tıkalı damarları açan ilaç / Damar Tıkanıklarında Ameliyatsız Çözüm | Hizmet Hastanesi

Tıkalı Damarları Açan Ilaç

tıkalı damarları açan ilaç

Tıkanan kalp damarları nasıl açılır?

Kalp damarı tıkanıklığını açan 2 yöntem

Kalp damarı tıkanıklığı iki yöntemle açılır. Birinci yöntem pıhtı eritici ilaçların damar yoluyla verilmesi. Başarı şansı düşük olduğu için, acil anjiyo laboratuvarı ve ekibinin olmadığı durumlarda yapılır. İkinci ve etkin yöntem ise tıkanan damarın acil kalp anjiyosuyla belirlenip anjiyoplasti ve stentle açılması. Bu tedavi yöntemi yüksek başarı oranına sahip. Kalp damarındaki tıkanıklık, kasık ya da el bileği damarından giriş yapılıp damar içerisinden kalbe ulaştırılan bir tel geçirildikten sonra bir balon yardımıyla giderilir ve tekrar tıkanmaması için stent denilen bir materyal yerleştirilir. Bu durumda kalp işlevinin bozulma riski azaltır.


*Bu içeriğin geliştirilmesinde Tıbbi Direktörlük katkı sağlamıştır.
*Web sitemizdeki bilgiler kişileri tanı ve tedaviye yönlendirme amacı taşımaz. Tanı ve tedaviye yönelik tüm işlemlerinizi doktorunuza danışmadan uygulamayınız. İçeriklerde Acıbadem Sağlık Grubu'nun tedavi edici sağlık hizmetlerine yönelik bilgiler yer almamaktadır.

RANDEVU AL  

Damarları açmak için ameliyat ile ilaç kullanımı arasında fark olmadığı görüldü

Yeni yapılan bir araştırma kalp-damar sorunları yaşayan kişiler için kalp krizini önlemeye yönelik stent takılması veya bypass yapılması ile ilaç kullanımı gibi damar açma yöntemleri arasında sonuç açısından önemli bir fark olmadığını ortaya koydu.

Bugüne kadar damarlara stent takılmasının çok daha etkili ve kalıcı bir çözüm olduğu düşünülüyordu ancak 37 ülkeden 5 bin kişi üzerinde gerçekleştirilen testler damar tıkanıklığı sorunu yaşayan kişilerin, sağlıklı yaşam tercihleri yaptıkları, diyetlerini değiştirdikleri, spor yaptıkları ve sigara içmeyi bıraktıkları takdirde sadece ilaç kullanarak da damarlarının aynı şekilde açıldığı gözlemlendi.

Aradaki tek farkın damarın açılma süresi olduğu belirtilen çalışmada ameliyatların oluşturduğu ek riskler de göz önüne alındığında sadece ilaç kullanımı seçeneğinin durumu acil olmayan hastalarda daha anlamlı olduğu sonucuna varıldı.

Amerikan Kalp Birliği'nin yıllık toplantısında açıklanan çalışma damar tıkanıklığı ve daralmasından ötürü göğüs ağrısı ve sıkışması yaşayan anjin hastaları merkeze alınarak yapıldı. Bu hastalar arasında ağrısı ve sıkışması dinlendiği takdirde geçen kişilere 'Sabit anjin' hastası deniyor ve bu vakaların aciliyeti bulunmuyor.

Çalışmaya göre sadece ABD'de her yıl 2,3 milyon kişi bu sıkıntılarla doktora başvuruyor ve hemen her zaman bu kişilere ilk aşamada asprin ve kolestrol düşürücü ilaçlar veriliyor.

Sabit anjin hastaları için ilaç seçeneği daha mı doğru?

Çalışmanın başındaki isim New York Tıp Okulu Klinik Bilimler Dekanı seafoodplus.info Hochman'a göre hastaların kalp krizi geçirip yaşamını yitirmesinden endişelenmesi son derece normal bu nedenle ameliyat ve stent yöntemi 'sabit anjin' hastalarında da yoğun şekilde tercih ediliyor. Ne var ki; "Bu çalışma bize bazı şeyleri yeniden düşünmemiz gerektiğini söylüyor" diyor Hochman.

Hochman'ın çalışmasında incelediği tüm hastalara LDL kolestrolün düşürülmesi için aspirin başta olmak üzere kolestrol düşürücü ve tansiyon dengeleyici ilaç tedavisi uygulandı. Bunlarla birlikte kilo verme, doymuş yağ içeren gıdaları kesme ve sigarayı bırakma gibi sağlıklı yaşam tavsiyelerinde bulunuldu.

Hastaların yarısı durumları daha kötüye gitmediği sürece sağlıklı yaşam tavsiyesi ve ilaçları kullanımı yöntemini yeterli buldu. Diğer yarısı da bu tavsiyeleri aldı ancak stent veya bypass ameliyatı olma seçeneğini kullandı.

Olumsuz sonuç oranları hemen hemen aynı

Çalışma sonucuna göre dört yıl sonunda kalp krizi, kardiyovasküler sebeplere dayalı ölüm ve diğer kötü sonuçlar her iki grupta da neredeyse aynı oranda gerçekleşti. Oranlar ameliyat olan grupta yüzde 13,3 ve ilaç kullanan grupta yüzde 15,5 oldu.

NBC'ye konuşan Hochman "Modern ilaçlar ve sağlıklı yaşam tercihleri ile tıkanmış damarlar için riskli ameliyatlara gerek kalmadığını görmek çok şaşırtıcı oldu" diyor.

Dikkate değer iki fark

Çalışmada dikkate değer iki fark olduğu belirtiliyor. Bunlardan biri ameliyat sonrası farkın daha hızlı hissedilmesi, ikincisi de ameliyat olan kişilerin göğüs ağrılarının ilaç kullananlara kıyasla biraz daha fazla azaldığının gözlemlenmesi.

Şimdi merak edilen; kalp-damar hastalıkları uzmanlarını da şaşırtan bu araştırmanın sonuçlarının doktorların atacağı adımlarda dikkate alınacak olup olmaması ve bu verilerin sağlık dünyasında genel kabul görüp görmeyeceği.

Damar Tıkanıklığı Nedir, Teşhis ve Tedavisi Nasıldır?

Günlük hayat alışkanlıkları, vücudumuzun fizyolojik koşullarını etkileyerek sağlığımıza katkı sağlayabileceği gibi çeşitli sağlık sorunlarına da yol açabilir. Yeterli ve dengeli beslenmek, düzenli egzersiz yapmak bedenimiz için faydalı alışkanlıklar iken; sigara tüketimi veya günlük hareket miktarının azalması belirli hastalıkların gelişmesinde önemli etkenler olarak karşımıza çıkar. Bu şekilde sağlıksız yaşam tarzlarının neden olduğu sorunların başında damar tıkanıklığı gibi kalp ve damar hastalıkları gelir.

Damar Tıkanıklığı Nedir?

Damar tıkanıklığı; atardamarlardaki veya toplardamarlardaki kan akışının gerçekleştiği damar boşluğunun (lümen), meydana gelen çeşitli durumlara bağlı olarak kan akışını engelleyecek şekilde daralması durumudur. Damar lümeni; boşluğa doğru ilerleyen organik sebeplere bağlı olarak daralabileceği gibi, damar cidarındaki birtakım olaylar nedeniyle veya baskı gibi dış etkenler sebebiyle de daralabilir. Dolayısıyla, damar tıkanıklığının gelişmesinde farklı faktörlerin etkili olduğu söylenebilir.

Damar tıkanıklığı sonucunda, etkilenen damarın kan dolaşımını sağladığı organ ve dokularla ilgili problemler ortaya çıkar. Organ veya dokuya kan akışının azalması veya tamamen durması sonucunda, ilgili bölgeye oksijen ve besinlerin taşınmasında aksamalar yaşanır ve dokulara ait hücreler stres altında kalır. Zamanla hücreler oksijen ve besin yetersizliği nedeniyle ölmeye başlar. Tıkanıklık giderilmediği takdirde büyük ölçüde doku ölümü ve nekrozla beraber, doku veya organda yetmezlik belirtileri görülebilir. Bu mekanizma, özellikle dünyada en sık görülen hastalık grubunu oluşturan kalp-damar hastalıklarında kalp krizine; beyin-damar hastalıklarında ise inmeye sebep olabilir.

Damar Tıkanıklığı Nasıl Gelişir?

Vücudumuzda temelde üç çeşit damar bulunur. Bu damarlar şu şekilde özetlenebilir:

1. Dokulara oksijen ve besin taşınmasında önemli rol üstlenen ve kalbe yakınlığı nedeniyle kan akış hızı kuvvetli olan atardamarlar veya arterler

2. Dokularda üretilen zararlı maddeler ve karbondioksitin ilgili bölgelere gönderilip atılmasından görevli toplardamarlar veya venler

3. Bu iki damar arasında yer alan ve dokulardaki besin ve oksijen alışverişinin gerçekleştiği kılcal damarlar veya kapiller damarlar

Bu damarlarda meydana gelen çeşitli olaylar nedeniyle damar lümenini tıkayıcı unsurlar ortaya çıkar. Bu mekanizmalar arasında en sık karşılaşılanlar arasında, halk arasında damar sertliği olarak bilinen ateroskleroz bulunur.

Ateroskleroz

Ateroskleroz; kanda bulunan yağ ve kolesterol oranının artmasıyla orantılı olarak, damar çeperinde kolesterol ve yağdan zengin çizgilenme ve plakların meydana gelmesi durumudur. Oluşan plaklar, beyaz kan hücreleri tarafından gerçekleştirilen iltihabi reaksiyonları tetikleyerek daha kompleks bir yapı kazanır. Giderek büyüyen aterosklerotik plak; lümeni daraltarak damar tıkanıklığı şikâyetlerini başlatabilir veya tıkanıklık dolayısıyla biriken kanın etkisiyle yırtılıp damar içi pıhtılaşmayı tetikleyerek damarı tamamen tıkayabilir. Ateroskleroz, özellikle kalbin koroner damarları veya beynin atardamarlarında sık görülen sorunlardan biridir.

Damar İçi Pıhtılar

Damar sertliği dışında etkili olan bir diğer mekanizma ise çeşitli faktörlerin etkisiyle gelişen damar içi pıhtılardır. Tıp literatüründe Virchow üçlüsü olarak bilinen damar hasarı, kanın belirli bir bölgede birikmesi ve pıhtılaşmaya yatkınlık durumlarından birinin varlığında, damar içinde pıhtı gelişimi gerçekleşebilir. Bunun sonucunda, vücudun belirli damarlarında pıhtılar gelişerek o bölgede tıkanıklığa yol açabilir.

Oluşan pıhtılar, kan akımının etkisiyle parçalandıktan sonra vücudun farklı bölgelerine kan dolaşımı ile taşınıp, daha küçük damarlarda tıkanıklığa da neden olabilir. Bu mekanizmalar, özellikle bacak toplardamarlarında gelişen derin ven trombozu ve bu rahatsızlığın önemli komplikasyonlarından biri olan akciğere pıhtı atması (pulmoner emboli) olaylarında etmendir.

Bu iki temel mekanizma dışında çeşitli hastalıklardan kaynaklanan farklı etkenler nedeniyle de değişik seviyelerde damar tıkanıklığı belirtileri görülebilir.

Damar Tıkanıklığı Neden Olur?

Damar lümenini içeriden veya dışarıdan etkileyen çok farklı nedenlerle damar tıkanıklığı sorunu baş gösterebilir. Genellikle aşağıdaki rahatsızlıklarda damar tıkanıklığı ile alakalı belirtiler ortaya çıkar:

  • Damar sertliği: Ateroskleroz etkisiyle gelişen damar içi plaklar veya bu plakların hasar görmesi sonucu gelişen pıhtılaşma (tromboz), çeşitli seviyelerde gelişen damar tıkanıklıklarının en sık görülen sebebidir.
  • Damar içi pıhtılaşma: Özellikle bacaklardaki toplardamarlarda kanın uzun süre birikmesi sonucunda veya kanda pıhtılaşmaya yatkınlık durumu meydana getiren çeşitli durumlarda, damar içinde pıhtı oluşumu gerçekleşerek damar tıkanıklığına sebep olabilir.
  • Emboli: Kalp odacıklarında veya damar içinde gelişen pıhtılar, kalp atımının etkisiyle bulunduğu bölgeden ayrılarak, kan dolaşımı vasıtasıyla vücudun farklı yerlerine taşınabilir. Bu durumda pıhtı daha küçük damarları tıkayabilir. Bu olaya emboli adı verilir.
  • Vaskülit: Damar çeperinin iltihaplanmasına yol açan çeşitli romatolojik veya otoimmün hastalıklarda, damar cidarının ödemlenmesi sonucu damar lümeni daralabilir veya tamamen tıkanabilir.
  • Baskı yapan kitleler: Damar etrafında yer alan kemik, kas dokuları veya bağ dokularına ait genişlemeler, çıkıntılar; enfeksiyonlara bağlı olarak gelişen apseler, dokulardaki ödem ya da tümörler damar lümenine dışarıdan baskı yaparak tıkanıklığa yol açabilir.
  • Damar çeperine veya dışına kanama: Çeşitli yaralanmalar sonucunda damarın zedelenmesi ile oluşan kanamalarda, kan damar ile dış dokular arasında veya damar çeperi içinde biriktiğinde (hematom) oluşturduğu baskı sebebiyle damar tıkanıklığı gelişebilir.
  • Kanser: Damar dokusundaki hücrelerde kanser gelişmesi durumunda (anjiomyolipom, anjiosarkom vb.) damar tıkanıklıkları yaşanabilir. Benzer şekilde, kan hücrelerinin aşırı miktarda çoğalmasıyla sonuçlanan çeşitli kan kanserlerinde de dolaşım zayıflayarak damarlarda tıkanmaya neden olabilir.
  • Enfeksiyon: Damar cidarını etkileyen çeşitli enfeksiyon etkenleri damarlarda tıkanma yapabilir. Enfeksiyonların iltihabi reaksiyon sonucu pıhtılaşmayı tetiklemesiyle gerçekleşen damar içi pıhtılaşma yoluyla da tıkanma meydana gelebilir.

Damar Tıkanıklığı Belirtileri Nelerdir?

Damar tıkanıklığı ile ilgili belirtiler doğrudan etkilenen damar bölgesi, alakalı organ veya dokulara göre değişkenlik gösterir. Bu açıdan klinikte görülebilecek çok sayıda şikâyet ve semptom damar tıkanıklığı ile ilgili olabilir. Bununla birlikte, damar tıkanıklığı sıklıkla kalp-damar hastalıkları, beyin-damar hastalıkları ile kol ve bacaklardaki damarı ilgilendiren periferik damar hastalıklarında görüldüğünden, belirtiler genellikle bu hastalıklara dair gelişir.

Aşağıdaki belirtiler, ilgili hastalık etkeni ve etkilenen organa bağlı olarak, damar tıkanıklığı durumunda karşınıza çıkabilir:

  • Ağrı (kalp etkilendiğinde göğüs ağrısı)
  • Etkilenen organda his kaybı veya güç kaybı
  • Atardamar tıkanıklıklarında ciltte solukluk, kıllarda dökülme
  • Toplardamar tıkanıklıklarında ciltte kızarıklık ve sıcaklık artışı, cildin parlak görünmesi, bacak şişliği veya ödem gelişmesi
  • Çarpıntı
  • Nefes darlığı ve öksürük
  • Konuşmada güçlük, denge kaybı, görme kaybı gibi çeşitli nörolojik belirtiler
  • Ateş

Damar Tıkanıklığı Tedavisinde Neler Yapılır?

Damar tıkanıklığına yönelik uygulanacak tedavi; hastanın kişisel özelliklerine, tıkanıklığın sebebine, bulunduğu bölgeye ve ek hastalıkların varlığına göre değişkenlik gösterir. Bu nedenle, damar tıkanıklığı tespit edilen bir kişinin uzman bir hekim tarafından ayrıntılı hastalık öyküsünün alınması ve hastaya detaylı fizik muayene yapılması büyük önem arz eder. Hekim tarafından gerekli görüldüğü takdirde çeşitli görüntüleme ve laboratuvar tetkiklerine başvurularak uygun tedavi planlanır.

Kalp damar hastalığı veya periferik damar hastalığı gibi aterosklerozdan kaynaklanan durumlarda; eğer tıkanıklık belirli bir oranın üzerinde gerçekleşmemiş ve hayatı tehdit edecek derece ciddi semptomlara yol açmamışsa, öncelikli olarak ilaç tedavisi tercih edilebilir. Bu kapsamda, damarları genişleterek kan akımını kolaylaştıran damar genişleticiler, kan basıncı etkisiyle aterosklerotik plağın yırtılmasını önlemek ve semptomları kontrol altında tutmak için antihipertansifler ve plağın büyümesi önlenerek tıkanıklığın azaltılmasına yönelik kolesterol düşürücü ilaçlar reçete edilebilir.

Tıkanıklık yüksek seviyelere ulaştığında ise kanın damar içinde pıhtılaşmasını önlemeye yönelik olarak aspirin gibi trombosit fonksiyonlarını düzenleyici kan sulandırıcılar tercih edilir. Damar tıkanıklığının altında yatan etken pıhtı oluşumu ise, antikoagülan ilaçlar da hekim kontrolü altında verilebilir.

Ciddi seviyede veya tam damar tıkanıklıklarında, hayatı tehdit eden veya organ kaybına yol açan sorunlar gelişebildiği için acil tedavi uygulanması gerekir. Bu kapsamda, pıhtının giderilmesine yönelik olarak antikoagülan ilaç tedavisinin yanında, trombolitik ilaç tedavisi de hastane şartlarında verilebilir. İlaç tedavisinin yetersiz kaldığı durumlarda ise girişimsel yöntemlerle pıhtı açılabilir. Bu doğrultuda anjiografik yöntemler uygulanabildiği gibi, cerrahi olarak pıhtının çıkarılması veya pıhtı ile tıkanan bölgenin alınarak, başka bir damar dokusundan ilgili bölgeye köprüleme işleminin yapılması (bypass ameliyatı) söz konusu olabilir.

Damar tıkanıklıklarında, etkilenen organa bağlı olarak çeşitli ek belirtiler ortaya çıkabilir. Bunlara yönelik semptomatik tedavilere sıklıkla ihtiyaç duyulur. Kalp-damar hastalıklarında kalp ritmini düzenleyiciler, tansiyon ilaçları ve kalp yetmezliği ilaçları kullanıldığı gibi, beyin-damar hastalıklarında antiepileptikler veya beyin ödemini giderici ilaç tedavileri de uygulanabilir.

Bunların yanında vaskülit, baskı yapan durumlar, kanser gibi farklı sebeplerden ileri gelen damar tıkanıklıklarında tedavi altta yatan hastalığın spesifik tedavisi ile sağlanır.

Damar Tıkanıklığı Nasıl Önlenebilir?

Damar tıkanıklığı sorunu ile mücadelede en etkili yöntem, tıkanıklık oluşumunun önlenmesidir. Bu anlamda hayat tarzında yapılacak çeşitli değişiklikler oldukça etkilidir. Damar tıkanıklığı ile ilgili hastalıkların gelişiminin önlenmesi için aşağıdaki tedbirler alınabilir:

  • Yeterli ve dengeli beslenme alışkanlığı kazanılmalıdır. Yağ ve kolesterol oranı yüksek, hazır gıdaların tüketimi azaltılmalıdır.
  • Düzenli olarak egzersiz yapılması, damar sağlığı açısından oldukça önemlidir. Hareketsiz günlük yaşam damar tıkanıklığı için en önemli risk faktörlerinden biridir.
  • Sigara ve alkol tüketimi gibi zararlı alışkanlıklara son verilmelidir.
  • Stres yönetimi sağlanmalıdır. Stresle mücadele adına çeşitli aktivite ve alışkanlıklara ağırlık verilmeli, gerekirse psikolojik alanda profesyonel yardım alınmalıdır.
  • Uzun süre oturma veya ayakta kalmaya neden olan durumlarda (seyahat, iş ortamı vb.) aralıklı olarak bacakların hareket ettirilmesi önemlidir.

Damar Tıkanıklarında Ameliyatsız Çözüm

Kardiyoloji

Damarlarda tıkanıklık veya daralma şeklinde ortaya çıkan periferik damar hastalıkları atar ve toplardamarları etkileyerek bacakta yürürken ağrı, uyuşma, güçsüzlük, cilt rengi değişikliği ve tırnak bozukluklarına neden olabilmektedir. Ani olan tıkanıklıklar; bacakta şişlik, morarma, şiddetli ağrı bazen de bacağın soğuması şeklinde kendini göstermektedir. Memorial Hizmet Hastanesi Girişimsel Kardiyoloji Bölümü Uzmanları, periferik damar hastalıklarının tedavisinde modern uygulamalar ve EKOS yöntemi hakkında bilgi verdi.

Damarlarda gelişen ani tıkanıklıkların tedavisi konusunda son yıllarda uygulamaya giren EKOS sistemi, damar içindeki pıhtının ultrason dalgaları yardımı ile parçalanması ve pıhtı eritici ilaçlar ile tamamen ortadan kaldırılması şeklinde uygulanmaktadır. Pıhtı ile tıkanan damarın içine "kateter" adı verilen plastik bir boru yerleştirilir ve bu borunun içine damardaki pıhtı üzerine ultrason dalgaları ve ilaç uygulayan özel bir malzeme konulur. EKOS sistemi tüm büyük damar sistemlerindeki pıhtılaşmalar için kullanılabilmekle birlikte sıklıkla akciğer embolisi, bacak toplardamarlarındaki pıhtılaşmalar, bacak ve kol atar damarlarındaki ani tıkanıklar için kullanılmaktadır.

Erken teşhis ve tedavi hayati önem taşır

Akciğer embolisi genelde bacak damarlarındaki pıhtının akciğere atması, akciğer atar damarının ani olarak tıkaması ve akciğerin bir bölümünün kan alamadığı için devre dışı kalması durumunda hayati tehlike oluşturabilmektedir. Büyük bir damarın tıkanmasına neden olan bir pıhtı akciğere attığı durumda tanı çok hızlı konulup, tedavi başlanmadığı takdirde hayat tehlike ortaya çıkabilmekte ya da hastalar hayat boyu nefes darlığı, bacaklarda ve karında şişlik gibi sorunlarla yaşamak zorunda kalmaktadır.

Daha düşük kanama riski ile daha yüksek damar açıklığı sağlanır

Hastalık tanısı yeterince hızlı konduğunda EKOS tekniğini uygulama imkanı yok ise geleneksel tedavi olarak hastalara etki gücü son derece zayıf olan pıhtı eriticiler verilmektedir. Etki gücü çok yüksek pıhtı eriticiler verildiğinde ise beyin kanaması veya mide bağırsak sisteminde kanamalar ortaya çıkabilmektedir. EKOS sistemin avantajları burada ortaya çıkmaktadır. Hastalara ultrason dalgalarının pıhtıyı parçalama gücü nedeni ile çok güçlü pıhtı eriticiler çok düşük dozlarla etkili bir şeklide verilebilmekte sonuç olarak da;  daha düşük kanama riski ile çok daha yüksek damar açıklığı sağlanabilmektedir. Elde edilen başarılı sonuç hastaların ölüm oranlarını düşürmekte ve yaşam kalitesini artırmaktadır.

Fazla kilolar, diyabet ve ani toplardamar tıkanıklıkları akciğer embolisine zemin hazırlayabilir

Şeker hastalığı, vücuttaki fazla kilolar, uzun süreli yatmayı gerektiren hastalıklar, ortopedik kalça ve diz ameliyatları ile uzun süreli hareketsiz kalınan yolculuklar ani toplardamar tıkanıklıkları ve akciğer embolisine davetiye çıkarıyor. EKOS sistemin yaygın olarak kullanıldığı bir diğer alan bacak derin toplardamarlarındaki tıkanıklık durumudur. Bu, her yaştan insanı etkileyebilen, özellikle uzun süreli yatarak tedaviler ve uzun süreli yolculuklar ile bazı genetik hastalığı olanlarda ya da hamilelerde sık görülen bir durumdur. Bu hastalık genellikle tek taraflı olarak bacak veya seyrek olarak kolun ani ağrılı şişliği ile kendini göstermekte, bazen sadece diz altı bölgeyi bazen de tüm bacağı etkileyebilmektedir. Bu rahatsızlık özellikle tüm bacağı etkilediğinde bacakta hayat boyu geçmeyecek şişlik, ağrı ve yaralar ile seyreden bir hastalığın öncüsü olabilmektedir. Günümüzde yaygın ve eski bir tedavi yöntemi bu hastalar sadece basit kan sulandırıcılar ile tedavi edilmeye çalışılmakta olup, nadiren farklı tedavi seçenekleri sunulmaktadır. EKOS sistemi bu hastalarda başarılı sonuçlara alınmasını sağlamaktadır. Ayrıca sistem bazı kalp hastalıklarında kalpte oluşan pıhtının diğer organların damarlarına özelliklede bacak atar damarına atılması ile ani olarak gelişen bacakta soğuma, morarma, bacağın hızla kangren olması gibi durumlarda da ameliyatsız bir şekilde iyileşme sağlayabilmektedir.

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir