Transkutanoz elektriksel sinir stimulasyonu (TENS), akut (laserasyon, fraktür, hematom, kontüzyon, postoperatif ağrı, vs.) ve kronik (osteoartrit, fantom ekstremite ağrısı, nöropatik ağrı sendromu, vs.) ağrıyı gidermek için çeşitli alanlarda kullanılan bir metod olmakla birlikte; özellikle son yıllarda diş hekimliği alanında çeşitli dental işlemler sırasında ağrının giderilmesi veya maksillofasiyal bölgeyi etkileyen çeşitli sebeplerden kaynaklanan ağrının tedavisi gibi durumlarda sıklıkla kullanılmaktadır. Bu derleme, diş hekimliği alanıyla ilgili yetişkin ve pediyatrik hastalarda TENS’in analjezik ve analjezik olmayan kullanımları için mevcut klinik araştırmalar ışığında bir bakış sağlamayı amaçlamaktadır. Ayrıca, terapötik elektriğin tarihçesi, TENS’in etki mekanizması ve çeşitleri, uygulama teknikleri, endikasyon ve kontrendikasyonları tartışılmıştır. Bununla birlikte dişhekimliği alanlarında TENS konusunda farkındalık yaratmak ve kullanımını artırmak hedeflenmiştir.
Anahtar Kelimeler:
Transcutaneous electrical nerve stimulation (TENS) is a method used in various fields to relieve acute pain like contusion, laceration, hematoma, fracture, postoperative pain, etc. and chronic pain like osteoarthritis, phantom limb pain, neuropathic pain syndrome, etc. Especially in recent years, it has been frequently used in the field of dentistry for pain relief during various dental procedures or the treatment of maxillofacial pain caused by various reasons. This review aims to outline analgesic and non analgesic use of TENS on adult and pediatric patients in dentistry. The history of therapeutic electricity, the mechanism of action and types of TENS, administration techniques, indications, and contraindications are also discussed. Moreover, it is aimed to raise awareness about TENS in dentistry and to increase its use.
Keywords:
Tam Metin
Vancouver | Özer T. Diş Hekimliğinde Transkutanöz Elektriksel Sinir Stimülasyonu: Derleme. ADO Klinik Bilimler Dergisi. ; 12(2): |
Manuel terapi yani elle tedavi anlamına gelen, eklemlerde oluşan hareket ve koordinasyon bozukluğu, ağrı ve fonksiyon kaybını ortadan kaldırmak için kullanılan bir yöntemdir. Bu tedavi yöntemi yüz yıldan uzun bir zamandan beri omurga ve ekstremitelerde oluşan ağrı ve hareket bozukluğunun tedavisinde kullanılmaktadır.
Manipülatif tedavi olarak da bilinen manuel terapi, tipik olarak geleneksel fizik tedavi teknikleriyle birlikte kullanılan bir fizik tedavidir. Fiziksel terapistiniz, bir makine veya cihaz kullanmak yerine, kas dokusuna baskı uygulamak ve vücudun eklemlerini manipüle etmek için ellerini kullanacaktır. Manuel terapi hem akut hem de kronik ağrının tedavisinde oldukça etkili olabilir. Bu terapi yöntemi, buz, ısı, ultrason, interferansiyel terapi (ICF), transkutanöz elektriksel sinir stimülasyonu (TENS) veya egzersiz reçetesi gibi diğer terapilerle birlikte kullanıldığında maksimum fayda sağlar.
Kısıtlı olan ve yeterli hareket kabiliyeti ve hareket açıklığı olmayan eklemler ve kaslar için etkili bir tedavidir. Bu kısıtlamalar rahatsızlık, ağrı, değişen işlev ve duruş ve azalmış hareketlilik ile sonuçlanabilir. Bu terapi yöntemi, eklem sertliğini hafifletmeye ve kas gerginliğini azaltmaya yardımcı olmak için bu kısıtlanmış eklemlere mobiliteyi geri kazandırmaya yardımcı olur ve böylece hastanın daha doğal bir hareket modeline devam etmesine yardımcı olur.
Manuel terapi kullanarak normal hareketliliğin yeniden sağlanması akut, subakut ve kronik ağrı durumlarında semptomların giderilmesine yardımcı olur. Örneğin kas gerilmeleri ve burkulmalar dahil yumuşak doku yaralanmalarından kaynaklanan akut sırt ağrısına sahip hastaların yanı sıra faset eklem kısıtlaması gibi eklem sorunları içeren kronik ağrısı olan kişiler için ağrının giderilmesine yardımcı olabilir.
Bu yöntemin asıl amacı, eklemlerdeki blokajları (kısıtlılık) yok edip, omurganın normal hareketliliğini kazanmasını sağlamaktır. Bu sayede normal hareketleri ele almış oluyoruz. Manuel terapiyi uygulamak için gerekli bilgi ve tecrübeye sahip olmak gerekiyor. Manuel terapinin amacı, eklemlerdeki blokaj olarak adlandırılan kısıtlanmış hareketi postüral denge içinde, en yüksek derecede ve ağrısız artırıp, fonksiyonu sağlamak ve beden mekaniğini korumaktır.
Manuel terapinin etkin ve güvenli uygulanması için, lokomotor sistemin anatomik, biyomekanik ve nörofizyolojik olarak detaylı değerlendirilmesi gerekir. Manipülasyon teknikleri, endikasyonları ve kontrendikasyonları belirleyebilen ve uygun tekniği seçebilen özel eğitimli fizyoterapistler tarafından uygulanmalıdır. Aksi halde ciddi komplikasyonlar (hasarlar) görülebilir. Manuel terapi sıklıkla omurga rahatsızlıklarında kullanılmakla beraber, diğer eklemlerde de uygun yöntemler kullanılmaktadır. Omurgada özellikle lomber (Bel) ve servikal (Boyun) disk hernileri ( Fıtık), mekanik bel ağrıları, faset (omurganın eklemi) sendromlarında uygulanır.
Manuel terapi, kas ve/veya eklemlerin sıkıştırdığı sinirlerin serbest kalmaları sağlanabildiğinden, Boyun seviyesindeki blokaja bağlı olarak, migren, baş ağrısı, astım, hazımsızlık, artrit ve bazı duygusal bozukluklar dahi tedavi edilebilmektedir.