yolpalas cinayeti özeti / Yolpalas Cinayeti (Halide Edib Adıvar) Fiyatı, Yorumları, Satın Al - seafoodplus.info

Yolpalas Cinayeti Özeti

yolpalas cinayeti özeti

Yolpalas Cinayeti

Yolpalas Cinayeti - Halide Edib Adıvar

Kitap Türü:Yerli Romanlar, Polisiye

Puan Tablosu

Arka Kapak Bilgisi

Yolpalas Cinayeti Özet

Mahkeme salonunda Akkız adında bir kadın yargılanıyor. Çalıştığı evin şoförünü öldürmüş ve evin hanımını yaralamış. Hâkim şoförü nereden tanıdığını sorunca onun annesinin emmioğlu olduğunu sırf bu yüzden öldürdüğünü söylemiştir.

Akkız babasını küçük yaşta kaybetmişidir. Annesinin ölümü üzerine köye ziyarete gelen Nuri Bey ve karısı ile tanışmış onların yanına hizmetçi olarak işe girmiştir. Hizmetçi olarak girmiş girmesine ama Nuri Bey ve karısı ona kardeşi gibi çok iyi davranmışlardır.

Bir ziyaret sırasında Akkız, Nuri Beylerin aile dostu olan Sallabaş ailesinin küçük ve hasta oğlu Bülent’le tanışmıştır. Küçücük çocuk ve Akkız birbirine anne oğul gibi bağlanmışlardır. Bunun üzerine Sallabaşlar, Akkız’ı yanlarına dadı olarak almışlardır.

Yolpalas apartmanının hanımı Sacide Hanım adeta bir sonradan görmedir. Yoksul bir gençlikten sonra Bay Sallabaş ile evlenmiş ve bir milyoner olmuştur fakat Sacide sanki yıllardır bu hayatın içindeymiş gibi davranmaktadır. Öyle ki babası Agâh Efendiyi evine uşak yaptırmıştır. Fakir kesimin her zaman ezilmesi gerektiğini, emeğinin sömürülmesi gerektiğini yoksa yüz bulup zengin kesimin tepesine çıkacaklarını düşünmekte hatta bunu sesli dile getirmektedir. Hatta en çok bu sebeple Bay Sallabaş’ın yeğeni Rıfkı Bey ile münakaşaya girmektedir. Rıfkı Bey zengin kesimin karşısında fakir, ezilen işçi sınıfını desteklemektedir.

Yolpalas da şatafatlı davetlerden birinin yapıldığı bir günde Sacide oğluna özel olarak diktirdiği tıpkı bir İngiliz Lordunun kıyafetlerine benzeyen takımı göstermek amacıyla hizmetçisi aracıyla dadının çocuğu giydirip aşağı indirmesini ister. Hizmetçi bir süre sonra aşağıya iner ve dadının; “Çocuğun uykuya yeni daldığını uyandırmanın mümkün olmadığını söylediğini.” bildirir. Misafirlerinin yanında reddedilen Sacide öfkelenir ve tekrar bir emir gönderir. Akkız, çocuğu aşağı indirdiğinde Rıfkı ile karşılaşır ve daha önce Rıfkı’nın arkadaşının evinde tanıştıkları ortaya çıkar. Bu hoş karşılaşmadan Sacide pek hoşlanmaz çünkü Rıfkı misafirlerinin yanında bir dadıyla ahbaplık etmiştir.

Yolpalas apartmanında bir de Mükerrem adında bir şoför bulunmaktadır. Dik başlı sert mizaçlı bu şoför aynı zamanda işini çok iyi yapmaktadır fakat o akşam misafirlerin yanında Sacide’ye diklenmiştir. Bunu yediremeyen Sacide ertesi gün odasına önce şoförü sonra da dadıyı çağırıp ikisini de kovmayı aklına koymuştur.

Ertesi gün sabah evde o elim hadise yaşanır ve Akkız şoförü sırtından bıçaklayarak öldürür, evin hanımını da yanlışlıkla yaralar.

Mahkeme salonunda tek laf etmeyen Akkız cinayetinin sebebini hücresinde avukatlığını üstlenen Rıfkı’ya anlatır: Akkız küçücükken babası öldüğünden anasıyla bir başına kalmıştır. Anası tarlalara gidip ekmeğini taştan çıkarıp öküz almak için para biriktirirmiş. Akkız da çok sevdiği kazlarına ve palazlarına bakarmış. Palazlardan en sevdiği tek ayağı aynı Bülent gibi aksak olan Sırma adında bir kaz yavrusuymuş. Mükerrem’in bazı geceler gelir, Akkız’ın anasıyla bir odaya girer bir iki saat sonra çeker gidermiş. Bir gece kadının paralarını ona ucuza öküz bulduğu bahanesiyle kandırıp almıştır. Akıllı bir kız olan Akkız engel olmaya çalışırken Sırma da sahibinin peşinden koşmuştur. Mükerrem’in Sırma’nın üzerine basıp ezmiş ve onu öldürmüştür. Akkız, bunun acısını unutamamışken; kaybedilen paraların acısıyla annesi de kalpten ölmüştür. Sırma, bir başına kalmış ve Mükremin’den intikam almaya karar vermiştir fakat Akkız Yolpalas’taki o geceye kadar bu düşünceyi kafasından atmıştır. Mükremin çocuğun odasına gelmiş ve Akkız’ı çocuğu da aynı Sırma gibi öldüreceğini, Akkız’ı kovduracağını söylemiştir. Ertesi sabah da o elim olay gerçekleşmiştir. Rıfkı, bu ifadeyi mahkeme heyetine de okumuştur. Ayrıca Mükerrem’in mağdur ettiği bazı kadınlarında şahitliğiyle Akkız tutuklanmamış bir akıl hastanesinde gözlem altında tutulmasına karar verilmiştir.

Halide Edip gerek yaşadığı dönemin şartlarına meydan okuyarak yaratıcılığını ve üreticiliğini idame ettirmiş bir kadın olması gerek de eserlerinin eşsiz tadı sebebiyle okumayı çok sevdiğim bir romancıdır.

Yolpalas Cinayeti isimli bu kitabında Akkız’ın hikâyesi irdelenmektedir. Akkız, kitapta oldukça masum ve temiz bir insan olarak tanıtılırken, bir cinayet işlemiştir fakat bu cinayetin kitapta sürekli “saik” kelimesiyle ifade edildiği gibi bir nedeni vardır. Akkız, bu cinayeti yıllar önce kaybettiği biricik kaz yavrusu Sırma için ve Sırma’nın yerine koyduğu Bülent için işlemiştir. Hatta Mükerrem’i bir daha öldürmekten bahsederken kast ettiği de budur bana göre. Mükerrem’in karanlık yüzüyle yeniden karşılaşan Akkız, çocukluk travmalarının da etkisiyle sevdiklerini korumak ve geçmişin intikamını almak için Mükerrem’i öldürmeye karar vermiştir. Halide Edip’in farklı olan yönlerinden biri de; bilinen cinayet romanlarının aksine “katil kim?” diye düşündürmekten çok “sebep ne?” diye düşünmeye itmiştir biz okurları.

Akkız’ın yanında Yolpalas Cinayeti kitabında geniş yer tutan ikinci bir kadın karakterde Sacide’dir. Sacide’nin kitapta bu denli geniş yer tutmasının bana göre iki sebebi olabilir. Birincisi, Sacide’yi Akkız’ın annesi Ümmühan’ın yerine koymuştur. Akkız, karakterinin Sacide’yi yaralamasının sebebi de annesine benzetmesidir. Tıpkı Sacide’de annesi gibi yavrusunu ihmal etmekte ve onu koruyamamaktadır. İkinci bir sebep de Sacide’nin içinde yaşanılan çağın zenginlik atmosferini yansıtması amacıyla kullanılmış olmasıdır. Görgüsüzlük, o şatafatlı hayatın altındaki dinamikler, sosyetenin değerleri gibi kavramları inceleyebilmek için de Sacide isimli kahramana romanda geniş yer verilmiş olabilir.

Yolpalas Cinayeti romanı genel olarak akıcı ve en fazla bir saatte bitirilebilecek bir romandır. Yazıldığı dönem neticesiyle çok fazla eski sözcük yer alsa da akıcılığı bozmamış ve Can Yayınlarının kitabın sonuna koyduğu sözlük son derece işe yaramaktadır. Gönül rahatlığıyla tavsiye edebileceğim bir Halide Edip romanı…

Editör: Ceren Kozalıoğlu

Yolpalas Cinayeti Soruları ve Cevapları

Yolpalas Cinayeti kimin eseri?

Halide Edib Adıvar

Yolpalas Cinayeti türü nedir?

Yerli Romanlar, Polisiye

Yolpalas Cinayeti kaç sayfa?

88

Yolpalas Cinayeti Yorumları

klask halide edip kitabı bir kerede bitirdim çok güzel

romanın ana fikri ne paylaşabilir misiniz

karakterleri hakkında daha fazla detay verebilir misin katil kim mesela?

okurken halide edip romanı olduğuna pek inanamadım ilk kez polisiye bir roman yazdığını görüyorum hikaye de oldukça kısa ve bir kerede okunuyor anlatım halide edipe benziyor ağır ve kasvetli ama konusu onun tarzı değil yine de başarılı bir eser

sanırım agatha christieden esinlenmiş denemek istemiş kötü kitap değil ama oldukça zayıf bir konusu var kendi tarzı ile agathanın tarzını birleştirmeye çalışmış

TatarcıkZeyno'nun OğluYeni TuranÇaresazSevda Sokağı KomedyasıAkile Hanım SokağıYolpalas CinayetiSonsuz PanayırHandanKalp AğrısıDağa Çıkan KurtTürk'ün Ateşle İmtihanıVurun KahpeyeMor Salkımlı EvAteşten GömlekSinekli Bakkalen iyi kitaplaryeni çıkan kitaplaren çok satan kitaplarokunması gereken kitaplaren çok okunan kitaplar temel eserbedava kitapeditör olkitap bağışıGün Olur Asra BedelTutunamayanlarAcımakCamdaki KızHayvan ÇiftliğiSokrates'in SavunmasıUzun HikayeAlice Harikalar DiyarındaHaritada KaybolmakKraliçeyi Kurtarmakİçimdeki MüzikÇalıkuşuÇocuk KalbiKüçük Kara BalıkİntibahBülbülü ÖldürmekBeyaz Zambaklar ÜlkesindeDon KişotSineklerin TanrısıToprak Anaİnce MemedSatrançİki Şehrin HikayesiVadideki Zambakİçimizdeki ŞeytanSergüzeştBeyaz GemiAraba SevdasıYabanİnsan Ne İle YaşarKüçük PrensDönüşümBeyaz DişSaatleri Ayarlama EnstitüsüFareler ve İnsanlarSol AyağımSuç ve CezaSefillerSimyacıŞeker PortakalıKürk Mantolu MadonnaMadalyonun İçiEsir Şehrin İnsanlarıÜç Anadolu Efsanesi Köroğlu, Karacaoğlan, AlageyikYeraltından NotlarSait Faik Seçme HikayelerRüzgarı Dizginleyen ÇocukSabahattin Ali Bütün ÖyküleriSadako ve Kağıttan Bin Turna Kuşu

Yolpalas Cinayeti

Yolpalas Cinayeti Kısa Özet

Halide Edib Adıvar`ın yılında Paris`te kaleme aldığı bir cinayet romanı, Yolpalas Cinayeti. Bu kısa roman, Adıvar`ın güçlü anlatımını göstermesi bakımından son derece değerli. Kitap, `lerin başında Şişli`de bir konakta işlenen bir cinayetin görüldüğü dava ile başlıyor ve o yılların İstanbul`una dair gözlemler eşliğinde anlatılıyor. Dönemin İstanbul`unu, kentte yaşayan aydınların Türkiye`ye ve Avrupa`ya bakışlarını, yeni yeni bilincine varılan sınıf çatışmalarını gözler önüne seriyor.

“Duygusallıkla yaklaştığımız romanlar vardır; Yolpalas Cinayeti benim için onlardan biri. Halide Edib Adıvar`ın en güçlü eserlerinden mi? Sinekli Bakkal kadar ünlü, Kalb Ağrısı kadar ince ve duyarlı, Handan kadar çarpıcı mı? Bunları bilemem. Ama Yolpalas Cinayeti`nin derin etkisi altında kaldığımı, yıllar yılı ondan izdüşümlerle yaşadığımı mutlaka söylemeliyim.”

-Selim İleri

Eğitim Öğretim İle İlgili Belgeler>Kitap Özetleri >Roman Özetleri

YOLPALAS CİNAYETİ ÖZET KİTAP ÖZETİ ROMAN ÖZETİ

 

Kitabın Yazarı: Halide Edip Adıvar

 

Kitabın Sayfası: 88

 

 Kitap Tanıtım Yazısı: Yolpalas Cinayeti,İstanbul’un zengin semtlerinden birinde Yolpalas isimli apartmanda geçseafoodplus.info,sosyetik bir ailenin hastalıklı oğluna bakmakta olan Akkız’ın seafoodplus.info hanımı sonradan görme olduğu için bir zamanlar kendinin de dahil olduğu yoksul kesimi aşağılar ve sosyete partilerinden vakit ayırıp oğluna seafoodplus.infoız’ın ise tek tesellisi bu çocuktur,çocuğun üzerine titrer seafoodplus.infon bir de Mükerrem isimli şoförü vardıseafoodplus.info gün Akkız Mükerrem’i öldürüseafoodplus.infoçunu kabul eder fakat nedenini açıseafoodplus.info bu cinayetin oluşunu ve nedenlerini inceliyor, farklı bir bakış açısıyla aktarıyor.

 

Kitabın Özellikleri: Halide Edip bu romanında bir cinayet olayını,İstanbul sosyetesinin ve dolayısıyla devrin yaşantısından bir kesitin eleştirisini yapmak için kullanmıştır. Cinayet olayı,İstanbul’un şahane apartmanlarından birisi olan ‘Yolpalas ‘ apartmanında geçtiğinden,roman adını buradan almıştır. Aslında bu romanda Nadire ve Sacide’nin hikayesi anlatılmaktadır.

 

 

Kitabın Özeti: Nadire ve annesi Sivrihisar’da oturmaktadırlar. Nadire’ye köyünde ‘Kaz Akkız’derler. Çok sessiz ve sakin bir kızdır. Annesiyle beraber yaşamaktadırlar. Babası o küçükken öldüğü için evin geçimini annesi sağlamaktadır. Annenin tek amacı,iki öküz satın alıp bir daha dışarıya hizmetçiliğe gitmemektir. Nadire’nin annesi evine aldığı ve kızına emmioğlu olduklarını söylediği erkeklerden dolayı köylüler ona iyi gözle bakmazlar.

 

Köye gelen Mükerrem de emmioğullarındandır. Nadire’ye iyi davranmaz. Bir gün,Nadire’nin annesinin öküz almak için biriktirdiği paraları alarak ortadan kaybolur. Yine başka bir gün,Nadire’nin çok sevdiği,hep onunla ilgilendiği ve ‘Sırma’adını verdiği kazını çizmeleriyle ezmiş, onu öldürmüştür. İşte Nadire’nin Mükerrem’e olan kini burada başlamıştır.

 

Annesi ölünce Abidinler Nadire’yi yanlarına alırlar. Onu gece gündüz çalıştırırlar. Bir gün Nadire buradan besleme olarak Bursa’ya Refika ve Nuri çiftinin yanına gider.

 

Refika ile Sacide Bursa’da kaplıcalarda tanışırlar. Nadire Refika’nın vasıtasıyla bu sefer de Sallabaş ailesinin oğlu Bülent’e dadılık yapmak için İstanbul’a Yolpalas apartmanına dadı olarak gelir. Nadire burada Murat ve Sacide Sallabaş çiftinin oğlu Bülent’e dadılık yapmaya başlar.

 

Aslen Karagümrüklü olan Sacide ise fakir düşmüş Agah Efendi’nin kızıdır. On yedi yaşına kadar Karagümrük’te kardeşlerine dadılık etmiştir. Babası Agah Efendi onun dışarı çıkmasına izin vermez. Onu hiçbir yere göndermez. Adeta onu eve hapseder.

 

Bir gün,komşu kızları Sacide ‘yi Bebek Bahçesi’ne götürürler. Sacide burada Murat Sallabaş’ın dikkatini çeker ve bir süre sonra Yolpalas adını taşıyan apartmana bayan olur. Sacide,bir sonradan görme olarak sosyeteye karışmıştır.

 

Bir süre sonra Mükerrem, Yolpalas apartmanına şoför olarak gelir. Nadire onu hemen tanır ama ona belli etmez. Hep ondan kaçmaya çalışır.

 

Bir gün Sallabaş ailesi sosyetenin önde gelen şahsiyetlerine bir ziyafet verir. Ziyafet akşamı Mükerrem Nadire’nin odasına gelir. Nadire’ye çirkin tekliflerde bulunur. Nadire onu hemen orada öldürmek ister ama Bülent uyumaktadır. Mükerrem Nadire’ye onu hemen yarın Bayan Sallabaş’a (Sacide’ye)söyleyip kovduracağını ve yerine yeni dadı aldıracağını söyler. Daha sonra da Bülent’i öldüreceğini söyler.

 

Sabah olur ve Sallabaş ailesinin hizmetçisi Eienette Nadire’nin odasına gelir. Ona hemen eşyalarını toplayıp gitmesini artık Bülent’e kendisinin bakacağını söyler. Artık Nadire’nin aklı başından gitmiştir. Hemen Bayan Sallabaş’ın odasına gidip ayaklarına kapanmak ister. Çünkü biliyordur ki,o gidince,Mükerrem Bülent’i mutlaka öldürecektir.

 

Hemen bayanın odasına gider. Bayan tırnaklarını parlatmakta Mükerrem de diz çökmüş Bayan’ın yüzüne bakmaktadır. Her ikisi de dalgındırlar. Nadire masanın üstündeki bıçağı alır ve Mükerrem’in boynuna saplar. Mükerrem ölür. Nadire Bayan Sallabaş’ı (Sacide’yi) de yaralar. Ardından Nadire tutuklanır ve mahkemeye çıkarılır. Mahkemede savunmasını yapmak istemez. Suçunu kabul eder.

 

‘Mükerrem’i anamın emmisi oğlu olduğu için vurdum’der.

 

Nadire ‘nin avukatlığını Rıfkı üstlenir. Rıfkı Murat Sallabaş’ın yeğenidir. Bu onun ilk davasıdır. Onun için başarılı olmak (bilgi seafoodplus.info) ister. Rıfkı, Nadire’yi önceden Bursa’dan tanımaktadır. Onu uzun zamandan beri ilk defa ziyafet gecesi Murat Sallabaş’ın evinde görmüştür.

 

Nadire mahkemede bildiklerini anlatmayınca Rıfkı,mahkemenin uzatılmasını ve Nadire’nin müşahede altında tutulmasını ister. Bu sırada araştırma yapmak için Nadire’nin köyüne gider. Onun ve Mükerrem’in hakkında bilgi toplar. Daha sonra Nadire’yi de hastanede konuşturur ve onun bildiklerini söylemesini sağlar. Cinayeti neden işlediğini öğrenir.

 

Rıfkı bunu bir sonraki mahkemede dile getirir. Aslında bu yaşananların hepsi mahkemede Rıfkı tarafından dile getirilmektedir. Rıfkı Nadire’nin anlattıklarını bir sonraki mahkemede dile getirir. İşlenen cinayet hakkında tanıklar ve Mükerrem ‘i tanıyanlar dinlendikten sonra hakim,doktorların verdiği rapor doğrultusunda Nadire’nin tımarhanede kalmak şartıyla suçsuz olduğuna karar verir. Bunun üzerine Nadire çılgına döner. ’Yanılıyorsunuz,ben deli değilim. Ben bilerek öldürdüm. Canını alanın canını vermeli,beni öldürün. Ben anama,Sırma’ya gitmek istiyorum. Burada kalırsam,yemin ediyorum Sırma’nın bağırsaklarını deşeni,topal Bülent’e el uzatanı, Şakire’yi ana kucağından kahpeliğe salanı yine öldürürüm. ’diyerek isyanını dile getirir.

 

İşte bütün bu hikayeyi mahkemede anlatır. Mahkeme heyeti kızın akli durumunun bozuk olduğunu görüp onu tımarhaneye gönderir.

 

Kitabın Ana Fikri Ana Düşüncesi: İntikam duygusu en uysal kişileri bile etkileyebilir.

 

Kitabın Kahramanları: AkkızBay ve Bayan Sallabaş, Mükerrem, Akkız"ın annesi Ümmühan, Nuri Bey ve karısı Bülent

 

Kitabın Geçtiği Yer: Yolpalas Apartmanı, Akkız"ın köyü

 

Kitabın Geçtiği Zaman: Kurtuluş Savaşı"nı sonlarına doğru bir zaman 








“ROMAN ÖZETLERİ ” SAYFASINA GERİ DÖNMEK İÇİN

>>>TIKLAYIN<<<

“KİTAP ÖZETLERİ ”
SAYFASINI GÖRMEK İSTERSENİZ

>>>TIKLAYIN<<<

“EĞİTİM ÖĞRETİM İLE İLGİLİ BELGELER ” SAYFASINA GERİ DÖNMEK İÇİN

>>>TIKLAYIN<<<

EKLEMEK İSTEDİKLERİNİZ VARSA AŞAĞIDAKİ "Yorum Yaz" kısmına ekleyebilirsiniz.


Yorumlar



**Yorum**
->Yorumu: Türkçe dersim için okuyorum ödev var 5. Sınıfım bu arada çok kitap okurum benim gibi olun
->Yazan: AtakanKayalar

**Yorum**
->Yorumu: Türkçe dersim için okuyorum kitabı ilkokul 2 yim bu arada
->Yazan: Pubg'deBirTaş

**Yorum**
->Yorumu: Türkçenin içinden geçtiniz bebeler bi seafoodplus.info daha teşekkürler yazmayı bilmiyo diğeri mugla yazıseafoodplus.infoer seafoodplus.infoe yarın yanlış dil kullanımından ceza kesilecektir.
->Yazan: TDK..

**Yorum**
->Yorumu: Çok güzel olmuş, çok teşekkürler
->Yazan: ?

**Yorum**
->Yorumu: Kitabın ana düşüncesi bence daha farklı. Ben ana düşünce olarak daha farklı bir anlam çıkardım . Ana fikrin bu olduğunu düşünmüyorum. ''İntikam duygusu en uysal kişileri bile etkileyebilir.'' Evet uysal bi kişiliği var Akkız 'ın (yani Nadire'nin) ama bu uysallığın arkasında bir kişilik var. Farklı bir kişilik (düşünün) Benim fikrim bu
->Yazan: E.E

**Yorum**
->Yorumu: Bu özeti okumasaydım annem beni gereksizyere ağır cezalandırırdı.
->Yazan: ?

**Yorum**
->Yorumu: kitap çok iyi bir kitap .Site kitabı çok iyi öezetlemiş .Herkese tavsiye ederim
->Yazan: görkem ergüven

**Yorum**
->Yorumu: Çok güzel olmuş ellerinize sağlık
->Yazan: Kamil

9. **Yorum**
->Yorumu: şahane bir site burayı sevdimm 
->Yazan: Buse. Er 

8. **Yorum**
->Yorumu: SIZIN SAYENIZDE YÜKSEK BIR NOT ALDIM SIZE TESSEKÜR EDIYORUM
->Yazan: sıla

7. **Yorum**
->Yorumu: valla bu site çok süper .Bu siteyi kuran herkimse Allah razi olsun tüm ödevlerimi bu siteden seafoodplus.info mugladan sevgiler).
->Yazan: kara

6. **Yorum**
->Yorumu: çok güzel bir site. kurucularına çok teşekkür ederim başarılarınızın devamını dilerim.
->Yazan: Tuncay.

5. **Yorum**
->Yorumu: ilk defa böyle bi site buldum gerçekten çok beğendim yapanların eline sağlık. 
->Yazan: efe .

4. **Yorum**
->Yorumu: ya valla çok güzel bisi yapmışınız. Çok yararlı şeyler bunlar çok sagolun 
->Yazan: rabia..

3. **Yorum**
->Yorumu: Çok ii bilgiler var teşekkür ederim. Çok süper Ya bu siteyi kurandan Allah razı olsun süperrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrr. Çok iyiydi. isime yaradı. Her kimse bu sayfayı kurduğu için teşekkür ederim 
->Yazan: pınar..

2. **Yorum**
->Yorumu: çok güzel site canım ben hep her konuda bu siteyi kullanıyorum özellikle kullanıcı olmak zorunlu değil ve indirmek gerekmiyor
->Yazan: ESRA..

1. **Yorum**
->Yorumu: çok işime yaradı teşekkür ederim hazırlayanlara ve halide edip adıvara
->Yazan: mehveş.

>>>YORUM YAZ<<<


Yorumunuzda Silmek istediğiniz kelime veya cümle varsa kelimeyi fare ile seçin
ve delete tuşuna basın

 
 E Mail
(Zorunlu Değil):


KİTABIN ADI : KALP AĞRISI
KİTABIN YAZARI : HALİDE EDİB ADIVAR
YAYIM EVİ : ÖZGÜR YAYINLARI
ADRESİ : ANKARA CAD/2 ÇAĞALOĞLU-İST.
BASIM YILI :

KİTABIN KONUSU : Kitabın konusu beş insanın bir birlerine karşı besledikleri sevginin saygının bazen tam tersine dönüşüp kine bazen de katmerli şekilde artışı olmuştur.

ÖZET: Romanımız kitabın kahramanlarından Zeynep ile doktor babasının konuşmasıyla daha doğrusu Zeynep&#;in babasına hikayesini anlatmasıyla başlar.
Zeyne hikayesinin adını kalpağrısı olarak koymuştur çünkü bu onun için gerçektende bir kalp acısıdır.
Zeyno babası gibi doktor olan Saffet&#;ten hoşlanmaktadır bu duygusallık aşktan öteye zihinde canlanan bir fırtınadır yani Saffet&#;e duyduğu saygı çok üst seviyededir. Ayrıca bunlar resmi olarak da nişanlılardır. Hikayemizin başlangıcı Zeynep&#;in canından çok sevdiği Azizelerde gercekleşir: Azize, Zeynep&#;e herkesin deyimiyle Zeyno&#;ya, platonik olarak nitelendirdiği aşkı ve aynı zamanada akrabası olan zabit (Bnb) Hasan&#;dan bahseder ve onun geleceğini söyler, onunla tanıştırır. Bu saatten sonra Zeyno&#;nun kalp ağrısı başlar. Çünkü Zeyno ile Hasan&#;ın aşkları için bu bir başlangıç teşkil edecektir. Günler geçer Zeyno ile Saffet birbirlerine daha da yaklaşırlar ama zeyno bu ilişkinin bir sonuca bağlanamayacağını bilmekte ve bu yüzden de çeşitli buhranlara girmektedir. Sonuçta Zeyno&#;da bi rahatsızlık baş gösterir. Bu olay üzerine Saffet Zeyno&#;yu Ayastefanos&#;taki evlerine dinlenmelesi için götürür. Bir müddet sonra Hasan ile Azize buraya onu ziyaret için gelirler artık her gün Zeyno ile Hasan birlikte ava gitmektedirler. Bir gün yine bir avda Hasan, Zeyno&#;ya evlenme teklif eder. Cevapsız kalan bu tekliften sonra hasan Azize&#;ye onunla evlenmeyeceğini söylüyor. Bu olayın ardından Hasan Zeyno &#;ya tekrar evlenme teklifediyor. Bu olayın ardından Zeyno nişan yüzüğünü boynuna asıyor ve Saffete kararını babası gelince vereceğini söylüyor.(Babası orada değildir ve hikayesini babasına, Ayastefonos&#;a gidinceye kadarını anlatır diğer olaylar daha sonra gerçekleşir:) Zaten bu sırada Azize&#;nin kıskançlık kırizleri tutmuştur ve çok ciddi anlamda hasta olmuştur. Doktorluk görevi ise Saffete düşmüştür. Saffet bir süre sonra Zeynonun yanına gelir ve Azize&#;nin iyileştiğini söyler ve onu görmeye giderler. Orada garcekleri öğrenir ve Azize&#;nin kıskançlıktan dolayı intihara kalkıştığını öğrenir. Azize&#;nin refakatini yaptığı birgün Azize olanları anlatır ve Hasan&#;dan bahseder. Zeyno da Azize&#;ye Hasan&#;ın onun olduğunu ve onu elinden almayacağına sözverir. Bu olayın ardından Zeyno, Hasan ile bu işin olmayacağından bahseder ve bunun üzerine Azize ile Hasan evlenirler. Bu sürede Azize&#;nin rahatsızlığı devam etmiştir ve iyleşmesi için İsviçre&#;ye gitmesi gerekmiştir. Evlendikten sonra Hasan izin alarak Viyanaya giderler. Viyanadan Azize Zeynoya mektuplar yazar nekadar saadetli olduğundan seafoodplus.info busefer de orada Dora isminde babasının aradaşının kızını kıskanıyor. Günler geçip gider ama Hasan, Zeyno&#;yu unutamaz ve ona mektup yazmaya karar verir ama mektubu göndermez. Tam mektubu yazarken odaya Dora girer ve Hasan olayı Dora&#;ya anlatır ve ona karşı da çeşitli duygularından bahseder. Bu duygular Dora tarafından olumlu karşılanır. Bu ilişki devam ederken bir gün Azize ikisini Dora&#;nın odasında bulur ve iyiden iyiye Azize&#;nin kıskançlık kırizi artar. Bu arada Hasan&#;nın 1 ay izini kalmıştır ve şarka tayini çıkmıştır. Bunların hepsini Azize mektubunda Zeyno&#;ya anlatır.
Zeynep ile babası evde konuşur iken eve babasının arkadaşı Miralay Muhsin girer. Muhsin Bey evlenmek istemektedir ve Zeyno&#;nun babasından yardım istemektedir. Ancak bu sırada Zeyno&#;ya karşı da bir ilgisi oluşmaya başlamıştır. Bir gün Miralay Zeyno&#;ya ondan hoşlandığını söyler. Bunları Zeyno Azize&#;ye yazdığı mektubunda söylüyor. Zeyno onu sevip sevmemede kararsızdır ama bu sevgiden haz aldığını da saklamamaktadır. Olayın tesadüfi tarafı Miralayın, Hasan&#;ı tanımasıdır. Hasan zamanında Miralayın yaverliğini yapmıştır. Bir de ilginç hiraye giçmiştir başlarından. Eski çalıştıkları yerde yine Zeyno isminde bir kürt kızını Hasan hamile bırakmış ve tam kızın akrabaları tarafından öldürülecek iken Muhsin Bey tarafından kurtarılmıştır.
Zeyno akıp geçen zaman zarfında Miralay&#;ın aşkına cevap vermeye başlar. Zeynep&#;in kalbinde artık iki büyük zevk vardır birisi Miralay birisi de cektiği acının sebebi Hasan&#;dan alacağı intikamdır. Hasan&#;ın tayin yeri de miralayın fırkasıdır.
Azize, Hasan&#;ın odasında Dora&#;dan bir mektup bulur. Mektupta Dora, Hasan&#;a istediği zaman yanına gelebileceğini söylemektedir. O gün Viyanaya inen Hasan&#;a Azize bir telgıraf çeker ve hemen yanına gelmesini çok hasta olduğunu söyler. Hasan gelir, doktorlar muayne ederler ve Azize&#;nin hamile olduğunu söylerler. Ancak bu güzel olay bebeği doğurmanın çok riskli olacağının öğrenilmesiyle bir buhrana döner. Hasan İstanbul&#;a gelip iznini uzattırır bu sırada Zeyno&#;yu görür. Ama artık hiç bir şey eskisi gibi değildir.
Azizenin tedavisi için yine Saffet getirtilir bu sırada Azize bir oyun yapıp Zeyno ile Saffeti bir araya getirmeye çalışsa da başarılı olamaz.
Zaman ilerler ve Azize&#;nin doğumu gerçekleşir ve bir oğul dünyaya getirir ama bu oğul artık hayata öksüz olarak devam etmek zorundadır.


ANA FİKRİ: Hayat bazen insanları hiç ummadıklara durumlara hiç ummadıkları zamanda iteler ve insan bu durdan kurtulmak için bazen başkalarına zararverebilir.

KİTAPTAKİ ŞAHSİYETLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ

ZEYNEP: Asil ruhlu bir kızdır. Arkadaşının saadeti için kendi aşkını ndan vazgeçebilecek karekterde bir şahsiyettir.

SAFFET: Belkide romanımızın en fedakarı Saffet&#;dir. Çünkü Zeyno&#;nun başkasına aşık olduğunu bile bile ona olan desteğinden vazgeçmemiş son ana kadar onun yanında olmuştur.

HASAN: Genç zabit Hasan aşkları içinde boğuşmayı kendisine hayat tarzı olarak benimsemiş çapkın denilemeyecek kadar duygusal bir şahsiyettir. Çok çabuk aşık olması en önemli özelliğidir. Karizmatik bir yapısı vardır.


AZİZE: Hayatta tek tutunağı olarak Hasan&#;ı gören bir aşıkta öte değildir. Bu aşkı uğruna ölümü göze almıştır. Kıskanç bir yapısı vardır. Biraz çocuk ruhludur. Bu da zaman zaman başına işler açmıştır.

MİRALAY MUHSİN: Tuttuğunu koparan cinsinden bir askerdir. Nezaman nasıl davranması gerektiğini bilen bir şahsiyet olup Zeyno&#;ya ilan-ı aşk etmiş ve umduğunu almayı da bilmiştir.

ZEYNO&#;NUN BABASI: Olaylara daha çok dışardan bakmayı tercih etmiştir. Kızıyla illgili konularda bütün insiyatifi kızına vermiştir.


KİTAP HAKKINDA ŞAHSİ GÖRÜŞLER
Kalp Ağrısı, Halide Edib&#;in okuduğum en güzel romanıdır. Alışılmışın dışında Milli Mücadele dönemi yıllarından pek fazla birşey göremiyoruz. Bunun yerine bir avuç insanın kalp ağrılarından dolayı çektikleri acıyı görüyoruz. Dili oldukca iyi seviyede kullanmış ve okuyucuya anlatmak istediğini noktasından virgülüne aktarabilmiştir. Bu kitabın bir başka özelliği Halide Edib&#;in &#;son&#; tutkulu aşk romanı olmasıdır.


Halide Edib ADIVAR : XX. yy. romancılarından
Doğum/Ölüm: Ocak
Doğum Yeri: İstanbul

Üsküdar Amerikan Kız Koleji&#;ni bitirdi (), özel olarak da Rıza Tevfik&#;ten felsefe ve sosyoloji, Salih Zeki&#;den matematik dersleri aldı. İstanbul Kız Öğretmen Okulu&#;nda, Kız Lisesi&#;nde öğretmenlik ve müfettişlik; Beyrut, Lübnan ve Şam&#;da Türk Kız Mektepleri Umumi Müfettişliği () yaptı. Darülfünun&#;da garp edebiyatı okuttu (), Milli Mücadele&#;ye katıldı, Cumhuriyet&#;in ilanından sonra kocası Adnan Adıvar&#;la gittiği Avrupa ve Amerika&#;da on beş sene kadar kaldı (), &#;da yurda döndükten sonra İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi&#;nde İngiliz Dili ve Edebiyatı profesörü (), İzmir milletvekili () oldu, sonra gene Edebiyat Fakültesi&#;ndeki profesörlüğüne döndü (). Merkezefendi mezarlığında gömülü &#;den sonraki dergilerde Halide Salih imzasıyla göründü (örneğin: Şehbal dergisinde, ). &#;da Büyük Mecmua&#;da Halide Edib imzasıyla "edebiyatımızın son simaları ve safhaları" başlığı altında Yakup Kadri, Mehmet Emin, Ömer Seyfettin üzerine incelemeler, "Kadınlığa dair" başlığı altında kadın hakları üzerine yazılar, ayrıca hikayeler yayımladı. sayıdan başlayarak (18 Eylül ) bu derginin başyazarı da olmuştu Halide Edib&#;i, bu yazıları yanında asıl, İngiliz edebiyatı etkisinde, o zaman için yeni, fakat çağdaşlarının çapraşık, aksak ve pürüzlü buldukları bir üslupla yazılmış romanları tanıttı. İlk romanlarında aşk konularını işliyor, kadın psikolojisi üzerinde duruyordu. Sonra türkçülük akımını benimsedi; duygulandırma ve süslemeden kaçınan, realizmi ön planda tutan romanlar verdi. Hele yurda döndükten sonraki romanlarında konularını bir olay çevresinde toplanan tek insanlara değil; devirlere, nesillere, gelenek ve törelere bağladı Romanları: Raik&#;in Annesi (), *Seviyye Talib (), *Handan (), *Yeni Turan (), *Son Eseri (), *Mevut Hüküm (), *Ateşten Gömlek () *Kalp Ağrısı (), *Vurun Kahpeye (), *Zeyno&#;nun Oğlu (), *Sinekli Bakkal (), *Yolpalas Cinayeti (), *Tatarcık (), *Sonsuz Panayır (), *Döner Ayna (), *Akıle Hanım Sokağı (), *Hayat Parçaları (), *Sevda Sokağı Komedyası (), *Çaresiz (), *Kerim Usta&#;nın Oğlu () Hikaye Kitapları: Harap Mabetler (), *Dağa Çıkan Kurt (), *İzmir&#;den Bursa&#;ya () Anıları: Türk&#;ün Ateşle İmtihanı (), *Mor Salkımlı Ev () Oyunları: Kenan Çobanları (), *Maske ve Ruh (), Kitapları Özgür ve İnkılap Yayınları&#;nca yeniden basılıyor. Sinekli Bakkal romanı, CHP Roman Ödülü&#;nde birincilik kazanmış, romancılığımızda satış rekoru kıran eser olmuştur (30 b. ) Çevirileri, incelemeleri, İngilizce eserleri de olan yazarın romanları filme de alınmıştır: Ateşten Gömlek (, ), Vurun Kahpeye (, , ), Sinekli Bakkal (), Yolpalas Cinayeti () Halide Edib üzerine yazılmış kitaplardan bazıları: Halide Edib Adıvar (), Halide Edip ile Adım Adım, () Nazan Güntürkün ve Muzaffer Uyguner, Halide Edib Adıvar, (; genişletilmiş seafoodplus.infoı, ) İnci Enginün çıkardılar.

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir