Gün içinde kansızlıkla birlikte, yoğunluk, mental yorgunluk, fiziksel ve zihinsel yorgunluk vücutta kırgınlığa neden olur. Bu da yaşam kalitesini önemli ölçüde olumsuz etkileyen bir durumdur.
Vücutta kırgınlık nasıl geçer?
Vücutta kırgınlık, vitamin eksikliği, duygu değişikliği, kronik yorgunluk, mental yorgunluk, fiziksel yorgunluk ve depresyon gibi sebeplerden ötürü ortaya çıkabilir. Tüm bunlardan kurtulmak ve halsizliği üzerinizden atmak için dengeli beslenmek, gerekli vitamin ve mineralleri almak gerekir. Yapacağınız doğal ve bitkisel yöntemler sonucunda kronik yorgunluğunuz devam ederse uzman bir doktora başvurmanız gerekir.
Vücut ağrısı (halsizlik) neden olur?
Vücut ağrısı ve halsizlik; duygu değişikliği, mental yorgunluk, depresyon, fiziksel ve zihinsel yoğunluk gibi nedenlerden dolayı ortaya çıkar. Halsizlik, insan hayatını olumsuz etkileyen bir durumdur. Bu nedenle halsizliğin altında yatan sebeplerin araştırılması ve buna uygun bir tedavi yöntemi kullanılması gerekir. Halsizliği azaltabilmek için dikkat etmeniz gereken bazı hususlar bulunuyor. Bunlar;
-Kahvaltıyı düzenli olarak yapın.
-Bol bol su için. Günlük olarak yetişkin bir insanın 2 litre su tüketmesi gerekir.
-Omega 3 yağ tüketimi çok önemlidir.
-Kırmızı et ve yumurta tüketimine özen gösterin.
-Yoğurt tüketin.
-Yeşil çay ve beyaz çay için.
-Trans yağlardan uzak durun.
-Düzenli uyku uyuyun ve egzersiz yapın.
Halsizliğe karşı evde yapılabilecekler
Vücut yorgunluğunu üzerinizden atmak ve halsizliği azaltmak için evde yapabileceğiniz bazı bitkisel çözümler bulunuyor. Tamamen doğal ve bitkisel kaynaklar sayesinde vücudunuzdaki kırgınlıktan kurtulabilirsiniz. Evde halsizliği giderebilmek için yiyebileceğiniz besinler:
-Fındık, ceviz ve badem gibi kuru yemişleri tüketin.
-Çörek otu tüketmek, halsizliğin azalmasına yardımcı olur.
-Çorba ve yemeklere bol miktarda soğan sarımsak koymaya özen gösterin.
-Yeşil çay içerek vücudunuzdaki kırgınlığı büyük ölçüde azaltabilirsiniz.
-Enerji verici besinler tüketerek vücudunuzun ihtiyacı olan enerjiyi ve vitamini almasını sağlamanız gerekir.
-Halsizlik ile birlikte gelen kronik yorgunluğu azaltmak için C ve D vitamin takviyesi almaya özen göstermeniz gerekir.
KİŞİSEL VERİLERİN ELDE EDİLMESİ VE İŞLENMESİ İLE İLGİLİ BİLGİLENDİRME FORMU
Acıbadem Sağlık Hizmetleri ve Ticaret A.Ş. (“Acıbadem”) ve Acıbadem’in hakim ve bağlı şirketleri (hepsi birlikte “Acıbadem Grubu” olarak anılacaktır.) tarafından, sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (“Kanun”) ve ilgili mevzuat kapsamında Veri Sorumlusu sıfatıyla, kişisel verileriniz, aşağıda açıklanan çerçevede ve sayılı Sağlık Hizmetleri Temel Kanunu, sayılı Sağlık Bakanlığı ve Bağlı Kuruluşlarının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname, Özel Hastaneler Yönetmeliği ve Sağlık Bakanlığı düzenlemeleri ve sair mevzuata uygun olarak işlenebilecektir.
1. Kişisel Verilerin elde Edilmesi, İşlenmesi ve İşleme Amaçları
Kişisel verileriniz Acıbadem Grubu tarafından sağlanmakta olan kamu sağlığının korunması, koruyucu hekimlik, tıbbî teşhis, tedavi ve bakım hizmetlerinin yürütülmesi, sağlık hizmetleri ile finansmanının planlanması ve yönetimi amaçlarıyla ve Acıbadem Grubu şirketlerinin faaliyet konularına uygun düşecek şekilde; sözlü, yazılı, görsel ya da elektronik ortamda, çağrı merkezi, internet sitesi, sözlü, yazılı ve benzeri kanallar aracılığıyla elde edilmektedir. Sağlık verileriniz başta olmak üzere özel nitelikli kişisel verileriniz ve genel nitelikli kişisel verileriniz, Grup tarafından aşağıda yer alanlar dâhil ve bunlarla sınırlı olmaksızın bu maddede belirtilen amaçlar ile bağlantılı, sınırlı ve ölçülü şekilde işlenebilmektedir:
Acıbadem Grubu tarafından elde edilen her türlü kişisel veriniz (Özel nitelikli kişisel veriler de dahil fakat bunlarla sınırlı olmamak kaydıyla) aşağıdaki amaçlar ile işlenebilecektir:
İlgili mevzuat uyarınca elde edilen ve işlenen Kişisel Verileriniz, Acıbadem veya Acıbadem Grubu’na ait fiziki arşivler ve/veya bilişim sistemlerine nakledilerek, hem dijital ortamda hem de fiziki ortamda muhafaza altında tutulabilecektir.
2. Kişisel Verilerin Aktarılması
Kişisel verileriniz, Kanun ve sair mevzuat kapsamında ve yukarıda yer verilen amaçlarla Acıbadem ve Acıbadem Grubu tarafından Acıbadem Grubu’na dahil olan şirketler ile, Özel sigorta şirketleri, Sağlık bakanlığı ve bağlı alt birimleri, Sosyal Güvenlik Kurumu, Emniyet Genel Müdürlüğü ve sair kolluk kuvvetleri, Nüfus Genel Müdürlüğü, Türkiye Eczacılar Birliği, Mahkemeler ve her türlü yargı makamı, merkezi ve sair üçüncü kişiler, yetki vermiş olduğunuz temsilcileriniz, avukatlar, vergi ve finans danışmanları ve denetçiler de dâhil olmak üzere danışmanlık aldığımız üçüncü kişiler, düzenleyici ve denetleyici kurumlar, resmi merciler dâhil sağlık hizmetlerini yukarıda belirtilen amaçlarla geliştirmek veya yürütmek üzere işbirliği yaptığımız iş ortaklarımız ve diğer üçüncü kişiler ile paylaşılabilecektir.
3. Kişisel Veri Elde Etmenin Yöntemi ve Hukuki Sebebi
Kişisel verileriniz, her türlü sözlü, yazılı, görsel ya da elektronik ortamda, yukarıda yer verilen amaçlar ve Acıbadem’in faaliyet konusuna dahil her türlü işin yasal çerçevede yürütülebilmesi ve bu kapsamda Acıbadem’in akdi ve kanuni yükümlülüklerini tam ve gereği gibi ifa edebilmesi için toplanmakta ve işlenmektedir. İşbu kişiler verilerinizin toplanmasının hukuki sebebi;
Ayrıca, Kanun’un 6. maddesi 3. fıkrasında da belirtildiği üzere sağlık ve cinsel hayata ilişkin kişisel veriler ise ancak kamu sağlığının korunması, koruyucu hekimlik, tıbbı teşhis, tedavi ve bakım hizmetlerinin yürütülmesi, sağlık hizmetleri ile finansmanının planlanması ve yönetimi amacıyla, sır saklama yükümlülüğü altında bulunan kişiler veya yetkili kurum ve kuruluşlar tarafından ilgilinin açık rızası aranmaksızın işlenebilir.
4. Kişisel Verilerin Korunmasına Yönelik Haklarınız
Kanun ve ilgili mevzuatlar uyarınca;
Mezkûr haklarınızdan birini ya da birkaçını kullanmanız halinde ilgili bilgi tarafınıza, açık ve anlaşılabilir bir şekilde yazılı olarak ya da elektronik ortamda, tarafınızca sağlanan iletişim bilgileri yoluyla, bildirilir.
5. Veri Güvenliği
Acıbadem, kişisel verilerinizi bilgi güvenliği standartları ve prosedürleri gereğince alınması gereken tüm teknik ve idari güvenlik kontrollerine tam uygunlukla korumaktadır. Söz konusu güvenlik tedbirleri, teknolojik imkânlar da göz önünde bulundurularak muhtemel riske uygun bir düzeyde sağlanmaktadır.
6. Şikayet ve İletişim
Kişisel verileriniz teknik ve idari imkânlar dâhilinde titizlikle korunmakta ve gerekli güvenlik tedbirleri, teknolojik imkânlar da göz önünde bulundurularak olası risklere uygun bir düzeyde sağlanmaktadır. Kanun kapsamındaki taleplerinizi, “seafoodplus.info” web adresindeki “Kişisel Verilerin Korunması Kanunu Uyarınca Başvuru Formu” nu doldurarak;
Kanun kapsamındaki taleplerinizi, seafoodplus.info web adresindeki “Kişisel Verilerin Korunması Kanunu Uyarınca Başvuru Formu” nu doldurarak ve formda belirtilen usullerle tarafımıza iletmenizi rica ederiz.
Belirtileri benzer olduğundan allerjik rinit ve soğuk algınlığı çoğu zaman birbirine karıştırılmaktadır. Hâlbuki bu hastalıklar gerek mekanizmaları gerekse tedavileri açısından birbirinden tamamen farklıdır. Dolayısı ile tanı yanlış koyulduğunda yanlış tedavi uygulanmakta ve her iki hastalık da sinsice ilerlemektedir. Bu yanlışlıklar zincirinin beraberinde getirdiği diğer bir sorun, gereksiz ilaç kullanımının yol açtığı maddi kayıptır. O nedenle bu hastalıkların mutlak surette birbirinden ayırt edilmesi gerekir. Bu da hekimlerin eğitimi yanında toplumsal farkındalık düzeyi ile doğrudan ilişkilidir. Hekim iyi bir ayırıcı tanı yapmalı, hasta ise toplumda yaygın görülen ve belirtileri birbirine benzeyen bu hastalıklar hakkında azami ölçüde bilgi sahibi olmalıdır. Bu yazıyı kaleme almaktaki amacımız da okuyuculara allerjik rinit ve soğuk algınlığı hakkında pratik bilgiler vermek ve bu hastalıkların birbirinden ayırt edilmesini sağlamaktır.
ALLERJİK RİNİT
Burnun iç yüzeyini döşeyen mukozanın allerjik nedenlere bağlı olarak iltihaplanmasıdır. Yani burada hastalığa neden olan bir mikrop bulunmamaktadır. Başlıca belirtileri: su gibi burun akıntısı, burun tıkanıklığı, arka arkaya hapşırma, boğazda kaşınma hissi, geniz akıntısı ve öksürüktür. Bu belirtilere bazen gözlerde kızarıklık, kaşıntı ve yaşarma eşlik eder.
Bitkilerin çiçek açtığı mevsimde belirtileri ortaya çıkan alerjik rinite saman nezlesi denir. İlkbaharda ağaç polenleri, yaz başında çimen polenleri, yaz sonu ve sonbaharda ise ve yabani ot polenleri hastalıktan sorumludur. Belirtileri yıl boyu süren allerjik rinitin nedenleri ise ev tozu akarları, küf mantarları ve hayvan döküntüleridir. Beş yaşın altında genellikle iç ortamdan kaynaklanan alerjenler etkili iken, 5 yaşın üzerinde dış ortam alerjenleri etkilidir.
Allerjik rinit tanısı hastalığın belirtileri, muayene bulguları, deri testleri ve kanda ölçülen antikor seviyeleri ile koyulur. Burunda tanımlanan belirtilerin 2 saatten uzun sürmesi tanıda önemlidir. Fiziksel muayenede burnun iç yüzeyini döşeyen mukoza ödemli ve soluktur. Bazı hastalarda polip gözlenir. Bu hastalar ayrıca kulak burun boğaz hastalıkları uzmanı tarafından değerlendirilmelidir. Deri testi yapılarak hastanın duyarlı olduğu allejenler tespit edilir. Ancak deri hassasiyeti olan veya bazı ilaçları kullanan hastalarda deri testleri ile doğru sonuç alınamaz. Bu durumda kanda yapılan ve allerji seviyesini gösteren testlere başvurulur.
Allerjik rinite neden olan etkenlerden kaçınmak tedavinin en önemli parçasıdır. Mevsimsel veya yıl boyu süren allerjik rinitte korunmak için alınması gereken tedbirler etkene bağlıdır. Buna göre polen yoğunluğunun arttığı mevsimlerde pencereler kapalı tutulmalı ve “fan” yerine “iklimlendirme cihazı” kullanılmalıdır. Açık havada yapılan aktiviteler kısıtlanmalı, yeni kesilmiş otlardan uzak durmalı ve gerekirse alerjenleri tutabilen maskeler takılmalıdır. Ayrıca eve gelindiğinde elbiseler değiştirilmeli, saçlar yıkanmalı ve duş alınmalıdır.
Ev tozu akarları için yastık kılıfları, çarşaf ve nevresimler haftada en az 1 kere 60 °C’nin üzerinde yıkanmalı ya da akarların yerleşmesini engelleyen sıkı dokumalı ürünler satın alınmalıdır. Uzun süre vakit geçirilen odalarda toz tutan eşyalar (halılar, kalın perdeler, yünlü eşyalar, pelüş oyuncaklar vs.) bulundurulmamalı, odanın nem düzeyi %40’ın altına düşürülmelidir. Evcil hayvanlar (kedi, köpek, kuş vs.) özellikle yatak odasından uzak tutulmalı ve haftada en az 1 kere yıkanmalıdır. Mobilyaların temizliği vakumlu süpürgeler ile yapılmalıdır. Küf kaynağı olan saksı bitkileri evde bulundurulmamalı ve bahçe işleri ile uğraşılmamalıdır. Diğer taraftan neme bağlı küflenmelerin görüldüğü alanlar (banyo, mutfak) ile klimalar zamanında temizlenmeli, hamam böceğine karşı ilaçlama yapılmalıdır.
SOĞUK ALGINLIĞI
Rinovirüsler başta olmak üzere yüzden fazla virüsün neden olduğu bulaşıcı bir hastalıktır. Ağız, burun ve göz yoluyla alınan farklı virüsler farklı şiddette klinik tablo ortaya çıkarır. Ancak hastalık belirtileri genel olarak birbirine benzer. Bunlar başlıca hapşırma, burun akıntısı ve/veya tıkanıklığı, boğaz ağrısı ve öksürüktür. Bu belirtilere bazen vücut ağrısı, yorgunluk ve hafif ateş eşlik eder. Nadiren gözlerde kaşınma ve yaşarma olur.
Bulaşma havada asılı virüslerin solunmasıyla ve/veya virüsle enfekte kişilere/eşyalara temas edilmesiyle gerçekleşir. Virüs alındıktan gün sonra ilk belirtiler ortaya çıkar. Hastalık daha çok kışın görülür ve çocuklar daha çok etkilenir. Bunun dışında soğuk algınlığı için diğer risk faktörleri: zayıf bağışıklık, sigara içmek ve kalabalık ortamda bulunmaktır.
Soğuk algınlığı virüs alındıktan sonra yaklaşık olarak 1 hafta ile 10 gün kadar sürer. Mutlaka hekim desteği alınmasını gerektiren bazı durumlar vardır. Bunlar, a) erişkinlerde: °C’nin üzerinde, 5 günden uzun süren ve/veya tekrarlayan ateş; şiddetli baş, boğaz ve sinüs ağrısı; nefes darlığı ve hışıltılı solunum, b) Çocuklarda: 38 °C’nin üzerinde ve 2 günden uzun süren ateş; şiddetli baş ağrısı, kulak ağrısı ve öksürük; aşırı yorgunluk, uyuşukluk ve iştah kaybıdır. Böyle durumlarda önlem alınmazsa bakterilerin neden olduğu orta kulak iltihabı, farenjit, sinüzit, bronşit ve pnömoni (zatürre) gibi daha ağır hastalıklar gelişir.
Hastalıktan korunmak için öncelikle virüslerin yayılmasını engelleyen tedbirler alınmalıdır. Bu tedbirler hastalık söz konusu iken: mendil kullanmak ve kullandıktan hemen sonra atmak, elleri yıkamak, evde hijyenik olması gereken alanları (banyo, mutfak, tuvalet) temiz tutmak, dokunulan eşyaları başkaları ile paylaşmamak, sağlıklı kişilere yakın temastan kaçınmaktır. Sağlıklı iken doğru beslenmek, egzersiz yapmak, yeteri kadar uyumak ve stresle başa çıkmak bu tür hastalıklara karşı direnci artırır ve korunmayı sağlar.
Soğuk algınlığının tedavisinde ana amaç bağışıklık sistemi enfeksiyonla mücadele ederken belirtileri hafifletmektir. Bu amaçla kullanılması gereken başlıca ilaç ağrı kesici ve ateş düşürücü özelliği olan parasetamol’dür. Burun akıntısı ve tıkanıklığını gidermek için antihistaminik ve dekonjestan grubu ilaçlar da kullanılabilir. Bunların dışında istirahat etmek, bol sıvı almak ve iyi beslenmek iyileşme sürecine katkıda bulunan diğer hususlardır.
Soğuk algınlığının tedavisinde antibiyotiğin yeri yoktur! Gereksiz yere alınan antibiyotik virüsleri öldürmediği gibi yan etkileri nedeniyle hastalığın uzamasına neden olur. Ayrıca vitamin, mineral ve çeşitli bitkisel ürünlerin soğuk algınlığında olumlu etki yaptığına dair yeterli bir bilimsel kanıt bulunmamaktadır.