Türk TORAKS Derneği Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Arzu Yorgancıoğlu, şu anda Türkiye'de sadece 2 şehrin ve 2 ilçenin havasının temiz kabul edilebilir sınırlarda olduğunu. Bu bölgeler dışında tüm illerin kirli havaya sahip olduğunu söyledi.
Dünya Astım Günü dolayısıyla GSK Türkiye'nin desteğiyle Türk TORAKS Derneği'nin düzenlediği basın toplantısında çevre kirliliği le göğüs hastalıkları arasındaki ilişkiye dikkat çekildi.
TÜRKİYE'DE HAVASI TEMİZ SADECE 2 İL VE 2 İLÇE VAR
Türkiye'deki illerde hava kirliliğinin Dünya Sağlık Örgütü'nün belirlediği kirlilik seviyesinin üstünde olduğunu da söyleyen Prof. Dr. Yorgancıoğlu bunun insan sağlığına etkileri ile alakalı olarak şunları söyledi:
"Biz Türk TORAKS Derneği olarak sağlığın sosyal bileşenlerine kafa yorduğumuz için çevresel maruziyetler içerisinde en önem verdiğimiz hava kirliliği. Bu nedenle de bir hava kirliliği görev grubu oluşturduk. Bu görev grubumuz illerdeki hava temizlik ölçümleri üzerinde bir çalışma yaptı. Bu çalışmanın sonuçlarına göre hava kirliliğinin en yoğun yaşandığı yer Muş ilimiz. Onun dışında Tekirdağ, Kayseri, Ağrı ve Iğdır'da oldukça yüksek seviyede. Yani Dünya Sağlık Örgütü'nün (DSÖ) izin verdiği seviyelerin kat üstünde bir hava kirliliği söz konusu. İzmir, İstanbul sınırın üstünde Ankara da sınırın üstünde ama 2 kat, 3 kat değil en azından. Hava kirliliğinin de yaşanmadığı 4 tane bölgemiz var. 2 il, 2 ilçe olmak üzere. Çanakkale'nin Biga ilçesi, Adana'nın Doğankent ilçesi, Tunceli ve Artvin illerimizde hava kirliliği sınır değerlerinin altında olarak seyretmekte. Buralar havası henüz temiz olan yerler."
Hava kirliliği konusunda insanların bireysel olarak yapabileceği çok fazla bir şey olmadığını söyleyen Prof. Dr. Yorgancıoğlu, öncelikle dış ortam hava kirliliğine önem verilmesi gerektiğini, dönüştürülebilir, sürdürülebilir enerji kaynaklarını kullanmamız gerektiğini söyledi. Prof. Dr. Yorgancıoğlu bunun hem yakıtlar hem ısınma adına hem de termik santraller anlamında olması gerektiğini de belirtti.
'PLAZA HASTALIĞI'NA DİKKAT!
Hava kirliliğinin dış ortam ve iç ortam hava kirliliği olarak ikiye ayrıldığını belirten Prof. Dr. Arzu Yorgancıoğlu şunları söyledi:
"Her iki hava kirliliği de hem astımlıları hem KOAH'lıları etkiliyor. Çünkü havadaki partikül madde oranı bu kirliliği bize sunan. Egzoz gazları, ısınma, yakıtlar ve termik santraller dış ortam hava kirliliğini tabii ki çok arttıran şeyler. Hava kirliliğinin çok yoğun olduğu günlered astımlı hastalarımızın poliklinik ve acil servis başvuruları artar. Daha fazla başvurular olur, atağa girerler. Yine KOAH'lı hastalarımız için de geçerli. Çünkü solunum yoluyla alıyorlar bu allerjenleri ve solunum yolu arttığı zaman hava yollarını etkiliyor ve hastalık ortaya çıkıyor tabii ki. İç ortam hava kirliliği de çok önemli. Merkezi havalanma ile belli oranlarda temiz havanın içeriye alındığı binalarda yaşayanlarda da bir takım semptomlar görebilmeye başladık. Hatta 'plaza hastalığı' deniliyor buna. Bunun yanı sıra kırsal alanda da biomast dediğimiz tezek ile ısınan, bununla yemeğini yapan, özellikle kadınlarda daha fazla görülen solunum sistemi yakınmaları da karşımıza çıkıyor."
BALIKESİR'DE 4 BİN AĞAÇLIK ORMAN MÜJDESİ
Türk TORAKS Derneği Başkanı ve göğüs hastalıkları uzmanı Prof. Dr. Ali Fuat Kalyoncu da dünyada astımın görülme sıklığının yüzde 1'den yüzde 'e kadar çıktığını, bunun yaşanılan bölgenin gelişmişlik düzeyi, kişisel yaşam koşulları, çalışma koşulları ile de alakalı olabileceğini belirtti. Prof. Dr. Kalyoncu ayrıca TEMA Vakfı ile birlikte Balıkesir Gönen'de 4 bin ağaçlık bir orman hediye edildiğini de açıkladı ve şunları söyledi:
"Türkiye'deki ortalama sıklığın yüzde arasında olduğunu söyleyebilirim kabaca. Ne çok kötü ne çok yüksek. Zaten Türkiye'de hani bir köprü diyoruz ya Doğu-Batı arasında. Buradaki rakamlarımız da yine ortalama 20 kişide 1 kişinin astım olduğunu kabul edebiliriz. O zaman aşağı yukarı yine Türkiye'de 4 milyon astımlı olduğunu söyleyebiliriz.
Biz insanlar olarak vücudumuzda şekeri, yağı, bİr sürü gereksiz şeyi depoluyoruz. Ama biz oksijeni depo edemiyoruz. Biz her şeyi yapabiliyoruz ama oksijeni yapamıyoruz. Mutlak suretle oksijenin tabiatın kendisi tarafından ormanlardan yapılması lazım. Biz de oksijeni yaşadığımız sürece sürekli solumamız lazım. Bunun için tabiata, ormanlara ihtiyacımız var. Bu nedenle Türk TORAKS Derneği olarak madem "Hayat nefesle başlar ve nefesle devam eder" diyoruz. O zaman bunun bir ucunun da tabiat olması için bizimle aynı düşünceyi paylaşan TEMA Vakfı bu konuda, sağolsunlar bizi destekleyen kişiler, kuruluşlar ile birlikte bir mütevazi orman hediye edip, ülkemizin oksijen portföyüne bir destek yapmak istedik."
TEMA Vakfı'ndan toplantıya katılan TEMA Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Deniz Ataç da "Biz doğaya mecburuz. Oksijen hep var ve olacak gibi davranıyoruz ama öyle bir şey yok" dedi.
(FOTOĞRAFLI)
(Tür: İstanbul)
Kaynak: Demirören Haber Ajansı / Güncel
Balıkesir’de ne yenir?
Balıkesir yöresel yemekleri zeytinyağı, sebze ve otlar ile yapılmaktadır. Ege Bölgesi’ne komşu olan bu şehir Ege lezzetleri ile ortak özellikler taşır. Dağar kebabı, tirit, kabak çiçeği dolması ve kızartması, Kazdağı çorbası, Balıkesir kaymaklısı, keşkek, kapama Balıkesir mutfağının yöreye özgü yemeklerindendir. Ancak turistik merkezlerde her çeşit yemek bulmak mümkündür. Özellikle Ayvalık’ta bulunan Cunda Adası balık restoranları ile ünlüdür. Burada mevsimine göre balık, midye, kalamar, zeytinyağlı mezeler ve salatalar sunulur. Haziran aylarında çıkan papalina adlı küçük balık cinsi bu bölgeye özeldir. Zeytinyağı üretiminin de yapıldığı bölgede en çok zeytinyağlı sebze yemekleri ve balık tercih edilmektedir. Bu seçeneklerin haricinde farklı bazı yöresel yemekleri de vardır.
Tavuk suyu ve tavuk etine doğranan kızarmış ekmekler ile yapılan bir yemektir.
Kuzu eti, buğday, salça ile yapılan etli tahıllı yöresel bir yemektir.
Börülce, koruk suyu, sarımsak, zeytinyağı kullanılarak yapılan haşlanmış salatadır.
Taze ve tuzsuz peynir, şeker, irmik kullanılarak yapılan bir tatlıdır.
Süt kaymağının un ile karıştırılarak pişirilmesinden elde edilir. Ilık olarak servis edilir.
Ayvalık’ın komşusu Yunan adası Midilli olunca doğal olarak Ayvalık’ta da sakızlı dondurma bulmak mümkün. Sakız ağacının özünden gelen mastikalı yani sakızlı dondurmayı Cunda da bulmak mümkün.
Balıkesir’e bağlı turistik ilçeler olan Ayvalık, Erdek, Edremit, Altınoluk doğal güzellikleri ile turizm merkezleridir. Tatil için bölgeye gelen turistler şehir merkezine çok uzak olmayan bu ilçelerde konaklamaktadırlar. Hangi ilçesinde kalınırsa kalınsın diğer ilçeleri gezmek mümkündür. Doğa sevenlerin de uğrak yeri olan il gezginlere, fotoğrafçılara, kampçılara çok güzel imkânlar sunmaktadır.
İda Dağı, Çanakkale ve Balıkesir şehirleri arasında yer almaktadır. Doğa sevenlerin, kampçıların uğrak yeridir.
Edremit ilçesinde yer alan Kazdağı Milli Parkı, doğal güzellikleri ve tertemiz havası ile ünlüdür. Sınırları içinde yer alan Şahinderesi Kanyonu ise görülmeye değer bir başka yerdir.
Büyük bir kısmı Biga Yarımadası üzerinde yer alan ve Dede Dağı, Babadağ, Sarıkız Tepesi, Karataş Tepe, Eybek Dağı, Kaz Dağı, Kocakatran Dağı, Gürgen Dağı gibi dağ ve tepe sırasından oluşan Kaz Dağları, Çanakkale ve Balıkesir şehirlerinin sınırları içerisinde yer alır. Özellikle Kaz Dağları sırasının Balıkesir’in Edremit ilçesine bağlı Altınoluk bölgesinde bulunan kısmı, temiz havası yüksek oksijen oranı bilinmektedir.
İda Dağı eteklerinde bulunan Antandros Antik Kenti, M.Ö. 7. ve 8. yüzyıllara dayanan geçmişi ile dikkat çekmektedir. Truva savaşlarının anlatıldığı kitabelerde adı sıkça geçen Antandros Antik Kenti, Balıkesir’de gezilmesi gereken yerlerdendir.
Ege Denizi'nin kıyısında yer alan ilçe doğal güzellikleri ile Türkiye’nin önemli tatil merkezlerinden biridir. Özellikle Sarımsaklı Plajı, Şeytan Sofrası ve Cunda Adası görülmesi gereken yerleridir.
Ayvalık’a gelen herkesin ziyaret ettiği muhteşem manzaraya sahip bir noktadır. Tepede yer alan bir kayada şeytanın ayak izi olduğu var sayıldığından adına Şeytan Sofrası denilmiştir.
Cunda’da yer alan, eskiden Agios Yannis Kilisesi olan bu yapı, yıllar içerisinde bakımsızlık nedeni ile harabe haline gelmiştir. Yıkılmak üzereyken ünlü Türk iş adamı Rahmi M. Koç'un maddi ve manevi katkıları ile restore ettirilmiş ve yılında topluma kazandırılmıştır. Kitaplığın ön ve arkasındaki kafe ise harika bir manzaraya sahiptir.
Koyun çevresinde yaklaşık 35 dalış noktası vardır. Sakin bir koydur. Cunda Adası’nın batısında yer almaktadır.
Burası yemyeşil, sakin, yazlık evlerin bulunduğu bir ilçedir. İstanbul’a yakın olmasından dolayı tercih edilen bir beldedir. Eşsiz bir tarih ve doğal güzellikler sunan Balıkesir’i daha yakından tanımak isteyebilirsiniz.
İşte doğanın içinde huzur bulup kendinizi yenileyeceğiniz en güzel 10 yer
Taraklı / Sakarya
Sakarya’nın zamanın akmayı unuttuğu yerlerinden biri olan Taraklı, ülkemizde Cittaslow yani ‘Sakin Kent’ unvanına sahip ilçelerden. Taraklı’ya geldiğiniz zaman dikkatinizi ilk olarak yemyeşil doğası, sonrasında da Safranbolu’daki tarihi evleri andıran karakteristik evleri çekecektir.
Taraklı’nın merkezindeki meydanda kafeleri de var. Bu kafelerde dinlenebilirsiniz, meydanın yakınındaki yerlerde ise gözleme, tost gibi atıştırmalıklar yapıp satan dükkânlar mevcut.
Taraklı turunuzu tamamladıktan sonra hediyelik eşya dükkânlarından hediyelikler alabilirsiniz. Yunus Paşa Cami ve Tarihi Han’a da uğramayı ihmal etmeyin.
Oylat / Bursa
Yeşil Bursa’nın termal sularıyla öne çıkan yeridir Oylat. Burası yemyeşil çam ormanlarıyla etrafı sarılmış bir yer. Belli başlı kaplıca tesisleri olduğu gibi günlük kiralık evler ve apart otelleri de vardır. Oylat’ı gezmek ve keşfetmek için günübirlik Bursa’dan gidebileceğiniz gibi, isterseniz buradaki tesislerden birinde konaklama yaparak Oylat termal sularıyla şifalanabilirsiniz.
Göynük / Bolu
Yemyeşil tepelerin arasında bir vadide eski Türk evleriyle sizi karşılayan Göynük, İstanbul’a olduğu kadar Ankara’ya da oldukça yakındır.
Buranın en dikkat çekici özelliklerinin başında iki-üç asırdır bu yemyeşil vadi içerisindeki varlığını korumuş olan, geleneksel Osmanlı mimarisini yansıtan, ahşap ağırlıklı tarihi evleridir.
Göynük’ün seyir terasına çıkıp, taş kaplı dar sokaklarında gezindikten sonra çarşıda bulunan restoranlarda cevizli ve tereyağlı erişte, mantı, güveçte yaprak sarma yemeden buradan ayrılmayın.
İğneada / Kırklareli
Yeşil ve mavi denince Trakya’da ilk akla gelen yerlerden biri İğneada. Kırklareli’nin Demirköy ilçesine 26 km. mesafedeki İğneada, kökleri suların içinde kalmış yemyeşil longoz ormanları ve 22 kilometrelik incecik kumlara sahip plajlarıyla öne çıkmaktadır.
Trakya'nın Karadeniz sahiline kıyısı olan İğneada’da konaklama için tercih edebileceğiniz küçük oteller ve daireler hizmet vermektedir.
Yuvacık / Kocaeli
Yemyeşil doğasıyla İstanbul’a sadece 90 dakikalık bir mesafede yer alan Yuvacık, Kocaeli’nin Başiskele ilçesine bağlı bir konumdadır. Sadece hafta sonları bile günübirlik gidebileceğiniz bu doğa harikası yerde nefes kesici bir güzellik sizleri bekliyor. Yuvacık Barajı’nın yer aldığı bölgede ister piknik yapın, ister trekking yapın. Bedeniniz kadar ruhunuzun da dinleneceği Yuvacık’ta misafirlere hizmet veren kahvaltı yapılabilecek, yemek yenebilecek restoranlar da var.
Yeşilyurt Köyü / Çanakkale
Dünya çapında oksijenin en bol olduğu yerlerden biri olan Kazdağları’nın eteklerinde yer alır bu tarihi köy.
Çanakkale’nin Ayvacık ilçesine bağlı Yeşilyurt Köyü, Kuzey Ege’nin en yeşil ve en güzel köylerinden sadece birisidir.
Burada ister tüm gününüzü geçirebilir, isterseniz de köyde hizmet veren otellerden birinde konaklamanızı yapabilirsiniz. Gelmişken de meydandaki köy kahvesinde yemeden ayrılmayın.
Maçahel Yaylası / Artvin
Maçahel Yaylası Doğu Karadeniz’de yer alan Artvin’in Borçka ilçesi sınırları içinde bulunur. Maçahel, Türkiye ve Gürcistan sınırları boyunca yer almaktadır. Zorlu yollar aşılarak varılabilen yaylanın ülkemiz sınırları içerisinde kalan bölümüne yukarı Maçahel denilmektedir.
Vadiye geldiğiniz anda yol boyunca devam eden enfes doğa, burada da karşınıza çıkar. Bol oksijenli yemyeşil bir doğaya sahip Maçahel’de yeşilin her tonunu bulunursunuz. Burada konaklama yapabileceğiniz birkaç tane işletme vardır. Özellikle yörede yaşayan halk tarafından pansiyon olarak işletilen ahşap evlerde konaklayabilirsiniz.
Şirince / İzmir
Güzel İzmir’in tarihi dokusu ve doğal güzellikleriyle öne çıkan yeri Selçuk ilçesine bağlı bir köy Şirince. Üzüm bağları, zeytinlikleri, meyve ağaçları, sıcacık insanları ve yemyeşil doğasıyla bu köy ülkemizde oksijeni bol yerlerden sadece biri.
Şirince’nin Arnavut kaldırımlı sokaklarında gezerken karşınıza küçük küçük köz kahvesiyle ünlü kafeler, hediyelik eşya dükkanları ve mutfağında leziz mi leziz yöresel yemekler yapan teyzeler sizi karşılar.
Bördübet / Muğla
Muğla’nın doğa harikası yerlerine ev sahipliği yapan Marmaris’in yeşille mavinin kucaklaştığı beldelerden biri de Bördübet
Gerek incecik kumlarla kaplı plajları, gerekse de yemyeşil çam ormanları arasında ister kamp yapın, isterseniz de bölgede hizmet veren iki-üç tesisten birinde konaklayın… Bol oksijeniyle yemyeşil bir doğaya sahip olan Bördübet’e bu yıl mutlaka uğrayın.
Amasra / Bartın
Batı Karadeniz’in doğal güzellikleri ve tarihi dokusundan nasibini alan Amasra, Bartın il merkezine sadece 16 km. mesafede yer alır.
Merkeze olan yakınlığı, plajları, bol oksijenli yemyeşil doğası, yöresel kahvaltısı ve balık restoranları ile Amasra’ya doyamayacaksınız.
Konaklamada ise hem sahilde hem de merkezde yer alan otellerden ya da apart dairelerden birini tercih edebilirsiniz.