Kanser İlaçlarım SGK Tarafından Karşılanmıyor Ne Yapmam Gerek veya Sgk kanser tedavisini karşılıyor mu soruları, sıkça sorulan sorular arasında yer almaktadır. SGK Tarafından Karşılanmayan Kanser İlaçları İçin Hukuki Yolları Tahancı Hukuk Bürosu olarak almanız gereken hukuki aksiyonları paylaşarak sizlere faydalı olma amacı gütmekteyiz.
yüzyılın en yaygın görülen hastalıklarından biri olan kanser hastalığının tedavisi için halen kesin bir çözüm ne yazık ki bulunmuş değildir. Hastalığın tedavisinde pek çok yöntem kullanılmakla birlikte gelinen son noktada en etkili olanlar immünoterapi ve akıllı ilaç tedavileridir.
İmmünoterapi kısaca, bağışıklık sistemini aktive ederek veya baskılayarak kanser hücreleri ile savaşmasın sağlayan bir tedavi türüdür. Akıllı ilaç tedavisi ise, kanser hücrelerinin anormal hale dönüşen işlevlerini bloke etmek amacıyla üretilen hedefe yönelik bir yöntemdir. Söz konusu tedavi yöntemleri ile, genellikle kemoterapi, radyoterapi gibi klasik tedavi yöntemleri ile sonuç alınamayan ileri derece hastaların bağışıklık sisteminin güçlenmesi ve yaşam sürelerinin uzaması amaçlanmaktadır.
Sosyal Güvenlik Kurumu (“SGK”), Sağlık Uygulama Tebliği’nde (“SUT”) ve SGK’nın internet sitesinde yayınlanan Bedeli Ödenecek İlaçlar Listesi’nde bulunan ilaçların bedellerini karşılamaktadır. Ancak burada bulunsa dahi ilacın belirli türdeki kanser hastalığının tedavisinde kullanılması veya hastanın belirli tedavileri almış veya almamış olması şartları aranabilmektedir. Dolayısıyla bu listelerde ilacın bulunması, doğrudan ilaç bedelinin SGK tarafından karşılanacağı anlamına gelmemektedir. Zira çoğu zaman immünoterapi ve akıllı ilaç tedavisinde kullanılan ilaç bedelleri (Bevasizumab etken maddeli Altuzan, Nivolumab etken maddeli Opdivo, Pembroli etken maddeli Keytruda, Atelizumab etken maddeli Tecentriq vb.)
SGK tarafından karşılanmamaktadır. Bu ilaç bedellerinin sadece bir kürü ,,00 TL arasında değişmektedir ve hastanın tedavi süresinin ve seyrinin nasıl gelişeceği de belli olmadığından kaç kür gerektiği kesin bir şekilde öngörülememektedir. İmmünoterapi ve akıllı ilaç tedavisinde kullanılan ilaçların pahalı olması nedeniyle ekonomik durumu iyi olmayan hastalar ve yakınları bu bedelleri karşılayamamakta ve çoğu zaman bu ilaçları alamadıkları için ciddi sorunlar yaşamaktadırlar.
Muadili olmayan ve hastanın hayatını devam ettirebilmesi için zorunlu olan ilaçların temini ve ilaç bedellerinin SGK tarafından karşılanabilmesi için başvuru yapılması ve dava açılması mümkündür. Oldukça teknik ve meşakkatli olan hukuki yolların izlenebilmesi için bir avukattan yardım alınmasında fayda vardır.
Kanser tedavisinde kullanılacak ilaç bedellerinin SGK tarafından karşılanmaması halinde izlenecek hukuki yol kısaca şu şekildedir:
1.Endikasyon dışı ilaç başvurusu (ihtiyari)
2.SGK’ya başvuru
3.SGK’ya karşı dava açılması ve ihtiyati tedbir talebi
Hekim tarafından hastanın kanser tedavisinde kullanılacak ilacın belirlenmesinden sonra tedaviye başlayabilmek için öncelikle Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu’na endikasyon dışı ilaç başvurusunda bulunulması gerekmektedir. Endikasyon dışı ilaç, esas amacı kanser ile savaşmak olmayan veya kanser türü için özel olarak üretilmemiş olan ancak yine de hastalığa iyi gelen ve buna ilişkin kanıtlar bulunan, kısaca ilacın Türkiye’de onaylanmış endikasyonu dışındaki her türlü kullanımıdır.
Kural olarak endikasyon dışı ilaç başvurusu şart olmasa da endikasyon dışı ilaç kullanım onayının alınmaması halinde dava sürecinde ihtiyati tedbir kararının alınması ihtimali düşmektedir. Dolayısıyla endikasyon dışı ilaç başvuru onayının alınması sonrasında SGK’ya karşı açılacak davada ihtiyati tedbir kararının alınması bakımından kolaylık sağlar. Mahkemenin bu onayı istemesi halinde, endikasyon dışı başvuru yerine “yurt dışı ilaç başvurusu” adı verilen ve ilacın ruhsatlı olup olmadığına ilişkin ek beyan sunulabilir.
Kurum tarafından yapılan değerlendirme sonunda, ilaç SGK’nın Bedeli Ödenen İlaç Listesi’nde yoksa genellikle talep reddedilir. Endikasyon dışı ilaç başvurusunun onaylanmaması halinde ilacın hasta tarafından temin edilip birkaç ay kullanılmasından sonra güncel pet/ct raporları ile yeniden Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu’na endikasyon dışı ilaç başvurusu yapılması halinde onay alınması mümkün olabilir. Bu durumda dava sürecinde ihtiyati tedbir talebinin de kabul edilmesi ihtimalini de artırır.
Hekim tarafından önerilen ilacın eczaneden ücretsiz bir şekilde temin edilememesi halinde, dava açmadan önce dava şartı olarak da aranan ilk husus SGK’ya bu zamana kadar ödenen ilaç bedellerinin ve bundan sonraki ilaç bedellerinin karşılanması için başvuru yapılmış olmasıdır. Bu başvuru Sosyal Güvenlik Kurumu İlaç Geri Ödeme Yönetmeliği ve Sosyal Güvenlik Kurumu İlaç Geri Ödeme Başvurularına İlişkin Usul Ve Esaslar’a uygun olarak yapılması gerekmektedir.
Başvuru dilekçesi özenle hazırlanmalı ve her detaya dikkat edilmelidir. Bu hususta bir avukattan yardım alınmasında fayda olacaktır. Başvurusu dilekçesinde bahsedilmesi gereken hususlar kısaca şu şekilde sıralanabilir: İlaçların isimleri/reçetesi ve hangi hastalık için gerektiği, hastanın neden bu ilaçları kullanması gerektiği, hastalığı teşhis eden belge ve raporlar, ilaç kullanım raporunun onaylı nüshası, hangi hastanelere tetkik ve muayene için gidildiği, bu ilaçların hastaya iyi gelebileceğine dair görüş içeren doktor rapor ve reçeteleri, yurtdışındaki uygulama ve örneklere ilişkin uygulama, bilimsel yazı ve makaleler, mümkünse hastalığa ve ilaca ilişkin uzman mütaalası.
Yapılan başvuru, bu ilaç ile ilgilenen SGK’nın ilgili şubesine gönderilir. İnceleme sonrası ilacın Bedeli Ödenen İlaç Listesi’nde bulunmaması, kanser türünün SUT’ta açıklanan teşhislerden olmaması gibi nedenlerle genelde reddedilir. Başvuru reddedildikten sonra SGK’ya karşı dava açılması sürecine geçilir.
SGK’ya ilaç bedelinin karşılanması talebi ile yapılan başvurunun reddedilmesinden sonra ilgili işlemin iptali, ödenen bedelin iadesi ve sonraki ilaç bedellerinin karşılanması hususunda İş Mahkemeleri’nde SGK’ya karşı ihtiyati tedbir talepli dava açılması gerekmektedir. SGK Tarafından Karşılanmayan Kanser İlaçları için sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun maddesi gereğince, söz konusu davada İş Mahkemeleri görevlidir. Yetkili mahkeme ise, SGK’ya yapılan başvuruyu reddeden ilgili şubenin bulunduğu yer İş Mahkemeleri’nde yoksa İş Mahkemesi sıfatıyla Asliye Hukuk Mahkemeleridir.
Dava dilekçesinde “ilaçların kesintisiz olarak dava süresince SGK tarafından karşılanması” için ihtiyati tedbir istenir. Bu talep “davada nihai karar verilinceye kadar ve yeniden değerlendirilme yapılıp bu konuda ara karar oluşturuluncaya kadar” şeklinde dava dilekçesinde belirtilir.
Endikasyon dışı ilaç onayı ve ilaç ruhsatının olması halinde ihtiyati tedbir kararı verilmesi olasılığı yüksektir. Mahkemenin muadil ilaçların denenmediği gerekçesiyle tedbir talebini reddetmesi için, hangi immünoterapi ilacının daha etkin olduğu hususunda hastanın genetiğine uygun kişiselleştirilmiş ilaç kullanım ölücümü yapılarak test edilmesi ve bunun mahkemeye sunulması önem arz eder. Bununla birlikte ilacın tıp kurallarına uygun kullanıldığını kanıtlayan çalışma ve yayınların sunulması da önemlidir. Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun maddesinde düzenlenen ihtiyati tedbir talebi, “mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde” mahkemece değerlendirildikten sonra bu hususta karar verilir.
İhtiyati tedbir talebinin kabul edilmesi halinde SGK Sağlık Güvenlik Merkezinin ilgili dairesi ile “ilacın hastane tarafından doğrudan SGK’ya faturalandırılması” hususunda görüşülmesi gerekmektedir. İlgili daire bu hususta olumlu görüş bildirirse hastaneye “ ilacın doğrudan SGK’ya faturalandırılması” talebine ilişkin bir dilekçe yazılır. Bundan sonraki süreçte davada nihai karar verilinceye kadar ve yeniden değerlendirme yapılır bu konuda ara karar oluşturuluncaya veya mahkeme kararında belirtilen süre kadar ilaç bedelleri SGK tarafından karşılanır. SGK Tarafından Karşılanmayan Kanser İlaçları için bu davaların açılması oldukçaönemlidir.
İhtiyati tedbir talebinin kabulü ile dava sona ermemektedir. Mahkeme her ne kadar ihtiyati tedbir talebini kabul etse de davayı kabul etmeyebilir. Burada dava dilekçesinin eksiksiz ve usulüne uygun olarak hazırlanması önem arz etmektedir. Burada yine bir avukattan yardım alınması dava sonucunun aleyhe sonuçlanmaması bakımından oldukça önemlidir. Dava açılırken dava dilekçesinde, ilacın kullanımının zorunluluk olduğu ve ödenen bir muadilinin olmadığı, ilacın kullanılması halinde geri dönülemez sonuçlara sebep olacağı, ilacın endikasyon dışı kullanımında (eğer endikasyon dışı ilaç başvurusu reddilmiş ise) sakınca olmadığı, aynı durumdaki başka hastalar için aynı ilacın başka ülkelerde de aynı durumlarda kullanıldığı, ilacın kullanımının destek alıdığı bilimsel yayınların gösterilmesi faydalı olacaktır.
Bununla birlikte kanser ilacının aylık dozu ve ortalama maliyeti, hastalığın evresi, türü ve ortalama sağ kalım oranları, varsa muadil ve konvansiyonel tedavilerin denendiği ve sonuç alınamadığına ilişkin bilgi, pet/ct rapor sonucuna göre hastalığın halen var olduğu, yayılmaya devam ettiği ve başkaca tedavilerin kullanılması gerektiği, dava şartı olması nedeniyle yukarıda açıklanan SGK’ya başvuru yapıldığı ve reddedildiği, ila. Ruhsatlı ise ruhsata ilişkin bilgi, ruhsatlı olmaması halinde ise endikasyon dışı başvuru yapıldığı bilgisi , SGK hizmet dökümü ve son olarak hekim tarafından yazılan “muadili ilaç ya da tedavi yoktur” şeklinde görüş bildiren bir raporun sunulması da gerekmektedir. SGK Tarafından Karşılanmayan Kanser İlaçları için bu rapor oldukça önemlidir.
Davanın kısmi dava olarak açılması daha faydalı olacaktır. Zira zarar devam ettiği için zamanaşımı son zarardan itibaren işleyecektir. Doktrinde “biyoljik nedenlerden ötürü talep sonucu bedelin belirlenmesi imkansız ise belirsiz alacak davası açılabilir” olarak kabul edilse de, davanın sırf bu nedenden reddedilmesi bakımından riske girmeyip kısmi dava olarak açılması daha sağlıklı olur.
Mahkemece nihai kararın lehe olması yani SGK tarafından ilaç bedellerinin karşılanmasının kabulü halinde, SGK’ya yazılacak dilekçeye mahkemenin kararı da eklenerek bu kararın uygulatılması gerekmektedir.
Mahkemenin SGK Tarafından Karşılanmayan Kanser İlaçları için açılan davayı reddetmesi halinde ise olağan hukuk yolları tüketildikten sonra Anayasa Mahkemesi ve iç hukuk yolları tüketildikten sonra Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne yaşam hakkı bağlamında başvurulabilir.
SGK Tarafından Karşılanmayan Kanser İlaçları ilişkin izlenecek hukuki yollar uzun ve meşakkatli olup sabır ve özen gerektirmektedir. Burada hasta yakınlara büyük rol düşmektedir. Hukuki yolların birlikte izlenebilmesi için ve hastanın kötü sonuçlarla karşılaşmaması bakımından bir avukatla çalışmak oldukça önemlidir.
keytruda-PEMBROLİZUMAB-kanser-sgk-ilac-emsal-kararİndir
sgk-kanser-ilaci-karsilanmamasi-opdivo-ihtiyati-tedbir-karariİndir
Akıllı ilaç; kanser hücrelerinin kazandığı kontrolsüz çoğalma ve yayılma özelliğini engellemeyi amaçlar. Mutasyonlarla kazanılan bu özellikleri durdurmaya çalışan molekülleri içeren akıllı ilacın kanser hastalığının tedavisinde rolü gün geçtikçe artmaktadır. Söz konusu akı
llı ilaçlar kanser hücrelerini tanır ve onları bloke edip öldürmeyi amaçlar. Transtuzumab, bevacizumab, rituximab, cetuximab immünoterapi uygulanan kanser hastalarında kullanılan akıllı ilaçlardır. Bu ilaçların bedellerinin bir kürü, – TL arasında değişiklik göstermektedir. Bu sebeple akıllı ilaçların fiyatı da hastanın kullandığı ilacın dozajına göre değişiklik göstermektedir.
SGK tarafından karşılanabilecek ilaç bedelleri SUT (Sağlık Uygulama Tebliği) aracılığıyla düzenlenmiştir. Kanser tedavisinde kullanılacak akıllı ilaçların bir çoğu “SGK tarafından ödenecek ilaçların” kapsamının dışında bırakılmıştır. Bu sebeple hastaların büyük bir çoğunluğunun yargı yoluna başvurarak ilaç bedellerinin ödenmesini talep etmesi gerekiyor.
• Transtuzumab etken maddeli HERCEPTIN mg 1 flakon yılı fiyatı: 4, TL’dir.
• Bevacizumab etken maddeli ALTUZAN ROCHE mg/4ML seafoodplus.infoçöz.içeren 1 flakon yılı fiyatı: 2, TL’dir.
• Rituximab etken maddeli MABTHERA mg 1 flakon yılı fiyatı: 11, TL’dir.
• Cetuximab etken maddeli ERBITUX mg/ ml IV infüzyon için çözelti içeren 1 flakon yılı fiyatı: 16, TL’dir.
TECENTRİQ kanser ilacı ülkemizde SGK tarafından hiçbir endikasyonda ödenmemektedir. Söz konusu immünoterapi ilacının geri ödemesini SGK yapmamaktadır. Bu sebeple bu ilacı tedavisinde kullanmak zorunda olan kanser hastaları birçok mağduriyet yaşamaktadır. İlacın SGK tarafından geri ödenmesinin yapılması talebiyle hastalar yargı yoluna başvurmaktadırlar.
SGK, KEYTRUDA ilacının geri ödemesini sadece iki farklı endikasyon durumunda yapmaktadır. Söz konusu ilacın toplamda 15 farklı endikasyonda ve kanser türünde etkinliği kanıtlanmıştır. Ancak ülkemizde sadece iki endikasyon için SGK tarafından karşılanmaktadır. Bunlar Malign Melanom (deri kanseri) ve küçük hücreli dışı akciğer kanseri tedavisidir. Bunların dışında etkinliğinin kanıtlandığı kanser türleri için KEYTRUDA ilacının geri ödemesi ülkemizde yapılmamaktadır.
SGK OPDİVO ilacının geri ödemesini sadece 3 farklı kanser türü için yapmaktadır. Ancak söz konusu ilacın 9 farklı endikasyonda etkili olduğu kanıtlanmıştır. Ülkemizde bu endikasyonların tamamı için değil sadece 3 farklı kanser türü için SGK tarafından geri ödeme yapılmaktadır. Bunlar; Malign Melanom, renal hücreli karsinom ve klasik hodgkin lenfomadır. Geri ödemesinin yapılmadığı ancak etkili olduğu kanser türleri içinse bu hastalığa sahip olanların mağduriyet yaşamasına sebep olmaktadır.
SGK HERCEPTIN isimli ilacın geri ödemesini yapmamaktadır. Söz konusu ilaç meme kanseri tedavisinde kullanılır ve etkinliği dünya çapında kanıtlanmıştır. Ancak söz konusu ilacı SGK karşılamamaktadır. SGK’nın ilacın geri ödemesini yapmaması nedeniyle meme kanseri hastaları büyük mağduriyetler yaşamakta ve ilacın geri ödemesinin yapılması talebiyle yargı yoluna başvurmaktadırlar.
İmmünoterapi ilaçlarının birden fazla çeşidi bulunmakta ve herbirinin gerek etken maddesi gerekse faydalı olduğu kanser türü farklıdır. Bu ilaçların bazıları sınırlı bir şekilde SGK tarafından karşılanırken, bazıları hiçbir şekilde SGK tarafından karşılanmamakta ve geri ödemesi yapılmamaktadır. SGK tarafından geri ödeme kapsamında olan immünoterapi ilaçlarınınsa sınırlı endikasyonlarında ancak geri ödeme yapılmaktadır.
ENHERTU ilacı meme ve mide kanserinin tedavisinde erişkinlerde kullanılan ve oldukça etkili sonuçları olan bir ilaçtır. Ancak söz konusu ilacın geri ödemesi SGK tarafından yapılmamaktadır. Etkinliği tüm dünyada kanıtlanmış olan söz konusu ilacın geri ödemesinin yapılmaması nedeniyle hastalar mağduriyetler yaşamaktaktadır ve bu sebeple yargı yoluna başvurmaktadırlar.
Güncel Keytruda Fiyatları yılında hangi aralıklarda ? Keytruda; yetişkinlerdeki ilerlemiş deri kanseri tedavisinde kullanılır. Genellikle bu tedavinin uygulandığı kişiler, vücudu önceki tedavilere yanıt vermemiş kişilerdir.
Güncel Altuzan Fiyatları yılında hangi aralıklarda ?
Güncel Opdivo Fiyatları yılında hangi aralıklarda ?
Güncel Tecentriq Fiyatları yılında hangi aralıklarda ?
3. VALAMOR nasl kullanlr?
Bu ilac her zaman tam olarak doktorunuzun size söyledii gibi kullannz. Doktorunuzun veya eczacnz tam olarak kaç tablet alacanz ve bunlar hangi günler alacanz size söyleyecektir. Emin deilseniz doktorunuza veya eczacnza dannz. Doktorunuzla konumadan VALAMOR dozunu veya tedavi plann deitirmeyiniz.
Doktorunuz tarafndan reçete edilen dozu amaynz.
Uygun kullanm ve doz/uygulama skl için talimatlar:
VALAMOR'u her gün ayn saatte, tercihen sabahleyin alnz. Bu, ilacnz ne zaman alacanz hatrlamanzda yardmc olacaktr.
Ne kadar VALAMOR alnmal?
VALAMOR ne kadar süreyle alnmal?
VALAMOR'u, 28 günlük tedavi siklusunun 1 ile günleri arasnda günde bir kez alnz. Doktorunuz size söyledii sürece VALAMOR'u kullanmaya devam ediniz.
Bu, olaslkla aylar veya yllar sürecek uzun süreli bir tedavidir. Doktorunuz, tedavinin istenen etkiyi gösterip göstermediini anlamak için durumunuzu düzenli olarak takip edecektir.
Bu ilacn kullanm hakknda baka sorularnz varsa doktorunuza veya eczacnza sorunuz.
Uygulama yolu ve metodu:
VALAMOR tableti bütün olarak alnmaldr (tablet yutulmadan önce çinenmemeli, ezilmeli veya bölünmemelidir). Krk, çatlak veya baka bir ekilde bütünlüü bozulmu hiçbir tablet alnmamaldr.
Deiik ya gruplar:
Çocuklarda kullanm:
VALAMOR'un 18 yan altndaki çocuklarda ve adölesanlarda güvenlilii ve etkililii belirlenmemitir. Veri bulunmamaktadr.
Yallarda kullanm:65 yan üzerindeki hastalarda herhangi bir doz ayarlamas gerekli deildir.
Özel kullanm durumlar:
Böbrek yetmezlii
Hafif veya orta dereceli böbrek bozukluu olan hastalarda herhangi bir doz ayarlamas gerekli deildir (bkz. bölüm ). Ar böbrek bozukluu olan hastalarda VALAMOR ile deneyim bulunmadndan VALAMOR bu popülasyonda dikkatli kullanlmaldr.
Karacier yetmezlii:
Salkl gönüllüler ve karacier fonksiyonu bozulmu olan kanser d hastal olan kiiler ile yürütülen bir karacier bozukluu çalmasna dayanlarak, hafif karacier bozukluu (Child- Pugh snf A) olan hastalarda herhangi bir doz ayarlamas gerekli deildir. Orta iddetli (Child- Pugh snf B) ve ar karacier bozukluu (Child-Pugh snf C) olan hastalarda doz ayarlamas gereklidir ve mg balangç dozu önerilir. Ribosiklib, orta iddetli ve ar karacier bozukluu olan meme kanseri hastalarnda çallmamtr.
Eer VALAMOR'un etkisinin çok güçlü veya zayf olduuna dair bir izleminiz var ise doktorunuz veya eczacnz ile konuunuz.
Kullanmanz gerekenden daha fazla VALAMOR kullandysanz:
Eer kazayla almanz gerekenden daha fazla kapsül alrsanz ya da bakas kazayla sizin ilacnz alrsa, tbbi tedavi gerekli olabileceinden vakit geçirmeden bir doktorla konuunuz veya hastaneye bavurunuz. VALAMOR kutusunu gösteriniz. Tbbi tedavi gerekebilir.
VALAMOR'dan kullanmanz gerekenden fazlasn kullanmsanz bir doktor veya eczac ile konuunuz.
VALAMOR'u kullanmay unutursanz
Eer bir dozu aldktan sonra kusarsanz veya bir dozu unutursanz, o gün unuttuunuz dozu almaynz. Bir sonraki dozu normal saatinde alnz.
Unutulan bir dozu telafi etmek için çift doz almaynz. Bunun yerine bir sonraki dozunuzun zaman gelinceye kadar bekleyiniz ve normal dozu alnz.
VALAMOR ile tedavi sonlandrldndaki oluabilecek etkiler
VALAMOR tedavinizi kesmeniz durumunuzun kötülemesine neden olabilir. Doktorunuz söylemedii sürede VALAMOR'u almay brakmaynz.
Eer bu ilac nasl kullanacanza dair sorularnz varsa doktorunuza veya eczacnza dannz.
C-A ve meme kanseri
CA , MUC-1 geninin ürünü olan bir protein olup, hücrelerin birbirine tutunması, bağışıklık ve metastazdan sorumludur. Sağlam meme dokusuna göre, MUC-1 geni kanserli meme dokusunda daha yüksek konsantrasyonda bulunur. Bu nedenle, bu genin ürünü olan CA proteini meme kanserinde en sık kullanılan serum işaretidir. Serumda ölçülen konsantrasyonu >25 U/ml ise yüksek kabul edilir.
Serum CA düzeyi, meme kanserli hastaların ortalama yalnız %31inde yüksektir.
Peki neden hepsinde değil?
Çünkü CA düzeyi tümör kütlesinin büyüklüğü ile orantılıdır: Evre 1deki, yani tümörün 15 mmden küçük olduğu hastaların yalnız %5inde yüksek bulunurken, Evre 2deki hastaların %29unda, Evre 3teki hastaların %32sinde, Evre 4deki, yani organ metastazları olan hastaların %95inde yüksektir. Tümör kütlesinin büyüklüğü ile ilişkisinden dolayı, CA ün meme kanserli hastalarda yüksek bulunması genellikle hastalığın kötü gidişatına işarettir.
Meme kanserli hastalardaki serum CA düzeyi tedavi öncesinde ve tedavi sonrası takiplerde farklı anlamlar taşır:
(1)Tedavi öncesinde: CA ün 40 U/ml üzerinde olması, kural olmamakla birlikte, tümör kütlesinin büyük, tümör hücrelerinin saldırganlığının (grade) yüksek olduğunu, lenf nodlarına yayılım olduğunu, steroid reseptörlerinin (östrojen ve projesteron reseptörleri) negatif olduğunu, yani hastalığın ileri evre olduğunu düşündürür.
Meme kanseri tanısı konan her hastada tedavi öncesinde CA bakılmalıdır!. çünkü tedavi öncesi değerlerin tedavi sonrası dönemde referans olarak kullanılması gerekmektedir.
(2)Tedavi sonrası takiplerde CA , bölgesel nükslerin ve uzak metastazların araştırılmasında yararlıdır. Bölgesel nüks (meme ve çevresi, örneğin göğüs duvarı) tespit edilen meme kanserli hastaların %7sinde, diğer organlarda metastaz tespit edilen meme kanserli hastaların ise %sında CA düzeyi yüksek bulunmaktadır. CA düzeyi 86 U/ml üzerinde olduğunda organ metastazı olasılığının % olduğu bildirilmiştir.
Meme kanserinde organ metastazları en sıklıkla kemikler, akciğer ve karaciğerde beklenir. CA ün yüksek olması halinde kemik sintigrafisinde genellikle kemik metastazı gösterilir ancak CA ün normal olması kemik metastazı olmadığı anlamına gelmez. Kemik sintigrafisi normal ve CA düzeyi de normal ise kemik metastazı olmadığı söylenebilir. Başka bir deyişle, CA düzeyi tayini kemik sintigrafisinin yerini tutamaz ancak kemik sintigrafisi yapılamayacak ise kemik metastazı olasılığının değerlendirilmesinde yararlı olabilir.
Meme kanserli hastada tedaviye başlandıktan sonraki birkaç hafta içinde CA düzeyinin artması beklenen bir durumdur ve hastalığın ilerlediği şeklinde yorumlanmamalıdır!
Tedavi sonrası takipte, CA düzeyinin zaman içinde tedricen artması ya da azalması, tek bir CA değerine göre çok daha anlamlıdır. Tedricen artma hastalığın ilerlediği (nüks ya da uzak organ metastazı), tedricen azalma ise hastalığın gerilediği (tedaviye yanıt alındığını) anlamına gelir. Ardışık ölçümlerde CA düzeyinde önceki değere göre %25den daha yüksek oranda artma hastalığın ilerlediğini, %25ten daha yüksek oranda azalma hastalığın tedaviye yanıt verdiğini (gerilediği), %25ten daha az oranda azalma ise hastalığın stabil kaldığını düşündürür. Tabii ki bu dönemde bulunun CA yüksekliklerinin anlamlı olabilmesi için tedavi öncesindeki CA düzeylerinin bilinmesi ve referans alınması gereklidir! Tedavi öncesinde bakılmamışsa, CA ün tedavi sonrası takipte kullanılabilmesi çok zordur!
Organ metastazı olan hastalarda CA pozitif (>25 U/ml) ise 1 ay sonraki testte artma olasılığı %52, 3 ay sonraki testte artma olasılığı %85, 6 ay sonraki testte artma olasılığı ise %96dır. Yani, meme kanseri tedavisi sonrası takipte olan bir hastada testin 1 aydan önce tekrarlanması pek anlamlı değilken, 6 aydan uzun test aralıkları da uygun görünmemektedir.
Tedavi sonrası takipte CA genellikle CEA ile birlikte kullanılır ise de hassasiyeti CEAdan daha yüksektir.
CA , MEME KANSERİ TARAMASINDA KULLANILMALI MI?
CA organa spesifik (özgül; seçici) bir antijen olmadığı gibi yalnız kötü huylu hastalıklara (kansere) da spesifik değildir. Yani, iyi ya da kötü huylu başka organ hastalıklarında da CA düzeyi yükselebilir (yumurtalık kanserinde %46, karaciğer kanserinde %43i, akciğer kanserinde %26 sıklıkla, karaciğer sirozu, sarkoidoz, tüberküloz ve SLE-sistemik lupus eritomatosis- gib hastalıklarda % arasında değişen sıklıklarla). İyi huylu meme hastalıkları olan bireyler arasında %9 sıklıkla CA düzeyi yüksek ölçülür. Dahası, tamamen sağlıklı bireylerin %2 kadarında da CA düzeyi yüksek bulunur.
Bu nedenle, hiçbir şikayeti ya da bulgusu olmayan sağlıklı kadınlarda, örneğin rutin menopoz takipleri sırasında meme kanseri tarama metodu olarak kullanılmamalıdır!
Ailesinde meme kanseri olması nedeniyle yüksek risk grubunda olan kadınlarda da CA ün tarama metodu olarak kullanılması yanlıştır!
İngiltere'de doktorlar, birlikte kullanılan iki ilacın bazı meme kanseri türlerini 11 günde küçültüp yok ettiğini gösterdi.
Avrupa Meme Kanseri Konferansı'nda duyurulan "sürpriz" bulguların, kadınların artık kemoterapiye ihtiyaç duymayacağı anlamına gelebileceği belirtiliyor.
kadın üzerinde denenen ilaçlar, her on meme kanserinden birinde görülen bir zayıflığı hedef alıyor.
Uzmanlar bu bulguların hastaya özel kanser tedavisi bakımından "sıçrama tahtası" olduğunu söylüyor.
Araştırmayı yürüten doktorlar böylesi çarpıcı bir sonuca ulaşmayı beklemiyordu.
Doktorlar, tümörün teşhisinden ameliyat aşamasına kadar olan kısa süre içinde ilaçların kansere nasıl etki ettiğini araştırıyordu.
Araştırmada, meme kanseri tedavisinde kullanılan lapatinib adlı ilaç ile ticari olarak Herceptin adıyla bilinen trastuzumab birlikte kullanıldı.
Ameliyat zamanı geldiğinde bazı hastalarda tümör ortadan kaybolmuştu.
Londra'daki Kanser Araştırmaları Enstitüsü'nden Profesör Judith Bliss sonuçların "etkileyici" olduğunu söyledi.
BBC'ye yaptığı açıklamada Bliss, "Bu kısa dönemli bir deneme olduğu için bu sonuçlar daha da şaşırtıcı oldu. Bazıları tam sonuç aldı. O kadar hızlı oldu ki, gerçekten çok ilginç" dedi.
Tedavide trastuzumab ile lapatinib içeren ilaçlar birlikte kullanıldı.
Her iki ilaç da bazı meme kanserlerinin büyümesine neden olan HER2 adlı proteini hedef alıyor.
Herceptin kanser hücrelerinin yüzeyinde etkili olurken lapatinib hücrenin içine nüfuz edip HER2 proteinini etkisiz kılıyor.
Araştırmada tümör büyüklükleri 1 ila 3 cm olan kadınlara tedavi uygulandı.
İki haftadan daha kısa süren tedavide, vakaların yüzde 11'inde kanser tümüyle kaybolurken, yüzde 17'sinde 5 mm'den daha küçük hale geldi.
HER2 içeren meme kanserlerine uygulanan mevcut tedavi, ameliyatı ve sonrasında uygulanan kemoterapi ve Herceptin tedavisini içeriyor.
Prof Bliss, bu bulguların bazı kadınların kemoterapiye ihtiyaç duymayacağı anlamına gelebileceğini söylüyor.
Fakat bu yönde daha geniş araştırmaların yapılması gerektiğine dikkat çekiliyor. Çünkü HER2 içeren kanserlerde kanserin geri dönem riski daha yüksek.
Meme kanserinin en az on ayrı türünün olduğu, her birinin farklı nedenleri olduğu ve farklı tedavilere ihtiyaç duyduğu belirtiliyor.
Kanser ilaçları üzerindeki çalışmalar, tümördeki zayıflıkların belirlenerek onlara yönelik özel tedavi uygulanmasını hedefliyor.
Meme kanserleri ve özellikle HER2 içeren tümörlere yönelik tedavi bu alandaki çalışmaların başını çekiyor.
Araştırmayı finanse eden İngiltere Kanser Vakfı, uzun vadede aynı bulguların elde edilmesi halind ebu sonuçların çok ümit verici olduğunu ve bu kanser türlerinde yeni bir adım anlamına gelebileceğini belirtti.