yalan ile ilgili hikaye kısa / “Yalan” konulu bir hikâye yazınız. - Forum Sayfa Cevapları

Yalan Ile Ilgili Hikaye Kısa

yalan ile ilgili hikaye kısa

Çocuklar için &#;yalan&#;la ilgili hikaye

İki küçük çocuk varmış. Birinin adı Efe diğerinin adı Emre imiş.

Efe sabah kalkmış, elini yüzünü yıkayıp yemeğini yemiş.

Okul üniformasını giymiş ve en çok sevdiği arkadaşı Emre&#;yle birlikte okula gitmişler.

Okulda teneffüsteyken Emre demiş ki: &#;Arkadaşım sen yarın bizim eve gel, beraber oynayalım.&#;

Efe çok mutlu olmuş, akşam annesinden Emre&#;ye gitmek için izin almış.

Yarın olunca okul çıkışında Emre&#;ye; &#;Hadi size gidelim&#; demiş.

Emre; &#;Ben sana şaka yapmıştım&#; demiş.

Efe üzülerek evine gitmiş.

Evde düşünmüş taşınmış ve arkadaşına bir ders vermek istemiş.

Okula gittiklerinde arkadaşının şişme parkı çok sevdiğini bilerek, ona; &#;Yarın okula şişme park gelecek&#; demiş.

Emre yarın olmasını heyecanla beklemiş. Şişme parkta eğlenmeyi çok istiyormuş.

Ertesi gün okulda şişme park olmadığını görünce çok üzülmüş.

Eve gidince annesine olanları anlatmış. İlk gün kendisinin yalan söylediğini, ikinci gün de arkadaşının yalan söylediğini söylemiş.

Annesi ona şakadan da olsa birbirlerine yalan söylememeleri gerektiğini güzelce anlatmış.

Ertesi gün, yalan söyleyerek şaka yaptığı için arkadaşı Efe&#;den özür dilemiş.

Efe aynı hatayı kendisinin de yaptığını fark ederek o da ondan özür dilemiş.

O günden sonra bir daha şaka da olsa yalan söylememişler.

Not: Bu yazıyı Yahya Eyüp Başar 11 yaşındayken yazdı.

Yahya Eyüp Başar /

Çocuk Bahçesi &#x;

Küçük çocuklara ahlaki değerler kazandırmak için hazırlanmış içerikleri okumak için tıklayın.

Fıkra Deposu &#x;

Birbirinden eğlenceli, eğitici ve neşeli fıkralar okumak için fıkra arşivimizi tıklayın.

Dünyadaki En İyi Yalancı Hikayesi

Babasının nasihatini unutan bir çocuğun dürüst olmayan bir değirmencinin yanında mısırını öğütmesiyle birlikte yalancı hikayesi başlıyor. değişik masallar okumak istiyorsanız tam da size göre.

Dünyadaki En İyi Yalancı Hikayesi

Dünyadaki En İyi Yalancı Masalı

Bir zamanlar, Oğlu ile beraber yalnız yaşayan yaşlı bir adam vardı. Bir gün çocuğunu yanına çağırarak ona bir torba mısır verdikten sonra bu mısırı sakalsız olan bir değirmencinin, değirmeninde öğütmemesini söyledi.

Çocuk mısırını alıp yola koyuldu, kısa bir süre sonra önünde sakalsız bir adam duran, büyük bir değirmenin yanına varmıştı.

Çocuk değirmenin önündeki adamın yanına giderek ona: &#;Merhaba biraz mısırım var burada öğütebilir miyim?&#; diye sordu.

Adam: &#;Olabilir, yaptığım işi bitirdikten sonra öğütebilirsin.&#;

O anda çocuk, babasının kendisine ne söylediğini hatırladı ve adama hiçbir şey demeden, mısırını eşeğine yüklediği gibi başka bir değirmen bulana kadar nehrin aşağısına doğru gitti.

Çocuk ikinci değirmene ulaştığında orada oturan değirmencinin de sakalsız olduğunu gördüğünde hiç durmadı. Başka bir değirmen bulana kadar yürüdü.

Epey bir yol gittikten sonra, çocuk kendi kendine: “Her değirmende sakalsız bir adam var her halde, en iyisi şu değirmenden mısırımı öğüteyim.&#; diye düşündü.

Mısırı değirmenin önünde indirerek öğütmek için değirmenin içine koydu. Sakalsız adam mısırı öğütürken çocuk babasının sözlerini hatırlıyor ve bundan da huzursuz oluyordu. Ama artık yapacağı bir şey yoktu.

Değirmenci mısırı öğütürken çocuğun yanına çağırarak &#;acıkmışsındır un benden yapması da senden bir kek yapalım&#; dedi.

Gerçekten aç olan çocuk bu teklifi kabul etti.

Değirmenci unu kazana koyduktan sonra çocuğa keki karıştırmasını söyledi. Kek pişirmek için hazır olduğunda ateşe koydular ve pişirilene kadar da etrafını küller ile kapladılar. 

Kek piştikten sonra değirmenci çocuğa şöyle dedi: &#;Eğer bu pastayı paylaşırsak, ikimizin de yeteri kadar keki olmaz. Gel bir yarış yapalım senle kim en büyük yalanı söylerse tüm keki o alsın.&#;

Çocuk, başka ne yapacağını bilmeden, &#;tamam; önce sen başla öyleyse&#; dedi. Sakalsız değirmenci yalan söylemeye başladı. Onun yalanlarından bıkan çocuk şöyle dedi:

&#;Söyleyebileceğiniz tek şey bu mu! Beni dinle, sana gerçek bir hikaye anlatacağım.

&#;Gençken, bir miktar kovan sahibiydik. Her sabah kalktığımda onları kontrol ederdim ve arı saymak çok kolaydı. Ama asla kovanları doğru bir şekilde hesaba katmazdım. Bir gün, arıları sayarken, en iyi arımın eksik olduğunu ve bir an bir horozun onu aldığını fark ettim. 

Yanımda bir torba dolusu mısır vardı. Çantayı sırtıma alarak onu kıyıya kadar takip ettim ve denizden geçtiğini gördüm. Takip etmem gerektiğini biliyordum. 

Denizin öteki tarafına ulaştığımda &#;Horozun arımı bir adama verdiğini gördüm, o anda bu benim arının!&#; diye bağırdım. 

Adam ise onu nereden aldın?&#; Kardeşim &#; diye cevap verdi.&#; sonrada &#;eğer seninse, onu al.&#; dedi 

Arımı geri verdi, horozu aldım ve arının arkasına yerleştirdim eve doğru yola koyuldum.

Denizden eve dönerken, darı torbasını tutan tellerden biri ikiye ayrıldı ve çuval doğrudan okyanusa düştü. Tabii ki tamamen kayboldu ve onun için bir şey yapmanın faydası yoktu.

Dünyadaki En İyi Yalancı Hikayesi Oku

Ardından horoza biraz saman verdim, ve kendim uyumaya gittim. Ama güneş ile birlikte uyandığımda bir sahneyle karşılaştım! Gece boyunca kurtlar gelmişti ve arılarımı yemişlerdi. Bal ise, vadide ve tepelerde yerdeydi. Sonra bu durumun en iyi şekilde nasıl düzeltilebileceğini düşünmeye başladım.

Elime küçük bir balta aldım, avlanmak için ormana girdiğimde bir geyik gördüm.

Onu tek bir darbe ile yaraladım derisinden üç büyük çanta yaptım. Bunların hepsi balla doluydu ve horozun arkasına yerleştirilmişti. 

Uzunca bir süre sonra evime vardım, bana çocuğunun yeni doğduğu söylendi ve bir keresinde ona serpmek için kutsal su götürmek zorundaydım.

Kutsal suyla geri geldiğimde tohumun verimli topraklara düştüğünü gördüm. Gözlerimin önünde büyüyordu. Bu yüzden kutsal suyu olduğu kadar pastayı da aldım ve denizde onlarla birlikte uçuyordum, büyük bir yağmur yağdı ve deniz kabardı.

Ah, tekrar dünyaya güvendiğime ne kadar üzüldüm. Aniden saçlarımın çok uzun olduğunu hatırladım. Bir bıçağı ele geçirdim ve büyük bir kilidi kestim. Ama ateş için ne yapmam gerekiyordu? 

Giysilerimde bir iğne olduğunu hatırladım, iğneyi alıp parçalara ayırdım ve yaktım, sonra uyumaya gittim. Ama şanssızlık beni takip etti. 

Bir anda yanmış olan saçların üzerinde yanan ateşten kıvılcım geldi. Çaresizlik içinde kendimi yere attım ve anında belime kadar battım. Dışarı çıkmaya çalıştım, ama sadece daha ileriye düştüm; eve koştum, bir kürek ele geçirdim, kazdım ve kutsal suları eve götürdüm. 

Yoldayken, olgun tarlaların biçerdöverle dolu olduğunu fark ettim ve aniden hava çok sıcacık oldu ki, erkekler baygın bir şekildeydi. 

Sonra onlara “İki gün kadar uzun ve yarım gün kadar geniş olan kıskacımızı niçin ortaya çıkarmıyorsunuz? Babam ne söylediğimi duyup kısrağına hızlıca atladı ve biçerdöverler ile çalıştı, ben de onlara bir miktar su getirmek istedim. 

Kuyuya vardığımda her şey donmuştu, biraz su çekmek için kafamı çıkarmalı ve buzu kırmalıydım. Su taşırken, orakların hepsi &#;Kafana ne oldu?&#; diye bağırdı. Elimi kaldırdım ve gerçekten kafamın olmadığını ve kuyuda bıraktığımı hatırladım. 

Onu aramak için geri koştum, ama bu arada, geçen bir tilki kafamı sudan çıkardı. Onu ondan geri aldım bu kek benim&#; diyerek keki eline aldı sakalsız değirmenci şaşkındı çocuk kek ile öğütülmüş mısırı alarak eve gitti. Sakalsız kişi ise hayal kırıklığı içinde arkasından bakakaldı.

Bu masal da ilginizi çekebilir.

Bebek Masalları &#; Eğitici Masallar &#; 7 Yaş Masalları

Yalan ve pişmanlık konulu hikaye. &#;Basit yalanlar bile sonunda pişman olunabilecek sorunlara yol açar.&#; ana fikrine göre yazılmış bir hikaye örneği.

Yalan ve Pişmanlık Konulu Hikaye (Sınav)

Yalan ve Pişmanlık Konulu Hikaye (Sınav)

SINAV

Melih o sene liselere giriş sınavına girecekti. Dersleri iyiydi. Fakat iyi bir okula girmek için çok çalışması gerekiyordu. Yazılım mühendisi olmak istiyordu. Bunun için de mutlaka iyi bir okulu kazanması şarttı.

Ailesi de Melih&#;i destekliyordu. Maddi durumları pek iyi değildi. Fakat babası çalıştığı tekstil fabrikasında fazla mesaiye kalıp Melih&#;e gerekli olan tüm test kitaplarını almaya çalışıyordu. Hatta Melih daha iyi çalışsın diye ona bir bilgisayar bile almıştı.

Melih&#;e bilgisayarda oyun oynamak, ders çalışmaktan daha keyifli geliyordu. Bu nedenle tüm gün ders çalışmak yerine bilgisayarda oyun oynuyordu. Anne ve babası şüphelenmesin diye yanına test kitabı açıyor, bilgisayarda arka planda da bir eğitim sitesi açıyordu. Anne babası geldiğinde hemen oyunu kapatıyor, ders çalışıyor gibi görünüyordu.

Babası ise internet parasını ödeyebilmek, test kitaplarını alabilmek için hem fazla mesai yapıyor hem de hiç dinlenmiyordu. İşten gelir gelmez hemen yatıyor, altı saatlik uykudan sonra kalkıp yine işe gidiyordu. Melih babasını doğru düzgün görmüyordu bile&#;

Sonunda sınav zamanı geldi çattı. Melih sınavının çok iyi geçtiğini söylüyordu fakat aslında hiç de iyi geçmemişti.

Sınavdan bir kaç gün sonra babası hastalandı. Her gün fazla mesai yaptığı ve hiç dinlenmeden çalıştığı için vücudu yorgun düşmüştü. Fabrikada kimyasal malzemelerle uğraştığından mıdır bilinmez, kanser teşhisi konmuştu.

Melih bu duruma çok üzüldü. Babası onun sınava iyi hazırlanması için gecesini gündüzüne katmıştı fakat Melih bu süreyi ders çalışmak yerine oyun oynayarak geçirmişti. Melih bundan pişman oldu. Söylediği yalanlar onu rahat bırakmıyordu.

Babasına her şeyi itiraf edip özür dilemek istedi. Fakat babası daha fenalaşınca acilen başka bir ildeki hastaneye kaldırmışlardı. Melih babasına yetişemedi. Babası o hastaneden bir daha dönmedi. Melih aslında sınavdan değil, insanlıktan kalmıştı&#;

*** Yalan ve Pişmanlık Konulu Hikaye (Sınav) hakkında söylemek istediklerinizi aşağıdaki yorum alanına yazabilirsiniz.

Yalan söyleme ile ilgili kısa hikayeler hakkında bilgi, Yalan söylemek ile ilgili kısa hikayeler

Ayşe annesine yardım etmeyi çok seviyordu. Ev işleri de çok ilgisini çekiyordu. Annesinin vitrindeki tabaklarını çıkarıp siliyor sonra tekrar yerine koyuyordu. Yine bir gün annesinin gözünden sakındığı tabaklarını çıkartıp silmeye başladı. Kendince vakit geçiriyor, bir çeşit oyun oynuyordu. Kardeşi Elif de Ayşe&#;nin yanına geldi ve beraber oyun oynamaya, tabakları silmeye devam ettiler.

Oyuna iyice dalan iki kardeşten Ayşe yanlışlıkla annesinin tabaklarından birini silerken elinden düşürdü. Elif de bunu görmüştü. Ayşe annesinden çok koktuğu için hiç sesini çıkarmadı. Ancak annesi patırtıyı çoktan duymuştu ve telaşla iki kız kardeşin yanına geldi.

Annesi yemek tabağının kırıldığını görünce çok kızdı çünkü o takımı çok seviyordu. Ayşe&#;ye tabağı kimin kırdığını sordu ancak Ayşe korkusundan yalan söyledi, suçu kardeşi Elif&#;in üstüne attı. Annesi de Elif&#;e ceza verdi ve odasından çıkmasını yasakladı.

Elif ise bu iftiraya hiç sesini çıkarmamıştı. Ablasının ceza almasını engellemek için suçu kabullense de içten içe çok üzüldü. Ayşe de bu duruma duygusuz yaklaşmadı ve suçu kardeşine attığı için çok üzüldü. Annesine gidip tabağı kendisinin kırdığını anlattı. Annesi de Ayşe&#;ye yalan söylediği için çok kızdı ve kardeşinden özür dilemesini istedi. Tabi ki Ayşe ceza almaktan da kurtulamadı.

Bu hikayede de gördüğümüz gibi yalan söylemek son derece kötü bir davranıştır ve her zaman dürüstlük seçilmelidir. Çünkü yalan insanların başına farklı işler açabilir, daha kötü bir duruma düşürebilir.

Yalan Söylemek İle İlgili Kısa Hikayeler Hakkında Yorumlarınızı Hemen Paylaşabilirsiniz.

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir