Benzer belgeler
Küçüklerin Büyük Soruları-2 Yayın no: CENNET NASIL BİR YER? Genel yayın yönetmeni: Ergün Ür İç düzen/kapak: Zafer Yayınları Isbn: 11 4 Sertifika no: Uğurböceği Yayınları, Zafer Yayın
DetaylıYAYIN NO: 73 genel yayın yönetmeni: Ergün Ür yayınevi editörü: Özkan Öze iç düzen/kapak: Zafer Yayınları tashih: Ayhan Halaç baskı, cilt: Vesta Ofset tel: 0 72 52 Onbeşinci baskı: Nisan, Uğurböceği
DetaylıZehra Aydüz, Balıkesir de doğdu. yılında İstanbul Üniversitesi Tarih Bölümü nü bitirdi. Özel kurumlarda Tarih öğretmenliği yaptı. Evli ve üç çocuk annesi olan yazarın çeşitli dergilerde yazıları
DetaylıYAYIN NO: 81 genel yayın yönetmeni: Ergün Ür yayınevi editörü: Özkan Öze iç düzen/kapak: Zafer Yayınları tashih: Emine Aydın baskı, cilt: Vesta Ofset tel: 0 72 52 Birinci baskı: Nisan, Üçüncü
DetaylıKüçüklerin Büyük Soruları-4 Yayın no: KUR AN OKUMAYI NEDEN ÖĞRENMELİYİM? Genel yayın yönetmeni: Ergün Ür İç düzen/kapak: Zafer Yayınları Isbn: 07 6 Sertifika no: Uğurböceği Yayınları,
DetaylıAnne Ben Nerden Geldim? Çocuklar İçin Cinsel Eğitim YAYIN NO: 77 genel yay n yönetmeni: Ergün Ür yay nevi editörü: Özkan Öze iç düzen/kapak: Zafer Yay nlar tashih: Emine Aydın bask, cilt: Vesta Ofset tel:0
DetaylıKüçüklerin Büyük Soruları-3 Yayın no: ALLAH IN GÜZEL İSİMLERİNİ NEDEN ÖĞRENMELİYİM? Genel yayın yönetmeni: Ergün Ür İç düzen/kapak: Zafer Yayınları Isbn: 09 0 Sertifika no: Uğurböceği
DetaylıYayın no: VEFA VE CÖMERTLİK ÖYKÜLERİ Genel yayın yönetmeni: Ergün Ür İç düzen: Durmuş Yalman Kapak: Zafer Yayınları İsbn: 15 2 Sertifika no: Uğurböceği Yayınları, Zafer Yayın Grubu
DetaylıA L İ Ç A N K I R I L I ÇOCUKLARA SÖZ GEÇİRME SANATISinirlenmeden Ceza vermeden B a ğ ı r m a d a n YAYIN NO: genel yay n yönetmeni: Ergün Ür yay nevi editörü: Özkan Öze iç düzen/kapak: Zafer Yay
DetaylıMonet, Evren Nağmesinde Bir Gelincik Tarlası Zaman, çiçeği burnunda bir öğle vakti. Saçaklı bir güneş, taç yaprak beyazı bulutların arasından geçip cömertçe merhametini sunuyor bizlere. Çiçekli bir
DetaylıYayın no: DÜRÜSTLÜK VE DOĞRULUK ÖYKÜLERİ Genel yayın yönetmeni: Ergün Ür İç düzen: Durmuş Yalman Kapak: Zafer Yayınları İsbn: 99 2 Sertifika no: Uğurböceği Yayınları, Zafer Yayın
DetaylıHazırlayan: Ahmet Bilal Yaprakdal yayın no: SİVRİ ZEKA Genel yayın yönetmeni: Ergün Ür Yayınevi editörü: Özkan Öze Tashih: Nermin Toykar İç düzen/kapak: Zafer Yayınları İsbn: 10 7 Sertifika
DetaylıYayın no: SAYGI VE HÜRMET ÖYKÜLERİ Genel yayın yönetmeni: Ergün Ür İç düzen: Durmuş Yalman Kapak: Zafer Yayınları İsbn: 18 2 Sertifika no: Uğurböceği Yayınları, Zafer Yayın Grubu
DetaylıÇocuklar için Kutsal Kitap sunar Tanrı Herşeyi Yarattığı Zaman Yazarı: Edward Hughes Resimleyen: Byron Unger ve Lazarus Uyarlayan: Bob Davies ve Tammy S. Tercüme eden: Nurcan Duran Üreten: Bible for Children
DetaylıGÜNEŞ 1- Büyüklük Güneş, güneş sisteminin en uzak ve en büyük yıldızıdır. Dünya ya uzaklığı yaklaşık milyon kilometre, çapı ise kilometredir. Bu çap, Yeryüzünün katı, Jüpiter in de 10
DetaylıPerseid Göktaşı Yağmuru: Ağustos 10 Ağustos tan itibaren göktaşı yağmurlarının en popüleri olan Perseid (Kahraman) göktaşı yağmuru görülmeye başlanacak ve 12 Ağustos gecesi doruğa ulaşacak. Bu göktaşı
DetaylıFİLİZ ESEN-İROL AŞARAN : Efendim : İyiyim sağol sen nasılsın : Çalışıyorum işte yaramaz birşey yok : Kim yazmış bunu : Kim yazmış bunu Milliyet te : Yani sen sen birşey yollamış mıydın
DetaylıSAKLAMBAÇ Müge İplikçi ON8 roman 22 SAKLAMBAÇ Yazan: Müge İplikçi Yayın yönetmeni: Müren Beykan Yayın koordinatörü: Canan Topaloğlu Son okuma: Hande Demirtaş ON8, Tüm yayın hakları saklıdır. Tanıtım
Detaylı5 YAŞ VE HAZIRLIK SINIFI EKİM BÜLTENİ HAZIRLIK SINIFI EKİM AYI ŞARKILARIMIZ OKULUMA BAŞLADIM BİR DÜNYA BIRAKIN SONBAHARIN SESLERİ SEVİMLİDİR HAYVANLAR HOŞ GELİŞLER OLA Her gün erken kalkarım Önce yüzümü
DetaylıYENİ YILINIZ KUTLU OLSUN. ÖZEL EFDAL ANAOKULU DENİZYILDIZI GRUBU ARALIK AYI ARALIK AYINDA NELER ÖĞRENDİK? Gökyüzünde neler gördüğümüzü ifade ettik. Gökyüzünde gördüklerimizi resimledik. Havada duran nesneleri
DetaylıMikro Meteor lar Sanıldığı Kadar Tehlikeli Mi? Özellikle ABD nin milli coğrafya kanalı National Geographic ve ekürisi Discovery Channel da yayınlanan belgesellerde sıklıkla ve ısrarla uzaydaki mikro meteorların
DetaylıMMeraklı Afacanların Bil Bakalım! Gökkuşağı nedir? inik Ansiklopedisi NEDİR ve NASIL OLUŞUR Sophie de Mullenheim Gitar nelerden oluşur? Yapı Kredi Yayınları - Doğan Kardeş - Bil Bakalım - Nedir
DetaylıBölüm 7 Mavi Bilye: YER Japon uzay ajansının (JAXA) AY yörüngesinde bulunan aracı KAGUYA dan Yer in doğuşu ilk defa yüksek çözünürlüklü olarak görüntülendi. 14 Kasım Yeryüzü: Okyanus tabanındaki büyük
DetaylıSAYI KAVRAMI (TEMEL KAVRAM) KONULAR: 1 den 20 ye Kadar Birer Birer Ritmik Sayma 10 dan Geriye Doğru Birer Birer Ritmik Sayma 1 den 10 a Kadar Rakamları Okuma ve Modele Bakarak Yazma 1 İle 10 Arasındaki
DetaylıEK: Mucize Avcısı nı yayına hazırlarken, çok uzun yıllar önce yazdığım bir yazıyı hatırladım. Onaltı yaşında, lisede iken yazdığım bir yazıyı. Cesaret edip, bir gazetenin araştırma merkezine göndermiştim.
DetaylıSU HALDEN HALE GĠRER SU DÖNGÜSÜ Yeryüzündeki suyun buharlaģıp havaya karıģması, bulutları oluģturması ve yağıģ olarak yeryüzüne dönmesi sürecinde izlediği yola su döngüsü denir. Su buharı soğuduğunda ise
DetaylıSU SU HALDEN HALDEN HALE HALE GİRER GİRER seafoodplus.info FEN VE TEKNOLOJİ DERSİ KİMYA KONULARI SUYUN SERÜVENİ Su; katı, sıvı, gaz olmak üzere üç halde bulunur. Bulutta suyun gaz hali olan su buharı bulunmaktadır.
DetaylıToplu Masallar MASAL MASAL AYTÜL AKAL , Tudem Yayın Grubu /1 Sok. No: 10/51 Alsancak-Konak/İZMİR Yazar: Aytül Akal Resimleyenler: Mustafa Delioğlu, Huban Korman, Ayda Kantar Serap Deliorman, Saadet
DetaylıFen Bilimleri 5 Bir Bakışta Akılda kalıcı özet bilgi alanları Önemli noktalar Alınacak notlar için boş alanlar Tudem Yönlendirme sınavlarında çıkmış sorular 2 Boşluk doldurma alanları Konuyu
Detaylıİnsanı Diğer Canlılardan Ayıran Özellikler Hani, Rabbin meleklere, Ben yeryüzünde bir halife yaratacağım demişti. Onlar, Orada bozgunculuk yapacak, kan dökecek birini mi yaratacaksın? Oysa biz sana hamd
DetaylıHazırlayan: Ahmet Bilal Yaprakdal Yayın no: 99 SÜPER ZEKA-2 Genel yayın yönetmeni: Ergün Ür Yayınevi editörü: Özkan Öze iç düzen/kapak: Zafer Yayınları Tashih: Emine Aydın isbn: 06 0 Sertifika
DetaylıHazırlayan: Ahmet Bilal Yaprakdal yayın no: 93 SÜPER ZEKA-1 Genel yayın yönetmeni: Ergün Ür Yayınevi editörü: Özkan Öze Tashih: Emine Aydın İç düzen/kapak: Zafer Yayınları İsbn: 01 5 Sertifika
DetaylıGÖK CİSİMLERİNİ TANIYALIM Galaksilerin, yıldızların, gezegenlerin, meteorların, asteroitlerin bulunduğu hacimli ve kütleli gök cisimlerinin tamamının yer aldığı boşluğa uzay denir. Uzayda bulunan varlıkların
DetaylıSU HALDEN HALE GİRER Su 3 halde bulunur: Katı, sıvı ve gaz. * Gaz halindeki bir maddenin sıvı hale geçmesine YOĞUŞMA denir. * Kar kışın yağar. Yağmur ise daha çok ilkbahar mevsiminde yağar. * Yeryüzündeki
DetaylıYAVRU TEMA EĞİTİM PROGRAMI etkinlik rehberi YAŞAMI KEŞFEDİYORUM RENGARENK DOĞAM ETKİNLİK 15 AMAÇ Suyun yeryüzündeki yolculuğu konusunda farkındalık sağlamak ETKİNLİK SÜRESİ: 2 Ders Saati KAZANIMLAR: Fen
DetaylıBir bahar günü. Doğa en canlı renklerine büründü bürünecek. Coşku görülmeye değer. Baharda okul bahçesi daha bir görülmeye değer. Kıpır kıpır hareketlilik sanki çocukların ruhundan dağılıyor çevreye. Biz
DetaylıFotovoltaik Teknoloji Bölüm 3: Güneş Enerjisi Güneşin Yapısı Güneş Işınımı Güneş Spektrumu Toplam Güneş Işınımı Güneş Işınımının Ölçülmesi Dr. Osman Turan Makine ve İmalat Mühendisliği Bilecik Şeyh Edebali
DetaylıKUTUP IŞINIMI AURORA seafoodplus.info Kutup ışıkları, ya da aurora, genellikle kutup bölgelerinde görülen bir gece ışımasıdır. Aurora, gökyüzündeki doğal ışık görüntüleridir. Genelde gece görülen
DetaylıERİME DONMA KAYNAMA YOĞUNLAŞMA SÜBLİNLEŞME HAL DEĞİŞİMİ Katı eriyerek sıvıya, süblimleşerek gaza dönüşür. Sıvı buharlaşarak gaza, donarak katıya dönüşür. Gaz yoğunlaşarak sıvıya, depozisyon ile ise katıya
DetaylıAtmosferde yükselen buhar soğuk hava tabakasıyla karşılaştığında yoğuşur. Gaz halindeki bir madde dışarıya ısı verdiğinde sıvı hale geçiriyorsa bu olaya yoğuşma denir. Sıcak Hava Yükselir ve Soğuyup Yağış
DetaylıIP NİZİ NASI GİZLERSİNİZ? İnternette herhangi bir maile kullanıcısına bir foruma yada mail grubuna seafoodplus.info nerden bulacaklar???? deyip kahrolsun falanca gibi tehlikeli şeyler yazdınız. Birkaç saat
DetaylıMUTLU HAFTALAR Emrah&Elvan PEKŞEN seafoodplus.info seafoodplus.info seafoodplus.info seafoodplus.info seafoodplus.info seafoodplus.info seafoodplus.info seafoodplus.info ilkok BÜYÜK HARFLERIN KULLANIMI Emir Defne Özel isimlerin ilk harfleri
DetaylıMUTLU HAFTALAR Emrah&Elvan PEKŞEN ilkok BÜYÜK HARFLERIN KULLANIMI Emir Defne Özel isimlerin ilk harfleri büyük yazılır. Cesur Yumak Nevşehir Japon Azerbaycan Ağrı Dağı Anıtkabir Cümleler her zaman büyük
DetaylıEğitim Öğretim İle İlgili Belgeler>Kitap Özetleri >Roman Özetleri
GÖKYÜZÜ ÖZET KİTAP ÖZETİ ROMAN ÖZETİ
Yazarı: REŞAT NURİ GÜNTEKİN
Romanın Konusu: Romanda 60 yaşında bir adamın mazisinin olmadığını anlaması ve sonuna kadar savunduğu düşüncelerinden çaresiz kaldığı bir anda vazgeçmesi anlatılıyor.
Romanın Ana Fikri: Çocuklukla beraber hayal ve masal devresini kapatır, ihtiyarlık yani ikinci çocukluk gelince tekrar açarız.
Yardımcı Fikirler: İnsan zor durumlarda sonuna kadar savunduğu düşüncelerinden bile vazgeçebilir. Yani çaresizlik insana her şeyi yaptırır.
Roman Kahramanları:
- Mükerrem: Kahramanımızın Trablustan arkadaşıdır. Bir defterdar oğludur. Yaşı elliye yakındır. Hali vakti yerinde, becerikli ve tutumlu biridir. Çocukken kuvvetli bir din terbiyesi almıştır. Zamanla başlayan şüphe hastalığı sonunda imanını yok etmiştir. Yani atedir. Ancak hastalığı tam geçmediğinden midir nedir ispirtizmaya merak salmıştır.
- Sevim: Kahramanımızın büyük halasının torunudur. Babası Topçu binbaşıdır. Çanakkalede şehit olmuştur. Sevim Çırçır yangını gecesi dünyaya gelmiştir. Annesi o doğduktan gün sonra humma-yı nifasiden ölüp gitmiştir. Hayatı yatı mekteplerinde geçmiştir. Kahramanımızın Onu evlat edinmesiyle birlikte yaşamaya başlar. Sevim de kahramanımız gibi atedir, gökyüzü masallarına inanmamaktadır, onları komik ve saçma bulmaktadır. Bir yandan da korkusunu belli etmemeye çalışır. Ufak tefek soluk, sıska, esmer bir kızdır.
- Kahramanımız: Eski bir tıbbiye talebesidir. Fakat düzenin bozukluğu onu harekete geçirir. Her yerde ileri geri konuşur. Trablusa sürülür. Oradan Parise kaçar. İstanbula döndüğünde Sevimi evlat edinir. Düşününce bir mazisinin olmadığını anlar. Elle tutulur bir şey yapmamıştır. O da atedir. Ancak Sevimin hastalığı sırasında gökyüzü masallarına inanmıştır. Bunun için kendini küçülmüş hisseder.
- Romanın Diğer Kahramanları: Turgut, Asude Bacı, Gülşen Kalfa, Hadbe Resul, Doktor Hasan, Raşit Çocuk, Huriye yenge, Pervin, Pervinin Kocası, Bedia yenge, Ahmet Rıza.
Romanın Özeti:
Kahramanımız yazının ilk haftasında Raşit çocuğu ziyarete gider. Raşit çocuk kahramanımızın emektar hizmetçisinin ve süt annesinin oğludur. Çocuk ona ailece takılmış bir lakaptır. Yoksa Raşit çocuk tam 60 yaşındadır, yani kahramanımızla hemen hemen aynı yaşta. Raşit çocuk deniz yolları vapurlarından birinde kaptandı. Yeni tekaüt olmuştur. 40 senesini denize vermiştir, denize resmen aşıktır. Tekaüt olmasına rağmen denizi unutamamaktadır. Kahramanımız evine dönerken Raşit çocuğun tekaütlüğünü düşünür. Onunla aynı yaşta olduğuna göre o da tekaüttür. Fakat neyin tekaütü? Onu Raşit çocuk gibi anlatacak bir geçmişi yoktur. Başlayıp bitiremediği birçok işi vardır. Mazisinin olmadığını anlar. Raşit çocuk askere gittiği zaman kahramanımız tıbbiye talebesidir. Fakat memlekette idare bozuktur, hürriyet yoktur. Bunları o düzeltmezse kim düzeltecek ? İşte o zaman kendine bir hayat programı yapar. Mektepte bir yandan Ganonun fiziğini, Testünün tarihini ezberlerken; bir yandan da Bühnerivolteri okur. Babasını 8 yaşındayken kaybetmiştir, annesini ise hiç tanımaz. Bu nedenle amcasının yanında büyümüştür.
Pervasızca, politikadan, dinden uluorta bahseder. Amcası nasihat ettiği zaman da Onu korkaklıkla suçlar. İşi öyle azıtır ki kitaplarının kenarına yazdığı ipsiz sapsız notlar nedeniyle Hasan Paşa karakolunu boylar. Karakolda Onu en pervasız bir ihtilalci sanarlar. Karakola gittiğinin 9. günü onu Trablusa sürerler Trablus, o zaman sürgünler panayırı gibidir. Burada 4 sene kalır. İlk yılında büyük bir şok içerisindedir. Fakat duruma gitgide alışmaya başlar Onun için doktorluk faslı çoktan bitmiştir. Çaresiz politikacı olacaktır, hem de alim bir politikacı. Kendisine yeni bir program yapar. Fizik, kimya, tarih, felsefe hepsini okur, hatta ezberler. Böylece kendi yetiştirdiğini düşünür. Trablusa gittiğinin 3. senesinde rastgele padişahın, rejimin aleyhinde atıp tutmaya başlar. Hizmetçisinin izinli olduğu bir gün evine döndüğünde kapısını kırılmış, birçok gizli kitabının, evrakının ve tabancasının aşırılmış olduğunu görür. Neler olduğunu Aksaraylı Halil isminde birinden öğrenir. O gün eve iki sivil memur gelmiş ve ehemmiyetli gördükleri şeyleri alıp götürmüştür. Niye gizli kitaplarını, notlarını yok etmediğini düşünür. Tek çareyi Parise jön Türklerin yanına kaçmakta bulur. Sonradan öğrendiğine göre kitapları ve tabancayı alan Aksaraylı Halildir. Yani bir hiç uğruna Parise gider. Pariste de Trablustakine benzer bir program yapar.
Nihayet 11 senelik ayrılıktan sonra Meşrutiyetin ilanıyla İstanbula döner. Ahmet Rıza Ona gazetecilik yapmasını teklif eder, oda kabul eder. Ancak yazıları siyasi felsefe derslerine benzemektedir. Gazetecilik işinde tutunamayınca Ahmet Rızanın önerisiyle sancaklardan birine mutasarrıf olarak gider. Fakat memuriyet hakkında hiçbir bilgisi yoktur. Acemiliğini görenler Onu oynatmaya kalkarlar. O da bu duruma daha fazla dayanamaz ve istifasını yazıp İstanbula döner. İstanbula döndükten sonra Ahmet Rıza Ona Darulfünun Müderrisi olmayı teklif eder. Böylece gençliği istediği gibi yetiştirebileceğini söyler. Hangi dersin profesörü olmak istediğini sorar. Fakat kahramanımız neyin mütehassısı olduğunu bulamaz. Felsefe, sosyoloji, fizik, estetik hepsini yarım yamalak (bilgi seafoodplus.info) bilmektedir. Dolayısıyla bu işi reddeder. Bütün bunları düşününce anlar ki 40 seneyi boşuna geçirmiştir. Tek tesellisi ise; hür fikir havarisi olmasıdır, O, daima ilime bağlı kalmıştır. Gökyüzü masallarının temelinden yıkılması gerektiğine inanmıştır.
Yine anlar ki bu 40 sene içerisinde sevmeye fırsat bulamamıştır. Bir aile ocağı kuramamıştır. Evindeki yalnızlık elli yaşından sonra ona ağır gelmeye başlamıştır. Evde Gülşen kalfa ile birlikte oturmaktadır. Gülşen kalfa, kahramanımızın annesinin evlatlığıdır. Yaşı yetmişe yakındır. Gülşen kalfa da onun gibi dünya evine girememiştir. Ev artık kahramanımıza sıkıcı geldiği için evlat edinmeyi düşünmeye başlar. Tesadüf karşısına Sevim çıkar. Sevim, Çırçır yangını gecesi dünyaya gelmiştir. Doğduktan birkaç saat sonra annesi ile beraber bir sedyeye konarak yangından kaçırılmış, sabaha karşı da evleri yanmıştır. Anne si gün içinde humma-yı nifasiden ölmüştür. Dolayısıyla Sevime ailede uğursuz derler. Sevim kahramanımızın büyük halasının torunudur. Babası Çanakkalede şehit olduktan sonra öksüz kalmıştır. Bütün hayatını yatı mekteblerinde geçirmiş, nihayet Amerikan Kolejinden diploma almıştır. Sevim kahramanımızı bir müsamereye davet eder, kimsesiz olmadığını kanıtlamak için de Onu arkadaşlarına amcam diye takdim eder. Diploma merasiminde Sevimi evlat edinmek neşesi ve canlılığıyla kahramanımızı tekrar evine ısındırmıştır.
Bir gün Mükerrem ve Turgut kahramanımızı ziyarete gelir. Mükerrem kahramanımızın Trablustan arkadaşıdır. Bir defterdar oğludur. Yaşı elliye yakındır. Bir aile ocağı kuramamıştır. Bir dalla durmamakla beraber ne yaptıysa iyi yapmıştır. Başka memleketlerdeki ispirtizmacılarla muhaberesi vardır. Mükerrem de kahramanımız gibi atedir. Aralarındaki tek fark, Mükerremin çocukken kuvvetli bir din terbiyesi almış olmasıdır. Sonra sonra şüpheler başlamış, daha sonrada imanı yok olmuştur. Ama tam anlamıyla yok olmadığından mıdır nedir İspirtizma ile ilgilenmeye başlamıştır.
Turgut yaşlarında bir delikanlıdır. Bir bankada memurdur, hali vakti yerindedir. Sevimden hoşlanmaktadır ve son zamanlarda bunu belli etmeye başlamıştır. Turgut nihayet Sevime evlenme teklifi eder. Fakat Sevim Turgutu sıkıcı bulduğu için teklifi reddeder.
Kahramanımız Mükerremle geçirdiği geceleri gökyüzü geceleri olarak adlandırır. Onunla birlikte aklı, mantığı bir yana atarak, anlattığı masallara kendilerini kaptırırlar. Sevim de onlar gibi atedir. Ve Mükerremle ispirtizma olayları nedeniyle tartışma halindedirler. Mükerreme Bursadaki ispirtizmacı arkadaşlarından mektup gelir. Bursada Yıldırım mahallesinde viran bir ev vardır. Bu evin uğursuzluğu nedeniyle kimse kiralamamaktadır. Birkaç ay evvel Bulgaristanlı bir muhacir bu evi kiralamıştır. Fakat evde garip şeyler olmaya başlar. Geceleri sarnıcın kovasına bağlı zincir kendi kendine şangırdamakta, sofalarda ayak sesleri işitilmektedir. Vakayı haber alan ispirtizmacılar harekete geçerler. Bir masa tecrübesi yapıp ruhlarla irtibata geçerler. Ruhların adlarının Gafi ve Gurka olduğunu öğrenirler; ruhlar o ayın pazartesi gecesi ispirtizmacılara görüneceklerini söylerler. Mükerrem, Sevim ve kahramanımız Bursaya gitmeye karar verirler. Hem Bursada gezecekler, hem de ruh çağırma sahnesine tanık olacaklardır. Bursaya muhacirin evine giderler. Evin görüntüsünün korkunçluğu onları ürpertir. Sevim korkmadığını kanıtlamak için cesurca davranışlarda bulunur ama için için korkmaktadır.
Muhacirin ise korkusuz davranışları kahramanımızı şaşırtır. Sonunda ruh çağırma seansı başlar, ışıklar kapatılır. On dakika geçmesine rağmen hala ruhlardan ses yoktur. O sırada dışarıdaki evlerin bacalarından birindeki leyleğin düşmesiyle Sevim irkilir ve bağırır. Seans bozulur, lambalar yakılır, ne olduğu anlaşıldıktan sonra lambalar kapatılır ve yeniden seansa başlanır. Kahramanımızın elindeki sıva parçasının Sevimin iskarpinine düşmesi ile Sevimin bayılması bir olur. Seans yine bozulmuştur. Sevim bir baygınlık geçirir. Ancak bu normal bir baygınlık değildir. Vücudu kaskatı kesilmiş, dişleri kilitlenmiştir. Hemen bir taksi bulunur ve otele dönülür. Sevimi yatağına yatırırlar. Sevim ara sıra gözlerini açar, etrafa bakar fakat tekrar kapatır uykuya dalar. Kahramanımızla Mükerrem bir koltukta uyuya kalmışlardır. Birden bire Sevimin konuşmasıyla uyanırlar. Sevim garip kelimeler söylemekte, yatağında oturmaktadır, fakat kahramanımızın seslenmesiyle yatağına yatar.
Sevim için getirilen profesörler Sevimin hastalığının ne olduğunu anlayamazlar, çünkü Sevim tek laf etmemektedir. Profesörlerden biri Sevim için hastabakıcı gönderir. Hastabakıcı Habibe Resul isminde eski bir belediye ebesidir. Bir hafta ara ile iki lahusanın ölümüne sebep olduğu için diploması elinden alınmıştır. 2,5 senedir hastabakıcılık etmektedir. Fakat çok konuştuğu ve dedikoducu olduğu için 2,5 senede altı yer değiştirmiştir. Sevimin hastalığının 4. gününde otel tek yataklı bir klinik halini almıştır. Yapılan tüm tedavilerden bir sonuç alınamaz. 4. günün akşamı oradan ayrılıp İstanbula dönmeye karar verirler. Yolculuk Sevimiyi gelir, biraz iyileşir gibi olur. Fakat akşam nöbeti tekrar başlar. Bu nöbet diğerlerinden oldukça farklıdır. Sevimin vücudu zaman zaman sarsılmakta, acı bir çığlık atarak haykırmakta dır. Hemen Mükerreme telefon edilir ve bir doktor bulma sı istenir. Tesadüf doktor kahramanımızın Gülhane arkadaşı çıkar. İsmi Hasan Çukurçeşmedir.
Doktor krizi yatıştırmak için iğne yapar. Kahramanımız ve Mükerrem 3 üstadı toplayıp bir konsültasyon yapmalarını sağlarlar. Ve Sevime menenjit tüberküloz teşhisi konulur. Yani beyin veremi! Bu teşhisten sonra kahramanımızın evine doktor Hasan, Raşit çocuk da yerleşmiştir. Sevim arada sırada ızdırap çeker gibi ağlamaktadır. Habibe Resul Sevime bakmaya devam eder. Doktor Hasan hastalığın menenjit tüberküloz olmasında şüphe etmeye başlar ve bunu kahramanımızla Mükerreme söyler. Üstatlarında kabul etmesiyle hastalığın menenjit tüberküloz olmadığı anlaşılır. Bu mutlu haberi kutlamak için bir ziyafet hazırlarlar. Eğlencenin en kızıştığı bir anda eve birden Pervin ve Pervinin eşi gelir. Pervin, kahramanımızın küçük amcasının kızıdır. Şımarık, titiz ve dedikoducudur. Onları eğlence masası etrafında görünce şaşırır. Pervinnin eline bir koz geçmiştir ve mutlaka onu kullanacaktır. Bunun için kahramanımız Sevimin hastalığının geçtiğini söyler. Pervin Sevimi hastaneye yatırma fikrini ortaya atar. Ona göre hastanede disiplin vardır, her şey saati saatine yapılır. Fakat kahramanımız Sevimi hastaneye göndermenin büyük bir ayıp olacağını söyleyerek öneriyi reddeder. Pervinde Asude Bacıyı yardım etmesi için göndereceğini söyler.
Artık evde 7 kişilerdir: Kahramanımız, Mükerrem, Doktor Hasan, Raşit çocuk, Habibe Resul, Gülşsen kalfa ve Asude bacı. Sevimin hastalığı hala devam etmektedir. Bir gece Raşit çocuğun merdivenlerden düşmesiyle çıkan gürültü Sevimi ayağa kaldırır. Bu olaydan sonra hastalık durmuş, Sevim iyi olmaya başlamıştır. Ev artık tenhalaşır. Raşir çocuk ve Mükerrem evlerine dönmüştür. Sevimin iyileşmesi belli bir yerde durur ve artık ilerlemez. Doktorlar ilk hastalığın geçtiğini bunun ikinci hastalık olduğunu söylerler. Fakat birinci hastalık gibi bununda ne olduğu anlaşılamaz. Uzun araştırmalardan sonra Sevimin hasta olmadığına karar verilir. Bunun üzerine Mükerrem Sevimin hastalığının sinir hastalığı olduğunu iddia eder. Ve bir sinirci ya da ruhçuya başvurulması gerektiğini söyler. Bir sinir mütehassısı çağırılır. Fakat Sevimin durumunda yine bir değişiklik yoktur.
Artık yaz gelmiş, sonbahar yarıyı bulmuştur. Mükerremin Aydında 15 senedir bitmeyen bir miras davası vardır. Onu halletmek için günlüğüne Aydına gider.
Kahramanımız Sevimin hastalığı boyunca kendine bakamamıştır. Aynayı alıp baktığında saçındaki akların çoğaldığını, saç tellerinin kalınlaştığını, saçlarının seyreldiğini farkederve şu sözü söyler: tıp; mutlaka ölümle bitmeye mahkum bir hastalık tanır: İhtiyarlık. Yani kahramanımız bir yaş krizi içerisindedir.
Kış gelir. Sevimin ışığa tahammülsüzlüğü arttığı için odasındaki ampul çıkartılmış yerine mavi bir gece kandili takılmıştır. Ayrıca sevim akşamları gözlerini tavandaki bir budak deliğine dikmeye ve tavana kulak dikmeye başlar. bu vaziyet kahramanımızı korkutmaktadır. Kahramanımız kafasını dağıtmak için bir bara gittiğinde. Turgutla karşılaşır. Eve birlikte dönerler. Kahramanımız Sevimi Turguta güzel göstermek için elinden geleni yapar. Uykusunda hep Turgutun ismini sayıkladığını söyler. Kahramanımız Sevim iyi olur olmaz onu Turgutla evlendirme planları yapmaktadır. Pervin ara sıra Sevimi yoklamaya devam etmektedir. Bir gün birkaç misafirle birlikte gelir. Bunlar Hacı yenge isminde bir kadın, onun oğlu, gelini ve torunudur. Hacı yengenin asıl ismi Bediadır. Bedia yenge Sevimin büyükanne sinin arkadaşıdır. Sevimin hastalığını öğrenince çok müteessir olmuştur ve hastalığı hakkında konuşmak için gelmiştir. Bedia yenge Sevimin hastalığının bildiğimiz hastalıklardan olmadığını söyler, Mayongalar adında eski bir ocaktan bahseder. Bu Mayongalarda birtakım fakir arap kadınları otururmuş. Yeni bir çocuk dünyaya geldiği zaman çocuk tütsüden geçirilirmiş. Böylece çocuk ömrünün sonuna kadar iyi saatte olsunlara, Mayongalara bağlanmış olurmuş. Mayongalarda bazı hastalar için büyük gece davetleri yapılırmış.
Arapcıklar yeni elbiselerini giyip, zilsiz defler çalıp, tütsüler yakarlarmış. Pervin, Sevimin annesinin de tütsüye kurban gittiğini hatırlatır. Bedia yenge bir tütsücüye başvurulması gerektiğini söyler. Fakat kahramanımız bunu komik bulur ve kesinlikle reddeder. Ama aklına da takılmamış değildir. O gün akşam kütüphanede Tabiatın esrarlı kuvvetleri adlı bir romanı bulur, okumaya başlar. Birden Sevimin odasından gelen bir gürültüyle irkilir ve Sevimin sesini duyar. Sevim yine anlaşılmaz şeyler söylemeye başlamıştır. Fakat kahramanımız odasına girince Sevimi yatakta bulur. 4 gün sonra Sevim yine o anlamsız kelimeleri söylemeye başlar (saz, afayı malka çıda (bilgi seafoodplus.info) gardiya vayyaneve meygalin nalefi annayı sunana bameduna) kahramanımız çaresizlik karşısında artık gökyüzünden medet ummaya başlar. Fakat bu ona utanç verici bir durum gibi gelmektedir. Bir gece Sevimin odasından büyük bir gürültü gelir. Kahramanımız odaya gittiğinde kapının arkasında yere devrilmiş bir sandalye görür. Sevim susadığını, suyu almaya çalışırken sandalyeye takılıp düştüğünü söyler. Kahramanımız teslim bayrağını çekerek Sevimin Mayongalara götürülmesini söyler. Sevim için bir Mayonga düğünü yapılır.
Mayıs Hastalık hiçbir iz bırakmadan geçmiş, Sevim eski haline dönmüştür. Turgutla Sevim nişanlıdırlar. ay sonra evleneceklerdir. Kahramanımız kendisine hala inanamamaktadır. Tütsü ve Mayongaya inandığı için kendisini küçülmüş görmektedir. Fakat zamanla bu ıstırabada alışacağını düşünür. Birgün Pervin çocuklarıyla Asude bacıyı da alarak kahramanımıza gelir. Sevim Asude bacıdan bir ma sal ister. Asude bacı da Bamedune Masalı nı anlatır. Sevimin hastalık gecelerinde söylediği kelimeler Bamedunenin şarkısının sözleridir. Kahramanımız hayretten donakalır. Yine bir gün tavan arasında bir şey ararken mahut yeni dünyaya gözü ilişir. Çengelli çivi hala ucunda durmaktadır. Demek Sevimin intihar hikayesini de kendisi uydurmuştur, bunu fark eder.
Demek ki çocuklukta beraber hayal ve masal devresini kapatıyor, ihtiyarlık yani ikinci çocukluk gelince tekrar açıyoruz.
>>>TIKLAYIN<<<
KİTAP ÖZETLERİ
SAYFASINI GÖRMEK İSTERSENİZ
>>>TIKLAYIN<<<
EĞİTİM ÖĞRETİM İLE İLGİLİ BELGELER SAYFASINA GERİ DÖNMEK İÇİN
>>>TIKLAYIN<<<
EKLEMEK İSTEDİKLERİNİZ VARSA AŞAĞIDAKİ "Yorum Yaz" kısmına ekleyebilirsiniz.
|