Vesayet davası, bazı ergin kişilerin veya velayet altında bulunmayan küçüklerin kişisel ve maddi menfaatlerini korumak amacıyla sayılı Medeni Kanun ile düzenlenmiş bir hukuk kurumudur. Vesayet altına alınma, kanuni bir zorunluluktan kaynaklanabileceği gibi kişinin kendisi de bazı durumlarda vesayet altına alınmasını mahkemeden talep edebilir. Vesayet davası, kanuni bir zorunluluktan açılabileceği gibi kişinin kendisi de bazı durumlarda vesayet davası açabilir. Medeni Kanuna göre vesayet aşağıdaki hallerde mümkündür;
Velayet altında olmayan küçükler ve kısıtlama hali olan erginler adına vasi atanmaktadır. Kendi haklarını ve mali menfaatlerini koruyamayacak durumda olmaları nedeniyle koruma altına almak adına vasi atanması kararı verilmektedir. Vesayete dair hükümler, Türk Medeni Kanunu’nun maddesi ile maddesi arasında yer almaktadır. Türk Medeni Kanun , , ve maddelerinde vesayeti gerektiren haller ve şartları tek tek sayılmıştır. maddede ise kişinin kendi isteğiyle vesayet altına alınması düzenlenmiştir. Vesayet altına alınan herkese bir vasi tayin edilir. Vasi, vesayet altındaki küçüğün veya kısıtlının kişiliği ve malvarlığı ile ilgili bütün menfaatlerini korumak ve hukuki işlemlerde onu temsil etmekle yükümlüdür (MK m).
Türk Medeni Kanun’a göre vesayeti gerektiren haller; küçüklük ve kısıtlanmadır.
TMK’nın /1. maddesine göre; “Velayet altında bulunmayan her küçük vesayet altına alınır.” denmektedir. Ancak küçüğe anne veya babası vasi olarak atanmışsa, veli sıfatını alır. Kendisine vasi atanmış küçük ergin olduğu anda, küçük üzerindeki vesayet de kendiliğinden sona erer. Velayet altında bulunmayan 18 yaşından küçük her çocuk vesayet altına alınır. Görevlerini yaparlarken vesayeti gerektiren böyle bir hâlin varlığını öğrenen nüfus memurları, idarî makamlar, noterler ve mahkemeler, bu durumu hemen yetkili vesayet makamına bildirmek zorundadırlar.
Akıl hastalığı veya akıl zayıflığı nedeniyle vesayet
TMK’nın /1. maddesine göre; “Akıl hastalığı veya akıl zayıflığı sebebiyle işlerini göremeyen veya korunması ve bakımı için kendisine sürekli yardım gereken ya da başkalarının güvenliğini tehlikeye sokan her ergin kısıtlanır.” denmektedir. Akıl hastalığı veya akıl zayıflığı nedenleriyle kısıtlamaya karar verilebilmesi için akıl hastalığı veya akıl zayıflığının resmi sağlık kurulu raporu kanıtlanmış olması koşuldur. Hâkim, kısıtlamaya ilişkin karar vermeden önce, kurul raporunu gözönünde tutarak kısıtlanması istenilen kişiyi dinleyebilir.
Akıl hastalığı veya akıl zayıflığı sebebiyle işlerini göremeyen veya korunması ve bakımı için kendisine sürekli yardım gereken ya da başkalarının güvenliğini tehlikeye sokan her ergin kısıtlanır. Görevlerini yaparlarken vesayet altına alınmayı gerekli kılan bir durumun varlığını öğrenen idarî makamlar, noterler ve mahkemeler, bu durumu hemen yetkili vesayet makamına bildirmek zorundadırlar.
Savurganlık, alkol veya uyuşturucu madde bağımlılığı, kötü yaşama tarzı, kötü yönetim nedeniyle vesayet
Türk Medeni Kanunu maddesine göre savurganlığı, alkol veya uyuşturucu madde bağımlılığı, kötü yaşam tarzı veya malvarlığını kötü yönetmesi sebebiyle kendisini veya ailesini darlık veya yoksulluğa düşürme tehlikesine yol açan ve bu yüzden devamlı korunmaya ve bakıma muhtaç olan ya da başkalarının güvenliğini tehdit eden her ergin kısıtlanır.
Savurganlığı, alkol veya uyuşturucu madde bağımlılığı, kötü yaşama tarzı veya malvarlığını kötü yönetmesi sebebiyle kendisini veya ailesini darlık veya yoksulluğa düşürme tehlikesine yol açan ve bu yüzden devamlı korunmaya ve bakıma muhtaç olan ya da başkalarının güvenliğini tehdit eden her ergin kısıtlanacaktır. Savurganlığı, alkol veya uyuşturucu Madde bağımlılığı, kötü yaşama tarzı veya malvarlığını kötü yönetmesi sebebiyle kısıtlanmış olan kişinin vesayetin kaldırılmasını isteyebilmesi, en az bir yıldan beri vesayet altına alınmasını gerektiren sebeple ilgili olarak bir şikâyete meydan vermemiş olmasına bağlıdır.
Hürriyeti bağlayıcı ceza nedeniyle vesayet
Bir yıl veya daha uzun süreli özgürlüğü bağlayıcı bir cezaya mahkum olan her ergin kısıtlanır. Özgürlüğü bağlayıcı cezaya mahkumiyet sebebiyle kısıtlı bulunan kişi üzerindeki vesayet, hapis halinin sonra ermesiyle kendiliğinden ortadan kalkar. Cezayı yerine getirmekle görevli makam, böyle bir hükümlünün cezasını çekmeye başladığını, kendisine vasi atanmak üzere hemen yetkili vesayet makamına bildirmekle yükümlüdür.
Kişinin kendi isteği üzerine vesayet altına alınması
İstek üzerine de vasi ataması yapılabilir. Yaşlılığı, engelliliği, deneyimsizliği veya ağır hastalığı sebebiyle işlerini gerektiği gibi yönetemediğini ispat eden her ergin kısıtlanmasını isteyebilir.
TMK’nın /1. maddesine göre savurganlık, alkol ve uyuşturucu madde bağımlılığı, kötü yaşama tarzı ve kötü yönetimi veya isteği bağlı kısıtlama hallerinde, kısıtlanması söz konusu olan kişinin dinlenmesi zorunludur.
İkinci fıkrasına göre ise, bir kişinin akıl hastalığı ve akıl zayıflığı sebepleriyle kısıtlanması için, resmi sağlık kurulu raporu alınmış olmalıdır. Hâkim, bu sebeplerle kısıtlama kararı vermeden önce, kısıtlanması istenen kişiyi dinleyebilir. Bir kimse dinlenilmeden savurganlığı, alkol veya uyuşturucu madde bağımlılığı, kötü yaşama tarzı, kötü yönetimi veya isteği sebebiyle kısıtlanamaz. Akıl hastalığı veya akıl zayıflığı sebebiyle kısıtlamaya ancak resmî sağlık kurulu raporu üzerine karar verilir. Hâkim, karar vermeden önce, kurul raporunu göz önünde tutarak kısıtlanması istenen kişiyi dinleyebilir.
TMK’nın maddesinin birinci fıkrasına göre, kısıtlama kararı kesinleşince, kısıtlının hem nüfusa kayıtlı olduğu yerde, hem de yerleşim yerinde hemen ilan edilir. Kısıtlama kararı kesinleşince hemen kısıtlının yerleşim yeri ile nüfusa kayıtlı olduğu yerde ilan olunur. Kısıtlama, iyiniyetli üçüncü kişileri ilandan önce etkilemez. Ayırt etme gücüne sahip olmamanın sonuçlarına ilişkin hükümler saklıdır.
Vesayet işlerinde yetkili mahkeme, küçüğün veya kısıtlının yerleşim yerindeki mahkemedir. Görevli mahkeme ise Sulh Hukuk Mahkemesi(vesayet makamı) olarak düzenlenmiştir. Vesayete ilişkin davalar, basit yargılama usulüne tabi olup hasımsız olarak açılmaktadır. Basit yargılama usulüne tabi olduğundan adli tatil boyunca süreler işleyecektir.
Vasi tayin edilmesi ancak mahkeme kararı ile mümkündür. Yer bakımından yetkili ve görevli mahkeme tarafından küçük veya kısıtlılara vasi ataması yapılacaktır; noterden vasi tayin edilmesi mümkün değildir.
Vesayet makamının izni olmadıkça vesayet altındaki kişi yerleşim yerini değiştiremez. Yerleşim yerinin değişmesi hâlinde yetki, yeni vesayet dairelerine geçer. Bu takdirde kısıtlama yeni yerleşim yerinde ilan olunur. Cezaevinde bulunan hükümlü kişinin ikametgah adresi ise cezaevidir. Vesayete ilişkin davalarda yetkili mahkemenin belirlenmesinde, hükümlünün mahkumiyetten önceki son adresi dikkate alınır. Cezaevinde bulunan hükümlünün mahkumiyetten önceki son adresi, mahkeme kararı ile de olsa sonradan değiştirilemez.
Vesayet organları, vesayet daireleri (Sulh Hukuk ve Asliye Hukuk Mahkemesi) ile vasi ve kayyımlardır (TMK m. ). Vasi ile kayyım atanmasının aynı anlama geldiği düşünülmekte ise de her iki kavram birbirinden farklıdır. Vasi, vesayet altına alınan küçük ya da kısıtlının malvarlığına dair bütün menfaatlerini korumakla yükümlüdür. Buna karşılık kayyım, yalnızca belirli işleri görmek veya malvarlığı yönetmekle yükümlüdür.
Kamu vesayeti, vesayet makamı ve denetim makamından oluşan vesayet daireleri tarafından yürütülür. Vesayet makamı, sulh hukuk mahkemesi; denetim makamı ise, asliye hukuk mahkemesidir (TMK m. ).
Vasi olacak kimsenin TMK m. /I uyarınca; ergin ve vesayet işlerini görmeye ehil olması gerekir. Bununla birlikte vasi olacak kimsede, vesayete engel sebeplerden birinin bulunmaması gerekir. Vasi atanacak kişinin, kısıtlanacak olan kimsenin mallarını idare edecek, onun bakım ve korunmasını sağlayabilecek güç ve yetenekte olması gerekir. Vasi olacak kişi aynı zamanda TMK m. ’de sayılan olumsuz sebepleri de taşımamalıdır. Maddeye göre; “kısıtlılar, kamu hizmetinden yasaklılar veya haysiyetsiz hayat sürenler, menfaati kendisine vasi atanacak kişinin menfaati ile önemli ölçüde çatışanlar veya onunla aralarında düşmanlık bulunanlar, ilgili vesayet daireleri ve yargıçları’’ vasi olarak atanamazlar.
Hakim gerekli gördüğü hallerde birden fazla vasi atayabilir. Birlikte vasilerden birinin ihmali ile vesayet altındaki kimse zarar görürse diğerleri de müteselsilen sorumlu olur. Hakim haklı sebepler engellemedikçe vesayet altına alınacak kişinin öncelikle eşini veya yakın hısımlarından birini vasi olarak tayin eder. Yerleşim yerinin yakınlığı ve kişisel ilişkiler vasi tayininde göz önünde tutulur. Yine haklı sebepler engel olmadıkça vasiliğe, vesayet altına alınacak kişinin ya da ana babasının gösterdiği kimse atanır. Vesayet altına alınan kimsenin yerleşim yerinde oturanlardan vasiliğe atananlar, vasilik görevini kabul etmeye mecburdur.
TMK m’de ise vasilikten kaçınma sebepleri belirtilmiştir. Esasen vasi adayının ileri sürdüğü, vasiliğe yeterli ya da yetenekli olmadığı veya görevi sebebiyle çok meşgul olduğu gibi mazeretleri hâkim yerinde görmezse o kişiyi vasi tayin eder. Fakat TMK m. ’de belirtilen 60 yaşını doldurmuş olmak, bedensel özür ya da sürekli hastalık sebebiyle bu görevi güçlükle yapabilecek olmak, dörtten çok çocuğun velisi olmak, üzerinde başka bir vasilik görevi olmak gibi sebepler ile vasilikten kaçınılabilir. Bu halde hâkimin takdir yetkisi yoktur.
Yine aynı madde, Cumhurbaşkanı, TBMM ve Bakanlar Kurulu üyeleri, Hakimlik ve Savcılık mesleği mensuplarının vasilik görevini kabul etmeyebilecekleri belirtilmiştir. Vasi tayini davasını yürüten ilgili daireler ve makamlar vesayet halinin gerekli olması halinde hiç vakit kaybetmeden bu işlemin yapılması konusunda yükümlü olmaktadırlar. Vasilik görevini üstlenmesi istenen veya bu görevin verileceği kişiye vasi tayini yapıldığına dair bir tebliğin yapılması gerekir. Karar, bu görevi üstlenecek kişinin ikametgahının bulunduğu yerdeki ilgili makamlarca açıklanır.
Vasi olarak atanmış ve sorumluluğu üstlenmiş olan kişi tebliğin kendisine ulaşmasından başlayarak on günlük bir süre boyunca kendisinde bu duruma itiraz etme hakkını tutabilir. Kanuna aykırı olması sebebi ile vasi duruma itiraz ettiği ve mahkeme tarafından bu konuda olumlu karar çıktığı takdirde yeni bir vasinin atanmasının gerçekleşmesi gerekmektedir. Yeni bir vasinin atanması için arada geçen süre boyunca daha önce vasiliği konusunda mahkemenin olumlu karar verdiği kişi bu karara rağmen vasilik görevini yerine getirmek zorundadır. Ancak yeni vasinin belirlenmesi sürecinin tamamlanması ile kişi vasilik görevlerini bırakabilmektedir.
Aşağıdaki hallerde vesayet makamı olan Sulh Hukuk Mahkemesinin izni gereklidir:
Aşağıdaki hallerde vesayet makamının izninden sonra denetim makamı olan Asliye Hukuk Mahkemesinin da izni gereklidir:
Vesayet makamı, vasinin belli dönemlerde vereceği rapor ve hesapları inceler; gerekli gördüğü hâllerde bunların tamamlanması veya düzeltilmesini ister.
Vesayet makamı, rapor ve hesapları kabul veya reddeder; gerektiğinde vesayet altındaki kişinin menfaatini korumak için uygun önlemleri alır.
Ayırt etme gücüne sahip olan vesayet altındaki kişi ve her ilgili, vasinin eylem ve işlemlerine karşı vesayet makamına şikayette bulunabilir. Vesayet makamının kararlarına karşı tebliğ gününden başlayarak on gün içinde denetim makamına itiraz edilebilir.
Kanunen gerektiği hâlde vasinin yetkili vesayet dairelerinin iznini almadan yapmış olduğu işlemler, vesayet altındaki kişinin vasinin izni olmaksızın yaptığı işlem hükmündedir.
Ayırt etme gücüne sahip olan vesayet altındaki kişi, vasinin açık veya örtülü izni veya sonraki onamasıyla yükümlülük altına girebilir veya bir haktan vazgeçebilir. Yapılan işlem diğer tarafın belirlediği veya başvurusu üzerine hâkimin belirleyeceği uygun bir süre içinde onanmazsa, diğer taraf bununla bağlı olmaktan kurtulur. Vasinin onamadığı işlemlerde taraflardan her biri verdiğini geri isteyebilir. Ancak, vesayet altındaki kişi, sadece kendi menfaatine harcanan veya geri isteme zamanında malvarlığında mevcut olan zenginleşme tutarıyla ya da iyiniyetli olmaksızın elden çıkarmış olduğu miktarla sorumludur. Vesayet altındaki kişi, fiil ehliyetine sahip olduğu hususunda diğer tarafı yanıltmış ise, onun bu yüzden uğradığı zarardan sorumlu olur.
Vesayet altındaki kişinin vasi veya Devlete karşı alacakları imtiyazlı alacaktır.
Vesayet organları ve vesayet işleriyle görevlendirilmiş olan diğer kişiler, bu görevlerini yerine getirirlerken iyi bir yönetimin gerektirdiği özeni göstermekle yükümlüdürler.
Vasi, görevini yerine getirirken kusurlu davranışıyla vesayet altındaki kişiye verdiği zarardan sorumludur. Kayyım ve yasal danışmanlar hakkında da aynı hüküm uygulanır.
Devlet, vesayet dairelerinde görevli olanların hukuka aykırı olarak sebebiyet verdikleri zararlardan doğrudan doğruya sorumlu olduğu gibi; vasi, kayyım ve yasal danışmanlara tazmin ettirilemeyen zararlardan da sorumludur.
Zararı tazmin eden Devlet, zararın meydana gelmesinde kusurlu olanlara rücu eder. Zararın doğmasına kusurları ile sebep olanlar, rücu hakkını kullanan Devlete karşı müteselsilen sorumludurlar.
Devletin vesayet dairelerinde görevli kişilere karşı rücu davasına bakmaya, vesayet dairelerinin bulunduğu yere en yakın asliye mahkemesi yetkilidir. Vesayetle ilgili tazminat ve diğer rücu davaları vesayet dairelerinin bulunduğu yer asliye mahkemesinde görülür.
Küçük üzerindeki vesayet, onun ergin olmasıyla kendiliğinden sona erer.
Erginliğe mahkemece karar verilmiş ise, mahkeme aynı zamanda küçüğün hangi tarihte ergin olacağını tespit ve ilân eder.
Özgürlüğü bağlayıcı cezaya mahkûmiyet sebebiyle kısıtlı bulunan kişi üzerindeki vesayet, hapis halinin sona ermesiyle kendiliğinden ortadan kalkar.
Diğer kısıtlılar üzerindeki vesayet, yetkili vesayet makamının kararıyla sona erer. Vesayeti gerektiren sebebin ortadan kalkması üzerine vesayet makamı vesayetin sona ermesine karar verir.
Kısıtlı ve ilgililerden her biri, vesayetin kaldırılması isteminde bulunabilir. Kısıtlama ilan edilmişse, kaldırılması da ilan olunur. Fiil ehliyetinin yeniden kazanılması ise, ilanın yapılmasına bağlı değildir.
Akıl hastalığı veya akıl zayıflığı yüzünden kısıtlanmış olan kişi üzerindeki vesayetin kaldırılmasına, ancak kısıtlama sebebinin ortadan kalkmış olduğunun resmî sağlık kurulu raporu ile belirlenmesi hâlinde karar verilebilir.
Savurganlığı, alkol veya uyuşturucu madde bağımlılığı, kötü yaşama tarzı veya malvarlığını kötü yönetmesi sebebiyle kısıtlanmış olan kişinin vesayetin kaldırılmasını isteyebilmesi, en az bir yıldan beri vesayet altına alınmasını gerektiren sebeple ilgili olarak bir şikâyete meydan vermemiş olmasına bağlıdır.
Kendi isteğiyle kısıtlanmış olan kişi üzerindeki vesayetin kaldırılması, kısıtlamayı gerektiren sebebin ortadan kalkmasına bağlıdır.
Vasi konumunda bulunan kişinin fiil ehliyetini kaybetmesi veya yaşamının sonlanması sonucu fiziki olarak vasilik görevinin bitmesine sebep olan şartlar sağlanmış olur.
Vasilik görevi, uzatılmadığı takdirde, sürenin dolmasıyla sona erer.
Vasi, vasiliğe engel bir sebebin ortaya çıkması hâlinde görevinden çekilmek zorundadır.
Vasi, bir kaçınma sebebi ortaya çıktığı takdirde sürenin bitiminden önce görevinden alınmasını isteyebilir; ancak, önemli sebeplerin varlığı hâlinde görevine devam etmek zorundadır.
Görevi sona eren vasi, yenisi göreve başlayıncaya kadar zorunlu işleri yapmakla yükümlüdür.
Ayırt etme gücüne sahip olan vesayet altındaki kişi veya her ilgili, vasinin görevden alınmasını isteyebilir. Vasi atamada olduğu gibi vasinin görevden alınması görevi vesayet makamına aittir. Vasinin görevini yapmakta yetersizliği sebebiyle vesayet altındaki kişinin menfaatleri tehlikeye düşerse, vesayet makamı kusuru olmasa bile vasiyi görevden alabilir. Görevden alınmayı gerektiren sebebin varlığını başka bir yoldan öğrenen vesayet makamı, vasiyi re’sen görevden almakla yükümlüdür.
TMK’nın maddesine göre vasinin görevden alınma nedenleri;
Başvuru üzerine veya resen harekete geçen vesayet makamı TMK’nın maddesine göre görevden alma işleminden önce, gerekli araştırmayı yapmalı ve vasiyi dinlemelidir. Ancak yaptığı araştırmadan sonra ağır olmayan hallerde görevden almak yerine vasiye görevden alınacağı konusunda uyarıda bulunulur.
Gecikmesinde tehlike bulunan hallerde vasiye geçici olarak işten el çektirilip bir kayyım atanabileceği gibi; gerekirse muhtemel zararı göz önünde bulundurarak vasinin mallarına ihtiyati haciz koyabilir ve tutuklanması da istenebilir. Görevden almak ve uyarıda bulunmanın tanı sıra, vesayet altındaki kişinin korunması için gerekli diğer önlemler de alınmaktadır.
İlgililer, vesayet makamının kararlarına karşı, tebliğ gününden başlayarak on gün içinde denetim makamına itiraz edebilirler. Denetim makamı, gerektiğinde duruşma da yaparak bu itirazı kesin karara bağlar.
Görevi sona eren vasi, yönetimle ilgili son raporu ve kesin hesabı vesayet makamına vermekle yükümlü olduğu gibi; malvarlığını vesayet altındaki kişiye, mirasçılarına veya yeni vasiye teslim edilmek üzere hazır bulundurmak zorundadır. Son rapor ve kesin hesap belli zamanlarda verilen rapor ve hesaplar gibi vesayet makamı tarafından incelenir ve onaylanır.
Son rapor ve kesin hesap onaylandıktan ve malvarlığı vesayet altındaki kişiye, mirasçılarına veya yeni vasiye teslim edildikten sonra, vesayet makamı vasinin görevinin sona erdiğine karar verir. Vesayet makamı, son rapor ve kesin hesabın onaylanması veya reddi konusundaki kararı ile birlikte kesin hesabı vesayet altındaki kişiye, mirasçılarına veya yeni vasiye, tazminat davası açma hakları bulunduğunu da belirtmek suretiyle tebliğ eder. Bu tebliğde vasinin görevine son verildiği de belirtilir.
Vasi, TMK’nın /1. maddesine göre, görevini yerine getirirken, kusurlu davranışı ile yaptığı işlemlerden doğan zararlardan tek başına sorumlu olur. Bu kural, TMK’nın /2. maddesine göre, kayyım ve kanuni danışmanlar için de geçerlidir.
Sorumlu vasi ve kayyıma karşı açılacak tazminat davası kesin hesabın tebliğ edildiği tarihten başlayarak bir yıl geçmekle zamanaşımına uğrar. Tazmin ettirilemeyen zararlar için Devlete karşı açılacak tazminat davasının zamanaşımı süresi, zararın vasi, kayyım ve yasal danışmana tazmin ettirilemeyeceğinin anlaşılmasından başlayarak bir yıldır. Vesayet dairelerinde görevli olanların sebebiyet verdikleri zararlardan dolayı Devlete karşı açılacak davaların zamanaşımı genel hükümlere tâbidir. Devletin rücu davası, rücu hakkının doğumunun üzerinden bir yıl geçmekle zamanaşımına uğrar.
Olağan zamanaşımı süresi işlemeye başlamadan önce zarar gören tarafından bilinmesi veya anlaşılması olanağı bulunmayan bir hesap yanlışlığına veya bir sorumluluk sebebine dayanan tazminat davası, hesap yanlışlığının veya sorumluluk sebebinin öğrenilmesinden başlayarak bir yıl içinde açılabilir. Vesayetten doğan tazminat davaları, her hâlde kesin hesabın tebliğinin üzerinden on yıl geçmekle zamanaşımına uğrar.
Yargıtay 2. HD Karar: /
Davacı, hükümlü olması nedeniyle vasisi aracılığıyla açtığı boşanma davasında eşinin de boşanma talebini kabul ettiğini beyan etmiş, davalı eş de cevap dilekçesi ve duruşmadaki beyanında boşanmayı kabul ettiğini bildirmiştir. Mahkemece, davacının hükümlü olması nedeniyle anlaşmalı boşanmanın mümkün olmadığı belirtilerek davaya çekişmeli olarak devam edilerek davanın reddine karar verilmiştir. Davacı almış olduğu kesinleşmiş hapis cezası nedeniyle kısıtlanmıştır. O halde sınırlı ehliyetsiz olan davacı, kişiye sıkı sıkıya bağlı haklarını yasal temsilcisinin rızası olmadan kullanabilir (TMK.m). Davacının talebi Türk Medeni Kanununun /3 maddesinde düzenlenen “anlaşmalı boşanmaya” yöneliktir. Mahkemece, davacı bulunduğu cezaevinden getirtilerek, davalı da davet edildikten sonra beyanlarının alınması ve şartları oluştuğu takdirde “anlaşmalı olarak” boşanmalarına karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Yargıtay 2. HD Karar: /
Davacı tarafından aile mahkemesinde evlenmenin iptali davası açılmıştır. Davacı erkek, davalıyla yapmış olduğu evliliğini davalının akıl hastalığına dayalı mutlak butlan sebebini ileri sürerek evlenmenin iptalini istemiştir. Mahkeme davalı kadın hakkında rapor düzenlenmesini istemiş ve Adli Tıp Kurumu 4. İhtisas Kurulu tarafından verilen raporda, davalı kadın olayları kavrayıp sağlıklı sonuca varabilme yeteneğini ortadan kaldıracak derecede psikotik bozukluk denilen hastalık olduğu saptanmıştır. Davalı kadının bu hastalığının geçici olmadığı, sürekli olduğu ve belirtilerinin devam etmesi ile ayırt etme gücünü kazanmadığı belirtilmiştir. Mahkeme, ilgili raporu gerekçe göstererek kurmuş olduğu davanın kabulüne karşılık davalı kadın tarafından temyiz başvurusunda bulunmuştur.
Yargıtay, dosya incelemesinde dava şartının dava ehliyetine sahip olması konusunun kamu düzeniyle ilgili olduğunu belirtmiştir. Bu nedenle mahkeme tarafından davalı kadın hakkında sulh hukuk mahkemesine ihbarda bulunarak davalı için vasi tayini atanmasını sağlayarak ihbarda bulunulması vasi atanmasının sağlanması, vasiye yöneltilmesi ve tüm deliller ile birlikte karar verilmesi gerekmektedir. Davalının taraf teşkili sağlanmadan, savunma hakkı kısıtlanmış olduğundan kanuna aykırı kurulan hüküm karşısında bozma kararı verilmiştir.
Yargıtay 2. HD Karar: /
Mahkeme tarafından davalı K. davacı kadına vasi atanmasının gerekip gerekmediği konusunda ilgili üniversiteye sevk etmiş ve kadının akıl zayıflığı bulunduğu, iyileşmenin de mümkün olmaması nedeniyle vasi atanması gerektiğini belirtmiştir. Ancak … Sulh Hukuk Mahkemesinin vesayet dosyasında, davalı kadının duygu durum bozukluğu olduğuna dair tanı konularak vasi tayini atanmasına ihtiyaç olmadığını belirtmiştir. Taraflar arasında aile mahkemesinde boşanma davası görülmüş, mahkemenin kurmuş olduğu hükme karşılık temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
Yargıtay, dosya incelemesinde her iki raporun çelişkili olduğunu, çelişkinin giderilmesi adına mahkeme tarafından Adli Tıp Kurumuna davalı kadının tekrardan sevk edilmesi gerektiğini belirtmiştir. Tüm bu nedenlerle mahkeme tarafından kurulan hüküm kanuna aykırı olduğundan bozma yönünde karar verilmiştir.
Yargıtay 2. HD Karar: /
Aile mahkemesi sıfatıyla görülen boşanma davasında karar verilmiş, hüküm davalı erkek tarafından temyiz edilmiştir. Yargıtay tarafından gerçekleştirilen dosya incelemesinde davalının ağır ceza mahkemesinde uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçundan 8 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiğini tespit etmiştir. İlgili karar kesinleşmiş olduğundan cezaevinde hükümlü olduğu anlaşılmıştır. Türk Medeni Kanunu’nun maddesine göre 1 yıl veya uzun süreli özgürlüğü bağlayıcı cezaya mahkum olan erginin kısıtlanır hükmünü haiz olduğundan davalıyı temsil etmek üzere vasi atanması için vesayet makamına ihbarda bulunulması gerektiği belirtilmiştir. Mahkemenin usule aykırı olması nedeniyle bozma yönünde karar verilmiştir.
Yargıtay 2. HD Karar: /
Çocuğun babaannesi, annesinin çocuğu uzun zaman önce bıraktığını ve bu nedenle başka bir ailenin yanında büyüdüğünü ve annesine alışkın olmadığını belirterek çocuğun velayet hakkının kaldırılmasına, kendisinin vasi olarak atanmasını talep etmiştir. Mahkeme tarafından çocuğun velayetine ilişkin davalı anneden kaldırılması yönünde karar verilmiştir.
Yargıtay, velayetin kamu düzenine ilişkin olduğunu ve re’sen araştırma ilkesinin geçerli olduğunu belirtmiştir. Çocuk Haklarının Kullanılmasına İlişkin Avrupa Sözleşmesinin 4. maddesine göre çocuklarla velayet sorumluluğuna sahip kişiler arasında çıkar çatışmasının olması halinde adli merci önünde kendisini ilgilendiren davalarda temsilci atanmasını ön sorun olarak görmektedir. Ayrıca Türk Medeni Kanunu’nun maddesinin ikinci fıkrasında, çocukları davada temsil etmek üzere kayyım atanması için vesayet makamına ihbarda bulunulması, kayyımın duruşmaya çağrılması ve tüm delillerle değerlendirilmesi gerektiği belirtilmiştir. Mahkeme eksik hasım ve eksik inceleme ile hüküm kurmuş olduğundan bozma yönünde karar verilmiştir.
Yargıtay 2. HD Karar: /
…Davacılardan , doğumlu olup tarihinde ergin olacaktır. ’ın annesi ve babasının boşanmasından sonra velayetinin mirasbırakanı annesi ’ye verilmiş olduğu nüfus kaydından anlaşılmaktadır. Boşanma kararıyla velayet kendisine verilen tarafın ölümü halinde velayet, sağ kalan ebeveyne kendiliğinden geçmez. Velayet sahibi anne öldüğüne göre çocuk yasal temsilciden yoksun haldedir. Bu durumda, davada çocuğu temsil etmek, hak ve menfaatlerini korumak için çocuğa temsilci atanması gereklidir. (Çocuk Haklarının Korunmasına Dair Avrupa Sözleşmesi m. 4/1). O halde, çocuğun haklarının gözetilip korunması ve temsili için Türk Medeni Kanununun maddesi gereğince kayyım tayini için ihbarda bulunup, atanan kayyımın davaya dahil edilmesi, gösterdiği takdirde delilleri toplanıp, tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucu uyarınca bir karar verilmesi gerekir, eksik hasım ile karar verilmesi doğru görülmemiştir. Ancak ’ın tarihinde ergin olacağı dikkate alınarak bu tarihten sonra, davacı ’ın kendi katılımı ve davaya muvafakati olup olmadığı araştırılmalı, göstermesi halinde delilleri toplanmalı ve sonucuna göre karar verilmelidir.
Öte yandan, . Sulh Hukuk Mahkemesinin / Esas, / Karar ve tarihli kararı ile, davacılardan ’ın 1 yıldan fazla hürriyeti bağlayıcı cezaya mahkum olması nedeni ile Türk Medeni Kanunu madde gereğince tarihinde kısıtlandığı ve kendisine kardeşi diğer davacı ’ın vasi olarak atandığı anlaşılmıştır. TMKnın /2 maddesine göre bir işte yasal temsilcinin menfaati ile küçüğün veya kısıtlının menfaati çatışırsa vesayet makamının ilgilisinin isteği üzerine veya resen temsil kayyımı ataması gerekmektedir. Mahkemece, mirasın reddinde davacı ’ın hukuki yararı ile kısıtlı ’ın hukuki yararı çatıştığından, kısıtlıya kayyım tayin ettirilmesi, husumetin kayyıma yöneltilmesi, kayyım gösterdiği takdirde delillerin toplanması gerekirken kısıtlı ’a kayyım tayin ettirilmeden karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuştur.
Eksiklikler giderilmeden karar verilmiş olması nedeni ile hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
NÖBETÇİ SULH HUKUK MAHKEMESİ’NE
Davacı : Ad Soyad (TCKN: ……) Adres
Vekili : Av. Umur YILDIRIM
Davalı :Hasımsız
Konu : Vasi Atanması İstemi.
Kendisine Vasi Tayini İstenilen: Ad Soyad (TCKN: …) Adres
AÇIKLAMALAR :
Davacı müvekkil geçirdiği trafik kazası sonucu felç geçirmiş ve yatağa bağımlı hale gelmiştir. Bu nedenle adına kayıtlı taşınmazların kiralanması işlemleri ile ilgilenememekte, kira paralarının yatırılıp yatırılmadığını takip edememekte, büyük sıkıntılar yaşamaktadır. Kendisine eşi …. bakmakta olup, işleriyle eşi ilgilenmekte ancak davacının imzasının gerekli olması halinde davacının bu haliyle taşınması gerekmektedir.
Bilindiği üzere TMK’nın maddesine göre, “Yaşlılığı, sakatlığı, deneyimsizliği veya ağır hastalığı sebebiyle işlerini gerektiği gibi yönetemediğini ispat eden her ergin kısıtlanmasını isteyebilir.”
Açıklanan nedenlerle davacının kısıtlanması ve kendisine eşinin vasi atanması istemli bu davanın açılması zorunlu hale gelmiştir.
(Kendisine vasi tayini istenilen kişinin Engelli, Alzheimer Hastası, Zihinsel Engelli, Hükümlü olması yahut kendisine vasi tayin edilmesi gereken diğer hususlardan birinin varlığı halinde AÇIKLAMALAR kısmında bu sebep ayrıntılı olarak izah edilmelidir.)
HUKUKİ SEBEPLER : TMK ve diğer ilgili sair mevzuat.
HUKUKİ DELİLLER : Nüfus Kaydı, Sağlık Kurulu Raporu, Tanık ve Her türlü yasal delil.
SONUÇ ve İSTEM:
Yukarıda kısaca açıklanan nedenlerle; davacının TMK’nın maddesi gereği kısıtlanmasına ve davacıya eşi …. TC kimlik nolu …’nın vasi olarak atanmasına karar verilmesini arz ve talep ederim. ../../
Davacı Vekili
Av. Umur YILDIRIM
İmza
Ekler:
Vesayet davası açmak için Kadim Hukuk ve Danışmanlık ile iletişime geçebilirsiniz.
Vesayet, bazı ergin kişilerin veya velayet altında bulunmayan küçüklerin kişisel ve maddi menfaatlerini korumak amacıyla sayılı Medeni Kanun ile düzenlenmiş bir hukuk kurumudur. Vesayet altına alınma, kanuni bir zorunluluktan kaynaklanabileceği gibi kişinin kendisi de bazı durumlarda vesayet altına alınmasını mahkemeden talep edebilir.
Vesayet altına alınan herkese bir vasi tayin edilir. Vasi, vesayet altındaki küçüğün veya kısıtlının kişiliği ve malvarlığı ile ilgili bütün menfaatlerini korumak ve hukuki işlemlerde onu temsil etmekle yükümlüdür (MK m).
Medeni Kanun , , ve maddelerinde vesayeti gerektiren haller ve şartları tek tek sayılmış, maddede ise kişinin kendi isteğiyle vesayet altına alınması isteğe bağlı kısıtlama düzenlenmiştir.
Medeni Kanun’a göre vesayeti gerektiren haller şunlardır:
Velâyet altında bulunmayan 18 yaşından küçük her çocuk vesayet altına alınır.
Görevlerini yaparlarken vesayeti gerektiren böyle bir hâlin varlığını öğrenen nüfus memurları, idarî makamlar, noterler ve mahkemeler, bu durumu hemen yetkili vesayet makamına bildirmek zorundadırlar.
I. Akıl hastalığı veya akıl zayıflığı nedeniyle vesayet
Akıl hastalığı veya akıl zayıflığı sebebiyle işlerini göremeyen veya korunması ve bakımı için kendisine sürekli yardım gereken ya da başkalarının güvenliğini tehlikeye sokan her ergin kısıtlanır.
Görevlerini yaparlarken vesayet altına alınmayı gerekli kılan bir durumun varlığını öğrenen idarî makamlar, noterler ve mahkemeler, bu durumu hemen yetkili vesayet makamına bildirmek zorundadırlar.
II. Savurganlık, alkol veya uyuşturucu madde bağımlılığı, kötü yaşama tarzı, kötü yönetim
Savurganlığı, alkol veya uyuşturucu madde bağımlılığı, kötü yaşama tarzı veya malvarlığını kötü yönetmesi sebebiyle kendisini veya ailesini darlık veya yoksulluğa düşürme tehlikesine yol açan ve bu yüzden devamlı korunmaya ve bakıma muhtaç olan ya da başkalarının güvenliğini tehdit eden her ergin kısıtlanır.
Bir yıl veya daha uzun süreli özgürlüğü bağlayıcı bir cezaya mahkûm olan her ergin kısıtlanır.
Cezayı yerine getirmekle görevli makam, böyle bir hükümlünün cezasını çekmeye başladığını, kendisine vasi atanmak üzere hemen yetkili vesayet makamına bildirmekle yükümlüdür.
Yaşlılığı, sakatlığı, deneyimsizliği veya ağır hastalığı sebebiyle işlerini gerektiği gibi yönetemediğini ispat eden her ergin kısıtlanmasını isteyebilir.
I. İlgilinin dinlenilmesi ve bilirkişi raporu
Bir kimse dinlenilmeden savurganlığı, alkol veya uyuşturucu madde bağımlılığı, kötü yaşama tarzı, kötü yönetimi veya isteği sebebiyle kısıtlanamaz.
Akıl hastalığı veya akıl zayıflığı sebebiyle kısıtlamaya ancak resmî sağlık kurulu raporu üzerine karar verilir. Hâkim, karar vermeden önce, kurul raporunu göz önünde tutarak kısıtlanması istenen kişiyi dinleyebilir.
II. İlân
Kısıtlama kararı, kesinleşince hemen kısıtlının yerleşim yeri ile nüfusa kayıtlı olduğu yerde ilân olunur.
Kısıtlama, iyiniyetli üçüncü kişileri ilândan önce etkilemez.
Ayırt etme gücüne sahip olmamanın sonuçlarına ilişkin hükümler saklıdır.
Vesayet davasına bakmaya yetkili mahkeme, küçüğün veya kısıtlının yerleşim yerindeki mahkemedir.
Görevli mahkeme, Sulh Hukuk Mahkemesi olarak düzenlenmiştir.
Vesayet makamının izni olmadıkça vesayet altındaki kişi yerleşim yerini değiştiremez. Yerleşim yerinin değişmesi hâlinde yetki, yeni vesayet dairelerine geçer. Bu takdirde kısıtlama yeni yerleşim yerinde ilân olunur.
Özellikle belirtelim ki; cezaevinde bulunan hükümlü kişinin ikametgah adresi cezaevidir. Vesayet davasında yetkili mahkemenin belirlenmesinde, hükümlünün mahkumiyetten önceki son adresi dikkate alınır. Cezaevinde bulunan hükümlünün mahkumiyetten önceki son adresi, mahkeme kararı ile de olsa sonradan değiştirilemez.
Vesayet kararı verilmekle kısıtlının yerleşim yeri artık karar veren vesayet makamının bulunduğu yer olur. (seafoodplus.info) Vesayet makamının izni olmadıkça vesayet altındaki kişi yerleşim yerini değiştiremez. (TMK. md/1) Kısıtlının yerleşim yerinin değiştirildiğine ilişkin vesayet makamının herhangi bir izni bulunmamaktadır. Böyle bir izin alınmaksızın kısıtlının vesayet makamının bağlı bulunduğu yer dışına gitmiş olması veya başka bir yerde oturuyor olması o yeri yetkili kılmaz. Bu durumda uyuşmazlığın vesayet makamı olan … Sulh Hukuk Mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir (Y(K)17HD-K/).
Vesayet organları, vesayet daireleri (Sulh Hukuk ve Asliye Hukuk Mahkemesi) ile vasi ve kayyımlardır (MK m).
Kamu vesayeti, vesayet makamı ve denetim makamından oluşan vesayet daireleri tarafından yürütülür. Vesayet makamı, sulh hukuk mahkemesi; denetim makamı, asliye hukuk mahkemesidir (MK).
Ayırt etme gücüne sahip olan vesayet altındaki kişi ve her ilgili, vasinin eylem ve işlemlerine karşı vesayet makamına şikâyette bulunabilir.
Vesayet makamının kararlarına karşı tebliğ gününden başlayarak on gün içinde denetim makamına itiraz edilebilir.
Aşağıdaki hâllerde vesayet makamı olan Sulh Hukuk Mahkemesinin izni gereklidir:
Taşınmazların alımı, satımı, rehnedilmesi ve bunlar üzerinde başka bir aynî hak kurulması,
Olağan yönetim ve işletme ihtiyaçları dışında kalan taşınır veya diğer hak ve değerlerin alımı, satımı, devri ve rehnedilmesi,
Olağan yönetim sınırlarını aşan yapı işleri,
Ödünç verme ve alma,
Kambiyo taahhüdü altına girme,
Bir yıl veya daha uzun süreli ürün ve üç yıl veya daha uzun süreli taşınmaz kirası sözleşmeleri yapılması,
Vesayet altındaki kişinin bir sanat veya meslekle uğraşması,
Acele hâllerde vasinin geçici önlemler alma yetkisi saklı kalmak üzere, dava açma, sulh olma, tahkim ve konkordato yapılması,
Mal rejimi sözleşmeleri, mirasın paylaştırılması ve miras payının devri sözleşmeleri yapılması,
Borç ödemeden aciz beyanı,
Vesayet altındaki kişi hakkında hayat sigortası yapılması,
Çıraklık sözleşmesi yapılması,
Vesayet altındaki kişinin bir eğitim, bakım veya sağlık kurumuna yerleştirilmesi,
Vesayet altındaki kişinin yerleşim yerinin değiştirilmesi .
Aşağıdaki hâllerde vesayet makamının izninden sonra denetim makamı olan Asliye Hukuk Mahkemesinin da izni gereklidir:
Vesayet altındaki kişinin evlât edinmesi veya evlât edinilmesi,
Vesayet altındaki kişinin vatandaşlığa girmesi veya çıkması,
Bir işletmenin devralınması veya tasfiyesi, kişisel sorumluluğu gerektiren bir ortaklığa girilmesi veya önemli bir sermaye ile bir şirkete ortak olunması,
Ömür boyu aylık veya gelir bağlama veya ölünceye kadar bakma sözleşmeleri yapılması,
Mirasın kabulü, reddi veya miras sözleşmesi yapılması,
Küçüğün ergin kılınması,
Vesayet altındaki kişi ile vasi arasında sözleşme yapılması .
Vesayet makamı, vasinin belli dönemlerde vereceği rapor ve hesapları inceler; gerekli gördüğü hâllerde bunların tamamlanması veya düzeltilmesini ister.
Vesayet makamı, rapor ve hesapları kabul veya reddeder; gerektiğinde vesayet altındaki kişinin menfaatini korumak için uygun önlemleri alır .
Kanunen gerektiği hâlde vasinin yetkili vesayet dairelerinin iznini almadan yapmış olduğu işlemler, vesayet altındaki kişinin vasinin izni olmaksızın yaptığı işlem hükmündedir.
Vesayet daireleri olan Sulh Hukuk Mahkemesi ile Asliye Hukuk Mahkemesinin izni alınmadan yapılan işlemler, bu daireler tarafından daha sonra onaylanırsa hukuki geçerlilik kazanır.
Vesayet organları ve vesayet işleriyle görevlendirilmiş olan diğer kişiler, bu görevlerini yerine getirirlerken iyi bir yönetimin gerektirdiği özeni göstermekle yükümlüdürler.
Vasi, görevini yerine getirirken kusurlu davranışıyla vesayet altındaki kişiye verdiği zarardan sorumludur. Kayyım ve yasal danışmanlar hakkında da aynı hüküm uygulanır .
Davacıların davalı vasinin görevini gereği gibi yapmadığı, kısıtlıya ait taşınmazları kendi üzerine aldığından bahisle tazminat istedikleri, mahkemece davalının kısıtlıya vasi atanmadan önceki döneme ait işlemler nedeniyle vasinin sorumlu olduğu gerekçesiyle tazminata karar verildiği anlaşılmaktadır. Dava, vasinin görevini yerine getirirken kusurlu davranışıyla vesayet altındaki kişiye verdiği zarar nedeniyle tazminat istemine ilişkindir. Somut olayda davalı vasinin, vasilik yaptığı dönem içerisinde kısıtlının zararına bir eylemi (yahut eylemsizliği) nedeniyle bir zararın doğması söz konusu olmadığı gibi vasi atanmadan önceki döneme ilişkin olarak zarar oluştuğundan bahisle tazminata hükmetmekte mümkün değildir. Türk Medeni Kanununun ve devam eden maddelerinde yer alan vasinin sorumluluğu koşulları oluşmadığından mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken yerinde olmayan gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir (Y18HD-K/7).
Devlet, vesayet dairelerinde görevli olanların hukuka aykırı olarak sebebiyet verdikleri zararlardan doğrudan doğruya sorumlu olduğu gibi; vasi, kayyım ve yasal danışmanlara tazmin ettirilemeyen zararlardan da sorumludur.
Zararı tazmin eden Devlet, zararın meydana gelmesinde kusurlu olanlara rücu eder.
Zararın doğmasına kusurları ile sebep olanlar, rücu hakkını kullanan Devlete karşı müteselsilen sorumludurlar.
Küçük üzerindeki vesayet , onun ergin olmasıyla kendiliğinden sona erer.
Erginliğe mahkemece karar verilmiş ise, mahkeme aynı zamanda küçüğün hangi tarihte ergin olacağını tespit ve ilân eder.
Özgürlüğü bağlayıcı cezaya mahkûmiyet sebebiyle kısıtlı bulunan kişi üzerindeki vesayet , hapis hâlinin sona ermesiyle kendiliğinden ortadan kalkar.
Diğer kısıtlılar üzerindeki vesayet , yetkili vesayet makamının kararıyla sona erer .
Vesayeti gerektiren sebebin ortadan kalkması üzerine vesayet makamı vesayetin sona ermesine karar verir.
Kısıtlı ve ilgililerden her biri, vesayetin kaldırılması isteminde bulunabilir.
a. İlân
Kısıtlama ilân edilmişse, kaldırılması da ilân olunur.
Fiil ehliyetinin yeniden kazanılması, ilânın yapılmasına bağlı değildir.
b. Akıl hastalığı veya akıl zayıflığı nedeniyle kısıtlılığın kaldırılmasında usul
Akıl hastalığı veya akıl zayıflığı yüzünden kısıtlanmış olan kişi üzerindeki vesayetin kaldırılmasına, ancak kısıtlama sebebinin ortadan kalkmış olduğunun resmî sağlık kurulu raporu ile belirlenmesi hâlinde karar verilebilir.
c. Savurganlık, alkol veya uyuşturucu madde bağımlılığı, kötü yaşama tarzı, kötü yönetimde
Savurganlığı, alkol veya uyuşturucu madde bağımlılığı, kötü yaşama tarzı veya malvarlığını kötü yönetmesi sebebiyle kısıtlanmış olan kişinin vesayetin kaldırılmasını isteyebilmesi, en az bir yıldan beri vesayet altına alınmasını gerektiren sebeple ilgili olarak bir şikâyete meydan vermemiş olmasına bağlıdır.
d. İstek üzerine kısıtlamada
Kendi isteğiyle kısıtlanmış olan kişi üzerindeki vesayetin kaldırılması, kısıtlamayı gerektiren sebebin ortadan kalkmasına bağlıdır.
I. Sürenin dolması
Vasilik görevi, uzatılmadığı takdirde, sürenin dolmasıyla sona erer.
II. Engelin veya kaçınma sebebinin ortaya çıkması
Vasi, vasiliğe engel bir sebebin ortaya çıkması hâlinde görevinden çekilmek zorundadır.
Vasi, bir kaçınma sebebi ortaya çıktığı takdirde sürenin bitiminden önce görevinden alınmasını isteyebilir; ancak, önemli sebeplerin varlığı hâlinde görevine devam etmek zorundadır.
III. Göreve devam zorunluluğu
Görevi sona eren vasi, yenisi göreve başlayıncaya kadar zorunlu işleri yapmakla yükümlüdür.
I. Sebepleri
Vasi, görevini ağır surette savsaklar, yetkilerini kötüye kullanır veya güveni sarsıcı davranışlarda bulunur ya da borç ödemede acze düşerse, vesayet makamı tarafından görevden alınır.
Vasinin görevini yapmakta yetersizliği sebebiyle vesayet altındaki kişinin menfaatleri tehlikeye düşerse, vesayet makamı kusuru olmasa bile vasiyi görevden alabilir.
II. Usulü
a. İstek üzerine veya re’sen
Ayırt etme gücüne sahip olan vesayet altındaki kişi veya her ilgili, vasinin görevden alınmasını isteyebilir.
Görevden alınmayı gerektiren sebebin varlığını başka bir yoldan öğrenen vesayet makamı, vasiyi re’sen görevden almakla yükümlüdür.
b. Araştırma ve uyarı
Vesayet makamı, ancak gerekli araştırmayı yaptıktan ve vasiyi dinledikten sonra onu görevden alabilir.
Vesayet makamı, ağır olmayan hâllerde vasiye görevden alınacağı konusunda uyarıda bulunur.
c. Geçici önlemler
Gecikmesinde tehlike bulunan hâllerde vesayet makamı, vasiye geçici olarak işten el çektirip bir kayyım atayabileceği gibi; gerekirse muhtemel zararı göz önünde bulundurarak vasinin mallarına ihtiyati haciz koyabilir ve tutuklanmasını da isteyebilir.
d. Diğer önlemler
Vesayet makamı, görevden alma ve uyarıda bulunmanın yanı sıra, vesayet altındaki kişinin korunması için gerekli diğer önlemleri de almakla yükümlüdür.
e. İtiraz
İlgililer, vesayet makamının kararlarına karşı, tebliğ gününden başlayarak on gün içinde denetim makamına itiraz edebilirler. Denetim makamı, gerektiğinde duruşma da yaparak bu itirazı kesin karara bağlar.
Görevi sona eren vasi, yönetimle ilgili son raporu ve kesin hesabı vesayet makamına vermekle yükümlü olduğu gibi; malvarlığını vesayet altındaki kişiye, mirasçılarına veya yeni vasiye teslim edilmek üzere hazır bulundurmak zorundadır.
Son rapor ve kesin hesap belli zamanlarda verilen rapor ve hesaplar gibi vesayet makamı tarafından incelenir ve onaylanır.
Son rapor ve kesin hesap onaylandıktan ve malvarlığı vesayet altındaki kişiye, mirasçılarına veya yeni vasiye teslim edildikten sonra, vesayet makamı vasinin görevinin sona erdiğine karar verir.
Vesayet makamı, son rapor ve kesin hesabın onaylanması veya reddi konusundaki kararı ile birlikte kesin hesabı vesayet altındaki kişiye, mirasçılarına veya yeni vasiye, tazminat davası açma hakları bulunduğunu da belirtmek suretiyle tebliğ eder. Bu tebliğde vasinin görevine son verildiği de belirtilir.
Davacı, hükümlü olması nedeniyle vasisi aracılığıyla açtığı boşanma davasında eşinin de boşanma talebini kabul ettiğini beyan etmiş, davalı eş de cevap dilekçesi ve duruşmadaki beyanında boşanmayı kabul ettiğini bildirmiştir. Mahkemece, davacının hükümlü olması nedeniyle anlaşmalı boşanmanın mümkün olmadığı belirtilerek davaya çekişmeli olarak devam edilerek davanın reddine karar verilmiştir. Davacı almış olduğu kesinleşmiş hapis cezası nedeniyle kısıtlanmıştır. O halde sınırlı ehliyetsiz olan davacı, kişiye sıkı sıkıya bağlı haklarını yasal temsilcisinin rızası olmadan kullanabilir (TMK.m). Davacının talebi Türk Medeni Kanununun /3 maddesinde düzenlenen “anlaşmalı boşanmaya” yöneliktir. Mahkemece, davacı bulunduğu cezaevinden getirtilerek, davalı da davet edildikten sonra beyanlarının alınması ve şartları oluştuğu takdirde “anlaşmalı olarak” boşanmalarına karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir. (Yargıtay 2. HD - Karar: /).
Vasi, vesayeti altındaki kısıtlının malik olduğu aracın satışına izin verilmesini istemiş, talep mahkemece reddedilmiştir. Türk Medeni Kanunu’nun maddesinde, vesayet organlarının vesayet daireleri ile vasi ve kayyımlar, maddesinde de kamu vesayetinin vesayet makamı ve denetim makamından oluşan vesayet daireleri tarafından yürütüleceği, vesayet makamının sulh hukuk mahkemesi, denetim makamı ise asliye hukuk mahkemesi olduğu hükme bağlanmış olup; kanun koyucu kamu vesayetinde vesayet organı vasiler ile vesayet daireleri sulh ve asliye mahkemesi arasında maddede bir hiyerarşi kurarak, vesayet makamı Sulh Hukuk Mahkemesi’nin vasinin eylem ve işlemlerine karşı, denetim makamı Asliye Hukuk Mahkemesinin de Sulh Hukuk Mahkemesi’nin kararlarına karşı şikayet ve itiraz merci olduğu belirlenmiş; maddesinde ise, ilgililerin vesayet makamının vesayetin idaresiyle ilgili olarak aldığı kararlara karşı tebliğinden itibaren on gün içinde itiraz edebileceği, denetim makamının gerektiğinde duruşma da yaparak bu itirazı kesin olarak karara bağlayacağı, bu bakımdan vesayet makamının vesayetin idaresiyle ilgili olarak aldığı kararların temyizi kabil kararlardan olmadığı anlaşıldığından, istem konusunda denetim makamınca bir karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine İADESİNE, gününde oybirliğiyle karar verildi (Yargıtay 8. Hukuk Dairesi / E. , / K.).
Özgürlüğü bağlayıcı cezaya mahkumiyet nedeniyle kısıtlanan hükümlü O.A.’nın kısıtlanmasına ilişkin karardan sonra mernis adresinin değiştirilmesi için vasiye verilen yetki üzerine hükümlünün mernis adresinin Büyükçekmece ilçesi sınırlarına nakledilmesi nedeniyle vesayet kararını veren mahkeme tarafından yetkisizliğe ve dosyanın yetkili mahkemeye gönderilmesine karar verilmiştir.
Vesayet; kişisel ve maddi yararlarını koruma gücünden yoksun olup velayet altında bulunmayan küçüklerle, ergin olmalarına rağmen menfaatleri için kısıtlanmış kişilerin korunması amacıyla Devletçe yapılandırılmış bir kurumdur. TMK , , ve maddelerinde vesayeti gerektiren haller sayılmış, maddede isteğe bağlı kısıtlama düzenlenmiştir.
Yargılama konusu olayda; özgürlüğü bağlayıcı cezaya mahkumiyet nedeniyle kısıtlanan ve kısıtlılık hali devam eden hükümlünün vasinin talebi üzerine mernis adresinin değiştirilmiş olması nedeniyle vesayet makamı olan mahkeme tarafından yetkisizlik kararı verildiği, Bakırköy 1. Sulh Hukuk mahkemesince 24/12/ tarihinde hükümlüye TMK maddesi gereğince vasi atandığı, karara itiraz eden olmadığı, hükümlülük hali devam ettiği halde vasinin talebi üzerine hükümlünün ikametgahının değiştirilmesi için vasiye yetki ve izin verildiği, hükümlünün mernis adresinin değiştirilmesi üzerine vesayet makamı olan mahkemenin 31/10/ tarihli ek karar ile hükümlünün mernis adresi Büyükçekmece olarak değiştiğinden bahisle yetkisizlik kararı verdiği,
Hükümlünün cezaevine girmeden önceki adresinin Bakırköy ilçesinde olduğu, TMK 19 ve 22 maddeleri gereği vesayet davasını görmeye Bakırköy Mahkemesi’nin yetkili olduğu, hükümlünün kendi beyanında cezaevine girmeden önce Bakırköy’de ikamet ettiğinin anlaşıldığı, Cezaevi kurumunda bulunmanın yeni yerleşim yeri edinme olarak kabul edilemeyeceği, cezaevinde bulunan hükümlünün mernis adresine ancak cezaevi adresi olarak değiştirilebileceği, bu nedenle Silivri Cezaevi’de bulunan hükümlünün adresinin bu cezaevi adresi olanak değiştirilebileceği, bu halde dahi mahkemenin yetkisinde değişiklik olmayacağı, vesayet kararı veren mahkemenin vesayet dosyasını takibe devam edeceği, vasiye bu hususta yetki ve izin verilmesinin hatalı olduğu, vasinin adresinin yerleşim yeri adresi kabul edilemeyeceği gibi yasa gereği mernis adresi de olamayacağı anlaşılmıştır.
Dairemiz ilk derece mahkemesi kararını hem maddi olay, hem de hukuka uygunluk bakımından incelemeye tabi tutarak tespit edilen yargılama hatalarını bizzat düzeltmek amacıyla yapılan inceleme sonunda; duruşma yapılmasına gerek olmadığı,
Mahkemenin yetkili olmasına rağmen yetkisizliğe karar verilmiş olması sebebiyle, incelenen mahkeme kararının yerinde olmadığı, istinaf sebebi yerinde olduğundan HMK /1-a/3 maddesi gereğince istinaf başvurusunun kabulüne karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle,
İlk derece mahkemesi kararı yerinde olmadığından HMK /1-a/3 maddesi gereğince istinaf başvurusunun KABULÜNE,
İlk derece mahkemesinin yetkisizlik kararının KALDIRILMASINA,
Vesayet dosyasının yetkili ve görevli Bakırköy 1. Sulh Hukuk Mahkemesince yasanın ön gördüğü süre müddetince takibinin yapılması için dosyanın ait olduğu mahkemeye İADESİNE karar verilmiştir (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi - Karar/).
sayılı Türk Medeni Kanunu’nun maddesi uyarınca küçük üzerindeki vesayet onun ergin olması ile kendiliğinden sona ermiş ise de; vasinin sorumluluğu vesayet makamınca görevinin sona erdiğine karar verilinceye kadar devam eder. Aynı Yasanın ve devamı maddeleri uyarınca görevi sona eren vasi, yönetimle ilgili son raporu ve kesin hesabı sulh mahkemesine vermekle yükümlü olduğu gibi; malvarlığını vesayet altındaki kişiye, mirasçılarına veya yeni vasiye teslim edilmek üzere hazır bulundurmak zorundadır. Son rapor ve kesin hesap belli zamanlarda verilen rapor ve hesaplar gibi sulh mahkemesi tarafından incelenir ve onaylanır. Son rapor ve kesin hesap onaylandıktan ve malvarlığı vesayet altındaki kişiye, mirasçılarına veya yeni vasiye teslim edildikten sonra, sulh mahkemesi vasinin görevinin sona erdiğine karar verir. Sulh mahkemesi, son rapor ve kesin hesabın onaylanması veya reddi konusundaki kararı ile birlikte kesin hesabı vesayet altındaki kişiye, mirasçılarına veya yeni vasiye, tazminat davası açma hakları buluduğunu da belirtmek suretiyle tebliğ eder. Bu tebliğde vasinin görevine son verildiği de belirtilir. Aynı Yasanın maddesi uyarınca kesin hesabın tebliğ tarihinden başlayarak bir yıl geçmekle vasiye karşı açılacak tazminat davası zamanaşımına uğrar. Yine aynı Yasanın maddesinin son fıkrası uyarınca vesayetten doğan tazminat davalarının her halde kesin hesabın tebliğinin üzerinden on yıl geçmekle zamanaşımına uğseafoodplus.info olayda, küçükler üzerindeki vesayet her birinin ergin olması ile kendiliğinden sona ermiş ise de, Rize Sulh Hukuk Mahkesesi’nin / Esas / Karar sayılı vesayet dosyasının incelenmesinde, yukarıda belirtilen Yasa hükümleri gereğinin yerine getirilmediği, böylece vasinin sorumluluğunun devam ettiği, zaman aşımına ilişkin koşulların oluşmadığı hususu dikkate alınmadan, mahkemece, zamanaşımı nedeniyle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir ( Hukuk Dairesi / E. , / K.).
TMK maddesinde, vesayet altındaki kişi adına kefil olmanın vakıf kurmanın ve önemli bağışlarda bulunmanın yasaklandığı; maddesinde, taşınmazların alımı, satımı, rehnedilmesi ve bunlar üzerinde başka bir ayni hak kurulması, olağan yönetim ve işletme ihtiyaçları dışında kalan taşınır veya diğer hak ve değerlerin alımı, satımı, devri ve rehnedilmesi, olağan yönetim sınırlarını aşan yapı işleri, ödünç verme ve alma, kambiyo taahhüdü altına girme, bir yıl veya daha uzun süreli ürün ve üç yıl veya daha uzun süreli taşınmaz kirası sözleşmeleri yapılması, vesayet altındaki kişinin bir sanat veya meslekle uğraşması, acele hâllerde vasinin geçici önlemler alma yetkisi saklı kalmak üzere, dava açma, sulh olma, tahkim ve konkordato yapılması, mal rejimi sözleşmeleri, mirasın paylaştırılması ve miras payının devri sözleşmeleri yapılması, borç ödemeden aciz beyanı, vesayet altındaki kişi hakkında hayat sigortası yapılması, çıraklık sözleşmesi yapılması, vesayet altındaki kişinin bir eğitim, bakım veya sağlık kurumuna yerleştirilmesi, vesayet altındaki kişinin yerleşim yerinin değiştirilmesi için vesayet makamının izni gerektiği; maddesinde de, vesayet altındaki kişinin evlat edinmesi veya evlat edinilmesi, vesayet altındaki kişinin vatandaşlığa girmesi veya çıkması, bir işletmenin devralınması veya tasfiyesi, kişisel sorumluluğu gerektiren bir ortaklığa girilmesi veya önemli bir sermaye ile bir şirkete ortak olunması, ömür boyu aylık veya gelir bağlama veya ölünceye kadar bakma sözleşmeleri yapılması, mirasın kabulü, reddi veya miras sözleşmesi yapılması, küçüğün ergin kılınması, vesayet altındaki kişi ile vasi arasında sözleşme yapılması için vesayet makamından sonra denetim makamının da izninin zorunlu olduğu; maddesinde ise, vesayet organları ve vesayet işleriyle görevlendirilmiş olan diğer kişilerin bu görevlerini yerine getirirlerken iyi bir yönetimin gerektirdiği özeni göstermekle yükümlü oldukları hükme bağlanmıştır (Yargıtay (K.) Hukuk Dairesi / E. , / K.).
Türk Medeni Kanunu’nun maddesinde “Vesayet işlerinde yetki küçüğün veya kısıtlının yerleşim yerindeki vesayet dairelerine aittir.”, maddesinde “Vesayet makamının izni olmadıkça vesayet altındaki kişi yerleşim yerini değiştiremez. Yerleşim yerinin değişmesi halinde yetki, yeni vesayet dairelerine geçer. Bu takdirde kısıtlama yeni yerleşim yerinde ilan olunur.”, 21/2. maddesinde ise “Vesayet altındaki kişilerin yerleşim yeri, bağlı oldukları vesayet makamının bulunduğu yerdir.” hükümleri düzenlenmiştir. Açıklanan hükümler uyarınca vasi atanması davası sırasında yetkili mahkeme kısıtlıların yerleşim yeri mahkemesi ise de, vasi atandıktan sonra kısıtlıların yerleşim yeri; kısıtlama kararı veren vesayet makamının bulunduğu yer olan Ahlat’tır ve vesayet makamının izni olmadıkça kısıtlıların yerleşim yeri değiştirilemez. Talep olmadığı gibi mahkemece de, kısıtlıların yerleşim yerinin değiştirilmesi hakkında vesayet makamınca verilmiş bir karar dosya içerisinde bulunmamaktadır. Bu durumda davacının talebi hakkında karar vermekle yetkili mahkeme vesayet makamının bulunduğu yer mahkemesi olan Ahlat Sulh Hukuk Mahkemesi olduğuna göre, mahkemece davacının talebi hakkında yetkisizlik kararı verilerek dosyanın Ahlat Sulh Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesi gerekirken esas hakkında karar verilmiş olması doğru görülmemiştir (Yargıtay Hukuk Dairesi / E. , / K.).
Vesayet davası, diğer bir deyişle vasi atanmasına ilişkin dava; vesayet altına alınacak kişinin temel haklarını doğrudan etkileyen ve Sulh Hukuk Mahkemesi’nde görülen en önemli dava türlerinden biri olduğundan talep, itiraz ve diğer başvuruların bir avukat tarafından yapılması hak kayıplarını engelleyecektir.
Avukat Baran Doğan
UYARI
Web sitemizdeki tüm makale ve içeriklerin telif hakkı Av. Baran Doğan’a aittir. Tüm makaleler hak sahipliğinin tescili amacıyla elektronik imzalı zaman damgalıdır. Sitemizdeki makalelerin kopyalanarak veya özetlenerek izinsiz bir şekilde başka web sitelerinde yayınlanması halinde hukuki ve cezai işlem yapılacaktır. Avukat meslektaşların makale içeriklerini dava dilekçelerinde kullanması serbesttir.
Makale Yazarlığı İçin
Avukat veya akademisyenler hukuk makalelerini özgeçmişleri ile birlikte yayımlanmak üzere [email protected] adresine gönderebilirler. Makale yazımında konu sınırlaması yoktur. Makalelerin uygulamaya yönelik bir perspektifle hazırlanması rica olunur.
Türk Medeni Kanunu’nun maddesi ile maddesi arasnda vesayeti gerektiren haller düzenlenmitir. Vasi atanmasnn istek üzerine veya gerekli olduu hallerde atanmaktadr.
Çocuun velayet hakk, evlilik süresince ortak olarak anne ve babadadr. Taraflarn boanma sürecine girmesi halinde veya birisinin ölümü halinde ise velayet hakk taraflardan birisinde olacaktr. Ancak taraflarn her ikisinin velayeti ortak olarak kullanmas veya taraflardan birisinin velayet hakkn kullanrken çocuun menfaatine göre vasi atanmas yönünde karar verilmesi talebinde bulunulabilecektir.
Velayet hakk bulunmayan küçük, vesayet altna alnacaktr. Vesayet halini gerektiren durumlarn olumas halinde nüfus memurlar, idari makamlar, noterler ve mahkemeler, hemen yetkili vesayet makamna durumu bildireceklerdir. (TMK madde )
Vesayet, küçüün ergin olmas halinde kendiliinden sona erecektir, herhangi bir yere bavuruda bulunulmas gerekmemektedir. Mahkeme ya küçüklüü nedeniyle vasi atanmas yönünde karar vermi ise küçüün hangi tarihte ergin olacana dair bilgi hükümde de yer alacaktr. (TMK madde )
Kiinin akl hastas veya akl zayfl nedeniyle;
Akl hastal veya akl zayfl nedeniyle verilecek vasi atanmas kararnda sulh hukuk mahkemesi tarafndan rapor alnmadan verilmeyecektir.
Kiinin akl hastal veya zayflnn kendi ihtiyaçlarn karlamayacak durumda olup olmadna dair resmi salk kurulu raporu alnmas gerekmektedir. Ayrca hakim, karar vermeden önce kstlama karar verilecek olan kiiyi mahkeme huzurunda dinleyebilir. (TMK madde /2)
Akl hastal veya akl zayflna dair nedenin ortadan kalm olmas ve mahkeme kararyla resmi salk kurulu raporuyla kesinlemesi halinde vesayetin kaldrlmas yönünde karar verilebilecektir. (TMK madde )
Kendisini veya ailesini darlk veya yoksullua düürme tehlikesinde olmas ve bu yüzden devaml korunmaya ve bakma muhtaç olmas veya bakalarnn güvenliini tehdit etmesiyle;
Bu nedenlere dayanarak vasi atanmas talepli dava açlmas halinde, mahkeme, kstlama karar verilmeden kstlama istenilen kiiyi dinlemeden karar veremeyecektir. (TMK madde /1)
1 yl veya daha uzun süreli özgürlüü balayc ceza almas halinde kstlanacaktr. Karar verilmesi halinde ceza infazn yerine getirmekle yükümlü olan makam, ceza alan kimseye vasi atanmas için yetkili vesayet makamna bildirmelidir. (TMK madde )
Ancak kiinin hapis halinin sona ermesi ile vesayet karar kendiliinden sona erecektir (TMK madde ). Vesayet makamnn kaldrmaya bal karar için bavuruda bulunulmas gerekmeyecektir.
Belli nedenlere dayanarak kendi ilerini yerine gerektii gibi yönetemediini ispat etmesi halinde kstlama karar isteminde bulunabilecektir. Türk Medeni Kanunu’nun maddesinde;
Yallarda ve özellikle alzheimer, demans gibi hastalklara sahip olduklarnda bakalarna muhtaç ve kendi ilerini gerei gibi yönetemedii zaman kstlanmas talepli dava açlabilir. Mahkeme tarafndan kiinin kstlanmasna dair gerek olup olmadna dair deerlendirme yaplacak ve tam teekküllü bir hastaneden salk kurulu raporu alnmas talebinde bulunacaktr.
Türk Medeni Kanunu’nun vasinin atanmasna dair koullar düzenlenmitir:
Türk Medeni Kanunu’nun maddesinde vasi olamayacak kiiler belirtilmitir:
Dava açarken kanunen ödenmesi gereken harç ve masraflar bulunmaktadr. Dava açarken davac bilirkii, tank gibi delillere dayanyor ise mahkemeye masraflar da yatrmaldr. Vasi atanmas talebiyle açlacak davalarda harç, maktu harçtr. Her yl yaynlanan Yarg Ücretleri Tarifesi’nde belirtilen maktu harç, dava açarken yatrlmaldr.
Davada taraf tekilinin salanmas konusu dava art olup kamu düzeninden ileri gelmektedir. Boanma davas açan bir kimsenin akl hastas olduu iddia ediliyor ise mahkeme tarafndan akl hastalna dair aratrma yaplmas ve vasi atanmasna gerek olup olmadna dair sulh hukuk mahkemesine bavuruda bulunmas gerekmektedir. Salk kurulundan gelecek rapora göre, ayrt etme gücü yok ve tedavi ile iyileemeyecek bir düzeyde hastal var ise mutlaka vasi atanmas gerekmektedir. Taraf tekili salanmadan mahkeme tarafndan hüküm kurulamayacaktr.
Vasi tayin edilmesi ancak mahkeme karar ile mümkündür. Yer bakmndan yetkili ve görevli mahkeme tarafndan küçük veya kstllara vasi atanmas yaplacaktr, noterden vasi tayini etme olmamaktadr.
Türk Medeni Kanunu’nun maddesinin 8. fkrasnda, vasinin dava açmada vesayet makamnn izni olmas gerektiini belirtmitir. Kendisine vasi atanan kii, hangi boanma nedeni veya boanma türü olursa olsun dava açma ehliyeti olmadndan dava açamayacaktr. Boanma davas açmadan önce vasinin vesayet makamndan izin almas gerekmektedir.
Vesayet ve vasi tayini davasnda görevli mahkeme, sulh hukuk mahkemesinde açlacaktr.
Vasi tayini davasnda yetkili mahkeme, küçüün veya kstlnn yerleim yerindeki mahkemedir. (TMK madde )
Vasi tayininde bulunma talepli davann ne kadar sürede sona ereceine dair kesin bir süre vermek mümkün deildir. Dava süresi mahkemenin i ve dosya younluuna, duruma günü belirleme aralnn uzunluu, delillerin toplanma aamas gibi birçok etkenden etkilenmektedir.
Vasi tayini davasnda da, vasi atanmas istenilen kiiye dair toplanlmas gereken belgeler veya rapor talepleri bulunacaktr. Bu nedenle sürece dair kesin bir ey söylenemeyecektir.
Her davann konusu, açlaca il, masraf ve süreci gibi durumlar dava vekalet ücretinde de deikenlik göstermektedir. Türkiye Barolar Birlii tarafndan her yl Avukatlk Asgari Ücret Tarifesi yaynlanmaktadr; avukat, tarifede belirtilen vekalet ücretin altnda dava alamayacaktr. Tüm koullar deerlendirilerek vasi atanmas talebiyle açlacak dava vekalet ücreti, vekil ile müvekkil arasnda belirlenebilir.
STANBUL ( ). SULH HUKUK MAHKEMESNE
DAVACI: Ad Soyad (TC Kimlik No:…)
Adres
VEKL: Av. Ad Soyad
DAVALI: Hasmsz
KONU: Vasi atanmas talepli dava dilekçesidir.
KENDSNE VAS TAYN STENLEN: Ad Soyad
AÇIKLAMALAR:
1-) Kendisine vasi tayini istenilen … doumludur, ileri derecede akl hastal bulunmaktadr. Kendisi davac müvekkilin oludur. Kendisine psikotik bozukluu tehisi konulmu olup ilgili hastala dair rapor dilekçe ekinde sunuludur.
2-) Davacnn olu sürekli nöbetler geçirmekte ve ayrt etme gücü tedavi ile iyileemeyecek düzeye gelmitir. Bu nedenle davac annesi, olunun tük bakm ve ihtiyaçlarn karlamaktadr. Bilincinin yerinde olmamas nedeniyle davacnn olu banka, devlet ileri gibi ilemlerini yerine getirememekte davac annesi, olunun hak kaybna uramamas adna kendisini vasi tayini olarak atamak istemektedir.
3-) Tüm bu nedenlerle davac müvekkilin annesi, olu adna vasi tayin edebilmesi için mahkemenize müracaat etme zorunluluu hasl olmutur.
HUKUK SEBEPLER: TMK, TBK, HMK ve ilgili her türlü mevzuat.
HUKUK DELLLER: Nüfus kayt örnei, … Hastanesi salk raporu, nüfus kimlik kart sureti, bilirkii, tank ve ilgili her türlü delil.
SONUÇ ve STEM: Yukarda açklanan gerekçeler ve nedenlerle, davacnn olu adna kstlama, davac müvekkil adna vasi atanmasna karar verilmesini sayglarmla talep ederim.
Davac Vekili
Av. Ad Soyad
mza
STANBUL ( ). ASLYE HUKUK MAHKEMESNE
DAVACI: Ad Soyad (TC Kimlik No: …)
Adres
VEKL: Av. Ad Soyad
Adres
DAVALI: Nüfus Müdürlüü
KONU: sim deitirme talepli dava dilekçesidir.
AÇIKLAMALAR:
1-) Nüfus kaydnda müvekkilin ad “Hülya” olarak geçmektedir, ancak kimliinde yazl olan isim yalnzca kimliinde geçmektedir. Çocukluumdan bu yana müvekkilin ailesi, sosyal çevresi “Rüya” olarak bilmektedir.
2-) Müvekkil resmi kurumlarda yapt bavurular ve ilemleri esnasnda alkn olmad ve kullanmad kimlik ismiyle hitap edilmekte olduundan karklk yaamaktadr. Yargtayn yerlemi uygulamalarnda nüfusta görünen adn yetersiz olduu, nüfusta geçen addan baka bir ad ile bilinip tannmasyla ad deitirme talebi için yeterli sebep olarak görmektedir.
3-) Müvekkil, sosyal yaamda bilinip tannd ismiyle tannm olduundan kullanmak istedii isim olan “Rüya” olarak deitirmek istemektedir. Müvekkilin talebinin kabulü ile isim deitirme talebinin kabulü yönünde karar verilmesini vekaleten talep ederim.
HUKUK SEBEPLER: TMK, Nüfus Kanunu ve ilgili her türlü yasal mevzuat.
HUKUK DELLLER: Nüfus kayd, nüfus cüzdan fotokopisi, tanklar ve her türlü yasal delil.
SONUÇ ve STEM: Yukarda açklanan ve gerekçelendirilen nedenlerle, müvekkilin nüfus kaydnda geçerli olan “Hülya” isminin “Rüya” olarak deitirilmesine karar verilmesini vekaleten talep ederim.
Davac Vekili
Av. Ad Soyad
mza
Davac tarafndan aile mahkemesinde evlenmenin iptali davas açlmtr. Davac erkek, davalyla yapm olduu evliliini davalnn akl hastalna dayal mutlak butlan sebebini ileri sürerek evlenmenin iptalini istemitir. Mahkeme daval kadn hakknda rapor düzenlenmesini istemi ve Adli Tp Kurumu 4. htisas Kurulu tarafndan verilen raporda, daval kadn olaylar kavrayp salkl sonuca varabilme yeteneini ortadan kaldracak derecede psikotik bozukluk denilen hastalk olduu saptanmtr. Daval kadnn bu hastalnn geçici olmad, sürekli olduu ve belirtilerinin devam etmesi ile ayrt etme gücünü kazanmad belirtilmitir. Mahkeme, ilgili raporu gerekçe göstererek kurmu olduu davann kabulüne karlk daval kadn tarafndan temyiz bavurusunda bulunmutur.
Yargtay, dosya incelemesinde dava artnn dava ehliyetine sahip olmas konusunun kamu düzeniyle ilgili olduunu belirtmitir. Bu nedenle mahkeme tarafndan daval kadn hakknda sulh hukuk mahkemesine ihbarda bulunarak daval için vasi tayini atanmasn salayarak ihbarda bulunulmas vasi atanmasnn salanmas, vasiye yöneltilmesi ve tüm deliller ile birlikte karar verilmesi gerekmektedir. Davalnn taraf tekili salanmadan, savunma hakk kstlanm olduundan kanuna aykr kurulan hüküm karsnda bozma karar verilmitir. (Yargtay 2. Hukuk Dairesi / Esas, / Karar)
Mahkeme tarafndan daval K. davac kadna vasi atanmasnn gerekip gerekmedii konusunda ilgili üniversiteye sevk etmi ve kadnn akl zayfl bulunduu, iyilemenin de mümkün olmamas nedeniyle vasi atanmas gerektiini belirtmitir. Ancak … Sulh Hukuk Mahkemesinin vesayet dosyasnda, daval kadnn duygudurum bozukluu olduuna dair tan konularak vasi tayini atanmasna ihtiyaç olmadn belirtmitir. Taraflar arasnda aile mahkemesinde boanma davas görülmü, mahkemenin kurmu olduu hükme karlk temyiz bavurusunda bulunulmutur.
Yargtay, dosya incelemesinde her iki raporun çelikili olduunu, çelikinin giderilmesi adna mahkeme tarafndan Adli Tp Kurumuna daval kadnn tekrardan sevk edilmesi gerektiini belirtmitir. Tüm bu nedenlerle mahkeme tarafndan kurulan hüküm kanuna aykr olduundan bozma yönünde karar verilmitir. (Yargtay 2. Hukuk Dairesi / Esas, / Karar)
Aile mahkemesi sfatyla görülen boanma davasnda karar verilmi, hüküm daval erkek tarafndan temyiz edilmitir. Yargtay tarafndan gerçekletirilen dosya incelemesinde davalnn ar ceza mahkemesinde uyuturucu veya uyarc madde imal ve ticareti suçundan 8 yl hapis cezas ile cezalandrlmasna karar verildiini tespit etmitir. lgili karar kesinlemi olduundan cezaevinde hükümlü olduu anlalmtr. Türk Medeni Kanunu’nun maddesine göre 1 yl veya uzun süreli özgürlüü balayc cezaya mahkum olan erginin kstlanr hükmünü haiz olduundan davaly temsil etmek üzere vasi atanmas için vesayet makamna ihbarda bulunulmas gerektii belirtilmitir. Mahkemenin usule aykr olmas nedeniyle bozma yönünde karar verilmitir. (Yargtay 2. Hukuk Dairesi / Esas, / Karar)
Taraflar arasnda aile mahkemesinde boanma davas görülmütür. Davann açlmasndan 8 ay sonra daval cezaevine girmi, vasi atanmas için sulh hukuk mahkemesine ihbarda bulunulmutur. Ancak yarglama esnasnda daval vekili vekillikten istifa etmi olmasna ramen gerekçeli karar vekile tebli edilmi, vekillik görevi son bulmasna ramen temyizde bulunmutur. Mahkeme tarafndan kurulan hükme karlk daval erkek tarafndan temyiz bavurusunda bulunulmutur.
Yargtay, dosya incelemesinde vekalet görevi son bulan avukatn temyiz isteminde bulunmas, vasiye dilekçenin gönderilmesine ramen vasinin temyiz bavurusunda bulunmamas ile temyiz bavurusunda bulunmadn belirtmitir. Bu nedenle temyiz talebinin reddine karar verilmitir. (Yargtay 2. Hukuk Dairesi / Esas, / Karar)
Çocuun babaannesi, annesinin çocuu uzun zaman önce braktn ve bu nedenle baka bir ailenin yannda büyüdüünü ve annesine alkn olmadn belirterek çocuun velayet hakknn kaldrlmasna, kendisinin vasi olarak atanmasn talep etmitir. Mahkeme tarafndan çocuun velayetine ilikin daval anneden kaldrlmas yönünde karar verilmitir.
Yargtay, velayetin kamu düzenine ilikin olduunu ve re’sen aratrma ilkesinin geçerli olduunu belirtmitir. Çocuk Haklarnn Kullanlmasna likin Avrupa Sözlemesinin 4. maddesine göre çocuklarla velayet sorumluluuna sahip kiiler arasnda çkar çatmasnn olmas halinde adli merci önünde kendisini ilgilendiren davalarda temsilci atanmasn ön sorun olarak görmektedir. Ayrca Türk Medeni Kanunu’nun maddesinin ikinci fkrasnda, çocuklar davada temsil etmek üzere kayym atanmas için vesayet makamna ihbarda bulunulmas, kayymn durumaya çarlmas ve tüm delillerle deerlendirilmesi gerektii belirtilmitir. Mahkeme eksik hasm ve eksik inceleme ile hüküm kurmu olduundan bozma yönünde karar verilmitir. (Yargtay 2. Hukuk Dairesi / Esas, / Karar)
Taraflar arasnda dava görülmü, mahkeme tarafndan kurulan hükme karlk daval kadn tarafndan temyiz bavurusunda bulunulmutur. Mahkeme tarafndan hastaneden alnan raporda daval kadnn snr zekas düzeyinde zekasnn bulunduu ve herhangi bir akl hastal olmadndan vasi tayini gerekmedii belirtildii, yasal danmann uygun olduuna dair karar verildii tespit edilmitir.
Yargtay, mahkemenin kurmu olduu hükmü hukuka aykr olduunu tespit etmitir. Daval kadna yasal danman atanmas için süre verilmeden, yasal danman atanmasna ilikin karar dosyaya alnmadan verilen hüküm hakknda bozma karar vermitir. (Yargtay 2. Hukuk Dairesi / Esas, / Karar)
Büyükbaba, torunun annesine kar dava açm, çocua sert davrandn ve velayetinin kaldrlarak vasi olarak kendisinin atanmasna karar verilmesini, verilmez ise çocukla arasnda kiisel iliki tesis edilmesi talebinde bulunmutur. Mahkeme tarafndan dava reddedilmi, karara karlk davac tarafndan temyiz bavurusunda bulunulmutur.
Yargtay, mahkeme tarafndan çocuk ile anne arasnda menfaat çatmas olmas nedeniyle çocuklar davada temsil etmek amacyla kayym atanmas için yetkili vesayet makamna ihbarda bulunmas gerektiini belirtmitir. Kayymn delillerinin toplanmas ve tüm delillerle birlikte deerlendirilmesi hasl olduu belirterek eksik hasm ve eksik inceleme ile kurulmas nedeniyle bozma karar verilmitir. (Yargtay 2. Hukuk Dairesi / Esas, / Karar)