touching the void sinemalar / Boşluğa Dokunmak (Touching The Void) filmi - seafoodplus.info

Touching The Void Sinemalar

touching the void sinemalar

The Turkish Online Journal of Design, Art and Communication - TOJDAC April Volume 2 Issue 2 BELGESEL SİNEMANIN ALTERNATİF DAĞITIM VE GÖSTERİM OLANAĞI OLARAK İNTERNET Hakan ERKILIÇ Mersin Üniversitesi, İletişim Fakültesi, Mersin [email protected] Ayşe Gül TOPRAK Mersin Üniversitesi, İletişim Fakültesi, Mersin [email protected] ABSTRACT During the history of cinema, documentary has been in search in terms of finance, distribution and release channels .With digital technology, non-fiction film obtains various and free field than ever before. Making low cost, speed, easy access possible ; digital technology , by this way makes the differences not only changing production mode of films but also meeting style to the audience. DVD and VoD (video on demand) systems varies vieweing platforms of consumer. Documentary films which can’t find the chance to be released in movie theatres have the opportunity of meeting the audience through web sites here after. So having a film (watching or purchasing a film) through internet carries documentary beyond nation –state seafoodplus.info this notice, documentary film’s usage of web based systems as an alternative distribution and release opportunity is going to be argued .This system’s features such as streaming, VoD, DVD sales, information sharing will be evaluated too. Also whether this tendency in the world will be an alternative or not in documentary production and distribution in Turkey is going to be interrogated. Keywords: Documentary Cinema, Distribution, Release, Video on Demand 1. GİRİŞ Dijitalleşme, ikilik düzende 0 ve 1’den oluşan kodlanmış görüntü ve seslerin depolanmasına, manipüle edilmesine ve yeniden üretimine olanak sağlar. Ses, müzik, fotoğraf, video, yazı gibi her türdeki veri, 0 ve 1’lerden oluşan sayısal kodlara dönüştürülmekte ve telekomünikasyon teknolojisi, internet ve yayıncılık alanındaki yöndeşmeyle farklı noktalara ulaştırılmakta ve alıcıların kullanımına sunulmaktadır. Sinema alanındaki dijitalleşmenin sonucu olarak oluşan dijital sinema kavramı, sinemanın yüzyıl önceki ilk oluşum haline özellikle de sinema endüstrisinde sesle birlikte gelişen radikal değişiklikle 70’li yılların başında gelişen dijital uygulamalar arasında benzerlikler kurulur. Sinema endüstrisi 35mm film üzerine kurulu geleneksel (konvansiyonel üretim tarzında) yapım, dağıtım ve gösterim ağında dijitalleşme sürecinde yeniden yapılanmaya başlar. Günümüzde film dağıtımı büyük bir değişim geçirdiği ya da öldüğü söylenen geleneksel eski stil sinema salonu dağıtımı ile internet web tabanlı yeni stil arasında bir geçiş dönemi olarak değerlendirilmektedir (Finney,). Standartlaşmış endüstri, yeni standart arayışları içinde değişmektedir. Bu çalışmada belgesel sinemanın dijitalleşme sonucu internet üzerinden yakaladığı dağıtım ve gösterim olanakları, tarihsel süreç içerisinde değerlendirilecektir. Çalışma, belgesel sinema için internet üzerinden gösterimin bir alternatif olduğu savı üzerine yapılanacaktır. Bu çerçevede önce sinemada endüstrisi içinde genel olarak dijitalleşmenin dağıtım ve gösterim olanakları üzerinde durulacak, sonra da belgesel sinema alanı açısından bu durum yorumlanırken örnek incelemelere yer verilecektir. İnternet üzerinden film izleme, paylaşma, indirme gibi uygulamalar “çevrimiçi sinema” (Altun,) olarak da değerlendirilmiştir. Bu çalışmada bu kavram kullanılmamış, genel olarak internet üzerinden film dağıtımı ve gösterimi tercih edilmiştir. Yapım açısından dijitalleşme bu çalışmanın kapsamı dışında tutulmuştur. Copyright © The Turkish Online Journal of Design, Art and Communication 10 The Turkish Online Journal of Design, Art and Communication - TOJDAC April Volume 2 Issue 2 2. DİJİTALLEŞME VE SİNEMA ENDÜSTRİSİ/SEKTÖRÜ Günümüzde geleneksel medya olarak değerlendirilen sinema, televizyon ve videonun medya gelir akışının %90’nını oluştururken, yeni medya olarak değerlendirilen online/dijital alan yeni fırsatlar açarak hızla gelişmektedir (Ulin,). Sinema endüstrisi içinde sektörün bileşenleri olarak izleyiciler, film kiralayıcıları, ev-video gelirleri, online film kiralama hizmetleri ve internet üzerinden film bedelleri olarak belirlenmiştir. Gün geçtikçe gelişmekte olan online film kiralama hizmetleri ve internet üzerinden film bedelleri, dijitalleşmenin sinema endüstrisi içindeki konumunu açıkça göstermektedir. yılları arasında interaktif pazarlamada online video oranının %3’ten %12’ye çıkması öngörülmektedir (Ulrich,). Bu bağlamda Yeni Sinema İşletim Değer Zinciri, (Finney,) sinema salonu gösterimleri ve internet üzerinden video-on-demand/isteğe bağlı video (DVD, Pay- TV/Ödemeli Televizyon, Free TV/Ücretsiz Televizyon gibi önceki haklarını da içerir) oluşmaktadır. Sinema endüstrisi gelir zincirinde dijital gelirler şimdilik küçük bir oran oluştursa da büyüme potansiyeli açık olarak görülmektedir (Tablo 1). Tablo 1: Küresel Dijital Gelirlerin Dağılımı Endüstri Oyunlar %35 %32 Müzik % 20 %27 Filmler %4 %5 Gazete %4 %4 Dergiler %1 %2 Kaynak: IFPI Dijital Müzik raporu & Pricewaterhouse Coopers şirketinin Global Entertainment and Media Outlook: adlı çalışmasında dünya film endüstrisine ilişkin veriler ve öngörüler yer almaktadır. Buna göre, ortak özellikler dikkate alınarak film sektörü Kuzey Amerika, EMEA (Avrupa, Orta Doğu, Afrika), Asya Pasifik ve Latin Amerika olmak üzere dört bölgeye ayrılmaktadır. Türkiye’nin de dahil olduğu EMEA bölgesinde 3-D filmlerin ve devlet desteğinin etkisiyle pazarın büyümesi beklenmektedir. Araştırma sonuçlarına göre bazı öngörüler şunlardır: § Elden ev-video satışları ortalama %4,3 oranında artarak, yılında 12,9 milyar dolar iken yılında 14,9 milyar dolar olacaktır. § Online film kiralama, yıllık ortalama %11,8 oranında artarak, yılında milyon dolar iken yılında milyon dolara yükselecektir. § Dijital download 30 milyon dolardan milyon dolara çıkacaktır (Akt.Çelik, ,) 3. YENİ BİR PARADİGMA OLARAK İNTERNET DAĞITIMI VE GÖSTERİMİ Sinema alanındaki yeni yapılanmanın ve yeni iş modelinin özelliklerine geçmeden önce internet üzerinde durmakta fayda vardır. 70’li yıllarda bilgisayar ve iletişim teknolojilerindeki gelişmelere bağlı olarak ortaya çıkan internet, kendi kendine yönetilen binlerce küçük ağı, milyonlarca bilgisayarı ve insanı birbirine bağlayan dünyanın her tarafına yayılmış bir ağdır (Engelman,). İnternet yeni bir elektronik iletişim teknolojisi, yeni bir örgütlenme biçimi ve yeni bir iletişim aracı (Castells,) olarak tanımlanmaktadır. İnternetin hızlı bir şekilde dünyada yaygınlaşmasında teknolojideki yenilenmeler sayesinde daha hızlı enformasyon akışı ve daha küçük alanlara daha büyük veri depolama kapasitelerinin gelişmesi etkili olmaktadır. İnternet, enformasyonun metin, ses, grafik, fotoğraf ve video gibi birden çok iletişim biçimini bir araya getirerek işleyen bir süreç olarak çok farklı alanlarda kullanılabilmektedir. Böylece bilgi depolama, yayma, interaktif iletişime olanak verme, hızlı ve ekonomik olma, elektronik ticaret potansiyeli gibi özellikler internetin yaygınlaşmasını sağlamaktadır. Türkiye İstatistik Kurumu’nun yılı Nisan ayında gerçekleştirilen Hanehalkı Bilişim Teknolojileri Kullanım Araştırması sonuçlarına göre Türkiye genelinde hanelerin %42,9’u internet erişim imkânına sahiptir. yılı Nisan ayında hanelerin Copyright © The Turkish Online Journal of Design, Art and Communication 11 The Turkish Online Journal of Design, Art and Communication - TOJDAC April Volume 2 Issue 2 %39,3’ünde geniş bant internet (ADSL, kablolu ve kablosuz sabit bağlantılar ile 3G bağlantı) erişim imkânı bulunmaktadır. ADSL, %34,5 ile tüm haneler, %80,2 ile internet kullanılan haneler arasında internet erişim imkanı sağlarken, 3G bağlantı, tüm hanelerin %5,3’ünde, internet kullanılan hanelerin ise %12,2’sinde internet erişim imkanı vermektedir. Video için geliştirilen yeni erişim noktaları (internet, telefon…), televizyon ve internet arasındaki yöndeşme, streaming ve download da Dijital Haklar Düzenlemesi (Digital Rights Management/DRM) çözümlerine fırsat verilmesi ve teslim çözümlerinin gelişimi (streaming, peer-to-peer/P2P gibi) konusundaki ilerlemeler (Ulrich,) sinema sektörü açısından interneti bir çekim alanı haline getirmiştir. Dağıtımda etkili olan stüdyolar, web’te nasıl etkili olacaklarını araştırmakta; ağda markalaşma ve video on demand’da iddialı olmak için çalışmalar yürütülmektedir. VoD sisteminde kullanıcı, hizmet veren siteye üye olarak veya belli bir ücret karşılığında, doğrudan bilgisayarına aktararak ya da stream denilen yöntemle bilgisayarına dahi aktarmadan filmleri izleyebilmektedir. Youtube ve Hulu jenarasyonu; çabuk, hızlı streaming ve VOD’un ortaya çıkması; iPod ve iPhone’da video uygulamaları; uygulanabilir güvenli DRM teknolojilerinin hayata geçirilmesi ve pazarlamayı yüksek hızlı internet erişimine uyarlama (Ulrich,) becerileri sinema sektörünün internete yönelmesindeki önemli faktörler olarak belirmektedir. Bu dinamiklerle geleneksel dağıtım, dijital devrim tarafından tehdit edilmekte, downloads ve VoD gibi online ve yeni medya uygulamaları sinema ve televizyonda tarihsel olarak dramatik etki ve değişiklikler yapmaktadır. Bu alandaki yeni çalışmalar Yeni Medya İş Modeli (Finney,) olarak değerlendirilmektedir. İnternet dağıtımının güçlü yanları olarak kitlesel izleyici, küresel erişim, hedef odaklı, düşük maliyet, hızlı dağıtım, uluslararası dağıtım, yayılma potansiyeli (Gregory, vd., ) saptanmıştır. 90’lardan itibaren yeni enformasyon teknolojilerinin bilgisayar ağları ile birleşmiş medya yaratarak, sayısallaştırılmış içeriklerin dağıtımını olanaklı kılması sonucu internet üzerinden filmi pazarlamak mümkün hale gelmiştir. İnternet üzerinden yalnızca dağıtım ve gösterim açısından yararlanılmamakta, filmlerin tanıtımı ve promosyonu içinde internet oldukça etkin bir ortam olarak kullanılmaktadır. Hemen hemen her filmin, yapımevinin resmi bir web sayfası olmakta ve genel bilgiler ile fragmanlar buradan servis edilmektedir. İnternet üzerinden gösterim için iyi bir örnek teşkil eden Hulu, ücretsiz ve yasal olarak online tv ve film, belgesel izleme olanağı sunan bir platformdur. ABD ve Japonya’da hizmet veren Hulu, reklam ve üyelik gelirlerinden yıllık milyon dolar kazanmaktadır.1 milyon kayıtlı kullanıcıya ulaşan Hulu’nun ortakları arasında eski medya devleri News Corporation, Comcast Corporation ve Walt Disney de bulunmaktadır (seafoodplus.info). Hulu’nun geliri internet üzerinden dağıtım ve gösterimin boyutlarını içermektedir. İnternet üzerinden dağıtım ve gösterim için en büyük sorun korsan olgusu olarak belirmektedir. Korsan DVD’nin yanı sıra yasal olmayan indirme ve içerik paylaşımı ciddi bir gelir kaybı olarak nitelendirilmektedir. Film endüstrisi de dijital korsanın etkilerini yaşamaktadır. Örneğin Wolverine adlı filmin ön gösterim kopyaları Nisan ’da bunların internete sızmasını takip eden 24 saat içinde , kez. indirilmiştir. yılında Batman: Dark Knight adlı filmin yedi milyon kopyası BitTorrent üzerinden indirilmiştir. Bunun endüstri çapında, yatırım ve işler üzerinde dalgalanma etkisi bulunmaktadır. Film stüdyolarını temsil eden The Motion Picture Association/MPA, yasa dışı streaming ve dosya indirmenin şu an miktar anlamında korsan probleminin %40‟ına karşılık geldiğini tahmin etmektedir (IFPI Dijital Müzik Raporu ). 4. BELGESEL SİNEMA VE DİJİTAL DEVRİM Belgesel sinema tarihi boyunca dağıtım ve gösterim kanalları açısından sürekli bir arayış içinde olmuştur. Dağıtım ve gösterim bir yana üretim için finansal kaynağı bulma konusunda dar bir alana sıkışmış olan belgesel sinema için televizyon yeni bir yaşam alanı yaratmıştır. Belgesellerin bir kanal olarak televizyonu kullanması finans, üretim, dağıtım ve gösterim zincirini büyük ölçüde değişime uğratmıştır. Yapımların finanse edilmesi ve geniş bir izleyici kitlesine ulaşması açısından televizyon ilk zamanlarda bir kurtarıcı olmuştur; ancak televizyonun ticari yapısı nedeniyle belgesel filmlerin anlatı ve biçemlerinde farklılaşma Copyright © The Turkish Online Journal of Design, Art and Communication 12 The Turkish Online Journal of Design, Art and Communication - TOJDAC April Volume 2 Issue 2 eğilimleri görülmüştür. Belgeseller yayıncılar tarafından finanse edilip ve ağırlıklı olarak televizyon izleyicisini hedef alarak hazırlanmıştır. Bu durum belgesel filmlerin özgürlük alanını daraltmış, belgesel film yapımcıları filmlerini tasarladıkları haliyle seyirciyle buluşturamamışlardır. Teknolojik gelişmelerin 90’ların sonundan günümüze doğru iyice çeşitlenmesi belgesel sinema için farklı kanalların açılmasını sağlamış, belgesel sinema yeni bir yapılanmanın içine girmiştir. Bugün dijital teknoloji film yapımını çok farklı yollardan özgürleştirmiştir. Belgesel sinema bugün altın çağını yaşamaktadır(Baker, X).Bu dönem için belgesellerin yükselişini etkileyen birçok dinamik vardır. Ancak kuşkusuz dijital teknoloji üretim ve üretim sonrası süreçlerin maliyetlerini azaltması, düşük bütçeli film yapımına olanak sağlaması, dijital araçları kullanarak dağıtım ve gösterim gibi çeşitli olanaklar açısından en etkili faktör olarak karşımıza çıkmaktadır. Günümüz, belgesel filmleri dağıtımı için tüm zamanların en heyecan verici dönemidir. “Televizyon kanalları, geniş bantlı kanallar, yeni kitle iletişim araçları ve kurmaca film dağıtımının sayısındaki patlama her zamankinden daha büyüktür ve hızla büyümeye devam eden bir mecradır” (Glynne, ). ’lerde çıkış yapan belgesel filmlerin sayısı yeterli doygunluğa ulaşmış olmasa da Fahrenheit 9/11 (), March of the Penguins (), An Inconvenient Truht (), Touching the Void () ve daha pek çok film, uluslararası film festivallerinde ses getirmeleri bir yana gişe hasılatı açısından da kurmaca filmlerle yarışabilecek düzeye gelmiştir. Gelişen teknoloji filmlerin üretimini değiştirdiği gibi artık bu filmlerin izleyiciye ulaşma yollarını çeşitlendirmektedir. Filmler sinema salonlarından, DVD ve Blue-Ray çeşitli formatlarda tüketiciye sunulan homevideo/ev sineması sistemine, farklı özelliklere sahip kanalları içine alan ödemeli televizyondan, internet platformlarına kadar geniş bir gösterim alanına sahip olmuştur (Tablo II). ) İnternet/taşınabilir aygıtlar (Kaynak: Ulrich, ,7) Tablo 2.’den de anlaşılacağı üzere, dijital teknoloji film dağıtımında ağırlığını hissettirmektedir. Özellikle internet teknolojilerindeki gelişim neredeyse bütün dünyaya ulaşabilen bir paylaşım alanı yaratmıştır. Ev sinemasından sonra teknoloji artık filmlerin internet üzerinden izlenmesine de olanak tanımıştır. Maliyeti düşük olan bu platformlar (DVD, Video on Demand, vs.) seyircinin izleme deneyimlerini, dağıtım kanallarını ve belgesel için iş modellerini çeşitlendirmiştir. yılından itibaren belgesel alanında da gözlemlenen ve geleneksel modellerin yetersiz kaldığı yerleri dolduran bu yeni platformların Copyright © The Turkish Online Journal of Design, Art and Communication 13 The Turkish Online Journal of Design, Art and Communication - TOJDAC April Volume 2 Issue 2 Vicente’a göre () üç temel yararı vardır: ürünün geniş alanda mevcut olması; hak sahibi için kullanılabilir ekonomik bir model oluşu ve film yapımcısının film üzerinde elde ettiği kontrol. Online platformlar sayesinde hem yeni filmler hem de daha önceki yapımlara ve klasik filmlere ulaşmak daha kolay olmaktadır. Örneğin John Grierson ve Robert Flaherty’nin Industrial Britain () ya da Frank Capra’nın Why We Fight () filmleri seafoodplus.info sitesinden izlenip indirilebilir. Bu platformların bir diğer avantajı, düzenlenen yasalardan dolayı sinema ya da televizyonda sansürlenen filmlerin internet dağıtımlarında sansürsüz haliyle izleyiciye ulaşabilmesidir. Bu özellik, kontrol mekanizmalarının daha esnek hale gelmesi, film yapımcısının tasarladığı haliyle filmini izleyicisine ulaştırabilmesi ve daha özgür olması açısından diğer platformlara kıyasla oldukça değerlidir. Son yıllarda bir çok şirket gişe başarısı elde etmiş filmlerin olduğu kadar bağımsız belgesellerin de satışını ya da gösterimini online platformları kullanarak yapmaya başlamıştır. Şirketlerin sunduğu bu servislerden kimisi film yapımcısının/yönetmeninin filmini almak için sadece bir kez ücret talep ederken kimisi de filmin kullanıcılar tarafından her indirilişinden gelir paylaşımı talep edebilmektedir (Gllyne,, ) Bu servisler film izlemek için ödeme yapan seyirci yoluyla belgesel film yapımcılarına finansal bir yol açarlar. seafoodplus.info, seafoodplus.info, Onlinefilm bu imkanı sunan sitelerden bazılarıdır. Bu gibi sitelerin hem izleyiciye hem de filminin dağıtımını ve gösterimini yapmak isteyen film yapımcısına sağladığı olanaklar ve ücretlendirmeler birbirinden farklıdır. Örneğin gelişme aşamasında olan sitelerden Docsonline interaktif bir on-demand sistemidir. Sitenin tüm içeriğine aylık euro ile ulaşmak mümkündür. Bu siteden herhangi bir filmi izleyenlerin kullandığı her dakika için ödenen ücretin %50’si doğrudan telif hakkı sahibine diğer %50’si web sitesi yönetimine gitmektedir (seafoodplus.info). seafoodplus.info ise, $ karşılığında herhangi bir filmi izleyicisine gün içinde beş kez izleme olanağı sunmaktadır. Filmin her satılışından hak sahibine ödeme yapılır (seafoodplus.info).Bu hizmetlerin en büyük avantajı, film yapımcısının filmini kişisel olarak gönderip parayı doğrudan alması, tüketicilerin gerekli şartları sağlaması koşuluyla anında filmi edinebilmesidir. Bu özellikler, kullanıcılar arasında filmin ve film üzerine tartışmaların daha hızlı yayılmasına yardımcı olmaktadır. Aslında bütün çevrimiçi alanlarda durum böyledir çünkü filmi yakın çevreyle paylaşmak ya da film hakkında görüş bildirmek isteyen tüketiciler filmin URL linkini çeşitli mesaj panolarına koymakta, kolayca mail göndermektedir. Bu şekilde film binlerce kişiye ulaşmış olmaktadır. Türkiye’den örneklere baktığımızda belgesel film yapımcılarının/yönetmenlerinin interneti gösterim ve dağıtımdan ziyade ağırlıklı olarak filmlerin tanıtımını yapmak için kullandığını görüyoruz. Örneğin, Necati Sönmez ve Emel Çelebi ZeZe Film (seafoodplus.info) adlı sitelerinde bugüne kadar çekmiş oldukları filmler hakkında bilgi vermektedirler. Aynı şekilde Bingöl Elmas Asmin Film Yapım (seafoodplus.info) ile benzer bir yöntem kullanmaktadır. Bununla beraber filmlerinin gösterimini yapanlar vardır. Ümit Kıvanç gecetreni (seafoodplus.info) adlı sitesinde çekmiş olduğu filmleri ücretsiz bir şekilde izleme imkanını sunmaktadır. Yönetmenin 16 Ton adlı son filmi de bu siteden rahatlıkla izlenebilmektedir. Türkiye’de yapılan bir araştırmaya göre belgesel yapımında yönetmenlerin karşılaştıkları en önemli üç sorun olarak finans, belgeler-kaynaklara ulaşma ve teknik altyapı ileri sürülmüştür. Yayın sorunu açısından mecra olarak televizyon, özel gösterimler, sinema salonları, festivaller ve VCD sıralanmıştır. (Susar,). Araştırmanın yapıldığı tarihte belgeselcilerin interneti ve dijital alanı yeteri kadar kullanmadıkları görülmektedir. Ancak yakın zamanda BSB (Belgesel Sinemacılar Birliği) tarafından hazırlanan “Arşivist: Dijital Belgesel Kütüphanesi” adlı proje, dijitalleşme sürecinde belgesel sinema adına atılmış oldukça önemli bir adımdır. Bu projede amaç, Türkiye’de dağınık halde bulunan binlerce belgesel filmin dijital ortama aktarılarak korunmasını ve kayıtlı belgesellerin çeşitli yayın araçlarıyla izleyiciye ulaşmasını sağlamaktır. Arşivist belgesel sinema sektörü için bir belge- bilgi merkezi olma yolunda hazırlanmaktadır (seafoodplus.info). İletişim teknolojilerinin hızla Copyright © The Turkish Online Journal of Design, Art and Communication 14 The Turkish Online Journal of Design, Art and Communication - TOJDAC April Volume 2 Issue 2 geliştiği, dijitalleşmenin her alanda kendini gösterdiği bir dönemde bu gibi çalışmaların yapılması belgesel sinemanın geleceği açısından umut vericidir. 5. SONUÇ Dijitalleşme süreci “dijital sinema” kavramını gündeme getirmiştir. Filmin tüm yapım aşamalarına (üretim, dağıtım, gösterim) büyük kolaylıklar getiren dijital teknolojinin en büyük ataklarından internet, kurmaca yapımlara bir kanal açtığı gibi Flaherty’den beri üretim, dağıtım, gösterim ve finans sorunu yaşayan belgesel sinemaya çeşitli olanaklar sunmaktadır. Hulu, seafoodplus.info, Onlinefilm gibi web tabanlı sistemler film yapımcılarına online film kiralama ya da satın alma gibi yeni ve çeşitli fırsatlar açarak hızla gelişmektedir. Web tabanlı sistemlerin bir gelir kaynağı olarak kendini göstermesi, uygulanabilir güvenli DRM teknolojilerinin hayata geçirilmesi, yüksek hızlı internet erişimi, film üzerinde denetim sağlama gibi özellikleriyle internet sinema sektörüne cazip gelmektedir. Bu gibi özellikleriyle internet, dağıtımda Hollywood şirketlerinin tekelleşmiş yapısını kırmaya başlamıştır. Ayrıca geniş bir ekip gerektiren sinemanın işbölümlerinde de değişiklik söz konusu olmuştur. Artık bireysel yapımlar da dijitalleşmenin getirdiği olanakları kullanarak çıkış yapabilmektedir. Sınırlı imkanlarla film yapımına izin veren yeni uygulamalar film endüstrisinde demokratik bir alanın oluşması açısından oldukça önemlidir. Bu gibi gelişmeler ve çeşitli araştırmalar gösteriyor ki internet üzerinden dağıtım ve gösterim sinema alanında bir alternatif olmanın ötesine geçecektir. Gelir dağılımı ve güvenlik gibi bir takım sorunların yasal düzenlemelerle kısa zaman içinde çözüleceği açıktır. Belgesel sinema bu alanı büyük bir olanak olarak değerlendirmelidir. Bu yolla belgeselciler küçük de olsa bir gelir sağlamaktadır. Türkiye’de internet üzerinden belgesel film dağıtım ve gösterim alanında kurumsal bir yapının olmayışı ve yalnızca kişisel çabalarla sınırlı kalınması bir eksiklik olarak karşımıza çıkmaktadır. Dolayısıyla filmlerin internet üzerinden dağıtımı ve gösterimi için ülkemizde gelişkin bir çalışmaya ihtiyaç vardır. “Arşivist: Dijital Belgesel Kütüphanesi” adlı projenin bu açığı dolduracağı umulmaktadır. Film yapımcıları artan bir şekilde kendi izleyicisini tanımlama, bilme ve bulma ihtiyacına girerken izleyici de daha aktif bir şekilde bu platformlar üzerinde izlemek istediği içeriği aramaya, araştırmaya yönelmektedir. İnternetin e-posta vb. yollarla izleyici geri dönüşleri vererek interaktif iletişime olanak tanıması bu ihtiyacı karşılayabilecektir. Dijitalleşme yapım, dağıtım, gösterim süreçlerinin dışında belgelere ulaşma açısından da belgesel sinemaya büyük olanaklar sunmuştur. Bilgi ve belgeye ulaşmak hiçbir zaman olmadığı kadar kolaylaşmıştır. Seyirciye ulaşamamış ya da kısıtlı bir biçimde ulaşmış veya çeşitli nedenlerle gösterimi engellenmiş yapımlar internet üzerinden hem ulusal hem de ulusötesi seyirciye ulaşma olanağı kavuşmuştur. Jean Luc Godard, ilginç filmlerin seyircisi olduğu halde, genel dağıtım zincirine giremedikleri için küçük paketler halinde posta tarafından dağıtılması gerektiğini ileri sürmüştür. Günümüzde dijitalleşme, Godard'ın öngörüsünü internet üzerinden gerçekleştirmiştir. Godard'ın seyirciye ulaşmak istediği sistemin, internet üzerinden “video on demand” ve “pay to peer” sistemleri ile gerçekleştiği gözlenmektedir. Ancak dijital müzik için söylenen “bu ilerlemeye rağmen, asıl zorluk dijital müziği ticari kitle piyasasına götürebilmek ve mevcut davranışı ‘gelire dönüştürebilmektir’” düşüncesi sinema ve özellikle de belgesel filmler için de geçerlidir. Bu zorlu bir süreç olarak önümüzde durmaktadır. KAYNAKLAR Altun, B. M.(). “Altkültür Bağlamında Çevrimiçi Sinema”. N. Türkoğlu, seafoodplus.infoğlu (der) Karaelmas Medya ve Kültür : İstanbul:Urban. Baker, M.(). Documentary In The Digital Age. Oxford:Elsevier. Copyright © The Turkish Online Journal of Design, Art and Communication 15 The Turkish Online Journal of Design, Art and Communication - TOJDAC April Volume 2 Issue 2 Barnouw, E.(). Documentary, A History of Non-Fiction Film. London:Oxford University Press Castells, M.(). Manuel Castells’le Söyleşiler. (Çev:Ebru Kılıç). İstanbul:İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları. Çelik Ş. A.().Kültür Endüstrisi. İstanbul: Literatür Yayıncılık. DiMaggio, P. vd. (). “Social Implications of The Internet”. Annual Review of Sociology. vol, pp Engelman, J. Linda.(). Interacting on The Internet. Times Mirror Higher Education Group Finney, A.().The International Film Bussiness. London:Routledge. Glynne, A.().Belgeseller. Çev. Zeynep M. Vd. İstanbul: Kalkedon Yayıncılık. Gregory, S., vd.().Değiştirmek İçin Video, (Çev:Duygu Dölek). İstanbul:Versus. IFPI Dijital Müzik Raporu , seafoodplus.info IFPI Dijital Müzik Raporu , seafoodplus.info Ulin, J.C.().The Business of Media Distribution. UK: Focal Press. Nelmes, J.().Introduction To Film Studies. London:Routledge. Susar, F.().Türkiye’de Belgesel Sinemacılar. İstanbul:Es Yayınları. TÜİK, Yılı Hanehalkı Bilişim Teknolojileri Kullanım Araştırması, seafoodplus.info?id= [12 Aralık ]. Ulin, J.().The Businness of Media Distrubition. Oxford:Elsevier. Vicente, A.(). ‘Documentary Viewing Platforms.’ In: T. Austin vd. (ed.), Rethinking Documentary. England: Open University Pres. seafoodplus.info [20 Ekim ]. seafoodplus.info [9 Aralık ]. seafoodplus.info [14 Ekim ]. seafoodplus.info [19 Ekim ]. seafoodplus.info [18 Aralık ]. seafoodplus.info [10 Aralık ]. seafoodplus.info [8 Aralık ]. seafoodplus.info [18 Aralık ]. Copyright © The Turkish Online Journal of Design, Art and Communication 16

Boşluğa Dokunmak-Touching The Void

Belgesel-Canlandırma
yılında iki Britanyalı genç arkadaş Joe Simpson ve Simon Yates,Peru’nun ücra bir köşesine seyahat ettiler.
Başarılı dağcılar mt (21, feet) yüksekliğinde olan ve hiç tırmanılmamış “Siula Grande” zirvesinin batı cephesini feth etmek istiyorlardı.Hikâyeleri dağcılık efsanesinin bir parçası olmuştur.
İkili daha önce Alpin stili pek çok tırmanış yapmışlardıseafoodplus.info’daki Siula Grande’de zirve yaptıktan sonra oldukça zorlu bir dönüşe geçseafoodplus.inforın %80'i dönüş yolunda olmaktadıseafoodplus.info en üyük etken yüksekliğin insan bedenini zorlaması ve yorgunluktur.Dönüş yolunda Joe buzda kayar ve bir bacağı kırılıseafoodplus.infonde 50'şer metrelik iki ip vardıseafoodplus.info birbirine ekleyerek dik eğimli buzda aşağı kayarak inmeyi düşünüseafoodplus.info, bacağı kırık olan Joe’yu aşağı kayırırken, yaklaşık 50 mt aşağıda olan Joe bir buz uçurumu boşluğunda asılı kalıseafoodplus.infoşam olmak üzeredir, fırtına vardır, Joe boşlukta kırık bacağı ile sallanırken Simon ne yapacağına karar veremez ve gittikçe soğuyan havada, altındaki karlar da kayarken ikisinin de öleceğini düşünür ve ani bir kararla Joe’nun kendisine bağlı olduğu ipi seafoodplus.info yaklaşık 25 metrelik buzun üzerine oradan da yaklaşık 25 mt daha buz yarığının içine düşseafoodplus.infoe geldiğinde ne olduğunu seafoodplus.info sonrasını Joe şöyle anlatır; “Ne olduğunu bilmiyordum.Üzerinde uzandığım bölge düz değil, eğseafoodplus.infoıkta kayıseafoodplus.infoyse 50 metre düşmüş olmalıydıseafoodplus.infoşıyor olmama şaşırmıştıseafoodplus.info lambamın ışığı aşağı doğru gidiyor ve karanlıkta seafoodplus.infoğa doğru, 1 metreden daha az bir mesafe uzağa düşmüş olsaydım bu koca deliğin dibini boylayacaktım.”Kırık ayağı ile bir buz yarığının içine hapsolan Joe yukarı çıkamayacağını seafoodplus.info’un öldüğünü düşünmektedir ancak bağlı bulunduğu ipi çekip, ipin ucunun kesilmiş olduğunu görünce neler olduğunu seafoodplus.info en azından Simon’un yaşadığını düşünür ve seafoodplus.info kazdığı kar çukurunda geçiren Simon, tırmanışlarının 5.gününün sabahı hava aydınlanınca buzdan aşağı iner ve aşağıdaki buz deliğini görünce Joe’ya ne olduğunu seafoodplus.info oraya bakması gerektiğini düşünür ancak açlık, yorgunluk ve yaşadığı travma nedeniyle Joe’nun öldüğünü düşünerek buzuldan kampa doğru yürümeye başseafoodplus.infoa kalan Joe’nun yapabileceği tek şey ise, oturup ölümü beklemek yerine, aşağıya doğru uzanan, uçsuz bucaksız görünen buz yarığının içine doğru inmektir.
Buz yarığının içinde daha da aşağı inen Joe, tabana ulaşır.Çok geniş bir buz mağarasındadır ancak 15 mt kadar yükseklikte gün ışığı geldiğini seafoodplus.infoındaki kırılgan ince buz tabakalarında dikkatli davranmaya çalışarak orayı tırmanır ve sonunda dağın yamacında gün ışığına çıseafoodplus.info daha çok uzun bir yolu vardıseafoodplus.info bacağı kırıktır, susuz ve açtıseafoodplus.info ve buzun üzerinde sürünerek aşağı doğru ilerlemeye başseafoodplus.info süreci şöyle anlatır; “Nihayet güvendeydim ama berbat şekilde ağrıyan kırık bir bacağım vardı.Yüksek derece dehidrate olmuştum,yiyeceğim yoktu ve ne yapabileceğime bakmak için etrafı seafoodplus.infoel olarak bunu başarmanın hiçbir yolu seafoodplus.infoı hedefler belirlemem gerektiğine karar seafoodplus.info noktayı gözüme kestirdim ve “Tamam, yapmam gereken şey 20 dakika sonra o çatlağın yanında olmak.” dedim.Eğer hedefe 18 dakika sonra ulaşırsam mutlu oluyor ve kendimi yeni bir hedef için motive ediyordum.” Bu arada Simon’un geri dönüş yolunda karda bıraktığı izleri bulur ve bu tehlikeli bölgede, sürünerek giderken güvenli olan tek yolun Simon’un izlerini takip etmek olduğunu düşünür.”Etrafınız büyük dağlarla kaplı, devasa dağ yüseafoodplus.infoizi küçük ve çok kolayca yaralanabilecekmiş gibi seafoodplus.info orada yok etmek isteyen, kötü niyetli bir şey varmış gibi.Tıpkı bir karıncaya basmak üzere olan birisi seafoodplus.infon üzerine sürekli bir şeyler çıkarıyordu ve buna dayanmak zorundaydıseafoodplus.info’un izlerinin kapanmak üzere olduğunu görüseafoodplus.info benim buzuldan kurtuluş seafoodplus.infoçe ümidimi seafoodplus.infoıkta sürünmeye devam ettim, buzulda yapılacak en aptalca şeydi.” Joe, karanlıkta da sürünmeye devam eder, Simon’ın izlerini kaybetmemek için olabildiğince fazla yol almaya çalışır ancak sabah gün doğduğunda izlerin artık silinmeye başladığını farkeder ve labirent gibi, uçurumların olduğu buz ve kar kütlelerininiçinde yolunu bulmaya çalışıseafoodplus.infot buzulun bittiği ve kayalıkların başladığı bölgeye seafoodplus.info alanına daha çok yolu vardır ancak kırık bacağı ve susuz, bitkin düşmüş bedeniyle bu kayalık arazide ilerlemesi neredeyse imkansızdır.
“Kayaların üzerinde sürünerek ilerleyemeyeceğimi biliyordum.Çok büyük ve düseafoodplus.info yapmanın tek yolu sıçramayı seafoodplus.infoçok kez düşeceğimi seafoodplus.info hemen her sıçramadan sonra düştüseafoodplus.info düşüşten sonra, bacağım tekrar tekrar kırılmış gibi acıseafoodplus.infoğim noktaya baktım,20 metreden biraz daha fazlaydı fakat çok zaman almıştı ve bütün bu acı sadece 20 metre yüzündendi.”
Joe’nin inanılmaz direnişi onu tüm gün boyunca kayaların araından ve üzerinden acı içinde yavaş yavaş ilerlemesini sağlamıştı.Gününün sonunda kamp alanını çok uzaktan görebilecek bir mesafeye gelmişti ancak karanlık bastırırken, Simon ve kampta kalan diğer arkadaşının belki de orada olmayacağı aklına seafoodplus.info’dan ayrılalı 4 gün geçmiştir ve muhtemelen Simon kampı terketmişseafoodplus.info umutsuzluğa düşen Joe, kendini yıldızlı gecenin karanlığına bırakıseafoodplus.info kez fırtınasız bir gece geçirecektir.
linke tıklayınız

seafoodplus.info

 

Hayatta kalmak için neler yapardınız? Doğa, sizi çetin şartları ile sonuna kadar zorlarken siz ne kadar mücadele edebilirdiniz? İkinci soruya “Sonuna kadar.” yanıtını veren, hayatta kalma temasını işleyen, hayatın değerini ve günlük sorunlarımızın değersizliğini gözümüze sokan 11 filmi sizin için listeledik.

1. Hayatta kalmak için insan eti yemek: Alive / Yaşamak İçin

alive-yasamak-icin
Listemize trajik ama aynı zamanda çok ilham verici bir film olan &#;Alive&#; ile başlayalım. Film, yılında, içinde Uruguay rugby takımının bulunduğu bir uçağın Şili sınırındaki And Dağları’na düşmesi sonucu yaşananları anlatıyor. Kaza sonrası mucizevi şekilde birçok kurtulan olur. Ancak kurtulanları daha da zor bir sınav beklemektedir; soğuk hava ve açlık. Öyle ki, hayatta kalanlardan bazıları açlıktan ölmemek için ölen arkadaşlarını bile yer. Film, insanoğlunun hayatta kalma içgüdüsünün sınırlarının ne kadar zorlanabileceğini en iyi örnekleyenlerden biri.

2. Yaşamak direnmektir: Rescue Dawn / Şafak Harekâtı

rescue-dawn-safak-harekati
Werner Herzog gibi ünlü bir belgeselcinin gözünden bir savaş ve hayatta kalma mücadelesine şahit olduğumuz “Rescue Dawn” filmi, Christian Bale’in performansı ile bizi hemen içine çekiyor. Hikâyede Vietnam Savaşı, uçağı düşürülen ve daha sonra savaş mahkûmu olarak esir alınan Alman asıllı bir Amerikan pilotunun gözünden anlatılıyor.

Filmde Herzog’un alametifarikalarından, insan ve doğa ilişkisi üzerinden yaşam savaşına tanık oluyoruz. Vietnamlı askerlerin esir kampına yerleştirilen pilot, burada gerçek açlık ve işkencenin son noktası ile tanışıyor. Ancak tüm yaşadıklarına rağmen yine olumlu düşünmekten ve direnmekten vazgeçmiyor. Pilotun, yaşadığı tüm zorluklara rağmen direnmesi ve sonunda hayatta kalması izleyenlere “İnsan ne müthiş bir varlık vesselam!” dedirtiyor.

3. Siz olsanız ne yapardınız?: Hours / Saat

hourssaat
Yaşamak için ne kadar çabalayabilir ve nelerden vazgeçebilirsiniz? İşte bu soruların cevabını bir Danny Boyle filmi olan “ Hours” filminde görmek mümkün. Film, James Franco’nun canlandırdığı Aron Ralston’un inanılmaz hayatta kalma mücadelesini konu alıyor.

Aron rutin olarak yaptığı koşularından birine çıkar. Özellikle kanyonda koşmayı çok seven Aron, bu sefer o çok sevdiği kanyonda bir kayanın düşmesi sonucu kolunu sıkıştırır. Yanında herhangi bir haberleşme aracı olmayan ve o gün nerede olacağına dair kimseye bilgi vermeyen Aron, birileri tarafından kurtarılmayı beklemeye koyulur. Ancak çok geçmeden bunun olmayacağını anlar. Film, insanın yaşama arzusu uğruna katlanabileceği acıların en üst sınırlarından birine tanıklık etmemizi sağlıyor.

4. Modern Robinson Crusoe: Cast Away / Yeni Hayat

cast away yeni hayat
Tom Hanks’in tek kişilik müthiş performansı ile bütünleşen &#;Cast Away&#;, hayatta kalma veya “survival” filmleri olarak bilinen türün kuşkusuz en popüler olanı… Film, Tom Hanks’in canlandırdığı Chuck Noland adlı bir kargo çalışanının bir uçak kazası sonrası ıssız bir adaya düşmesi ve bu adada mahsur kalma hikâyesini anlatıyor. Kazadan kurtulduğuna sevinen Chuck ıssız bir adada olduğunu anlayınca bu sevinci kursağında kalıyor. Çünkü kendisini yeni bir meydan okuma olan, hayatta kalma sınavı bekliyor.

&#;Cast Away&#;, bir insanın vahşi ve ıssız bir ortamda neler yapabileceğini görmek açısından oldukça etkileyici bir yapım. Siz siz olun ıssız bir adaya düşmeden önce bu filmi izleyin ve yanınıza alacağınız üç şeye ona göre karar verin.

5. Sibirya’dan Hindistan’a uzanan macera: The Way Back / Özgürlük Yolu

the way back ozgurluk yolu
Film yılında yayınlanan “The Long Walk” adlı kitabın başarılı bir uyarlaması. Peter Weir’in yönetmenliğini üstlendiği film, yılında Sovyet Rusya’ya bağlı Sibirya çalışma kampından özgürlükleri için kaçtıktan sonra, km yürüyerek Gobi Çölü&#;nü aşıp Hindistan’a ulaşan bir grup esirin yaşadıklarını anlatıyor.

Yönetmenin gerçek bir hikâye olarak lanse ettiği ve inanılmaz gibi gözüken bu olayın gerçekte yaşanıp yaşanmadığı bugün bile tartışma konusu. Ancak biz hikâyeye inanmışız bir kere. Çünkü insanoğlunun hayatını geri kazanmak için verdiği olağanüstü mücadele izleyenleri büyülemekle kalmıyor, güzel bir ilham kaynağı olmayı da başarıyor.

6. And Dağları’nda bir yaşam savaşı daha: Touching the Void / Boşluğa Dokunmak

bosluga dokunmak
yapımı bağımsız film “Touching The Void” yaşanmış bir olaydan esinlenerek çekilmiş. Filmde, Peru’da çıkılması hayli zorlu bir zirve olan Siula Grande’ye tırmanmayı amaçlayan iki dağcının öyküsü anlatılıyor. Film, tüm kurtarılma ihtimallerinin tükendiği anda bile insanların nasıl bir azimle yaşamaya devam ettiğini ve çabalamayı bırakmadığını gözlemlemek için oldukça etkili ve gerilim dolu bir yapıt.

7. Hem felsefi hem survival: Life of Pi / Pi’nin Yaşamı

life-of-pi-pi&#;nin-yasami
Kendisi hakkında birçok felsefi, varoluşçu ve dini metin yazılan ve hâlâ tartışılmaya devam eden sansasyonel bir film olan “Life of Pi”yi, hayatta kalma filmleri türünün en güzel örneklerinden biri olarak da sayabiliriz. Yann Martel’in yazdığı aynı isimdeki kitabın uyarlaması olan film, dünyanın bütün dinlerini öğrenmeyi kendine görev edinmiş Pi adında bir gencin, trajik bir gemi kazasından sonra vahşi bir Bengal Kaplanı ile birlikte aynı kayıkta hayatta kalma mücadelesini anlatıyor. Tam bir görsel şölen olan film, listemizin en renklilerinden biri.

8. Üç kayakçı telesiyejde mahsur kalırsa: Frozen

telesiyej-frozen
Sıradaki bu filmimiz içinizi donduracak türden&#; Filmde üç kayakçının, ABD’nin kuzeydoğusunda bulunan New England’daki bir kayak bölgesinde yaşadığı trajik ve gerilim dolu hikâyesi anlatılıyor. Film, üç arkadaşın, kayak yaptıkları bölgenin telesiyeji kapanmak üzereyken son anda telesiyeje binmeleri ile başlar.

Ancak kayakçılar, telesiyej yolu yarılamışken elektriklerin gitmesi sonucu kabinde mahsur kalır. Zaten dondurucu soğukluktaki havanın gece daha da soğuması, kayakçıların donarak ölme tehlikesi yaşamalarına neden olur. Herhangi bir kurtarma ekibinin gelmemesi üzerine umutlarını kaybeden üç arkadaş, çok zor bir seçim yapmak zorunda kalır.

Adam Green’nin tek mekânda başarılı bir şekilde çektiği filmin bütçesi de popülaritesi de düşük. Ama siz buna aldanmayın. Film, çekildiği yılının değeri bilinmemiş filmlerinden.

9. Okyanusun ortasında bir başına: All Is Lost / Sona Doğru

all-is-lost-sona-dogru
&#;All is Lost&#;, listemizin “en minimal” hayatta kalma filmi. Zira filmde ne oyuncu ordusu var ne de mekân bolluğu. Hatta diyalog bile yok. Gerçekten, filmde diyalog yok. Filmin tek kahramanı ise yılların oyuncusu Robert Redford amcamız.

Filmde, Hint Okyanusu’nda tek başına yolculuk yapan yaşlı bir adam, yelkenlisine konteyner çarpması sonucu bilincini kaybeder. Uyandığında ise telsiz, radyo ve navigasyon ekipmanlarını kaybettiğini fark eder. Ama tüm bu yaşananlara rağmen en azından hâlâ yelkenlisi olduğu için sevinen adamın bu sevinci, yaşayacağı şiddetli bir fırtınadan sonra kursağında kalır. Zira yelkenlisi fırtınaya yenik düşer ve batar. Yaşlı adam, yelkenliden çıkarttığı botta, elindeki kısıtlı miktardaki yiyecek ve içecek ile tek başına okyanusta kurtarılmayı beklemek zorunda kalır.

Bu filmde, listemizdeki diğer filmlerden farklı olarak, kahramanımız her ne kadar çok uğraşsa da direnci ve çabaları diğer hikâyelerden daha olağan duruyor. Bu da filmi daha gerçekçi ve daha izlenir kılıyor. Redford’un tek başına başarılı performansı ile taşıdığı film, son zamanlarda çekilmiş hayatta kalma temalı en başarılı filmlerden biri.

Doğaya dönüşün manifestosu: Into the Wild / Özgürlük Yolu

into-the-wild-ozgurluk-yolu
Arkadaş ortamlarında adını çok duyduğumuz, özellikle üniversite yıllarında izlemesi ve sonrasında anlatılması havalı sayılan filmlerin başında gelir, &#;Into the Wild&#;. Bugün bile birçok insanın başucu kaçış kitaplarından biri olan, Jon Krakauer’in “Yabana Doğru” kitabından uyarlanan filmin yönetmeni ise usta oyuncu Sean Penn.

&#;Cast Away&#;in aksine bu filmde ters bir göç söz konusu. Zira filmin başkahramanı Christopher McCandless sosyal hayatından vazgeçip doğaya kaçıyor. Mutsuzluğunu; yaşadığı şehre, parçası olduğunu düşündüğü sisteme ve sosyal çevresine bağlayan McCandless, verdiği karar ile bunların hepsini geride bırakarak Alaska’ya yerleşmek adına yollara düşüyor. Emile Hirsch’ın performansının yanı sıra Eddie Vedder faktörü de filmin seyir keyfini ikiye katlıyor.

Uzayda yaşam mücadelesi: Gravity / Yerçekimi

gravity yer cekimi
Listenin son filmi aynı zamanda en değişiği. Zira verilen hayatta kalma mücadelesi ne bir şehirde ne okyanusta ne de vahşi bir yaşam alanında geçiyor. &#;Gravity&#; filminde kahramanımız bir astronot ve verdiği mücadele yer çekimine karşı. “Gravity” filmi de “Frozen“ ve “All is Lost” gibi dar alanda kısa paslaşmalarla geçmesine rağmen izleyiciyi yakalayan bir yapım.

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir