yunus suresi 100 ayet fazileti / Yunus suresi, ayet meali () - Kur'an Ayetleri

Yunus Suresi 100 Ayet Fazileti

yunus suresi 100 ayet fazileti

Yunus Suresi ayette "Akıllarını kullanmayanlar üzerine Allah bir uğursuzluk yükler." denilmektedir. Allah&#;ın kendi yarattığı kuluna uğursuzluk vermesi haksızlık değil midir?

Değerli kardeşimiz,

İlgili ayetlerin mealleri şöyledir:

"Eğer Rabbin dileseydi, yeryüzünde bulunanların hepsi topluca iman ederdi. Hal böyleyken, mümin olsunlar diye sen insanları zorlayıp duracak mısın! Allah'ın (kuralına göre işleyen) izni olmadıkça hiç kimsenin inanması mümkün değildir. O akıllarını kullanmayanlara rics'i (azabı, rezilliği ve murdarlığı) verir."(Yunus, 10/)

Kur'an ayetlerinde (En'âm, 6/ ;  Yunus, 10/; Tevbe, 9/) geçen “Rics” kelimesi, sözlük anlamı itibariyle kir, pislik anlamına gelebilir. Fakat ayette bunun kastedilmediği açıkça anlaşılmaktadır. İbn Abbas’a göre, buradaki “Rics”ten maksat şeytandır. Mücahid’e göre hayırsız şey demektir. Ata’ya göre, azap anlamındadır. Zeccac’a göre, dünya ve ahirette Allah’ın rahmetinden uzak olmak anlamına gelir.(bk. Râzî, En’am, ayetin tefsiri).

Meallerde de bu kelime farklı tercüme edilmiştir:

“Allah, imandan yüz çevirenlerin başına işte böyle belâ ve sıkıntılar yağdırır.”

 “İşte Allah böylece iman etmeyenlere rüsvaylık verir.”

“Allah inanmayanları işte böyle kötü duruma sokar.”

Bununla beraber, “pislik” sözcüğü, Türkçede “kir” olarak da ifade edilir. Küfür ve sapıklığın insan ruhunu, aklını kirleten bir manevî virüs olduğunu ifade eden Kur’an’ın bu ifadesine karşı itiraz etmek yerine, takdir etmek gerekir.

Meallerini verdiğimiz âyetlerde, evrendeki düzenin ve en üstün kudretin yüce Allah'a ait olduğu hakikatinin daima göz önünde tutulması istenmekte, Hz. Peygamber (asm)'den, inkarcılıkta direnenler karşısında maneviyatını bozmaması istenmektedir. Ayrıca bu âyetler, başkalarını zorla imana getirme çabası içine girenlerin kendi iradelerini Allah Teâlâ'nın iradesi üstüne çıkarmaya çalışmak gibi bir yanlışlığa düşmüş olacakları uyarısında bulunmaktadır.

Allah'ın izni olmadan hiç kimsenin iman etmeyeceği hususunun hemen ardından Allah'ın, akıllarını kullanmayanları iğrenç bir duruma sokacağının, yani kirli halleriyle baş başa bırakacağının bildirilmesi; yaratanın Allah Teâlâ, seçme kararını verecek olanın  ise insan olduğunu; bir başka anlatımla, insanın imanla ilgili sorumluluğunun akıl nimetini yerli yerince kullanıp kullanmamasından kaynaklandığını açıkça ortaya koymaktadır. Nitekim bir sonraki,

"De ki: 'Bir bakın da görün, göklerde ve yerde neler var?' Fakat iman etmeyecek topluma ne o kanıtların ne de uyanların yararı olabilir."

mealindeki âyette hem yer ve göktekilere ibret gözüyle bakılması istenmekte hem de bu tür kanıtların ve peygamberler tarafından yapılan uyarıların, aklını doğru istikamette işletmediği için iman yeteneğini yitirenlere fayda etmeyeceği belirtilmekte, böylece inanmayanı buna zorlamanın faydasız olduğuna dair bîr psikolojik tahlil yapılmış olmaktadır. (bk. Kur’an Yolu, Heyet, ilgili ayetin tefsiri)

İnsan ancak Allah'ın kendisine verdiği irâde, akıl, yetenek ve hür düşünce çerçevesinde yine Allah'ın koyduğu hayat kanunları doğrultusunda sebepler ve ortamlar, şartlar ve imkânlar ölçüsünde imân nîmetine erişebilir. O bakımdan sünnetullahı anlayıp idrâk etmek, hayat kanunlarının, hikmetini bilip kavramak ve sebeplere başvurup ciddi gayretler sarf etmek Allah'ın iznine kapı açar. Bu düzeyde kişi kendi irâde ve düşüncesini aklının ışığında kullanarak, kendisine yardımcı olup doğru yolu gösteren kitap ve peygamberin çağrısına kulak verirse, ilâhî hidâyete mazhar kılınma çizgisine gelmiş olur. Bunun aksine bir yol tutan kimseye ise, ilâhî izin ve onunla ilgili hidâyet kapıları kapalı kalır. O halde kulun irâdesi, hür düşüncesi, aklı, zekâsı, sünnetullaha uymakla, sebepler zincirine başvurmakla bir araya gelmedikçe, imân nîmetine erişme sınırına, ya da kapısına gelmesi bir bakıma mümkün değildir. Ancak Allah'ın bu ölçüler dışında da olsa hidâyet verdikleri olabilir ki, bunlar birer istisna teşkil eder.

Onun için ilim adamları sözünü ettiğimiz sınır veya kapıyı, ilâhî iznin tecelli noktası olarak göstermişlerdir. (bk. Celal Yıldırım, İlmin Işığında Asrın Kur’an Tefsiri, ilgili ayetin tefsiri)

Buna göre;

- Hiç bir kimse, kabiliyeti olmayan bir şahsı zoru zoruna hakikî bir şekilde imân şerefine kavuşturmuş olamaz.

- Allah, iradesini, ihtiyarını güzelce kullanan bir kulunu imâna muvaffak kılar.

- O Hikmet Sahibi Yaratıcı, murdarlığı, azabı, hakarete sebep olan herhangi bir rezilliği, akıllıca düşünmeyen, Cenâb-ı Hak'kın kendisine verdiği aklı, fikri, irade kuvvetini güzelce kullanmayarak özgür iradesini inkar ve isyan yönünde kullanan kimselerin üzerine kılar, onları hidayetten mahrum bırakır, onları ebedî azaplara uğratır, lâyık oldukları cezalara kavuşturur.

İşte bu imtihan âleminin gereği budur.

İlave bilgi için tıklayınız:

- RİCS kelimesinin anlamı nedir?

- "Rabbin dileseydi, yeryüzünde bulunanların hepsi inanırdı. Öyle iken insanları inanmaya sen mi zorlayacaksın?" (Yunus, 10/99)

Selam ve dua ile
Sorularla İslamiyet

Yûnus Suresi Ayet Meali

وَمَا كَانَ لِنَفْسٍ أَن تُؤْمِنَ إِلَّا بِإِذْنِ ٱللَّهِ ۚ وَيَجْعَلُ ٱلرِّجْسَ عَلَى ٱلَّذِينَ لَا يَعْقِلُونَ

Ve mâ kâne li nefsin en tu’mine illâ bi iznillâh(iznillâhi), ve yec’alur ricse alellezîne lâ ya’kılûn(ya’kılûne).

Allah’ın izni olmadıkça, hiçbir kimse iman edemez. Allah, azabı akıllarını (güzelce) kullanmayanlara verir.

TürkçesiKöküArapçası
  • hiç kimsenin
  • ن ف س
  • لِنَفْسٍ
  • iman etmesi
  • ا م ن
  • تُؤْمِنَ
  • O gönderir
  • ج ع ل
  • وَيَجْعَلُ
  • iğrenç azabı
  • ر ج س
  • الرِّجْسَ
  • akıl erdiremeyen(ler)
  • ع ق ل
  • يَعْقِلُونَ
  • Diyanet İşleri Başkanlığı: Allah’ın izni olmadıkça, hiçbir kimse iman edemez. Allah, azabı akıllarını (güzelce) kullanmayanlara verir.
  • Diyanet Vakfı: Allah’ın izni olmadan hiç kimse inanamaz. O, akıllarını kullanmayanları murdar (inkârcı) kılar.
  • Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): Allah´ın izni olmadıkça hiç bir kimsenin iman etmesi mümkün değildir. Akıllarını güzelce kullanmayanları Allah pislik içinde bırakır!
  • Elmalılı Hamdi Yazır: Allah´ın izni olmadıkça hiçbir kişinin iman etmesi mümkün değildir. Akıllarını kullanmayanlar üzerine Allah bir uğursuzluk yükler.
  • Ali Fikri Yavuz: Allah’ın izni olmadıkça, hiç bir kimsenin iman etmesi mümkün değildir. Bir de Allah, akıllarını iyi kullanmıyanlara azab verir.
  • Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): Allâhın izni olmadıkça hiç bir nefs için iyman edebilmek yoktur ve akıllarını husni isti´mal etmiyenleri o pislik içinde bırakır
  • Fizilal-il Kuran: Allah´ın izni olmadıkça hiç kimsenin inanması sözkonusu değildir. Allah, aklını kullanmayanları en yüz kızartıcı iğrençliğin kucağına atar.
  • Hasan Basri Çantay: Allahın izni olmadan hiç bir kimsenin îman etmesi mümkün değildir. O, akılları iyi kullanmazlara murdarlık (azâb) verir.
  • İbni Kesir: Allah´ın izni olmadan hiç kimse iman edemez. Ve o, pisliği akledemeyenlerin üzerine kılar.
  • Ömer Nasuhi Bilmen: Hiçbir şahıs için Allah Teâlâ´nın izni olmaksızın imân etmek kabil değildir. Ve murdarlığı âkilâne düşünmez kimselerin üzerine kılar.
  • Tefhim-ul Kuran: Allah´ın izni olmaksızın, hiç kimse için iman etme (imkânı) yoktur. O, akıl erdiremeyenlerin üzerine iğrenç bir pislik kılar.

Yûnus  Suresi Ayet, Resimli

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir