türkiye de kaç tane abd üssü var / Türkiye’nin hangi ülkelerde askeri üssü var? | Euronews

Türkiye De Kaç Tane Abd Üssü Var

türkiye de kaç tane abd üssü var

ABD’nin Türkiye’deki 15 üssünün haritası yayınlandı

https://sputniknews.com.tr/20171017/abd-turkiye-usleri-harita-1030641528.html

ABD’nin Türkiye’deki 15 üssünün haritası yayınlandı

ABD’nin Türkiye’deki 15 üssünün haritası yayınlandı

Ulusal Kanal yayınına katılan Vatan Partisi Genel Başkan Yardımcısı Emekli Hava Tümgeneral Beyazıt Karataş Amerika'nın Türkiye’deki 15 üssünün haritasını... 17.10.2017, Sputnik Türkiye

2017-10-17T19:44+0300

2017-10-17T19:44+0300

2021-08-10T19:05+0300

/html/head/meta[@name='og:title']/@content

/html/head/meta[@name='og:description']/@content

https://cdn1.img.sputniknews.com.tr/img/102443/89/1024438902_9:0:1101:617_1920x0_80_0_0_a694e8da1a192c7b97db00b427313cae.jpg

türkiye

abd

Sputnik Türkiye

[email protected]

+74956456601

MIA „Rosiya Segodnya“

2017

Sputnik Türkiye

[email protected]

+74956456601

MIA „Rosiya Segodnya“

SON HABERLER

tr_TR

Sputnik Türkiye

[email protected]

+74956456601

MIA „Rosiya Segodnya“

https://cdn1.img.sputniknews.com.tr/img/102443/89/1024438902_64:0:1046:617_1920x0_80_0_0_4009c091c62424394f975de03a83bbe1.jpg

Sputnik Türkiye

[email protected]

+74956456601

MIA „Rosiya Segodnya“

Sputnik Türkiye

türkiye, haberler, abd, beyazıt karataş

türkiye, haberler, abd, beyazıt karataş

19:44 17.10.2017 (güncellendi: 19:05 10.08.2021)

Abone olTelegramTwitter

Ulusal Kanal yayınına katılan Vatan Partisi Genel Başkan Yardımcısı Emekli Hava Tümgeneral Beyazıt Karataş Amerika'nın Türkiye’deki 15 üssünün haritasını yayınladı.

Vatan Partisi Genel Başkan Yardımcısı Emekli Hava Tümgeneral Beyazıt Karataş, Ulusal Kanal yayında, ABD’nin Türkiye’deki kurduğu üslerin haritasını göstererek, ilginç ilginç açıklamalarda bulundu. İncirlik ve Diyarbakır'daki üsleri ayrıntılı olarak anlatan emekli Tümgeneral Karataş 'Amerikan üslerinde Türkiye karşıtı faaliyetler yürütüldüğünü' söyledi.

Diyarbakır'da Amerikalılar "Türkiye topraklarını işgal ediyor, İncirlik'te Türkiye'yi tehdit edecek nükleer tehlike var. Amerika, 1 Mart'ta yapamadığı işgali şimdi Diyarbakır'da yapıyor" diyen emekli Tümgeneral, üslerin haritasının Türk basınında ilk kez yayınlandığını belirtti.

kaynağı değiştir]

Ayrıca bakınız[değiştir

ABD’nin dünya genelinde 800 üssü var

ABD üslerinin 2018 mali yılındaki değeri, ABD Savunma Bakanlığı verilerine göre 749 milyar dolar.

Orta Doğu’da 60-70 bin asker

ABD üsleri, düşman gözetleme noktalarından deniz kuvvetleri ikmal noktalarına, eğitim üslerinden radar üslerine kadar birçok askeri yapılanmayı içeriyor. Bu üslerde bulunan askeri personel sayısı ise, 60-70 bini Orta Doğu’da olmak üzere, 180 bin civarında. 

ABD üslerini terk etmiyor

ABD üslerinin sayısının bu kadar yüksek olmasının temel sebebi olarak ise ABD’nin bir ülkede kurduğu üssü nadiren terk etmesi gösteriliyor. Örneğin, İkinci Dünya Savaşı sonrası Almanya'da kurulan Ramstein üssü, halen ABD Hava Kuvvetleri'ne hizmet veriyor ve 53 bin personel ile bu ülkenin kendi toprakları dışındaki en büyük üssü olma özelliğini taşıyor.

ABD’nin Almanya’da 87 üssü var

ABD’nin Ramstein dışında Almanya’da 87 üssü daha bulunuyor.

Almanya’yı 86 üs ile Japonya, 64 üs ile Güney Kore, 29 üs ile İtalya ve 16 üs ile İngiltere takip ediyor.

Türkiye ise en çok ABD üssü olan ülkeler arasında 9 askeri yapılanma ile 9'uncu sırada yer alıyor. Türkiye’de bulunan en büyük askeri yapılanma ise İncirlik Hava Üssü. 1950’lerde Türkiye’nin NATO üyeliğinden sonra kurulan üs içerisinde ABD Hava Kuvvetlerinin 2 bin 500 personeli görev yapıyor.

Kaynak: İHA

7 Aralık 2022 sabahı Almanya’da darbe yapmayı planlayan bir gruba polis operasyonu yapıldığı açıklandı. Almanya Federal İçişleri Bakanlığı ve Alman haber ajansı DPA söyle duyurdu:

“Ülke çapında bu sabah, 11 eyalette düzenlenen operasyonda, darbe planı olan ve aşırı sağcı olduğundan şüphelenilen 25 kişi gözaltına alındı. Aşırı sağcı olan ve eski ordu mensuplarından oluşan bir grubun parlamento binasını basarak hükümeti devirmeyi planladıkları tespit edildi.”

Federal Başsavcı Peter Frank, Karlsruhe'de yaptığı açıklamada, tutuklananların "Federal Almanya Cumhuriyeti'nin anayasal düzenini ortadan kaldırmak ve 1871 Alman İmparatorluğu'nu örnek alan bir devlet oluşumu amacıyla terör örgütü kurmakla" suçlandıklarını belirtti.

Almanya Federal Adalet Bakanı Marco Buschmann da aynı cümleleri tekrarladı. Almanya Federal Savcılığının talimatı doğrultusunda, 3 bin polis tarafından 11 eyalette 130 noktaya operasyon yapılmıştı.

 

Darbecilikle suçlanan grubun arması

Federal savcılar, “darbeci” grubun, Almanya'nın yeni lideri olarak planladığı kişinin 71 yaşındaki Heinrich XIII Prens Reuss olduğunu açıkladı. “Darbeciler,” 1871 Alman İmparatorluğu'nu (İkinci Reich) örnek alan bir devlet kurmak istiyorlarmış!

Alman resmi makamlarına göre darbeci grubun yönetim şeması

“Almanya egemen bir devlet değildir”

Darbeci lider olarak anlatılan Heinrich XIII Prens Reuss, Almanya ile ilgili politik düşüncesini 2019’da katıldığı Worldweb forumunda söyle özetliyor: “Almanya, İkinci Dünya Savaşı'ndan bu yana egemen bir devlet değildir, Müttefikler (İkinci Dünya Savaşının galibi olan devletler) tarafından yönetiliyor ve gayri meşrudur.”

Heinrich XIII Prens Reuss

Polisin, Federal Almanya tarihinin en büyük operasyonuyla ortaya koyduğu bu hareket ve darbe hazırlığı yapmakla itham edilen grubun “liderinin” bu konuya dair söylemi, “Almanya bağımsız bir devlet mi?” sorusunu sormayı gerektiriyor. Biz de bu konuyu ele aldık. Maksadımız, “darbecilere” hak vermek olmayıp sadece gerçeği bulmaktır.

İkinci Dünya Savaşı’nı kaybeden Almanya bağımsızlığını da kaybetti

İkinci Cihan Savaşı’nı kazananlar, Almanya’da yeni bir düzen kurdular. “Batıdaki üç işgal bölgesinde işgal yasaları geçerliydi. Nüfusun büyük bir bölümünün sevinç gösterileri eşliğinde 1938’de Almanya’ya katılan ve aynı biçimde işgal altında olan Avusturya’yı da, Almanya’dan derhal ayırdılar. Amerika, Britanya ve Fransa’nın işgali altındaki bölgelerde, galip güçler, Almanya’nın batısında demokratik bir anayasa oluşturmak ve 1949’da kurulan Federal Almanya Cumhuriyeti’ni Sovyetler Birliği’ne karşı tesis etmek için çabalamışlardır. Ancak tarihi kazananalar yazdığı için, Almanya’nın, “Sovyet saldırgan politikaları” nedeniyle bölündüğü şeklinde resmî bir versiyon oluşturulmuştur.” ( http://politeknik.de/p9527/)

23 Mayıs 1949’da anayasa kabul edildi, 14 Ağustos 1949’da ilk federal meclis seçimleri yapıldı, işgal güçlerinin denetiminde yeni kurulan Federal Almanya Cumhuriyeti, 20 Eylül 1949’da Dr. Konrad Adenauer’in başkanlığında artık bir hükümete sahipti. O, 15 Eylül’de bir oy farkla şansölye seçilmişti. Adenauer seçimlerde SPD’li rakibi Kurt Schumacher’i yenmeyi başarmıştı.

ABD’nin müdahalesi altında Rusya’ya karşı

Bu şekilde, seçim manipülasyonları, partilere yapılan yasadışı bağışlar, anayasa ihlali, müttefik güçlerin, özellikle ABD’nin beyin yıkaması ve artan etkisi ile, Federal Almanya Cumhuriyeti, İkinci Dünya Savaşı’nın ardından sistematik olarak ABD’nin nüfuzuna terkedilmiş ve Sovyetler Birliği’ne karşı konuşlandırılmıştır. Farklı hükümetler döneminde farklı boyutları olan ABD’nin Alman siyaseti ve kamuoyu oluşturan medya üzerindeki bu müdahalesi günümüze dek sürmektedir.

Özellikle Angela Merkel’in başbakanlığı ABD’den gelecek direktifleri yerine getirmek için oldukça büyük bir isteklilik sergiliyordu. Dolayısıyla Almanya’nın bağımsızlığına ilişkin sürekli bir şüphe dile getirilmiştir ve getirilmeye devam ediyor. 1952 tarihli Almanya Antlaşması, 1990 tarihli İki Artı Dört Anlaşması ve Almanya’daki NATO Birlikleri Statüsüne Dair Ek Sözleşme, bu yönde bilgi sunuyor.

Bu, Federal Almanya’da konuşlu yabancı birliklerin yasal statülerini ve onların kendi güvenlikleri için gerekli önlemleri belirleme yetkisini konu almaktadır, zira iletişim ağlarına ve adli kovuşturma sistemlerine müdahale de bu önlemlere dahildir. Öte yandan ABD’nin gizli baskı ve şantaj yapmak için nüfuz etme imkanlarına da sahip olduğu hesaba katılmalıdır. Çünkü o an Almanya’nın aslında teorik olarak hukuken bağımsız, pratikte ise salt sınırlı bir bağımsızlığa sahip olduğunu saptamak mümkündür.

Sabancı Üniversitesi’nden Dr. Altay Atlı Anadolu Ajansı’nda 11 Aralık 2022’de yayınlanan “Almanya, ABD’den bağımsız hareket edebilir mi?” başlıklı analizinde durumu şöyle açıklıyor:

"Giderek rahatsızlaşan bir dünya içerisinde Avrupa." Bu cümle, Almanya Dışişleri Bakanı Sigmar Gabriel’in geçtiğimiz günlerde Berlin Dış Politika Forumu’nda yaptığı konuşmanın başlığıydı. Gabriel, son derece realist, dolayısıyla bir o kadar da karamsar konuşmasında günümüzü 2000’lerin başıyla kıyasladı ve o günlerde uluslararası toplum, küreselleşmeden, entegrasyondan, ortak sorunlara ortak çözümler getirmekten bahsediyorken, bugün her ülkenin kendi başının çaresine bakmaya çalıştığı, kendi çıkarlarının dışındaki konulara duyarsız kaldığı, giderek düzensizleşen bir dünyada yaşadığımızı vurguladı.

ABD içine kapanıyor

Gabriel’e göre bu değişimin sebeplerinin başında Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) içine kapanması, korumacı bir yaklaşımı benimsemesi ve küresel bir güç olmanın gerektirdiği yükümlülüklerden kendisini soyutlamaya başlaması geliyor. Donald Trump’ın yönetimindeki ABD’nin “dünyayı artık küresel bir topluluk olarak değil, herkesin kendi çıkarları için mücadele ettiği bir dövüş arenası” olarak gördüğünü ifade etti Gabriel ve Almanya’nın da böyle bir dünyada kendilerini artık bir müttefikten ziyade rakip olarak gören ABD’ye bağımlı kalmaması ve kendi konumunu belirlemesi gerektiğini, çünkü “Trump gitse bile artık ABD ile ilişkilerin hiçbir zaman eskisi gibi olamayacağını” belirtti. Alman Dışişleri Bakanı, Avrupa Birliği’ni (AB) de eleştirdi ve ABD’nin boşalttığı koltuğa AB’nin oturamadığını, Batılı liderlerin halkı anlamaktan uzak olduklarını ve Ukrayna ile Suriye’nin Batı için büyük birer başarısızlık olduğunu ifade etti. Gabriel’in çözüm önerisi ise kendi ayaklarının üzerinde duran bir Almanya ve daha iddialı bir AB.


ABD ve diğer saldırgan yabancı ülkelerin şimdi de devam eden askeri üslerini yansıtan bu harita, Almanya’nın hala acımasız bir işgal altında olduğunu gösteriyor.

2021’in mayıs ayında Başbakan Angela Merkel, Trump ile birlikte ABD’nin artık güvenilir bir müttefik olmaktan çıktığına işaret etmiş ve “Avrupa’nın kendi kaderini artık kendisinin belirlemesi gerektiğini” ifade etmişti.

 Bir düşünce kuruluşunun Berlin Dış Politika Forumu öncesinde hazırlamış olduğu kamuoyu araştırmasına göre, Almanların yüzde 56’sı ülkeleri ile ABD arasındaki ilişkilerin kötü ya da çok kötü olduğunu düşünüyor. Avrupa’nın kendi içerisinde güçlendirilecek olan bir savunma işbirliğinin, ABD ile olan savunma işbirliğinden daha önemli olduğunu savunanların oranı ise yüzde 88. Bununla birlikte Almanların yüzde 59’u “AB’nin doğru yolda olmadığını” düşünüyor.

Almanya, herhangi bir ülke değil. AB’nin birçok anlamda en güçlü ülkesi ve dünyada da yine farklı alanlarda lider olan ya da liderliğe oynayan bir ülke. 3,5 trilyon dolarlık ekonomisiyle dünyanın ABD, Çin ve Japonya’dan sonra en büyük dördüncü ekonomisi. 

Almanya, güvenlik anlamında olduğu kadar ekonomik anlamda da ABD’ye bağımlı durumda. 2016 yılında toplam 1,34 trilyon dolarlık ihracat yapan Almanya’nın en büyük pazarı ABD idi. Yine ABD, Almanya’nın en fazla ithalat yaptığı dördüncü ülke. Atlantik’in öteki yakasından bakıldığında ise Almanya’nın ABD için en fazla ihracat yapılan altıncı, en fazla ithalat yapılan beşinci ülke olduğu görülüyor. İki ülke arasında yıllık 155 milyar dolarlık bir ticaret hacmi, bu ticaret hacminin ardında on binlerce ihracatçı, üretici, tüketici var.

Avrupa fiilen ABD işgali altında.

Rusya-Ukrayna Savaşı devam ederken Washington Times’ın 2022’nin Haziran sonunda yayınlanan haberine göre, Avrupa'daki Amerikan askeri sayısı 100 bine ulaştı; bunun 35 bini Almanya’da. Peki Washington bu güçleri ne kadar tutabilir?

Rusya'nın Ukrayna işgalinin üzerinden geçen dört ayda Avrupa kıtasındaki Amerikan askerlerinin sayısı hızlı bir artış gösterdi. Şubat ortasında yaklaşık 65 bin olan ABD askeri sayısı Haziran 2022’de 100 bine ulaştı.

Soğuk Savaş sonrası dönemde kıtadaki en hızlı Amerikan askeri yığınaklarından biri olan bu artışın ne zaman duracağı, askerlerin ne zaman evlerine döneceği ya da Hint-Pasifik gibi diğer bölgelere kaydırılabileceğini belirleyici herhangi bir zaman ya da ölçüt de bulunmuyor. Bunun yerine askerlerin misyonu, daha ziyade Rus saldırganlığını caydırmak ve NATO topraklarına yapılacak olası bir saldırıyı önlemek olarak gösterilip ucu açık bırakılıyor. 

AB savunmasını % 20, Rusya % 292 ve Çin % 592 arttırdı

Rusya'nın Ukrayna’yı işgali daha fazla savunma harcaması artışına yol açtı. Bununla birlikte Avrupalı liderler, savunmalarını güçlendirmek için çok yavaş davrandıklarını kabul ediyorlar. Rakamlar, özellikle Moskova ve Pekin'deki göz kamaştırıcı savunma harcaması artışlarıyla kıyaslandığında hayli çarpıcı. Batı bloku açısından ise alarm zillerinin çaldığının da işaretçisi.

Avrupa Komisyonu, 18 Mayıs'ta yaptığı bir açıklamada, 1999'dan 2021'e kadar AB'nin savunma harcamalarının yüzde 20 arttığını belirtti. Oysa aynı zaman zarfında savunma harcamaları ABD'de yüzde 66, Rusya'da yüzde 292 ve Çin'de yüzde 592 oranında artmıştı.

Amerika Birleşik Devletleri Avrupa Komutanlığından (EUCOM) Washington Times'a yapılan bir açıklamada, "Rusya'nın Ukrayna'daki işgalinden önce, Avrupa Komutanlığında yaklaşık 65 bin daimi olarak görevlendirilmiş Amerikan askeri vardı. Şu anda bölgede 100 bin ABD askeri bulunmaktadır" denildi. 

Alman Savunma Bakanı Karrenbauer, "bağlılığımızın çok güçlü bir işareti"

ABD Savunma Bakanı Austin’ın, 13 Nisan 2021’de, 500 ilave askerin 2021’in sonbahar aylarında ABD’nin Wiesbaden’deki komuta merkezinde konuşlandırılacağını ve siber savunma konusunda yoğunlaşacaklarını açıklaması üzerine, Alman Savunma Bakanı Kramp-Karrenbauer, ABD’nin kararını "bağlılığımızın çok güçlü bir işareti" olarak görüyorum dedi.

ABD’nin dünya genelindeki 800 üssünün 88’i Almanya’da

2019 yılı itibariyle ABD’nin dünya genelinde yaklaşık 800 askeri üssü bulunuyordu. ABD’nin Ramstein dışında Almanya’da 87 üssü daha bulunuyor. Almanya’yı 86 üs ile Japonya, 64 üs ile Güney Kore, 29 üs ile İtalya ve 16 üs ile İngiltere takip ediyor. Türkiye ise en çok ABD üssü olan ülkeler arasında 9 askeri yapılanma ile 9'uncu sırada yer alıyor. Türkiye’de bulunan en büyük askeri yapılanma ise İncirlik Hava Üssü.

İşgalci ülkelerin Almanya’daki asker sayıları her şeyi özetliyor

1945-55 yılları arasında yarısı ABD’den olmak üzere 400 bin yabancı asker Almanya’da bulunuyordu. Aynı yıllarda Sovyetler Birliği de Doğu Almanya’da 400 bin asker bulunduruyordu. Sovyetler’in dağılmasıyla birlikte askerler aşamalı olarak çekildi.

Ancak ABD ve müttefikleri askerlerini tamamen çekmeye yanaşmadı, sadece sayıyı aşamalı olarak azaltmayı hedef olarak koydular. 2006 yılına gelindiğinde ABD’nin Almanya’daki asker sayısı 72 bin 416’ya; 2009’da 56 bin 680, 2016’da 35  bin 800 ve 2020’de 34 bin 500’e düştü. 

Aynı yıllar arasında İkinci Dünya Savaş’ından sonra Almanya’ya asker konuşlandıran Fransa, İngiltere ve Hollanda da asker azaltmaya başladı. 2006’da Almanya’daki asker sayısı 20 bin olan İngiltere’nin günümüzde sadece 342 askeri var. Aynı yıl 3 bin 708 olan Fransız asker sayısı 562’ye, Hollandalı asker sayısı ise 561’e düştü.

Almanya’daki üslerden kalkan uçaklar savaş bölgelerine (Irak, Afganistan, Suriye) gidip bombalama yaptıktan sonra geri dönüyorlar. Son olarak Yemen’deki savaşta kullanılan insanız hava uçaklarının Ramstein’den idare edildiği ortaya çıkmıştı. (https://www.trthaber.com/haber/dunya/abdnin-dunya-genelinde-800-ussu-var-449665.html)

Almanya=Küçük ABD

Almanya’daki askeri üslerde toplam 9 bin 600 asker ailesi de yaşıyor. Askeri üsler adeta Almanya’daki “Küçük ABD.” Kendilerine ait okulları, sosyal alanları, alışveriş merkezleri, posta ve polis sistemi var. Alışverişlerde zorunlu olarak ABD Doları kullanılıyor. Denilebilir ki Alman yasalarının hüküm sürmediği bir alan.

ABD’nin en büyük askeri üslerinden biri de Çekya sınırındaki Grafenwöhr’de bulunuyor. 4 bin asker ve asker yakınlarının da yaşadığı bu üsten Avrupa ülkeleri denetleniyor. Basında yer alan değişik haberlere göre Almanya’daki ABD üslerinde askerlere ilaveten 17 bin ABD’li ve 12 bin Alman sivil de çalışıyor.

“Adı konulmamış fiili işgal” sadece bunlarla sınırlı da değil. Yine Alman ordusuna ait Büchel’deki askeri üste NATO Nükleer Anlaşması çerçevesinde çoğu ABD’ye ait olmak üzere 20 B61 atom bombası bulunduruluyor. (https://www.evrensel.net/haber/407094/almanyadaki-amerika-askeri-usler)

Yukarıda anlatmaya çalıştığımız durum, Almanya’nın ABD’ye hala göbekten bağlı bir ülke olduğu gerçeğini bütün açıklığı ile gözler önüne seriyor.

Almanya, zengin, müreffeh, maddi olarak kalkınmış bir ülke evet.. Ama siyasi olarak sıkı sıkıya ABD’ye bağlı-bağımlı. Yani hala istiklalini kazanamamış bir devlet.

 

 

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir