İzmir eski çağlardan beri kaplıca geleneği bulunan bir kent. Termal sular, bugün çağdaş tıbbın olanaklarıyla düzenlenmiş konaklama tesislerinde dünyanın dört bir yanından gelen konuklara şifa dağıtıyor. Kent içinde termal su olanağına sahip olan oteller Balçova, İnciraltı, Narlıdere ve Çeşme'de odaklansa da kaplıcalar Bergama, Dikili, Menemen, Seferihisar, Gülbahçe'de bulunuyor.
MUTLAKA DOKTORA DANIŞIN
Sıcak suların ağır kalp, karaciğer, akciğer ve böbrek yetmezliği olanlar, kontrol altında olmayan hipertansiyon ve şeker hastaları, akut enfeksiyonu bulunan, kanser tedavisi gören, ağır dolaşım bozuklukları ve romatizmal hastalıkların aktivasyon dönemlerinde tedaviye mani olduğu bilinmektedir. Kaplıcalardan yararlanırken mutlaka doktora danışılması, doktorun onayı olmadan tedaviye başlanmaması gerekmektedir.
SEFERİHİSAR
Tarih, kültür, deniz, doğal yaşamı hedefleyen citta clow-sakin şehir turizm hareketiyle en çok ziyaret edilen kıyı beldelerinden Seferihisar, kaplıca ve sıcak su kaynaklarıyla da İzmir'de yoğun ziyaretçi almaktadır. Yemyeşil mandalin bahçeleri arasından geçerek ulaşılan ilçede şifalı olduğu bilinen halkın günübirlik yararlandığı kaplıcalar bulunmaktadır. Seferihisar'daki kaplıcaların genellikle romatizma, cilt ve üst solunum yolları ile kırıkların tedavisinde etkili olduğu bilinmektedir.
BALÇOVA
Balçova'daki kaplıcalar konuklarına çam ormanı ve deniz manzarası içindeki modern tesislerde tedavi olanağı sunmaktadır. Kaplıca suyunun Sağlık Bakanlığı'nca belirlenmiş tedavi özellikleri, hekim kontrolünde banyo uygulamaları şeklinde romatizmal (osteoartrit, romatoid, spondilartropatiler, bölgesel ağrı sendromları) ve nörolojik hastalıkların (miyaljiler, inme sekelleri vb) kronik dönemlerinde, ortopedik sekellerin yardımcı - tamamlayıcı tedavisinde kullanılabilir niteliktedir. Birçok hastalığın tedavisiyle birlikte sunulan huzurlu ve doğal ortam, yüzme havuzları, tenis kortları ve diğer spor tesisleriyle hem yaşlılar, hem gençler için dinlenmek ve dinçlik kazanmak için son derece uygundur. Balçova'da bulunan Agamemnon Ilıcası'nın varlığı ilk çağlardan bu yana bilinmektedir. Söylenceye göre Troya savaşında yaralanan Kral Agamemnon ya da onun bazı askerleri bu ılıcalarda tedavi görmüş ve şifa bulmuşlardır. Başka söylencelerde Büyük İskender'in ordusundan askerlerin de bu ılıcada tedavi olduğu anlatılmaktadır. Balçova'da uzun yıllardır hizmet veren Termal Tedavi ve Teşhis Merkezi'nde bulunan fizik tedavi merkezi, Türkiye'nin ve Avrupa'nın en büyük ve önemli saygın merkezlerinden biridir. Özellikle romatizmal, ortopedik, nörolojik hastalıklara ilişkin bilimsel çalışan bir tesistir. Su sıcaklığı 63 dereceyi bulan kaplıcalarda oran değerinde radyoaktivite bulunmakta ve şifalı su sodyum bikarbonat ile klorür içermektedir. Agamemnon Kaplıcaları üst solunum yollarının kronik iltihapları, nefritler, bazı iltihaplar, romatizma sendromları, metabolizma bozuklukları ve deri ve eklem hastalıklarının tedavisinde yararlıdır.
BERGAMA
Bergama ilçesi kaplıca ve tedavi merkezleriyle, eski çağlardan bu yana sadece İzmir'de değil dünya üzerinde tanınan bir ilçedir. Bergama Asklepion, İzmir'de kaplıca geleneğinin başladığı, eski çağların en ünlü kaplıca ve tedavi merkezi olarak biliniyor. Kapısında "Ölüm bu kapıdan içeri giremez" yazan Asklepion eski çağların en önemli hekimleri Satyros ve farmakolojinin babası olarak tanınan Galenos'un ders verdiği bir yer olarak, tıp tarihi açısından da büyük önem taşıyor. Asklepion aynı zamanda tıbbın sembolü olan çift yılanın ilk defa tanımlandığı sütunun da bulunduğu merkez olarak tanınıyor. İlçede bugün yerel halk tarafından kullanılan ancak tesis bulunmayan çok sayıda sıcak su kaynağı bulunmaktadır. Bu suların böbrek taşı, kum, romatizma, kireçlenme, kadın hastalıkları, cilt hastalıkları ve damar tıkanıklıklara iyi geldiği bilinmektedir.
DİKİLİ
Kesintisiz 20 kilometre sahili, Mavi Bayrak'lı plajlarıyla Dikili, yaz tatilcilerinin yanı sıra şifalı sulardan yararlanmak isteyenlerin de tercih ettiği bir ilçedir. Çok sayıda sıcak su kaynağı bulunan ilçedeki kaplıcalar, termal turizmi hareketlendirmekte ve fizik tedavi amacıyla yurt içi ve yurt dışından gelen konukları ağırlamaktadır. Nebiler Köyü'nde, Hayıtlı'da, Kocaoba mevkiinde bulunan kaplıcalarda konuklar şifalı sudan yararlanabilmektedir. Buradaki ılıcaların ağrı dindirici, kısmi felç, böbrek taşı, kum, romatizma, kireçlenme, kadın hastalıkları, cilt hastalıkları ve damar tıkanıklıklarında şifalı olduğu bilinmektedir.
ÇEŞME
İzmir'in Çeşme ilçesi, doğası, havası, suyu, tarih ve kültür zenginliğinin yanı sıra termal su kaynaklarıyla da ünlü bir tatil beldesidir. Ilıca ve Şifne'de kaplıcaların bulunduğu modern konaklama tesisleri bulunmaktadır. Ilıcadaki kaplıcaların metabolizma bozuklukları ile raşitizm, kadın hastalıkları, cilt hastalıkları, karaciğer ve idrar yollarının ağrılı hastalıklarının tedavisinde yararlı olduğu bilinmektedir. Şifne bölgesindeki kaplıca suyu ise romatizma, raşitizm, kadın ve idraryolu rahatsızlıkları ile mide - bağırsak rahatsızlıkları, egzama ve kan çıbanı gibi cilt hastalıklarına karşı değerlendirilmektedir.
BAYINDIR
İzmir'in kaplıcalarıyla ünlü bir başka ilçesi de Bayındır'dır. İlçenin Ergenli ve Dereköy bölgelerindeki tesisler şifalı sularıyla yoğun ilgi görmektedir. Buradaki kaplıcalarda kişiye özel banyolar bulunmaktadır. Bayındır'daki şifalı suların romatizmal hastalıklar, kireçlenmeler, sedef ve benzeri deri hastalıkları, yumuşak doku romatizması, bel ve boynu fıtıkları, kronik ağrılara iyi geldiği bilinmektedir.
İçindekiler
Türkiye’nin termal şehirleri ile ilgili turumuza hız kesmeden devam ediyoruz. Termal sağlık turizmi; mineralize termal su banyosu, içme, çamur banyosu gibi çeşitli türdeki yöntemlerle beraber iklim kürü, fizik tedavi, rehabilitasyon, psikoterapi gibi destek verici tedavilerin birleştirilmesi ile yapılan turizm hareketi olarak tanımlanıyor.
İçinde bulunduğumuz çağda sağlıklı yaşam bilinci sürekli gelişiyor ve alternatif tedavi yöntemleri ya da sağlık güçlendirici ve destekleyici faaliyetler de sık sık kullanılıyor. Doğal termal suyun çok eski bir tedavi kaynağı olması ve bu alanda hizmet veren merkezlerin artması termal turizmine olan ilginin büyümesini sağlıyor.
Ülkemiz de sahip olduğu zengin termal su kaynakları ve sağlık turizmine uygun koşulları ile dünyadaki ayrıcalıklı bölgelerden biri konumunda. Kaplıcası olan şehirlerimize doğru yola çıkmadan önce Türkiye’deki termal tesislerde yapılan tamamlayıcı tedavilerden biraz bahsedelim.
Termal ya da kaplıca; şifalı su kaynaklarını, çamurları, doğal çevreyi, turizm işletmelerini ve yöreyi ifade eder. Kaplıca tedavisi ya da kaplıca kürü ise kaplıcalara özgü şifalı unsurlara sahip tesislerde yürütülür. Son yıllarda termal tedavilerin bilim temelli uygulamaları ülkemizde hayli önem kazanmış durumda. Gelin, termal tesislerde karşımızda çıkan bu tamamlayıcı tedavilere göz atalım.
Egzersiz tedavisi geleneksel olarak nörolojik ve ortopedik hastalıkların tedavisinde kullanılıyor. Son dönemlerde termal kür merkezlerinde bu terapi yöntemi çok gelişmiş durumda. Özellikle su içi egzersizlerde, su dışında yapılan egzersizlere göre yer çekimi nedeniyle zorlanan uzuvların dayanıklılık antrenmanları yoğun ve etkin bir biçimde yapılabiliyor.
Egzersiz havuzlarındaki sular içme suyu kalitesinde ve derecedeki sıcaklıkta tutuluyor. Tuz ve mineral bakımından zengin olan bu sulardaki kaldırma kuvveti de fazla oluyor. Bu sebeple bu tür egzersiz banyolarında yapılan aktiviteler eklemlerin hareketliliği bakımından kolaylık sağlayabiliyor ve kas-iskelet sistemine dair fonksiyonlara yardımcı olabiliyor.
Masaj, deriye ve kaslara uygulanan rahatlatıcı bir yöntem. Klinik deneyime ve uzmanlığa dayanan bu tedavi biçimi, termal merkezlerde gevşetici etkiye sahip bir kür tedavi modeli olarak uygulanıyor. Düzenli olarak masaj yaptıran bireyler aktif rehabilitasyon için daha kolay motive olabilir.
Termal tesislerde fizik ve rehabilitasyon birimlerinin varlığı opsiyoneldir. Eğer bir kaplıcada ya da termal merkezde fizik tedavi uygulanıyorsa orada uzman bir hekim de bulunuyordur. Bu tür tedaviler tıbbi olarak gerekli görülen durumlarda kişiye özel olarak düzenlenir.
Hidroterapi; jakuzi, su altında basınçlı masaj, buhar duşları ve yürüme kulvarı gibi donanımların bulunduğu termal merkezlerde uygulanan tedavi yöntemleri olarak karşımıza çıkar.
Balneoterapi, doğal iyileştirici etkenlerle uygulanan ve banyo, içme, soluma kürleri şeklinde yapılan bir uyarı tedavisi. Termal merkezlerde kullanılan doğal faktörler, yer altı kaynaklı doğal sular, çamurlar ve çeşitli gazlardır.
Balneoterapide termal ve mineralli sular, çamurlar, gazlar dozları belirlenmiş şekilde ve seri halde tekrarlanarak kullanılır. Termal tesislerde yapılan tamamlayıcı tedavi yöntemlerini açıkladığımıza ve bu yöntemlere göz attığımıza göre şifa dolu köşelere doğru uzanmaya ne dersin? Türkiye’nin en iyi termal suyu nerede?
Türkiye jeolojik yapısından ötürü dünyaca ünlü çok sayıda sıcak su kaynağına sahip. Termal kaynaklar açısından hayli değerli olan ülkemizin sıcak ve mineralli su kaynaklarıyla öne çıkan bölgelerinden bazıları şu şekilde:
Türkiyenin ve Marmara Bölgesinin en ünlü kaplıca merkezlerinden biri Yalova. Türkiye’nin 1. derece önemli ve öncelikli kaplıcalarından sayılan Yalova kaplıcalarından çıkan şifalı sular özellikle romatizmal hastalıkların tedavisinde kullanılıyor.
Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk de zamanında Yalova için Burası geleceğin su şehri olacak. demiş ve buranın önemine dikkat çekmiş. Yerli ve yabancı birçok turistin değerli kaplıca suyu için uğradığı bölgenin tarihi de oldukça eskiye uzanır.
Geniş bir ormanlık arazi içerisinde yer alan Yalova kaplıcaları, sadece şifalı suları ile değil, aynı zamanda oksijeni bol temiz havası ile de çekici bir durak.
Yalova Kaplıcalarına Nasıl Gidilir?
Yalova’nın Armutlu ve Termal ilçelerinde bulunan kaplıcalar, Türkiye’nin en iyi termal sularının bulunduğu köşeler olarak dikkat çekiyor. Yalova merkeze 12 km uzaklıkta bulunan Termal ilçesi, Saman Dağının yamaçlarında yer alıyor ve bu merkezdeki sular kaliteleri ile adından bahsettiriyor. Bir diğer termal merkez ise Yalovaya 50 km uzaklıkta bulunan Armutlu. Burası da son dönemlerde hayli gözde olan bir termal merkez.
Yalova avantajlı coğrafi konumu ile İstanbul, Bursa, İzmit gibi illere yakın. Ancak Yalovada havalimanı bulunmuyor, dolayısıyla uzak şehirlerden gelecek olanlar İstanbul Havalimanı’nı kullanabilir ve İstanbuldan deniz yolu ile Yalovaya geçebilir.
Marmara Bölgesinin termal suları ile ünlü bir diğer merkezi Boluda bulunuyor. Bolu kaplıcaları da Yalovada olduğu gibi ormanlar içinde, yeşillik bir arazide yer alıyor ve bölgeden çıkan şifalı sular bel ağrılarının ve romatizmal hastalıklarında tedavisinde değerlendiriliyor.
Bolu ayrıca Kartalkaya Kayak Merkezi ile de meşhur. Kar yağışlarının başlamasıyla bir turizm merkezine dönen bölgede hem kayak yapabilirsin hem de kaplıcalardaki şifalı sulardan yararlanabilirsin.
İstanbul ve Ankara arasında bir geçiş noktası olan Boluya ulaşmak hayli kolay. İstanbul ile Bolu arası yaklaşık km. Boluya Türkiyenin farklı bir bölgesinden geleceksen öncelikle İstanbula uçman ve buradan aktarma yapman hayli mantıklı.
Bursa, tarihi ve kültürel dokusu ile olduğu kadar termal merkezleri ile de ünlü bir lokasyon. Bölgenin en bilinen ve en çok tercih edilen kaplıcası ise Çekirgede bulunan Çelik Palas Kaplıcası.
Bursadaki kaplıcaların tarihi oldukça eskiye dayanır ve Bizans dönemine kadar uzanır. Buradaki kaplıcaların suyu, kırmızıya yakın pas rengiyle dikkat çeker. Çelik Palas Kaplıcası dışında On Kubbeli Kaynarca Hamamı, Kükürtlü Kaplıca ve Karamustafa Ilıcası da hayli meşhurdur.
Bursa Kaplıcalarına Nasıl Gidilir?
Bursa, Marmara Bölgesinin önemli merkezlerinden biri. Ana yol hatları üzerinde bulunan kente hem deniz hem de kara yolu ile ulaşmak mümkün. İstanbuldan gelecek olan gezginler, İzmit yolunu takip ederek şehre ulaşabilir. Ayrıca Bursaya ulaşım, İstanbul-Yenikapı hattındaki hızlı feribot seferleri ile de sağlanabilir.
Denizli, kaplıcaları ve şifalı suları ile termal turizmin popüler duraklarından biri. Yer altı kaynakları ve maden suları bakımından oldukça değerli olan şehir, Pamukkale Travertenleri ile de dünyaca ünlü. Bölgedeki ünlü kaplıcalar; Karahayıt Termalleri, Akköy Çamur Kaplıcaları, Tekkeköy Ilıcaları, Babacık Kaplıcası, Kızıldere Ilıcası ve Yenice Kamara Kaplıcası’dır.
Şifa bulmak istiyorsan Denizli kaplıcaları farklı merkezlerdeki tesisleriyle sana yardımcı olabilir. Termal suların etkisinden yararlanmak istiyorsan soluğu Denizlide alabilirsin.
Ege ile Akdeniz bölgeleri arasında bulunan Denizliye ulaşmak için birçok seçenek mevcut. Hem kara hem de demir yolu ile gidebileceğin Denizli’ye ulaşımın en rahat ve en hızlı yöntemi ise hava yolu.
Ayrıca hatırlatmakta fayda var. Gittiğin yerlerde avantajlı şekilde kalmak ve uygun fiyatlar bulmak için otel rezervasyonunu Pegasus üzerinden yapabilirsin. Türkiye’nin termal şehirleri ile ilgili yazımızın burada sonuna geliyoruz, ancak okumaya devam etmek istiyorsan Bazen Soğuklardan Sıkılırsın: Kışın Türkiye’nin En Sıcak İlleri yazımıza geçebilirsin.
İçindekiler
Dünyanın en önemli jeotermal kuşağı üzerinde yer alan Türkiye, doğal termal su kaynağı zenginliği açısından değerlendirildiğinde Avrupa’da ilk sırada, dünya çapında ise ilk 7 ülke arasında bulunuyor. Öyle ki Türkiye’nin termal şehirleri dünyaca ünlü bir konumda.
Bu yazımızda dünya çapında da çok yaygın olan termal turizmi anlatacağız, Türkiye’deki kaplıcalara ve termal tesislere göz atacağız. Hazırsan seni dinlenme ve zindelik aracı olan sıcak su kaynaklarına doğru götürelim ve geçmişi çok eskiye dayanan termal turizmi detaylandıralım.
Termal turizm aynı zamanda “kaplıca turizmi” şeklinde de ifade edilen bir turizm çeşidi. Yapısında yararlı mineralleri barındıran ve 20 dereceden daha sıcak olan termal suları sağlayan tesislere doğru yapılan seyahatler bu turizm çeşidi içerisinde sayılıyor.
Termal kaynaklar çok uzun süredir hayatımızın bir parçası. Hatta doğal termal suları binlerce yıldır alternatif tedavi yöntemi olarak da kullanılıyor. Günümüzde imkanların artması ve bu kaynaklara ulaşımın daha kolay hale gelmesi sebebiyle bu turizm çeşidine olan ilgi de artmış durumda.
Alternatif turizm türlerinden biri olarak kabul edilen termal turizm, “sudan gelen dinginlik” olgusunun bir yansıması. Bu dinginliğin hitap ettiği kitle de yaş aralığında olduğu için genç ve orta yaşın ihtiyaçları, rahatlama uygulamaları da farklılaşıyor. Örnek vermek gerekirse:
Farklı yaş gruplarına hitap eden ve tüm dünyaya yayılmış bu turizm çeşidinin tarihçesine de bakalım mı?
Termal ve mineralli suların dinginleşmek için kullanımı insanlık tarihi kadar eski dersek yanlış olmaz. Özellikle Anadolu topraklarında termal kaynakların kullanımına şahitlik eden birçok eser mevcut.
Yapılan arkeolojik çalışmalar, termal suların kullanımının yaklaşık yıl öncesine kadar uzandığını gösteriyor. Bu doğal kaynakların Persler, Mısırlılar, Romalılar, Türkler, Vikingler gibi uygarlıklar tarafından dinlenme ve zindeleşme aracı olarak kullanıldığı biliniyor.
Örneğin Anadoluda kullanılan kaplıca ve içme ismi verilen merkezlerin kuruluş tarihleri Romalılara kadar uzanıyor. Ayrıca Selçuklular ve Osmanlıların da jeotermal sulardan faydalandığı biliniyor.
Jeotermal suyun tarihçesine de baktığımıza göre şifalı suları ile öne çıkan bölgelere doğru gidebiliriz. Gelin, ülkemizdeki önemli kaplıcalardan bazılarına doğru yol alalım.
Ülkemizin jeolojik yapısı doğrultusunda çok sayıda sıcak su kaynağına sahip olduğunu söyleyebiliriz. Özellikle Orta Anadolu ve Ege bölgesi termal kaynaklar açısından hayli değerli. Sıcak ve mineralli su kaynaklarıyla öne çıkan bölgelerimizden bazıları şu şekilde;
Ankara’nın Haymana ilçesinde bulunan Haymana Kaplıcaları sadece Türkiyenin değil, aynı zamanda tüm dünyanın en önemli şifa kaynaklarından biri olarak kabul ediliyor. Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı döneminde de şifasından faydalanılan Haymana kaplıcalarının tarihi çok eskiye uzanıyor ve burası Türkiye’nin en iyi termal suyu olarak görülüyor.
Haymana bölgesindeki kaplıca suyunun içerisinde bulunan maddeler arasında sodyum, magnezyum ve bikarbonat başı çekiyor. Zengin miktarda minerale sahip olan bu suyun çeşitli hastalıkların tedavisine yardımcı olduğu söyleniyor.
Özellikle solunum yolu hastalıkları ve romatizmal rahatsızlıklar için önerilen bölge, ülkemizdeki termal durakların başında geliyor.
Haymana Kaplıcaları başkent Ankara’nın güneyinde bulunan Haymana ilçesinin merkezinde yer alıyor. Dolayısıyla kaplıcalara ulaşım oldukça kolay. Bölgeye hızlı ve güvenli şekilde ulaşmak için Pegasus’un Ankara uçuşlarını tercih edebilirsin.
Kaplıcası olan şehirlerimiz denildiğinde akıllara ilk gelen yerlerden biri de Afyonkarahisar. Bu bölge hem termal tesislerin fazlalığı hem de suyun kalitesi nedeniyle sıkça tercih edilir. Ayrıca buradaki tesislerin şehir merkezine yakın olması da tercih sebepleri arasındadır.
Bizans İmparatorluğu döneminden beri kaplıcaları ile şifa saçan bölge, her geçen gün daha fazla kişinin ilgisini çekiyor. Yaz-kış demeden binlerce insanın uğradığı kaplıcalar arasında Hüdai Çamur Banyoları, Heybeli Ilıcaları, Ömer Ilıcası ve Gecek en ünlü olanlardır.
Afyonkarahisar, Anadoludaki doğal kavşak noktalarından biri. İç Batı Anadoluda yer alan şehir; Eskişehir, Kütahya, Konya, Uşak gibi şehirlerle komşu. Afyonkarahisara İstanbuldan gelecek olan gezginler Bilecik-Kütahya yolundan, Ankara tarafından gelecek olanlar ise Polatlı-Sivrihisar yolu üzerinden ulaşabilirler.
Nevşehirin Kozaklı ilçesinde bulunan kaplıcalar, Türkiyenin önde gelen termal turizm merkezlerinden biri konumunda. Coğrafi konumu dolayısıyla Türkiyenin tam ortasında yer alan Kozaklı’da 20’den fazla tesis ve termal otel yer alıyor.
Sodyum ve kalsiyum bakımından zengin bir suya sahip olan Kozaklı Kaplıcaları, yerin derinliklerinden yüzeye çıkan 93 derece ısıdaki suyu ile sağlık turizm açısından bir marka olma yolunda ilerliyor.
Ayrıca Nevşehir ve Kayseriye yakın bir mesafede olan Kozaklıyı tercih eden gezginler, termal tatilin yanı sıra Erciyes Kayak Merkezi ile efsanevi Kapadokya bölgesini ziyaret etme imkanına da sahip oluyor.
Kozaklı ilçesi, Nevşehire 85 km uzaklıkta yer alıyor ve Nevşehirin en uzak ilçesi olma özelliğini taşıyor. Kayseri’ye de yaklaşık km uzaklıkta bulunan Kozaklı’ya en kolay şekilde Pegasus’un ekonomik ve hızlı uçuşları aracılığıyla ulaşabilirsin. Kayseri uçuşlarına bakmaya ne dersin?
Manisa’nın Salihli ilçesi sınırları içerisinde bulunan Kurşunlu Kaplıcaları, Türkiyenin en bilindik ve en çok ziyaret edilen kaplıcalarından. Kurşunlu Kaplıca suyunun şifalı etkisinin yanı sıra burada insanı kendine hayran bırakan bir doğa da mevcut.
Eğer şehirden uzakta ve eşsiz bir doğa içerisinde termal tatil yapmak istiyorsan burası tam sana göre.
Salihli ilçesindeki Bahçecik Köyü içerisinde bulunan Kurşunlu Kaplıcaları, Manisa merkeze 65 km uzaklıkta yer alıyor. Pegasus’un İzmir uçuşlarına katılabilir ve İzmir’den Kurşunlu Kaplıcalarına kara yolu ile ulaşabilirsin.
Kütahyanın batısında yer alan Yoncalı Kaplıcaları, fizik tedavi ve rehabilitasyon merkezi ile dikkat çeken bir durak. Yoncalı’daki kaplıcaların ve hamamların geçmişi Selçuklu dönemine kadar uzanıyor.
Doğal kaynak suyundaki kükürt, magnezyum ve kalsiyum miktarı şifa veren cinsten. Kireçlenme ve eklem romatizmaları, diğer eklem hastalıkları, travmatik hastalıklar ve spor rahatsızlıklarına iyi geldiği söylenen Yoncalı Kaplıcaları seni bekliyor.
Yoncalı Kaplıcaları, Kütahya merkeze bağlı Yoncalı Mahallesi’nde yer alıyor ve kent merkezine yaklaşık 16 km uzaklıkta bulunuyor. O yüzden kaplıcalara gelmek için öncelikle Kütahyaya ulaşmak gerekiyor. Şehre vardıktan sonra ise Yoncalı Kaplıcalarına ulaşım için toplu taşıma araçları kullanılabilir.
Ayrıca hatırlatmakta fayda var. Gittiğin bölgelerde avantajlı konaklama fiyatları yakalamak ve uygun seçenekler bulmak için de otel rezervasyonunu Pegasus üzerinden yapabilirsin. Rezervasyonunu yaptır, kafan rahat olsun.
Bu öneri ile yazımızın sonuna geliyoruz, ancak okumaya devam etmek istiyorsan Biraz Rahatlamaya İhtiyacın Varsa: Dünyanın En İyi Spa Otelleri içeriğimize geçebilirsin.