzde yüz haklı olduğumu bu davayı daha ileriye taşımam gerektiğini söylediler. Ancak ben bu ülkeyi ve TSK’yı onlardan daha çok sevdiğim için bu olayı Avrupa’ya taşımadım. Belgelerim hala elimde duruyor, eğer dikkatinizi çekerse ve isterseniz gönderebilirim.

Çok vaktinizi almak ve başınızı ağrıtmak istemem ama küçük bir olay daha anlatmak istiyorum. Bütün bunlara diyebilirsiniz ki; kardeşim askerlik zor tabi sana zorla mı yaptırıyorlar? Askerlik elbette zor ama kuralsız olmasını gerektirmez. Askerlikte uzun saçın cezası o zamanlar 3 gün oda hapsi idi. Alay Komutanı sabah yaptığı içtimada saçı uzun olan Astsubayın ifadesini alıp ceza vermek yerine, saçlarını kendi eliyle makasla rastgele kesti ve koca alayın önünde Astsubayın onurunu, gururunu ayaklar altına aldı.

Zamanın Bölge Komutanı tarafından, 10 dakika içerisinde hiçbir soru sorulmadan, ifadem alınmadan 5 gün oda hapsi ile cezalandırıldım ve affedildim. Söyleyin bana böyle bir yetki hangi dünya liderinde veya hâkiminde var.

Başta da dediğim gibi o kadar doluyum ki burada size yüzlerce olay anlatabilirim. Ancak fazla zamanınızı almak istemiyorum.

Kendi kurumu içerisinde adalet, hak, hukuk ve kanun tanımayanlar, söz konusu kendileri olunca adaletten, kanundan, hukuktan bahsetmeye başladılar. Aile bütünlüğüne önem vermeyenler, kaynanasının cenazesinde aile bütünlüğünden, eşinin doğumu için izin isteyen personele sen mi doğuracaksın diyenler, çocuk sevgisinden bahseder oldular.

Sizden ricam eğer yine oraya ziyarete giderseniz, kendilerine bir sorun ve doğru söylemelerini isteyin. Hiç savunma bile almadan kaç kişiye ceza verdiniz. Ceza verdiğiniz astlarınız suçlarını biliyor muydu? Atama yaparken insanların aile bütünlüğünü  düşündünüz mü? Adaletten bahsetmek, size lazım olunca mı  aklınıza geldi?

Sözlerimi bitirirken, umarım TSK’lerine karşı bu yapılanları onayladığım gibi bir anlam çıkmamıştır. Söylediklerimin tüm TSK için geçerli olmadığını, içerisinde çok değerli ve mümtaz insanlar barındırdığını belirtmek isterim.

Ben sizinle tanışıp konuşmayı eskiden beri çok isterdim. İnşallah bu yazı bir vesile olur ve sizinle tanışma imkânı bulurum. Görüşmek dileğiyle iyi günler diler,

Saygılar sunarım..

Fikret ÖZDEMİR

 

genclige-hitabe

Son Eklenen Mesajlar

E. ASSUBAYLAR GÜÇBİRLİĞİ PLATFORMU YÖNET

BABALAR GÜNÜNÜZ KUTLU OLSUN Zorlu görev yıllarımızda evlatlarımızı doyasıya sevemeden, birçok kez sadece uyurken saçlarını okşayan,ama hayatını onlara feda edip çok mükemmel evlatlar yetiştiren başta Assubay Babalar ve yüreğinde baba sevgisi, şefkati olanların bu mutlu gününü kutlar; sağlık, başarı ve mutluluk dolu nice yıllar dileriz. Hayattan göçenlerimiz

Pazar, 18 Haziran

Show entry

SITE-ASB.GÜÇ BİRLİĞİ PLATFORMU YÖNETİMİ

19 MAYIS ATATÜRK'Ü ANMA, GENÇLİK VE SPOR BAYRAMIMIZIN YILDÖNÜMÜ KUTLU OLSUN. 19 MAYIS, EMPERYALİST İŞGALE KARŞI MİLLİ DURUŞUMUZDUR! 19 Mayıs ; Anadolu'nun emperyalistlerce ișgaline baș kaldırarak dur diyen Mustafa Kemal ATATÜRK'ün Samsun'a ayak basması ile başlayan, Erzurum ve Sivas kongreleriyle kararlaştırılan, 11 Ekim Mudanya Mütarekesi ile sonuçla

Cuma, 19 Mayıs

Show entry

E. ASSUBAYLAR GÜÇBİRLİĞİ PLATFORMU YÖNET

ANNELERİMİZİN VE YÜREĞİNDE ANNE SEVGİSİ OLAN KADINLARIMIZIN ANNELER GÜNÜ KUTLU OLSUN. "Ana başta taç imiş, her derde ilaç imiş,bir evlat pir olsa da Ana&#;ya muhtaç imiş." Analar bizi dünyaya getiren, evlatlarımızı bize bağışlayan yüce insanlar, onlara minnettarız. Anneler gününde emekleri ve aziz hatıraları önünde saygı ile eğilirken anneler g�

Pazar, 14 Mayıs

Show entry

Astsubaylar ek göstergeden yararlanacak mı? Astsubay ek gösterge cetveli

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından sistemdeki sorunların giderilmesi ile adalet duygusunun pekiştirilmesi amacıyla hazırlanan ek gösterge düzenlemesinde, kapsam genişletilerek 5,3 milyon kamu personelinin ek gösterge düzenlemesinden faydalanması sağlandı.

Tüm memurlara ilave puan verildi

Yapılan düzenlemeyle birlikte birinci dereceye gelmiş olmak kaydıyla; tüm öğretmenlerin, 2 yıl ve üzeri yükseköğrenim mezunu polislerin, alan sınırlaması olmaksızın 4 yıllık yükseköğrenim mezunu sağlık çalışanları ile din görevlilerinin ek göstergeleri ’e yükseltilecek. Bu meslek gruplarının yanı sıra avukat, il müdürü, ilçe müftüsü, bekçi, uzman erbaş/jandarma, matematikçi, istatistikçi gibi ek göstergeli tüm kamu görevlilerinin ve yüksek yargıdaki müdürlerin de ek göstergeleri ’e çıkarılacak. Ayrıca daha önce ek göstergeden yararlanmayan yardımcı hizmetler sınıfı da ek göstergeden faydalandırılarak tüm memurlara ilave puan verilecek.

Kamudaki fonksiyonel hiyerarşinin bozulmamasını temin etmek amacıyla genel müdür yardımcılarının ek göstergeleri ’den ’e; il müdür yardımcısı, şube müdürü ve ilçe müdürü gibi yöneticilerinin ek göstergeleri de ’den ’e çıkarılacak. Böylelikle kKamu bürokrasisindeki hiyerarşi ve adalet gözetilerek, ek gösterge sisteminde yeni bir dönem başlayacak ve kamu görevlilerinin emekli aylıkları ile ikramiyeleri esaslı bir şekilde artacak. 

Astsubay ek gösterge cetveli

Astsubayların ek gösterge cetveli belli oldu. Yeni ek gösterge cetveline göre 1. derece astsubayların ek göstergesi oldu. 

Astsubaylar ek göstergeden yararlanacak mı? Astsubay ek gösterge cetveli

BASİT ŞEKLİYLE HER EMEKLİ ve EMEKLİ OLACAK ASB&#;IN BİLMESİ GEREKENLER:

1-Emekli Astsubayların 1&#;nci dereceye ait ek göstergesi, yarbay da olduğu gibi yılından bu yana &#;dür.
2&#;nci derece , 3&#;ncü derece &#;dür.

Web tabanlı sayılı personel Kanunu&#;nun sayfasında yazmaktadır.

2- yılı öncesi Sınıf Okulu mezunu Astsubayların göreve başlama derecesi yılının Ocak ayı başına kadar 10/1 iken, bu tarihten itibaren yürürlüğe giren sayılı intibak kanunuyla AMYO mezunu olan Astsubayların göreve başlama derecesi olan 9/1 seviyesine getirilmiştir.
Fakülte mezunları ise 2 kademe alarak 9/3 den göreve başlamaktadır.
Birinci Dereceye yükselmesi; ya yüksek okul bitirerek, ya uzun süre çalışarak, yada sayılı intibak kanunuyla olmuştur. Erken terfi edenler de var, unutmayalım..

3- 20yılda ve 3&#;ncü derece 2&#;nci kademe ek göstergede olup ta sayılı kanunla 2/2&#;si ve ek göstergeye yükselmiş emekli Asb&#;ın maaşıyla, 24 yıl yada 34 yıl çalışmış 1/4&#;ne gelmiş emekli Asb&#;ın maaşı bir olamaz..
Çarpanlar farklı&#;
O tarihlerde ek göstergede ve 2/1&#;inden ek göstergede ve 1/1&#;ne yükselen Asb&#;ın emekli maaşında ki artış ₺ ye yakındı.

4-TSK dahil tüm devlet memurlarına, yılından itibaren göreve başlama derecelerine bir kereye mahsus 1 derece eklenmektedir.
Bu yaklaşık on yılda bir almayan devlet memurlarına uygulanmaktadır.
En son &#;de uygulanmıştı.

5-Asb&#;lara 1&#;nci derecenin 4&#;ncü kademesi yılından itibaren verilmiştir.

6-Makam tazminatı almayan Emekli Sb. Emekli Asb. ve uzman Erbaşlara verilen ek ₺, yılından itibaren alınmaya başlamıştır.
MİT ve emniyet hizmetleri sınıfı bu ödemeyi yılından bu yana almaktaydı.

7-Tazminat konusundaki isteğimiz, Kıdemli yada Başarılı Asb. tazminatı değil; Başçavuş dahil üst rütbeye mensup olan seafoodplus.infoı da kapsayan MAKAM VE GÖREV TAZMİNATIDIR.

Makam ve görev tazminatı: + gösterge eşittir=
*= ,45 ₺ iyi rakam
Alt rütbeye göre azalarak düzeltilir..

8- Asbların Göreve Başlama Derecesi 9/1 den 9/2 ye yükseltilmesi bu çerçevede AMYO&#;nun eğitim öğretim seviyesi fakülte seviyesine çıkartılarak göreve başlama derece ve kademesinin 8/1 olması, bu oluncaya kadar da fakülte mezunu Asb&#;lara 1 kademe daha verilerek 9/3 yerine 8/1 getirilmesinin sağlanması talebimizdir.

9-Kalkınmada öncelikli bölgelerde çalışmış yada çalışan Asb&#;lara bir kademe verilmelidir.

Sicil affı getirilmelidir.

TEMAD Siyasallaşmaz. Yöneticiler siyasallaşır.
Yöneticilere kızıp da TEMAD dan gidilmez.
Başka oluşumlar aranmaz.
Zaten o oluşumlarda alenen siyasallaşmıştır. Örneği mevcut.
Çatı örgütümüz TEMAD da kalmalıyız .

Asb. Sayfa, grup ve topluluklarının yöneticisi mutlaka Asb. olmalıdır.
En azından birinci derece ilintili konulara vakıf eşi, kızı, oğlu veya babası, annesi olmalıdır.

Asb. sınıfıyla alakası olmayan kadın, kız erkek yada çocuk veya her hangi biri o sayfalarda yönetici yapılmamalıdır.
Bizim dışımızda kimse bize, derneğimiz yöneticilerine hesap sorup gündem belirleyemez.
Asb. eşlerinin kurumsal kimlikle TEMAD da görev alması konu dışıdır.

Geçmişte yaşadıklarımızdan ders çıkartıp geleceğimizin planlamasını yapmalıyız.
Bu da TEMAD Çatısı altında olur.

Sırtını TEMAD yöneticilerine dayayarak meslektaşı dahil ona buna çemkiren, hakaret ve küfreden, fikri ve kelime dağarcığı sığ.., kafası belden aşağı çalışan Asb&#;lara kimse prim vermemelidir.
Bunları destekleyen şube veya genel merkez yöneticileri ile yönetim kurulu üyeleri görevden alınmalıdır.

Hakaret küfür olmadığı sürece yorumlar silinmez.
Yazı bir çok yerde paylaşıldığı içindir ki;
Bir yorum yaparken hangi sayfa, grup ve topluluk altına yorum yapıldığına bakılır.
Yorumu nereye yaptığını unutup &#;benim yorumumu neye sildin&#; diye yöneticiden hesap sorulmaz.
Konuyu paylaşan Yazar, kimsenin yorumunun takipçisi değildir.
Herkes kendinden sorumludur.

Normalde Emekli Yarbay veya Albay ile Kıdemli yada Kademeli Kd. Bçvş. veya (I)- II Kad. Kd. Bçvş. arasındaki maaş farkı fazla değildir.
Emekli sandığı çalışılan yıla ek göstergeye ve alınan maaşa göre değişik oranlar da maaş bağlamaktadır.
Fark bir kaç türden kaynaklanmaktadır.
A-Çalışırken alınan maaşın yüzdeye oranı
B-Tazminatların emekli maaşına eklenmesi.
C-Hizmet yılı
Ç-Bulunduğun derece kademe ile göstergen ve ek gösterge rakamın bu konuda belirleyici unsurdur.

Asb. sınıfı yılında, sayılı kanunla ASTSUBAY sıfatını kazanmıştır.
müdahalesine kadar olan ASB. kısaltması bu darbeden sonra ASTSB yapılmış, de TEMAD&#;ın girişimiyle bu yanlıştan dönülmüş tekrar kısaltma ASB olmuştur.

ASUBAY yazımı tarihli dahili iç hizmet kanununda,

ASSUBAY yazımı ise tarihli KHK ile SUBAY sınıfını tanımlamaktadır.

ASUBAYLAR..
.. Yarsubay (baş gediklilerden yada mühendislerden yapılanları tanımlar rütbesi omuzda)
Yarsubay yardımcı subay&#;ın kısaltılmışıdır.
.. Yedek subay
.. Teğmen  .. (Ütğm yok)
.. Yüzbaşı

ASSUBAY..
. . (Yarsubay yok)
.. Yedek subay
.. Teğmen
.. Ütğm(geri geldi)
.. Yüzbaşı

Günümüzde
Astsubay
&#; Yedek Asb. dahil
Subay
.. yedek sb. dahil
Üst Sb.  seafoodplus.info, Yrb, Alb.
General Amiral.

e-devlet&#;ten 4C emekli aylık bilgileri bölümünden ünvanına bak.
Rütben doğru yazılmış mı?
Emeklilik belgelerine bak. Rütben SGK ne olarak bildirilmiş.
seafoodplus.infoBşçvş yerine Kd. Bçvş yazıldıysa basit bir itiraz dilekçesi ile SGK emeklilik işleri Sıhhıye Ankara adresine dilekçe gönder.
e-devlet&#;ten de oluyor.
Onlar ne yapacağını biliyor.
Hiç bir işlem yapılmıyorsa bil ki kurumun rütbeni SGK&#;ya yanlış bildirmiştir.
Kuvvet veya Genel Komutanlıkların ilgili birimiyle iletişime geç.
Tlf, dilekçe yada giderek. vesaire..

sayılı kanuna tabi 10 Hizmet sınıfına mensup (aslında Özlük hakları yönünden ya bağlı Jandarma ve sahil güvenlik hizmetleri sınıfını yazmadım)
bazı devlet memurlarından 1&#;nci derece olanları ek göstergeye ileriki yılda yükselecek olması hesabiyle bir kaç gün önce yazdığım şekliyle..

ASTSUBAYLARA POZİTİF AYRIMCILIK
Uygulanmalı ve &#;da ki ek Cetveller VIII A ve VIII C de değişiklik yapılarak;
1 nci derece den e
2 inci derece den e
3 üncü derece den ek göstergeye
Vesaireye getirilmelidir (doğal olarak yarbayda bizimle olur)

Doğal olarak çalışanlar içinde bu Cetvellere 1&#;in 4&#;den sonra 1/5&#; eklenmeli, gösterge rakamları yükseltilmelidir .

Bu konular hep yazıldı.

20 unuttuğumuz konu varsa, özgün fikri olup da bu konuya katkı sağlayacaklara ayrılmıştır.
(Ayhan BAYIRLI)
EAHP 🅰️🇹🇷🅱️

Ajans Haberal&#;ın önerisi;

&#;Assubayız, vatana feda olsun canımız, Yurt için volkanlaşır nabzımızda kanımız&#; diyen her Türk Assubayı, haklarına daha iyi sahip çıkması için; Meslektaşlarımızın Medarı iftiharı olan, GAZİ&#;lik mertebesine ermiş, Emekli Asb. Sayın Oktay YILDIRIM&#;ın çok büyük emekle araştırıp yazdığı &#;ASTSUBAY HAKKINDA HERŞEY&#; kitabını mutlaka edinmesi, okuyup araştırması, her aydın Assubayın kitaplığının başköşesinde müracaat edeceği mehaz olarak bulundurulması gerekir.

haberal

TÜRKİYE'DE YAŞAYAN HERKES TÜRK ADI ALIR, HERKESİN DİLİ DİNİ KÖKENİ ONDA KALIR. 'TÜRKÜM' DİYEMEYENLER, TC KİMLİK TAŞIMAZ, TAŞIYORSA, KALLEŞÇE DİNİ IRKI KAŞIMAZ.

Copyright © seafoodplus.info
Web Tasarım İzmir

TEMAD Genel Başkanı D&#;rgen astsubaylara y&#;nelik d&#;zenlemeleri değerlendirdi

Dürgen, AA muhabirine, bedelli askerlik düzenlemesini de içeren Askeri Ceza Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile ek göstergelere yönelik düzenlemelerin yer aldığı torba kanunda astsubayları ilgilendiren hükümleri değerlendirdi.

Hamza Dürgen, TBMM'de kabul edilen kanun kapsamında, astsubayların uzun süredir beklediği mesleğe başlamadaki derece ve kademelerde değişiklik yapıldığını belirtti.

Astsubayların, 'te çıkan yasayla 9. derecenin 1. kademesinden göreve başlatılırken, emniyet sınıfındaki diğer meslek gruplarının 9. derecenin 2.i kademesinden mesleğe girdiğini ve bunun da sorun olarak öne çıktığını anlatan Dürgen, dernek olarak, bu konuda düzenleme ihtiyacını sürekli gündemde tuttuklarını söyledi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a yaşanan sorunu aktardıklarını ve Erdoğan'ın talimatlarıyla düzenlemeye gidildiğini belirten Dürgen, şunları kaydetti:

"Talebimiz, bedelli askerlik düzenlemesini de içeren Askeri Ceza Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun kapsamına alındı. Astsubaylarımızın, mesleğe 9. derecenin 2. kademesinden başlatılmalarının hukuki düzenlemesi yapıldı. Kanun, görevdeki astsubaylarımıza ve emeklilerimize bir kademe kazandırıyor. Bu da astsubaylarımızın hem mali hem de psikolojik ve motive yönden daha da iyiye gitmesi demektir."

"Astsubaylarımızın ek göstergelerinde iyi bir düzenleme yapıldı"

ek gösterge düzenlemesinin yer aldığı torba kanun hazırlanırken astsubayların da bu yönde beklentilerinin bulunduğunu, Milli Savunma Bakanlığı ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına taleplerini ilettiklerini anlatan Dürgen, "Cumhurbaşkanımızın talimatıyla ek göstergeye ilişkin düzenlemenin kapsamı genişletildi. Bu kapsam içerisinde de astsubaylarımızın ek göstergelerinde iyi bir düzenleme yapıldı." dedi.

Ayrıca, kanunun komisyon aşamasında kabul edilen önergeyle, sadece emniyet sınıfını kapsayan, ek göstergeyi almayan kesime lira iyileştirme yapılmasının sağlandığını ifade eden Dürgen, şöyle devam etti:

"Türk Silahlı Kuvvetleri ve diğer emniyet mensuplarının da bu düzenlemeye alınmasını dernek olarak talep ettik. Milli Savunma Bakanlığımızla koordine kurduk. TBMM'de hükümet yetkililerimizle, grup temsilcilerimizle iletişime geçtik. AK Parti Grubu tarafından Plan ve Bütçe Komisyonunda verilen önerge kabul edildi ve Türk Silahlı Kuvvetleri, Jandarma Genel Komutanlığı, MİT personeli de düzenlemeye dahil edilerek kapsam genişletildi. Böylece ek göstergeyi alamayıp alt kademede maaş alanların mağduriyeti de lira gibi bir iyileştirmeyle giderilmiş oldu. Bu da bizi dolayısıyla ziyadesiyle mutlu etti."

"Milli savunmayı ilgilendiren hukuki düzenlemelerde derneğimiz görüş ve önerilerini iletti"

Dernek yönetimine geldikleri 'den bu yana astsubaylarla ilgili iyileştirmeler yapılması için çalışmalar yürüttüklerini anlatan Dürgen, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Milli savunmayı ilgilendiren hukuki düzenlemelerde derneğimiz her zaman Milli Savunma Bakanlığımıza görüş ve önerilerini iletti. Burada en önemlisi şu, silahlı kuvvetlerde hiyerarşik bir yapı var. Bu hiyerarşik yapı içerisinde astsubaylar karar verici mekanizmalarda değil. Bu birimlerde olmadığı için derneğimize ciddi bir yük düşüyor. Nedir bu? Çalışan astsubaylarımızın da aynı zamanda sözcüsü olabilme, onların da taleplerini doğrudan yetkili makamlara iletmek gibi görevimiz var."

Astsubaylar için yapılan düzenlemeler

Türk Silahlı Kuvvetlerinin emektarları için TEMAD'ın ciddi misyon üstlendiğini belirten Dürgen, "Yapılan iyileştirmeler astsubaylarımız ve aileleri açısından büyük bir kazanım. Son birkaç yıl içerisinde astsubaylarımızın çalışma imkanının 60 yaşa kadar uzatılması, mesleğe başlama derece, kademe olayının dokun birinden, dokuzun ikisine getirilerek astsubaylarımıza birer kademe verilmesi, ek gösterge kapsamı içerisine Türk Silahlı Kuvvetler personeli dahil edilerek astsubayların da ek göstergelerinin 'den 'e yükseltilmesi, alamayan malulen emeklilerimiz ve özellikle alt kademede maaş alanlara da lira gibi bir iyileştirme yapılması bizler için çok olumlu adımlar." değerlendirmesini yaptı.

Bu çalışmalar yürütülürken Milli Savunma Bakanlığı, TBMM Milli Savunma Komisyonu ve Cumhurbaşkanlığı ile iletişimde olduklarını aktaran Dürgen, sözlerini, "Astsubaylarımıza bu iyileştirmelerin yapılması çalışmasında başta Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere, Milli Savunma Bakanımız Sayın Hulusi Akar ve bakanlık yetkililerimize, TBMM Milli Savunma Komisyonunda bize büyük destek veren Sayın Ahmet Aydın'a ve derneğimizin tüm şubelerine, üyelerine teşekkür ediyorum." diye tamamladı.

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir