turgut koçak / Haberleri Son Dakika turgut kocak Haberleri - ODATV

Turgut Koçak

turgut koçak

VURGUNA KAPI ARALAMA /

TURGUT KOÇAK (TÜRKİYE SOSYALİST İŞÇİ PARTİSİ GENEL
BAŞKANI)

Bildiğiniz gibi AKP ve sarayın marifetleriyle artık ekonomi dönmüyor.
Üretim durdu, alışveriş olmadığı için esnaf kan ağlıyor. Bu durumda bile
iktidarın bula bula bulduğu çare yurttaşların gözünü boyamak ve onları
biraz daha borç batağına sokmak oluyor. Neymiş efendim özellikle beyaz eşya
ve mobilyada vergi indirimlerine gidilmiş. Ancak indirilen vergi
indiriminin arkasından da hemen %11'leri bulan zamlar yapılarak değişin bir
şey olmadığı gibi indirime karşın yine de yapılan zam nedeniyle fiyatlar
yukarılarda olacak.

İktidarın bu yöntemle yurttaşları borç batağına itmesi ise ayrıca
konuşulması ve üzerinde durulması gereken bir Alicengiz oyunu. Hiç kuşku
yok ki, iktidarın bu oyununa gelenler değişen bir şeyin olmadığını
görecekler daha da ağır bir yükün altına girerek iktidarın uydurma
yöntemlerine kanmalarının bedelini de ödemiş olacaklardır. İktidara yakın
çevreler alınan bu kararlardan sonra içeride ticaretin canlanacağı ve 10
milyar TL gibi bir para döneceğinin hesabı içindeler. Böyle bir şey olur mu
bilemiyorum ama olsa bile ekonominin bu tür pansuman yöntemlerle
kurtulamayacağı kesin.

AKP iktidarının Yılının içinde. İktidara geldiği günden bu yana kamu
kurumlarını yabancılara sata sata bitirdiği için elinde satacak bir şey
kalmamış durumda. Bu yüzden de oluşturulan 'Varlık Fonu'ndan medet
umuluyor. İzlenen politikalar yüzünden ve özellikle de siyaseten yaratılan
belirsizlikler nedeniyle ekonomi daha da bir çıkmaz yola girdiği için belki
de iktidar son çare olarak elde bulunan tüm kamu kurumlarını yabancılara
satmak ya da ne bileyim yatırım yapılsın düşüncesiyle sözü edilen bu
kurumlar ipotek gerçeğiyle karşı karşıya bulunuyor. Devredilen kuruluşlar
T.C. Ziraat Bankası, Botaş, Türkiye Petrolleri, PTT, Borsa İstanbul,
Türksat'taki Hazine hisseleri, Telekomünükasyon'un yüzde oranındaki
hissesi, Eti Maden ve Çay İşletmeleri oldu.

Atılan bu adımlar için iktidar çevreleri ve iktidara yakın olan kimseler ne
derlerse desinler bu yeni bir özelleştirme hareketi ve de ülkenin onca
yıllık kurumlarının peşkeş çekilmesinden ibarettir. Ayrıca bu kurumlar
Varlık Fonu'na devredildi diye de kimsenin gelip Türkiye'de yatırım
yapacağı falan da yoktur. Olsa bile bir anlamda ipotek olarak ortaya
sürüleceği için bu kuruluşları yok pahasına yitirmemizin dışında bir yararı
da olmayacaktır. Bu kadar zorluğun içinde sözü geçen bu kuruluşların
alıcıları çıkabilir, bu da demektir ki T. C. Ziraat Bankası'nın da elden
çıkmasıyla ülkemizdeki bankaların neredeyse tamamı yabancıların eline
geçmiş olacağı için ileride Türkiye korkunç boyutlarda dış finans
kuruluşlarının baskısıyla atılan bu adımların bedelini ödemekle karşı
karşıya kalacaktır. Sözü edilen bazı kuruluşların stratejik önemine
değinmiyorum bile. Değinmiyorum, çünkü AKP ve saray iktidarı döneminde
Türkiye'nin stratejik öneme sahip hiçbir kuruluşu kalmış değildir. Hemen
hemen bütün dünya için her şeyimiz aşikar hale gelmiştir.

Düşüncelerimizi doğrulayan açıklamalar ilgili bakanlardan gelmiştir bile.
Yapılan açıklamalarda özelleştirmeye devam edileceği 10 milyarın üzerinde
bir kazanç elde edileceği dile getirildi bile.

Ayrıca Varlık Fonu'na devretme olayı ülkemizde yakıcı bir şekilde gündemde
olan anayasa değişikliği için yapılacak olan halk oylaması dönemine de
rastlamış olması elbette bir rastlantı değildir. Çünkü iktidar başka bir
zamanda böyle bir adım atmış olsaydı hiç kuşku yok ki, muhalefet
çevrelerinde ve ekonomi bilen çevrelerce çok tartışılacağını iyi
bilmekteydi. Bu yüzden de böyle bir dönemde bu adımları atarak
eleştirilerden de bir ölçüde de olsa yakayı sıyırmış oldu.

Burada bir önemli noktaya daha işaret etmekte yarar vardır. Bilindiği gibi
iktidar pek çok konuda Sayıştay denetiminden rahatsızdır. Ve hatta bu
rahatsızlığını kimi zaman direnerek, kimi zaman da ilgili belge ve
bilgileri Sayıştay'a ulaştırmayarak denetimden kaçmaktadır. Varlık Fonu
Sayıştay'ın denetimi dışındadır. Sözü edilen kurumlar bu fona aktarıldıktan
sonra da denetimin dışında kalacağı için orada ne biçim fırıldaklar dönmüş
olduğunu da kimseler anlamayacaktır. Bir başka deyişle vurgunlar kolaylıkla
gerçekleşecek, istenilen yabancı kuruluşa istenildiği fiyatlarla satılıp
özelleştirmeleri de sağlanabilecektir.

AKP iktidarı OHAL altında hem siyaseti, hem de ekonomiyi uhdesi altına
almıştır. OHAL'i dayanak yaparak kolaylıkla işler çevirmekte, kendileri
dışında siyaseti kilitlemeye kalkarak dikensiz gül bahçesinde dolaşmak
istemektedir. Ancak bu tür adımların sonu hayır getirmeyecek, hem ülke
altından kalkamayacağı yüklerin altına sokulacak hem de siyasetin ülkemizde
daha da diktatöryal tedbirlere başvurulacaktır.

Değerli yurttaşlar, görüldüğü gibi batakçı, vurguncu, üretim yapamayan,
hazırı satıp savuran soyguncu bir iktidarla karşı karşıyayız. Eğer anayasa
değişikliği halktan 'EVET' oyu alırsa bunları dizginlemenin ne olanağı
kalacak ne de ülkemiz karşılaşacağı büyük tehlikelerden kurtulabilecektir.
Bu yüzden de AKP ve saray iktidarının istediği anayasa değişikliğine 'HAYIR
de, geçit verme! Geçit verme ki halkın sırtından egemenlik sürdürenler
yolun bittiğini görsünler.

Geçit verme ki, padişah yetkileriyle donatılmış tek kişilik yönetime mahkum
olma!

turgut koçak

  • tsip'in, f-tipi karşıtı eylemlere verdiği destek sebebiyle mahkümiyeti kesinleşip bir kaç gün önce jandarma tarafından düzce'de partisinin örgütlenme çalışmaları sırasında yakalanarak bolu f-tip cezaevinde konulan onursal genel başkanı. bu mahkumiyetinden dolayı siyasi yasaklı konumuna düştüğü için genel başkanlığı bırakmak zorunda kalmış ve enformal bir sıfat olan onursal başkanlığa getirilmiş.
    ların başında sbp kuruluş sürecinde tsip'in feshine karşı çıkmış, sbp'nin kuruluş çalışmalarına bir süre muhalif bir pozisyondan katılmış ama yeni partiyi marxist-leninist bulmadığı için ona katılmayıp bir müddet sonra tsip'i yeniden kurmuştur. ama yeni kurulan tsip, f-tipi eylemlere verdiği destek dışında pek adını duyuramamış ve varlık gösterememişti.
    kendisini 90ların başında çok yakından olmasa da şahsen tanıdım. kelimelerin tam anlamıyla inançlı ve kararlı bir sosyalist olarak belleğimde yer etmişti. hem onun liderlik edeceği bir pratiğinin bir yere varmayacağı, hem de onun bu pratiğinden vazgeçmeyeceği o zamandan belliydi.

  • güzellik alev bir kuş muydu kitabının yazarı. ankara'da bir sahafın aldığım kitapların yanına iliştirmesiyle haberdar oldum.

    "sözlerimin büyüklenme olarak anlaşılmasından da korkum yoktur. çünkü yazdıklarım söylediklerimin kanıtıdır" diyerek kitaba giriş yapmış, cengiz kaplan'ın deyimiyle de komünist olduğu kadar da şair olan adam.

ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir