üstümde büyü varmı nasıl anlarım / Üzerimde ve evimde büyü olup olmadığını nasıl anlarım?

Üstümde Büyü Varmı Nasıl Anlarım

üstümde büyü varmı nasıl anlarım

Bir insan kendisine büyü yapılıp yapılmadığını nasıl anlar; bu konu için hocalara danışabilir mi? Büyüden korunmanın yolları nelerdir?

Değerli kardeşimiz,

Bu konuda olur olmaz herkese müracaat etmek doğru olmaz. İlmine ve takvasına güvenilen ve hiç bir maddi menfaat beklemeden, Allah rızası için isanlara yardım eden ilim sahibi kişilerin tavsiyelerine göre de hareket edilebilir.

Durum psikolojik bir rahatsızlıkta olabilir. Önecelikle dindar bir psikologa müracaat etmeyi tavsiye ederiz. Eğer büyü yapıldığı tesbit edilirse, okunması gereken bazı sure ve dualar vardır. Bunları okumaya devam etmek faydalı olur.

Kişinin Allah'a sığınması, iman ve ibadet konusundaki titizliği ile büyünün tesir etmesinde etkili olan şeytanın insana yaptığı telkinlere kulak asmaması, şeytanın insanlar üzerindeki etkisini azaltır ve büyünün tesirinden de korunmuş olur. Çünkü şeytanın yaptığı, sadece telkin yoluyla korkutmak, şüpheye düşürmek, vesvese vermekten ve temelsiz kuruntulardan, neticesi olmayan vaatlerden başka bir şey değildir. Nitekim, Kur'ân-ı Kerim'de şöyle denir:

"(Şeytan) onlara söz verir ve onları ümitlendirir; halbuki şeytanın onlara söz vermesi, aldatmacadan başka bir şey değildir." (Nisa, 4/)

Âyette geçen "ümitlendirme" ve "söz verme", bilindiği gibi geneldir. Ancak konumuzla ilgili olması da söz konusudur. Çünkü insan, pek çok şey umar. Hatta kendini umduğu şeylere, yani beklenti ve ümitlerine öylesine kaptırır ki, bazen kendi kendisini bile büyüler ve olmasını istediği şeyler için büyücülere gider. Bu da, yanlış olduğunu bile bile bu yola gitmesi ve şeytanın bu konuda kendisine teminat vermesiyle olur. Bu, genellikle haramlarda olur. Yani bir bakıma insan kendisinde büyü olduğunu, birilerinin bu işle ilgilendiğini düşünerek, hastalığı davet eder. Oysa, gerçek öyle olmayabilir.

Nitekim âyetlerde, "İman edip yalnız Rablerine tevekkül edenler üzerinde şeytanın bir hakimiyeti olmayacağı"ndan, "Ancak onu dost edinip Allah'a ortak koşanlar üzerinde hakimiyet kurabileceği"nden söz edilir. (Nahl, 16/)

Hakimiyet kurma konusunda insanın, inanmanın yanı sıra ihlaslı olması da söz konusudur. Şeytanın, ihlaslı kimseler üzerinde bir hakimiyeti söz konusu olamayacağı, bu kimseleri Allah'ın koruyacağı belirtiliyor. Ancak "İhlassız ve tevekkülsüz kimselerden gücünün yettiklerini kandıracağı, davetiyle şaşırtacağı; süvarileri ve yayaları ile onları yaygaraya boğup; mallarına, evlâtlarına ortak olabileceği, kendilerine vaatlerde bulunarak aldatabileceği" konusunda şeytana izin verilmiştir. (İsra, 17/) Bu da, yaşamakta olduğumuz hayatın bir imtihan olmasından kaynaklanmaktadır. Yoksa tam bir yetki değildir. Zaten şeytan, insana boş kuruntulardan başka bir şey telkin etmez.

Açıkça anlaşılan odur ki, şeytanın, etkisi altına alıp rahatsız ettiği kimseler, onun kendisine sokulmasına zemin hazırlayan ve bu işe meydan veren kimselerdir. Zira şeytanın, Allah'ın halis kulları üzerinde kesin bir etkisi yoktur. Bunu yapmaya çalışsa bile onlar, dua ve ibadetlerle, Allah'ın kitabını okumakla bu işin üstesinden gelirler. Zaten büyü ve büyücülük yapanlar hakkında indirilen ayetin sonunda da "Ama onlar, Allah'ın izni olmadan, büyü ile hiç kimseye zarar veremez." (Bakara, 2/) buyurulmaktadır.

Büyünün hakikat olduğu kabul edilince, herkese tesir etmesi de tartışılmaz. Ancak daha fazla tesir ettiği kimseler de mevcuttur. Bunlar da şeytanın vesvese ve evhamlarına önem veren ve bu tür şeylere açık olan kimselerdir. Böyle kimseler, daha çok kendi kendilerini bir saat gibi kurup hasta eder. Çünkü şeytan, insana sadece vesvese verir ve yanlışı doğru olarak göstermek ister. Aslında hiç de önemli olmayan ses veya görüntüleri kendince değişik şekillere ve seslere benzetenler evhamlı, itikadı zayıf, ibadeti ve zikri olmayan, Allah'a olan görevleri konusunda gevşek davranan ve ibadetlerini ihmal eden kimselerdir. Nitekim, âyette, bu hususlara işaret edilmektedir. (Hac, 22/)

Bütün bu saydıklarımızın dışında, büyünün tesir ettiği takva sahibi kimseler de yok değildir. Ancak, yüce Allah'a teslimiyet gösterilip tevekkül edildiği ve tam anlamıyla sığınıldığı, günlük evrad-ü ezkarlar okunduğu, günlük ibadetlere titizlikle devam edildiği, her gün birkaç sayfa Kur'ân-ı Kerim ve Kur'ân-ı Kerim'de Hz. Peygamber'in (a.s.m.) okunmasını tavsiye buyurduğu sure ve dualar okunduğu takdirde, büyünün tesiri önlenebilir. Çünkü kötü niyetli kimseler büyü yapsalar bile, herkesin ve her şeyin üstünde mutlak güç ve kuvvet sahibi Allah vardır ki, O'nun gücü dünyanın bütün sihirbazlarının ve kendilerine yardımcı olan cinlerin ve şeytanların gücünden üstündür. Zira, kendisinde güç bulunduğunu iddia edenleri de yaratan Allah'tır. O dilemezse hiçbir şey olmaz. Nitekim, Hz. Peygambere (asm) yapılan büyü konusunda Cenab-ı Hak (c.c.) "Felâk" ve "Nas" surelerini indirip, bunlarla dua edip kendisine sığınmasını istemiştir. Hz. Peygamber de öyle yaparak şifa bulmuştur. Böylece Peygamberimiz, büyücülerin gayretlerini neticesiz bırakmış ve arzularını kursaklarına tıkamıştır.

Nitekim,

"Takvaya erenler var ya, onlara şeytan tarafından bir vesvese dokunduğunda (Allah'ın emir ve yasaklarını) hatırlayıp hemen gerçeği görürler." (A'raf, 7/)

Âyette işaret edildiği gibi, şeytani bir etki altına giren kimsenin ilk yapacağı şey, Allah'a sığınmak olmalıdır. Allah'ın emrettiği hususlar kısaca, kişinin helâl ve haramları gözetmesi, dua ve ibadetlerine dikkat etmesi, maddî ve manevî olarak temiz, duygu ve düşünceler içerisinde, halis bir niyetle Allah'a müteveccih olmasıdır. Zira şeytan, kıyamet günü vaatlerinin birer aldatmaca, gerçek gibi gösterdiği şeylerin birer kuru yalandan başka bir şey olmadığını söyleyip işin içerisinden çıkacak ve büyücülerin ve peşinden gidenlerin hepsini yüzüstü bırakacaktır. (İbrahim, 14/22)

Bakara Sûresi'nin ayetinden de anlaşılan odur ki, sihirlerin en büyük tesiri, ruhlar üzerindedir; fikirleri bozar, kalpleri çeler, ahlâkı perişan eder, toplumların altını üstüne getirir. Şu halde, 'sihrin aslı yoktur' diye aldanmamalıdır. Ve böyle sihirbazlardan sakınmalıdır.

Bununla beraber bunları yapanlar, Allah'ın izni olmadıkça kimseye bir zarar veremez. Çünkü gerçek tesir ne sihirde, ne sihirbazda, ne tabiatta, ne ruhta, ne yerde, ne gökte, ne şeytanda, ne de melektedir. Hakiki müessir, ancak ve ancak Allah'tır. Fayda ve zarar denilen şey de ancak O'nun izni ile meydana gelir. O halde, her şeyden önce Allah'tan korkmalı ve Allah'a sığınmalıdır ve bunlara karşı koymak için de Allah'ın kitabına sarılmalıdır.

NÂS SURESİ'NİN KARANLIK GÜÇLERE VE BÜYÜYE KARŞI OKUNMASI

"De ki: Sığınırım ben insanların Rabbine,
İnsanların hükümdarına, insanların ilahına,
O sinsi vesvesecilerin şerrinden.
O ki, insanların göğüslerine vesveseler fısıldar.
Gerek cinlerden, gerek insanlardan." (Nas, /6.)

Gerek görünüp bilinen, gerekse görünüp bilinmeyen gizli düşmanlarımıza karşı okunan ve kendisiyle Allah'a sığınılan dua makamında bulunan ve "Muavvizat" denilen, Kur'ân-ı Kerim'in son üç suresi, yani "İhlas, Felâk ve Nas" sureleri, her derde deva niteliğindedir ve (deyim yerindeyse) bu üç sure, "Kur'ân eczanesinin aspirinleri"dir. Bu sebeple, bunlarla Allah'a sığınmalı ve gecenin karanlığından, şeytanların, cinlerin, büyücülerin, vesvesecilerin şerrinden bunlarla korunmalıdır.

Malumdur ki, büyünün tesir etmesi, kişinin içinde bulunduğu psikolojik durumlarla, karamsarlık, evham ve şüphelerle de yakından ilgilidir. Felâk ve Nas Sûresi'nde ise bu noktalara işaretle, normal durumlarda olduğu gibi, insanın başına böyle bir hal geldiğinde de yine sadece Allah'a sığınması istenmektedir. Nitekim, Kur'ân-ı Kerim'de,

"Böylece biz, her peygambere insan ve cin şeytanlarını düşman yaptık. (Bunlar), aldatmak için birbirlerine yaldızlı sözler fısıldarlar." buyuruluyor. (En'am, 6/)

Mealini verdiğimiz, bu âyete göre; insanın her türlü tehlikeye açık olduğu, cinlerden ve insanlardan olan düşmanlarının gerek muhatap olduğu yaldızlı ve sihirli sözlerle, gerekse kitaplara dökülen ve asıl niyetlerinin ne olduğu bilinmeyen kurgu dolu yazılarla rahatça kandırılabileceğini görmekteyiz. Bütün bunlara karşı da, dinlediği kimseyi Allah adına dinlemesi ve işine O'nun adıyla, "Euzü-Besmele" ile başlaması gerekliğini, okuduğu kitapları da hak namına okuyup, hakikate dair mesajlar almak kaydıyla ve yine "Euzü-Besmele" çekerek okuması gerektiğini anlıyoruz. Çünkü şeytan, Allah namına başlanılıp bitirilen işlerde çok rahat parmak oynatamaz. Büyücülerin ve insanı kandırmak amacı güden bir kısım edebiyatçı ve felsefecinin kötü niyetleri de ancak bu yolla akim kalır. Yoksa bunların bu yollarla insanları aldatması, okuyucularını veya dinleyicilerini konunun ritmine kaptırıp büyülemeleri mümkündür. Zaten sapıtanların çoğu da böyle saptırılmaktadır. İşte, buna binaen, bu üç surede, önce İhlas Sûresi ile "Tevhid İnancı" telkin edilerek başlanması, Felâk ve Nâs Sûresi ile de Allah'a sığınılması istenmektedir.

Nitekim, Yazır, bu sureyi genişçe tefsir etmiş ve bu surenin tefsirini yaparken Kurtubi'nin Ebu Zer'den naklettiği ilginç bir hadis-i şerifi de nakletmiştir. Ki, bu hadiste Hz. Peygamber (a.s.m.), "insan şeytanlarına" dikkat çekerek; "Sen insan şeytanından Allah'a sığındın mı?" (Hak Dini Kur'an Dili, X/) buyurmuştur.

Kısacası, günlük hayatımızda dua ve ibadetlerimize dikkat eder, dualarla Allah'a sığınır ve gerektiği gibi yakın olursak, O’nun himayesine girer, büyüden ve büyüyü uygulayabilecek büyücülerden, habis ruhlardan korunmuş oluruz.

Bu çalışmayı yaptığım sırada, daha önceleri de merak ettiğim bir medyumla tanıştım. Arkadaşlarımın da ısrarıyla, bana bir bakmasını istemiştim. Suya baktı, cinlerini çağırdı ve onlara, bende büyü olup olmadığını sordu. Sonra, birkaç defa bir suya bir de bana baktı ve "Ne ile korunuyorsun?" diye sordu. Ben de "Nasıl yani?" diye karşılık verince, merakla, "Her gün ne okuyorsun?" dedi. Bunun üzerine, "Ne oldu ki?" deyince, bana, "Size pek çok kere büyü yapılmış, ama tutturamamışlar. Eğer bunları özel bir dua ile korunmayan, normal bir insana yapmış olsalardı, şimdiye çoktan işi biterdi!" dedi. Ben de her gün mutlaka "Cevşen'ül-Kebir" okuduğumu ve namazlardan sonra da sünnete uygun dua ve tesbihatlarımı yaptığımı söyledim.

Bu durumda, tedavi olmak için, habis ruhlarla ilişki kurup yanlış işler de yaptığını bildiğimiz büyücüler yerine, doktorlara ve tıbba müracaat etmek gerekir. Dua ile yapılacak tedavilerde de, Resulullah'ın (a.s.m.) tavsiye ettiği dualara, ayrıca, Kur'ân'dan örneklerini verdiğimiz dualara başvurmak gerekir. Efendimizin (a.s.m.) kendisinin de yaptığı, Hz. Âişe'den (r.a.) rivayet edilen şu tavsiyeye uymak da en doğru davranış olur;

"Hz. Peygamber (a.s.m.), yatağına girdiği zaman, ellerine üfleyip Muavvizeteyn'i ( Felak ve Nas sureleri) ve Kul Hüvallahu Ehad'i okur, ellerini, yüzüne ve vücuduna sürer, bunu da üç kere tekrar ederdi. Hastalandığı zaman, aynı şeyi kendisine yapmamı emrederdi." (Buhari, Fedail-ul Kur’an, 14, Tıbb, 39)

Hz. Peygamber (a.s.m.), hastaları, tedavi etmek için büyücülere göndermemiştir. Ya tıbba havale edip hekimlere göndermiş, ya da Kur'ân ve Sünnet eczahanesine göndermiştir. Böylece evrensel şifalardan faydalanmasını istemiştir. Hem zaten Yüce Allah, Kur'ân'ın, müminler için bir —rahmet ve bir şifa olduğunu bildirmiş (İsra, 17/82), manevi dertlerimiz için başvuru kaynağı olarak da Kur'ân'ı göstermiştir.

(bk. Arif ARSLAN, Büyü Fal ve Kehanet)

İlave bilgi için tıklayınız: 

- Büyü çözmek için büyücüye gitmek cazi midir? Büyü yapıldığını nasıl anlarız?..

Selam ve dua ile
Sorularla İslamiyet

Üzerimde Büyü Var mı, Büyü Olup Olmadığını Nasıl Anlarım?

Üzerinde büyü olup olmadığını anlamak isteyen kişiler, en güvenilir sonuçları bu alanda deneyimli ve manevi yönü yüksek medyum hocaların desteği ile alabilmektedir. Yüzyıllar boyunca pek çok büyü üstadının yıllarını vererek uygulamaya geçirdiği bu tür manevi yöntemler, insanlar üzerinde birçok sorun çıkaran manevi etkileri tetiklemektedir. Bu sebeple çok geç olmadan ve kişiler tamamen kontrolden çıkmadan önce büyünün uzmanlar tarafından anlaşılması ve büyü bozum işlemlerine vakit kaybetmeden geçilmesi gerekmektedir. Bu sebeple özellikle internet üzerinde pek çok kadın ve erkek &#;Üzerimde büyü var mı?&#; sorusunun yanıtlarını nasıl öğrenebileceğini araştırmaktadır.

Kadim büyü kitaplarında ve ilim sahibi medyum hocaların ellerinde bulundurdukları büyü kitabelerinde, büyünün nasıl etkiler gösterdiğine dair yüzyıllar boyunca edinilen tecrübeler aktarılmıştır. Dolayısıyla hangi büyü icra edilmişse, bu büyünün gösterdiği etkiler kişiler üzerinde bazı davranışların veya durumların oluşmasına vesile olmaktadır. Dolayısıyla bu tür uygulamalarda kişilerin hangi büyüden ne şekilde etki altında kaldığı anlaşılabilmektedir.

Büyünün Varlığı Nasıl Anlaşılır?

Büyünün anlaşılmasında ilk olarak Havas ilimlerinde yüksek mertebe ilim ve irfan bilgisine sahip medyum hocaların desteğine başvurulması tavsiye edilmektedir. Bu sayede kişinin hakikaten büyünün etkisinde mi kaldığı yoksa kendisinde psikolojik bazı sıkıntıların mı baş gösterdiği anlaşılabilmektedir. Genellikle büyünün etkileri ile psikolojide adlandırılan duygu ve davranış bozuklukları benzerlik gösterebilse de kara büyülerin etkileri çok daha kuvvetli ve barizdir. Bu sebeple bu ikisi arasındaki ayrımın en net şekilde yapılabilmesi için alanında uzman, manevi yönü kuvvetli medyum hocalardan profesyonel destek alınması pek çok din alimi tarafından da tavsiye edilmektedir.

Üzerimde büyü var mı yok mu sorusunun yanıtını arayan kişiler, bu konunun açıklığa kavuşması için çevrelerinde deneyimli medyum hoca bulamazlarsa, bu hizmeti internet üzerinden de günümüzün teknolojik imkanlarını kullanarak kolaylıkla icra edebilirler. Büyünün etkisi altında günden güne manevi acılar ve ıstıraplar çeken kişiler, internet üzerinden görüntülü seanslara katılarak kendilerinde büyü olup olmadığını da tespit ettirebilirler. Bağlanma büyüsü nasıl yapılır gerçek bağlılık büyüsü başlıklı yazımıza göz atabilirsiniz.

Büyü Tespiti Nasıl Yapılır?

Manevi yönden çok kuvvetli olan ve dünya dışı varlıklar ile doğrudan kolay bir şekilde iletişime geçebilen medyum hocalar büyü tespitinde ekstra bir uğraş içine girmeden kişinin üzerinde büyü olup olmadığını ilk bakışta anlayabilir. Ancak manevi yönden bu kadar deneyime ve ilmi bilgiye sahip olmayan sıradan insanların büyü tespiti yapmasında kullandığı bazı teknikler ve yöntemler bulunmaktadır. İnternet üzerinden yapılan araştırmalarda da görüleceği üzere büyünün tespit edilmesinde yani üzerimde büyü var mı nasıl anlarım sorularının yanıtlarında uygulanması gereken bazı noktalar bulunmaktadır. Bu noktalara dikkat ederek büyünün mümkün mertebede en iyi şekilde tespit edilebilmesi söz konusu olabilmektedir. Büyü tespitinde en sık başvurulan uygulamalar 6 farklı işlemdir. Bu 6 farklı işleme dikkat ederek büyünün olup olmadığını, kendi üzerinizde ya da çevrenizde sevdiğiniz kişilerde büyü tesirinin kurulup kurulmadığını anlamanız mümkün olabilmektedir. Büyü tespitinde dikkat edilen işlemler şunlardır:

  • Gözlem yapmak
  • Meditasyon ve ruhani danışmalar yapmak
  • İstihareye yatmak
  • Defedici arındırıcı dualar ve pratikler kullanmak
  • Sarkaç metodu
  • Kehanet metotları

Gözlem Yoluyla Büyünün Anlaşılması

Manevi açıdan ilmi kuvvetli olmayan sıradan insanlar, ruhsal pratiklerin dışında kişinin davranışlarına, hal ve hareketlerine dikkat ederek gözlem yoluyla büyünün anlaşılmasını sağlayabilmektedir. Ancak kesinlikle altını çizerek belirtmek gerekir ki bu tür gözlemler tek başına büyünün varlığını kanıtlayacak unsurlar değildir. İnsanın davranışlarında bazı sonuçlara iten pek çok sebep olabilir. Üzerimde büyü var mı testi ile bu tip gözlemler yapmak mümkündür. Bu sebeple aşağıdaki davranışları gözlemlediğinizde kesin olarak büyü yapıldığından söz edemezsiniz. Bunlar sadece büyünün olup olmadığı konusunda birtakım bilgi sahibi yapan ve şüphelerin artmasını sağlayan etkenlerdir:

  • Ani ruhsal değişiklikler
  • Uyuyamamak veya 13 saatten fazla uyumak
  • Uyuyabildiği durumda sadece kabus görmek, bunun dışında rüya görmemek
  • Tuhaf ağrılar, vücutta gezen ağrı ve sızılar, kesintisiz baş ağrısı
  • Karabasanlar
  • Bir sebep yokken aniden davranış değişiklikleri (çok sevilen mekan veya kişilerden uzak kalma isteği, her zaman yapılan güzel alışkanlıkları terk etme)
  • Öfke ve asabiyet
  • İzlenme hissi
  • Evde gölge, şekil ve formlar görmek
  • Endişeli ve ürkek olmak
  • Bir anda gelen hareket etme isteği ve çok hızlı bir şekilde enerji harcama

Meditasyon ve Ruhani Danışma ile Büyünün Anlaşılması

Ruhani yolculuklara çıkılarak büyünün varlığına ilişkin daha somut deliller elde edilebilir. Bir görü, sezgi, hissediş veya biliş sayesinde büyünün insan manevi dünyası üzerinde kara bir delik gibi oluştuğu fark edilebilmektedir. Özellikle büyünün etkisinde olan bazı kişiler, istemsiz olarak ruhlarında kocaman bir boşluğun peydahlandığını sık sık fark etmektedirler. Bu yönde bilinçli bir ruhsal yolculuğa çıkıldığında kişi içsel odaklanma yaparak bu boşluğun büyünün tesiri olduğunu tecrübe edebilir. Bu yönde içsel yolculuk ve ruhani danışmalar yapmak yine manevi yönden kuvvetli medyum hocaların hazırladıkları vefk ve tılsımlar ile de mümkün olmaktadır. Büyü yapıldığını nasıl anlarız, büyü yapıldıysa ne yapılmalı başlıklı yazımıza göz atabilirsiniz.

İstihareye Yatarak Büyünün Anlaşılması

İslam dininde geniş bir yer kaplayan istihareye yatmak, bir nevi ruhani açıdan dünya dışındaki alemden dünya yaşamına ilişkin bilgiler edinmektir. Üzerimde büyü var mı nasıl öğrenebilirim sorusunun yanıtlarını arayanlar istihare yatarak büyünün anlaşılması için gerekli olan manevi sinyalleri rüyalarında yakalayabilirler. Bunun için uyulması gereken adımlar şu şekildedir:

  • İlk olarak ılık bir duş alın ve gevşeyin.
  • Fiziksel olarak hiçbir ağrı çekmediğiniz gün ve kendinizi hafif hissettiğini günde istihare uygulamasını yapmaya özen gösterin.
  • Zihninizi sessiz ve karanlık bir ortamda boşaltın.
  • Manevi durumumu görmek istiyorum diyerek niyet edin ve rüyanızda ruhsal durumunuzu göreceğinize dair inancınızı yineleyerek uykuya dalın.
  • Uyandığınızda baş ucunuzda bulundurduğunuz kağıt ve kaleme hemen gördüğünüz rüyayı hızlı bir şekilde not edin.
  • Bu uygulamayı 3 gece üst üste yaptıktan sonra büyünün varlığına ilişkin detayları öğrenebilirsiniz.

Büyüyü Anlamak İçin Okunacak Ayetler Nelerdir?

Bunların yanı sıra üzerinizde büyü olup olmadığını anlamak için dini açıdan bazı ayetlerin faziletinden yararlanabilirsiniz. Aşağıdaki ayeti kerimelerin her birini 50&#;şer kere okuduktan sonra içinizde daralma, sıkıntı, bedeninizde uyuşma ve ağrı gibi hisler hissettiğinizde üzerinizde büyü etkisi tesir olmuş olabilir. Bu ayetler şunlardır:

  • Euzubillahimineşşeytanirracim* Bismillahirrahmanirrahim
  • Felemma el kav kale Musa ma ci&#;tum bihissihr*İnnellahe seyubtiluh*İnnallahe la yuslihu amelel mufsidun&#;
  • “Ve imma yenzeğanneke mineş şeytani nezğun festeiz billah*İnnehu semiun alim.”
  • “Rabbehu enni messeniyeş şeytani bi nusbiv ve azab.”
  • “İnne keydeş şeytani kâne daıyfa.”
  • “Ve kur Rabbi euzu bike min hemezatiş şeyatıyn*Ve euzu bike Rabbi ey yahdurun.”
  • “Ve hıfzam min külli şeytanim marid.”
  • “ Ve le kad alimetil cinnetü innehum le muhdarun.”
  • &#; Zuk* inneke entel aziyzül keriym&#;
  • &#; E yahsebü el ley yakdira aleyhi ehad.&#;
  • &#;Ve lâ tettebiû hutuvâtiş şeytân* innehû lekum aduvvum mubin.&#;

Eğer bu tür uygulamalarla üzerinizde büyü olduğuna dair şüpheleriniz artıyorsa, ilim sahibi medyum hocaların hizmetlerine başvurarak internet üzerinden bile büyü tespiti yaptırabilirsiniz.

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir