ümit besen nikah dairesi / Konak Belediyesi Ümit Besen Nikah Dairesi - Güzelyalı Mh. Sokak, Konak, İzmir - TurkMIA

Ümit Besen Nikah Dairesi

ümit besen nikah dairesi

Ümit Besen Nikah Dairesi Açıldı

İzmir'de, Konak Belediyesi tarafından, romantik şarkıların ünlü sesi Ümit Besen'in adı verilen, Güzelyalı Kültür Merkezi'ndeki nikah dairesi törenle açıldı. Açılışa katılan Ümit Besen, "İsmimin bir nikah salonuna verilmesi beni çok onurlandırdı" dedi.

yılında çıkardığı ilk albümünden bu yana idol haline gelen, 'Nikah Masası' adlı bestesiyle gönüllerde taht kuran Ümit Besen'in adı, İzmir'de, Güzelyalı Kültür Merkezi binasında açılan nikah dairesine verildi. Açılış törenine Konak Belediye Başkanı Hakan Tartan, duayen sanatçı Ümit Besen, program sunucusu Seda Akgül, CHP Konak İlçe Başkanı Sinan Karamustafaoğlu, Kadın Kolları Başkanı Nüket Akyıldız, Konak Belediyesi Meclis üyeleri, Ümit Besen Nikah Salonu'nda kıyılan ilk nikahın gelin ve damadı Ceren Dağlı-Mehmet Uçar çifti ile çok sayıda vatandaş katıldı.

Sanatçının hayranlarının büyük ilgi gösterdiği açılışta konuşan CHP'li Konak Belediye Başkanı Hakan Tartan, Konak'ın en fazla nikah kıyılan kent merkezi olduğunu vurguladı. Yapılan kamuoyu araştırması sonucunda, Güzelyalı semtinin ilk nikah dairesine Ümit Besen adının verildiğini söyleyen Başkan Tartan, şunları söyledi:

"Ümit Besen 'evlilik' denince akla gelen ilk isim olmuştur hep. 30 yılı aşkın süredir şarkılarında, filmlerinde, ekranlarda, her yerde sevgi mesajı vermiş bir halk adamı olan Ümit Besen, nikah salonumuz için en doğru isim oldu. Biz geniş bir kardeşlik coğrafyasında yaşıyoruz. Bu coğrafyada senfoni dinleyen de var, lahmacun yiyen de. Kimsenin kimseye yukarıdan bakmasına gerek yok çünkü bu farklılıklar bizi zenginleştiriyor. Ümit Besen de bizim, Fazıl Say da bizim. Necip Fazil da, Mehmet Akif Ersoy da bizim. Geleceğe umutla bakmak için her konuda olduğu gibi sığ çatışmaları aşarak, onun yerine toplumsal uzlaşma aranmalı. Benim görev sürem boyunca topluma verdiğim ve vereceğim en büyük hizmet işte bu anlamda sevgi, barış ve hoşgörüdür. Ümit Besen ismini nikah salonuna vermekten de gurur duyuyoruz. Şarkılarıyla, duruşuyla, yaptıklarıyla sevgi, dostluk, hoşgörüyü anlatan Ümit Besen, bundan sonra İzmir'de de sevgiyi anlatmaya ismiyle devam edecek. Mutlu evlilikler, mutlu Koknak'ta yaşanacak."

Adının nikah salonuna verileceğini öğrendiğinde çok şaşırdığını, hatta inanmadığını söyleyen Ümit Besen ise mutluluğunu şu sözlerle ifade etti:

"Yıllardır hep benim şarkılarımla tanışmış, evlenmiş, çocukları olmuş kişilerle karşılaştım ve bundan mutluluk duydum. Demek ki o şarkılardaki duyguyu, sevgiyi anlamışlar ve aşkı gerçekten yaşamışlar. Şimdi ise ismimin bir nikah salonuna verilmesi beni çok onurlandırdı. Ben hep sevgiyle, insanların sevgisiyle yaşadım ve şarkılarımda sevgiyi anlattım. Şarkılarımdaki hüzün kavuşamamaktandır, ama ben tüm sevenlerin kavuşmasını istiyorum."

NİKAH TANIĞI OLDU

Konak Belediyesi Güzelyalı Kültür Merkezi Ümit Besen Nikah Dairesi'nde açılışla birlikte ilk nikah gerçekleşti. Ceren Dağlı ve Mehmet Uçar çiftinin şahitliğini Ümit Besen ve Seda Akgül yaptı. Nikahlarına Ümit Besen'in katılacağından habersiz olan genç çiftin heyecanı, sürpriz karşısında ikiye katlandı. Ümit Besen Nikah Dairesi'nde evlenen ilk gelin ve damada, evlilik cüzdanı, bir ömür boyu mutluluk dileğiyle verildi. Mutlu evliliğin sırları ise nikah şahidi Ümit Besen'in 'Evlilik Reçetesi' ile geldi. Besen mutlu evliliğin sırrının her şeyden önce 'Sevgi' olduğunu açıklarken, maddi kaygıları bir kenara bırakıp, birbirine sarılmalarını önerdi. Evlendikten sonra nişanlıyken olduğu gibi davranmayı, kişisel bakıma önem vermeyi ve eşine saygılı, nazik davranmayı da reçeteye ekledi.

ALTIN MİKROFON

Ümit Besen Nikah Dairesi'nde gerçekleştirilen nikahın ardından, genç çifte mutluluklar dileyen Ümit Besen, Fuat Göztepe Parkı'nda sahneye çıktı. Ünlü müzisyeni hayranları, efsane olmuş şarkılarını söyleyerek karşıladı. Seda Akgül'ün sunumuyla şenlenen konser öncesi, Ümit Besen'e Konak Belediye Başkanı Hakan Tartan tarafından 'altın mikrofon' verildi.

Bu özel günün kendisi için çok büyük bir anlam taşıdığını söyleyen Ümit Besen, "Altından daha değerli bir kalbi olan Hakan Tartan'a teşekkür ediyorum. İzmir'e altın gibi yüreğini vermiş Başkan Hakan Tartan en büyük alkışı hak ediyor" dedi.

Güzelyalı Fuat Göztepe Parkı'nda, gecenin ilerleyen saatlerine kadar Ümit Besen hayranları hep birlikte şarkılar söyledi. Ümit Besen Nikah Dairesi'nde dünya evine giren ilk çift olan Ceren Dağlı ve Mehmet Uçar da ilk danslarını, binlerce İzmirlinin alkışları arasında gerçekleştirdi.

(AÖ/ESM) - İzmir

Kaynak: Demirören Haber Ajansı / Güncel

ümit besengüzelyalıkonakizmirPolitikaGüncelHaberler

Konak Belediyesi Ümit Besen Nikah Dairesi

Güzelyalı Mh. Sokak, Konak, İzmir adresinde bulunan Konak Belediyesi Ümit Besen Nikah Dairesi hakkındaki bilgiler kesindir ve açık kaynaklardan toplanmıştır. Şirket ile telefon yoluyla irtibata geçmek ve gerekli bilgler almak için, numarayı arayınız.

Ofisi bizzat ziyaret etmek istiyorsanız, arabanızın navigasyon sisteme şu koordinatları giriniz: ,

Ayrıca şirket hakkındaki bilgiler bu websitede bulunan kategoriler altında da bulunabilir: Devlet hizmetleri, İl Veya İlçe Salonları, Kamu telefonları.

Bu şirketin yakınında 5 tane ilginizi çekebilir benzer şirket bulunmaktadır. En yakın bulunan şirketin adı Güzelyalı Mahallesi Muhtarlığı ‘dır ve kilometre mesafede bulunmaktadır. En uzak bulunan şirketin adı Trafik Işığı ve kilometre uzaklıkta bulunmaktadır.

Bu şirket hakkındaki bilgiler tarihinde güncellenmiştir. Bilgiler açık kaynaklardan toplanmıştır.

Ümit Besen: Keşke Nikâh Masası'nı hiç yazmasaydım

Türkiye’nin bir dönemine damga vurmuş fantezi müziğin efsaneleşen ismi Ümit Besen, herkesin ezbere bildiği “Nikâh Masası” parçası için “Keşke hiç yazmasaydım” dedi. Besen, “Nereden yaptım şu şarkıyı dediğim çok oldu. Programa çıkıyorum hemen bir peçete geliyor, üstünde Nikâh Masası. Yahu bir bekle. Başka şarkı yok mu? Zaten programın sonunda çalıyorum. İnanın ki bazen bıkkınlık geliyor ama yapacak bir şey yok, insanlar seviyor” diye konuştu.

Ümit Besen Zaman gazetesinden Ali Pektaş’ın sorularını yanıtladı. Pektaş’ın “Ümit Besen: Keşke Nikâh Masası'nı hiç yazmasaydım” başlığıyla yayımlanan (25 Ekim ) söyleşisi şöyle:

Ümit Besen: Keşke Nikâh Masası'nı hiç yazmasaydım

Ümit Besen, altı yıllık bir aradan sonra ‘Ümit Besen ’ adlı albümünü müzikseverlerle buluşturdu. Dillere pelesenk olan birçok şarkıya imza atan sanatçı, dışarıdan neşeli ve sempatik görünse de aslında içine kapanık ve duygusal biri olduğunu söylüyor.

Ümit Besen, altı yıl sonra yeni bir albüm çıkardı. Bu albümü vesile ederek, kendisiyle söyleşi yapmak istiyorum. Öğreniyorum ki Bodrum’a taşınmış ve sadece hafta sonları İstanbul’a geliyor. İki gece üst üste sahneye çıkıp yeniden Bodrum’a gidiyor. Ümit Besen ve benim ortak dostumuz Hakan Eren’i söyleşi konusunda aradığımda, artık gazetelere söyleşi vermek istemediğini söylüyor. Sebebini sorduğumda, hâlâ “Müziğe nasıl başladığını, bu şarkıları kendisine kimin yazdırdığı?” gibi, müziğe yeni başlamış birine sorulacak soruların kendisini sıktığından bahsediyor. Bir cumartesi akşamı İstanbul’da yıllardır sahneye çıktığı Mercan’ın yolunu tutuyoruz. Babacan bir tavır ve tebessümle karşılıyor bizi. Sohbete başlamadan önce yakın bir arkadaşıyla yaptığı telefon konuşmasında espri üstüne espri yapıyor. Bu sıcaklıkla ve yeni albümle başlayan sohbetimiz, Cem Yılmaz’ın düğününe kadar uzanıyor.

Altı yıldır albüm yapmıyorsunuz. Neden bu kadar geç kaldınız?

Aslında albüm yapmak istemiyordum. Bu altı yılın üç senesi içimden bir şey yapmak gelmiyordu. Çünkü kardeşimi kaybettim. Üç sene kanserle mücadele ettik ama kaybettik. O dönem çok yoğun duygular yaşadım. Mesela albümdeki İyi Ki Yoksun o dönemde ve o duygu yoğunluğunda yazılan bir şarkıydı.

Bu şarkı diğerlerinden çok farklı zaten.  Sizden duymaya pek alışık olmadığımız rock altyapılı bir şarkı.

Ağlayarak yazdım o şarkıyı. Sanki bir rockun isyanı gibi düşündüm o an. O yüzden sert bir altyapısı oldu. Çünkü kardeşimin akabinde de dayımı kaybettim. Ankara’da trafik kazasında vefat etti. Anneme hitaben yazılmış bir parça o. Anneme diyorum ki: ‘Biricik kardeşin var ya, Bir haber aldık ki sorma, Oğlun da birazcık hasta, Ne diye sorma, Yanıyoruz için için, Dermanı yok derdimizin, Birimiz hepimiz için, Ölsek ne fayda.’

Sonraki üç yıl

Üç yıl kardeşimin tedavisiyle meşgul olduk. Diğer üç yıl da piyasanın durumu yüzünden bir şey yapmak istemedim. Piyasanın durumu malum, albüm satışları diye bir şey kalmadı. İnsanlar sevdiği sanatçının bile CD’sini almayıp internetten dinliyor.

Bu durum da sizi ister istemez albüm yapmaktan soğuttu.

Aslında beni soğutmuyor, plakçıyı benden soğutuyor. Yapımcı para kazanmak, biz ise insanlarla duygularımızı paylaşmak için albüm yaparız. Bir sanatçı olarak şahsen kendi duygularımı paylaşmak için şarkı yazıyorum. Bu albümden beş kuruş para almadım. Para konuşmadan bütün bestelerimle stüdyoya girdim. Prestij çalışması olarak, sevenlerim benden bir çalışma bekliyor diye. Gerçi Hüseyin Emre teklif etmese belki de yapmazdım yine. ‘Ümit artık bir şeyler yapalım.’ dedi. Ben de kabul ettim.

Hüseyin Emre ile bir dönem kırgınlık yaşamıştınız. Aranızı nasıl yumuşattınız?

Hüseyin Emre, müzik kariyerimde yola ilk çıktığım arkadaş. Aramızda bir kırgınlık vardı. O yüzden ve ’de Ati Müzik’e iki albüm yaptım. Kariyerim boyunca ilk kez farklı bir plak şirketiyle çalıştım. Cenazeler ve ölümler insanları birleştirirmiş ya Sağ olsun bu dönemde geldi gitti, acımı paylaştı. İnsanlar filmin koptuğu yerden montajı yapıp devam etmek istiyor. O dönemi yaşayınca, ‘Üç günlük dünya sonuçta, ne olacak’ deyip kırgınlıkları unutuyorsunuz. İkimiz de birbirimize çok şey borçluyuz sonuçta.

Müzik dünyasının önde gelen isimleri bile bu dönemde single çalışması yapıyor. Siz düşünmediniz mi hiç?

Aslında bu dönemde böyle bir şey yapmak fedakârlık gibi görünüyor ama dinleyicilerime karşı kendimi borçlu hissediyorum. Albümde on şarkıya yer vermiş olsak da daha bestelerim var. Bir albüm daha çıkarabiliriz.

Albümde genelde kendi şarkılarınızı seçmişsiniz. Neden dışarıdan sadece iki  şarkı aldınız?

Evet. Dışardan güzel şarkı bulabilseydim onlardan da mutlaka koymak isterdim ama gelmedi. Hüseyin’e sunduğum şarkılar benim şarkılarımdı. O da bana iki şarkı önerdi. Yavuz Hakan Tok’un İzmir diye bir şarkısı var. İzmir’in benim için önemi büyük. Bu sebeple şarkıyı seslendirmek istedim. Çünkü ilk kez İzmir Konak’ta Ümit Besen Evlendirme Dairesi ile adım yaşatılmak istendi. Sevgili Hakan Tartan, ‘Biz sevgiyi senden öğrendik, adını buraya koymak istiyoruz.’ dedi. Ben de “Neden olmasın, bir gün indirmezlerse koyun.” dedim.

Sizi ne zaman görsek neşeli, esprili ve hayat dolusunuz. Bu kadar romantik ve duygusal şarkılar nasıl çıkıyor?

Evet, öyle görünüyorum ama aslında içime kapanık biriyim. Bu albümde yer alan Her Gece Onun İçin adlı şarkıda bunun cevabı var aslında. ‘İçim ağlar, yüzüm güler, Ben aslında bu değilim, Güçlü görünmeliyim, Ayakta durmak için’ diye. Yaşadıklarım bazen yazmaya zorluyor beni. İçimde fırtınalar kopuyor ama dışarıya bir damla vermemeye çalışıyorum. İnsanlar beni el üstünde tutuyor fakat neler yaşadığımdan kimsenin haberi yok. Kendi kendime gözyaşlarımla boğulup düşündüğüm oluyor. Mazi geliyor aklıma, kardeşim geliyor, annem geliyor. Yaşadıklarım

Şarkılarınızın ne kadarında siz varsınız?

Yüzde yüzünde varım. Benim olmadığım, hissetmediğim şeyleri yazamam. Gerçekten çok etkilenmiş olmam, beni duygulandırmış olması gerekir. Mesela Bana Abi Deme şarkısı gibi. Onu doktor bir arkadaşımdan esinlenmiştim. Asistan bir kıza âşık olmuştu. Kız da ona abi deyince aşkını söyleyememişti. O beni çok etkilemişti ve bunu yazdım.

Müziğe sizinle başlayan birçok isim piyasadan silinip gitti. Sizin kalıcı olmanızın sırrı nedir?

Duruşum, karakterim. İnsanlar bence müzikten önce beni seviyor. Müziğimde de ortak buluştuğumuz yerler olunca bu sevgi katlanıyor. Dün birisi geldi, ‘Kızım karnımdayken sizi dinliyordu, şu an yirmi altı yaşında, yine sizi dinliyor.’ dedi. Kimisi doğan çocuğunun ismini Ümit koymuş. Çoğu insan biz sizin şarkılarınızla evlendik diyor. Demek ki birçok insanın hayatına dokunmuş, bir iz bırakmışız. Bunlar parayla kazanılmayacak ve sizi yaşatan şeyler. Çünkü yazdığım birçok şarkı yıllardır dillerde. Başkalarına muhtaç olmadan kendi yazdıklarımla ayakta durabildim. Bunun da etkisi var. Bir de çektiğimiz filmlerin de etkisi var. Birkaç kuşak benim şarkılarımla büyüdü.

Yıllardır aynı yerde sahneye çıkıyorsunuz. Başka bir yerde çalışmayı hiç düşünmediniz mi?

Az kazandığım halde yıllardır burada sahne alıyorum ve pişman değilim. Burayı kendi evim gibi görüyorum. Öte yandan bugün Tarabya’dan geçtim, ilk çalıştığım yer Köşem Bistro yıkılmış. Yıldızlar da yıkılmış, içine minibüsler park etmiş. Çalıştığım yerler ya mobilyacı dükkânı oluyor ya banka oluyor ya da yıkılıyor. Nikâh masası yapmak için mi mobilyacı yapıyorlar bilemiyorum. (Gülüyor)

Günümüzde yapılan duygusal ve aşk şarkılarını nasıl buluyorsunuz?

Kimisi güzel, kimisi çok laubali. Aşkı çok hafife alıyorlar. Aşk denen ulvi duygu gitmiş, sadece bu iş bir flörtmüş gibi yazılıyor şarkılar. Bu ulvi duyguyu, hasreti, acıyı, özlemi yaşamak ve ona göre yazmak gerek. Aşk kavramı çok dejenere oldu.

Eskisi gibi kalıcı şarkılar da çıkmıyor…

Evet çoğu saman alevi gibi geliyor ve geçiyor. En fazla bir-iki ay söyleniyor, sonra kaybolup gidiyor. Günübirlik şarkılar yapılıyor. Bunun sebebi de sadece tutsun kaygısı. İçinde yaşanmışlık ve duygusallık olan şarkılar çok az.

Cem Yılmaz’a Nikâh Masası’nı çalmayayım dedim, dinlemedi

Ümit Besen deyince akla gelen ilk şarkı Nikâh Masası. Oysa ’e yakın besteniz var. Onların geri planda kaldığını düşünmüyor musunuz? Keşke hiç yazmasaydım dediğiniz oldu mu?

Demez miyim hiç? Nereden yaptım şu şarkıyı dediğim çok oldu. Programa çıkıyorum hemen bir peçete geliyor, üstünde Nikâh Masası. Yahu bir bekle. Başka şarkı yok mu? Zaten programın sonunda çalıyorum. İnanın ki bazen bıkkınlık geliyor ama yapacak bir şey yok, insanlar seviyor.

Bu şarkı aslında çok acıklı, sitem dolu bir ayrılık şarkısı. İnsanların en mutlu günlerinde bu şarkıyı istemeleri ironik değil mi?

Evet, içi çok sitem dolu. Cem Yılmaz da bu şarkıyı istedi, ayrıldı bak. (Gülüyor) Cem illa bu şarkıyla dans edeceğim, dedi. Cem yapma, bu ayrılık şarkısı, ben sana İyi Günde Kötü Günde’yi çalayım, dedim. Yok abi, ille de bunu istiyorum, dedi. (Gülüyor) Bu şarkıyı çalan bazı piyanistler damat tarafından darp edilmiş. Damat, evlendiğim kızla bir ilişkin mi var diye piyanisti dövmüş. Böyle düşünen zihinler de var. Halbuki bunu rüyada gördüm ve kalkıp yazdım. Yaşadıklarımla da örtüşen bir şarkıydı. Ben de böyle bir şey yaşadım. Sevdiğim insan başkasıyla evlendi. Sonra davetiyesi geldi.

Hâlâ şarkılar yazıyorsunuz. Üretkenliğin sırrı nedir?

Fazla duygusal olmak. Derdini kâğıtla, kalemle paylaşabilmek. Fazla kimseyle konuşamamak. Etrafımda pek kimse yoktur benim. Herkesle oturup konuşan bir insan değilim. Geçici ve sahte dostlukları sevmem. Gerçek dostlukları severim. Dostlarım için ölürüm. Sahte insanları hemen fark eder ve ayırırım. Bunlar beni yoruyor.

Sanırım İstanbul da sizi epey yormuş. O yüzden Bodrum’a taşınmışsınız.

Hiç sormayın. Geçen gün eşimi almaya gittim. Üç saat trafikte kaldık. Artık bu trafiğe, bu gürültüye dayanamıyorum. İki yıl önce Allah nasip etti, orada bir ev yaptırdık. Hanım da, ‘Bu yaştan sonra burada ne yapacağız? Gidelim biraz dinlenelim.’ dedi. O isteyince ben de kıramadım. Haftada iki gün İstanbul’a gidip geliyorum. Ben Bodrum’a giden sanatçılardan olmadım. Otuz sene boyunca toplasan iki-üç kere gitmişimdir. Çalışmaktan tatil yapmaya bile fırsatım olmadı.

Gece 2’de çıkar dolaşırdım

Sizin araba tutkunuzu bilmeyen yok. Nereden geliyor bu araba sevdası?

Tamirci çocuğuyum ben. Babamın yanında çalıştım, tornada çalıştım. Araba sevdam o zamanlarda başladı. Arabaları sevdim. İyi arabaları seviyorum. Genellikle gece biniyorum. Kapımın önünde pek durmaz lüks arabam. Bunu gösteriş için değil, sevdiğim için yapıyorum. Gece saat ikide çıkarım dışarı. Dolaşır gelirim. Kimse görmez bile beni. Tamamen kendi zevkim için.

Peki ya fotoğraf merakınız

Rahmetli dedem fotoğraf sanatına meraklıydı. Öğretmendi. Aynı zamanda ud çalardı. Çok önemli biriydi. Ondan geliyor. Önce çocuklarımın fotoğraflarını çekerek başladım. Sonra tutku halini aldı. Genelde manzara çekiyorum. Fotoğraf teknolojisini yakından takip ediyorum. Piyasadaki en iyi makineler ve objektifler bende var.

Sizin için, ‘Çocuklarını el üstünde tutar’ diyorlar. Çok mu düşkünsünüz çocuklarınıza?

Çocuklarımın topluma yararlı birer insan olmaları için hep çabaladım. Beni yordu. Çocuğumun biri avukat oldu, diğeri halkla ilişkiler okudu. Evlendi, bana bir torun verdi. En küçüğü de medya iletişim ve görsel sanatlar okuyor. Hayatın zorluklarını onlara hissettirmeden onları yaşatmaya özen gösteriyorum. Mesela dün dokuz saat araba kullandım ve yorgun argın eve geldim. Duş alıp programa çıkacağım. Kızım dersten çıkmış, yorulmuş, uzanıyordu. ‘Baba, bana su verir misin?’ dedi. Tabii ki dedim ve gittim su getirdim. İki lokma bir şey yemeden onun suyunu götürdüm. Çocuklarıma bu kadar değer verdim. Yorgun olsam, ayaklarım titrese bile onlara koşuyorum.

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir