yunan uygarlığı özellikleri maddeler halinde / Eski Yunan Uygarlığı özellikleri maddeler halinde Yunan Medeniyeti

Yunan Uygarlığı Özellikleri Maddeler Halinde

yunan uygarlığı özellikleri maddeler halinde

kaynağı değiştir]

Filip'in tahtını, babasının yarım kalmış plânlarını uygulamak için yola çıkan ve henüz 20 yaşında olan İskender aldı. Atina'nın düştüğünü görünce Atina geleneklerini geri getirmek için Pers İmparatorluğu'nu ortadan kaldırmak istedi. Daha sonra Yunan şehirlerinin kendine liderleri olarak kabul ettiği Korint'e gitti ve ardından güç toplamak için kuzeye ilerledi. İskender'in ordusunun çekirdeği, sağlam Makedon dağ-savaşçılarıydı. İskender, ordusuna her türlü desteği sağladı ve Yunanistan'ın her köşesinde gördüğü, Tebai'deki süvarilerden Sparta'daki gerilla taktiğine kadar, savaş taktiklerini değiştirdi. Her şeyini Yunan kökenine uygun hâle getirdi. Trakya'ya sefere çıktığında Tebai şehrinin ayaklandığı haberini aldı hemen güneye inerek Tebai şehrini yerle bir etti. Daha önce büyük dedelerinden birine bir şiir hediye etmiş olan Pindar'ın yaşadığı ev dışında ayakta hiçbir yapı bırakmadı. Büyük İskender'in bu hareketi, Yunan şehirlerine eğer İskender'in gücünü kabul etmezlerse başlarına neler gelebileceğini, "uslu dururlar" ise nasıl yaşayabileceklerini gösteren acımasız bir gözdağıydı.

MÖ 'te Büyük İskender, Asya'ya geçti ve bugün Çanakkale ili sınırları içerisinde kalan Granikos Çayı kıyılarında Persleri yenilgiye uğrattı. Bu galibiyet, İskender'e İyonya kıyılarının kontrolünü verdi ve bu nedenle özgürlüğüne kavuşmuş diğer Yunan şehirlerinde zafer kutlamaları yaptı. Bu yörede her şeyi düzene koyduktan sonra Anadolu'da, Kilikya üzerinden Suriye'ye seferler düzenledi ve MÖ 'te III. Darius'un ordusunu yendi. Burada da düzeni sağladıktan sonra Fenike üzerinden küçük bir askerî direnç ile karşılaştığı Mısır'a geçti. Fakat Mısır halkı Büyük İskender'i Perslerin ve imparator Amun'un oğlunun baskısından rahata çıkaran bir kurtarıcı gibi karşıladılar.

Darius, ülkesine barış içinde dönebilmek için İskender'den barış istemeye hazırdı, fakat Büyük İskender'in böyle bir niyeti yoktu. Pers topraklarını fethedip kendini dünyanın imparatoru yapmaya kararlıydı. Kuzeydoğu'da Suriye üzerinden Mezopotamya'ya ilerledi ve Dairus'u tekrar bu kez Gaugamela Savaşı'nda yenilgiye uğrattı (MÖ ). Bu savaştan sonra Dairus kaçtı ve kendi yandaşları tarafından öldürüldü ve böylece Büyük İskender, Susa ve Persepolis'de hiçbir karşı koymaya uğramadan kendini Pers İmparatorluğu'nun başında buldu.

Büyük İskender, Yunan İmparatorluğunu bu kadar sahiplenmiş iken bazı şehirler Makedonya kontrolünden kaçmak için ellerinden geleni yapıyorlardı. MÖ 'de Megalopolis'de, Büyük İskender'in vekili Antepater, Makedonya üstünlüğünü tanımak istemeyen Sparta'lıları yendi.

Büyük İskender'in ele geçirdiği topraklar

Büyük İskender ardından azimle Afganistan, Pakistan ve İndus Irmağı vadisine ilerledi. MÖ 'da Pencab'a girdi, Ganj Nehri ve Bengal Körfezi'ne geldiğinde ise askerlerde baş gösteren isteksizlik ve yorgunluk nedeni ile ordusunu toplayarak geri dönme kararı aldı. Hayâl kırıklığı içinde Yunanistan'a gitmek için yola çıktığında ise dönüş yolunda MÖ 'te Babil'de bilinmeyen bir ateşli hastalığa yakalanarak yaşamını yitirdi.

Büyük İskender'in ölümünün ardından kurduğu imparatorluk yıkıldı ama yapmış olduğu fetihler Yunan dünyasını tamamen değiştirdi. Binlerce Yunan onunla veya ondan sonra, almış olduğu topraklara yerleşti. Başta İskenderiye olmak üzere, kurduğu şehirler önemli merkezler hâline geldi. Mısır'da, Suriye'de, İran'da ve Baktria'da Yunanca konuşulan krallıklar kuruldu. Doğu ile batının kültür ve bilgi birikimi birleşip etkileşmeye başladı.

Toplum[değiştir kaynağı değiştir]

Genel Yunan evleri bir avlu etrafında dizilmiş yatak odaları, kilerler ve bir mutfaktan oluşuyordu. Yunan kültüründe evler diğer uygarlıklara kıyasla çok daha büyük olmuştur her bir evin, yaklaşık – m2 olduğu görülmektedir.

Evler genel olarak ebeveyn ve çocuk yatak odalarından oluşuyordu ve diğer akrabaların aile içinde yaşadığı pek görülmezdi. Erkekler aileyi geçindirmekle yükümlü olduğundan evde pek vakit geçirmezlerdi. Ev işlerini köleler yaparlardı. Kadınların görevi çocuklara bakmak, yapılacak ev işlerinin listesini hazırlamak ve çeşmelerden eve su taşıyan, yemek pişiren, temizlik yapan ve çocuklarla oyun oynayan köleleri denetlemekti. Erkekler akşamları misafirleri ağırlayabilecekleri özel odalara sahipti zira erkek misafirlerin evin, kadınının ve çocuklarının yaşadığı mahrem bölümlere girmesi yasaktı. Erkekler arkadaşlarını çağırarak sempozyumlar düzenlerlerdi. Işık gaz yağından sağlanır, odun kömürü yakarak ısınılırdı. Ev içi mobilyalar gayet basitti. Tahtadan masalar, sandalyeler, yataklar, dolap ve komodinler kullanılırdı.

Tarım[değiştir kaynağı değiştir]

Kadınların giydiği bol elbise, Chiton

Antik Yunanistan'da herkes gün içinde görevlerini yapar ve dinî görevlerini aksatmamaya çalışırdı. Atina gibi büyük şehirlerde sık sık festivaller düzenlenirdi, bu festivallere katılmak bir görevdi. Festivallerde tanrılara müzik, şiir, drama türlerinde hediyeler sunulurdu. Atina'lılar birbiri ardına festivalleri olmasıyla övünürlerdi. Büyük Panhellenik (tüm Yunan şehirlerinden katılımcıların bulunduğu) festivaller Olympia, Delfi, Nemea ve Isthmia gibi yerlerde düzenlenirdi. Bu festivalerde yarışmalar düzenlenir ve kazanan şairler, atletler zengin ve ünlü olurlardı. En popüler ve para getireni ise Kariot (atların çektiği iki tekerlekli savaş arabası) yarışlarıydı.

Yunanların giyim biçimi zamanla ufak değişimlere uğramıştır. Kadınlar da erkekler de genelde bol giysiler giyerlerdi. Tunikler renkli dizaynlara sahip olurdu ve çoğu zaman bir kemerle bağlanırdı. Soğuk zamanlarda şapka ve pelerin giyerler, sıcak havalarda deri sandaletler ve tüm vücudu örten ince kumaştan yapılma elbiseler giyilirdi. Kadınlar mücevher takarlar ve kozmetik ürünler kullanırlardı. Saçlarını yüzyıllar boyunca modası geçmeyen bir âdet olarak enselerinde topuz yapmak Yunan kadınlarının en büyük şıklık göstergesiydi. Özellikle pudrayla ten rengine beyaz bir görüntü vermek gelenekti. Hoş kokulu esanslar kullanır ve tırnaklarını boyarlardı. Soylu Yunan kadınlarının sıkça kullandığı yağlı kremi yapmayı ilk başaran hekim Galen'dir. Antik dönemde erkekler de kadınlar gibi uzun saçlı olmuşlar Büyük İskender'in başlattığı tıraş modasına değin sakal bırakmışlardır. Zira Büyük İskender savaş anında düşmanların askerlerin sakallarına yapışıp bırakmaması endişesi taşımıştır. Eski Yunanistan'da şehre ya da eve gelen misafirlere sıcak banyo sunmak ve banyo sonrasında hoş kokulu yağlar ikram etmek bir gelenek hâline gelmişti.

İlk para Lidyalılar tarafından bulunmuş olmasına rağmen yaygın olarak kullanımı Eski Yunanistan'da olmuştur. Bugünkü bozuk paraların tasarımı da aynı biçimde Eski Yunanistan kültüründen kalmıştır. Yuvarlak olması, herhangi bir yüzünde önemli bir liderin kabartmasının bulunması bu dönemdeki âdetlerdendir. Eski Yunanistan'da para süsleme ve basma bir sanat olarak görülmemişse de onların el becerileri hakkında en çok bilgi veren eserlerden biri de paralardır.

Tiyatro[değiştir

Yunan Şehir Devleti (Polis)

If you're seeing this message, it means we're having trouble loading external resources on our website.

Bağlandığınız bilgisayar bir web filtresi kullanıyorsa, *seafoodplus.info ve *seafoodplus.info adreslerinin engellerini kaldırmayı unutmayın.

  • Yunan Şehir Devletleri, farklı siyasal yapı ve güçlerden oluşan çeşitli yönetim şekilleri geliştirmiştir.
  • Sömürgeleştirme, Yunanca'nın ve Yunan kültürünün yayılmasına neden olmuştur ancak aynı zamanda komşu Pers İmparatorluğu ile aralarında gerginlik yaratarak Pers Savaşları ile sonuçlanmıştır.
  • Atina'da demokratik kurumlar ortaya çıkmaya başlamış ve felsefe, bilim ve kültür alanlarında gelişmeler yaşanmıştır. Atina güçlü bir devlet haline gelmiş ve diğer şehir devletleriyle ittifak kurularak Attika-Delos Deniz Birliği oluşturulmuştur.
  • Özellikle Sparta başta olmak üzere, diğer Yunan şehir devletlerinin Atina'nın gücüne karşı çıkması Peloponez Savaşı'na yol açmıştır.
Yunanistan dağlık bir bölge olduğundan dolayı, antik Yunanistan, her biri kendi lehçesi, kültürel özellikleri ve kimliğe sahip küçük bölgelerden oluşuyordu. Bölgecilik ve bölgesel çatışmalar antik Yunanistan'ın belirgin bir özelliğiydi. Şehirler ağırlıklı olarak dağlar arasındaki vadilerde ya da kıyı ovalarında bulunuyordu ve etraflarındaki kırsal bölgelere hükmediyordu.
Verdiği tarihi bilgilerin doğruluğu tartışmalı olsa da, efsanevi şair Homeros'a göre Miken Uygarlığı, Anadolu'daki Truva şehriyle Milattan önce 'lerde Truva Savaşı'na girmişti. Homeros'un ünlü destanı İlyada'da yazdığı üzere savaş devam ederken, yabancı “Deniz İnsanları” Miken yerleşimlerini işgal etmeye başladı ve halk, Ege Adaları, Anadolu ve Kıbrıs'a göç etmek zorunda kaldı. O zamanlar yazı ortadan kaybolmuş gibiydi ve Yunan yarımadası ile çeşitli adaların belirgin özelliği çatışma ve istikrarsızlık olmuştu.
Yunan şehir devletlerinin ortaya çıkmasını sağlayan şey, bu istikrarsızlıktı. Güçlü ve merkezi bir devlet olmadığı için siyasi düzeni daha küçük yönetim birimleri sağlıyordu. Bu tip yönetim birimlerinden biri şehir devletleri yani polisler idi. Başlangıçta polis terimi, güçlendirilmiş bölgeler veya savaş zamanlarında koruma sağlayan kaleler için kullanılıyordu. Bu yapıların sağladığı güvenlikten dolayı insanlar buralarda toplanıp, topluluklar ve ticaret merkezleri kurdular. Zamanla polisler şehir merkezleri haline geldi ve kendilerine kaynak sağlayan ve vergi ödeyen komşu tarım bölgeleri üzerinde güç ve nüfuz sağladı.
MÖ 'lü yıllarda birbirinden bağımsız işleyen birçok polis vardı. Kendi bulundukları özel bağlam sonucunda her şehir devleti, monarşilerden oligarşilere, askeri toplumlardan proto demokrasilere; çeşitli yönetim şekilleri oluşturmuşlardı. Monarşiler, bazen belirli bir yasa dizisini izlemeyen tiranlar tarafından yönetiliyordu. Oligarşiler şehir devleti hükümetini idare eden güçlü kişilerden oluşan küçük gruplardı. Oligarşi yöneticileri ve tiranlar iktidara gelmek için sık sık rekabet ediyorlardı. Demokrasiler vatandaşların oy vermelerine ve devletle ilgili kararlara dahil olmalarına olanak sağlayan yönetim biçimiydi.
Atina, Sparta, İstefe, Korint ve Delfi en önemli şehir devletlerinden bazılarıydı. Bunlar arasında Atina ve Sparta en güçlü şehir devletleriydi. Atina demokrasiyle yönetiliyordu, Sparta'nın ise iki krallı oligarşik sistemi vardı. Yunan toplumunun ve kültürünün gelişmesinde ikisi de önemli rol oynamıştır.
Güçlü bir merkezi devlet olmamasının etkileri nelerdi?
Yunanistan'ın güneyinde bulunan Peloponez yarımadasının verimli bir bölgesinde yer alan Sparta'nın nüfusu MÖ ve yılları arasında giderek artmıştı. Sparta karmaşık ve güçlü bir ekonomi geliştirdiği için tüm Peloponez bölgesi boyunca gücünü arttırdı ve çevre köylerdeki insanları kontrolü altına aldı. Ancak köylerdeki insanlara Spartalılarla eşit statüler verilmedi. Bunun yerine bu insanlar, özgür olmayan ve çalıştırılan helotlar sınıfını oluşturdular. Özel olarak sahip olunan kölelerin aksine helotlar Sparta devletinin tebaası sayılıyordu. Aile kurabiliyorlardı ve bir dereceye kadar özgürlükleri vardı; ancak devletin topraklarına bağlı haldelerdi ve Sparta'ya yiyecek sağlamak zorundalardı.
Spartalılar isyanları engellemek ve bastırmak üzere, güçlü ve yapılandırılmış askeri araçlar geliştirmek için çok fazla kaynak harcadılar.
Spartalılar ile helotlar arasında çok keskin bir ayrım olmasına rağmen Sparta toplumu kendi içinde en azından teorik olarak karmaşık bir hiyerarşiye sahip değildi. Toplumsal statünün belirlenmesinde zenginlik yerine askeri başarılar rol oynuyordu. Çocukluktan itibaren güç ve disiplinin önemi vurgulanıyordu. Spartalı erkek çocukları yedi yaşında ailelerinden ayrılıyor ve askeri kışlalarda yaşamaya gönderiliyorlardı. Burada ciddi bir askeri eğitim görerek daha gençlik dönemleri bitmeden aktif hizmet verecek duruma geliyorlardı.
Sparta toplumunda katı bir toplumsal hiyerarşi olmamasına rağmen yine de nüfuz sahibi gruplar vardı. Tüm Yunan toplumları gibi Sparta da, erkek vatandaşlar tarafından yönetiliyor ve bunların en güçlüleri, seçilmiş bir aile grubundan geliyordu. Sparta'nın siyasi sistemi, iki farklı aileden birer kralı olması yönüyle alışılmadık bir yapıya sahipti. Bu hükümdarlar, özellikle bir tanesi ordunun başında sefere gittiğinde gayet güçlü oluyorlardı.
Krallar aynı zamanda Zeus'un rahipleriydi ve Sparta'daki en yüksek mahkeme olan ve gerousia denilen ihtiyarlar meclisinin başında yer alıyorlardı. Aynı zamanda, vatandaşlar meclisinden kurayla seçilen beş efordan oluşan bir yürütme kurulu vardı. Bu kurul yalnızca bir yıl görev yaptıktan sonra, bir daha başa geçemiyordu. Eforlardan ikisi, krallardan biri seferdeyken ona eşlik ediyordu. Bu iki farklı siyasi unsurun nasıl bir etkileşim içinde olduğu kesin olarak bilinmiyor, fakat devletin işlevini yerine getirebilmesi için belli bir derecede fikir birliğinin gerekli olduğu kesindi.
Sparta'daki kadınların diğer Yunan şehir devletlerindeki kadınlardan daha çok hakkı vardı. Sparta'da genellikle çeyiz ve miras yoluyla elde ettikleri mülklerin sahibi olabiliyorlardı. Bazı kadınlar ailelerindeki erkekler savaşta öldüğünde zengin olabiliyorlardı. Aslına bakılırsa kadınların, Sparta topraklarının neredeyse yarısı üzerinde kontrol sahibi olduklarını söylemek mümkündür. Bunan yanında Spartalı kadınlar, makul bir özgürlükle hareket edebiliyorlar, kısıtlayıcı olmayan kıyafetler giyebiliyorlar, atletik faaliyetler yapabiliyor ve hatta şarap bile içebiliyorlardı.
Spartalı helotların kölelerden ne farkı vardı?
Spartalılar'da toplumsal statü neye göre belirleniyordu?
MÖ altıncı yüzyılın sonlarına doğru Atina, Yunanistan'ın baskın ekonomik gücü haline geldi. Bu güç ve zenginlik çevredeki dağlarda keşfedilen gümüş sayesinde daha da arttı. Atina, diğer Yunan şehir devletleriyle yapılan etkili bir ticaret sisteminin merkezindeydi. Nüfus için yeterli miktarda tahıl üretecek tarımsal koşullar mevcut olmadığından, ticaret Atinalılar için çok önemliydi.
Atina'nın nüfusu deniz ticareti sayesinde büyüdükçe ve zenginleştikçe Atina farklı yönetim sistemlerinden geçerek değişim geçirdi. Bu zenginlik, aynı zamanda siyasi liderler olan, aristokrasinin birkaç üyesinin elinde toplanmıştı, bu da toplumun diğer üyelerini bazen borç köleliği yapmak zorunda kalınacak kadar borç altında bırakmıştı. Dahası şehrin yasalarında hissedilen derecede bir tutarsızlık da vardı.
Bu eşitsizliklere yönelik ilk yasalar serisi MÖ yıllarında Drako tarafından yazılmıştı ancak yasaların çok katı olduğu düşünülmüştü, yasalara uymamanın cezası çoğu zaman ölümdü! İngilizce'de "acımasız" anlamına gelen "draconian" sözcüğü de buradan çıkmıştır. Bu katı yasalarda düzenleme yapması ve değiştirmesi için Solon adında bir aristokrata başvurulmuştu; kendisi siyasi iktidar eşitliğini sağlamak için bir dizi yasalar hazırlamıştır. Solon'un yaptığı değişikliklerden ikisi borçların iptali ve borç köleliğinin kaldırılmasıydı. Ayrıca halktan bazı kişilerin Atina yönetimine katılmasını sağlamak için fırsatlar yaratmış ve bunu yaparak Atina'da demokrasinin temelini atmıştır.
Perikles, MÖ ve arasında Atina'yı yönetmiştir; kültür, felsefe ve bilimi desteklemesiyle ve halktan insanları savunmasıyla tanınan, çok sevilen bir lider olmuştur. Perikles liderliğinde Atina altın çağına girmiştir ve şehirde pek çok sayıda büyük düşünür, yazar ve sanatçı yaşamıştır. “Tarihin babası” Herodot, Atina'da yaşamış ve eserlerini burada yazmıştır. “Felsefenin babası” Sokrates, pazar yerinde eğitimler vermiştir. “Tıbbın babası” Hipokrat, çalışmalarını burada yapmıştır. Heykeltraş Fidias, Olimpiya'daki Zeus Tapınağı ve Akrapolis'teki Partenon'da kullanılacak olan büyük eserlerini burada vermiştir. Demokritos atomik bir evrenin hayalini burada kurmuştur. Eshilos, Euripides, Aristofanes, ve Sofokles ünlü oyunlarını burada yazmıştır. Bu miras, Platon sonradan MÖ 'te Atina'nın şehir duvarları dışındaki Akademisi'ni kurana ve hatta Aristoteles'in Lykeion'u şehir merkezinde kurulana dek devam etmiştir.
Ancak yine de Atina'da demokrasi erkek vatandaşlarla sınırlıydı. Yabancılar, köleler ve kadınlar bu kurumlara dahil edilmemişti. Kadınların rolü büyük ölçüde çocukları yetiştirdikleri ve ev işleri yaptıkları özel alanla sınırlıydı (evin imkanları iyiyse buna kölelerin bakımı da dahildi). Üst sınıflartaki kadınlar eğitimli olduğu halde çoğu, sadece ev işlerini yerine getirmeye yetecek kadar eğitim alıyordu. Kadınların dışarıda gezebilmeleri için yanlarında bir refakatçi erkek olması gerekiyordu.
Köleler siyasi işlerden uzak tutulsa da Atina ekonomisinin ayrılmaz birer parçasıydılar. Tarla ekip biçtiler, büyük inşaatlara katıldılar, taş ocağı ve madenlerde çalıştılar. Atina evlerinin büyük bir kısmında, köleler ev işlerini de yapıyorlardı.
"Drakon gibi" terimi nereden geliyor?

Kolonileşme ve Pers savaşları

Şehir devletlerinin nüfusunun giderek artması ve mevcut kaynakların yetersiz olması yüzünden birçok Yunanlı dışarıda arayışlara başladı ve Yunanistan ana karası dışında yerleşkeler kurdular. Sekizinci ve altıncı yüzyıllar arasında Akdeniz ve Karadeniz kıyılarında yüzlerce koloni kuruldu. Sonrasında topluluklar şimdiki Sicilya'ya, İtalya'nın güneyine ve hatta günümüz Fransa'sının güneyine kadar yerleştiler. Yerleşim süreci bittiğinde buralarda Yunanistan ana karasından daha fazla insan yaşar oldu.
Yunan sömürgeciliği, Akdeniz boyunca takas ve ticaret ağlarının canlılık kazanmasında etkili oldu. Yunan dili ve kültürü bu bölgede yayıldı. Fakat aynı zamanda Pers İmparatorluğu'yla aralarında çatışma ve gerginlikler yaratarak MÖ yılından yılına kadar yaklaşık yirmi yıl süren Pers Savaşları'nı başlattı. Pers İmparatorluğu Anadolu'da fethettiği topraklarda hakimiyetini güçlendirirken İyonya denilen bu bölgede yaşayan Yunanlar, Pers hakimiyetine direndiler. İyonyalı Yunanları desteklemek için Atinalılar güçlü donanmalarını gönderdiler, bu da Pers İmparatorluğu'nu intikam alması için kışkırttı. Meydana gelen çatışma başta Sparta olmak üzere diğer Yunan şehir devletlerini de içine aldı. Persler ve Yunanlar arasındaki çatışma yıldan fazla sürdü.

Attika Delos Birliği ve Peloponez Savaşı

Yunan şehir devletleri dış tehditlerle karşılaştıklarında bir ölçüde bir araya gelseler de, tehdit ortadan kalktığında şehir devletleri arasındaki çatışmalar yeniden canlanıyordu. Savaşların ardından Atina, Yunanistan'da denizcilikte en üstün güç olmuştu. Pers İmparatorluğu'nun gelecekteki saldırılarını engellemek amacıyla şehir devletleri arasında birleşik bir Yunan ağı oluşturmak için Attika-Delos Deniz Birliği kuruldu. Atina imparatorluğu, Perikles liderliğinde o kadar güçlendi ki Ege Adaları ve Attika'daki komşularının hepsinin yasalarını, geleneklerini ve ticaretini etkili bir şekilde kontrol edecek dereceye geldi.
Atina İmparatorluğu'nun gücü sebebiyle, Atinalı politika yapıcılar kibirlenerek diğer şehir devletlerine tahammül edememeye başladı. Atina helotlar tarafından başlatılan bir isyanı bastırmak için Sparta'ya askeri birlik gönderdiğinde, Spartalılar bu yardımı geri çevirdiler ve Atinalı askeri güçleri onurları kırılmış bir halde geri gönderdiler. Böylece uzun zamandır patlak vermek için hazır bekleyen savaşın çıkmasına neden oldular. Daha sonra MÖ 'te Sybota Deniz Muharebesi sırasında Atina, müttefiki Korkyra'yı—Korfu— Korint istilasına karşı savunmak üzere donanmasını göndermiştir, Korint, Sparta'nın müttefiki olduğu için bu hareket, Sparta tarafından yardım olarak değil saldırı olarak algılanmıştır.
Peloponez Savaşı, dolaylı veya doğrudan tüm Yunanistan'ı etkilese de, Atinalılar ile Spartalılar arasında yıllarında gerçekleşmiştir ve yenilen Atinalılar için bir felaketle sonuçlanmıştır: İmparatorluk ve varlıklar neredeyse tükenmiş, şehir duvarları yıkılmıştır. Fakat Atina'nın öğrenim ve kültür alanındaki şöhreti, şehirde yağmacılığı ve halkın esir alınmasını önlemiştir.

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir