Umursamamak Için Ne Yapmalı
Gerçeği Umursamak
&#;Dünyadaki en merhametli şey, zannımca, insan zihninin, içerdiği bilgiler arasında karşılıklı bağıntılar kurmaktaki yetersizliğidir. Kapkara sonsuzluk denizinin ortasındaki dingin cehalet adasında yaşıyoruz ve uzaklara seyahat etmek bize göre değil. Her biri kendi yönünde çaba sarf eden bilimler bugüne kadar bize çok az zarar verdi, ama bir gün dağınık bilgilerin bir araya getirilmesi gözlerimizin önüne öyle korkunç bir gerçeklik serecek ki, bu manzara içindeki kendi konumumuzu görünce ya ortaya çıkan bu gerçek nedeniyle delireceğiz yada ölümcül ışıktan yeni bir karanlık çağın huzur ve güvenliğine kaçacağız.” H.P. Lovecraft, Cthulhu’nun Çağrısı
Lovecraft, korku edebiyatının ustasıdır ve gündüz gözüyle okunması gereken tehlikeli yazarların başında gelir. Başımızı kitaptan kaldırdığımızda, alıştığımız şeyleri alıştığımız ışık içinde, alıştığımız ritimleriyle göremeyeceğimiz bir saatte, örneğin gecenin üçünde okumak, içinde mutlulukla yaşadığımız, istediğimiz parçalarını seçip anlattığımız gerçekliğin, anlatmak şöyle dursun aklımızın sınırlarını yırtmadan hatırlamaya bile tahammül edemeyeceğimiz bir şekle dönüşebileceği endişesini doğurur. Kendisinin dediği gibi cehalet adasında olmasa bile, bir zihinsel alışkanlıklar adasında -ki belki bu da aynı kapıya çıkıyor ama şimdilik dursun- yaşamaya ihtiyacımız vardır. Etrafımız, gölgesi kendisinden başka türlü görünen, tıkırtılar, gıcırtılar çıkaran nesnelerle çevrili ve bizler gecenin üçünde, onları saran ürkütücü ay karanlığına karşı, sadece perdelerimizi daha sıkı kapatmayı başarabiliriz. İşte bu yüzden Lovecraft herkesin işinde gücünde olduğu saatlerde okunmalı. Anlaşıldığı üzere bu, gerçekliğin çarpıtılmamış haline duyduğumuz sadakatten kaynaklanmıyor. Gerçekliğin, kafamızda oluşturduğumuz derinlikli, çok boyutlu ve -tuhaftır- organik bir yoldaş değil de, kendi bilinen ve bilinmeyen yönleriyle bambaşka bir bütün olabileceği ve varlığımızın onun kabuğuna yapışmış, ondan olmayan, doğal bile olmayan, hileyle tutunmuş rahatsız edici bir ricacı olabileceği ihtimali, katlanılabilir bir şey değil. Aynaya baktığımızda, gözlerimizi kapadığımızda yada benzerlerimizi izlediğimizde zihnimizde beliren binbir gece saraylarının; kişiliğimizin, bedenimizin, güçlerimizin ve güzelliklerimizin belki de binbir çeşit afyondan herhangi birinin sebep olduğu hayaller olduklarını, durduk yerde neden düşünelim? Gerçek, bizim gördüğümüz şeydir. Onunla ilişkimiz, gün ışığında kurulan ilişkidir. Sağlıklıdır. Normaldir. Hemşehrilerimizinkiyle aynıdır. İçinde, cümle içinde kullanamayacağımız bir tek kelime yoktur. İşte bu yüzden, gerçeği parçalara ayırıp alışılmadık biçimlerde yeniden birleştiren Lovecraft ya gündüz okunmalı yada hiç okunmamalıdır.
Gerçeğin, insanların üzerinde en çok konuştukları, kendisinin yüzüne karşı yada arkasından en çok adını andıkları, en çok güvendikleri, inanmaya hazır oldukları şey olmasına rağmen kimsenin kafasında açıklıkla sınırlarının çizilmemesi aslında onun doğası hakkında bizlere bir fikir vermelidir. Dünyada &#;Hakikati” aradığını söyleyen insanların yaşamış olduklarını biliriz ve eş dostla konuşurken onların adlarını anarak sanki arayışın ya da sonucun bir parçası da biz olmuşuz gibi bir övünç payı çıkarırız. Buradaki büyük &#;Hakikat” herhalde, arandığı dönemlerde yaygın olan hayatın anlamına ilişkin büyük hikayelerin sakladığı başka bir alternatif büyük hikaye olmalı. Hayatlarımıza ilişkin, halihazırda mevcut olan &#;büyük” açıklamaların zaman içinde nerelerde çarpıtıldığını ve bu çarpıklıkların hangi araçlarla ve ne amaçla gözlerimizden saklandığını kırkımızdan sonra fark etmeye başladığımızda, esasında benzer çarpıtılmalara uğramış başka büyük açıklamalar fısıltıyla anlatılan hikayeler olarak hayatlarımıza girerler ve bir hakikat yanılsaması yaratırlar. Aydınlanmış olmanın gönül hoşluğu ile birleştiğinde bu yanılsama, ayrıntıların özgün değerlerini kaybetmesine neden olabilir. Ancak, yukarıda sözünü ettiğimiz Gerçek, kaybedilen, aranılan, bulunan &#;büyük hakikat”le ilişkili olmakla birlikte birebir aynısı değil. Gerçek, bizim her gün yaşadığımız şeylerin nedenleri ile sonuçlarının arasında her an yeniden var olan bir akıl ilişkisi aslında. Bu ilişkiyi biz kurduğumuzda gerçeğin farkına varmış oluyoruz, kurmadığımızda o, evrensel aklın bir parçası olarak çalışmayı sürdürüyor. Kolay gibi görünüyor.
B. Akarsu, Felsefe Terimleri Sözlüğünde Gerçek’i, &#;Bilinçten bağımsız olarak var olan” olarak tanımlıyor. Eskiler &#;eşyanın hakikati” derlerdi. &#;Eşya”nın; yani &#;şeylerin”. Şey; yani, düşünen bilincin konusu olabilen, gerçekte var olmayıp da yalnızca düşünülmüş olan her şey. Öyleyse, felsefeye kalsa gerçek, zihinlerimizde var ettiğimiz şeyler arasındaki bir ilişkiler bütünü. Şimdi o halde, eğer gerçek ile bir sorunumuz varsa bize düşen, oturup &#;başka şeyleri başka şekilde” düşünmek. Peki öyleyse neden bizler, söylediğimizin doğruluğundan kuşku duyulmasının önüne geçmek için &#;gerçekten” diye sağlama ihtiyacı duyarız? Neden alışılmadık bir şeyler söz konusu olduğunda ilk olarak onun gerçekliğini sorgularız? Gün içinde kaç kez &#;gerçekten mi?” sorusunu sorduğunuzu bir düşünün. Gerçek, zihinde tasarımlanan bir şey olabilir ama, başka bir şey de olabilir. Ozankaya, Toplumbilimleri Sözlüğünde Gerçek’i başka bir şekilde tanımlıyor: &#;Nesnel olan ve olanağın gerçekleşmesi sonucunda ortaya çıkan”. Bu tanım, şeylerin belli yasalar çerçevesinde oluşturdukları organik bir bütün olarak gerçeği; umursamanın önemli olduğu gerçeği sanki daha netlikle açıklıyor.
Gerçeğin tanımı yada açıklaması, görüldüğü üzere sıkıcı, anlaşılmaz ve zaman kaybettirici. Bizim için şimdi önemli olan gerçek karşısındaki tutumumuz. Hepimiz herhangi bir şeyin gerçekliğini sorgulayabiliyoruz. Gün içinde büyüklü küçüklü yaşantıların gerçekliğini yada gerçekliğin farklı boyutlarını, ne, ne zaman, kim, nasıl vb gibi sorularla sürekli denetleriz. Bazen niyetimizi açıkça belli eder ve &#;gerçekten mi?” diye sorarız. Görünürde, zihinlerimiz gerçek kaygısı içinde yüzmektedir. Peki Lovecraft’ın ve A. Huxley’in dikkat çektiği, gerçeği görmenin olası yan etkileri bizlerde neden hiç görülmemektedir? Örneğin Huxley, &#;birgün gerçeği göreceksiniz ve bu sizi öfkelendirecek” demişti.
Öğrendiğimiz gerçeğin, doğuştan öfkelenmeye hazır olduğumuz birkaç konu dışında bizleri neden hiç öfkelendirmediği, aslında cevabı karmaşık bir soru. Gerçeğe ilişkin bilginin güvenilirliği ve gerçeğin hayatlarımıza doğrudan yada dolaylı etkilerinin görünürlüğü sorunları, bu cevabın hareket noktaları olabilir. Pekçoğumuz gerçekliğin farklı boyutlarına ilişkin incelikli verileri bulup, bu verileri problemimiz neyse onu çözmek yada hiç değilse anlamak doğrultusunda birleştirmeye çalışmak yerine, gerçeğe ilişkin indirgeyici açıklamalara itibar etmeyi tercih ederiz. Çünkü, gerçeğin farklı boyutları incelikli olarak farklı disiplinler tarafından araştırılmamıştır; ekonomik boyutuna ilişkin veriler bulunmaktadır belki ama sosyolojik boyutu bomboş durmaktadır, tarihsel boyutu efsaneler ve suçlamalarla doludur, siyasi boyutu spekülasyonlarla çalkalanmaktadır, felsefi boyutu zaten hiç yoktur. Yani, gerçekliğe endişeyle yaklaşsak bile, elimizde bütünleyici veriler bulunmamaktadır. Bu durumda, &#;akıllı düşünedursun deli gider de gelir” diyerek kendimizi kandırıp &#;eğrisiyle doğrusuyla” bir şeyler yapmak tek seçenekmiş gibi görünmektedir. Ancak, doğrusunu medarı iftiharımız kabul ederiz ama, eğrisinin sonuçlarıyla yüzleşmek çoğu zaman bizlere zor gelir. Ya kemiği yanlış kaynadığı yerden yeniden kırmak yada görmezden gelmek gerekmektedir. Yıkılma riski taşıyan evlere bu yüzden oturulabilir raporları verilir, oturulamaz raporu verilmişse bile bu yüzden boşaltılmaz. Nasıl olsa müteahhit, muhtar, belediye başkanı, medya yada başbakan suçludur.
Ancak bana öyle geliyor ki, bütün çıplaklığıyla &#;anlaşılabilen” bir gerçeği görmezden gelmek mümkün değildir. Herhangi bir gerçek duruma ilişkin spekülatif değerlendirmeler, totolojik önermeler, indirgemeci suçlamalar ve bunlar gibi her biri birer ölümcül zihinsel hastalık olan pek çok yaklaşım, güvenilir ve geçerli verilerin bulunmadığı yerlerde varolabiliyorlar. Zihinlerimizin veriye ihtiyacı var. Üzerinde düşünebileceğimiz bir şey yoksa düşünme eylemi olamaz. Gerçeğin kendi kendine konuşup kendi kendini açıkladığı da görülmüş bir şey değildir. Bacon işi, &#;sırlarını açıklaması için gerçeğe işkence yapmaya” kadar götürmüştü.
Gerçek bazen kanaatlerimizi, inançlarımızı, kendimize yada sevdiklerimize bakışlarımızı zorlar. &#;O aslında öyle değilmiş” dedikten sonra tutum ve davranışlarımızdaki değişme, bizim gerçeği hakkıyla takdir edebildiğimizin göstergesidir. Fakat bunun içi de bir zihinsel ve ahlaki olgunluk gereklidir. Çoğumuz &#;O’nun aslında ne olduğu” ile ilgili olarak bizi dönüşüme zorlayan verilerden kuşkulanmayı seçeriz ve sonrasına da &#;kader” deriz. Fakat gerçekle ilgili bu işin burada bitmeyeceğini hissediyorum. Öbür tarafta sizlere ne sorulacağını bilmiyorum ama bana yöneltilecek ilk soru &#;gerçeği ne kadar umursadın?” olacak.
Seni Kimsenin Umursamadığı Düşüncesiyle Nasıl Başa Çıkılır?
Bu makaledeki ortak yazar Kelli Miller, LCSW, MSW. Kelli Miller, Los Angeles, Kaliforniya’da yaşayan bir psikoterapist, yazar ve televizyon/radyo sunucusudur. Kelli şu anda özel muayenehanesinde çalışmaktadır ve birey ve çiftlerin ilişkileri, depresyon, kaygı, cinsellik, iletişim, ebeveynlik ve benzeri daha birçok konuda uzmanlaşmıştır. Ayrıca öfke kontrolü gruplarının yanı sıra alkol ve uyuşturucu madde bağımlılığıyla mücadele eden gruplara da yardım etmektedir. Bir yazar olarak, "Thriving with ADHD: A Workbook for Kids" adlı kitabıyla Next Generation Indie Kitap Ödülü'nü kazanmıştır ve "Professor Kelli's Guide to Finding a Husband" adlı kitabın da yazarıdır. Kelli, LA Talk Radio’nun sunuculuğunu yapmış, The Examiner için ilişki uzmanı olarak çalışmış ve uluslararası konuşmalar yapmıştır. Yaptığı işler YouTube’da: seafoodplus.info, Instagram’da @kellimillertherapy, ve İnternet'te : seafoodplus.info adresinde görülebilir. MSW (Sosyal Hizmetler Uzmanlığı Yüksek Lisans) derecesini Pennsylvania Üniversitesinden ve Sosyoloji/Sağlık alanındaki lisans derecesini Florida Üniversitesi'nden almıştır. Bu makale defa görüntülenmiştir.
Kategoriler: İlişkiler
Tibbi Yasal Uyarı
Bu makelenin içeriği profesyonel tıbbi tavsiye, muayene, teşhis ve tedavi yerine geçme amacını taşımaz. Herhangi bir sağlık tedavisine başlamadan, tedaviyi değiştirmeden ya da durdurmadan önce her zaman doktorunla ya da nitelikli bir sağlık görevlisiyle iletişime geçmelisin.
İnsanları umursamamak için ne yapmalı çok fazla düşünmeyin!
Başkalarının hakkınızda ne düşüneceğini düşünerek kendinize ket vuruyorsanız ve bu durum sizi rahatsız etmeye başladıysa sizin için önerilerimiz var. Karakterinizi değiştirmek zor olsa da insanlara olan tavrınızı değiştirmek sizin elinizde. Başkalarının düşündüklerini umursamamanıza ve dikkatinizi yeniden kendinize ve hedeflerinize vermenize yardımcı olacak öneriler haberimizde!
Çok fazla düşünmeyin!
Aşırı analiz etmek ve uzun uzun düşünmek herkes için sağlıksız ve zararlıdır. Eşinizle ettiğiniz kavgayı ya da ofiste başınıza gelenleri tekrar tekrar düşünmek hiçbir şeyi tersine çevirmez, sadece umutsuz hissetmenize yol açar. Olumsuz detayları saplantı haline getirmektense bunları problemleri çözebilmek için birer fırsat olarak görün ve yolunuza devam edin. Durum hakkında yapabileceğiniz bir iki şey saptayın, daireler çizerek düşünmekten vazgeçin.
Herkesi memnun edemezsiniz
Başkalarının hakkınızda düşündüklerine ne kadar değer verirseniz verin gerçek şu ki herkesi memnun edemezsiniz. Her zaman, daha iyi yapabileceğinizi hisseden ya da başkasının daha iyi bir iş çıkarttığını düşünen birileri olacaktır. Sizi eleştiren ve hakkınızda hükümler veren insanlarla daima karşılaşacaksınız. Durum ne kadar nahoş olursa olsun, aslında hiç de önemli değil, değil mi? Çevrenizdekiler bir şeyler hakkında yorumlar yapıyor diye başınıza korkunç şeyler gelmeyecek, değil mi?
Başkalarının düşünceleri sizin sorununuz değil
Bir kişinin fikri, yalnızca bir fikirdir. Bir şeyi farklı bir şekilde görüyor ya da hissediyor olması sizin probleminiz değildir ve bu durum gerçeklerden bahsettiği anlamına gelmez. Çevrenizdeki insanlardan kendi yargılarınız yüzünden değişmelerini bekleyemezsiniz, değil mi?
Kendinizi kabullenin
Evet, insanın kendisini kabullenmesi zaman alır; ancak bir yerden başlamak gerekir. Gerçek benliğinizi yaşamanıza izin vermeseniz eğer, sizi siz olduğunuz için sevecek insanlarla asla karşılaşamayacak ve her zaman rol yapmak zorunda kalacaksınız. Siz kendinizi olduğunuz gibi kabullenmezseniz bunu başkalarından nasıl bekleyebilirsiniz ki? Mutluluğunuzu başkalarının düşünceleri üzerine temellendirirseniz, asla mutlu olamazsınız.
En kötü durum senaryosu
Başkalarının düşündükleri hakkında endişelenmeye başladığınız anda, durun ve olabilecek en kötü senaryoyu düşünün. İşinizden kovulacak, sınıf tekrarı yapacak ya da ihanete mi uğrayacaksınız? En kötü senaryo ne olursa olsun bunu atlatabileceğinizi biliyorsunuz - ki muhtemelen böyle bir şey olmayacaktır. Kendinizi bu korkulardan arındırmaya çalışın.
Hiçbir şeyi umursamama yeteneği
- Yüzbaşı
Mesaj
Genelde başkalarına tavsiye veren taraf olmuşumdur hep. Ge&#;enlerde oturup iyice d&#;ş&#;nd&#;m sıkıntılarımın nedeni nedir ? Sosyal ilişkilerimdeki hatalarım nelerdir diye, en sonunda bu kapıya &#;ıktı sonu&#; '' Umursamak ''. O kadar sa&#;ma şeyleri kafaya takar olmuşumki, o sıradaki iyi vaktim bile bir şeyleri umursarken k&#;t&#;leşebiliyor . Umursamama yeteneğini nasıl elde edebilirim ? . Nereden başlamalıyım ? - Yarbay
3 samimi arkadasım ve sevgililerim hari&#;, herkes tarafından gamsız birisi olarak g&#;r&#;l&#;yorum. Derdi olan bana anlatıyor, neden hi&#;bir seyi kafaya takmıyorsun diyor, devamlı g&#;l&#;yorsun diyorlar.
Ama gel g&#;r ki psikolog'un dediği şey ''her seyi cok fazla d&#;s&#;n&#;yorsun'' dedi. Beynim hi&#;bir zaan bos kalmıyor. Uyurken bile kalmıyor. Her g&#;n farklı r&#;ya g&#;r&#;yorum. Bu y&#;zden hep yorgunum. Meger s&#;rekli g&#;lmem, espri yapmam, eglenceli olmam bir savunma mekanizmasıymıs. Kimseye baglanmak istemiyorum bu y&#;zden. Herkes beni b&#;yle hatırlasın istiyorum. Gamsız, eglenceli.
Ama d&#;ş&#;nmeden de olmaz. İnsanız, beynimiz var, i&#;g&#;d&#;lerimiz var.
D&#;ş&#;n&#;yorum, &#;yleyse varım. - Binbaşı
quote:
Orijinalden alıntı: K.B.V.
3 samimi arkadasım ve sevgililerim hari&#;, herkes tarafından gamsız birisi olarak g&#;r&#;l&#;yorum. Derdi olan bana anlatıyor, neden hi&#;bir seyi kafaya takmıyorsun diyor, devamlı g&#;l&#;yorsun diyorlar.
Ama gel g&#;r ki psikolog'un dediği şey ''her seyi cok fazla d&#;s&#;n&#;yorsun'' dedi. Beynim hi&#;bir zaan bos kalmıyor. Uyurken bile kalmıyor. Her g&#;n farklı r&#;ya g&#;r&#;yorum. Bu y&#;zden hep yorgunum. Meger s&#;rekli g&#;lmem, espri yapmam, eglenceli olmam bir savunma mekanizmasıymıs. Kimseye baglanmak istemiyorum bu y&#;zden. Herkes beni b&#;yle hatırlasın istiyorum. Gamsız, eglenceli.
Ama d&#;ş&#;nmeden de olmaz. İnsanız, beynimiz var, i&#;g&#;d&#;lerimiz var.
D&#;ş&#;n&#;yorum, &#;yleyse varım.
İyisin tabi
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > - Yüzbaşı
quote:
Orijinalden alıntı: K.B.V.
3 samimi arkadasım ve sevgililerim hari&#;, herkes tarafından gamsız birisi olarak g&#;r&#;l&#;yorum. Derdi olan bana anlatıyor, neden hi&#;bir seyi kafaya takmıyorsun diyor, devamlı g&#;l&#;yorsun diyorlar.
Ama gel g&#;r ki psikolog'un dediği şey ''her seyi cok fazla d&#;s&#;n&#;yorsun'' dedi. Beynim hi&#;bir zaan bos kalmıyor. Uyurken bile kalmıyor. Her g&#;n farklı r&#;ya g&#;r&#;yorum. Bu y&#;zden hep yorgunum. Meger s&#;rekli g&#;lmem, espri yapmam, eglenceli olmam bir savunma mekanizmasıymıs. Kimseye baglanmak istemiyorum bu y&#;zden. Herkes beni b&#;yle hatırlasın istiyorum. Gamsız, eglenceli.
Ama d&#;ş&#;nmeden de olmaz. İnsanız, beynimiz var, i&#;g&#;d&#;lerimiz var.
D&#;ş&#;n&#;yorum, &#;yleyse varım.
Aslında dışarıdan g&#;r&#;nen değilde senin kendini nasıl hissettiğin . Sen kendini '' her şeyi &#;ok fazla d&#;ş&#;n&#;nen '' biri olarak g&#;r&#;yormusun . Ben kendimi fazlasıyla g&#;r&#;yorum ve bundan kurtulmak istiyorum . Nereden başlıyacağım hakkında da bir fikrim yok . Değiştirilemiyecek bir &#;zellik olduğunu zannetmiyorum. - Binbaşı
- Binbaşı
- Yüzbaşı
Deniyorum bazen, dışarıdan gayet umursamaz g&#;r&#;nsemde diğer taraftan hi&#; &#;yle olmuyor. - BinbaşıMesaj
Bende istiyorum bunu ama imkansız geliyor bana elimde değil. İnsanları inceliyorum farkında olmadan d&#;ş&#;n&#;yorum kuruyorum herşeyden bir anlam &#;ıkarmaya &#;alışıyorum.
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > - Teğmen
hi&#;bişeyi umursamayan adam uzun uzun sana burda yol da anlatmaz, ama ben onlardan birisi olarak biraz bahsedeyim
&#;ncelikle kaybedecek hi&#;bi şeyin olmamalı, mevki insan para. bu parasız mevkisiz bi insan olma anlamında demiyorum. herkes gibi kendin gibi bulunduğun mevkiye okuduğun &#;niye ya da her napıyosan emek verip var olduğun yere bağlanmayacaksın. burası olmazsa yapamam demeyeceksin. hi&#;bir insan olmadan yaşayamam ya da sevgilim şu an napıyor başka erkekle mi konuşuyor demeyeceksin, şimdi gavat diyen tayfa gelir ama zaten olmayı istediğin karakter sadık da olmayacak. evlenmeyi zaten unut. evlenmek, &#;ocuk yapmak bunlar tavizdir. &#;ocuğun d&#;ş&#;p kolu kırıldığında ben hi&#;bir şeyi umursamam ulan diyip puronu yakamazsın, ama gittiğin doktor sigara i&#;me ciğerlerin &#;ok yıpranmış dediğinde peki deyip &#;ıkışta bi sigara daha yakabilirsin (bunu bug&#;n yaşadım ordan geldi aklıma) paran olsun isterse &#;ok isterse az olsun ama onun da k&#;lesi olma; &#;&#;nk&#; para bi şekilde bulunur ve ay param bitti diye tekrar umursamaya başlayacaksan hi&#; girme bu yola.
ikinci adımımız &#;l&#;m korkusu. &#;lmekten korkmanın bi anlamı yok. ka&#;ınılmaz son. ama madem umursamıyorsun, her an &#;lebilirim havasında olacaksın, bu hava seni kaygıya değil rahatlığa s&#;r&#;kleyecek. ha bir ay &#;nce ha bir ay sonra. zaten sen &#;ld&#;ğ&#;nde &#;z&#;lecek insan sayısı &#;ok az olacak.
son adımımız da verdiğin tepkiler. eskiden olduğu gibi aşırı tepkiler vermemelisin, olur ya, hadi ya &#;yle mi olmuş tarzı sessiz umursamaz ve olabildiğince insanlarla g&#;z teması kurmadan tepkiler vermelisin. &#;&#;nk&#; dışa yansıttığın sensin. hi&#;bir arkadaşına sevgiline bağlanmamayı bileceğin i&#;in yalnız takılmayı &#;ğreneceksin. onlarlayken de eğlen buna s&#;z&#;m yok ama onlara baktığında aklına tıpkı filmlerdeki gibi karşındaki kızın bi anda blurlaşıp eski sevgililerinden birisi olduğunu d&#;ş&#;n; o da &#;ok seviyodu seni peki nerde şimdi?
hi&#;bir şeyi umursamamak sağlıklı bi insan davranışı değildir. ben kendimi bildim bileli b&#;yleyim ve bazen gelecekteki hayali aile kurmak olanlara &#;zeniyorum. benim hayalimse kaliteli purolar i&#;mek. neyse fazla uzatmayayım, bence kendini değiştirme ama beş dakikalık bi &#;zetle budur olay. hoş&#;akalın.
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > - Yüzbaşı
quote:
Orijinalden alıntı: zeritte
hi&#;bişeyi umursamayan adam uzun uzun sana burda yol da anlatmaz, ama ben onlardan birisi olarak biraz bahsedeyim
&#;ncelikle kaybedecek hi&#;bi şeyin olmamalı, mevki insan para. bu parasız mevkisiz bi insan olma anlamında demiyorum. herkes gibi kendin gibi bulunduğun mevkiye okuduğun &#;niye ya da her napıyosan emek verip var olduğun yere bağlanmayacaksın. burası olmazsa yapamam demeyeceksin. hi&#;bir insan olmadan yaşayamam ya da sevgilim şu an napıyor başka erkekle mi konuşuyor demeyeceksin, şimdi gavat diyen tayfa gelir ama zaten olmayı istediğin karakter sadık da olmayacak. evlenmeyi zaten unut. evlenmek, &#;ocuk yapmak bunlar tavizdir. &#;ocuğun d&#;ş&#;p kolu kırıldığında ben hi&#;bir şeyi umursamam ulan diyip puronu yakamazsın, ama gittiğin doktor sigara i&#;me ciğerlerin &#;ok yıpranmış dediğinde peki deyip &#;ıkışta bi sigara daha yakabilirsin (bunu bug&#;n yaşadım ordan geldi aklıma) paran olsun isterse &#;ok isterse az olsun ama onun da k&#;lesi olma; &#;&#;nk&#; para bi şekilde bulunur ve ay param bitti diye tekrar umursamaya başlayacaksan hi&#; girme bu yola.
ikinci adımımız &#;l&#;m korkusu. &#;lmekten korkmanın bi anlamı yok. ka&#;ınılmaz son. ama madem umursamıyorsun, her an &#;lebilirim havasında olacaksın, bu hava seni kaygıya değil rahatlığa s&#;r&#;kleyecek. ha bir ay &#;nce ha bir ay sonra. zaten sen &#;ld&#;ğ&#;nde &#;z&#;lecek insan sayısı &#;ok az olacak.
son adımımız da verdiğin tepkiler. eskiden olduğu gibi aşırı tepkiler vermemelisin, olur ya, hadi ya &#;yle mi olmuş tarzı sessiz umursamaz ve olabildiğince insanlarla g&#;z teması kurmadan tepkiler vermelisin. &#;&#;nk&#; dışa yansıttığın sensin. hi&#;bir arkadaşına sevgiline bağlanmamayı bileceğin i&#;in yalnız takılmayı &#;ğreneceksin. onlarlayken de eğlen buna s&#;z&#;m yok ama onlara baktığında aklına tıpkı filmlerdeki gibi karşındaki kızın bi anda blurlaşıp eski sevgililerinden birisi olduğunu d&#;ş&#;n; o da &#;ok seviyodu seni peki nerde şimdi?
hi&#;bir şeyi umursamamak sağlıklı bi insan davranışı değildir. ben kendimi bildim bileli b&#;yleyim ve bazen gelecekteki hayali aile kurmak olanlara &#;zeniyorum. benim hayalimse kaliteli purolar i&#;mek. neyse fazla uzatmayayım, bence kendini değiştirme ama beş dakikalık bi &#;zetle budur olay. hoş&#;akalın.
Kendime bol bol &#;z eleştiri yapan ve k&#;t&#; &#;zelliklerimi t&#;rp&#;leyen biriyimdir. Hi&#;bir zaman '' ben b&#;yleyim, değişemem '' c&#;mlesine inanmadım . Bir ka&#; yıl &#;ncesine g&#;re &#;ok farklı bir insanım . Yazdıklarını uzun uzun okudum, tek takıldığım nokta, kaybetmekten korktuğum bir şey var o da ailem . Geri anlattığın ve bahsettiğin &#;oğu şeyden vazge&#;ebilirim , belki paradan ge&#;emem oda hayatımı s&#;rd&#;rmem i&#;in iş ve paraya ihtiyacımın olması. Şu halimle anlattıklarını denemeye &#;alışıcam , bakalım beni ne noktaya getiricek . Teşekk&#;rler bu arada. - TeğmenMesaj
Bu bende var aslında
İnsanları &#;ok umursamam bunun nedeni de g&#;venmemek.&#;ocukluğumdan beri arkadaşlarıma hi&#; i&#;imi yansıtmadım bunun nedeni de b&#;y&#;klerin s&#;z&#;n&#; &#;ok dinleyen bir insan olmam,onlardan kendime ders &#;ıkarmam,&#;zelliklede annemin s&#;zlerinden.
Ben hayatım boyunca hi&#;bir arkadaşımdan kazık yemedim etrafımdaki insanlarla &#;ok iletişime ge&#;mediğim i&#;in sosyal ilişkilerimde zayıf ama a&#;ık&#;ası işin aslı &#;yle değseafoodplus.info ben kazık yemedim ama annem, babam &#;ok kazık yediler,insanlar sırf &#;ıkar uğruna yaklaştı (&#;ok varlıklı bir ailenin &#;ocuğu olarak diyorum,işler sonradan bozulunca insanların nasıl iki y&#;zl&#; olduğunu g&#;rd&#;m)
&#;ocuk yaşta bunları yaşamak hayatımda bana &#;ok şey kattı,ailecek yediğimiz ve kazıklar olunca,arkadaşlarıma da gerek kalmadı haliyle..
Bence beklenti &#;ok olmamalı karşıdan(bence bu umursamazlık)hi&#;bir şey beklemezsen sorun da yaşamıyorsun,hayal kırıklığı da..
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > - Çavuş
Hocam ben de umursamaz biriyim ,diger arkadaslar uzun uzun roman yazmis. Eskiden ben de cok takardim her seyi, bir ara umursamaz olmayi denedim. Her seyi kafaya takiyodum ama aman nolcak be umursamiyorum diyordum kendi kendime. Baskalarina karsi umursamiyormusum gibi davraniyordum.
Anahtar kelime "gibi davranmak".
Internette arastir biraz "fake it untill make it"
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > - Çavuş49 Mesaj
- Kurmay Yarbay
(BENCE) Belli oranda tecr&#;be gerektiren durum olarak g&#;r&#;yorum, kafaya taktığımız şeylerin aslında pekte takılmaması gerektiğini yaşayarak &#;ğreniyoruz.
Tıpkı &#;ocukken zırladığımız kafaya taktığımız şeylerin ileride komik ve sa&#;ma olduğunu anlama durumu gibi, bunun i&#;in etrafımızdaki insanların tecr&#;beleri de yeterli olabiliyor.
Tabi bazı şeyleri yaşamadan anlamadığımız i&#;in zaman gerektirdiğini d&#;ş&#;n&#;yorum. - Yarbay
Mesaj
Bana gamsız derler ama ş&#;yle &#;zetliyebilirim
1) her zaman imkansız diye birşey yoktur
2) evmi yandı ev yandı diye ağlarsan s&#;nmez ama git s&#;nd&#;rmeye yardım et, birazda mantığını kullanıcan
3)o olmazsa diye birşey yoktur, her zaman o olmazsa bu olur veya su olur vardır. Tek birşeye kendini bağlama
4) birşeye fazla değer verme, sevgiline bile elbet gidicektir, evlensen bile &#;l&#;cektir, araban elbet &#;izilecektir, kıyafetin elbet batıcaktır, telefonun elbet eskiyecek veya bozulcaktır, elbet hastalanıcaksın kendine bile değer verme
5) &#;lmekten korkma, heran &#;lebilirsin, biriyle kavga ederken &#;lmekten veya dayak yemekten korkma vur sadece vur, hız yapıyorsan adrenali yaşa, paraş&#;tle s&#;z&#;l&#;yorsan o sessizliği hisset
6) anın tadını cıkar, hayat guzel ve devam ediyor, trilyonerde olabilirsin, sokaktada yaşabilirsin, nerede oldunu kabullen ve sadece keyfini s&#;r, kusurlarını kabullendiğinde işoluyor
Yardımı olurmu bilmiyorum ama &#;z&#;lmemeyi &#;ğrenirsen &#;&#;z&#;l&#;r, &#;z&#;lmek hi&#;birşeyi geri getirmez, ağlayınca hi&#;birşey d&#;zelmez
İlk başlarda yavaş yavaş g&#;zlerimin dolmasını engelliyerek, sonra dişlerimi sıkarak, en son hi&#;bir tepki vermiyerek umursamaz oldum ama her umursamazlığa yaklaştığımda i&#;imden birşey kopup gidiyor, duygusuzlaşıyordum, o anlar tuylerim diken diken olup buz gibi oluyordum. Şimdi hepsi ge&#;ti
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Manyetizma -- 21 Ocak ; >
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > - Teğmen
bir s&#;z vardı. Aslında g&#;n i&#;inde en &#;ok g&#;lenler i&#;ten i&#;e en &#;ok ağlayanlardır diye. - Yüzbaşı
Anlattığınız ve tavsiye ettiğiniz her şeyi denemeye &#;alışıcam ve bir s&#;re sonra değişirsem eğer . Bu konuya tekrardan d&#;n&#;cem .Teşekk&#;rler - Yüzbaşı
quote:
Orijinalden alıntı: damla_cgty
Bu bende var aslında
İnsanları &#;ok umursamam bunun nedeni de g&#;venmemek.&#;ocukluğumdan beri arkadaşlarıma hi&#; i&#;imi yansıtmadım bunun nedeni de b&#;y&#;klerin s&#;z&#;n&#; &#;ok dinleyen bir insan olmam,onlardan kendime ders &#;ıkarmam,&#;zelliklede annemin s&#;zlerinden.
Ben hayatım boyunca hi&#;bir arkadaşımdan kazık yemedim etrafımdaki insanlarla &#;ok iletişime ge&#;mediğim i&#;in sosyal ilişkilerimde zayıf ama a&#;ık&#;ası işin aslı &#;yle değseafoodplus.info ben kazık yemedim ama annem, babam &#;ok kazık yediler,insanlar sırf &#;ıkar uğruna yaklaştı (&#;ok varlıklı bir ailenin &#;ocuğu olarak diyorum,işler sonradan bozulunca insanların nasıl iki y&#;zl&#; olduğunu g&#;rd&#;m)
&#;ocuk yaşta bunları yaşamak hayatımda bana &#;ok şey kattı,ailecek yediğimiz ve kazıklar olunca,arkadaşlarıma da gerek kalmadı haliyle..
Bence beklenti &#;ok olmamalı karşıdan(bence bu umursamazlık)hi&#;bir şey beklemezsen sorun da yaşamıyorsun,hayal kırıklığı da..
Ben b&#;yle şeyler &#;ok yaşamadım , benim sorunum sadece kendimle . Arkadaşlık benim i&#;in hep &#;ok &#;zel bir şey olmuştur ve bundan &#;t&#;r&#; her daim arkadaşlıklarımın sağlam olmasını isterim, doğal olarakta fazlaca beklentiye girerim belkide bunların sebebi bu .