yedek akçe ne demek / Yedek Akçe, Merkez Bankası, Hazine

Yedek Akçe Ne Demek

yedek akçe ne demek

a  a  a  a  a  a  a  a  a  a  a  a  a  a  a  a  a  a  a  a  a  a  a  a  a  a  a  a  a  a  a  a  a  a  a  a  a  a  a  a  a  a  a  a  a  a  a  a  a  a  a  a  a  a  a  a  a  a  a  a  a  a  a  Merhum Aydın AKBULAK’ın aziz hatırasınaa  a  a  a  a  a  a  a  a  a  a  a  a  a  a  a  a  a  a  a  a  a  a  a  a  a  a  a  a  a  a  a  a  a  a  a  a  a  a  a  a  a  a  a  a  a  a  a  a  a  a  a  a  a  a  a  a  a  a  a  a ()
a  a  a  a  a  a  a  a  a  a  a  a  a  a  a  a  a  a  a  a  a  a  a  a  a  a  a  a  a  a  a  a  a  a  a  a  a  a  a  a  a  a  a  a  a  a  a  a  a  a  a  (Kara Harp Okulu ; İDMMA )

  1. GİRİŞ

Türk ticaret hukuku yazınında, özellikle de anonim şirketler uygulamasında en çok tartışılan konulardan birisi, kuşkusuz “yedek akçeler” olagelmiştir. Hem ayrılan akçenin matrahını oluşturan kaynağın, yani karın gerek vergi gerekse ticaret hukuku açısından farklı anlam ve nitelikte olması, hem de uygulayıcıların konuya ilişkin düzenlemeleri uygulama konusunda farklı yaklaşımları yedek akçeler ile ilgili tartışılmaların temel etkeni durumundadır.

Hukuk yazını irdelendiğinde, yedek akçe ayırmanın temel amaçları;

  • Borçların zamanında ödenmesini sağlayarak, alacaklıların haklarını korumak,
  • Dönem karının belirlenmesindeki öznelliği ortadan kaldırmak veya azaltmak,
  • Kredi sözleşmelerinden doğan yükümlülükleri yerine getirmek,
  • İş yaşamındaki belirsizliklerden doğan riski azaltmak,
  • Gelecekteki olası zararları karşılamak,
  • Varlıklarda olası değer düşüşlerini karşılamak,
  • Kar dağıtımında istikrar sağlamak ve
  • İş hacminin gelişmesi nedeniyle artacak işletme sermayesi gereksinimini karşılamak

biçiminde sıralanmaktadır.

  1. YEDEK AKÇE: Kavram ve Benzer Kavramlar

Yedek Akçe Kavramı

Yedek akçe, “esas sermayeyi aşan net malvarlığı” biçiminde tanımlanmaktadır. Bu net malvarlığı,

  • Kardan yapılacak zorunlu veya isteğe bağlı ayırmalarla oluşabileceği gibi,
  • Aktif değerlerdeki (işletme varlıklarındaki) değer artışları
  • Yahut değerleme ilkelerinin müsaadesi içinde düşük değerlemeden kendi kendine

de teşekkül edebilir.

Bir başka ifadeyle, yedek akçenin kaynağı sadece “kar” olmayıp, “değer artışları” da yedek akçenin diğer bir kaynağını oluşturur.

Gizli yedek akçenin gerçekleşmesinin yollarından biri de özellikle duran varlıklardaki değer artışları ve düşük değerlemedir.

Yedek akçe bazen de pay bedelinin itibari/nominal değeri aşan ihraç bedellerinden ve ıskat (çıkarma, düşürme; Arapça “sakat/sukut”) kazançlarından doğabilir.

Yedek akçeler, esas sermaye yanında anonim ortaklığın öz varlığının bir parçasını oluştururlar. “Öz varlık” deyimi ile anonim ortaklığa ait olan, üçüncü kişilerin üzerinde herhangi bir alacak hakkı bulunmayan varlık anlaşılmalıdır. Buna karşılık anonim ortaklığın borçları, üçüncü kişilerin alacaklarından meydana gelir ve anonim ortaklığa yabancı bir varlıktır.

 

Tablo 1: Yedek Akçe Türleri

1Ayrılmalarını öngören veya karara bağlayan kaynak açısından yedek akçe türlerii. Esas sözleşmesel yedek akçeler

ii. Genel kurul kararı ile ayrılan yedek akçeler

2Ayrılış amaçları açısından yedek akçe türlerii. Serbest yedek akçeler

ii. Bağlı yedek akçeler

3Bilançoda yer alış şekilleri açısından yedek akçe türlerii. Açık yedek akçeler

ii. Gizli yedek akçeler

4Kökeni yönünden yedek akçe türlerii. Kardan ayrılan yedek akçeler

ii. Esas sermayenin itibari değerini aşan ödemelerden doğan yedek akçeler

Benzer Kavramlardan (Karşılıklar, Aktarılan Karlar, Amortismanlar) Farklılıkları

&#; Karşılıklar

“Karşılıklar” bilanço hukukunun en bilinen kalemlerinden biri olup, şüpheli borçlardan, askıdaki işlemlerden, gelecekte yerine getirilecek borçlardan doğması olası kayıplar için ayrılan, amaç hükmü belirli yedek akçelerdir.

Karşılıklar, Türk Ticaret Kanunu (TTK) m’e göre, Türkiye Muhasebe Standartlarına (TMS) göre ayrılır. Mülga sayılı TTK m ise karşılıkları, “ileride yerine getirilecek teslim ve tesellüm mükellefiyetlerinden veya bunlara benzer taahhütlerden doğması muhtemel zararlara karşılık olmak üzere konulan yedek akçeler” olarak tanımlamaktadır. Görüldüğü gibi, karşılıklar genel bir maksat hükmü taşıyamazlar. Yasada tahdidi olmasa bile, dar bir maksat öngörülmüştür. Karşılıklar her türlü zarar tehlikesinin değil, yalnızca, “gerçekleşmesi şüpheli yükümlülük ve askıdaki işlemlerden doğabilecek muhtemel kayıplar” için ayrılabilirler. Geçerli bir karşılık ayırabilmek için maksadın “zarar” ile ilişiği gözden uzak tutulmamalıdır. Muhtemel masraflar için karşılık ayrılamaz.

TTK m hükmünde sarih olarak yer almasa bile, işletme bilançosunun belli aktif kalemlerinde meydana gelen değer değişmeleri dolayısıyla ayrılan karşılıklar da aynı niteliktedir. Bunun gibi, “hukuki ihtilaflar” ile vadeli borsa işlemlerinden doğan zararlar, müşterilere verilen her türden güvenceler, sigorta edilebilen riskler, kambiyo zararları ve çeşitli cezalar için ayrılan karşılıklar da kavramın kapsamındadır. İmtiyazlı şirketlerde[1] sabit kıymetlerin yenilenmesi için ayrılan tutarlar, birden fazla hesap dönemlerine dağıtılacak masraflar dolayısıyla ayrılan karşılıklar ve emeklilik paraları ile kıdem tazminatları için ayrılanlar da aynı niteliktedir. Karşılıklar iki gruptur: yıllık kardan ayrılanlar ile yıl içinde karı azaltıcı gider şeklinde tesis edilenler. TTK m hükmünde anılanlar, daha çok kardan ayrılanları ifade etmektedir. Çünkü bunlar yedek akçe niteliğindedir. Ancak, bu madde, geniş bir yorumla birinci tür karşılığı da kapsayabilir. Karşılıklar, gizli yedek akçe ayrılmasının klasik aracıdır.

&#; Aktarılan Kar

“Geçen yıldan aktarılan kar”ın niteliği tartışmalıdır. Tartışmanın uygulama açısından önemi kendisini özellikle TTK m (Mülga TTK m) hükmü uyarınca ayrılacak kanuni yedek akçenin hesabında, aktarılan karın o yılın safi karına katılıp katılmaması noktasında gösterir. Genellikle kabul edilen görüş, aktarılan karın yedek akçe niteliğini taşıdığıdır.

&#; Amortismanlar

“Amortisman”, duran varlıklarla ilgili bir değer düzeltme olup, bir varlığın maliyet değerinin o varlığın -öngörülen- kullanma süresine bölünmesi ve böylece varlığın masraf olarak değerinin kullanılma yıllarına gider olarak dağıtılmasıdır. Bu varlığın her yıla isabet eden gider tutarı o yıla yazılmalıdır. Bu giderlere amortisman payı denir. Öngörülen yılların sonunda söz konusu varlık amorti edilmiş olur. Kullanma süreleri devletçe belirlenir.

Amortismanlar,

  • Ya o yıla ait tenzilat yapıldıktan sonra bakiye aktif değerin bilançoya konulmaları (“doğrudan amortisman”)
  • Veya aktiflerin olduğu gibi bilanço değeri ile aktife geçirilmeleri ve tenzilat (amortisman) paylarının pasife ayrı bir kalem olarak alınması (“dolayısıyla amortisman”)

suretiyle bilançoya yazılırlar.

İkinci şekilde amortisman ayrılmışsa, her yıl eklenen tutarlar ile bir kalem halinde pasifte görünür. Bu tutarlar esas sermayeyi aşan malvarlığı olmadıkları için yedek akçe olarak nitelendirilmezler. Amorti edilmiş varlık 1,-TL ile bilançoda yer alır ve gerçek değeri kadar gizli yedektir.

  1. TTK’DA YEDEK AKÇELER

Ayrılmalarını Öngören Kaynak Açısından Yedek Akçeler

Genel kanuni yedek akçeler[2]

Genel kanuni yedek akçelerin ayrılmalarını öngören kaynak TTK olup, ayrılmaları zorunludur. Harcanmaları da özel kurallara bağlanmış ve harcanma yerleri gösterilmiştir. Aksine hareket TTK’ya aykırılık oluşturur ve yönetim kurulunun sorumluluğunu (TTK m) doğurup, onayan genel kurul kararının iptaline, hatta yokluğuna sebep olabilir (TTK m).

Pay sahiplerine kar dağıtımı yapılabilmesinin ön koşulu kanuni ve esas sözleşmede öngörülen isteğe bağlı yedek akçelerin ayrılmasıdır (TTK m/1).

Yönetim kurulu üyelerine kazanç payları da, sadece net kardan ve ancak kanuni yedek akçe için belirli ayrım yapıldıktan ve pay sahiplerine ödenmiş sermayenin %5’i oranında veya esas sözleşmede öngörülen daha yüksek bir oranda kar payı dağıtıldıktan sonra verilebilir (TTK m).

Genel kanuni yedek akçeler TTK m’da[3] düzenlenmiştir. Sistemimize göre kanuni yedek akçenin “olağan kaynağı” yıllık kardır (Mülga TTK m’da “safi kar”).

Emisyon primi ile iptal edilen senetler dolayısıyla elde edilen ıskat kazancı ise (TTK m/2) bu kalemin “olağanüstü kaynakları”dır. Bu olağanüstü kaynağın kökenini sermayenin itibari değerini aşan ödemeler teşkil eder.

Kanuni yedek akçenin belli bir tavana kadar ayrılması zorunludur. Tavan aşılınca zorunluluk da ortadan kalkar. Tavan ödenmiş sermayenin beşte biri (%20’si) olarak saptanmıştır.

Ayrıca her yıl ayrılması gerekli tutar da belirlenmiştir. Öyle ki, her yıl yıllık karın %5’i genel kanuni yedek akçe olarak ayrılır (Birinci Ayırım”). Esas sözleşmeler ölçüyü büyütebilecekleri gibi tavanı da yükseltebilirler (TTK m). Bu suretle ayrılan yedek akçeleri, kanuni yedek akçe benzeri yedek akçeler diye adlandırabiliriz. Anılan yedek akçeler harcamada kanuni yedek akçelerin sistemine bağlıdır. Ancak genel kurul bu zorunluluğu her zaman kaldırabilir.

 

Kutu 1: Türk Hukukunda Kar Dağıtımını Yönlendiren Başlıca Düzenlemeler

Ülkemiz ticaret hukukunda kurumlarda kar dağıtımını yönlendiren başlıca düzenlemeler;

i.a a a a a a a a a a a a a a a  Türk Ticaret Kanunu,

ii.a a a a a a a a a a a a a a a  Sermaye Piyasası Kanunu (SPKn),

iii.a a a a a a a a a a a a a a a  Gelir ve Kurumlar Vergisi Kanunları ile Vergi Usul Kanunu,

iv.a a a a a a a a a a a a a a a  Anonim ve limited şirketlerin esas sözleşmeleri ve sözleşmeleri ve

v.a a a a a a a a a a a a a a a  Anonim şirket genel kurullarında alınan kararlardır.

Anılan hukuk sistematiğinde yer alan kanunlara bakıldığında ülkemizde anonim şirketler (veya diğer sermaye şirketleri) bakımından kar dağıtım zorunluluğu bulunmadığı görülmektedir.

Nitekim TTK m kanuni ve esas sözleşmede öngörülen isteğe bağlı yedek akçeler ayrılmadıkça pay sahiplerine dağıtılacak kar payı belirlenemez hükmüyle yedek akçe ayrımını ortaklara kar payı dağıtımının ön koşulu olarak öngörmüş, ancak kar payı dağıtımını zorunlu değil, şirketin isteğine bağlamıştır. Öte taraftan, halka açık anonim şirketler bakımından da SPKn m’da zorunluluk bulunmamaktadır. Söz konusu m uyarınca, halka açık ortaklıklar, karlarını genel kurulları tarafından belirlenecek kar dağıtım politikaları çerçevesinde ve ilgili mevzuat hükümlerine uygun olarak dağıtırlar. Kurul halka açık ortaklıkların kar dağıtımı politikalarına ilişkin olarak, benzer nitelikteki ortaklıklar bazında farklı esaslar belirleyebilir. Kanunen ayrılması gereken yedek akçeler ve esas sözleşmede pay sahipleri için belirlenen kar payı ayrılmadıkça başka yedek akçe ayrılmasına, ertesi yıla kar aktarılmasına ve intifa senedi sahiplerine, yönetim kurulu üyelerine ve ortaklık çalışanlarına kardan pay dağıtılmasına karar verilemeyeceği gibi, belirlenen kar payı ödenmedikçe bu kişilere kardan pay dağıtılamaz. Halka açık ortaklıklarda kar payı, dağıtım tarihi itibarıyla mevcut payların tümüne, bunların ihraç ve iktisap tarihleri dikkate alınmaksızın eşit olarak dağıtılır. Halka açık ortaklıkların sermaye artırımlarında, bedelsiz paylar artırım tarihindeki mevcut paylara dağıtılır. Halka açık ortaklıklar tarafından bağış yapılabilmesi veya pay sahibi dışındaki kişilere kardan pay dağıtılabilmesi için esas sözleşmede hüküm bulunması şarttır. Yapılacak bağışın sınırı halka açık ortaklık genel kurulunca belirlenir. Kurul, bağış tutarına üst sınır getirmeye yetkilidir. Ortaklıkların ilgili mali yıl içinde yapmış olduğu bağışlar, dağıtılabilir kar matrahına eklenir.

Tablo 2: Halka Açık Anonim Şirketler Bakımından Temettü Dağıtımının Gelişimi
YıllarDağıtım Oranı
(*)%%75
(**)Asgari %50
(***) Asgari %50

Asgari %20

Asgari %20
Asgari %30
Asgari %30
Asgari %20
Asgari %20
Asgari %20
ve Günümüz (****)Şirketler serbestçe belirler

(*) SPK’nın tarih ve sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren Seri: IV No:1 Sermaye Piyasası Kanunu’na Tabi Olan Anonim Ortaklıkların Uyacakları Esaslar Tebliği’nin 7. maddesi ile dağıtılabilir karın en az %50’si en çok %75’i olarak tespit edilmiş olan birinci temettü oranı, anılan Tebliğ’de değişiklik yapan tarih ve sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren Seri: IV No: 15 Tebliğ ile en az %50 olarak değiştirilmiştir.

(**) Seri: IV, No Tebliğ’in 7’inci maddesi ile SPK’ya tanınmış olan temettü dağıtım zorunluluğu getirebilme yetkisi ilk kez yılında kullanılmıştır.

(***) SPK’nın tarih ve sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren Seri: IV No Sermaye Piyasası Kanunu’na Tabi Olan Halka Açık Anonim Ortaklıkların Temettü ve Temettü Avansı Dağıtımında Uyacakları Esaslar Hakkında Tebliğ ile Seri: IV, No: I Tebliğ’in 7. maddesi yürürlükten kaldırılmış ve birinci temettü oranı dağıtılabilir karın en az %20’si olarak değiştirilmiştir.

(****) Günümüzde halka açık şirketler bakımından kar dağıtımı, SPKn m ve II sayılı Kar Payı Tebliğine tabi bulunmaktadır.

Şirketin isteği ile ayırdığı yedek akçeler[4]

Şirketin isteğiyle ayırdığı yedek akçeler, oto finansman için ve bünyeyi kuvvetlendirmek amacı ile anonim ortaklığın oluşturduğu yedek akçelerdir. Anonim ortaklık bu yedek akçeleri ayırıp ayırmamakta tamamen serbesttir: böyle bir zorunluluğu esas sözleşmesine isterse koyar, istemezse koymaz. Anonim ortaklık isterse esas sözleşmesel zorunluluğu ortadan kaldırabilir. Onun için söz konusu yedek akçeler “ihtiyari akçeler” diye anılırlar. İhtiyari yedek akçeleri “umumi olarak” düzenleyen TTK m (Mülga TTK m) hükmünde herhangi bir amaca yer verilmemiş, “tahsis ve sarf yerlerinin tespiti”nde anonim ortaklık serbest bırakılmıştır. Esas sözleşme ile kullanılma yeri kesin maksat hükmüne bağlanabilir veya hiçbir maksat öngörülmeyebilir.

Genel kurul kararı ile ayrılan (olağanüstü) yedek akçeler

Olağanüstü yedek akçeler, dağıtılmayan karların toplanması ile oluşurlar. Esas sözleşme müsaitse genel kurul yıllık karı kısmen veya tamamen dağıtmaya veya yedek akçeye almaya yetkilidir. Bunun için -esas sözleşmede aksi öngörülmemişse- adi yeter sayı aranır. Olağanüstü yedeklerin çoğu kez bağlayıcı bir amaçları yoktur. Ayrılmaları bir genel kurul kararı ile olduğu gibi, gene bir genel kurul kararı ile de dağıtılabilir veya başka bir amaca tahsis olunabilirler.

Serbest veya Bağlı Olmaları Açısından Yedek Akçeler

Kanuni (genel) amaca bağlı yedekler

Herhangi bir amaç hükmüne sahip olmayan yedek akçeler, ihtiyaç olduğu her hale ve duruma göre harcama kolaylığı veren yedek akçelerdir. Bunlar ya esas sözleşme ya da genel kurul kararı ile ayrılırlar. Çözülme ve harcama için tek sınır, ortaklık menfaatidir. Genel maksat hükmüne bağlı yedek akçelerin başında kanuni yedekler gelir. Esas sözleşme ile öngörülen genel bir hüküm yedek akçelere belli bir amaç verebilir.

Belirli bir amaca bağlı yedekler

Belirli bir amaç hükmünü ihtiva eden yedek akçeler ancak gösterildikleri gayeler için kullanılabilirler. Aksine hareket genel kurul kararını iptal edilebilir bir karar haline getirir.

Bilançoda Yer Alış Biçimleri Açısından Yedek Akçeler

Açık yedek akçeler

Bunlar bilançoda açık olarak görünen akçelerdir. Ayrılma zorunluluğu TTK’dan veya esas sözleşmeden doğan akçeler bu özelliktedir. Süreklilik ve devamlılık ilkesinin burada tam anlamı ile bir uygulaması görülmektedir. Çünkü bunlar devamlı olarak esas sözleşmesel veya olağanüstü yedek akçe kalemi altında bilançoda yazılı olacaklardır.

Gizli yedek akçeler

Gizli yedek akçe denilince, gerçek malvarlığı değeri ile -çeşitli iktisadi ve ticari nedenlerle veya basiret, özen ve ihtiyatın ifadesi olarak- bilançoda düşük gösterilmiş malvarlığı değeri arasındaki fark anlaşılır[5]. Bu tip yedek akçeler, ayrıma yetkili olan organın isteğinin, yani bilerek hareket etmesinin eseridir. Mülga TTK m hükmüne göre, aktiflerin, bilanço günündeki değerlerinden daha aşağı bir bedelle bilançoya geçirilmeleri veya amortisman paylarının kasten yüksek belirlenmesi veya gereği olmadığı halde ayrılması suretiyle gizli yedek akçe ayrılabilir.

Mülga TTK m hükmünde gizli yedek akçe ayrılmasına açıkça izin verilmiştir. Bu hüküm uyarınca, “Şirket işlerinin devamlı inkişafını ve mümkün mertebe istikrarlı kar payları dağıtılmasını temin bakımından münasip ve faydalı olduğu takdirde gizli yedek akçe ayrılabilir.” TTK “aktiflerin bilanço günündeki kıymetlerinden daha aşağı bir kıymette veya başka sürede” diyerek gizli yedek akçe ayırmanın yöntemini de göstermiştir. Başka suretle ibaresi içine yüksek karşılıklar ve amortisman girmektedir. Ancak, fiktif (uydurma) borç yaratarak veya bazı aktiflerin bilançoda gösterilmemesi suretiyle gizli yedek akçe ayrılamaz. Yönetim kurulu, gizli yedek akçenin sarf yerleri hakkında denetçilere bilgi vermekle yükümlüdür. Bilgi yazılı veya sözlü verilebilir. Pay sahiplerinin gizli yedek akçelerin varlığının, tutarının ve gördükleri hareketin kendilerine bildirilmesini talep etmeye hakları yoktur. Denetçiler bu bilgiyi pay sahiplerine aktaramaz. Gizli yedek akçe, bilançonun gerçeklik, açıklık ve dürüstlük ilkeleriyle bağdaşamaz. Avrupa Birliği (AB) ülkelerinde -kural olarak- gizli yedek akçe ayrılması yasaktır. İsviçre’de ise, sistem yılındaki değişiklikler yapılırken de korunmuş, yani gizli yedek akçeye izin verilmiştir[6].

Mülga TTK’da gizli yedek akçeler m’de düzenlenmişken, TTK’da bir hüküm bulunmamaktadır. TTK’da bilançonun hazırlanması ve değerlemeye ilişkin hükümler m arasında düzenlenmiştir. TTK m[7] uyarınca bilançoya geçirilecek kalemlerin hangi ilkelere göre değerleneceğine ilişkin olarak Türkiye Muhasebe Standartlarına, yani UFRS/TFRS[8] ilkelerine atıfta bulunulmuş olup, artık gizli yedek akçe TMS/UFRS değerleme ilkelerinin[9] izin verdiği ölçüde mevcut olabilecektir. UFRS’ye bakıldığında malvarlığı değerlerinin genellikle gerçek değeri yansıtacak şekilde finansal tablolara konulması veya maliyet değerinden konulsa da her yıl yeniden değerleme yapılması biçiminde bir sistem belirlenmiştir. Gizli yedek akçe bir varlığın gerçek değeriyle hesaplarda gözüken değer arasındaki farktan doğduğuna göre, UFRS böyle bir farka izin verdiği ölçüde gizli yedek oluşturulabilecektir.

UFRS/TMS bakımından “ihtiyatlılık ilkesi” “belirsizlik nedeniyle tahmin yapılmasının gerekli olduğu durumlarda, aktiflerin ve gelirin olduğundan fazla, yükümlülüklerin ve giderlerin de olduğundan eksik belirlenmemesi için gereken dikkatlerin gösterilmesi” biçiminde tanımlanmıştır. Görüldüğü üzere, UFRS/TMS’de ihtiyatlılık ilkesi çekingen bir şekilde ifade edilmiştir. Bu itibarla, UFRS/TMS’de gizli yedek akçelere ve gerektiğinden çok karşılık ayrılmasına izin verilmemektedir. UFRS 4. Yönergede de gizli yedek akçeler yasaklanmıştır[10]. Oysa TTK m karşılıkların TMS’ye (UFRS) göre ayrılabileceğine hükmetmiştir. UFRS bakımından gizli yedek akçelere ve gereksiz karşılık ayrılmasına olanak veren, aktiflerin ve gelirin eksik, yükümlülüklerin ve giderlerin olduğundan çok gösterilmesine izin veren bir değerleme sistemi finansal tabloların güvenirlik ve tarafsızlık niteliklerini ortadan kaldırır. Bundan dolayı, TTK, mülga TTK m’e benzer bir maddeye yer vermemiş ve 75’inci maddesinde karşılıkların TMS’de öngörüldüğü şekilde ayrılabileceğini hükme bağlamıştır[11].

Gizli yedek akçe düzenlemesi TTK’da bilinçli olarak kaldırılmış olup, ancak UFRS/TMS’nin izin verdiği ölçüde kabul edilebilecektir. Diğer taraftan, TTK m/3 gerekçesinde yer alan “İktisap edilecek hisse senetlerinin bedeli şirketin net aktifinden ödenebilir. Net aktif şirket sermayesini aşan malvarlığı değeridir. “Kanun ve esas sözleşme uyarınca dağıtılmasına izin verilmeyen yedek akçeler” ibaresiyle şirketin iradesiyle ayrılmış bulunan, esas sözleşmesel ve olağanüstü yedek akçeler ile kanuni yedek akçelerin kullanılabilir bölümü ve geçen yıllardan aktarılan kar kastedilmiştir. Yeniden değerleme fonu kapsam dışıdır. Gerçi net aktif içinde gizli yedek akçeler de yer alabilir, ancak bu tür yedek akçelerin kullanılabilir hale getirilmesi yedeği açık duruma getirici işlemleri gerektirir. Kanun bütün net aktifin bu iktisaba kullanılmasına izin vermemiştir.” ifadesinden gizli yedeklerin TTK’da da kabul edildiği biçiminde genel bir sonuca varılamaz, çünkü TTK m açısından UFRS/TFRS/TMS emredici niteliktedir.

Genel Kanuni Yedek Akçeler

Genel olarak

Genel kanuni yedek akçenin olağan ve olağandışı olarak iki kaynağı vardır. Olağan kaynak yıllık kar; olağandışı kaynak ise agio ve ıskat kazancıdır.

Yıllık kardan iki kere ayırım yapılır. İkisi de zorunludur. Birincisi için TTK bir tavan saptamış, ikincisi ise sınırlandırılmamıştır. Birinci ayırım için bilançoda karın gerçekleşmesi yeterlidir. Zorunluluk hemen doğar, başka bir koşul aranmaz. Şöyle ki; her yıl, yıllık karın %5’i yedek akçe olarak ayrılır; zorunluluk, esas veya çıkarılmış sermayenin beşte birine (%20’si) ulaşıncaya kadar devam eder. Azalma olursa zorunluluk tekrar doğar. İkinci ayırımın koşulu ise, yıllık kardan esas veya çıkarılmış sermayenin %5’ini aşan bir dağıtıma gidilmesidir. Bu oranı aşan yıllık karın, sadece pay sahiplerine dağıtılması gerekli değildir. İntifa senedi sahipleri, yönetim kurulu üyeleri, anonim ortaklıkta çalışanlar gibi kara katılan herhangi bir kimseye dağıtım[12] yapılması yeterlidir. İkinci ayırımın herhangi bir sınırı yoktur. Zorunluluğu sürdürür. Holding anonim ortaklıklar için ikinci ayırım zorunlu görülmemiştir. Olağandışı kaynaklardan yapılan ayırımlar için de bir sınır yoktur. TTK m’a göre, yıllık karın %5’inin kanuni yedek akçe olarak ayrılması zorunludur.

Yıllık kar kavramı

Birinci ayırımın uygulandığı matrah olan safi kar, TTK m/1 ve m/1’de yer alan safi kardan farklı olup, daha önce izah edilen bilanço karı değildir. Mülga TTK m/1 hükmü anlamında safi kar, bilanço karından -varsa- geçmiş yıl zararı düşülerek bulunur. Geçmiş yıl karı ise nazara alınmaz. Çünkü geçmiş yıl karı daha önce yedek akçe ayırımına konu olmuştur. Mülga TTK m/1 anlamında safi karı bulmak için kurumlar vergisinin düşülüp düşülemeyeceği tartışmalıdır. Son yıllarda safi karın mali yükümlülükler düşülerek elde edileceği görüşü yaygınlık kazanmıştır. Bu karın varlığı yeterlidir; dağıtılıp dağıtılmaması veya dağıtıma tabi tutulan oran, birinci yedek akçe ayırma zorunluluğunu etkilemez. İşletme iktisadi ilkelerine göre, gider olarak nitelendirilemeyen, yönetim kurulu tarafından yapılan karı azaltıcı harcamalar tasarruf edilebilir kara eklenmelidir; olağan düzeyi aşan bağışlar gibi. Birinci ayırım, ödenmiş sermayenin beşte birine (%20’sine) ulaşılıncaya kadar zorunludur. Burada sadece hisse senetleri sermayesi göz önüne alınır, katılma intifa senetleri sermayesi hesaba katılmaz. Sınırın aşılmasından sonra ayırıma devam edilirse, fazla kısım “ihtiyari yedek akçe”dir. Eğer ayırıma devam, esas sözleşmede öngörülen esas sözleşmesel genel kurul kararına dayanıyorsa olağanüstü yedek akçe niteliğindedir. Harcama, kanuni yedek akçe kalemini, esas sermayenin ödenmiş kısmının fazlalaşması veya esas sermayenin artırılması gibi herhangi bir sebeple tavanın altına düşürürse zorunluluk yeniden doğar. İkinci ayırıma, kardan ödenmiş sermayenin %5&#;ini aşan bir dağıtım yapılmışsa gidilir. Dağıtım bu oranın altında kalmışsa sadece birinci zorunlu yedek akçe ile yetinilir. Şartları varsa, safi kardan, kanuni yedek akçenin birinci ayırımının gerektirdiği tutar ile pay sahipleri için %5 kar payı düşüldükten sonra, pay sahipleri ile kara iştirak eden diğer kimselere dağıtılması kararlaştırılmış olan kısmın onda biri (%10’u), ikinci ayırıma konu olan kar ve onun ölçüsüdür. Bağışlar hesaba katılmaz. TTK’da %5’in matrahına ilişkin bir açıklık yoktur. Ancak ticaret hukuku yazını/doktrini, mülga TTK m’nın birinci fıkrasında, birinci ayırımda ödenmiş sermaye esas alındığı için ikinci ayırımda da aynı ölçütün kabul edilmesi gerektiğinde görüş birliği içindedir.

Pay sahipleri yanında bazı kişiler de kardan pay alabilir, yani mülga TTK’nın deyişiyle “kara iştirak” edebilirler. Bunlara “kara iştirak eden diğer kimseler” denir. Yönetim kurulu üyelerinin kazanç payları (Mülga TTK m), özel durumları olan kimselere sağlanan menfaatler (Mülga TTK m/V) kurucu payları (Mülga TTK m), intifa hakkı sahiplerinin kazanca iştirak hakları, bu konuda örnek olarak gösterilebilir. Müdür, müdür muavini ve diğer ilgililere ödenen prim, ikramiye ve benzerlerinin de bu kavramın kapsamında olup olmadığı bunların niteliklerine göre belirlenir. Değerleme her olayda ayrı ayrı yapılmalıdır. Prim, ikramiye, yardım ve benzeri miktarların, sözü edilen kişilere ödenen maaş veya ücretin bir kısmını teşkil edip etmediğine bakılmalıdır. Eğer bu miktarlar, maaş veya ücretin bir kısmını teşkil ediyorlarsa, ödemeler masraf niteliğindedir ve kar-zarar hesabını yüklerler, bu durumda deyimin kapsamı içine giremezler. Çünkü masraf niteliğinde olmaları, yıllık karın gerçekleşmesinden önce meydana geldiklerini ortaya koyar.

İkinci ayırımın oranı “…dağıtılması kararlaştırılmış kısmın onda biri&#;dir. Yasa’nın ifadesi tartışmalara yol açmıştır. Onda biri bulmak için, bazıları dağıtılması kararlaştırılmış kısmın ona bölünmesi gerektiğini, Yasa’nın sözünün bu yoruma hak verdiğini ileri sürerler. Karşıt görüş taraftarları ise, söz konusu tutarın 11’e bölünmesi gerektiğini savunurlar. Halka kapalı şirket uygulamasında iki yönteme de rastlanmaktadır.

 

Kutu 2: Kar Payı Dağıtım Tablosuna İlişkin Açıklamalar

1. Ödenmiş/Çıkarılmış Sermaye: Bu alana ortaklığın ödenmiş/çıkarılmış sermayesi yazılacaktır.

2. Genel Kanuni Yedek Akçe: Bu alana son yıllık finansal tablo dönemi itibarıyla yasal kayıtlarda bulunan genel kanuni yedek akçe tutarı yazılacaktır.

3. Dönem Karı: Bu alanlara, Sermaye Piyasası Kurulu’na (SPK) göre bireysel finansal tablo hazırlayan ortaklıkların vergi öncesi dönem karı tutarını, konsolide finansal tablo hazırlayan ortaklıkların ise vergi öncesi konsolide dönem karı tutarını yazmaları gerekmektedir. Vergi öncesi karın hesaplanmasında sürdürülen ve durdurulan faaliyetlerden elde edilen kar/zarar tutarlarının toplamı dikkate alınır. Ayrıca, yasal kayıtlara göre hazırlanan finansal tablolarda yer alan vergi öncesi dönem karları da “Yasal Kayıtlara (YK) Göre” alanına yazılacaktır.

4. Vergiler: SPK’ya göre olan kısımda, SPK’ya göre hazırlanan kar zarar ve diğer kapsamlı gelir tablosuna yansıtılan sürdürülen faaliyetlerin ve durdurulan faaliyetlerin vergi gelir/giderlerinin toplam tutarı; yasal kayıtlara göre olan kısımda ise yasal kayıtlardaki “vergiler” tutarı yazılacaktır.

5. Net Dönem Karı: SPK’ya göre olan kısımda, SPK’ya göre dönem karından SPK’ya göre vergilerin düşülmesi suretiyle bulunan tutardır. Yasal kayıtlara göre olan kısımda, yasal kayıtlara göre dönem karından yasal kayıtlara göre vergilerin düşülmesi suretiyle bulunan tutardır. Ancak konsolide finansal tablo hazırlayanlar için bu alana ana ortaklığa ait konsolide net dönem karı yazılır.

6. Geçmiş Yıllar Zararları: Yasal kayıtlara göre olan kısımda, yasal kayıtlara göre geçmiş yıllar zararları yazılacaktır. SPK’ya göre olan bölümde ise Tebliğin 11 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ortaklıkların geçmiş yıllar zararlarının; geçmiş yıllar karları, paylara ilişkin primler dahil genel kanuni yedek akçe, sermaye hariç özkaynak kalemlerinin enflasyon muhasebesine göre düzeltilmesinden kaynaklanan tutarların toplamını aşan kısmı yazılır.

7. Genel Kanuni Yedek Akçe: Bu tutarın matrahı, yasal kayıtlarda yer alan net dönem karından varsa yasal kayıtlara göre geçmiş yıllar zararlarının düşülmesi suretiyle bulunur ve TTK’nın uncu maddesinin birinci fıkrası çerçevesinde bu matrahın %5’i alınarak hesaplanır. 5 TTK’nın uncu maddesinin birinci fıkrası uyarınca, ödenmiş/çıkarılmış sermayenin beşte birini buluncaya kadar genel kanuni yedek akçe ayrılması zorunludur.

8. Net Dağıtılabilir Dönem Karı: Net dağıtılabilir dönem karına, net dönem karından varsa geçmiş yıllar zararlarının ve yukarıda (7) numaralı maddede belirtilen genel kanuni yedek akçenin düşülmesi suretiyle ulaşılır. sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 5/e maddesi uyarınca, kurumların en az iki tam yıl süreyle aktiflerinde yer alan taşınmazlar ve iştirak hisseleri ile aynı süreyle sahip oldukları kurucu senetleri, intifa senetleri ve rüçhan haklarının satışından doğan kazançlarının özel bir fon hesabında tutulmasına karar verilen kısmın; karın sermayeye ilavesine ilişkin kararın bulunmaması halinde, kar dağıtımında bir indirim kalemi olarak dikkate alınması mümkün değildir.

9. Yıl İçinde Yapılan Bağışlar: Yıl içinde ortaklık tarafından yapılan bağışların toplam tutarı bu alana yazılır.

Birinci Kar Payının Hesaplanacağı Bağışlar Eklenmiş Net Dağıtılabilir Dönem Karı: Yıl içinde bağış yapıldı ise, bağış tutarı net dağıtılabilir dönem karına eklendikten sonra birinci kar payı hesaplanır. Burada bağış tutarının net dağıtılabilir dönem karına eklenmesi işleminde amaç, bağış yapılan tutarın net dağıtılabilir dönem karını ve dolayısıyla birinci kar payı tutarını azaltıcı etkisinin giderilmesidir.

Ortaklara Birinci Kar Payı: Bağışlar eklenmiş net dağıtılabilir dönem karı üzerinden kar dağıtım politikasında belirlenen oran dikkate alınarak imtiyazsız pay sahiplerine dağıtılacak birinci kar payı hesaplanır. Bu oran payları borsada işlem görmeyen ortaklıklar için Tebliğin 7 nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca yüzde yirmiden az olamaz. Bu tutar, 8 numaralı maddede yer alan yasal kayıtlara göre net dağıtılabilir dönem karı tutarı ile karşılaştırılmalıdır. (Örnek Kar Dağıtım Tablosu). Birinci kar payı tutarının tamamı, yasal kayıtlarda yer alan net dağıtılabilir dönem karından (8 nolu yasal kayıt bölümü) karşılanabildiği sürece; Sermaye Piyasası Mevzuatı uyarınca hazırlanan finansal tablolara göre bulunan bağışlar eklenmiş net dağıtılabilir dönem karı üzerinden birinci kar payı dağıtılır. Ancak genel kurul tarafından, yasal kayıtlarda yer alan net dağıtılabilir dönem karından daha fazla kar payı dağıtılmasına karar verilmesi halinde; olağanüstü yedek akçeler, geçmiş yıl karları gibi yasal kayıtlarda yer alan ve kar dağıtımına konu edilebilecek diğer kaynakların da kar dağıtımında kullanılmasına karar verilmesi gerekir. Burada, dağıtımına karar verilecek tutarın, ortaklıkların yasal kayıtlarında bulunan geçmiş yıl zararlarının düşülmesinden sonra kalan dönem karı ve kar dağıtımına konu edilebilecek diğer kaynakların toplam tutarı ile karşılanabilir olmasına dikkat edilmelidir. Hesaplamalar sonucunda bulunan birinci kar payı tutarının ne kadarının nakit, ne kadarının ise pay olarak dağıtılacağı yine bu bölümde belirtilecektir. Katılma intifa senetleri (KİS) sahiplerine kardan pay verilmesi durumunda, KİS sahiplerine verilen kar payları bu satırdan sonra gelmek üzere ayrı bir satırda gösterilir.

İmtiyazlı Pay Sahiplerine Dağıtılan Kar Payı: Esas sözleşme hükmüne dayanılarak genel kurul kararı ile imtiyazlı pay sahiplerine dağıtılması öngörülen/karar verilen tutar bu alana yazılır.

Yönetim Kurulu Üyeleri, Çalışanlar ve Pay Sahibi Dışındaki Kişilere Kar Payı: Esas sözleşme hükmüne dayanılarak genel kurul kararı ile yönetim kurulu üyeleri, çalışanlar ve pay sahibi dışındaki kişilere dağıtılması öngörülen/karar verilen tutar bu alana yazılır. Tahvillere kardan pay verilmesi durumunda, dağıtım tutarı bu satırda gösterilerek tablonun altında konuya ilişkin olarak açıklama yapılır.

İntifa Senedi Sahiplerine Dağıtılan Kar Payı: Ortaklığın kurucu ve adi intifa senedi bulunması durumunda, esas sözleşme uyarınca bu paylara dağıtılması öngörülen/kararlaştırılan tutar bu alana yazılır.

Ortaklara İkinci Kar Payı: Esas sözleşmeyle ya da genel kurul kararı ile ortaklara dağıtılması öngörülen/karar verilen ikinci kar payı tutarı bu alana yazılır.

Genel Kanuni Yedek Akçe: TTK’nın uncu maddesinin ikinci fıkrasının (c) bendi kapsamında bu tutarın matrahı, pay sahipleriyle kara iştirak eden diğer kimselere dağıtılacak tüm kar payı tutarlarının toplamından ortaklığın ödenmiş/çıkarılmış sermayesinin yüzde beşi düşüldükten sonra bulunan tutardır. Bu matrahın onda 6 biri, genel kanuni yedek akçe olarak hesaplanıp ayrılır. TTK’nın uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan ödenmiş/çıkarılmış sermayenin beşte birine ilişkin üst sınır sadece yukarıda (7) numaralı maddede belirtilen genel kanuni yedek akçe için geçerli olup, söz konusu yasal sınırın aşıldığı durumda dahi bu maddede belirtilen genel kanuni yedek akçe ayırmaya devam edilecektir. Holdingler için bu fıkra hükmü uygulanmaz. Öte yandan, net dağıtılabilir dönem karının tamamının dağıtılmasına karar verilmesi durumunda; sadece bu durumla sınırlı olmak üzere, bu maddede belirtilen genel kanuni yedek akçe, net dağıtılabilir dönem karından ödenmiş/çıkarılmış sermayenin yüzde beşi düşüldükten sonra bulunan tutarın (1/11)’i oranında ayrılır. Kar payının sermayeye ilave edilmek suretiyle pay olarak dağıtılması durumunda, bu maddede belirtilen genel kanuni yedek akçenin ayrılmasına gerek yoktur.

Statü Yedekleri: Esas sözleşme hükümleri uyarınca ayrılması öngörülen yedek akçe tutarı bu alana yazılır.

Özel Yedekler: Ayrılması öngörülen diğer yedek tutarları bu alana yazılır.

Olağanüstü Yedek: Bu alana yukarıdaki tabloya göre hesaplanan tutar yazılır.

Dağıtılması Öngörülen Diğer Kaynaklar: Bu alana dönem karı dışında, geçmiş yıl karı, olağanüstü yedekler ile TTK ve esas sözleşme uyarınca dağıtılabilir diğer yedeklerden dağıtılması öngörülen/kararlaştırılan tutarlar yazılacaktır. Bu madde uyarınca dağıtılacak tutarlar yukarıda (6) numaralı bölümde geçmiş yıllar zararlarının hesabında dikkate alınmaz. Dağıtılacak kar payı, net dönem karından ve serbest yedek akçelerden (genel kanuni yedek akçelerin ödenmiş/çıkarılmış sermayenin yarısını aşan kısmı ile TTK ve esas sözleşme gereği ayrılanlar dışında genel kurulca ayrılmasına karar verilen yedek akçeler) dağıtılabilecektir. Bu kapsamda, bu alana dönem karı dışında, önceki dönemlerde elde edilmiş karlardan dağıtılmayan kısımlar, kar dağıtımına istikrar kazandırma amacıyla ayrılan yedek akçeler, belli bir amaca tahsis edilmemiş yedek akçeler ile ihtiyari yedek akçelerden dağıtılması mümkün olan kısımlardan dağıtılması öngörülen/kararlaştırılan tutarlar yazılacaktır. Diğer taraftan,

a) TMS/TFRS’ye ilk geçişte, karşılaştırmalı finansal tabloların söz konusu düzenlemelere göre yeniden hazırlanması nedeniyle ortaya çıkan geçmiş yıllar karları,

b) Üzerinde kar dağıtımını engelleyici herhangi bir kayıt bulunmayan yedek kalemlerinden kaynaklanan “özsermaye enflasyon düzeltme farkları”,

c) Finansal tabloların ilk defa enflasyona göre düzeltilmesinden kaynaklanan geçmiş yıllar karları, ortaklara nakit kar payı olarak dağıtılabilir.

Bu durumda, dağıtıma konu olacak kalemin mahiyeti hakkında ortakların yeterli ve doğru olarak bilgilendirilmesi ve kar dağıtımına ilişkin diğer mevzuat hükümlerine uyulması gerekmektedir. Ayrıca, konsolide finansal tablolardaki özkaynaklar arasında “Satın Almaya İlişkin Özsermaye Etkisi” hesap kaleminin bulunması durumunda, net dağıtılabilir dönem karına ulaşılırken söz konusu hesap kaleminin bir indirim veya ekleme kalemi olarak dikkate alınmaması gerekmektedir.

Kaynak: Sermaye Piyasası Kurulu, Kar Payı Rehberi, <seafoodplus.info> erişim tarihi 13 Eylül

Olağandışı Kaynaklardan Yapılan Yedek Akçe Ayrımı

Emisyon primlerinden doğan kazançlar

TTK m. /2(a) [Mülga TTK m/2(1)] uyarınca, yeni payların çıkarılması dolayısıyla sağlanan primin, çıkarılma giderleri, itfa karşılıkları ve hayır amaçlı ödemeler için kullanılmamış bulunan kısmı da kanuni yedek akçeye eklenir. Bu hükmün öngördüğü hasılat “agio”dur. Bilindiği gibi agio, payların (ya da tahvillerin) başa baş değerden fazla bir değerle çıkarılması halinde söz konusu olur ve özellikle sermaye artırımlarında esas sermaye ile ortaklık malvarlığı arasındaki olumlu farkı ya da good-will’i değerlemeye yarar. Niteliği itibariyle kardır, fakat pay sahiplerine dağıtılamaz.

İptal edilen pay senetlerinden elde edilen kazançlar

Kanuni yedek akçenin bir diğer kaynağı da sermaye taahhüdünü yerine getirmeyen pay sahibinin TTK m[13] hükmü gereğince elinden alınan payıdır. TTK m/2(b) [Mülga TTK m/2(2)] uyarınca ıskata konu olan payların bedellerine mahsuben yapılan ödemelerin, yönetim kurulunun yaptığı satış sonucu elde edilen hasılat noksanı kapatıldıktan sonra artan kısmı, kanuni yedek akçe hesabına yazılır.

Pay sahipleri dahil kara katılan kişilere ortaklara verilen birinci temettü dışında dağıtılan kar payları

Pay sahiplerine %5 oranında kar payı ödendikten sonra, kardan pay alacak kişilere dağıtılacak toplam tutarın %10’u [TTK m/2(c)] da genel kanuni yedek akçeye eklenir.

İhtiyari Yedek Akçeler

Şirketin isteği ile ayırdığı yedek akçeler

TTK m’e göre, yedek akçeye yıllık karın %5’inden fazla bir tutarın ayrılacağı ve yedek akçenin ödenmiş sermayenin %20’sini aşabileceği hakkında esas sözleşmeye hüküm konabilir. Esas sözleşme ile başka yedek akçe ayrılması da öngörülebilir ve bunların özgülenme amacıyla harcanma yolları ve şartları belirlenebilir.

Şirketin iktisap ettiği kendi pay senetleri için ayrılan yedek akçeler ve yeniden değerleme fonları

TTK m uyarınca, şirket, iktisap ettiği kendi payları için iktisap değerlerini karşılayan tutarda yedek akçe ayırır. Bu yedek akçeler, anılan paylar devredildikleri veya yok edildikleri takdirde iktisap değerlerini karşılayan tutarda çözülebilirler. Yeniden değerleme fonu ile ilgili mevzuat uyarınca pasifte yer alan diğer fonlar, sermayeye dönüştürüldükleri ve yeniden değerlendirilen aktifler amorti edildikleri veya devredildikleri takdirde çözülebilirler. TTK m tamamen yenidir. Bu maddenin kaynağı, İsviçre Borçlar Kanunu’nun a ve b maddeleridir. Şirketin iktisap ettiği kendi payları için yedek akçe iktisap tarihinde kurulur. Ayrılacak yedek akçede iktisap değeri esas alınır. Yeniden değerleme fonları hukukumuzda özel olarak düzenlenmiş olup, bu fonlar dağıtılamazlar.

Çalışanlar ve işçiler lehine yardım akçesi

TTK m’ye göre, esas sözleşmede şirketin yöneticileri, çalışanları ve işçileri için yardım kuruluşları kurulması veya bunların sürdürülebilmesi amacıyla veya bu amacı taşıyan kamu tüzel kişilerine verilmek üzere yedek akçe ayrılabilir. Yardım amacına özgülenen yedek akçelerin ve diğer malların şirketten ayrılması suretiyle bir vakıf veya kooperatif kurulması zorunludur. Vakıf senedinde, vakıf malvarlığının şirkete karşı bir alacaktan ibaret olacağı da öngörülebilir. Şirketin bu amaca özgülediği yedek akçeden başka, yöneticilerden, çalışanlardan ve işçilerden aidat alınmışsa, iş ilişkisinin sonunda, vakıf senedine göre yapılan ayrımdan yararlanamadıkları takdirde çalışanlara ve işçilere hiç değilse ödedikleri tutarlar ödeme tarihinden itibaren kanuni faiziyle birlikte geri verilir.

Ayrıca, TTK m/2 esas sözleşmede hüküm bulunmasa bile, genel kurulun, şirketin işçileri için yardım sandıkları ve diğer yardım örgütleri kurulması veya bunların sürdürülebilmesi amacıyla veya diğer yardım ve hayır amaçlarına hizmet etmek üzere, bilanço karından yedek akçe ayırabileceğini hükme bağlamıştır.

Genel Kurul Kararı İle Ayrılan Yedek Akçeler (Fevkalade ya da Olağanüstü Yedek Akçeler)

TTK m uyarınca, genel kurul; a) aktiflerin yeniden sağlanabilmesi için gerekliyse, b) bütün pay sahiplerinin menfaatleri dikkate alındığında, şirketin sürekli gelişimi ve olabildiğince kararlı kar payı dağıtımı yönünden haklı görülüyorsa, TTK’da ve esas sözleşmede öngörülenlerden başka yedek akçe ayrılmasına da karar verebilir. Ayrıca, esas sözleşmede hüküm bulunmasa bile, genel kurul, şirketin işçileri için yardım sandıkları ve diğer yardım örgütleri kurulması veya bunların sürdürülebilmesi amacıyla veya diğer yardım ve hayır amaçlarına hizmet etmek üzere, bilanço karından yedek akçe ayırabilir.

Holding Şirketlerde Yedek Akçeler

TTK’nın maddesinin dördüncü fıkrası, ikinci fıkranın (c) bendi ve üçüncü fıkra hükümleri uyarınca, başlıca amacı başka işletmelere katılmaktan ibaret olan holding şirketler hakkında uygulanmaz. Buna göre, holding şeklindeki bir anonim ortaklık, kanuni yedek akçenin ikinci ayırımını yapma zorunluluğunda olmadığı gibi, kanuni yedek akçenin harcanmasına ilişkin sınırlarla da bağlı değildir.

  1. YEDEK AKÇELERİN KULLANILMASI

Kanuni yedek akçelerin durumu

TTK m/3 (Mülga TTK m/3) hükmü, genel kanuni yedek akçe sermayenin veya çıkarılmış sermayenin yarısını aşmadığı takdirde, sadece zararların kapatılmasına, işlerin iyi gitmediği zamanlarda işletmeyi devam ettirmeye veya işsizliğin önüne geçmeye ve sonuçlarını hafifletmeye elverişli önlemler alınması için kullanılabilir. Açıkça görüldüğü gibi, sözü edilen madde, bir sınır çizmekte, kanuni yedek akçe hesabı esas sermayenin yarısını aşmadıkça harcamayı şu kesin maksatlara bağlamaktadır: (a) zararların kapatılması, (b) işlemeye ilişkin ekonomik ve toplumsal gayeler. Kriz anlarında işletmenin yaşatılması gayesi ile alınmış olan tedbirler ekonomik, işsizliğin önlenmesi veya sonuçlarının hafifletilmesi ile ilgili bulunanlar ise hem toplumsal hem de ekonomiktir. TTK m/3 uyarınca, kanuni yedek akçeler, esas sermayenin yarısını geçmedikçe “münhasıran ziyanların kapatılmasına elverişli tedbirler alınması için sarf olunabilir”. Zarar ile kastedilen yıllık bilanço zararıdır.

Ortaklığın kendi isteği ile ayırdığı yedek akçelerin durumu

Belirli bir maksat hükmünü ihtiva etmeyen yedek akçeler ortaklık yararına olmak şartı ile istenildiği şekilde ve istenilen yere harcanabilirler. Belirli bir maksat hükmünü ihtiva eden yedek akçeler ancak bu maksada uygun olarak harcanabilirler.

Yedek akçelerin sermaye artırımlarında kullanılması hususu

TTK m’a göre, 1. tertip yedek akçe, ödenmiş esas sermayenin %20’sine ulaşsa bile hisse senedi ihraç primleri ile hisse senedi iptal karlarının 1. tertip yedek akçeye eklenmesi gerekir. Sermaye yedekleri içerisinde yer alan hisse senedi ihraç primleri ve iptal karlarının sermayeye eklenebilmektedir. TTK m uyarınca anonim şirketlerin iktisap ettikleri kendi pay senetleri için de yedek akçe ayırmaları gerekmektedir. TTK m’ye göre, şirket iktisap ettiği kendi payları için iktisap değerlerini karşılayan tutarda yedek akçe ayırır. Bu yedek akçeler de, anılan paylar devredildikleri veya yok edildiklerinde çözülebilir, yani dağıtılabilir ya da sermayeye eklenebilirler. TTK m’e göre, yedek akçeye yıllık karın %5’inden fazla bir tutarın ayrılacağı ve yedek akçenin ödenmiş sermayenin %20’sini aşabileceği hakkında esas sözleşmeye hüküm konabilir. Esas sözleşme hükümleri ile yasal sınırlar üzerinde ayrılan kısma “statü yedekleri” de denilmekte ve statü yedekleri sermayeye ilave edilebilmektedir. Bununla birlikte, esas sözleşmede şirketin yöneticileri, çalışanları ve işçileri için yardım kuruluşları kurulması için de yedek akçe ayrılabilir. Ancak bu şekilde ayrılan yedek akçeler belirli bir amaca özgülenmiş olduğundan sermaye artırımında kullanılamazlar. Ayrıca, genel kurul TTK’da ve esas sözleşmede öngörülenlerden başka da yedek akçe ayrılmasına karar verebilir. Olağanüstü yedekler olarak adlandırılan bu yedek akçeler de sermayeye eklenebilir.

Kar Payı ile Yedek Akçeler Arasındaki İlgi

TTK m uyarınca, kanuni ve esas sözleşmede öngörülen isteğe bağlı yedek akçeler ayrılmadıkça pay sahiplerine dağıtılacak kar payı belirlenemez. Genel kurul;

  1. a) Aktiflerin yeniden sağlanabilmesi için gerekliyse,
  2. b) Bütün pay sahiplerinin menfaatleri dikkate alındığında, şirketin sürekli gelişimi ve olabildiğince kararlı kar payı dağıtımı yönünden haklı görülüyorsa

TTK’da ve esas sözleşmede öngörülenlerden başka yedek akçe ayrılmasına da karar verebilir.

Esas sözleşmede hüküm bulunmasa bile, genel kurul, şirketin işçileri için yardım sandıkları ve diğer yardım örgütleri kurulması veya bunların sürdürülebilmesi amacıyla veya diğer yardım ve hayır amaçlarına hizmet etmek üzere, bilanço karından yedek akçe ayırabilir.

  1. SONUÇ YERİNE

TTK anonim şirketler bakımından ayrılan yedek akçeler konusunda esasen mülga TTK’nın sistematiğine bağlı kalmakla birlikte, gizli yedek akçeleri kaldırmış, yalnızca açık yedek akçe esasını getirmiştir. Kanuni yedek akçelerin matrahını şirket yıllık karı üzerine inşa etmiş, ayrıca ikinci ayırıma konu matraha uygulanacak oranı da %10 olarak kesinleştirmiştir. TTK’nın yedek akçeler konusunda diğer yenilikler de olduğu gibi daha açık ve anlaşılır düzenlemeler getirdiği ve bunun da Türk işletmelerine önemli kolaylıklar sağlayacağı düşünülmektedir[14].

KAYNAKÇA

Kitaplar ve Makaleler

Elif ŞEYHLER, Avrupa Birliğinde Muhasebe Uygulamalarının Dördüncü, Yedinci ve Sekizinci Yönergeler Açısından İncelenmesi(), Marmara Üniversitesi Yüksek Lisans Tezi

Sevinç AKBULAK, Yavuz AKBULAK, Türkiye’de Sermaye Piyasası Araçları ve Halka Açık Anonim Şirketler () (1st edn Beta Basım Yayım)

Ünal TEKİNALP, Türk Ticaret Hukukunda Küresel Bir Açılım: IFRS/TMS, Prof. Dr. Seza REİSOĞLU’na Armağan, Banka ve Ticaret Hukuku Dergisi, 24() (2), (Bu çalışma genişletilmiş olarak Sabancı Üniversitesi’ndeki bir konferansta da sunulmuştur; )

Yavuz AKBULAK, Yeni TTK Işığında Anonim Şirketlerde Yedek Akçeler, ()

Mevzuat

Sermaye Piyasası Kanunu, Kanun Numarası: , Kabul Tarihi: , RG /

Türk Ticaret Kanunu, Kanun Numarası: , Kabul Tarihi: , RG /

Kar Payı Tebliği, RG /

Kar Payı Rehberi, <seafoodplus.info> erişim tarihi 13 Eylül

Yazıya Dair Birkaç Söz

“(…) Güneş kanlar içinde yavaş yavaş boğulur/Karanlık kuşanır pusatlarını/Titretir bozkırların başıboş atlarını/Yıldızlar uzakta Kehkeşanlara sığınır/Ben sana&#;” (Dilaver Cebeci; )

“(…) Ne payem oldu ne sayem/En doğruya varmak gayem/Düşüncemdir tek sermayem/Alan yoktur satamadım/Suları ıslatamadım (…)” Abdurrahim Karakoç; )

 

* Bu yazıda yer alan görüşler yazarına ait olup çalıştığı kurumu bağlamaz, yazarın çalıştığı kurum veya göreviyle ilişki kurulmak suretiyle kullanılamaz. Yazıdaki tüm hatalar, kusurlar, noksanlıklar ve eksiklikler yazarına aittir.

[1] İmtiyazlı şirketler, Devlet eliyle yürütülen ve kamu hizmeti sayılan bir takım işlerin belirli bir bölgede veya tüm ülkede, geçici bir süre yürütülmek üzere, özel hukuk hükümlerine tabi şirketlere devri sonucu kurulmuş şirketler olup, imtiyazlı işletmelerde, tesisatın imtiyaz süresinden sonra bedelsiz olarak Devlete veya Devletin uygun göreceği bir teşekküle veya belediyeye intikal etmesi imtiyazname gereğinden bulunduğu, imtiyaz sözleşmesinde de sermayenin itfası için yıllık belli bir oran veya tutar ayrılması gösterilmiş olduğu takdirde, sermaye bu oran veya tutar üzerinden itfa olunur (Vergi Usul Kanunu m).

[2] Mülga TTK m’nın başlığı “kanuni yedek akçeler” idi.

[3] TTK m, mülga TTK’nın ’ncı maddesinden alınmıştır. Ancak, anılan ’ncı maddenin ifadesi, uygulamada yorum güçlükleri doğurduğundan gerek sözcüklerin seçiminde, gerek söz diziminde önemli değişiklikler yapılmış, ancak içeriğe temel olan düşünce ve hükümler değiştirilmemiştir.

[4] TTK’nın ’inci maddesi, mülga TTK’nın ’nci maddesinden alınmıştır. Mülga TTK’da “ihtiyari yedek akçe” olan kenar başlık, TTK’da “Şirketin isteği ile ayrılan yedek akçe” olarak değiştirilmiştir.

[5] Gizli yedek akçe, aktifin olduğundan düşük gösterilmesi veya pasifin yüksek gösterilmesi yolu ile oluşturulur. Bunlar;

  1. Stokların piyasa değerinden düşük bir değerle değerlenmesi,
  2. İşletme portföyünde yer alan hisse senedi ve tahvillerin borsa değeri veya rayiç değer ile alış değerinden düşük olanı ile değerlenmesi,
  3. Aktife kayıtlı iktisadi kıymetlerin aktife girdikleri değerde değerlenmesi, yeniden değerleme gibi uygulamaların yapılmaması

olarak sıralanabilir.

[6] Mülga TTK m’in kaynağı İsviçre Borçlar Kanunu’nun maddesi olup, bu kısım anonim şirketlerde bilançonun nasıl hazırlanması gerektiğine, değerlemelerin nasıl yapılması gerektiğine ilişkin düzenlemeleri içermektedir. TTK artık UFRS/TFRS/TMS sistemini kabul ettiği için, anonim şirketler kısmında bilançonun hazırlanmasına ilişkin mehaza dayanan hükümler çıkarılmış, böylece Türk hukuku bu konuda İsviçre hukukundan ayrılmıştır.

[7] TTK m düzenlemesi aşağıdaki gibidir:

“(1) Finansal tablolarında yer alan varlıklar ile borçlarla ilgili olarak, aşağıdakilerle sınırlı olmamak ve Türkiye Muhasebe Standartlarında öngörülen ilkeler de dikkate alınmak üzere şu değerleme ilkeleri geçerlidir:

  1. a) Bir önceki dönemin kapanış bilançosundaki değerler ile faaliyet döneminin açılış bilançosundaki değerler birbirinin aynı olmalıdır.
  2. b) Fiili veya hukuki duruma aykırı olmadıkça, değerlemelerde işletme faaliyetinin sürekliliğinden hareket edilir.
  3. c) Bilanço kapanış gününde, varlıklar ve borçlar teker teker değerlendirilir.
  4. d) Değerleme ihtiyatla yapılmalıdır; özellikle de bilanço gününe kadar doğmuş bulunan bütün muhtemel riskler ve zararlar, bunlar bilanço günü ile yılsonu finansal tablolarının düzenlenme tarihi arasında öğrenilmiş olsalar bile, dikkate alınır; kazançlar bilanço günü itibarıyla gerçekleşmişlerse hesaba katılır. Değerlemeye ilişkin olumlu ve olumsuz farkların dönem sonuçlarıyla ilişkilendirilmesinde Türkiye Muhasebe Standartlarındaki esaslara uyulur.
  5. e) Faaliyet yılının gider ve gelirleri, ödeme ve tahsilat tarihlerine bakılmaksızın yılsonu finansal tablolarına alınırlar.
  6. f) Önceki yılsonu finansal tablolarında uygulanmış bulunan yöntemler korunur.

(2) Standartlarda öngörülen hallerde ve istisnai durumlarda birinci fıkradaki ilkelerden ayrılınabilir.”

[8] UFRS/TFRS/TMS: uluslararası finansal raporlama standartları, Türkiye finansal raporlama standartları, Türkiye muhasebe standartları.

[9] tarihli ve sayılı Resmi Gazetede yayımlanan tarihli ve sayılı Kanunun verdiği yetkiye dayanılarak, Bakanlar Kurulu’nca tarihinde kararlaştırılmış olan ve tarihli ve sayılı Resmi Gazetede yayımlanan sayılı Kanun Hükmünde Kararname ( sayılı KHK) ile “Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu” (KGMDSK) kurulmuş; sayılı KHK’nın geçici 5. maddesi gereğince Türkiye Muhasebe Standartları Kurumu’nun (TMSK) her türlü varlıkları, borç ve alacakları, yazılı ve elektronik ortamdaki kayıtları ve diğer dokümanları ile nakit ve benzerleri hiçbir işleme gerek kalmaksızın KGMDSK’ya devredilmiş olup, bundan sonra Türk denetim ve muhasebe standartları KGMDSK tarafından gerçekleştirilecektir.

[10] 4. AB Yönergesi, Avrupa Topluluğu (AT) Konseyi tarafından yılında 78//EEC sayılı Konsey Yönergesiyle kabul edilmiş ve tarihinde EC//51 sayılı Yasayla güncellenmiştir. Kısaca “bilanço yönergesi” olarak anılmaktadır. Yönerge; bilanço ilkelerini, bilanço kavramlarını, değerleme ilkelerini, mali tablo denetimi ve açıklamalarını hükme bağlamaktadır. Toplam 62 maddeden oluşmaktadır. Yönergenin 7. bölümü değerleme ilkelerini içermektedir (m). Yönerge anonim şirketler, limited şirketler ve sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketlere uygulanmaktadır. 4. AB Yönergesi konusunda ayrıntılı bilgi için lütfen bkz. Elif ŞEYHLER, Avrupa Birliğinde Muhasebe Uygulamalarının Dördüncü, Yedinci ve Sekizinci Yönergeler Açısından İncelenmesi(), Marmara Üniversitesi Yüksek Lisans Tezi,

[11] Bu konudaki görüşler için bkz. Ünal TEKİNALP, Türk Ticaret Hukukunda Küresel Bir Açılım: IFRS/TMS, Prof. Dr. Seza REİSOĞLU’na Armağan, Banka ve Ticaret Hukuku Dergisi, 24() (2)

[12] Sermaye Piyasası Kanunu’nun “Kar payı ve bedelsiz pay dağıtımı ile bağış yapılması” başlıklı 19’uncu maddesinin ikinci fıkrasına göre, kanunen ayrılması gereken yedek akçeler ve esas sözleşmede pay sahipleri için belirlenen kar payı ayrılmadıkça başka yedek akçe ayrılmasına, ertesi yıla kar aktarılmasına ve intifa senedi sahiplerine, yönetim kurulu üyelerine ve ortaklık çalışanlarına kardan pay dağıtılmasına karar verilemeyeceği gibi, belirlenen kar payı ödenmedikçe bu kişilere kardan pay dağıtılamaz.

[13] Sermaye koyma borcunu süresi içinde yerine getirmeyen pay sahibi, ihtara gerek olmaksızın, temerrüt faizi ödemekle yükümlüdür. Ayrıca, yönetim kurulu, mütemerrit pay sahibini, iştirak taahhüdünden ve yaptığı kısmi ödemelerden doğan haklarından yoksun bırakmaya ve söz konusu payı satıp yerine başkasını almaya ve kendisine verilmiş pay senedi varsa, bunları iptal etmeye yetkilidir. İptal edilen pay senetleri ele geçirilemiyorsa iptal kararı Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde (TTSG) ve ayrıca esas sözleşmenin öngördüğü şekilde ilan olunur. Esas sözleşmeyle, pay sahipleri, temerrüt halinde, sözleşme cezası ödemekle zorunlu tutulabilirler. Bunun uygulanabilmesi için, yönetim kurulunca, mütemerrit pay sahibine, TTSG ile esas sözleşmenin öngördüğü şekilde ilan yoluyla şirketin internet sitesinde de yayımlanacak bir mesajla ihtarda bulunulur. Bu ihtarda, mütemerrit pay sahibinin temerrüde konu olan tutarı bir ay içinde ödemesi, aksi halde, ilgili paylara ilişkin haklarından yoksun bırakılacağı ve sözleşme cezasının isteneceği belirtilir. Nama yazılı pay senetlerinin sahiplerine bu davet ve ihtar, ilan yerine, iadeli taahhütlü mektupla ve internet sitesi mesajı ile yapılır. Bir aylık süre, mektubun alındığı tarihten başlar. Mütemerrit pay sahibi, yeni pay sahibinin ödemelerinden açık kalan tutar için şirkete karşı sorumludur.

[14] Lütfen yazıyı şu satırlarla bitirmemize izin verin. Hüküm şöyle: “Üzerinden kaldırmadık mı?/Belini büken yükünü/Senin şanını yükseltmedik mi?/Şüphesiz güçlükle beraber bir kolaylık vardır/Gerçekten, güçlükle beraber bir kolaylık vardır/Öyleyse, bir işi bitirince diğerine koyul” (İnşirah/). Esasen yedek akçeler ya da ihtiyat akçeleri (bir başka ifadeyle “iddihar” yani gelecek için toplama/biriktirme/yığma/gömüleme), hükümdeki “yükü” azaltmak için tasarlanmış fevkalade önemli bir risk giderici olarak düşünülmelidir.

Yavuz Akbulak

yılında Gence-Borçalı yöresinden göç etmiş bir ailenin çocuğu olarak Ardahan/Çıldır’da doğdu (anası Erzurum/Aşkale’dendir). yılında yapılan sınavda Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümünü kazandı. yılında Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümüne yatay geçiş yaptı ve ’de Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümünü birincilikle, Fakülteyi ise 11’inci olarak bitirdi.
yılında Amerika Birleşik Devleri’nin Denver şehrinde yer alan Spring International Language Center’da; 65’inci dönem müdavimi olarak döneminde Milli Güvenlik Akademisi’nde (MGA) eğitim gördü ve MGA’dan dereceyle mezun oldu. MGA eğitimi esnasında ‘Sınır Aşan Sular Meselesi’, ‘Petrol Sorunu’ gibi çok önemli başlıklarda bilimsel çalışmalar yaptı.
Türkiye’de Yatırımların ve İstihdamın Durumu ve Mevcut Ortamın İyileştirilmesine İlişkin Öneriler (Maliye Hesap Uzmanları Vakfı Araştırma Yarışması İkincilik Ödülü);
Türk Sosyal Güvenlik Sisteminde Yaşanan Sorunlar ve Alınması Gereken Önlemler (Maliye Hesap Uzmanları Vakfı Araştırma Yarışması İkincilik Ödülü, Sevinç Akbulak ile birlikte);
Kayıp Yıllar: Türkiye’de ’li Yıllardan Bu Yana Kamu Borçlanma Politikaları ve Bankacılık Sektörüne Etkileri (Bankalar Yeminli Murakıpları Vakfı Eser Yarışması, Övgüye Değer Ödülü, Emre Kavaklı ve Ayça Tokmak ile birlikte);
Türkiye’de Sermaye Piyasası Araçları ve Halka Açık Anonim Şirketler (Sevinç Akbulak ile birlikte) ve Türkiye’de Reel ve Mali Sektör: Genel Durum, Sorunlar ve Öneriler (Sevinç Akbulak ile birlikte) başlıklı kitapları yayımlanmıştır.
Anonim Şirketlerde Kar Dağıtımı Esasları ve Yedek Akçeler (Bilgi Toplumunda Hukuk, Ünal TEKİNALP’e Armağan, Cilt I; ), Anonim Şirketlerin Halka Açılması (Muğla Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Tartışma Tebliğleri Serisi II; ) ile Prof. Dr. Saim ÜSTÜNDAĞ’a Vefa Andacı (), Cilt II, Prof. Dr. Saim Üstündağ’a İthafen İlmi Makaleler (), Prof. Dr. Saim Üstündağ’a İthafen İlmi Makaleler II (), Sosyal Bilimlerde Güncel Gelişmeler (), Ticari İşletme Hukuku Fasikülü (), Ticari Mevzuat Notları (), Bilimsel Araştırmalar (), Hukuki İncelemeler () başlıklı kitap bölümlerinin de yazarıdır.
yılından beri Türkiye’de yayımlanan çok sayıda Dergi, Gazete ve Blog’da bin ’ü aşkın Makaleleri, Yazıları, Türkçe Derlemeleri ile Türkçe Çevirileri yayımlanmıştır.
yılında intisap ettiği Sermaye Piyasası Kurulu’nda (SPK) uzman yardımcısı, uzman (yeterlik sınavı üçüncüsü), başuzman, daire başkanı ve başkanlık danışmanı; Özelleştirme İdaresi Başkanlığı GSM Lisansları Değerleme Komisyonunda üye olarak görev yapmış, ayrıca Vergi Konseyi’nin bazı alt çalışma gruplarında (Menkul Sermaye İratları ve Değer Artış Kazançları; Kayıt Dışı Ekonomi; Özkaynakların Güçlendirilmesi) yer almış olup, halen başuzman unvanıyla SPK’da çalışmaktadır.

Yedek akçe nedir? Merkez Bankası bu parayı hazineye aktarıyor

Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından hazırlanan Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası&#;nda TL olarak tutulan "yedek akçe"nin bütçeye aktarılmasıyla ilgili düzenleme Meclis&#;e geliyor.

Abone ol

Merkez Bankası, karının yüzde 20'sini Türk Lirası olarak yedek akçe hesabında tutuyordu. Düzenlemeye göre bu oran yüzde 6'ya inecek ve buna karşılık gelen tutar her yıl hazineye aktarılacak.

Söz konusu düzenlemede Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Kanunu maddenin yeniden düzenlenmesi öngörülüyor. Buna göre mevcut maddenin bankanın yıllık safi karının yüzde 20'sinin yedek akçeye ayrıldığını belirten a fıkrası kaldırılıyor.

Bununla birlikte ilgili maddeye "Son yıl karından ayrılan ihtiyat akçesi hariç, birikmiş ihtiyat akçeleri her yıl kara katılarak dağıtılabilir" ibaresinin eklenmesi öngörülüyor.

Düzenlemenin Türk Ticaret Kanunu'na uygun olarak hazırlandığı ve bir kereye mahsus olmayacağı söyleniyor. 

YEDEK AKÇE OLAĞANÜSTÜ DURUMLAR İÇİN SAKLANIYOR

Yedek akçe TCMB'nin kanun gereği olağanüstü durumlarda kullanılmak üzere kenara ayırdığı rezervler anlamına geliyor. Merkez Bankası'nın kârının yüzde 20'si kötü günler için bir kenara konuyor. Merkez Bankası'nın bilanço verilerine göre yedek akçe yılı sonunda 27,6 milyar lira seviyesindeydi. Şu anda MB'de yaklaşık 40 milyar TL'nin yedek akçe olarak rezervlerde olduğu biliniyor.

Yedek akçenin hazineye aktarılması ne anlama geliyor?
Ekonomi uzmanlar söz konusu kararı 'ekonomik krizinin' derinliğine bağladılar. Ünlü ekonomistlerden gelen yorumlar şöyle:

Atilla Yeşilada : Yıllardır sorardınız karşılıksız para basma nasıl olur diye, cevabını bugün aldık

Yenitepe ve Galatasaray üniversitesi öğretim üyelerinden Profesör Veysel Ulusoy ise "Ekonomiyi yönetmek, harcamaları tahsis etmek, faturaları dosyalamak değildir. Onu muhasebe bilimi yapar. Ekonomiyi yönetmek planlama ister, model ister, en önemlisi ise de, vatanı birinci önceliğe almayı ister" diyerek şunu yazdı:

merkez bankası

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir