umre nin şartları / Umrenin Farzları | Umre Görevleri | Umre'de rükün vacip sünnet - Sonarex Turizm

Umre Nin Şartları

umre nin şartları

UMRE NEDİR?

Umre, ihrama girerek tavaf ve sa'y yaptıktan sonra tıraş olup ihramdan çıkmaktan ibarettir. Hanefî ve Mâlikîler'e göre müslümanın ömründe bir defa umre yapması müekked sünnettir. Şâfiî ve Hanbelîler'e göre ise farzdır.

UMRENİN FARZ VE VACİPLERİ NELERDİR?

Hanefîler'e göre, umrenin farzları ihram ve tavaf olmak üzere ikidir. Bunlardan ihram şart, tavaf ise rükündür. Şâfiî ve Hanbelîler'e göre bu dört nüsük yani ihram, tavaf, sa'y ve tıraş birer rükündür. Mâlikî mezhebinde ise, ilk üçü rükün, tıraş ise vâciptir. Bu nüsüklerle ilgili hükümler ve umre için ihrama girme yerleri daha önce açıklanmıştır.

UMRE NE ZAMAN YAPILIR?

Umre için belirli bir zaman yoktur, her zaman yapılabilir. Ramazanda yapılması mendup ve daha faziletlidir. Ancak Hanefî mezhebinde "teşrîk günleri" denilen yılda beş gün yani arefe günü sabahından bayramın 4. günü güneş batıncaya kadarki süre içinde umre yapmak, tahrîmen mekruhtur. Diğer üç mezhepte, haccetmeyen kişilerin teşrîk günleri dahil her zaman umre yapmaları, kerâhetsiz câiz görülmüştür. Haccedenler ise, Mâlikîlere göre bayramın 4. günü güneş batıncaya kadar, Şâfiîler'e göre ise vedâ tavafı dışında haccın bütün menâsiki tamamlanmadıkça umre yapamazlar.

UMRE NASIL YAPILIR?

Bulunulan yere göre mîkat sınırında veya Harem bölgesi dışında usulüne göre ihrama girilir. Harem-i şerif'e gelince: "Allahım, senin rızânı kazanmak için umre tavafını yapmak istiyorum. Onu bana kolay eyle ve kabul buyur!" diye niyet edilerek umre tavafı yapılır. Tavaf namazı kıldıktan sonra, "Allahım, senin rızânı kazanmak için umrenin sa'yini yapmak istiyorum. Bana kolaylık ver ve onu benden kabul eyle!" diye niyet edilip Safâ ile Merve arasında umrenin sa'yi yapılır. Sa'y tamamlandıktan sonra, uygun bir yerde saçlar dipten tıraş edilir veya kısaltılır. Böylece umre tamamlanmış ve ihramdan da çıkılmış olur.

Umre Nedir ?

İHRAMIN MÜBAHLARI
1- Kan aldırmak.
2- Kıl koparmadan vücudun herhangi bir yerini veya başını kaşımak.
3- Yıkanmak, kokusuz sabun kullanmak.
4- Sıcaktan korunmak için bir ağaç, ev, çadır altına sığınılabileceği gibi, başa değdirmeden şemsiye taşımak.
5- Kemer takmak, silah kuşanmak, yüzük ve saat takmak, kokusuz sürme çekmek.
6- Topukları ve üzeri açık ayakkabı giymek.
7- Diş çektirmek, iğne vurdurmak.
8- Kollarını giymeden palto veya ceket gibi bir elbiseyi omuza almak.
9- Yorgan, battaniye veya herhangi bir örtü
ile, yüz ve baş hariç vücudun diğer kısımlarını örtmek.

İHRAMIN VACİBLERİ
1- Mikat hududunu geçmeden ihrama girmek.
2- İhramın yasaklarından korunmak
18 Tirmizi, Hac, 14/

İHRAMIN SÜNNETLERİ
1- İhrama girmeden önce, koltuk altı ve kasık kıllarını temizlemek, tırnak kesmek ve güzel koku sürünmek.
2- İhrama girerken gusletmek veya abdest almak.
3- Erkekler,izar ve rida denilen iki parça örtüye sarınmak.
4- İhrama niyyet ettikten sonra kerahet vakti değilse iki rek’at ihram namazı kılmak.
5- İhramlı bulunduğu surede her fırsatta telbiye söylemek.
6- Telbiyeyi üç defa tekrarlamak.
7- Telbiyeden sonra teşrik tekbiri, salevat-ı şerife, dua ve niyazda bulunmak.

İHRAM’IN MÜSTEHAPLARI
1- Gusul’e ihram için niyet etmek.
2- İhramın beyaz, yeni veya yıkanmış olması
3- Nalin veya naline benzeyen terlik giymek
4- Misvak kullanmak.
5- Saclarını taramak.
6- Bıyıklarını sünnete uygun kesmek.

İHRAMIN SAHİH OLMASININ ŞARTLARI
1- Niyet etmek.
2- Telbiye getirmek veya telbiye yerine geçen bir zikirde bulunmak.
Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: “Telbiyede bulunan hiç bir Müslüman yoktur ki, onun sağında ve solunda bulunan taş, ağaç, sert toprak onunla birlikte telbiyede bulunmasın, bu iştirak (sağ ve solunu göstererek) şu ve şu istikamette arzın son hududuna kadar devam eder18”.

Umre, hac zamanı olan beş günden başka, senenin her günü, ihram ile yapılan, tavaf ve sa’y yapmak ve saç kazımak veya kesmektir. Umrenin farzı ikidir. İhram ve tavaf. İhram umrenin şartı, tavaf ise rüknüdür. Sa’y ve tıraş olmak ise vaciptir.

Umre, ömürde bir defa, Hanefi ve Maliki’de sünnet, Şafii ve Hanbeli’de farzdır.

İhrama girme yerleri:
Mekke’ye mikât sınırları dışındaki yerlerden gelenler yolları üzerindeki mikâtlardan birinde ihrama girerler. Mekke’de bulunulduğu esnada umre yapmak istenirse, Mekkeliler gibi, Harem Bölgesi dışına çıkılarak ihrama girilir.

Umre nasıl yapılır
1-
Mikât sınırlarının birinde ihrama girilir ve niyet edilir.

2- Telbiye, tekbir, tehlil salevat-ı şerife okunarak Harem-i şerife girilir. Niyet edilip umre tavafı yapılır.
Tavaf esnasında iztibâ ve ilk üç şavtta remel de yapılır.

3- Tavaf namazından sonra Mes’aya gidilerek umrenin sa’yi yapılır.

4- Tıraş olunup ihramdan çıkılır. Böylece umre tamamlanmış olur.
Umrede Arafat, Minâ, Müzdelife’deki menâsik, kudum ve veda tavafı yoktur.

Okunacak dualar: Buraya yazmadık.
Mutlaka o duaları okumak da şart değil, herkes bildiği duaları okuyabilir.

İş ve umre
Sual: Bir iş için Suudi Arabistan’a giden kimse, Mekke’ye gidip ihrama girerek umre yapabilir mi?
CEVAP
Suudi Arabistan’ın hangi yerine gittiğinizi yazmamışsınız. Eğer mikât denilen yerin içinde iseniz, dışına çıkıp ihram giyerek öyle Mekke’ye gitmeniz gerekir. Mikât’ta ihrama girmek gerekir. Daha önce de giyilse olur. Çünkü Tam İlmihal’de diyor ki:
Hac için, ömre için, ticaret için veya herhangi bir şey için uzaktan gelenlerin, mikât denilen yerleri, ihramsız geçerek, Mekke-i mükerreme Haremine girmeleri haramdır. Geçenin, geri mikâta gelip ihrama girmesi lazımdır. İhrama girmezse, kurban kesmek lazım olur.

Mikât denilen yerler ile, Harem-i Mekke arasına Hil denir. Mikâttan geçerken, bir iş için Hil’de kalmaya niyet edenlerin ve Hil’de oturanların, hacdan başka niyet ile, ihramsız Harem’e girmeleri caizdir. Mikât yerlerini geçerken, niyet ederek ve telbiye yaparak, usulü ile, ihrama girilir. Mikât yerinden önce, hatta kendi memleketinde de giymek caiz ve daha iyidir.

Umre ve farz
Sual:
Borcu olanın veya gidip gelirken bazı günahları işleme durumu olanın yahut farz sevabı işleme imkânı olanın, bunu yapmayıp umreye gitmesi caiz midir?
CEVAP
İmam-ı Rabbanî hazretleri buyuruyor ki: Umreye gitmek farz ve vacib değildir, nâfile ibadettir. Nâfile ibadeti yapmak, bir farzın terkine veya bir haram işlemeye sebep olursa, ibadet olmaktan çıkar, günah işlemek olur. (1/)

Umre sünnet midir?
Sual:
Umre sünnet midir?
CEVAP
Umre, Hanefî ve Mâlikî mezhebinde müekked sünnettir. Şâfiî’de ömürde bir defa umre yapmak farzdır, ancak hemen yerine getirilmesi gerekmez. Hanbelî’de ise, ilk fırsatta hemen yerine getirilmesi gereken bir farzdır. (Mizan-ül kübra)

Umreye gitmenin önemi
Sual: (Makamât-ı Mazheriyye)nin
mektubunda ve İmam-ı Rabbânî hazretlerinin, 29, ve mektuplarında, umreye ve nâfile hacca gitmeye izin verilmediği bildiriliyor. Umre ve nâfile hac, çok sevab değil midir?
CEVAP
(Sevab değildir) denmiyor. İmam-ı Rabbânî hazretleri buyuruyor ki:
Umreye gitmek farz ve vacib değildir, nâfile ibadettir. Nâfile ibadeti yapmak, bir farzın terkine veya bir haram işlemeye sebep olursa, ibadet olmaktan çıkar, günah işlemek olur. (1/)

(Nâfile sevabı kazanayım diye haram işlenmemeli) deniyor. Dinimizde bir kaide vardır: Sünnetle veya nâfile ile mekruh çakışınca, mekruh işlememek için sünnet veya nâfile terk edilir. Hele haram işlenecekse, o iş asla yapılmaz. Özellikle kadınların erkekler arasına girmeleri, seslerini yabancılara duyurmaları yasaklandığı için umreye veya nâfile hacca gitmeleri asla doğru olmaz.

Umreye gitmek çok sevabdır. Sadaka vermek de çok sevabdır. Farz olan zekât borcu varken sadaka verilmez. (Sadaka vermeyin, umreye gitmeyin) denmiyor, (İki işten daha önemlisi, daha çok sevab olanı tercih edin) buyuruluyor.

Farz ibadetin yanında nâfile ibadetlerin hiç kıymeti yoktur. Deniz yanında, damla bile değildir. Şeytan aldatarak, kazaları kıldırtmıyor, nâfile kılmayı, [nâfile hacca ve umreye gitmeyi], zekât verdirmeyip, nâfile hayırları, göze güzel gösteriyor. Cami, Kur’an-ı kerim kursu ve benzeri, İslam’a faydası olan şeyleri yapmak, nâfile hacdan ve umreden daha sevabdır. Nâfile hac ve umre yaparken sarf edilen paralar, Müslümanların muhtaçlarına, hele dine hizmet için veriliyorsa, nâfile hac ve umre yapmak, kendi memleketinde sadaka vermekten daha efdal olur. Çünkü hem mal, hem bedenle ibadet yapılmaktadır. Makamat-i Mazheriyye’de, mektupta (Hacda bir farzı veya vacibi özürsüz terk etmemek veya haram, mekruh işlememek lazımdır. Aksi hâlde, nâfile hac ve umre yapmak sevab değil, günah olur) diyor. (S. Ebediyye)

Nâfile ibadetin sevabı, farz ibadetin sevabı yanında, bir derya yanındaki bir damla sudan azdır. İslam âlimleri, Mekke’ye uzak memleketlerde olanların tekrar hacca gitmelerine izin vermemişlerdir. Seyyid Abdullah-ı Dehlevî hazretleri mektupta (Hac yolunda, ekseriya, ibadetler tam yapılamaz. Bunun için, İmam-ı Rabbânî ve mektuplarında, umreye ve nâfile hacca gitmekten razı olmadığını bildirdi) buyuruyor. Bir farzın yapılmasına, mesela kadınların örtünmelerine mâni olan nâfile hac, haram olur. Böyle nâfile hacca gitmek, sevab değil, günah olur. Umreye gitmek de böyledir. (İslam Ahlakı)

İmam-ı Rabbânî hazretleri buyuruyor ki:
Bir nâfile hac yapmak için birçok yasaklar, haramlar işleniyor. İyi düşünmelisiniz! Aklı olana bir işaret yetişir. Umre farz ve vacib değil nâfile ibadettir. Nâfile ibadeti yapmak, bir farzın terkine veya bir haram işlemeye sebep olursa, ibadet olmaktan çıkar. Günah işlemek olur. (1/)

Farzların yanında nâfilelerin hiç kıymeti yoktur. Bir farzı vaktinde yapmak [vakti geçmiş ise, hemen kaza etmek], bin sene nâfile ibadet yapmaktan daha çok faydalıdır. Hangi nâfile olursa olsun, ne kadar halis niyetle yapılırsa yapılsın, ister namaz, oruç, zikir, fikir olsun, ister başka nâfileler olsun, hep böyledir. Hattâ farzları yaparken, bu farzın sünnetlerinden bir sünneti ve edeplerinden bir edebi gözetmek de böyle çok faydalıdır. Tenzihi mekruhtan sakınmak, zikirden ve murakabeden daha faydalıdır. Tahrimi olan mekruhtan sakınmanın faydasını, artık düşünmelidir. Evet, bu nâfile işler, farzları gözetmekle ve haramlardan, mekruhlardan sakınmakla birlikte yapılırsa elbette çok güzel olur, fakat böyle olmazsa pek zararlı olur. Mesela zekât olarak bir kuruşu, bir Müslüman fakire vermek, nâfile olarak dağlar kadar altın sadaka vermekten ve hayrat, hasenat yapmaktan kat kat daha iyidir, kat kat daha çok sevabdır. Bu bir dank zekâtı verirken, bir edebi gözetmek, mesela akrabadan bir fakire vermek de, nâfile iyiliklerden kat kat daha faydalıdır. (1/29)

Hadis-i şerifte, (Din kardeşini sıkıntıdan kurtarana [nâfile] hac ve umre sevabı verilir) buyuruldu. Hazret-i Hasan, Sabit Benani’den bir hacetini yapmasını istedi. (Camide itikâf ediyorum, başka zaman yaparım) deyince, (Din kardeşinin ihtiyacını gidermek için gitmenin, [nâfile] hac sevabından daha hayırlı olduğunu bilmiyor musun?) dedi. Mevki sahiplerinin, muhtaç olanlara ve hocaların talebelerine, makamlarıyla ve mallarıyla yardım etmelerinin çok sevab olması, bu hadis-i şerife dayanmaktadır. (İslam Ahlakı)

Yine İslam Ahlakı kitabındaki hadis-i şerifte, (Ana babaya iyilik etmek, nâfile olarak yapılan namaz, oruç, hac [ve umreden] daha faziletlidir) buyuruldu. Hikmet ehli zatlar da, (Birine doğru yazılmış bir din kitabı vermek, bin kere umreye gitmekten daha sevabdır) buyuruyor.

O hâlde Müslüman faydalı, kârlı olan işi tercih etmeli. Denizi bırakıp, bir damla peşinde koşmamalıdır.

Sual: Hindistan’a, Buhara’ya ve Paris’e turistik seyahat düşünüyordum, buralara gidene kadar umreye gider, çok sevab kazanırım diye karar vermiştim. Sonra, İslam Ahlakı kitabındaki, (İmam-ı Rabbani hazretleri 29, ve mektuplarında ve Makamat-ı Mazheriyye mektubunda, nafile hacca ve umreye gitmeye izin vermemişlerdir) ifadesini okuyunca, umreden de vazgeçtim. Umreye gitmeye niye izin verilmiyor ki?
CEVAP
Umreye gitmek çok sevabdır. Umreye hiç izin verilmez mi? Sadaka vermek de çok sevabdır. Farz olan zekât borcu varken sadaka verilmez. (Sadaka vermeyin, umreye gitmeyin) denmiyor, (İki işten daha önemlisi, daha çok sevab olanı tercih edin) buyuruluyor. Herhangi bir şirket tarafından parası karşılanarak gönderiliyorsa veya Mekke’ye yolu düşmüşse o zaman umre yapmanın mahzuru olmaz, umre yapmak çok sevab olur.

Hac ve Umrenin Farz oluşu, Farz Olmasının Şartları ile Hacda Vekalet ()

[1] İbnu’l-Esîr, en-Nihâye, I,

[2] İbn Teymiyye, Şerhu’l-Umde fi Beyani Menâsiki’l-Hacci ve’l-Umra, I, 75; Ayrıca bk. el-Misbahu’l-Munîr, I,

[3] Bu tanım İbn Bâz’ın, Allah ona rahmet etsin Buluğu’l-Meram Şerhi’ndeki tarifidir.

[4] İbn Kudame, el-Muğni, V, 5

[5] Âl-i İmran Sûresi: 97

[6] Buhâri ve Müslim rivâyet etmişseafoodplus.infoız, Müslim'e âittir.

[7] Müslim, II,

[8] İbn Kudâme, el-Muğni, V, 6

[9] Hadisi Darakutnî II, ’te; rivayet etmiş ve isnadı sabit ve sahihtir demiştir. Beyhakî, IV,

[10] İbn Mace ve İmam Ahmed, Müsned, VI, ; el-Elbani, Sahihu İbn Mace, II, ’de sahih olduğunu belirtmiştir.

[11] Hadisi Sünen sahibleri rivayet etmiş olup, büyük ilim adamı el-Elbani: Sahihtir demiştir. Ayrıca bk. Sahihu’n-Nesai, II, ; Sahihu Ebi Davud, I, ; Sahihu İbn Mace, II, ; Sahihu’t-Tirmizi, I,

[12] Buhari -Fethu’l-Bari ile birlikte- III,

[13] Bk. İbn Kudame, el-Muğni, V, 13; İbn Teymiye, Şerhu’l-Umde, I, ; Fethu’l-Bari, III, ; İbn Teymiye, Fetâvâ, VI,

[14] Ebu Davud, Nesai, İbn Mace, Ahmed ve başkaları rivayet etmiş olup, el-Elbani Sahihu Ebi Davud I, ; Sahihu’n-Nesai, II, ve Sahihu İbn Mace, II, ’de bu hadisin sahih olduğunu belirtmiştir.

[15] Bk. İbn Kudame, el-Muğni, V, 6; İbn Teymiye, Şerhu’l-Umde, I,

[16] Tevbe Sûresi: 28

[17] Buhari -Fethu’l-Bari ile-, III, ; Lafız kendisinin olmak üzere Müslim, II, ; Ayrıca bk. Nevevî Şerhi, IX,

[18] Bu hadisi Sünen sahibleri ile Ahmed ve başkaları rivayet etmiş olup, el-Elbani sahih olduğunu belirtmiştir. Bk. Irvau’l-Ğalil, II,

[19] Muslim, II, es-Saib b. Yezid (ﷺ‬.a)’dan şöyle dediği nakledilmiştir: “Ben henüz yedi yaşında iken Rasûlullah (s.a) ile birlikte hacca götürüldüm.” Buhari -Fethu’l-Bari ile-, IV, 71

[20] Şafîi, Beyhaki, Hakim ve başkaları rivayet etmiş olup, Hafız İbn Hacer, Fethu’l-Bari, IV, 71’de, isnadı sahihtir demiştir. Ayrıca bk. Irvau’l-Ğalil, IV,

[21] Şafîi, Beyhaki, Hakim ve başkaları rivayet etmiş olup, Hafız İbn Hacer, Fethu’l-Bari, IV, 71’de, isnadı sahihtir demiştir. Ayrıca bk. Irvau’l-Ğalil, IV,

[22] İbn Teymiye, Şerhu’l-Umde, I,

[23] Güç yetirebilme kavramı için bk. Edvâu’l-Beyân, V, ; İbn Kudame, el-Muğnî, V, ; İbn Teymiye, Şerhu’l-Umde, I, ; el-Fetava’l-İslamiyye, II,

[24] Buhari -Fethu’l-Bari ile-, VI, ; Müslim, III,

[25] İbn Teymiye, Şerhu’l-Umde, I,

[26] İbn Teymiye, Şerhu’l-Umde, I,

[27] Ahmed, I, 14 ile Ebu Davud, İbn Mace ve Hakim sahih olduğunu belirtmiş -Zehebi de bir hususta ona muvafakat etmiştir-, I, ’de; el-Elbani ise İrvau’l-Ğalil, IV, ’de ile Sahihu Ebi Davud, I, ve Sahihu İbn Mace, II, ’de hasen olduğunu belirtmiştir.

[28] Bk. İbn Teymiye, Şerhu’l-Umde, I, ; İbn Bâz, Mecmuu Fetava fi’l-Hac, V, ; İbn Kudame, V, 36; Advau’l-Beyan, V,

[29] Bu rivayeti Said b. Mansur Sünen’in de rivayet etmiş olup İbn Hacer et-Telhisu’l-Habir’de (Ömer -ﷺ‬.a-’e mevkuf bir rivayet olarak), II, ’de sahih olduğunu belirtmiştir.

[30] Beyhaki, es-Sünenu’l-Kübra, IV, ; İbn Hacer, et-Telhisu’l-Habir, II, ’de mevkuf bir rivayet olarak sahih olduğunu belirtmektedir.

[31] Bk. Advau’l-Beyan, V, 93 ve 98; İbn Kudame, el-Muğnî, V, 19 ve 22; İbn Teymiye, Şerhu’l-Umde, I, ; İbn Useymin, el-Menhac li Muridi’l-Hac ve’l-Umra, s. 52

[32] İbn Kudame, V, 19; İbn Teymiye, Şerhu’l-Umde, I, ve ; İbn Kasım Haşiyesi, III, ; Advau’l-Beyan, V, 93; Şerhu’z-Zerkeşi, III, 31

[33] Buhari -Fethu’l-Bari ile birlikte-, III, ; Müslim, II,

[34] Müslim, II,

[35] Hadisi Sünen sahibleri rivayet etmiş olup, büyük ilim adamı el-Elbani: Sahihtir demiştir. Ayrıca bk. Sahihu’n-Nesai, II, ; Sahihu Ebi Davud, I, ; Sahihu İbn Mace, II, ; Sahihu’t-Tirmizi, I,

[36] İbn Kudame, el-Muğni, V, 36, 38 ve 19; İbn Teymiye, Şerhu’l-Umde, I,

[37] Müsned, I, ; Sahihu-İbn Huzeyme, IV, ; el-Elbani, Sahihu’n-Nesai, II, ’da senedi sahihtir, demiştir.

[38] Buhari -Fethu’l-Bari ile-, XIII,

[39] Buhari -Fethu’l-Bari ile-, IV, 64

[40] Buhari -Fethu’l-Bari ile-, XI,

[41] Ebu Davud, İbn Mace ve Ahmed rivayet etmiş olup, el-Elbani, Sahihu Ebi Davud, I, ile İrvau’l-Ğalil, IV, ’de sahih olduğunu bildirmiştir.

[42] Bk. İbn Teymiye, Fetâva, XXVI, (Bazı tasarruflarla)

[43] Buhari -Fethu’l-Bari ile-, IV, ; Müslim, II,

[44] Bk. İbn Teymiye, Fetava, XXVI, 28 ve 20

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir