tubulovillöz adenom nedir / Tanım – Polip – Polip Nedir – Bağırsakta Polip

Tubulovillöz Adenom Nedir

tubulovillöz adenom nedir

 seafoodplus.info 

Mide ve barsak kanserleri ile ilgili soru ve cevaplar


Hastalığa ilişkin sorular

Annem 49 yaşında, annemde bağırsak kanseri var, karaciğere yayılmış. Ne yapabilirim? Alternatif tıptan bir şey önerir misiniz?

İbrahim

İbrahim bey barsak kanseri karaciğere yayılsa bile kemoterapi, cerrahi tedavi seçeneklerinin denendiği bir hastalıktır. Karaciğere yayılmasına karşılık hastalarda tedavi ile çok uzun süre yaşama şansı sağlanabilir. Bu nedenle hastanın bir tıbbi onkolog ve genel cerrah tarafından değerlendirilmesi gerekir. Alternatif tıp arayışlarından önce bu yönde girişimde bulunun. Hastanın genel durumu iyi ise tıbbi tedaviler uygulanabilir.

 




Sayın hocam,

Babam kolon kanserine yılında yakalanmış ve tedavi edilmişti. Bende de geçen sene kolon kanseri saptandı. Babamda ve bende ailesel adenomatöz polipozis olmadığı söylendi.  Bu durumda bizdeki bu hastalık kalıtsal mı?

Rumuz: Güzel

Sayın Güzel,

Eğer çok küçük bir akraba topluluğunuz var ve başka kimsede kalın barsak kanseri yok ise bazı durumlarda hastalığınızın kalıtsal olduğu söylenebilir. Bu durumda bir kişide barsak kanserinin 50 yaşından önce (yeni kritere göre 55 yaş) teşhis edilmiş olması gerekmekte. Ancak çok sayıda kardeş ve geniş akraba topluluğu olan kişilerde kalıtsal barsak kanseri diyebilmek için (kalıtsal polipozis-dışı kolorektal kanser) üçüncü bir akrabada daha barsak kanseri tanısı olması gerekiyor. Kalıtsal olması için arka arkaya iki jenerasyonda kanser oluşmalıdır (ör: Baba-oğul). Bu durumda genetik testler yapılmaktadır. Hekimler kalıtsal polipozis-dışı kolorektal kanseri genel olarak şu durumlarda düşünürler: 1. Barsak-kanseri tanısının birinci veya ikinci derece bir akrabada görülmesi 2. Barsak kanseri tanısının 50 yaşından önce koyulması 3. birden fazla nesilde bu hastalığın olması 4. başka tip kanserlerin görülmesi, rahim, ureter/böbrek, ince barsak ve mide kanseri 5. Özellikle sağ kolonda kanserin görülmesi 6. over kanseri hikayesi.

 




Sayın seafoodplus.info Adnan Aydıner,

Annem 70 yaşın üzerindedir. Uzun süredir kronik ishal hastalığı var. Makattan yapılan kontrolde iki adet kitle bulunduğu tespit edilerek biyopsi yapıldı. Mikroskopta incelenen örnekte malignite bulgusuna rastlanmadığı ifade edildi ve “villöz adenom” (Rektum, End. Biyopsi) tanısı kondu. Annemde kanser mi vardır? Bu kitleler uzun süre ishal yapar mı? Kıymetli tavsiyelerinizi saygı ve minnetle beklerim.

Hüsniye Demirşan

Sayın Demirşan,

Adenomlar bağırsaklarda bulunan en sık tümör oluşumlarıdır, ancak bunlar kanser değildir kansere dönüşme eğilimi olan tümörlerdir. Polip olarak da adlandırılırlar. Üç tipte olurlar: tubuler, tubulovillöz ve villöz adenomlar. Villöz adenomlar poliplerin %10 unu oluşturur. En yüksek kanserleşme olasılığı “villöz adenomlarda” vardır (%40). Bağırsakta bir adenom bulunduğu takdirde tüm bağırsağın incelenmesi gerekir. Poliplerin kanser olup olmadıklarının anlaşılması için polipin tamamen çıkarılıp incelenmesi gerekir. Bir tane “adenomatöz polip” saptanan kişilerin % 29 ile 35inde kolonoskopik (makattan bir boru ile girilerek tüm bağırsağın incelenmesi) takiplerinde bağırsakta başka polipler de bulunmaktadır. Her hastanın takip sıklığı ve takipte neler yapılacağı adenomların ve hastanın özelliklerine göre belirlenir. Genel olarak bağırsakta tüm polipleri alınmış hastalara 3 yılda bir kolonoskopi önerilir. Polipleri temizlenemediyse 1 yıl sonra tekrar kolonoskopik inceleme gerekir.

Büyük villöz adenomlarda (2 cm den büyük) kanser oluşma olasılığı diğer adenomatöz poliplerden daha fazladır. Küçük villöz adenomlarda bile kanser olasılığı aynı büyüklükteki diğer poliplerden daha fazladır. Bunlar genellikle kişide bir şikayete neden olmazlar. Mikroskopta inceleme yapılabilmesi için polip tamamen çıkarılmalıdır. Poliplerden rasgele biyopsi alınarak inceleme yapılması önerilmez. Bu tedaviyi daha da zorlaştırır. Bu adenomlar rektumda (makata yakın olan bağırsak kısmı) ele geliyorsa ve yumuşaksa, genellikle iyi huylu tümörlerdir (kanser değildir). Buna rağmen polip çıkarılmalıdır.

Çıkarılma işleminin cerrahi yöntemle yapılması önerilir. Çünkü endoskopik olarak polip çıkarılırsa tekrarlama riski yüksektir, yan etkiler daha fazla olur ve kanser olma olasılığı vardır. Makata yakın bölgede olan polipler daha kısmi bir cerrahi girişimle çıkarılabilir. Lazer yöntemi sadece cerrahi uygulanamayan hastalarda önerilmektedir.

Bu bilgiler ışığında annenizin daha ileri tetkike gereksinimi vardır. Tüm bağırsağının değerlendirilmesi gerekir. Polipler tamamen çıkarılmalı ve daha sonra  incelenmelidir. Bu konuları görüşmek için bir genel cerrahi uzmanına baş vurunuz.

 




Sayın Hocam,

33 yaşındayım. Köşenizi takip ederek bilgilenmek için okurunuz oldum. 6 ay önce dışkımda kan gördüm. 2 ay önce tekrarlayınca doktora gittim. Kolonoskopi yapıldı. 3 mm çapında polip bulundu. Patolojisi iki farklı laboratuarda değişik çıktı. Birisinde hiperplastik polip, diğerinde ise tubuler adenom dediler. Dahiliye doktorum 3 ayda bir, kolonoskopiyi yapan doktorum ise 2 yılda bir kolonoskopi önerdi. Sonuçları gören başka bir doktor ise 6 ayda bir kolonoskopi önerdi. Ben ne yapmalıyım?

Ayhan Altunışık

Sayın Ayhan bey,

Kolonoskopide başka bulguların olması, ailede bağırsak kanseri hikayesi, veya kalıtsal bir bağırsak kanseri riski oluşturan bir hastalığın varlığı takip kriterlerini değiştirebilir. Bunların olmadığı durumda yapılan kolonoskopi sırasında alınan polip histolojisi hiperplastik polip ise rutin tarama önerilir (hiperplastik poliplerin kansere dönüşüm riski olmadığı kabul edilmektedir). Bu tarama 50 yaşından itibaren başlar ve dışkıda gizli kan bakılması ve 5 yılda bir makattan bakılarak yapılan 60 cm ve daha uzun bağırsak bölümünün incelenmesidir. Buna karşılık adenom bulunursa takip şekli değişir. Bu kişilerde kolonoskopik takip önerilir. Zamanlamayı en iyi kolonoskopiyi yapan hekim belirleyebilir.  Sizin üçüncü bir patologdan konsültasyon istemeniz gerekmektedir (hiperplastik polip mi, tubuler ademom mu?). Bunun sonucuna göre daha doğru bir karar verilebilir.  Patoloji preperatlarını üniversite hastanesinde tekrar inceletmeniz mümkün.

Adenomlar bağırsaklarda bulunan en sık tümör oluşumlarıdır. Polip olarak da adlandırılırlar. Üç tipte olurlar: tubuler, tubulovillöz ve villöz adenomlar. Tubuler adenomlar poliplerin % 75ini oluştururlar. % 5inde kansere dönüşüm olur. Bağırsakta bir adenom bulunduğu takdirde tüm bağırsak incelenmelidir. Poliplerin kanser olup olmadıklarının anlaşılması için polipin tamamen çıkarılıp incelenmesi gerekir. Bir tane “adenomatöz polip” saptanan kişilerin % 29 ile 35 inde kolonoskopik (makattan bir boru ile girilerek tüm bağırsağın incelenmesi) takiplerinde bağırsakta başka polipler de bulunmaktadır. Her hastanın takip sıklığı ve takipte neler yapılacağı adenomların ve hastanın özelliklerine göre belirlenir.

Bağırsakta bulunan her adenom çıkarılmalıdır. Eğer polip çıkarılması yetersiz ise 1 yıl içinde kolonoskopinin tekrarı yapılmalıdır.

Tam olarak adenomatöz poliplerin çıkarıldığı hastalarda ise takip tekrarlama riskine göre değişir. Bu riski patolojik bulgular belirler.

Düşük riskte olanlar: 1 cm den küçük 3 veya daha az tubuler polip bulunan kişilerdir. Bu kişilere kolonoskopi 3 ile 6 yıl içinde tekrarlanmalıdır. Bu incelemeler normal gelirse kişi normal riskteki kişiler gibi takip edilir.

Yüksek riskli grupta ise yaklaşım farklıdır (yüksek riskli grubun tanımı: kolonoskopide 4 veya daha fazla adenom bulunması, veya polip 1 cmden büyük ise veya villöz adenom ise veya histolojik olarak yüksek derecede (grad) “displazi” varsa veya karsinoma-insitu saptanırsa. Bu grupta kolonoskopi 3 yılda bir iki kez tekrarlanır. Patoloji bulunmaz ise normal riskli kişiler gibi takip yapılır. Eğer 10dan fazla adenom bulunmuşsa hastanın kalıtsal hastalık yönünden taramaya alınması gerekir.

 




Merhaba

Benim annem ile ilgili bir problemim var. Annem 67 yaşında ve nisan te pancreasında ilk belirlemede sarılıkla farkına varılan 2x cm lik bir kitle saptandı. SSK İzmit hastanesinde belli bir müddet, daha sonra ise Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesinde tedavi ve araştırmalar için kaldı ve sonuç olarak endoskopi ile safra kesesine bir stent takıldı. Bundan sonra ise kemoterapi veya muadili bir yöntem uygulanamayacağından dolayı doktorlar yapılacak bir seyin olmadigina karar verdiler. Biz de alternatif tıpta bir deneme yapalım istedik. yaklaşık 3 ay sureli  bal karışımlı otlar denedik ve sonucunda filmler ve tomografilerde bu kitlenin 2x1 cm ye düştüğünü gördük ve sevindik. Sonraki üç ay içinde ise 5x4 cm olduğunu ve kalın bağırsakta ise 6 cm lik bir kitlenin olduğunu son gecen haftadaki film ve tomografilerde görünce çok üzüldük. Annem şu an yemek yiyememesine rağmen devamlı midesi bulanıyor ve kusuyor. Tuvalet ihtiyacını ise çok az yapabiliyor. Bulantılar ve kusmalar onu çok zayıflattı. Doktorların demesine göre annemin kalp kapakçığındaki verim çok az olduğu için masada kalma  riskinden dolayı ameliyat olması da onlar tarafından sakıncalı. Masada kalma riski varmış. Ağrıları için de yapışkanlı flaster kullanıyoruz. Vücudunun belli yerlerine yapıştırıyoruz. Doktor bey ne yapmalıyız. Sizce annem kemoterapi görebilir mi, ya da tedavisi olabilir mi ? bizi aydınlatabilirseniz seviniriz  

Kemal Akıncıoğlu

Sayın Akıncıoğlu,

Annenizde hastalığın ilerlemiş olduğunu ve genel durumunun da tedavi uygulamak için uygun olmadığını düşünüyorum. Ancak yine de hastanın kendisini ve tetkik sonuçlarını görerek bu konuda kesin bir fikir verilebilir. Burada önemli olan hastanın yatağa bağımlı olup olmadığıdır. Yatağa bağımlı değil ise hastanın değerlendirilmesi yapılabilir.  İstanbul Üniversitesi Onkoloji Enstitüsü, Çapa adresinden bana ulaşabilirsiniz.   

 




Saygıdeğer Hocam ,

Babam 53 yaşında ve geçen yıl Mayıs ayında kalın bağırsaklarında görülen polipler’den dolayı cerrahi operasyon geçirdi ve kalın bağırsaklarının tümü alındı. Bağırsakların yerine aynı işlevi görebilecek bir cihaz takıldı. Bunun ardından 3 ay boyunca kemoterapi tedavisi gördü. Yaklaşık 2 ay önce ameliyat edilen bölge üzerinde küçük bir yara ortaya çıktı ve bu yara 1 ay gibi kısa bir süre içerisinde yaklaşık 10 cm lik parlak ve kaygan görünümlü bir yaraya dönüştü. Bu yaranın sağ ve sol taraflarından sürekli  ve yoğun  iltihap gelmekte. Doktorlar bu yaranın bir kanser tümörü olduğunu , cild üzerinden ve altından şiddetli bir şekilde büyüdüğünü, cerrahi operasyonun bu aşamada imkansız olduğunu ve radyoterapi alması gerektiğini söylediler. Şu an terapiyi aldı ve yara da gözle görülür bir küçülme var. Sizce bu yara hangi boyutlarda bir tehlike arz etmekte ve şu an baş edilebilen bu tümörü ilerde diğer tümörler izler mi? Eğer siz bunun kesin bir tedavi yönteminden haberdarsanız sayın hocam babamı İstanbul'a getirerek bu yöntemlerden faydalanmasını sağlamak istiyorum.

Saygılarımla

A.Ç.

Sayın A.Ç.,

geçmiş olsun dileklerimi sunarım. Babanızdaki tümör büyük olasılıkla eski hastalığının tekrarı olabilir. Ancak buna karar verebilmek için hastayı değerlendirmek gerekir. Muhtemelen doktorlarınız bu değerlendirmeyi yaparak radyoterapi (ışın tedavisi) önermişler. Hastanıza buna ek olarak kemoterapi yapılabilir. Bu tümörün çıkması yeni tümörlerin ortaya çıkabileceğinin bir göstergesi olabilir. Tedavi seçeneklerini bulunduğunuz yerdeki bir onkologla tartışmanız uygun olur. Hasta değerlendirildikten sonra bir öneride bulunulabilinir.

 




 

Başa dön

 

Sayın Hocam,

Hastamızın 3 ay önce midesi delindi. Acilen ameliyat edildi. Mide dikildi. Ancak iyileşemediği görüldü. Doktora tekrar götürdüğümüzde midesinde tümör olduğu ve karaciğere atladığı endoskopik inceleme sonucu ortaya çıktı. Şu anda ameliyatla midedeki bütün tümörlü bölgeler alındı. Ancak karaciğer metastazı nedeniyle kemoterapi uygulanmaya başlanacak. Karaciğer haricinde diğer organlarda henüz bir belirti gözükmedi. Acaba karaciğerindeki bu kistik bölgeler tedavi edilemez mi ya da alınamaz mı? Hastamıza her türlü bilgi ile şifa bulmaya çalışıyoruz.

Saygılarımla Murat

Değerli Murat,

Karaciğerdeki kistik yapıların metastaz olup olmadığı kanıtlanmalıdır. Bunlar metastaz ise çok sayıda oldukları taktirde sadece kemoterapi uygulanması en uygun tedavi yaklaşımı olmaktadır. Ancak özellikle bir tane olduğu taktirde o bölgeye yönelik bölgesel girişimler denenebilir. Ancak yine de kemoterapinin yeri her durumda vardır.

 




İyi Günler hocam,

babama mide kanseri tanısı kondu ve yaklaşık 3 ay önce ameliyat oldu. Batında asit yoktu. Ancak karaciğerde metastatik kitleler saptandı. Ameliyatta tümöral dokunun karaciğeri, pankreası, diafragmanın sol krusunu ve aortayı invaze ettiği saptandı. Hasta inoprabl kabul edilerek ameliyata son verildi. Kemoterapi yapılmasına gerek yokmuş. İlaç tedavisi verildi. O da yarıda kaldı. Babam dayanamadı. Şu anda seafoodplus.info normal sayılır. Böbrekleri ağrıyor. Babamın tedavisine nasıl devam etmeliyim? Bu konuda beni bilgilendirirseniz sevinirim.

Yeşim Konakçı

Sayın Yeşim Konakçı,

Mide kanserinde hastanın genel durumu bozuk olup yatağa bağımlı olduğu zaman kemoterapi vermek uygun değildir. Bu durumda sadece desteke tedavi önerilir (ağrının giderilmesi, beslenmenin sağlanması gibi).

 




Sayın hocam,

Annem 65 yaşında, mayıs de, mide kanseri (adenokarsinom) tanısı koyuldu, tümör cm çapında bulundu. Ameliyatta, total gastrektomi, total omentektomi, splenektomi ve çöliak lenf nodu diseksiyonu yapıldı. Ameliyat esnasında alınan patoloji raporunda; dalak, omentum, proksimal ve distal cerrahi sınırlarda tümör görülmedi. Tümör T3N1'di. Patoloji tanısı: adenokarsinom orta derecede diferansiye,  20 lenf nodu çıkarılmış. Bir tanesinde tutulum var.  Tüm batın bilgisayarlı tomografi temiz çıktı. Tedavi olarak 6 kür kemoterapi 5-FU-LV (5 gün 28 gün ara), 2. kür kemoterapiyle birlikte 5 hafta 5 gün radyoterapi önerildi. Kemoterapinin ilk kürünün 3 günü kemoterapi alabildi çünkü yan etki yaptı. Daha sonra protokol değişti radyoterapi süresince haftada 1 kez yapıldı. Hocam uygulanan tedavi uygun mu? Hastamızın yaşam şansı nedir ve neler yapabiliriz?.

Rumuz: Umudum

Sayın Umudum,

Hastanıza önerilen tedavi bizim merkezimizde uygulanan tedavi protokolü ile aynı. Amerika’da iki yıl önce sonuçları yayınlanan bir çalışmada lenf nodu tutulan mide kanserlerinde kemoterapi ile radyoterapinin uygulanmasının hastalığın tekrarlama riskini azalttığı rapor edildi. Halen bir çok merkez bu şeklilde tedavi yapmaktadır. Buna karşılık Amerikan grubundan farklı olarak Japon doktor grubu bu tedaviyi uygun bulmamaktadır. Onlara göre hastalıkta tekrarlamayı engelleyen en önemli faktör doğru bir cerrahinin yapılmasıdır.  Hastanızın uygulanan bu tedaviler ile kurtulma şansı vardır. Tedavinizi tamamlatınız ve düzenli takiplerinizi ihmal etmeyiniz.

 




Sayın hocam,

Ben 56 yaşındayım. Dışkıdan kan gelmesi sonucu yapılan tetkikte inen kolonda adenokanser saptandı (grad 2). Kolon kanseri tanısı ile iki hafta önce ameliyat oldum. Tümör subserozaya kadar gelmiş (T3 denildi). 10 lenf nodu çıkarılmış ve negatif bulunmuş. Vücudumun başka bir yerinde tümör bulunmadı. Bana kemoterapi önerdiler. Sizce kemoterapi almam gerekiyor mu? Hocam kolon kanseri ameliyatından sonra kimlere kemoterapi vermek gerekiyor? Takipte neler yaptırmalıyım?

Recep Karan

Sayın Recep bey,

Kolon ameliyatından sonraki patolojik evreleme hastaya kemoterapi verilip verilmeyeceği konusunda karar vermeyi sağlar. Hastada çıkarılan lenf nodu sayısı 14'ten az ise evrelemenin yetersiz olduğu kabul edilir (T3 ve T4 tümörlerde). Bu durumda hasta yüksek riskli hasta gibi kabul edilip ameliyat sonrası kemoterapi önerilebilir.  T3 tümörlerde lenf nodu tutulumu olmayanlarda (en az 14 lenf nodu değerlendirilmiş olmalı) riskli gruptaki hastalarda: grad 3 ve 4 tümörlerde, damar ve lenf tutulumu olan tümörlerde, bağırsakta tıkanıklık yapmış tümörlerde,  bağırsağı delmiş tümörlerde, cerrahi sınırın bilinmediği tümörlerde kemoterapi önerilebilir. Yine T4 tümörlerde (tümör bağırsaktan çıkarak çevredeki dokuları tutmuştur ve/veya organ peritonunu delmiştir) ameliyat sonrasında kemoterapi önerilebilir. Lenf nodu tümör tarafından tutulan tüm hastalarda kemoterapi verilir.

Takipte 3 ayda bir kontrole gitmeniz gerekiyor. Her kontrolde CEA bakılması gerekir. Kalıtsal bağırsak kanserin takibi ve hastaya yaklaşım farklıdır. Kalıtsal değilse, birinci yılda kolonoskopi yapılmalı, anormal bir bulguda bir yıl sonra tekrarlanmalıdır. Polip yok ise (adenomatöz polipte barsak kanseri riski artar) en az yılda bir yapılmalıdır. Ancak barsak tıkanıklığına neden olan tümörlerde ameliyat öncesinde kolonoskopi yok ise ay sonra kolonoskopi yapılmalıdır.

 




Sayın hocam,

Ben 56 yaşındayım. CEA değeri 30 gelmesi nedeni ile yapılan taramalarda sağ akciğerde üç adet en büyüğü 2 cm olan metastaz saptandı. PET çekildi. Bağırsağımda kanser olduğu saptandı (sol bağırsakta). Diğer organlarımda metastaz bulunmadı. Doktorum bağırsağa ameliyat yapılacağını ve daha sonra kemoterapi başlayacağını söyledi. Sizce nasıl tedavi edilmeliyim?

Rumuz: güneş

Sayın okurumuz,

Bağırsak kanserinde akciğerdeki metastazlar ameliyatla çıkarılabilir olarak değerlendirilirse, bağırsak ameliyatından sonra akciğerdeki metastazların çıkarılması, daha sonra da kemoterapi yapılması önerilmektedir. Bu akciğerde genellikle arası metastazda uygulanmaktadır.

 




Sayın Prof Dr Adnan Aydıner,

Babam mide kanseri nedeni ile ameliyat edildi. Lenf bezlerine yayılma olmadığı söylendi. Diğer organlarda da yayılım yokmuş. Başka bir tedavi önerir misiniz?

Kerim Kurt

Sayın Kerim bey,

Mide kanserinde yeterli bir cerrahi yapıldıktan sonra patolojik değerlendirmeye göre daha sonraki tedaviye karar verilir. Tümörün büyüklüğü, tümörün karakteri, damarları ve lenflere yayılımı, ve mide duvarlarını tutma derecesine göre ameliyat sonrası tedaviye karar verilir. Ameliyat sonrası tedavide ilaç ve ışın tedavisi birlikte uygulanır.

 




Sayın Prof Dr Adnan Aydıner,

Babamda rektum bölgesinde kanser bulundu. Tetkiklerde yayılmadığı saptandı ve ameliyat oldu. Ancak ameliyatta lenf bezlerine atlama olduğu belirtildi. Vücudun başka bir bölgesinde tümör yok. Babama ışın tedavisi ve kemoterapi önerildi. Bu tedavileri yaptırmamız gerekir mi?

Kerime Nadir

Sayın Kerime hanım,

Rektum (makat) bölgesindeki kanserlerin tedavisinde vücudun diğer bölgelerine yayılma yoksa ameliyat sonrası radyoterapi ve kemoterapi önerilmektedir. Bu tedaviler hastalığın tekrarlama riskini azaltmaktadır. Yapılan karşılaştırmalı çalışmalarda ameliyat sonrası ek tedavi alanlar ile almayanlar karşılaştırılınca ek tedavi alanlarda hastalıksız yaşam süresinin ve genel olarak iyileşme oranının daha fazla olduğu saptanmıştır. Halen tüm merkezlerde hastanızın durumunda olan kişilere bu tedaviler önerilmektedir.

 




Sayın Hocam,

Babamda kalın bağırsak kanseri saptandı. Ameliyat edildi. Karın içindeki bezelerde kanser hücreleri bulundu. Başka bir organına atlamamış. Babama kemoterapi verilmesi planlanıyor. Sizce buna gerek var mı?

Gülizar Kemer

Sayın Gülizar Hanım,

Bağırsak kanserinde ameliyat sonrası kemoterapi verilmesi hastalığın tekrarlama oranını azaltır, hastanın yaşam süresini uzatır. Uygulana kemoterapi ağır bir tedavi değildir. Her uygulama beş gün süre ile verilir. Toplam altı kere uygulama yapılır. İshal, ağızda yararların oluşması en önemli yan etkilerdir.

 




Sayın Prof Dr Adnan Aydıner

Kardeşimde bağırsak kanseri bulundu. Akciğerinde bir adet tümör daha bulundu. Doktorlar hem bağırsak hem de akciğerdeki tümöre yönelik ameliyat önerdiler. Sizce ameliyat olmalı mı?

Rumuz: Güzel

Sayın Okurumuz,

Bağırsak kanserinde vücudun düğer bir organına yayılım bile olsa hastalar ameliyattan çok yararlanabilirler. Ancak yayılımın derecesi, kaç tane tümör olduğu, hangi organlarda yayılım olduğu tedavinin belirlenmesi açısından önemli. Hastanızın bulguları ameliyat olması yönünden uygun olabilir. Bu konuda endişeleriniz devam ediyorsa ikinci bir hekimden görüş alabilirsiniz.

 




 

Başa dön

 

 

Tedaviye bağlı yan etkilerle baş etmeye ilişkin sorular

Sayın hocam,

Bana rektum kanseri tanısı kondu ve kolostomi açıldı. Kolostomi ile ilgili önerilerinizi yazarsanız sevinirim. Özellikle merak ettiğim konular: kolostomiden dolayı beslenmede değişiklik yapmalı mıyım? Kolostomiye bağlı koku sorunları ile nasıl başa çıkabilirim? Açılan stoma ile ilgili neye dikkat etmeliyim?

Eşref Gün

Sayın Eşref Gün,

Kolostomi (bağırsağın çıkışının karın dışına yapılması) açılan hastalar günlük beslenme alışkanlığında çok küçük değişiklikler yaparak yaşamlarını sürdürebilirler. Genel anlamda tüm gıdaları yiyebilirsiniz, ancak gaz, burulma, ishal ve acıya neden olan gıdalardan uzak durmalısınız. Yeni bir gıdayı denemek istediğinizde uygun koşullarda hazırlandıktan sonra iyice çiğneyerek yemelisiniz. Nasıl ve ne yiyeceğinize siz karar verebilirsiniz, zamanla size en uygun seçimi kendiniz yapabileceksiniz. Önemli olan kilonuzu kontrol altında tutmaktır. Aşırı kilo olduğunda hemen hekiminize haber vermelisiniz.

Muhtemelen kullandığınız torbalar koku geçirmez malzemeden yapılmıştır. Ancak sızma ya da uygun olmayan temizlik istenmeyen kokulara neden olabilir. Torba üzerine takılan bir filtre torbada biriken gazın kokusunun dışarıya atılmasını sağlar ve torbanın balonlaşarak şişmesini ve kıyafetlerden belli olma riskini azaltır. Torbada biriken gazın çıkmasını sağlamak için asla torbayı delmeyiniz. Delik sürekli olarak koku sorununu beraberinde getirir.

Stomanız parlak ve kırmızı renkte ise, bu o bölgede kan akımının yeterli olduğunu; siyah ya da koyu morumsu renkte ise kan akımının yetersiz olduğunu ve hekiminize başvurmanız gerektiğini gösterir. Stomanız zaman zaman hafifçe kanayabilir, ancak olağan dışı aşırı kanama var ise, stomanız içeriye çökmüş ise, bağırsağın iç kısmı normalden daha fazla dışarıya çıkmış ise ve kolostomi etrafında bir şişlik var ise mutlaka hekime bildirmelisiniz.

 




Başa dön

Sayfayı Yazdır !
Kapat !

 seafoodplus.info 

Polip türleri nelerdir?

Bağırsak polip belirtileri iki ana tür polipe bağlıdır. Bunlar; adenomatöz polipler ve hiperplastik poliplerdir. Adenomatöz polipler; kalın bağırsakta görülen poliplerin büyük bir çoğunluğudur. Bu adenom tipi polipler kolon kanserinin en yaygın nedenlerinden biridir. Adenomların kansere dönüşme riski büyüklüğü ve polip sayısı ile ilgilidir. Bunun yanında mikroskop ile incelenen birçok polip kanser durumu olmasa bile ileride kansere dönüşebilir. Bu poliplerin mikroskop altındaki görünümlerine göre; villöz adenom, tübülovillöz adenom ve tübüler adenom tipleri bulunur. Hiperplastik polipler ise en sık görülen ikinci kolon polip türüdür. Ancak genel olarak kanser oluşumuna neden olmazlar. Çapları genellikle cm’den küçük olan bu poliplerin belirlenerek adenom poliplerden ayırt edilmesi oldukça önemlidir.

 

Polip görüntüsü nasıldır?

“Bağırsak polip nedir? Polip görüntüsü nasıldır?” diye merak ediyorsanız kalın bağırsak poliplerin mikroskop altında incelendiğinde farklı görünebileceğini bilmelisiniz. Mikroskop ile incelendiğinde tamamen düz görünen polipler ve mantar şeklinde görünen polipler de bulunur. Poliplerin mikroskop altındaki görüntüsü genellikle sapsız, tırtıklı, boru şeklinde ve kılsı çıkıntılıdır.

 

Kalın bağırsak polipleri ne kadar yaygın görülür?

Kolon polipleri çok yaygın şekilde görülebilir. Bu görülme oranı ise yaşlanma ile birlikte artar. Kalın bağırsağında polip bulunan bireyin bağırsağının başka bir kısmında da ek polip görülme ya da ileride başka bir polip oluşturma ihtimali bulunur. Kalın bağırsak polipleri yaygın şekilde erkeklerde, yaşlılarda, erişkin yaş grubunun %’sinde, 70 yaş ve üzeri bireylerin %40’ında, 50’li yaşlarda olan kadınların %15’inde ve erkeklerin de %25’inde görülür. Yaşam boyu bağırsak polibi teşhisi riski de %6’dır.

 

Polipler kansere sebep olur mu?

Kalın bağırsakta meydana gelen poliplerin bazıları için müdahale gerçekleşmezse ileri evrelerde kolon kanseri oluşumuna neden olabilir. Bu risk polip sayısı ve polip tipi ile ilgilidir. Kanserli olmayan kalın bağırsak polipleri zaman içinde genetik materyallerdeki değişikliklerle kanserli olabilir.

 

Bağırsak polip ameliyatı kaç saat sürer?

Kolonda teşhis edilen polipler kolonoskopi ile aynı seansta alınabilir. Bu işlemin süresi polip sayısına bağlıdır ve 30 dakika ile 1 saat kadar sürebilir.

 

Bağırsak polip ameliyatı olanlar nelere dikkat etmelidir?

Polip nedeniyle ameliyat olan hastalar yüksek ateş, kanlı dışkı, karında şiddetli yaşanan ağrı, makatta polip belirtileri olarak makat bölgesinde kanama, halsizlik ve baş dönmesine dikkat etmeli, bu şikayetleri yaşaması durumunda doktora başvurmalıdır.

 

Bağırsak polipleri alındıktan sonra tekrar eder mi?

Kolonoskopik olarak teşhis edilen polibin total olarak alınması en temel yaklaşımdır. Alınan polipler bu yaklaşıma göre alınarak patolojiye gönderilir, değerlendirme yapılır.

 

Polip ameliyatından sonra takip süreci nasıl olmalıdır?

Neoplastik olmayan poliplerde rutin takip gerekli değildir. Adenomatöz polip gibi riski yüksek polip varlığında kolon kanseri oluşma riski artar. Bu risk; alınan adenom poliplerin özelliğine, boyutuna, sayısına göre değişir. Alınan polipte yalnızca displazi var invaziv karsinom veya ağır displazi yoksa kolonoskopi kontrolü 1 yıl sonra önerilir. Kolonun tamamen temiz olması ve yeni polip tespit edilmemesi durumunda ilk kontrol 3 yıl sonra yapılabilir. Yapılan bu kolonoskopide patoloji saptanmaması durumunda kontroller 5 yıl arayla gerçekleştirilebilir. Ancak yapılan kontroller sırasında yeni bir adenom tespit edilmesi durumunda takip protokolü sıfırlanarak en başa dönülür.

 

Polip oluşumunu engellemek adına neler yapılabilir?

Polip oluşumunu engellemek adına yapılması gerekenlerden biri beslenme şekli ve yaşam tarzında yenilikler uygulanmasıdır. Bu hususta kırmızı et tüketimi azaltılmalı, meyve ve sebze ağırlıklı beslenmelidir. Alkol ve sigara tüketiminden uzak durulmalı, kilo kontrolü sağlanmalı ve düzenli fiziksel egzersiz yapılmalıdır. Diyetin kolon poliplerinde önemi yapılan araştırmalara göre C vitamini, sebze, meyve, tahıl ağırlıklı beslenerek, kalsiyum desteği almanın koruyucu olduğu açıklaması ile de vurgulanır. Bu nedenle kızarmış gıdalar, kırmızı et, işlenmiş et tüketimi azaltılmalıdır.

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir