Hotin antlaşması kiminle yapıldı
Vasvar Antlaşması ile sonuçlanan savaşların başlaması Erdel bölgesinde gelişen olaylarla yakından ilgilidir. Osmanlılar'ın Erdel harekâtı, II. Rákóczi'nin ölümü ve Habsburglar'ın duruma müdahaleleri iki devletin askerî güçlerini karşı karşıya getirdi. Osmanlı Serdarı Köse Ali Paşa 27 Ağustos 'ta Varad'ı aldı. Erdelli asilzadeler, Habsburg sarayı ile yaptıkları yardım antlaşması kapsamında () yazında bazı Erdel kalelerine Alman birliklerinin yerleştirilmesine razı oldular. Osmanlı yönetimi Habsburg müdahalesine hemen tepki gösterdi. yazında ve sonbaharında düzenlenen iki Osmanlı seferi Erdel Prensi Kemény János'un kaçmasına yol açarken 14 Eylül'de Ali Paşa'nın davetiyle toplanan meclis Apafi Mihály'yi Erdel prensi ilân etti. Kemény, 23 Ocak 'de tahtı geri alabilmek için Yanova Beyi Küçük Mehmed Paşa ile giriştiği savaşta hayatını kaybetti.
Bu esnada İstanbul'daki Habsburg dâimî elçisi (Osmanlı kaynaklarında kapı kethüdâsı) Simon Reniger von Reningen vasıtasıyla iki devlet arasında ilk diplomatik adımlar atılmıştı. I. Leopold, yazı ortalarından itibaren Erdel meselesinin halli için sınır heyetlerinin teşkiline taraftardı. Fâzıl Ahmed Paşa'nın 1 Kasım 'de Köprülü Mehmed Paşa'nın vefatıyla sadâret mührünü alması diplomatik havayı biraz yumuşattı. 16 Ocak 'de sınır komisyonunun kurulması kabul edilerek Tımışvar Valisi Ali Paşa bu işle görevlendirildi. Habsburg sarayı, Şâbanında (Nisan ) diplomatik müzakerelere katılmak üzere Johann Philipp Beris'i Osmanlı başşehrine yolladı. Simon Reniger ve Beris, 25 Mayıs 'de sadrazamın huzuruna çıkarak Habsburg tarafının iddia ve taleplerini bildirdiler. İki taraf arasındaki görüşmeler istilâcı kuvvetlerin Erdel'den çekilmesi, Székelyhíd Kalesi'nin hukukî durumu ve yazında Hırvat Banı Miklós Zrínyi tarafından Kanije Kalesi'nin karşısında inşa ettirilen Yenikale'nin (Zrínyi-Újvár) yıktırılması hususları etrafında yoğunlaştı.
Fâzıl Ahmed Paşa haziran ayında Habsburg dâimî elçisine yedi maddelik bir antlaşma metni teklif etti. Simon Reniger'in Viyana sarayına gönderdiği taslak metin, temmuz ayı içinde karşı tarafın değişiklikleri ve I. Leopold'ün 28 ve 29 Temmuz tarihli mektuplarıyla birlikte geri yollandı. 17 Ağustos'ta imparatordan gelen metni alan Reniger ertesi gün sadrazamın huzuruna çıktı. 19 Ağustos'ta bizzat padişahın huzurunda düzenlenen toplantıda Şâmîzâde Mehmed Efendi'ye antlaşma metnini gözden geçirmesi tâlimatı verildi. Reîsülküttâb, hazırladığı yeni taslakta 'te akdedilecek Vasvar Antlaşması'nın belli başlı maddelerinin tamamını yazıya döktü. Elçi teâtisi ve Leopoldstadt'ın inşasına izin veren hüküm dışında (bunlar sonradan vuku bulacak askerî gelişmelerin sonucudur) sekiz maddenin tamamı yaklaşık iki yıl sonra imzalanacak antlaşmada yer alacaktı. Ancak Habsburg yönetimi, büyük ihtimalle önerilen antlaşma şartları kendi menfaatlerine pek uygun düşmediğinden diplomatik temasların bu aşamasında işleri ağırdan aldı, görüşmeler de giderek çıkmaza girdi. Bunun üzerine Osmanlı ordusu yeni bir sefer hazırlığına başladı.
Serdârıekrem Fâzıl Ahmed Paşa, 8 Haziran 'te Osmanlı ordusunun başında gösterişli bir törenle Belgrad'a girdi. İki gün sonra, Osmanlı ordusuyla seyahat eden dâimî elçi Simon Reniger ve Ali Paşa ile birlikte Tımışvar'dan Belgrad'a gelmiş olan von Goëss ve Beris'le yapılan görüşmelerden bir netice alınamadı. İki taraf arasında problem haline gelen Zólyomy ailesine ait Székelyhíd Kalesi'nin durumu belirsizliğini koruyordu. Fâzıl Ahmed Paşa da Habsburg askerlerinin Erdel'den çekildiğini ve Yenikale'nin yıkıldığını görmeden masaya oturma taraftarı değildi. Johann Philipp Beris, sonuçsuz müzakerelerin ardından sadrazamın Sagan Dükü Lobkowicz'e hitaben kaleme aldığı bir mektupla geri gönderildi. Osmanlı ordusu Zemun sahrası üzerinden yürüyüşüne devam etti. Osmanlı ordugâhındaki Habsburg temsilcileri von Goëss ve Simon Reniger temmuzun ilk haftasında Ösek'te iki diplomatik temasta bulundular. Osmanlı tarafı görüşmelerde daha uzlaşmaz ve talepkâr bir tutum takındı. Habsburg hükümetinin en azından bu sefer yılı içinde Osmanlı ordusunun karşısına esaslı bir askerî güç çıkaramayacağı belli olmuştu. Habsburg temsilcileri, I. Leopold'dan aldıkları tâlimat doğrultusunda Erdel'den çekilme ve Yenikale'nin yıktırılması konularında zorluk çıkarmıyordu; fakat Fâzıl Ahmed Paşa, bu iki şartın yanında Habsburg hükümdarının Kanûnî Sultan Süleyman devrinde geçerli olan senelik haracı yeniden ödemeye başlamasını talep etti.
Habsburg temsilcileri ve Osmanlı devlet adamları 28 Temmuz'da Budin yakınlarında tekrar bir araya geldiler. Simon Reniger ile von Goëss, kendilerine on beş günlük mühlet verilmesi durumunda Erdel'deki Habsburg garnizonlarını tahliye edecekleri ve Kanije karşısında inşa edilen Zrínyi-Újvár'ı yıktıracakları taahhüdünde bulundularsa da Osmanlı yetkilileri zaman talebini açık bir oyalama taktiği olarak gördüklerini bildirdi. Osmanlılar, yıllık altın haraç, bu şartın kabul edilmemesi halinde Zitvatorok Antlaşması'na göre bir defaya mahsus ödenmiş olan talerde ısrar ediyordu. Bu meblağın yarısı nakit ödenecek, yarısı paraya çevrilebilir değerli hediyelerden oluşacaktı. Ayrıca Osmanlı ordusu, Habsburg elçilerinin talep ettiği süre zarfında Estergon istikametine ilerlemekte serbest kalacaktı. Habsburg temsilcilerinin I. Leopold'ün maddî ödeme yapmaya yanaşmadığını söylemeleri üzerine görüşmeler yine kesildi.
Estergon yakınlarında Tuna'yı geçen Osmanlı ordusu 17 Ağustos'ta Uyvar Kalesi'ni kuşatma altına aldı. Yaklaşık altı haftalık zorlu bir muhasaranın ardından kale ele geçirildi ve Osmanlı birlikleri kışı geçirmek amacıyla Belgrad'a çekildi. Hırvat Banı Miklós Zrínyi ve Ren bağlaşıkları başkumandanı Julius von Hohenlohe'nin Ocak sonlarında ve nisan ayında düzenlediği iki beklenmedik saldırı, Osmanlı askerî planlamasına esaslı bir darbe indirdi ve stratejik üstünlük geçici bir süre müttefiklerin eline geçti. Zrínyi-Hohenlohe kuvvetleri nisan sonlarında Kanije'yi kuşattılar. Hazırlıksız yakalanan Osmanlı askerî kademesi Kanije muhasarasını ancak haziran başında kaldırabildi. Kanije önlerinden çekilen müttefik birlikleri, Mur nehrinin karşı yakasına geçerek Habsburg ve Osmanlı yetkilileri arasında yürütülen diplomatik müzakerelerin başlıca tartışma maddelerinden biri olan Zrínyi-Újvár istihkâmları civarına yerleştiler. 9 Haziran 'te başlayan Yenikale kuşatması haziranın son gününde başarıya ulaştı. Kale içinde ele geçirilen cephane ve silâhlar boşaltıldıktan sonra kale ateşe verildi. Böylece yapılacak barış görüşmelerinde Zrínyi-Újvár'ın durumu bir sorun olmaktan çıktı.
Osmanlı ordusunun Nisan 'te harekete geçtiği günden beri Sadrazam Fâzıl Ahmed Paşa ve Sagan dükü arasındaki mektuplaşma kesintiye uğramadan devam etmişti. Osmanlı ordusu, Mur suyu yakınlarında gerçekleşen savaşın ardından kuzeye yönelip irili ufaklı bazı palankaları zaptederek yürüyüşünü sürdürdü. Osmanlı birlikleri 27 Temmuz'da Rába nehrine vardı. Akarsu boyunca yukarıya doğru ilerleyişine devam etti ve nehrin öte yakasında Csákány palankasının karşısına yerleşti. Burada Habsburg delegesi Simon Reniger ve Osmanlı devlet adamları bir görüşme daha gerçekleştirdi. İki devlet arasında mevcut anlaşmazlık noktaları tek tek ele alındı. İki yıl önce İstanbul'da tartışılıp karara bağlanmış maddeler aynen kabul edilirken görüşmeler bir defa daha üç meselede tıkandı. Osmanlı idaresi Erdel'e ilişkin maddenin barış antlaşmasına girmesine karşıydı. Erdel'in bütünüyle Osmanlı Devleti'nin bir iç meselesi olarak tanınmasını istiyordu. Ayrıca Osmanlılar, Székelyhíd ve St. Job kalelerinin yıktırılmasının gündem dışı tutulmasında ısrar ediyordu. Nihayet yeni bir antlaşmanın imzalanması için Habsburglar'ca verilmesi gereken taler değerindeki "hediye"nin cinsi ve getirilme şekli belirsizliğini koruyordu. Fâzıl Ahmed Paşa, talerin yarısını nakit istiyor, Habsburg büyükelçisinin İstanbul'da Osmanlı sarayına yapacağı ziyaretin ardından Osmanlı büyükelçisinin Viyana'ya doğru yola çıkmasını öngörüyordu. Simon Reniger bu iki talebe de karşı çıktı. 1 Ağustos 'te Rába nehrini zorlayan Osmanlı güçleri Raimondo Montecúccoli kumandasındaki müttefik ordusu tarafından durduruldu. Akarsuyun karşısına geçen Osmanlı birlikleri ordunun geri kalan kısmıyla irtibatını kaybederek ağır kayıplar verdi. Osmanlı ordusu günün sonunda muharip kuvvetlerinin önemli bir bölümünü kaybetmişti. Fâzıl Ahmed Paşa, imparatorluk kuvvetlerinin nehri aşıp Osmanlı ordusuna saldırması ihtimaline karşı 6 Ağustos'a kadar yerinden ayrılmadı.
St. Gotthard yenilgisi, Osmanlı ordugâhında Habsburg hükümetiyle barış yapılması yönündeki beklentinin güçlenmesine yol açtı. Osmanlı idaresi yeni şartlar altında birtakım değişikliklere göz yumdu. 9 Ağustos'ta Fâzıl Ahmed Paşa'nın otağında tercüman Panayoti ve sadrazam kethüdâsı İbrâhim Ağa'nın yanında el değiştiren antlaşma metinlerinde "alâ hâlihî" (status qou) ilkesi kabul edildi. Şu anda içinde bir Osmanlı garnizonu bulunan St. Job Osmanlılar'da kalırken Székelyhíd'in yıkılmasına onay verildi. Antlaşmanın imzalanmasından önce zaptedilen Uyvar ve Novigrad gibi kaleler antlaşma metnine dahil edilmedi. Fâzıl Ahmed Paşa nakit para talebinden bütünüyle vazgeçti. On madde halinde düzenlenen Vasvar Antlaşması Türkçe ve Latince olmak üzere iki dilde yazıldı. Latince nüsha S. Reniger tarafından imzalanıp mühürlenerek Fâzıl Ahmed Paşa'ya teslim edildi. Fâzıl Ahmed Paşa'nın imza ve mührünü taşıyan Türkçe nüsha da S. Reniger'e verildi. Bu metinler, I. Leopold ve IV. Mehmed tarafından onaylanmaları için Osmanlı ve Habsburg saraylarına gönderildi. İki ordu onaylanmış metinler geri gelinceye kadar askerî harekâtta serbest olacaktı.
Osmanlı birlikleri, ağustos sonlarında İstolni Belgrad'a geçip eylülün ortalarına doğru Ciğerdelen sahrasına vardı. Bu arada Mayıs ve Temmuz aylarında Nitra ve Léva (Levice) kalelerini geri alan Habsburg kumandanı Jean-Louis Raduit de Souches, Uyvar'ı kuşatmasına rağmen Osmanlı ordusunun yaklaştığı haberi üzerine buradan çekildi. Fâzıl Ahmed Paşa, Uyvar yakınlarında karargâh kurup onaylı antlaşma metinlerini beklemeyi uygun buldu. 27 Ekim 'te vezîriâzamın çadırında düzenlenen mecliste resmî bir tören icra edilerek Osmanlı ve Habsburg metinleri teâti edildi. Müzakerelerin en başından itibaren Habsburg tarafının sözcülüğünü üstlenen Simon Reniger'e küçük elçi pâyesi verildi.
Vasvar Antlaşması'nın ilk üç maddesi Erdel'in hukukî durumu ve ülke sınırlarının yeniden düzenlenmesine ilişkindi. 1. madde Osmanlı ve Habsburg birliklerinin Erdel'den eş zamanlı çekilmesini öngörüyor, halen Erdel'de bulunan imparatorluk garnizonlarının ülkeyi terketmesini ve Erdel tahtı sahibinin serbest seçimle belirlenmesini güvence altına alıyordu. Sınır düzenlemeleriyle ilgili 2. madde ile Szatmár ve Szabolcs bölgeleri Habsburg yönetimine bağlanırken 3. madde de Székelyhíd Kalesi'nin bir daha kullanılmamak üzere yıktırılmasını öngörüyordu. 4 ve 5. maddelere göre Rákóczi ve Kemény aileleri başta olmak üzere hiç kimse Erdel'e dışarıdan karışmayacak, Osmanlı ve Habsburg devletleri birbirlerinin düşmanlarına yardım etmeyecekti. 6. maddede Temmuz başında Osmanlılar'ca zaptedilerek yıkılan Yenikale'nin yeniden yaptırılmayacağı karara bağlanıyordu. 7. maddeye göre son yıllarda meydana gelen siyasî kargaşada Habsburg ve Osmanlı tarafına sığınan Erdel asilzadeleri memleketlerine dönerek aile emlâklerine sahip çıkabileceklerdi. 8. maddede I. Leopold'e ülke topraklarını koruyabilmesi için Vág (Váh) nehrinin öte yakasında yeni bir kale yapması için izin veriliyordu. 9. madde Osmanlı-Habsburg sınırlarında çete faaliyetlerinin önlenmesine yönelikti. Sonuncu maddede antlaşmanın yirmi yıl süreyle yürürlükte kalması öngörülüyor, dört ay içinde iki devletin büyük elçilerinin karşılıklı mübadele edileceği bildiriliyordu. Vasvar Antlaşması'nın kayda değer özelliklerinden biri devletin devamlılığı ilkesini esas almasıdır. Osmanlı ve Habsburg idareleri arasında imzalanan tarihli Zitvatorok Antlaşması'nda yirmi yıllık bir barış süresi kabul edilse de birinci tekil şahıs kullanılarak I. Ahmed'in kişisel taahhüdüne atıfta bulunulmaktaydı. Bu antlaşmayı yenileme amacını taşıyan ve tarihli ahidnâmelerde de benzer bir usul izlenerek doğrudan padişahın şahsî rızası formüle edilir. IV. Mehmed ise antlaşmayı onayladığını ortaya koyan ahidnâmesinde "taraf-ı hümâyûn-ı padişâhâne"si dışında "akab-i ensâbı"nın da antlaşma şartlarına riayet edeceği sözünü vermektedir.
I. Leopold, daha uygun şartlarda bir antlaşma yapabilme umuduyla Viyana'ya ulaşan metni uzunca bir süre onaylamamıştı. Ancak imparator, müttefik ordusu başkumandanı Raimondo Montecúccoli'den ordunun durumuna dair gelen olumsuz raporlar ve imparatorluk meclisinin savaşın devamına taraftar olmaması sebebiyle 9 Eylül'de antlaşmayı kendi namına onayladı. IV. Mehmed'in antlaşma metnini ne zaman onayladığı açık olmasa da Fâzıl Ahmed Paşa imzalı nüshanın bir sûretinin en geç 2 Eylül 'te Osmanlı sultanının eline geçtiği kesindir. Yine IV. Mehmed'in Fâzıl Ahmed Paşa'nın Macaristan cephesinden gelen adamıyla 5 Eylül'de yaptığı görüşme barış antlaşmasının tasdikiyle alâkalı olmalıdır. Ahidnâme metni, padişah adına Osmanlı ordugâhında Reîsülküttâb Acemzâde Hüseyin Efendi tarafından yazıya geçirildi. 9 Ekim 'te sadrazamın kapıcılar kethüdâsı İbrâhim Ağa, Edirne'de bulunan padişaha antlaşmanın yürürlüğe girdiği haberini götürdü.
Fâzıl Ahmed Paşa, Vasvar Antlaşması resmen geçerlik kazanmış olmasına rağmen kışında Osmanlı ordusunu Belgrad'da tutmaya karar verdi. Böylece antlaşmanın son maddesinde belirtilen elçi mübadelesini çabuklaştırabileceğini düşünüyordu. Osmanlı yönetimi, Rumeli beylerbeyiliği pâyesi verilen Kara Mehmed Paşa'yı büyükelçi sıfatıyla, Habsburg Devleti'yle dostluk ilişkilerini yeniden düzenlemesi için 31 Ocak tarihinde Viyana'ya gönderdi. 8 Haziran'da Viyana'ya ulaşan Kara Mehmed Paşa on gün sonra Habsburg İmparatoru I. Leopold'ün huzuruna kabul edildi. Osmanlı elçilik heyeti Habsburg başşehrinde yaklaşık dokuz ay kaldı. Bu sefâret gezisinin en ilginç yanlarından biri, Kara Mehmed Paşa'nın tertip ettiği muhtasar sefâretnâmesinde merasim ve teşrifatla ilgili bilgilerin yanı sıra Viyana şehir istihkâmlarına dair gözlemlerini kaydetmiş olmasıdır. Evliya Çelebi'nin 'te Habsburg başşehrini ziyaret eden Osmanlı elçilik heyetinde bulunduğu bilinmektedir. Aynı sıralarda Habsburg büyükelçisi Walter Leslie, Vasvar Antlaşması'nda kararlaştırılan altın (kara kuruş) değerindeki hediyeleri takdim etmek üzere Edirne ve İstanbul'a ziyaretlerde bulunmuş ve başlarında Viyana'ya dönmüştü.
Vasvar Antlaşması, Macar asilzadeleri arasında geniş çaplı bir hoşnutsuzluğa yol açtı. K. Frangepán, F. Wesselényi, P. Zrínyi, F. Nádasdy ve F. Rákóczi gibi soylular, Macar ülkesini mahvettiğini ileri sürdükleri bu antlaşmanın kraliyet zâdegânının rızası alınmadan imzalandığını söyleyerek mevcut durumu tanımayacaklarını ilân ettiler. Macarlar, bilhassa Habsburg Devleti'nce desteklenen aileleri Erdel'den uzaklaştıran 4, 5 ve 9. maddelere itiraz etmekteydi. Macaristan'daki huzursuzluk, nihayet İmre Tököly isyanının doğuşuna yol açmak suretiyle Osmanlı ve Habsburg yönetimlerini 'lerin ikinci yarısından itibaren bir defa daha karşı karşıya getirecektir.
Kaynak: TÜRKİYE DİYANET VAKFI İSLAM ANSİKLOPEDİSİ
VasvarAntlaşması Kimler Arasında Gerçekleştirilmiştir?
Vasvar Antlaşması Osmanlı devleti ile Avusturya Arşidükü arasında gerçekleşmiştir. Anlaşma sırasında Osmanlı devletini temsil eden paşalar Osmanlı devleti sultanı adına imzayı atmışlardır. Ve Uyvar kalesini resmi olarak Vasvar Antlaşması ile almışlardır.
VasvarAntlaşması Tarihi ve Özeti
Vasvar Antlaşması 10 Ağustos yılında Avusturya ile Osmanlı devleti arasında gerçekleşen bir anlaşma olmaktadır. Bu anlaşma ile birlikte resmi olarak Uyavr kalesi Osmanlı Devleti egemenliğine girmiştir. Bu anlaşma devamında Avrupa’da bir deyim bile oluşmuştur. Bu anlaşma ile Uyvar kalesi önünde bir Türk gibi güçlü lafı ünlü olmuştur. Çünkü Avusturyalı askerler Türkleri artık zorlayabilmektedirler.
VasvarAntlaşması Maddeleri
Vasvar Antlaşması maddeleri daha çok Osmanlı Devleti lehinde olan anlaşma olmaktadır. Bu anlaşma aile orta Avrupa’nın güvenliği tam olarak sağlanmıştır. Osmanlı ekonomisi Vasvar Antlaşması ile rahat bir nefes almıştır. Vasvar Antlaşması maddeleri şöyle olabilmektedir.
l Savaşta Osmanlı devletinin almış olduğu Uyvar kalesi kesinlikle yıkılmayacak ve Osmanlı devletine ait olmaktadır. Fakat Zerinvar kalesi Osmanlı devletinden yıkılıp Avusturya’ya verilecek ve bir daha inşa edilmeyecektir.
l Erdel beyliği Osmanlı devletinde kalacak fakat her iki devlet de Erdel bölgesinden asker çekecektir.
l Osmanlı devleti Erdel devletine karşı koyacak ve Avusturya’ya saldırmasını engelleyecektir.
l Her iki devlette birinin topraklarını hiç bir şekilde rahatsız etmemesi gerekir ve yasaktır.
l Avusturya devleti Osmanlı devletine savaş tazminatı ödeyecektir. Ve her iki devlette bir birlerine bir hediye göndereceklerdir.
l Anlaşma her iki devlet içinde korunacak ve bu koruma en az 20 yıl olacaktır.
l Osmanlı ordusu hükümdar tarafınca onaylanıncaya kadar askeri faaliyetlerinde özgür olacaklardır.
VasvarAntlaşması Önemi
Vasvar Antlaşması ile Osmanlı devlet, ekonomik yönde oldukça önemli bir pozisyona gelmiştir. Çünkü hemen hemen her cephede bir başarı elde edip bu başarılar soncunda tazminatlar almaktadır. Ayrıca Vasvar Antlaşması ile Osmanlı Devleti tekrar orta Avrupa’nın hâkimi olmaktadır. Avusturya devleti yaklaşık yirmi yıl boyunca kendini toplayamayacak şekilde yaralanmıştır. Osmanlı ordusu ve askeri Uyvar kalesi ganimetleri ile genel olarak zenginleşmiştir.
VasvarAntlaşması Sonuçları
Vasvar Antlaşması sonuçları olarak Türkler karşı yavaş yavaş karşı gelineceği anlaşılmıştır. Çünkü artık Osmanlı devleti oldukça kolay bir şekilde topraklarını büyütememektedir. Bu durum orta Avrupa’dan batı Avrupa’ya kadar pek çok yerde duyulmuştur ve pek çok devletin güçlenmesine neden olmuştur.