Progesteron, gebelik öncesi ve gebelik sürecinde anne adayları için yaşamsal değeri olan doğal bir hormondur. Kadınlar, gebelik sırasında, yumurtalıklarda, böbrek üstü bezlerde ve plasentada, hamilelik hormonu P4 veya Prog olarak da adlandırılan progesteron üretirler.
Gebeliğin oluşmasında, döllenmiş yumurtanın uterusa yerleşmesine ve sağlıklı bir hamileliğin korunmasına yardımcı olur. Bununla beraber progesteron, genellikle tüp bebek tedavilerinde de verilir. Çünkü bu süreçte kullanılan ilaçlar bir anne adayının doğal progesteron üretimini azaltır.
Progesteron hormonu, aylık döngüler halinde gerçekleşen regli etkilemede ve gebeliğin sürmesinde önemli bir role sahiptir. Anne adayının yumurtalığı, bir yumurta folikülü bir yumurtayı serbest bıraktığında, salgılayan gebelik hormonu yani progesteron üretir. Bu P4 veya Prog olarak adlandırılır.
Kadınlardaki yumurtalıklar, doğal anlamda yeteri derecede progesteron üretmiyorsa ya da folikülleri az gelişmişse ve yeterince hormon sağlayamıyorsa, progesteron takviyesine ihtiyaç duyulabilir.
Bu hormon, kadın rahmini gebelik için hazırlar ve sağlıklı bir hamilelik için de gerekli olan şeydir. Yumurtlama işlemi oluştuktan sonra rahmin ihtiyaç hissettiği progesteronu üretmeye başlar.
Bir erkeğin spermi, kadının yumurtasını döllediğinde ortaya çıkan P4, embriyoyu almak için rahim duvarını kalınlaştırarak dönüştürür.
Yumurtlama meydana geldikten yaklaşık olarak 5 gün içerisinde, döllenen embriyo rahme ulaşır ve yaklaşık 2 gün içerisinde rahim duvarına yapışır. Bu durum, P4 seviyelerinin en tepede olduğu anda gerçekleşir.
Gebelik sürecindeki kadınların, yumurtalıklarının progesteron üretmeye devam edebilmesi için Hcg (koryonik gonadotropin hormonu) üretir. Bu durum, anne adayının hamile kalmasını sağlayarak, yumurtlama esnasında reglin başlamasını da engeller.
P4, anne karnındaki bebeği bebeğin beslenmesine yardımcı olarak, sağlıklı bir hamilelik sürecinin de geçirilmesini destekler. Gebelik sürecindeki progesteron seviyeleri, gebe olmayan kadınlarınkine göre yaklaşık 10 kat daha yüksektir.
8 ila 10 haftalık gebelik sürecinden sonra, plasenta yumurtalıklardan, progesteron hormonunu alarak, doğum gerçekleşene kadar progesteron üretimini büyük ölçüde arttırır.
Vücutta bulunan östrojen hormonu, rahim içindeki doku büyümesini uyaran bir hormondur. Bu hormonun sebep gösterdiği rahimdeki aşırı büyümenin önlenebilmesinde önemli olan P4 tür. P4 bu büyümeyi yavaşlatarak, başka taraflardaki büyümeleri hızlandırır.
Progesteron kullanılması, erken düşükten kaçınılmasına yardımcı olabileceği gibi aynı zamanda da sağlıklı bir hamilelik geçirilmesi içinde hormon seviyesini korur.
P4’ün faydaları şunlardır:
Progesteron hormonu, gebeliğin erken süreçlerinde salgılanır ve rahmi gebeliğe hazırlar.
Regl döngüsünün, yumurtlamadan hemen sonra gerçekleşen 2 haftalık sürecin başlamasına neden olarak rahim astarını kalınlaştırır ve embriyo alacak biçime dönüştürür.
Gebelik süreci devam ederken döllenmiş olan embriyo, yumurtlama olayından 5 gün sonra normal rahme ulaşır. Rahim duvarına tutunduktan sonra bu durum, progesteron seviyelerinin artık en yüksekte olduğu zamandır.
Hamilelik sırasında ise anne adayı, insan koryonik gonadotropin hormonu üretir. Bu yumurtalıkların progesteron hormonu üretmeye devam ettiğinin sinyalidir.
İnsan koryonik gonadotropin, reglin başlamasını önler ve anne adayının gebe kalmasını sağlar.
Progesteron hormonu, daha sonrasında üretilmeye devam eder ve fetüs büyümeye başlarken onu besler.
haftalık gebelik sürecinden sonra plasenta progesteron üretimini devralarak bebek doğana kadar bunun üretimini arttırır.
18 ila 40 yaşları arasındaki anne adayları için, olması gereken ideal progesteron seviyesi, regl döneminin ilk gününde ve normal seyrinde ile ng/ml arasındadır. 2 haftalık yumurtlama evresinde ise vücuttaki progesteron oranının 4 ila 25 ng/ml aralığında olması beklenilen bir durumdur.
Yumurtlama döneminde, gebelik hormonu değerleri, bu aralığın içindeyse, gebe kalınma olasılığı çok yüksektir.
Hamilelik süreci boyunca, progesteron hormonu da yükselir. Gebeliğin ilk 3 aylık döneminde ideal olan progesteron seviyesi, 11,2 ila 90 ng/ml arasında görünür. İkinci 3 aylık dönemde, bu hormonun daha da yükselmesi ve 25,6 ila 89,4 ng/ml aralıkları arasında olması beklenir. Üçüncü 3 aylık gebelik sürecine gelindiğinde ise, bu aralıkların 48 ila ng/ml arasında görülebilmesi idealdir.
Görülebilmesi ideal olan hormon seviyelerinin, üzerinde bir seviyede progesteron salgılanması, bir sağlık sorunu oluşabileceği anlamına gelmez.
Ancak progesteron seviyelerinin, gebelik döneminde düşmesi dikkat edilmesi gerekilen bir durumdur. Böyle bir durumla karşılaşıldığında, doktorunuzun size progesteron seviyesini arttırıcı ilaçlar önerebilir.
Vücuttaki gebelik hormonu seviyesinin, ideal olan seviyelerin altında kalması gebeliğin gerçekleşmesi ihtimalini düşürür.
Progesteron düşüklüğünün belirtileri şunlardır:
Progesteron hormonunun normal seviyenin üstünde olması ise sağlık açısından çeşitli sorunlara yol açabilmektedir. Bu problemleri ise şu şekilde sıralayabiliriz:
Hamilelik sürecinde progesteron tedavisi görürken mutlaka doktora danışılmalıdır.
Progesteron kullanırken görülebilecek yan etkiler şunlardır:
Progesteron takviyesi alınırken, hekiminize danışmak ve onun önereceği takviyeleri kullanmak en iyisi olacaktır.
Aşağıdaki yazımız da dikkatinizi çekebilir:
‘‘Hamile Kalmadan Önce Alınması Gereken Vitaminler’’: seafoodplus.info
Aklınıza takılanları yorum olarak iletebilirsiniz.
Sevgiler.
Progosteron hormonu kadınları hamileliğe hazırlayan bir hormondur. Sağlıklı üreme çağındaki bir kadında her ay döngü halinde yumurtalıklar tarafından salgılanır. Yumurtlama döneminde üretilir. Progesteron hormonu döllenmiş yumurtanın rahim duvarına yapışmasını ve tutunmasını sağlamak için endometriumu kalınlaştırmaya başlar. Başka bir söyleyişle rahim duvarını embriyonun gelişimi için hazırlar. Ama yumurta uygun süre içinde döllenmezse, vücut bu hormonu salgılamayı azaltır, rahim duvarı da parçalanrak vücut dışına atılır yani adet kanaması olur. Eğer embriyo rahim zarına tutunabilirse hormonlar sayesinde yumurtalığa haber verilir ve sonuç olarak yumurtalık sekiz hafta boyunca bu hormonu üretir.
İlk 8 haftadan sonra hamileliğin kalan süresinde üretimi plasenta üstlenir. Bu hormon sadece plasenta ve yumurtalıklarda değil, aynı zamanda böbrek üstü bezlerinin adrenal korteksinde ve merkezi sinir sisteminde de sentezlenir.
Kısırlık teşhisinde ya da tedavisinde progesteron değerleri oldukça önemlidir. Adet döngüsünün ilk 2 haftasında ng/ml arasında bir hormon seviyesi gözlenir. Daha sonra eğer gebelik oluşup korpus luteum hormon salgılamaya başlarsa seviye artar ve seviye ng/mlye ulaşır.
Hamile kalınabilmesi için yumurtlamadan sonra progesteron hormonu yükselmeye başlar. Hamilelik meydana gelmesi için hormon düzeyleri ng/ml ve üzerinde olmalıdır. Sağlıklı bir gebelik için ise ng/ml ve üzeri istenen değerlerdir.
Hamile kalabilmek için bu hormon değerinin adetin gününde 3 ng/ml nin üzerinde olmalıdır. 5 ng/mlnin altındaki değerlerde gebelik oluşmasına rağmen sağlıklı gebelik olma ihtimali oldukça düşüktür. Sağlıklı bir hamilelik için 5 ng/mlnin üzerindeki değerler gereklidir. 15 ng/mlnin üzerindeki değerlerde ise hamileliğin sağlıklı olma ihtimali oldukça yüksektir.
Kadınlarda dönemden döneme bu hormonun seviyeleri değişiklik gösterebilir. Hamileliğin ilk üç ayında hızla yükselmeye başlar. Vücut bu değişikliğe adapte olana kadar kadınlarda bazı şikayetler gözlenebilir.
Progesteron hormonu yüksekliği belirtilerinden bazıları şunlardır:
Progesteron hormonu gebelik durumu için temel bir hormon olduğu için düşük olması durumunda hamilelik büyük ihtimalle gerçekleşmez. Döllenme sağlıklı olsa bile bu hormon az olduğunda rahim duvarı yeterince kalın olmaz. Bu yüzden döllenen yumurta rahim duvarına tutunamaz ve gebelik sağlıklı bir şekilde yürütülemez. Bu hormonun düşüklüğü, gebelerde düşük riskine ve kanamaya sebebiyet verebilir. Gebelik dışında progesteron hormonu düşüklüğü belirtileri ise şunlardır:
Progesteron ve östrojen birbirlerine karşıt çalışan hormonlar olduğu için kadın vücudunda progesteronun az olduğu durumlarda östrojen baskın hala gelir. Bu durumda rahim duvarı kalınlaşması oluşabilir.