Destan, milletlerin yaşamlarında oldukça önemli etkileri bulunan, doğal olayların anlatıldığı, toplumsal ve tarihi bilgilerin yer aldığı, hayal ürünü ile desteklenerek yazılmış olan eserlere denir. Konusu oldukça çekici olan Türeyiş Destanı, özellikle Türker tarafından araştırılıyor olsa da yabancı insanlar tarafından da sıklıkla araştırılan bir destandır.
Türeyiş Destanı Nedir, Kime Aittir?
Destanların hangi millete ait olduğunu bilmeden araştırıp okuyan kişiler destandan çok bir şey anlamayabilirler. Bu nedenle destanın kimlere ait olduğunu bilmek destanın anlaşılabilirliği açısından oldukça önemlidir. Türeyiş Destanını okuyan kişilerin etkilenmemesi çok zordur. Çünkü Türeyiş Destanı oldukça etkileyici bir Türk Destanıdır.
Türeyiş Destanı Konusu
Türk destanlarının hemen hepsi kişilerde hayranlık uyandıracak eserlerdir. Destanlardan bir tanesi de Türeyiş Destanıdır. Uygur Devleti'ne ait olan bu destan Göktürk Devleti'nin yıkılmasından sonra Türklerin tekrar nasıl ayağa kalktığını anlatır. Hükümdarın kızı Bozkurt ile evlenerek soyunu devam ettirir. Fakat bu Bozkurt tanrıdır. Tanrı, Bozkurt suretine bürünerek Hun Hakan'ın kızı ile evlenmiş ve bu sayede Bozkurt ruhu taşımakta olan çocuklar dünyaya gelmiştir. Aynı zamanda dünyaya gelen Bozkurt çocukları Bozkurt sesine sahiptir. Yine bu çocuklar da Bozkurt ruhunu içlerinde barındırarak çoğalmışlardır.
Türeyiş Destanı Özeti
Büyük Hun Hakanlarından bir tanesinin 2 kızı varmış. Bu kızların ikisi de çok güzelmiş. O kadar güzellermiş ki Hunlar, iki kızın da sadece ilhanlar ile evlenebileceğine inanıyorlar ki ve aynı zamanda bu kızların insanlar için yaratılmadığına inanıyorlarmış. Hakan da bu şekilde düşündüğünden dolayı 2 kızı da insanlardan uzak tutabilmek için çareler arıyormuş. Ülkenin en kuzeyinde, insanların uğramadığı hatta hiç ayak basmadıkları bir yerde, oldukça yüksek bir kule yaptırmıştır.
İki güzel kızını da bu kuleye kapattırmıştır. Sonrasında da kendi içerisinde inandığı tanrısına yalvarmaya başlamıştır. Tanrısına o kadar çok yakarmış ve yalvarmış ki, en sonunda bir gün, tanrısı bozkurt suretine girerek gelmiştir. Sonra bu bozkurt, kızlarıyla evlenmiştir. Evlilikte oldukça çok çocuk dünyaya gelmiştir. Bu çocuklara ise Dokuz Oğuz - On Uygur denmiştir. Bu çocukların tamamının sesi bozkurt sesine benzemiştir. Yine bu çocuklar bozkurt ruhunu içlerinde yaşayarak soylarını devam ettirmişlerdir.
Yaratılış Destanı kime aittir sorusuna pratik şekilde cevap bulmanız mümkündür. Yaratılış Destanı hangi devlete aittir sorusu da aynı araştırma içinde öğrenilebilecek araştırma konuları arasındadır. Yaratılış Destanı özeti, lise eğitimlerinde dahi edebiyat derslerinde işlenen bir konudur. Bunun yanında edebiyat fakültelerinde de konu irdelenir. Yaratılış Destanı konusu ile ilgili merak ettikleriniz yazımızın devamında.
Dünya ilk başta uçsuz bucaksız sular içindedir. Tanrı Ülgen'e göklerden gelen bir emir ile denizden çıkan taşı alması emredilir. Tanrı Ülgen de taşı alır ve taşın üstüne biner. Artık Tanrının üzerine bineceği bir taşı vardır.
Tanrı Ülgen, bu taşın üzerinden gökyüzüne bakarak bir dünya yaratmaya çalışır. Tanrı Ülgen bunu düşünürken suların altından çıkan Ak Ana Tanrı Ülgen'e "yaptım oldu demen yeterli" der. Bunu dedikten sonra da ortadan kaybolur.
Bundan sonra da Tanrı Ülgen 6 günde dünyayı yaratmıştır. Sonrasında ise Tanrı Ülgen bir toprak parçasının sular üstünde yüzdüğünü görür. Bu toprağı alarak ilk insanı yaratır. İlk insanın adı da Erlik olur.
Tanlı Ülgen insanı yarattıktan sonra ortadan kaybolur. Yaratılan insan ise daha sonradan Tanrı'yı bulur. Belli bir süre sonra Erlik hırsla dolar taşar ve Tanrı'Nın gücünü kıskanır. Bunun üzerine "keşke ben de bir insan yaratabilsem" demeye başlar.
Tanrı, Erlik'in bir işe yaramadığını düşünerek ve insanı korumak maksadıyla Mandı Şire adı verilen bir kahraman yaratır. Sonrasında ise 7 kişi daha yaratır. İnsanlık bu şekilde çoğalıp dünya üzerinde yer işgal etmeye başlar.
Yaratılış Destanı Altaylara aittir. Yukarıdaki destanın konusu ve özetinden de anlaşılacağı üzere destanın konusu baştan sona İslam inancına aykırıdır. Bu nedenle İslam dinini benimsemiş olanlar bu destanın gerçekliğine inanmazlar.