Tarih: 09 Temmuz Nafile NamazlarKurbanNamaz Nasıl Kılınır?
Şükür namazı, nafile bir namazdır. Bu namaz bir felaketten, bir belâ ve musibetten kurtulunca yada güzel bir haber duyunca Allah’a olan şükrümüzü ifade etmek için kılınabilir. Peygamberimizin (s.a.v.) de bazı zamanlar bu şekilde namaz kıldığı bildirilmektedir. Ayrıca abdest alınınca ve kurban kesildikten sonra da şükür namazı kılınır.
Bir nimete kavuşan veya sıkıntıdan kurtulan kişi abdest aldıktan sonra “Niyet ettim Allah rızası için iki rekat şükür namazı kılmaya” diye niyet ettikten sonra iki veya dört rekat namaz kılar ve secdede Allah’a şükreder ve edebildiği kadar dua eder.
Şükür Namazı ile İlgili Hadis-i Şerif:
Efendimiz, sevindiğinde veya sevindirici bir haber aldığında, Allâh’ın bu ihsânına şükretmek için secdeye kapanır ve namaz kılardı. (İbniMâce, Salât, )
Enes bin Mâlik (r.a.) şöyle anlatmaktadır:
Nebiyy-i Ekrem Efendimiz, bir ihtiyacının görüldüğü husûsunda müjdelenmişti, bunun üzerine hemen secdeye kapandı. (İbn-i Mâce, Salât, )
Şükür Secdesi Nasıl Yapılır: Şükür secdesi aynen tilâvet secdesi gibidir. Abdestli bir şekilde şükür secdesine niyet edilir, eller kaldırılmadan “Allâhü Ekber” diyerek tekbir alınır, secdeye varılır, mümkün olduğu kadar uzun secde yapılır, sonra da kalkılır.
Şükür Namazı Kaç Rekattır: Şükür Namazı 2 rekat olarak kılınır.
Şükür Namazı Ne Zaman Kılınır: Namaz kılmanın mekruh olduğu kerahat vakitler haricinde her zaman kılınabilir.
2 Rekatlık Şükür Namazı Nasıl Kılınır?
1. Rekat
2. Rekat
Kurban kesen kişinin şükür maksadıyla iki rekât Şükür namazı kılması sünnettir. Kişi bu namazdan sonra, kurban kesilirken okunan duayı okuyabileceği gibi daha başka dualar da okuyabilir.
1. Rekat
2. Rekat
İslam ve İhsan
PAYLAŞ:
İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)
Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.
“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.
İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)
Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.
Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)
Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır.Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.
Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/)
Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.
İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.
İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.
Erkam Medya © islam&ihsan
2. Rekat
Ayağa kalkarak kıyama dururuz.
Besmele çekeriz.
Fatiha okuruz.
Kur'an'dan en az, kısa üç ayet veya üç ayet miktarı uzun bir âyet okuruz.
Rükuya gideriz.
Secdeye gideriz. Doğruluruz, tekrar secdeye gideriz.
Oturarak Ettahiyyatu ve Allâhumme salli, Allâhumme Bârik ve Rabbenâ dualarını okuruz.
"Es selâmu aleyküm ve rahmet'ullah" diye sağa ve sola selam vererek namazı tamamlarız.
Şükür Namazı ile İlgili Hadis-i Şerif
Efendimiz, sevindiğinde veya sevindirici bir haber aldığında, Allâh'ın bu ihsânına şükretmek için secdeye kapanır ve namaz kılardı. (İbniMâce, Salât, )
Enes bin Mâlik (r.a.) şöyle anlatmaktadır:
Nebiyy-i Ekrem Efendimiz, bir ihtiyacının görüldüğü husûsunda müjdelenmişti, bunun üzerine hemen secdeye kapandı. (İbn-i Mâce, Salât, )
Allâh Teâlânın ihsân etmiş olduğu sayısız nimetlere şükretmek bütün insanların yerine getirmesi gereken bir borçtur. Şükür, verilen nimeti artırdığı gibi, şükürsüzlük de onun zevâline ve hatta sâhibinin şiddetli bir azâba mâruz kalmasına sebeb olur. Peygamber Efendimiz -sallallâhu aleyhi ve selem- sevindiğinde veya sevindirici bir haber aldığı zaman Allâha şükretmek için secdeye kapanır ve namaz kılardı. Nitekim İslamın azılı düşmanı Ebû Cehilin başının kesildiği kendisine müjdelendiği zaman iki rekat şükür namazı kılmıştı (İbn-i Mâce, İkâmetüs-salât, )
Enes bin Mâlik -radıyallâhu anh- de şöyle anlatmaktadır: "Nebiyy-i Ekrem -sallallâhu aleyhi ve selem-, bir ihtiyacının görüldüğü hususunda müjdelenmişti, bunun üzerine hemen secdeye kapandı." (İbn-i Mâce, İkâmetüs-salât, )
Teravih, kelime anlamı olarak dinlendirmek anlamına gelen terviha kelimesinin çoğulu olarak biliniyor. Müslüman aleminin mübarek ayı olan Ramazan ayında yerine getirilen nafile namazı olarak biliniyor.
Teravih namazı Peygamberimiz Hz. Muhammed'in kıldırdığı bir namaz olmasından dolayı bu namazı kılmak sünnetin bir gereğidir. Teravih namazı sadece Ramazan ayında yerine getirilen bir namaz olmasından dolayı da Müslümanlar tarafından ayrı bir özelliği ve önemi söz konusudur.
Mübarek Ramazan ayında kılınan teravih namazı, sadece bu aya has kılınan bir namazdır. Dinlendirmek anlamına gelen teravih kelimesi, Müslümanların Ramazan ayı süresince kendilerini hem bedenen hem de ruhen dinlendirmeleri anlamına geliyor.
On bir ayın sultanı olarak belirtilen Ramazan ayında tutulan oruçlarla bedenen, kılınan teravih namazı ile ise ruhen dinlendirmek anlamı ön plana çıkıyor.
Teravih namazı Mübarek Ramazan ayında cemaatin bir araya gelmesi, toplu ibadet etmesi açısından da büyük önem taşıyor. Aynı zamanda teravih namazı öncesinde imam tarafından birlik ve beraberlik mesajlarının verilmesi cemaatin ilgisini çeken bir durum olarak görülüyor.
Teravih namazında her dört rekatta bir selam vererek kılmak caiz olarak biliniyor. Ancak din bilginlerinin de belirttiği üzere her iki rekatta bir selam vererek kılmanın da daha faziletli olduğu söyleniyor. Teravih namazında her dört rekatın bitiminde bir süre oturup dinlenmenin de müstehap olduğu belirtiliyor.
Her dört rekatın sonunda yapılan bu dinlenmelerde la ilahe illallah diyerek salavat ile meşgul olunmasının daha uygun olacağı belirtiliyor. Birçok İslam bilginin teravih namazının kişilerin tek başına yerine getirebileceği bir namaz türü olarak belirtmesinin yanı sıra cemaat ile de kılınmasının uygun olacağı belirtiliyor.
Peygamberimiz Hz. Muhammet (S.A.V) ashabıyla beraber teravih namazı kıldığı, ancak ashabının hevesini görünce farz olarak algılanır diye cemaatle kılmayı bırakarak teravih namazını yalnız kılmaya devam ettiği biliniyor. Bu nedenden dolayı teravih namazının farz değil tamamı sünnet olduğu kabul ediliyor. Teravih namazı ayetler ile sabit olmadığı için farz olarak kabul edilmiyor.
Teravih namazı, peygamberimizin mübarek bir ay olan ramazan ayının şükür anlamında kıldığı bir sünnettir. Ramazan ayı Müslümanlar tarafından büyük öneme sahip olduğundan teravih namazına ramazan aylarında büyük bir rağbet söz konusu. Teravih namazı kılınırken okunan dualar diğer namazlar ile okunan dualar ile aynı olduğu biliniyor.
Ramazan ayına mahsus bir namaz olan teravih namazı yirmi dört rekattan oluşan bir namazdır. Teravih namazı, birçok İslam ülkesinde cemaat ile kılınıyor. Genel olarak iki rekatta bir selam verilmek suretiyle toplamda da yirmi rekat olarak kılınıyor. Ancak teravih namazının rekat sayısı mezheplere göre de değişiklik gösteriyor.
Özellikle Hz Ömer'in uygulamasına istinaden bütün mezheplerce yirmi dört rekat olarak kabul edilse de Maliki mezhebinde otuz altı rekat olarak kılınırken Şafi mezhebinde ise sekiz rekatta kılınabileceği konusunda mevcut görüşler söz konusudur.
Yatsı namazını cemaat ile kılanlar, teravih namazını yalnız ve vitri namazını yeniden cemaat ile kılabiliyor. İmam ile birlikte yatsının farzı kılınmış olsa ve sonrasında imam gitmiş olsa cemaatten biri imam olarak teravihi ve vitri kıldırması sahih olarak kabul ediliyor.
Vitir ve teravih namazının vakti yatsı namazının vaktinde kılınır. Ancak hem vitir namazı hem de teravih namazı yatsı namazının farzından sonra kılınıyor. Bu nedenle yatsı namazının farzından önce kılınan vitir ya da teravih namazının iade edilmesi din bilgileri tarafından dile getiriliyor. Eğer ki teravih namazının vakti geçmiş ise teravihin kazası gerekmiyor. Ancak vitrin kazası gerekiyor.
Teravih namazı yirmi dört rekat ve sadece Ramazan ayına mahsus olarak kılınan bir namazdır. Ramazan aylarında yatsı namazından sonra kılınır. Teravih namazını diğer namazlardan ayıran en önemli ayrım teravih namazında diğer namazlardan farklı olarak her dört rekatta bir selam verilmesidir.
Ancak bazı görüşlere göre de her iki rekatta bir selam vermenin de caiz olduğu kabul ediliyor. Teravih namazına diğer namazlarda olduğu gibi niyet ederek başlanır. Diğer namazlardaki dualar ile namaza devam edilir.
Teravih namazı evde kılınabilen bir namazdır. Aile bireylerinin teravih namazını tek başlarına kılmayı tercih edebileceği gibi tek tek de kılabilecekleri bir namazdır. Aile bireyleri içinde Kuranı kerimi en iyi okuyan ve namaz ile ilgili usulleri en iyi bilen bir kişi diğer aile bireylerine imam olarak toplu bir şekilde de kılınabiliyor.
Peygamberimiz Hz. Muhammet zamanında teravih namazı başlarda cemaatle ile kılınırken ancak teravih namazının farz olmaması nedeni ile peygamberimiz teravih namazını ayrı kılmayı tercih ettiği belirtiliyor.
Teravih namazı eğer ki evde kılınacaksa evdeki bireyler ile cemaat şeklinde kılınabileceği gibi bireysel olarak da kılınabiliyor. Görüldüğü üzere teravih namazını diğer namazlardan ayıran en belirgin özellik teravih namazının diğer namazlara göre kılınış şekli ve yeri olarak daha esnek olmasıdır.
Teravih namazı nafile bir ibadet türü olduğundan farz gibi kabul edilmesi İslam bilginleri tarafından doğru kabul edilmiyor. Bu nedenle teravih namazını kılacak olan kişilerin yorgunluk, müsait olamama ve diğer nedenlerden dolayı teravih namazlarını evlerinde 8, 10, 12, 14, 16 ve 18 rekat olacak şekilde kılınması durumunda sünnetin yerine getirildiği biliniyor.
Ancak teravih namazının cemaat ile birlikte kılınmasının daha iyi olacağı görüşü de hakim. Teravih namazında cemaat olmanın önemi din bilgileri tarafından sık sık dile getiriliyor.