uğur mumcu kac yasinda öldü / Uğur Mumcu Kaç Yaşında Öldü, Doğum Tarihi, Ölüm Tarihi, Burcu

Uğur Mumcu Kac Yasinda Öldü

uğur mumcu kac yasinda öldü

Uğur Mumcu Biyografisi

Uğur Mumcu Kimdir ?

Uğur Mumcu (22 Ağustos , Kırşehir - 24 Ocak , Ankara), Türk gazeteci, araştırmacı ve yazar.

Annesi Nadire Mumcu, babası Tapu Kadastro memuru Hakkı Şinasi Bey idi. Uğur Mumcu, 22 Ağustos tarihinde, Kırşehir'de, dört kardeşin üçüncüsü olarak doğdu.Eşi Şükran Güldal Mumcu (Homan) ile olan evliliğinden bir oğlu (Özgür) ve bir kızı (Özge) olmuştur.

Uğur Mumcu anısına ailesi tarafından Ekim 'te Uğur Mumcu Araştırmacı Gazetecilik Vakfı adında bir vakıf kurulmuştur.Eşi Şükran Güldal Mumcu, Dönem TBMM'ye İzmir Milletvekili olarak girmiş ve 10 Ağustos - 7 Haziran tarihleri arasında TBMM Başkanvekilliği görevini yürütmüştür.

Ağabeyi İşçi Partisi Genel Başkan Yardımcısı Av. Ceyhan Mumcu'nun Uğur Mumcu ile ilgili röportajlarının bir kısmı Kardeşim Uğur Mumcu adıyla bir kitapta toplanmıştır.

Eğitim yaşamı
İlkokulu Ankara Devrim İlkokulunda ve ortaokulu Ankara Bahçelievler Deneme Lisesinde okuyan Mumcu çok aktif bir öğrenciydi. 'de başladığı üniversite eğitimini avukat olmak üzere başladığı Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesinde 'te tamamladı.

Henüz öğrenciyken 26 Ağustos ’de Cumhuriyet gazetesinde yayımlanan "Türk Sosyalizmi" başlıklı makalesiyle Yunus Nadi Ödülü'nü aldı. 'te fakültede öğrenci derneği başkanı seçildi. yılları arasında Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesinde İdare Hukuku Profesörü Tahsin Bekir Balta'nın asistanı olarak çalıştı.

Askerlik dönemi
Askerliğini yapmaya hazırlandığı sırada 12 Mart döneminde bir yazısında kullandığı "ordu uyanık olmalı" sözleriyle, "orduya hakaret etmek" ve "sosyal bir sınıfın öteki sosyal sınıflar üzerinde tahakkümünü kurmak" suçunu işlediği iddiasıyla gözaltına alındı. Mamak Askeri Cezaevinde pek çok aydınla birlikte bir yıla yakın kalan Mumcu, bu davadan dolayı 7 yıl hapse mahkûm edildi.

Fakat bu karar Yargıtay tarafından bozuldu ve Mumcu serbest bırakıldı. Bu olaydan sonra askerliğini yedek subay olarak yapması gerektiği hâlde, yılları arasında Ağrı'nın Patnos ilçesinde, resmî tanımıyla "sakıncalı piyade eri" olarak tamamladı. Patnos'ta, ağır koşullar altında askerliğini yaparken, zaten uzun zamandan beri var olan ülseri yüzünden mide kanaması geçirdi.

Gazetecilik dönemi
Yeni Ortam gazetesinde köşe yazarlığı yapan Uğur Mumcu, ’ten itibaren Cumhuriyet’te "Gözlem" başlıklı köşesinde düzenli olarak yazmaya başladı. Aynı zamanda Anka Ajansında çalışmaktaydı.

Mart'ında makalelerinden oluşan Suçlular ve Güçlüler adlı kitabını yayınladı. Aynı yıl, Altan Öymen'le birlikte hazırladıkları, Süleyman Demirel'in yeğeni Yahya Demirel'in hayalî mobilya ihracatını konu edinen, Mobilya Dosyası adlı kitabı yayınlandı.

yılından sonra sadece Cumhuriyet için yazmaya başladı. "Gözlem" başlıklı köşesinde yılının Kasım ayına kadar aralıksız olarak yazdı. ’de Sakıncalı Piyade ve Bir Pulsuz Dilekçe kitapları yayımlandı.

Ertesi yıl, Sakıncalı Piyade adlı yapıtını Rutkay Aziz ile birlikte tiyatroya uyarladı. Oyunu Ankara Sanat Tiyatrosunda tam kere sahneledi. ’de, ünlünün yaşam öykülerini, siyasal geçmişlerini, bir güldürü zenginliğiyle anlattığı kitabı "Büyüklerimiz" yayımlandı.

’de terörün silah kaçaklığıyla ilgisini ortaya koymak ve kamuoyunu bu konuda uyarmak için yazdığı Silah Kaçakçılığı ve Terör yayımlandı. Aynı yıl, Mehmet Ali Ağca'nın Papa'yı öldürme girişiminden sonra Ağca üzerine inceleme ve araştırmalarını yoğunlaştırdı.

Türkiye'de terör olaylarının artması nedeniyle yılında 12 Mart dönemi öncesi ve sonrası gençlik liderlerinin yaşadıklarını kendi ağızlarından yansıttığı ve silahlı eylemlerle bir yere varılamayacağına dikkat çektiği kitabı Çıkmaz Sokak’ı yayımladı.

’de Ağca Dosyası, ardından Terörsüz Özgürlük adlı makale derlemesi yayımlandı. yılında Ağca ile cezaevinde röportaj yaptı. yılında Aziz Nesin öncülüğünde bir grup tarafından Cumhurbaşkanlığı ve TBMM Başkanlığına sunulan, ancak Kenan Evren'in imzalayanları "vatan hainliği" ile suçlayarak dava açtığı Aydınlar Dilekçesi'nin hazırlanmasına katıldı; 12 Eylül döneminde aydınlara yapılan işkenceyi anlatan Sakıncasız adlı oyunu yazdı; Papa-Mafya-Ağca kitabını yayımladı.

’de araştırmacı gazetecilik açısından büyük bir başarı kabul edilen Rabıta ve 12 Eylül adlı kitapları; ’de en önemli araştırmalarından biri olan Kürt-İslam Ayaklanması yayımlandı.

yılında İlhan Selçuk ve yaklaşık seksen Cumhuriyet gazetesi çalışanı ile birlikte gazeteden ayrıldı. Bir süre işsiz kaldı. 1 Şubat - 3 Mayıs tarihleri arasında Milliyet gazetesinde yazan Mumcu, Cumhuriyet gazetesindeki yönetim değişikliği üzerine 7 Mayıs 'de Cumhuriyet'e döndü.

Mumcu, 7 Ocak tarihinde "Mossad ve Barzani" isimli bir yazı yazdı. Bu yazısında Barzani, CIA ve Mossad arasındaki bağlantılara değindi ve yazısını şöyle bitirdi:

"Kürtler sömürgeciliğe karşı bağımsızlık savaşı yapıyorlarsa ne işi var CIA ve MOSSAD'ın Kürtler arasında?" "Yoksa CIA ve MOSSAD, anti-emperyalist savaş veriyorlar da dünya bu savaşın farkında değil mi?"

8 Ocak tarihli Cumhuriyet gazetesindeki Ültimatom başlıklı yazısında ise yakında yayınlayacağı kitabında istihbarat örgütleri ile Kürt milliyetçileri arasındaki bağlantıları açıklayacağını yazmıştı. Kardeşi İşçi Partisi Genel Başkan Yardımcısı Ceyhan Mumcu, cinayetten önce Uğur Mumcu'nun İsrail elçisiyle görüşme yaptığını basına gönderdiği açıklamada yazmıştı.

Gazetecilik hayatı başarılarla dolu olan Mumcu 24 Ocak tarihinde uğradığı bombalı saldırı sonucu hayatını kaybetmeden önce polis-mafya-siyaset ağının derin boyutlarını araştırmaktaydı. Öldürülme sebebi olarak Abdullah Öcalan'ın bir müddet Millî İstihbarat Teşkilatı için çalıştığını araştırması iddia edilmektedir.

Suikast
Uğur Mumcu, 24 Ocak 'te Ankara'da Karlı Sokak'taki evinin önünde, arabasına konan C-4 tipi plastik bombanın patlaması sonucu suikasta kurban giderek yaşamını yitirdi. Suikastın hemen ardından olay yerinde inceleme yapan uzmanların hiçbir delil bulamadığı, patlamayla etrafa dağılan ve cımbızla toplanması gereken delillerin ise süpürgeyle süpürüldüğü iddia edilmiştir.

Suikastı; İslami Hareket, İBDA-C, Hizbullah gibi örgütler üstlendi. Suikastın arkasında Mossad'ın ve kontrgerillanın olduğu da iddia edilmiştir. Ergenekon Davası sanıklarından Ümit Oğuztan, iddianamede yer alan ifadesinde Mumcu'nun, seri numarası silinmiş ve Kürdistan Demokratik Partisi lideri Celal Talabani'ye götürülen silahlarla ilgili araştırması nedeniyle öldürüldüğünü iddia etti.

Ayrıca ağabeyi Ceyhan Mumcu kendi yaptığı araştırmada ölümüne yakın bir süre içerisinde Mossad ve Barzani ilişkisi ortaya çıkınca İsrail büyükelçisinin ısrarla kardeşi Mumcu'yla bire bir olarak görüşmek istediği, ancak Uğur'un tek görüşmeyi kabul etmemesine rağmen görüşmenin yapıldığını belirtmiştir.

Mumcu'nun eşi Güldal Mumcu'yu ziyaretleri sırasında dönemin Başbakanı Süleyman Demirel, Başbakan Yardımcısı Erdal İnönü ve İçişleri Bakanı İsmet Sezgin, "cinayeti çözmenin, devletin namus borcu olduğu"nu belirterek adeta namus sözü verdiler (). Suikastın failleri yakalanamamıştır.

Eserleri
Mobilya Dosyası ()
Suçlular ve Güçlüler ()
Sakıncalı Piyade ()
Bir Pulsuz Dilekçe ()
Büyüklerimiz ()
Çıkmaz Sokak ()
Rabıta ()

Tüfek İcad Oldu ()
Silah Kaçakçılığı ve Terör ()
Söz Meclisten İçeri ()
Ağca Dosyası ()
Terörsüz Özgürlük ()
Papa-Mafya-Ağca ()
Sakıncasız ()

Devrimci ve Demokrat ()
Liberal Çiftlik ()
Aybar ile Söyleşi ()
12 Eylül Adaleti ()
İnkılap Mektupları ()
Bir Uzun Yürüyüş ()
Tarikat-Siyaset-Ticaret ()

Ödülleri
Yunus Nadi Ödülü ("Türk Sosyalizmi" başlıklı makalesiyle)
Türk Hukuk Kurumu Yılın Hukukçusu Ödülü
Çağdaş Gazeteciler Derneği Yılın Gazetecisi Ödülü
, Sedat Simavi Vakfı Kitle Haberleşme ve Gazetecilik Ödülü
, ve İstanbul Gazeteciler Cemiyeti Ödülü (inceleme dalında)
İstanbul Gazeteciler Cemiyeti Ödülü (röportaj ve seri röportaj dalında)

, ve Nokta Dergisi Yılın Doruktaki Gazetecisi Ödülü
İstanbul Gazeteciler Cemiyeti Ödülü (güncel yazılar dalında)
Cumhuriyet Gazetesi Örnek Gazeteci Ödülü (Rabıta Olayı dolayısıyla)
Cumhuriyet Gazetesi Bülent Dikmener Haber Ödülü
Nokta Dergisi Doruktakiler Basın Onur Ödülü
Gazeteciler Cemiyeti Basın Özgürlüğü Ödülü

Uğur Mumcu Haberleri İçin Tıklayınız!

   Uğur Mumcu'nun Hayatı

Uğur Mumcu'nun Hayatı

Görsel Yaşam Öyküsü için tıklayınız

 

22 Ağustos'ta Kırşehir'de doğdu. Tapu kadastro memuru Hakkı Şinasi Bey ile Nadire Hanımın dört çocuğunun üçüncüsü.

 

- 54

Ankara Ulus'taki Devrim İlkokulunda başladığı ilköğrenimini Bahçelievler'deki Ulubatlı Hasan İlkokulunda tamamladı.

 

- 61

Ankara Cumhuriyet Ortaokulunu ve Ankara Deneme Lisesini bitirdikten sonra Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesine girdi.

 

Yazmaya öğrencilik yıllarında başladı. Cumhuriyet Gazetesinde yayımlanan "Türk Sosyalizmi" başlıklı makalesiyle Yunus Nadi Ödülünü aldı.

 

Fakültede Öğrenci Derneği Başkanı seçildi.

 

Hukuk Fakültesini bitirdi ve Cemal Reşit Eyüpoğlu'nun yanında bir süre avukatlık yaptı.

 

- 66

18 Haziran 'te "Biz Anayasayı Savunuyoruz. Ya Siz?" başlıklı makalesiyle Yön Dergisinde yazmaya başladı. 27 Mayıs Devriminin özgürlükçü ortamında "İnsanlar sadece konuştuklarından değil sustuklarından da sorumludurlar" diyerek Doğan Avcıoğlu'nun yönetimindeki Yön Dergisinde yazdığı makalelerle bir yandan Mustafa Kemal Atatürk'ün ilke ve devrimlerini, tam bağımsız bir Türkiye'yi savundu.

 

30 Haziran'da "Kitap Toplatmak Anayasaya Aykırıdır" başlıklı yazısıyla Kim Dergisinde yazmaya başladı Ağustos'ta "Anayasa Mahkemesine Saldıranlara: Anayasaya Saygı" başlıklı yazısıyla Akşam Gazetesinde incelemeleri yayımlanmaya başladı.

 

Dil öğrenmek için İngiltere'ye gitti. Yazılarına oradan devam etti. 25 Şubat'ta Akşam Gazetesindeki inceleme yazılarının sonuncusu yayımlandı.1 Mart'ta Kim Dergisindeki son yazısı, Londra'dan yolladığı "Yeter Artık Beyler" oldu. 25 Mart'tan itibaren aralıklarla Türk Solu Dergisinde yazmaya başladı.

 

31 Ocak'ta Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi İdare Hukuku Kürsüsü Profesörü Tahsin Bekir Balta'nın asistanı oldu. 15 Temmuz'dan sonra incelemeleri, Milliyet Gazetesinde yayımlanmaya başladı. Asistan olduktan sonra, 13 Kasım'da Ankara Barosu Levhasından kaydını sildirerek avukatlığı bıraktı.

 

- 71

Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi'nde yazıları yayımlandı.

 

Ant Dergisi ile Cumhuriyet Gazetesinde makale ve incelemeleri yayımlandı. 24 Mart'tan itibaren Devrim Dergisinde yazmaya başladı.

 

12 Mart'ta gerçekleşen darbenin aydınlara yönelik baskıcı tutumundan o da payına düşeni aldı. 17 Mayıs'ta gözaltına alındı. Ayrıntı "Kitaplarımı İsterim". Bir ay sonra serbest bırakıldı.

12 Temmuz'da Ortam'da yazıları yayımlanmaya başladı. Dergi, 29 Kasım'da çıkan sayısından sonra kanun dışı baskıları protesto etmek amacıyla yayın hayatına son verdi. 27 Ekim'de Devrim Dergisine son kez yazdı.Askerliğini yapmaya hazırlandığı sırada, orduya hakaret etme savıyla tutuklandı. Pek çok aydınla birlikte, Mamak Askeri Cezaevinde bir yıla yakın kalan Uğur Mumcu, açılan davada 7 yıl hapse mahkûm edildi ancak, kararın Yargıtay'ca bozulmasının ardından serbest bırakıldı.

 

10 Ekim'de serbest bırakılmasının ardından hemen askere alındı.

 

Tuzla Piyade Okulunda 10 Ocak'a kadar süren üç aylık eğitimden sonra, okul yönetimi tarafından "kötü hal ve düşünce sahibi" diye suçlanarak "er" çıkarıldı ve Patnos'a yollandı.

 

31 Ocak'ta askerliğini sakıncalı piyade eri olarak, Ağrı'nın Patnos ilçesinde tamamladı. Bu yaşadıklarını "Evet, evet ne olursa olsun, ben Patnos dağlarında halk çocuklarıyla er olarak askerlik yapmayı, emekli olduktan sonra siyasal iktidarın uzattığı yönetim kurullarında, on binlerce lira para alan orgeneral olmaya değişmem!" diyerek, yedek subaylık hakkı ve aylıkları için sadece maddi tazminat isteğiyle açtığı davayı kazandı ve yedek subaylık hakkını elde etti.

Askerlikten sonra üniversitedeki görevinden ayrıldı ve gazeteciliğe profesyonel olarak, 25 Şubat'ta Yeni Ortam Gazetesinde "Anarşist!.." başlıklı yazısıyla başladı.

Yazılarında, hem sorunları dile getirdi hem de hukuka aykırı ve yasadışı uygulamaların üstüne gitti. "Tek bir tahrikçi ajan adı veremezsiniz" diyen Demirel'e "Bir Hikâyemiz Var" başlıklı yazısında, onlarca provokatörün adını belgeleriyle açıklayarak, tüm antilaik, antidemokratik oluşumları uygulamalarıyla belgeledi.
"Sormayalım mı?" yazısı için tıklayınız.

 

12 Mart'ta "Ayrılırken" başlıklı yazısıyla Yeni Ortam Gazetesinden ayrıldı.

18 Mart'ta "Denklem" yazısıyla Cumhuriyet Gazetesindeki 'Gözlem' başlıklı köşesinde düzenli olarak yazmaya başladı. Aynı zamanda da Anka Ajansında çalışmaktaydı.

Nisan ayında 12 Mart dönemini sergilediği makalelerinden oluşan Suçlular ve Güçlüler kitabı yayımlandı.

Ekim ayında, Anka Ajansında çalışırken Altan Öymen'le birlikte hazırladıkları, Süleyman Demirel'in yeğeni Yahya Demirel'in hayali mobilya ihracatını konu edinen, Mobilya Dosyası adlı kitap yayımlandı. Böylece "hayali ihracat" kavramı kamuoyunun gündemine girmiş oldu.

 

Mayıs ayında Güldal Homan ile nişanlandı. 19 Temmuz'da evlendiler.

 

Anka Ajansından ayrılarak Cumhuriyet Gazetesinin kadrolu yazarı oldu.

Terörün toplumu korkuya, karamsarlığa ittiği günlerde, kalemiyle teröre karşı durdu. Taksim'deki 1 Mayıs katliamının ardından, bu olayı ve bu tür olayları irdeleyen yazılar yazdı. Mayıs ayında oğlu Özgür dünyaya geldi.

Sakıncalı Piyade ve Bir Pulsuz Dilekçe kitapları yayımlandı.

 

12 Mart döneminde yaşadıkları, gülmece ustaları için bulunmaz bir malzemeydi. Kendisi de yazı ve konuşmalarında gülmece öğelerini sık sık kullanırdı. Bu dönemi anlattığı Sakıncalı Piyade adlı yapıtını, Rutkay Aziz ile birlikte, tiyatroya uyarladı. Sakıncalı Piyade Tiyatro ilk olarak Ankara Sanat Tiyatrosu'nca (AST) sahneye kondu ve kez sahnelendi.

Aralık'ta, siyasal yaşamda adı duyulan, belli dönemlere damgasını vurmuş birçok ünlünün yaşam öykülerini, siyasal geçmişlerini, bir güldürü zenginliğiyle anlattığı kitabı Büyüklerimiz yayımlandı.

 

Terörün yeniden tırmandığı, gencecik insanların sokak ortasında kurşunlandığı, kahvelere, evlere bombaların atıldığı bir ortamda, tarihin boş yere tekrar etmesini önlemek ve ders alınmasını sağlamak amacıyla, 12 Mart öncesi ve sonrası gençlik liderlerinin yaşadıklarını kendi ağızlarından yansıttığı ve silahlı eylemlerle bir yere varılamayacağına dikkat çektiği kitabı Çıkmaz Sokak Temmuz ayında yayımlandı.

 

'li yıllar başlarken 70'li ve 60'lı yılları da incelediği, yenilmeyen gücün, halkın örgütlü gücü olduğunu anlattığı yazıları Tüfek İcat Oldu başlığı altında Şubat ayında yayımlandı.

12 Eylül darbesi oldu. "Bundan Sonra".

12 Eylül'ü gerçekleştiren generaller tarafından partilerin, birçok kitle örgütünün kapatılması gibi sorunların yaşandığı bu dönemi ve uygulamalarını eleştirdi.

"Terörsüz Özgürlük"

 

Kendi deyişiyle, "seafoodplus.infoörün silah kaçaklığıyla ilgisini ortaya koymak ve kamuoyunu bu konuda uyarmak" için yazdığı Silah Kaçakçılığı ve Terör adlı inceleme kitabı Mart ayında yayımlandı.

13 Mayıs'ta Mehmet Ali Ağca, Papayı öldürme girişiminde bulundu. "Yine Ağca" . Daha önce yılında Abdi İpekçi'nin katili olarak yakalanan Ağca üzerine çalışma ve araştırmalar yapmıştı, Papa olayı sonrasında irdemelerini yoğunlaştırdı.

Haziran ayında kızı Özge doğdu.

"Bu kitap ile yalnızca, parlamento çalışmalarını engelleyen, kürsülerde yurt ve dünya sorunlarının özgürce konuşulmasını engelleyen sorumsuz bir azınlığın sergilediği çirkinlikler eleştiri konusu yapılmıştır." dediği Söz Meclis'ten İçeri'nin ilk baskısı Ekim ayında yapıldı.

 

Ağca Dosyası kitabının ardından Kasım'da Terörsüz Özgürlük adlı makale derlemesi yayımlandı.

Barış Derneği kapatıldı. Yöneticileri ve üyeleri ve maddelerden suçlanarak tutuklandı. Barış Derneği Davası, 12 Eylül döneminde, Türk aydınlarına karşı topluma göz dağı vermek için açılmış bir davaydı. Mumcu pek çok yazısında bu konuyu ele aldı.

 

Genel seçimler yapıldı. Birçok politikacının yasaklı olduğu bu dönemde, ekonomik ve toplumsal çarpıklıkları, hukuk dışı uygulamaları gözönüne seren araştırmalar yaptı. "Lozan ve Sevr" yazısı için tıklayınız.

Şubat'ta Ağca ile cezaevinde röportaj yaptı. Bu röportajın NBC'de yayımlanmasını isteyen NBC yöneticilerine, hazırladığı röportajı o sırada kapalı olan gazetesi Cumhuriyet'ten başka bir yerde yayımlamayı düşünmediğini söyledi.

 

Mart ayında, ülkedeki olumsuzlukların dile getirildiği, yazar Aziz Nesin öncülüğünde bir grup tarafından Cumhurbaşkanlığı ve TBMM Başkanlığına sunulan ancak, Kenan Evren'in imzalayanları "vatan hainliği" ile suçlayarak dava açtığı "Aydınlar dilekçesi"nin hazırlanmasına katıldı.

Sakıncasız adlı oyunu yazdı. Basındaki yozlaşmanın ve döneklerin sergilendiği, 12 Eylül döneminde aydınlara yapılan işkencelerin anlatıldığı oyun, 3 Nisan - 7 Mayıs tarihleri arasında İstanbul Hodri Meydan Kültür Merkezi'nde ve 10 - 27 Mayıs tarihleri arasında da Ankara Sanat Evi'nde sahnelendi.

Uzun ve yorucu bir araştırmanın ürünü olan Papa-Mafya-Ağca kitabı Haziran ayında yayımlandı.

 

Haziran'da Liberal Çiftlik ve Devrimci Demokrat adlı kitapları yayımlandı.

Roma'ya gitti. Papa davasında uzman tanık olarak bilgisine başvuruldu.

 

Mehmet Ali Aybar'la Türkiye İşçi Partisi (TİP) olgusu ve Marksizm üzerine yaptığı Aybar ile Söyleşi kitabı Temmuz ayında yayımlandı.

 

Şubat'ta, yakın tarihimize ışık tutacağını düşünerek, 27 Mayısçılardan Osman Köksal'ın anı ve mektuplarına yer verdiği kitabı İnkılap Mektupları yayımlandı.

Milliyet Gazetesinden Örsan Öymen ile birlikte, Federal Almanya'da, eski Adana Müftüsü Cemalettin Kaplan ile cemaati önünde görüştü. Bu görüşme, 10 Şubat'ta Cumhuriyet Gazetesinde yayımlandı.

Mayıs ayında araştırmacı gazetecilik açısından büyük bir başarı kabul edilen Rabıta ve Kasım'da da 12 Eylül Adaleti adlı kitapları yayımlandı.

 

Ağustos ayında Eski Türkiye İşçi Partisi (TİP) Başkanı Behice Boran'la yaptığı söyleşiyi içeren Bir Uzun Yürüyüş yayımlandı. Yine Ağustos ayında, günümüzde de etkinliğini hiç yitirmediği görülen üçlü arasındaki ilişkileri belgeleriyle anlatan yazılarından derlediği Tarikat-Siyaset-Ticaret adlı kitabı yayımlandı.

 

Özal hükümeti döneminde Milli Savunma Bakanlığına getirilen Ercan Vuralhan, Dışişleri Bakanlığı İdari ve Mali İşler Daire Başkan Yardımcısı iken, diplomatlar ve dış görevdeki personelin güvenliğini sağlamak için aldırılan zırhlı araçlar konusundaki yolsuzluklar üzerine yazılar yazdı.

 

"Yakın tarihimizin pek aydınlanmayan bir bölümünü oluşturuyor.." diye düşündüğü 40'lı yılların siyasal çerçevesini çizmek ve koşullarını yansıtmak amacıyla yaptığı araştırma çalışmalarını 40'ların Cadı Kazanı adlı kitabında topladı. Ağustos'ta da diğer bir kitabı Kâzım Karabekir Anlatıyor yayımlandı.

 

Temmuz ayında en önemli araştırmalarından biri olan Kürt-İslam Ayaklanması yayımlandı.

6 Kasım'da onaylamadığı gelişmeler üzerine, 80 arkadaşı ile birlikte, Cumhuriyet Gazetesinden ayrıldı.

 

1 Şubat - 3 Mayıs tarihleri arasında Milliyet Gazetesi'nde yazdı. Buradaki yazılarında Kürt sorununu sıklıkla gündeme getirirken yurtdışındaki PKK yayınlarını yakından izledi. 3 Mayıs'ta Milliyet Gazetesindeki son yazısı "Gazeteci" ydi.

Şubat ayında, ilk kez yayımlanan belgelerin yer aldığı Gazi Paşa'ya Suikast adlı kitabı basıldı.

7 Mayıs'ta Cumhuriyet Gazetesi'nde yapılan yönetim değişikliği üzerine yeniden Gazetesine döndü.

Hizbullah, PKK ve kontrgerilla konularını irdeleyen makaleler yazdı.

"Hizbulkontra!.."

 

13 Ocak'ta İstanbul'da Harp Akademilerinde gazetecilik üzerine bir konferans verdi. Konuşma metni için Gazetecilik.

Öldürülmeden önce, PKK ile Kürt sorunu birbirinden ayırdığı bir bakış açısıyla, konu üzerinde çalışmalar yapmaktaydı.

Detaylı bilgi için son çalışması: Kürt Dosyası

Son yazısı ise "Zeyilname" olmuştur.

 

24 Ocak

Pazar günü arabasına yerleştirilen bomba ile öldürüldü.

yılında yazdığı "Sesleniş" başlıklı yazısının tam metnini buradan okuyabilirsiniz.

 

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir