türkü konu anlatımı / Anonim Halk Edebiyatı 10. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Konu Anlatımı

Türkü Konu Anlatımı

türkü konu anlatımı

Türkü

TÜRKÜ
♦ Özel bir ezgiyle söylenen bir nazım biçimi ve türüdür. Halk şiirinin öteki türlerinden ezgisiyle ayrılır. Mani ya da koşma biçiminde söylenmiş bir şiir bile türkü ezgisiyle söylendiğinde türkü olur.

♦ Genellikle bent ve kavuştak bölümünden oluşur. Bent, türkünün asıl sözlerinin bulunduğu bölümdür. Kavuştak ise bendin sonunda tekrarlanan “nakarat” tır. Bu bölüme “bağlama” da denir.

♦ Bent ve kavuştaklardaki dize sayısı iki-dört arasında değişir. Kimi türkülerde kavuştak olmayabilir. Bent ve kavuştaklar kendi aralarında değişik biçimlerde uyaklanır.

♦ Genellikle yedili, sekizli, on birli hece ölçüsüyle söylenir.

♦ Türküler konularına göre sevda türküleri, gurbet türküleri, askerlik türküleri, hapishane türküleri, kahramanlık türküleri, ölüm türküleri (ağıtlar), eşkıya türküleri, tören türküleri, doğa türküleri, oyun türküleri… gibi türlere ayrılır.

♦ Türküler ezgilerine göre ise “usullü türküler” ve “usulsüz türküler” olmak üzere ikiye ayrılır.

♦ Usullü türküler “oyun havalan” dır. Bunlara Urfa’da “kırık hava”, Konya’da “oturak”, Karadeniz’de “horon“, Ege’de “zeybek“, Trakya’da “karşılama“, Erzurum’da “Sümmani“, İsparta yöresinde dattiri” gibi değişik adlar verilir.

♦ Usulsüz türküler ise “uzun hava” lardır. Uzun havalar, “bozlak“, “divan“, “hoyrat“, “kayabaşı“,”maya” gibi yörelere göre farklı adlar alır.

♦ Söyleyeni belli olan, adı belli âşıklarca söylenen türküler de vardır.

Türkü Örneği
Bülbül ne yatarsın Çukurova’da
Eşin şahin kapmış kendin yuvada
Kendim gurbet elde gönül sılada
—–Ötme garip bülbül gönül şen değil  (Bağlama)

Bülbülün yatağı bahçeler bağlar
Garibin yatağı kahveler hanlar
Gurbet elde ölsem bana kim ağlar
—-Ötme garip bülbül gönül şen değil

Bülbül ne yatarsın bahar erişti
Kırmızı gül koncasına kavuştu
Sılada sevdiğim aklıma düştü
—-Ötme garip bülbül gönül şen değil

Bülbül ne yatarsın bahar yaz geldi
Bizim göle ördek geldi kaz geldi
Sılada sevdiğim benden vazgeldi
—-Ötme garip bülbül gönül şen değil

Bülbül ne yatarsın baharın vakti
Yıkıldı gönlümün sarayı tahtı
Böyledir âlemde âşıkın bahtı
—-Ötme garip bülbül gönül şen değil

Gülün nazla ömrü gelip geçiyor
Bülbül kafesinden kaçmış uçuyor
Kervan yükün almış konup göçüyor
—-Ötme garip bülbül gönül şen değil

Türkü Nedir? Türkülerin Özellikleri, Çeşitleri, Örnekleri

Türkçe söylenmiş şiir anlamına gelen “Türkü“nün “Türkî” sözünden geldiği görüşü ittifakla kabul edilmiş bir görüştür. Yani, “Türk” kelimesine Arapça “î” ilgi ekinin getirilmesiyle vücut bulmuştur. “Türk’e has” anlamına gelen bu söz halk ağzında “Türkü” şekline dönüşmüştür.

Türkü sözü muhtelif Türk boylarında farklı kelimelerle isimlendirilirler. Türküyü Azeri Türkleri mahnı, Başkurtlar halk yırı, Kazaklar türki, türik halık äni, Kırgızlar eldik ır, türkü, Kumuklar yır, Özbekler türki, halk koşiği, Tatarlar halık cırı, Türkmenler halk aydımı, Uygur Türkleri de nahşa, koça nahşisi derler.

Türkü terimi ilk defa XV. yüzyılda Doğu Türkistan’da aruz vezniyle yazılmış ve özel bir ezgi ile söylenmiş ürünler için kullanılmıştır. Burada değerlendirmeye çalıştığımız hece vezni ile söylenmiş türkülerin Anadolu’daki ilk örneğini ise, XVI. yüzyılda buluruz. Türkü şekline uygun ve türkü adını taşıyan ilk örnek XVI. yüzyıl halk şairlerinden Öksüz Dede‘ye aittir.

Birtakım araştırmacılar türkü kavramını şöyle yorumlamıştır:

Cahit Öztelli: “Halkın iç âlemini yaşatan, beşikten mezara kadar bütün yaşayışını içine alan en dikkate değer edebî mahsuller türkülerdir…Genel olarak türkü adını taşıyan manzumelerde değişmez bir ölçü ve şekil yoktur. Yalnız saz şairleri tarafından sanat düşüncesiyle meydana getirilen türkülerde belli ve değişmez bir şekil vardır. Uzun bir geleneğe bağlı olan bu türkülerde kavuştak (nakarat) bulunması şarttır. Birinci dörtlüklerin 2. ve 4. mısraları ile sonraki dörtlüklerin 4. mısraları hep aynıdır.”

Nihat Sami Banarlı: “Koşma şeklindeki bir manzumenin her dörtlüğüne bir (beşinci) veya bir (beşinci-altıncı) mısra ilavesiyle söylenilen bir halk şiiridir.”

Muzaffer Uyguner: “Her mısraı kafiyeli üçer mısralı kıtalar ile gene kafiyeli ve iki beyitten müteşekkil ara nağmeleri olan ve çalınıp söylenen folklorik halk edebiyatı mahsulleridir.”

Herbert Jansky, türküyü şu şekilde tanımlamaktadır: Türkü : “Büyük tarihi hadiseler karşısında halk kitlesinin sevinçlerini veya ümitsizliklerini; büyük şahsiyetler hakkındaki saygılarını veya nefretlerini; gençler arasında geçen hazin aşk hikâyelerini, millî hece veznini ölçü alan ve kalpleri fetheden mısralarla, derin bir muhteva içinde dile getiren edebî, aynı zamanda mûsiki bakımından ehemmiyete hâiz olan bu kendine öz bestelerle söyleyen; dar manâsıyla ise tarihi bir vesika mahiyeti gösteren Türk halk şiirinin en eski türlerinden biri”.

Bir ezgi ile söylenen halk şiirinin her çeşidini göstermek için Türkiye’nin sözlü geleneğinde en çok kullanılan ad “Türküler”dir. Özel durumlarda ya da ezginin, sözlerin çeşitlemesine göre ninni, ağıt, deyiş, hava adları da kullanılmaktadır.

Türkü, Türk halk edebiyatı nazım şekli ve türüdür. Ezgisi yönüyle diğer halk şiiri türlerinden ayrılır. Türküler genellikle anonimdir. İsimleri bilinen saz şairlerinin söyledikleri de giderek halka mal olmuş ve bunlar da anonimleşme eğilimine girmiştir. Türkü söylemeye “türkü yakmak” da denir.

Türküler genellikle hece vezninin 7, 8 ve 11’li kalıplarıyla kıtalar halinde söylenir. Her kıta türkünün asıl sözlerinin bulunduğu bend ile nakarattan meydana gelir. Nakarat her bendin sonunda tekrarlanır. Bu kısım bağlama veya kavuştak diye de bilinir. Türküleri kesin ayrıma sokmak güçtür. Bir yörede yakılan türkü diğer bir yöreye şekli ve söyleniş biçimi değişerek geçebilir.

Türküler; ezgilerine, konularına ve yapılarına göre sınıflandırılmaktadır.

1) Ezgilerine Göre Türküler:

Kırık havalar:

Usullü ezgilerdir. Alt türleri; türkü (genelde tüm kırık havalar için, özelde diğer türlerin dışında kalanlar için kullanılır), deyiş, koşma, semah, tatyan, barana, zeybek, horon, halay, bar, bengi, sallama, güvende, oyun havası, karşılama, ağırlama, peşrev, teke zortlatması, gakgili havası, dımıdan, zil havası, fingil havası dır.

Fingil Havası Örneği:

Orhan Hakalmaz- Sokak Başı Meyhane

Zeybek Örneği:

Engin Arslan – Çakal Çökerten Zeybeği

Uzun havalar:

Usulsüz ezgilerdir. Alt türleri; uzun hava (diğer türlere girmeyenler için kullanılır), barak, bozlak, gurbet havası, yas havası, tecnis, boğaz havası, elagözlü, maya, hoyrat, divan, yol havası, yayla havası, mugam dır. Ayrıca gazeller de özellikle Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde halk arasında söylenmektedir.

Bozlak Örneği:

Bir Yaratmış Allah (Bozlak) – Neşet Ertaş

Hoyrat Örneği

Yara Bende (Elezber Hoyrat) – Hasan Öztürk


2) Konularına Göre Türküler:

Ninniler ve çocuk türküleri, tabiat üzerine türküler, aşk türküleri, kahramanlık türküleri, askerlik türküleri, tören türküleri, iş türküleri, acıklı olaylarla ilgili türküler, güldürücü türküler, karşılıklı söylenen türküler, oyun türküleri, ağıtlar.

Askerlik Türküsü Örneği

Asker Yolu Beklerim – Müzeyyen Senar

3) Yapılarına Göre Türküler:

» Mani kıt’alarından kurulu türküler: Birbirleriyle ilgili konularda söylenmiş manilerin sıralanarak ezgiyle okunmasından meydana gelir.

» Dörtlüklerle kurulu türküler: Dörtlüklerle kurulu türküler adı üstünde dörtlüklerden oluşan türkülerdir. Bu tür türküler de anonimdir.

Türkülerin Özellikleri:

1. Türkülerde konu zenginliği vardır. Aşk, ayrılık, ölüm, tabiat, kahramanlık, güzellik başlıca konularıdır.
2. Hecenin yedili, sekizli en çok da on birli kalıplarıyla yazılırlar.
3. Türküler genelde dörder mısralı bentlerden oluşur.
4. Bazıları koşma şeklindedir.
5. Bazı türkülerde her bendin sonunda aynı dize veya dizeler tekrarlanır. Bu tekrarlanan dizelere nakarat (kavuştak) adı verilir. Nakaratların völçüsü bazen ana bentlerin ölçüsünden ayrı olabilir.
6. Türkülerin kafiye örgüsü genelde şöyledir: “aaab cccb dddb”, “aaabb cccbb dddbb” veya “aaabcc dddbcc eeebcc” şeklindedir.
7. Türküler ait oldukları bölgelere göre adlar alırlar.
8. Genelde anonimdirler ama söyleyeni belli olan türküler de vardır.

Türkü, "Türkî" sözünden gelir. "Türk'e özgü" anlamındadır. Türkü söylemeye "türkü yakmak" da denir. Türkü, iki bölümden oluşur. Türkünün asıl sözlerinin yer aldığı bölüme bent; her bentten sonra gelen ve bu bentleri birbirine bağlayan bölümlere ise kavuştak ya da bağlama adı verilir. Hikmet Dizdaroğlu, türkü türünün ilk örneğini Öksüz Dede'nin verdiğini belirtir.

Türkü Türünün Özelikleri

  • Halk Edebiyatı'mızın en yaygın nazım biçimidir.
  • Kendine has bir söyleyişi olup belli bir ezgiyle söylenir.
  • Genellikle anonim olmakla birlikte söyleyeni belli olan türküler de vardır.
  • Aşk, güzellik, kahramanlık, doğa, gurbet, sosyal olaylar en çok işlenen konulardır.
  • Halk arasında heyecan uyandıran birçok olaya da türkü yakılmıştır.
  • Türküler iki bölümden oluşur. Türkünün asıl sözlerinin yer aldığı birinci bölümdür. Buna "bent" denir. İkinci bölüm ise her bendin sonunda tekrarlanan nakarat bölümüdür. Bu bölüme "kavuştak" ya da "bağlama" adı verilir.
  • Türküler 7'li, 8'li (4+4) veya 11'li (4+4+3) hece ölçüsünün kalıplarıyla yazılır ve söylenir.
  • Türkülerde şekil ve içerik, çevre ve zamana göre değişiklikler gösterir.
  • Çocukların uyumasını sağlayan veyahut ağlamasını durduran açık, sade anlaşılır bir dille yazılan ve ezgiyle söylenen türkülere "ninni" adı verilir.
  • Sözlü edebiyatımızda sagunun devamı niteliğinde olan acıklı bir konuyu işleyen ve belirli bir ezgiyle söylenen türküler "ağıt" adını alır.
  • Türküler genelde dörder mısralı bentlerden oluşur.
  • Türkülerin bir kısmı koşma biçimindedir.
  • Türküler ait oldukları bölgelere göre farklı isimler alır.
  • Türkülerin kafiye şeması genellikle "aaab, cccb, dddb" şeklindedir.


Türkülerin Sınıflandırılması

1. Yapılarına göre türküler

2. Temalarına göre türküler

3. Ezgilerine göre türküler

1. Yapılarına Göre Türküler: Türküler içerisinde bentleri bir, iki, üç ve dört dizeden oluşanlar olduğu gibi kavuştakları da bu şekilde olanlar vardır. Bentlerin, kavuştakların kümeleniş şekli ve kafiyenin düzenine göre değişik yapılar gösterir.

Bent ve bağlantılarda dize sayıları değişebilir. Yapılarına göre türküler manilerin sıralanarak bir ezgiyle okunmasından meydana gelen mani, kıtalarından kurulu türküler ve dörtlüklerle kurulu türküler olmak üzere ikiye ayrılır.

2. Konularına (Temalarına) Göre Türküler: Bu türküler; ninniler, çocuk türküleri, doğa türküleri, aşk türküleri, kahramanlık ve askerlik türküleri, iş türküleri, tören türküleri, hapishane türküleri, taşlama, yergi, güldürücü türküler, karşılıklı türküler, ölüm türküleri, gurbet türküleri, oyun türküleri gibi farklı temalarda sınıflandırılır.

3. Ezgilerine Göre Türküler 

A. Usulü Türküler: Ölçüsü ve ritmi belli olan türkülerdir. "Kırık havalar" da denilen bu türküler genellikle oyun havalarıdır. Halay, zeybek, horon, bar ve kaşık havaları bu türkü türünde sayılır. Usulü türküler; Konya'da oturak, Ege'de zeybek, Karadeniz kıyıla­rında horon, Kars ve Erzurum'da Sümmanî ağzı ismiyle bilinir.

B. Usulsüz Türküler: Bunlara uzun hava da denir. Üsulsüz türküleri söyleyen kişi ana melodiye dokunmayarak kendi üslup ve ses özelliklerini dikkate alarak nağmeleri kısaltıp uzatabilir. Divan, bozlak, ağıt, hoyrat, kayabaşı, koşma, Çukurova, Türkmani, maya gibi çeşitleri vardır.

Türkü Türü ile İlgili Örnekler

Örnek 1

Çamlığı başında tüter bir tütün
Acı çekmeyenin yüreği bütün
Ziyamın atını pazara çekin
Gelen geçen Ziyam ölmüş desinler
Uzun olur gemilerin direği
Yanık olur anaların yüreği
Ne sen gelin oldun ne ben güveyi
Onun için açık gider gözlerim

Örnek 2

HAVADA BULUT YOK

Havada bulut yok bu ne dumandır.
Mahlede ölüm yok bu ne figandır.
Adı Yemen'dir gülü çemendir.
Giden gelmiyor acep nedendir.
Burası Muş'tur yolu yokuştur.
Giden gelmiyor acep nedendir.
Kışlanın önünde redif sesi var.
Bakın çantasına acep nesi var.
Bir çift kundurayla bir de fesi var.
Adı Yemen'dir gülü çimendir.
Giden gelmiyor acep nedendir.
Burası Muş'tur yolu yokuştur.
Giden gelmiyor acep nedendir.

Örnek 3

Zeytinyağlı yiyemem aman,
Basma da fistan giyemem aman.
Senin gibi cahile,
Ben efendim diyemem aman.

Kaldım domaniç dağlarında,
Sevgili yarim nerelerde.

Kara üzüm asması,
Yeşil olur yazması.
Ben yarimden ayrılmam,
Kara yazı yazması.

Kaldım domaniç dağlarında,
Sevgili yarim nerelerde.

Asmadan üzüm aldım,
Sapını uzun aldım.
Verin benim yarimi,
Annemden izin aldım.

Kaldım domaniç dağlarında,

Sevgili yârim nerelerde.

Örnek 4

Söğüdün yaprağı narindir narin

İçerim yanıyor dışarım serin

Zeynep'i bu hafta ettiler gelin

Zeyneb'im Zeyneb'im anlı Zeyneb'im

Üç köyün içinde şanlı Zeyneb'im 

Ayrıca bakınız

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir