urfa karışma güvercinleri / T.Ş.G.F-Urfa Güvercini Belgeseli-2 - Dailymotion Video

Urfa Karışma Güvercinleri

urfa karışma güvercinleri

Şanlıurfalıların kuş tutkusu

Kuşçuluğun insanlık tarihi kadar eski olduğu Şanlıurfa'da binlerce güvercin besleniyor. Şanlıurfa'da özel zevklerin başında kuşçuluk geliyor. Aynı zaman hem hobi hem de bir meslek olarak da görülen kuşçuluk, Şanlıurfa'da oldukça yaygın.

Şanlıurfa'da hemen hemen her evde güvercin beslenip uçuruluyor. İnsanoğlu ve kuşların dostluğunun insanlık tarihi kadar eski olduğunu söyleyen Şanlıurfalı kuşçular, dostluğun başladığı yerin ise peygamberler şehri Şanlıurfa olduğunu ifade ediyor.

SALGINDAN ÖNCE HER GÜN İHALE YAPILIYORDU

Eskiden en çok Suriye'nin Halep kentinde kuş beslendiğini belirten eski kuşçular, daha sonraları kuş sayısının çoğalması ile Şanlıurfa'nın da ünlü olduğunu kaydediyorlar. Pandemi öncesinde haftanın 7 günü güvercin ihalesi yapılan Şanlıurfa'da artık pazar günleri yapılıyor.

Şanlıurfa'da evlerde beslenen kuşların sayısının yüz binlerce üzerinde olduğu belirtiliyor. Kuşçuluk genelde Şanlıurfalıların özel zevklerinden biri. Akşama doğru iş yerini kapatan kuş meraklısı yetiştiriciler, hemen kuşlarıyla beraber olur ve günün bütün yorgunluğunu, stresini unutur.

Şanlıurfa'da kuşçuluğun yaygın olması evlerin de kuş beslemeye elverişli olmasından kaynaklanıyor. Avluların geniş ve gürültüden uzak oluşu, damların düz oluşu kuşçuluk için imkân sağlıyor. Kuş beslenen evlerde damların uygun bir köşesinde kuş mataraları evleri var. Bazen avludaki bir oda da 'kuş evi' olarak kullanılıyor. Şanlıurfa'da kuşçuların buluştuğu birçok 'Kuşçu Kahvehanesinin olduğunu belirten kuşçular, "Kahvehanelerin pandemiden dolayı kapalı olduğunu belirtiyor.

"ARABA PARASINA KUŞ VAR"

Kuş besleyicilerinden Kazım Kaya; pandemi nedeniyle şu sıralar kuş ihalesi yapılamadığını belirterek ancak dükkânlarda kuş satıldığını kaydetti. Kaya, "Araba fiyatına değerli güvercin var. 5 bin liradan 50 bin liraya kadar güvercinler var." dedi.

"Benim işim kuşçuluktur" Kaya, "Ben çocukluğumdan beri kuş beslerim. Şanlıurfa'daki kuşçular her akşam saat 5'te aynı anda herkes kuşunu uçurur. Tüm kuşlar bir birine karışır, biz buna karışma deriz. Şehrin üzerinde yüz binlerce kuş birbirine karışır. Kim kimin kuşunu tutarsa vermez ama parayla satar. Şuanda araba fiyatına kuş var. Bir de güvercin yarışması var posta kuşları yarışmacıdır. En yakın yer Gaziantep'ten bırakıyoruz Şanlıurfa'ya eve dönüyorlar Ankara'dan gelen kuşlarımız var. Kuşçuluk zevkli ayrı bir tutkudur. Kuş besleyen ölene kadar bırakmaz öyle bir tutkudur." şeklinde konuştu.

Urfa'nın en eski çarşılarını birbirine bağlayan dar ve dolambaçlı sokaklardan, Aşağı Çarşı diye adlandırılan bölgenin içine doğru yol aldığınızda, çok sayıda eski han çıkar karşınıza.

Bu hanlar asırlar boyunca kimi zaman bir ticaret merkezi, kimi zaman mola yerlerine dönüşmüş ve bugünkü otellere karşılık gelen birer kervansaray olarak kullanılmış.

DSC_JPG

Fotoğraf: Şeyhmus Çakırtaş


Aşağı Çarşı denilen bölge Urfa'nın en eski yerleşim alanıdır ve halen birçok çarşıyı bünyesinde barındırır.

Değişik meslek gruplarının bir arada kümelendiği çarşı, mistik yapısıyla geçmişi günümüzde yaşatan bir alandır.

Çarşılar iç içe olmakla beraber, birbirlerini destekler ve tamamlar niteliktedir. Bu çarşılardan biri de Kuşçular Çarşısı'dır. 

DSC_JPG

Fotoğraf: Şeyhmus Çakırtaş


Çarşıların arasına sıkışan Kuşçular Çarşısı insanı şaşırtacak kadar canlı ve otantik yapılıdır.

Kantarma şeklinde inşa edilen taş yapılı dükkanlarda satılan çeşit çeşit güvercin alıcılarını beklerken, bir de kuş borsasının kurulduğu bir iki kahve vardır.  

DSC_JPG

Fotoğraf: Şeyhmus Çakırtaş


Pandemi öncesi belli günlerde mezat kurulan ve açık artırmayla kuş alım satımlarının gerçekleştiği bu mekanlar şimdilik kapalı. Ancak mezat kahveden açık alanlara, semt pazarına taşınmış durumda.

Bu çarşıda bulunan dükkanların çoğu eski taş yapılardır. Esnafları da dükkanlar kadar eski, genellikle babadan oğula geçen bir sistematik burada seyrine devam ediyor.

DSC_JPG

Fotoğraf: Şeyhmus Çakırtaş


Dolayısıyla çocuklar küçük yaşlarda güvercinle tanışıyor, gökyüzünde süzülen, kanat çırpan kuşa bağlanıyor ve emeklemeye başladığında güvercinle arkadaş oluyor.

Sadece güvercin satan bu dükkanlardan birine girdiğinizde, keskin güvercin gübresi kokusu ve dar alanda kanat çırpmaya çalışan kuşların havada uçuşan tüyleriyle karşılaşırsınız.

DSC_JPG

Fotoğraf: Şeyhmus Çakırtaş


Satılmayı bekleyen kuşların rahat etmesi için duvarlara tahtadan konma ve tutunma yerleri yapılmış ve dükkan koca bir tel kafese dönüştürülmüş.

Müşteriler tel kafeslerin arkasında bekleyen güvercinleri almaya karar verdiklerinde tüylerine, kanat boyutlarına baktıktan sonra değerini sorup, alıp almamaya karar veriyor.

DSC_JPG

Fotoğraf: Şeyhmus Çakırtaş


Güvercin fiyatları TL ile bin TL arasında değişiyor. Gerçi ben liradan daha pahalı bir güvercine henüz denk gelmedim.

Ama kuşçuların deyişine göre nadir bulunan bazı güvercin türleri için bin TL verenler çıkabiliyor.

Bir gelin gibi süslenen, ayaklarına halhal takılan, kulaklarına küpe tutuşturulan kuşların fiyatından çok alımlı olmaları beni ilgilendirse de, güvercinlerin değerini kuşçular belirliyor.

DSC_JPG

Fotoğraf: Şeyhmus Çakırtaş


Birçok dükkanın içi içe, yan yana olduğu çarşıda, güvercine dair her şeyi bulmak mümkün. Yediden yetmişe her yaştan müşterinin geldiği dükkanlara en çok erkekler rağbet ediyor.

Kadın müşteri ise oldukça az. Bazen uzak illerden ya da başka ülkelerden gelen turistler arasında kadın müşteriler de görülüyor.

DSC_JPG

Fotoğraf: Şeyhmus Çakırtaş


Bu dükkanların dışında mezat yapılan bir iki kahvede pandemi öncesi haftanın belli günlerinde, özellikle akşam saatlerinde mezat kurulurdu.

Güvercin almak isteyen bu mezata katılır, açık artırma ile kuş alıp, satardı. Bu kahveler gündüz normal işleyişine devam etse de, müşterilerinin çoğu kuşçu diye tabir edilen güvercin besleyenlerdi.

DSC_JPG

Fotoğraf: Şeyhmus Çakırtaş


Gün boyu kahveye gelip, gidenlerin tek gündemi kuş olur, mezat saati geldiğinde, onlarca insan kahvenin tam orta yerinde kurulan tel kafesin çevresinde yerini alırken, bir yandan çay servisi yapılır, bir yandan da kuşlar açık artırmaya sunulurdu.

DSC_JPG

Fotoğraf: Şeyhmus Çakırtaş


Kahvenin orta yerinde bulunan büyükçe tel kafese satılacak kuşlar konur ve zaman zaman kafesin dışına çıkarılarak, izleyicilerin daha yakından görmeleri sağlanır, almayı düşünenler dokunur, kanatlarını kontrol eder, ayaklarına bakar ve buna göre güvercinler değerlendirilir ve açık artırma ile hem alınır, hem de satılırdı.

DSC_JPG

Fotoğraf: Şeyhmus Çakırtaş


Urfa'da güvercinlere kuş deniliyor. Neden böyle bir isimlendirme kullanılmış, bilmiyorum, bir açıklama yapana da rastlamadım. Sorduğumda ise tam bir cevap alamadım.

Herkes kuş denilince, güvercinden bahsedildiğini hemen anlıyor. Dolayısıyla Urfa'da güvercinler bütün kuşlara baskın gelen canlılardır.

DSC_JPG

Fotoğraf: Şeyhmus Çakırtaş


Güvercin bazılarımız için sıradan, basit bir hayvan olabilir. Ama kuş sevenler için adeta bir evlat gibidir. Korkunç bir bağlılık ve emek ilişkisi de.

Kuş beslemek bir tutku, hem de uğruna aç ve sefil kalınacak kadar bir tutkudur. Kuş merakına düşen, kara sevda tutkusuna düşmüş sayılır.

DSC_JPG

Fotoğraf: Şeyhmus Çakırtaş


Öyle bir sevda ki, insanın aklını başından alır, hayatı güvercin kanadında görmesine neden olur. Öyle meraklılar vardır ki, damda kuşlarıyla yatar, onlarla kalkar ve hayatını onlarla geçirir.

Size abartı gibi gelebilir; ama güvercine olan sevgi hiçbir hayvana karşı gösterilen sevgiye benzemiyor. Her şeyden önce sayıları sürekli artıyor ve alabildiğince ilgi ve alaka istiyor.

DSC_JPG

Fotoğraf: Şeyhmus Çakırtaş


İlgilenilmeyen, beslenilmesine ve bakımına özen gösterilmeyen kuş, muhtemelen bir süre sonra uçup başka sürüye dahil olarak yuvasından ayrılabilir.

Eski Urfa'nın mimari yapısı kuş beslemeye uygun bir şekilde inşa edilmiş. Damlar çatısız ve eski konaklarda güvercinler için taka denilen çok sayıda yuva söz konusu.

Bugün kent merkezinde özellikle tek katlı yoksul mahalleler ve Eski Urfa diye bilinen bölgede hemen hemen her evin damı bir kuş yuvasıdır. Hem de onlarca güvercin için.

DSC_JPG

Fotoğraf: Şeyhmus Çakırtaş


Özel olarak yapılan yuvalarda tutulan güvercinler bir anda yemlenir, bir anda uçurulur ve bir anda geri çağrılır. Her şeyin belli bir saati, belli bir düzeni vardır. 

Damda beslenilen çeşit çeşit kuş, sabah yemlenir ve sıcak aylar hariç her gün öğleden sonra saat 'da gökyüzüne salınır.

Bir anda gökyüzü binlerce güvercinle dolar, daha fazla birbirine karışması için damlardan ıslık sesleri yükselir, bir sırığın ucuna bağlanan çaput denilen bezle sürekli hareketler çekilir ve kuşların birlikte uzun süre uçmaları sağlanır.

Kuşlar ne kadar uzun süre uçsa, o kadar sürü büyür ve kuşlar birbirine karışır.

Her gün kuşların uçurulmasının iki nedeni var. İlki, kuş uçmayı; daha çok uçmayı öğrensin diye bir nevi egzersiz yaptırılır; diğeri ise gökyzünde çok sayıda kuşa karışarak, başka kişilere ait kuşları kendi damına indirip yakalamaktır.

RESIMA~seafoodplus.info


Kuş besleyenler, kuşları gökyüzünden indirmek için ise zaman zaman dişi kuşu elinde tutarak, geri gelmeleri sağlamaya çalışır.

Dişi kuş kanat çırptıkça, gökyüzünde süzülen kuşların eve dönme saatinin geldiğini anlar ve yuvalarına geri döner.

Geri dönen kuşlar, kendileriyle bir ya da birkaç kuş getirmişse, o kuşlar artık kuşçunun hakkıdır. Kuşçu ya kuşları sahiplenir, besler ya da satışa çıkarır.

Kuşun asıl sahibi kuşunu geri almak isterse, bedelini ödemek zorundadır. Kuşların iç içe geçip, gökyüzünde dakikalarca uçması, pik yapmasına kuşçular savaş adını veriyor.

DSC_jpg

Fotoğraf: Şeyhmus Çakırtaş


Ortada kanlı ve şiddet içeren bir savaş yok. Özgürce kanat çırpma var ama kuşçular bu ana savaş diyor. Savaş sırasında damına inen kuş, bir nevi savaş ganimeti olarak kabul görülüyor ve kuş konduğu damın malı oluyor.

En yetenekli kuşlar, kendisiyle birlikte mutlaka birkaç güvercini yuvasına taşır. Bu nedenledir ki bazı kuşlar çok pahalıdır, değerlidir ve nadir bulunur.

Bugün Urfa genelinde 50 bin çiftten fazla güvercinden bahsediliyor. Türkiye'nin bütün bölgelerinden kuş pazarına müşteri geliyor ve beğendiği kuşu satın alıp, memleketlerine dönüyor.

Güvercinler oldukça sadık hayvanlar. Sahiplerini ve yaşadıkları yuvaları asla unutmuyorlar. Bu nedenledir ki asırlar boyunca güvercinler birer posta görevi de görmüşlerdir.

Gerhard seafoodplus.info


Bir posta güvercini bin kilometreden fazla uçabilir ve kendi sahibine mutlaka döner.

Konuyla ilgili anlatılan hikaye de en az güvercinler kadar ilginçtir.

Zamanın birinde, Urfa'da çok iyi bir kuşçu ekonomik sıkıntıya düşünce, bütün kuşlarını satışa çıkarmış. Ta Halep'ten kuşçunun arkadaşı gelip, bütün kuşlarını satın alır.

Henüz anlaşma sağlanmadan kuşlarını arkadaşına satan kuşçu, şöyle der:

Bir şartla sana kuşlarımı satarım. Elim çok dar, paraya ihtiyacım var bunu biliyorsun. Ve kuşlarıma çok iyi baktığımı da biliyorsun. Kuşları satın aldıktan sonra kuşlar bana geri dönerse, kuşları geri vermem. Bunu bilerek alışverişi yapalım.

Halep'ten gelen kuşçu kendinden emin "Ehlen vesehlen, kuşlar dönerse senindir" der.

Kuşları teslim alan Halepli Kuşçu, hemen oracıkta kuşların kanatlarında da bulunan ve uçmaya yarayan tüyleri çeker ve yeni yuvalarına alışmaları için çok önlemler almaya başlar.

Tüyler uzadıkça, kuşçu kuşların geri dönmesinden korktuğu için yeniden uçmaya yarayan tüyleri çeker. Böylelikle kuşlar yeni kendisine ve yuvasına alışacağını düşünür.

Urfalı kuşçu ise, kuşların geri döneceğinden emindir ama kuşların gelmemesinden de içerlenir ve kuşlarını görmeye gider.

Halep'in beyaz taşlardan yapılmış iki katlı evlerin birinin damında beslenen kuşlarını görünce sevinir, onlarla konuşur ve cebinde getirdiği nar tanelerini önlerine döker.

Nar tanelerini yiyen güvercinler hem sahibini hatırlar, hem de yaşadıkları eski yuvalarını. Bir anda eski sahibinin etrafında değişik sesler çıkararak, sevinç naraları atarlar.

Urfalı Kuşçu durumdan memnun, geri dönüş yoluna düşer. Halepli Kuşçu'nun ise içine bir kurt düşer ve kuşların geri döneceğinden korkmaya başlar ve birkaç gün yuvalarından dışarı çıkarmaz, uçmalarını engeller. 

Sonraki günlerde kuşları gökyüzüne bıraktığında artık korkusu gerçeğe dönüşecektir. Kuşlar gökyüzünde birkaç defa daireler çizerek uçar ve gökyüzünde aniden rota kırarak, Urfa yönüne doğru kanatlanırlar.

Halepli Kuşçu ıslık da çalsa, çaput da sallasa boşunadır. Satın aldığı kuşlar, kendi kuşlarını da alıp, Urfa'ya doğru yola çıkarlar.

Bunu gören Halepli Kuşçu "Eyvah, kuşlar gitti" der ve damında yığılıp kalır.

Kuşlar ise yolu zararsız, ziyansız tamamlar, nar taneleri yedikleri dama konduklarında, Urfalı Kuşçu'nun keyfine diyecek yoktur.

Hem kuşları, hem de kuşları satın alan kuşçunun bazı kuşları artık damında, ellerinin altındadır. Önceden hazırladığı nar tanelerini dökerek, bütün kuşları yemler ve gökyüzünde uçmaları için önce bir ıslıkla havalandırır, sonra çaput sallayarak havada pik yapmalarını sağlar.

Keyfine diyecek yoktur artık. Savaşı kazanmış, güvercinleri geri dönmüştür.

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

Urfa semalarında kuşlar

İşaret verildi mi binlerce kanat sesi ile Urfa semalarında bir bulut beliriverir. Urfalı güvercinlerin ‘karışma’ zamanı gelmiştir.
Arapça’da ‘Tayr’, Farsça’da ‘Mürg’ diye adlandırılan kuşlar, toplu yaşamayı seven hayvanlar. Kutsal kitaplarda adı geçen, masallara, şiirlere, şarkılara ilham kaynağı olan kuşların pek çok türü var. Ama konumuz ne Kaf Dağı’nın arkasında yaşayan Anka, ne Hz. Süleyman’a Saba Melikesi Belkıs’tan haber getiren Hüdhüd, ne de papağan ya da tavus kuşu Size Urfa’da evlerin avlularında ya da damlarında zevk için beslenen ve uçurulan güvercinlerden söz edeceğseafoodplus.info duruşları, güzel sesleri ve renkli tüyleri ile seyrettiğinizde insanı adetâ büyüleyen kuşlar, Urfa semalarında salınarak uçtukları, süzülerek inişe geçtikleri anlarda bile insanı derinden etkiler. Urfa evlerinin avlularında, damlarında gezerken, yem yerken, su içerkenki hallerini, tavırlarını, duruşlarını, ötüşlerini dakikalarca, sessizce seyretmek insanı hem heyecanlandırır, hem de düşündürür. Bir kuş olup semalara uçmak arzusu uyanır içinizde. Uçmak ve sevdiğiniz insanların pencerelerinin pervazlarına konmak istersiniz.‘KARIŞMA’ ZAMANI
Urfa’da havaların güzel olduğu hemen her mevsimde güvercinler, günde iki kez köme halinde uçurulur. Bu saatlerde iki yüz, üç yüz evden birkaç bin güvercin gökyüzüne havalanır, rengârenk kuşlar bir anda Urfa semalarını kaplar. Eğer dikkatli bir gözlemciyseniz, gökyüzündeki bu kuşların kömeler halinde birbirlerinin içine girip karıştıklarını, sanki her kömenin kendi aralarında birlik sağlamak için anlaştıklarını, bu yüzden sarmaş dolaş olurken bile kümeden ayrılmayıp kaybolmadıklarını ve hiç zaiyat vermeden kendi mekânlarına doğru süzüldüklerini görürsünüz.
Bu güzelim anları yudumlamak ve bu manzaraların seyrine dalmak istiyorsanız Urfa’ya gidin ve bir ikindi üstü bir kuşbazın evine misafir olun. Kuşçu, sizi avludaki cümle kapısında karşılayacak ve hemen vakit kaybetmeden evin damına çıkaracaktır. Kuşevinin kapısını aralayarak kuşları serbest bırakacak, bir süre bu kuşların ötüşlerini dinleyecektir. Burada cins cins güvercinin yemlenişlerini, su içişlerini, çoğunlukta olan erkek kuşların yuvadaki bir veya iki dişi kuşa nasıl kur yaptıklarını göreceksiniz. Ve vakit tamam olunca, kuşçunun işaretiyle bir anda kanat çırparak depara kalkacaklardır. Gözden uzaklaşıp kömeler birbirine kavuşunca gökyüzünde bir top gül halesi oluşturduklarına tanık olacaksınız. Aynı anda radyodan, sesi bir eski taş plağa kaydedilmiş olan Urfalı Cemil Cankat’ın şu türküsü size ve bu manzaraya eşlik edecektir: “Garip bir kuştu gönlüm lo / Elimden uçtu gönlüm / Saçının tellerine lo / Takıldı düştü gönlüm”.KUŞÇU KAHVELERİ
Bugün Urfa semalarında adeta raks ederek uçan kuşların sayısı yirmi binin üzerinde Kuşçuluk en çok da geleneksel el sanatlarını icra eden ustalar ve esnaf arasında yaygın. Onların özel merakları arasında yer alan bu zevkli uğraşıya karşı ilgi son yıllarda giderek artıyor. Akşama doğru dükkânının kepenklerini indiren esnaf, soluğu doğruca evinde alır ve hemen dama çıkarak kuşları, kapatıldığı ‘matar’lardan (kuşevi) çıkartarak önce yemler, suyunu verir. Onları seyre dalarken de günün bütün yorgunluğunu ve gerilimini içinden seafoodplus.info’da kuşçular, genelde çoğu eski esnaf çarşılarında yer alan ‘Kuşçu Kahvesi’ denilen mekânlarda bir araya gelirler. Bunlardan en tanınmış olanı ise ‘Çardaklı Kahve’dir. Bu mekânlarda, ön yüzü kafes teli ile kaplı ahşaptan yapılmış kuş evleri yer alır. İçi, kuşların tünemesine yarayacak şekilde düzenlenmişseafoodplus.info kahvehaneye girdiğinizde; kuş seslerinden örülü, sanki çok sesli bir orkestra sizi karşılar. Küçük kare masacıkların etrafına dizilmiş, ‘kürsü’ tabir edilen, yere yakın taburelere oturan kuş meraklısı insanların sohbetini dinlerken içilen taze dem çayın keyfine doyamazsınıseafoodplus.infoNAN KUŞ GERİ VERİLMEZ
Gelelim kuşların nasıl uçurulduğuna Öncelikle damların bu işe uygun olması gerekir. Kuşların uçtuktan sonra tekrar konabilmeleri için bir pist bulunur. Kuşları damdan havaya kaldırmak için kuşçu, ucuna bez bağlı, uzun ve düz, tahtadan bir sırık kullanır. Bu sırığın sallanmasıyla havalanan kuşlar bir sabah, bir de ikindi üstü uçurulur. Çoğu zaman evin etrafında, uzak mesafeli daireler çizerek damdan metre yüksekte uçarlar. Bazen diğer kömelerle buluşan kuşlar, metre yükseğe havalanırlar ki, seyrine doyum olmaz. İşte o zaman Urfa semalarını görmek gerekir. Havadaki kömeler, gösteri yapan uçaklar gibi birbirlerinin içine geçiş yaparlar. Bir buluta dönüşüp birlikte hareket ederler. Her kuşçu, kaç metre öteden kendi kuşunu bilir. Kayıp vermeden evine dönenler, o evin sadık kuşlarıdır. Bu uçuşlar sırasında her kuşçu başka kömeden bir veya birkaç kuşu, kendilerinkine katıp getiren kuşların arasından indirip yakalayabilir. Tuttuğu bu kuşu bir daha eski sahibine vermez. Yabancı kuş fırsat bulup tekrar gitmesin diye kanatlarından iple bağlanıp birkaç gün hapsedebilir veya dişi bir kuşla yan yana konulur. Maksat; garip kuşun, yeni yerine ve yeni sahibine alışmasıdır.Yıllardır babadan oğula geçen bir gelenek, bir ‘merak’tır kuşçuluk Urfa’da Bu soylu, halis kuşlarla huzur bulurlar, Urfa semalarında birlikte kanat çırparlar

G&#;vercinlerin sadakati &#;l&#;&#;l&#;yor

Güncelleme Tarihi:

LinkedinFlipboardLinki KopyalaYazı Tipi

Oluşturulma Tarihi: Ağustos 18,

LinkedinFlipboardE-postaLinki KopyalaYazı Tipi

Şanlıurfa’da hobi olarak beslenen güvercinlerin, ‘karışma’ adı verilen doğaya salınma yöntemiyle sadakatleri ölçülüyor. Kuş satıcısı Mehmet Aktaşan, ‘karışma’ yönteminin, en az 5 kuşun bir araya getirilerek doğaya salınması olduğunu, diğer kuşların arasına katılan güvercinlerin bu sayede sadakatinin belirlendiğini söyledi.

Sadakatli kuşlar, bu yöntem sonunda sahiplerinin çağrısına uyarak geri dönüyor, sadakatsiz olanlar ise kuş grubunu takip ederek bölgeden uzaklaşıyor.

Karışma yönteminin, her yıl eylül ayından başlayarak, mayıs ayına kadar devam ettiğini ifade eden Aktaşan, bu süre içinde güvercinlerin, sabah ve akşam olmak üzere günde 2 kez uçurulduğunu belirtti. ‘Karışma’ya yalnızca yaşlı erkek güvercinlerin katılabildiğini vurgulayan Aktaşan, şöyle konuştu:

‘Güvercinler, serin havada uçmayı seviyor. Bu nedenle karışma uygulaması, ilkbahar ve sonbahar arasında gerçekleştiriliyor. Kentin değişik mekanlarında deneme uçuşlarıyla güne başlayan güvercinler, daha sonra gökyüzünde binlerce kuşla birleşerek zaman geçiriyorlar. Bu şekilde doğaya salınan güvercinlerin sadakati ölçülüyor. Kuş sahipleri de bu uygulamayı yüksek evlerin damından izliyorlar. ’

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir