zahide kurbanın olam / Neşet Ertaş - Zahidem Şarkı Sözü | Şarkı Sözüm

Zahide Kurbanın Olam

zahide kurbanın olam

Zahidem Türküsünün hikayesi nedir?

Zahidem türküsünü dinleyen vatandaşlarımız bu türkünün gerçek hikayesini merak etmektedirler. Bir imkansız aşkın hikayesidir Zahidem türküsü. Sevdiğine kavuşamayanların bu hikayesini Neşet Ertaş söyler. Zahidem türküsü, Neşet Ertaş ile tüm âşıkların ortak türküsü olur. Peki, bu hikaye nerede başlar? Zahidem türküsünün gerçek hikayesi nedir? İşte detaylar haberimizde…

ZAHİDEM TÜRKÜSÜ HİKAYESİ

Bu sevdanın başkahramanı Arap Mustafa, 1901 yılında Orta Hacı Ahmetli Köyü'nde doğar. Anne babasını küçük yaşta kaybedince akrabaları tarafından büyütülür. Ona bu lakabın verilmesinin nedeniyse yörede meşhur olan 'Koca Oyunu'nda Arap rolünü oynamasıdır.

Çok küçük yaşlarda kimsesiz kalmasından dolayı da Yukarı Hacı Ahmetli Köyü'ndeki Hacı Bürozade Mehmet adlı ağanın yanında çalışır. On iki yıl hizmet ettiği bu evin kızı Zahide'ye âşık olur, kimselere de söylemez sevdasını. Sır gibi saklar. Gel zaman git zaman dayanamaz ve yakınlarına anlatır içindekileri. Onlar da ağadan kızını ister. Fakat ağa, Arap Mustafa'nın kapılarında bir azap olmasından dolayı Zahide'yi vermez.

Gönlünde bu sevdayla yanarken Arap Mustafa askere gider. O vatani görevi yerine getirirken ağa, Zahide'yi Molla Hasan ile evlendirir. Hemşerilerinin vasıtasıyla Zahide'nin haberini alan Arap Mustafa, çaresizce sevdasını dizelere döker.

"Zahide'm kurbanın olam nolacak halım

Gene bir laf duydum kırıldı belim

Gelenden gidenden haber sorarım

Zahide'm bu hafta oluyor gelin"

Kırşehir'de kulaktan kulağa yayılan bu sevdayı anlatan dizeler ozanlar, abdallar tarafından söylenir. Fakat hem Zahide hem de Arap Mustafa yaşadığı ve başka insanlarla evli olduğu için açıktan söylenmez. Neşet Ertaş, on üç yaşlarındayken bir köy düğününde bu şiir eline verilir.

Arap Mustafa ve Zahide'nin vefatından sonra da yarım kalan sevdanın şiirini düzenleyerek besteler ve 1970 yılında plağa alır. Böylece Arap Mustafa'nın gönül yangını herkeste bir sızı olur.

Neşet Ertaş "Zahidem" türküsünün hikâyesini bir röportajında şöyle anlatmaktadır:

"Biz dedelerimizden beri düğünlerde çalıp söyleriz. 13-14 yaşındayken bizim Kırşehir'in Çiçekdağı kazasının bir köyündeki düğünde elime bir şiir yazılı kâğıt verdiler. Sonradan öğrendiğime göre öksüz bir çocuk yazmış bu şiiri. Bu öksüz çocuğu bir aile evine almış, o da o evin kızına aşık olmuş. Kızın adı Zahide imiş. Çocuk askere gidince kızı başkasına vermişler. Ben bu dörtlükleri düzelttim, 45 yıl önce plağa okudum."

Zahidem, Neşet Ertaş ile tüm âşıkların ortak türküsü olur. Bozkırın tezenesi bu durumu "Meğer herkesin bir Zahidesi varmış." diyerek özetler.

Neşet ErtaşGündemGüncelHaberler

Zahidem 5

Zahide'm kurbanım n'olacak halim
Gene bir laf duydum kırıldı belim
Gelenden gidenden haber sorarım
Zahide'm bu hafta oluyor gelin

Hezeli de deli gönül hezeli
Çiçekdağı döktü m'ola gazeli
Dolaştım alemi gurbet gezeli
Bulamadım Zahide'mden güzeli

Ay ile doğar da gün ile aşar
Zahide'yi görenin tebdili şaşar
İyinin kaderi kötüye düşer
Diken arasında kalmış Zahide'm

Ayınan doğar da gününen aşar
Zahide'm görenin tedbiri şaşar
Diken arasında kalmış gül gibi
İyinin kaderi kötüye düşer

Ziyaretten çıktım Cender'in özü
Kum gibi kaynıyor Zahide'm gözü
Aslını sorarsan asalet yerden
Hacı Büro'lardan Mehmet'in kızı

Çeşmenin başında yunak taşısın
Gökte dönen tek turnanın eşisin
Elli kızın yüz gelinin başısın
Ceren avcın ben olayım Zahide'm

Kömür gözlüm al eline kalemi
Ben söyleyim yaz başıma geleni
Fukara deyip de gelmedin bana
Hani göster açlığından öleni

Kurban ola'm Ali Şen'e Hacı'ya
Nazlı yarim düşemedin kocaya
Çıksam Büyüköz'e seyran eylesem
Çeşmenin başına gelen sucuya

Kurban olam Alişen'e Hacı'ya
Çeşmenin başına gelen sucuya
Çıktım Büyüköz'e seyran eyledim
Düşemedin eyice bir gocaya

Zahide'm kurbanım dardayım darda
Zahide'm el eder karşıki bağdan
Kakülüne sürmüş kokulu yağdan
Derdin beni del'ediyor Zahide'm

Zahide'm kurbanım dardayım dağdan
El eder Zahide'm karşıki bağdan
Derdin beni del'ediyor Zahide'm
Kahkülüne sürmüş kokulu yağdan

Koy altında olur bağın iyisi
Bağda biter kiraz ile kayısı
Hiç yok imiş Zahide'min dayısı
Dayının gönlünü et kömür gözlüm

Kay'altında olur bağın iyisi
Bağda biter kirazınan gayısı
Bir de dayısına söyleyim dedim
Yoğumuş ki Zahide'min dayısı

İzmir dağlarında esirim esir
Affeyle sevdiğim hep bende kusur
Kadir Mevla'm seni bana yazarsa
Ne'mize yetmiyor el kadar hasır

Zahide'm kurbanım sallama beşik
Beni genç yaşımda eyledin aşık
Kadir Mevla'm senden bir yar isterim
Ağ buğday benizli zülfü dolaşık

Anamdan doğalı çok çektim cefa
Şu yalan dünyada sürmedim sefa
Eğer ahbaplardan soran olursa
Orta Hacı Ahmetli'den Garip Mustafa

Aslımı sorarsan Çiçekdağlı'yım
Felek kırdı kollarımdan bağlıyım
Eğer ahbaplardan soran olursa
Orta Hacı Ahmetli'den Arapoğlu'yum

Gurbet ellerinde esirim esir
Affeyle sevdiğim bendedir kusur
Kadir Mevla'm seni bana verirse
Ne'mize yetmiyor el kadar hasır

Anası Kürt kızı nemner bacısı
Çıkar mı yürekten yarin acısı
Çıktım Büyüköz'e seyran eyledim
Kırıldı mı köyünüzün sucusu

Şu yalan dünyada sürmedim sefa
Anamdan doğalı çekerim cefa
Beni de bir soran olursa deyin
Hacı Ahmetli'den Garip Mustafa

Bu sevdanın başkahramanı Arap Mustafa, 1901 yılında Orta Hacı Ahmetli Köyü'nde doğar. Anne babasını küçük yaşta kaybedince akrabaları tarafından büyütülür. Ona bu lakabın verilmesinin nedeniyse yörede meşhur olan 'Koca Oyunu'nda Arap rolünü oynamasıdır.

Çok küçük yaşlarda kimsesiz kalmasından dolayı da Yukarı Hacı Ahmetli Köyü'ndeki Hacı Bürozade Mehmet adlı ağanın yanında çalışır. On iki yıl hizmet ettiği bu evin kızı Zahide'ye âşık olur, kimselere de söylemez sevdasını. Sır gibi saklar. Gel zaman git zaman dayanamaz ve yakınlarına anlatır içindekileri. Onlar da ağadan kızını ister. Fakat ağa, Arap Mustafa'nın kapılarında bir azap olmasından dolayı Zahide'yi vermez.

Gönlünde bu sevdayla yanarken Arap Mustafa askere gider. O vatani görevi yerine getirirken ağa, Zahide'yi Molla Hasan ile evlendirir. Hemşerilerinin vasıtasıyla Zahide'nin haberini alan Arap Mustafa, çaresizce sevdasını dizelere döker.

"Zahide'm kurbanın olam nolacak halım
Gene bir laf duydum kırıldı belim
Gelenden gidenden haber sorarım
Zahide'm bu hafta oluyor gelin"

Kırşehir'de kulaktan kulağa yayılan bu sevdayı anlatan dizeler ozanlar, abdallar tarafından söylenir. Fakat hem Zahide hem de Arap Mustafa yaşadığı ve başka insanlarla evli olduğu için açıktan söylenmez. Neşet Ertaş, on üç yaşlarındayken bir köy düğününde bu şiir eline verilir.

"Eski Defterler"in önceki bölümlerini izlemek için tıklayın

Arap Mustafa ve Zahide'nin vefatından sonra da yarım kalan sevdanın şiirini düzenleyerek besteler ve 1970 yılında plağa alır. Böylece Arap Mustafa'nın gönül yangını herkeste bir sızı olur.

Neşet Ertaş "Zahidem" türküsünün hikâyesini bir röportajında şöyle anlatır:

"Biz dedelerimizden beri düğünlerde çalıp söyleriz. 13-14 yaşındayken bizim Kırşehir'in Çiçekdağı kazasının bir köyündeki düğünde elime bir şiir yazılı kâğıt verdiler. Sonradan öğrendiğime göre öksüz bir çocuk yazmış bu şiiri. Bu öksüz çocuğu bir aile evine almış, o da o evin kızına aşık olmuş. Kızın adı Zahide imiş. Çocuk askere gidince kızı başkasına vermişler. Ben bu dörtlükleri düzelttim, 45 yıl önce plağa okudum."

Zahidem, Neşet Ertaş ile tüm âşıkların ortak türküsü olur. Bozkırın tezenesi bu durumu "Meğer herkesin bir Zahidesi varmış." diyerek özetler.

Editör - Sunucu: Burcu Sandıkçı
Kamera - Kurgu: Ahmed Helal

____________________________________

FİKRİYAT.COM SOSYAL MEDYADA!

Dijital medyanın tüm mecralarında yer alan Fikriyat.com sosyal medyada da aktif olarak faaliyet gösteriyor.

Fikriyat'ı aşağıdaki sosyal medya adreslerinden takip edebilirsiniz;

👉 TWITTER

👉 INSTAGRAM

👉 FACEBOOK

👉 Fikriyat.com mobil uygulamasını ise buradan indirebilirsiniz.

TÜM ÇALIŞMALAR YOUTUBE KANALIMIZDA!

Fikriyat.com sitesinde ve mobil uygulamasında yer alan tüm video içeriklerini eş zamanlı olarak da youtube kanalımız üzerinden izleyebilirsiniz.

YOUTUBE 👉 Fikriyat

Görüş ve önerileriniz için bizlere ulaşabileceğiniz e-posta adresimiz: [email protected]

👉 Sıkça Sorulan Sorular

Türküler

Kırşehir Türküleri - Zahidem

Bu sayfada Kırşehir yöresine ait Zahidem türküsünün sözleri bulunmaktadır.

Türkü Sözü

I

Zahide kurbanım n'olacak halim
Yine bir laf duydum kırıldı belim
Gelenden gidenden haber sorarım
Zahidem bu hafta oluyor gelin

Hezeli de deli gönül hezeli
Çiçek Dağı döktü m'ola gazeli
Dolaştım alemi gurbet gezeli
Bulamadım Zahide'den güzeli

Gurbet ellerinde esirim esir
Zahide kurbanım hep bende kusur
Eğer anan seni bana verirse
Nemize yetmiyor el kadar hasır

II

Ziyaretten çıktım Cender'in özü
Kum gibi kaynıyor Zahidem gözü
Aslını sorarsan asalet yerden
Hacı Büro'lardan Memed'in gızı

Hezeli de deli gönlüm hezeli
Çiçekdağı döktüm'ola gazeli
Nice memleketler gezdim dolaştım
Bulamadım Zahide'den güzeli

Ayınan doğarda gününen aşar
Zahidem görenin tedbiri şaşar
Diken arasında kalmış gül gibi
İyinin kaderi kötüye düşer

Çeşmenin başında yunak daşısın
Gökte dönen tek turnanın eşisin
Ceren avcın ben olayım Zahidem
Elli kızın yüz gelinin başısın

Zahidem gurbanım n'olacak halim
Gene bir laf duydum kırıldı belim
Gelenden gidenden haber sorarım
Dediler bu hafta oluyor gelin

Kömür gözlüm al eline kalemi
Ben söyleyim yaz başıma geleni
Fukara deyip de seni vermezler
Hani göster açlığından öleni

Kurban olam Alişen'e Hacı'ya
Çeşmenin başına gelen sucuya
Çıktım Büyüköz'e seyran eyledim
Düşemedin eyice bir gocaya

Zahidem kurbanım dardayım dağdan
El eder Zahidem karşıki bağdan
Derdin beni del'ediyor Zahidem
Kâhkülüne sürmüş kokulu yağdan

Kay'altında olur bağın iyisi
Bağda biter kirazınan gayısı
Birde dayısına söyleyim dedim
Yoğumuş ki Zahidemin dayısı

Gurbet ellerinde esirim esir
Affeyle sevdiğim bendedir kusur
Kadir Mevlam seni bana verirse
Nemize yetmiyor el kadar hasır

Anası kürt kızı nemner bacısı
Çıkarmı yürekten yarin acısı
Çıktım Büyüköz'e seyran eyledim
Kırıldımı köyünüzün sucusu

Şu yalan Dünya'da sürmedim sefa
Anamdan doğalı çekerim cefa
Benide bir soran olursa deyin
Hacı Ahmetli'den Garip Mustafa

Aslımı sorarlar Çiçekdağ'lıyım
Felek kırdı kollarımı bağlıyım
Bir soran olursa söyleyin adım
Hacı Ahmetli'den Arapoğlu'yum

III

Zahide'm kurbanım n'olacak halim
Gene bir laf duydum kırıldı belim
Gelenden gidenden haber sorarım
Zahide'm bu hafta oluyor gelin

Hezeli de deli gönül hezeli
Çiçekdağı döktü m'ola gazeli
Dolaştım alemi gurbet gezeli
Bulamadım Zahide'mden güzeli

Ay ile doğar da gün ile aşar
Zahide'mi görenin tebdili şaşar
İyinin kaderi kötüye düşer
Diken arasında kalmış gül gibi

Zahide'm kurbanım kurtar bu dardan
Baban anlamadı bizim bu haldan
Kekiline sürmüş kokulu yağdan
Derdin beni defediyor Zahide'm

Ziyaret'ten çıktım Cender'in özü
Kum gibi kaynıyor Zahide'm gözü
Aslını sorarsan esalet yerden
Hacı Bürolardan Mehmet'in kızı

Gurbet ellerinde esirim esir
Zahide'm kurbanım hep bende kusur
Eğer baban seni bana verirse
Nemize yetmiyor el kadar hasır

Çiçekdağı'nda da hiç gitmez duman
Zahide'm kurbanım hallarım yaman
Yapamadım şu babayın gönlünü
Fakir diye bana vermedi baban

Anamdan doğalı çok çektim cefa
Şu yalan dünyada sürmedim sefa
Adımı namımı soran olursa
Orta Hacı Ahmetli Arap Mustafa

Türkünün Hikayesi

Halk arasında "Zahidem" adıyla ün yapan türkünün şairi Aşık Arap Mustafa, 1901 yılında Çiçekdağı'na bağlı Orta Hacı Ahmetli köyünde dünyaya gelmiştir. Babasını annesini çok küçük yaşlarda yitirdi. İlk önce bir akrabasının himayesinde, daha sonraları da onun bunun yanında büyüdü.
(Devamını Göster)
Arap Mustafa'nın babası düğünlerde, toplantılarda "Koca Oyunu" adı verilen oyunda "Arap" rölünü üstlenirdi. Bu nedenle Mustafa'ya da "Arap" lakabı takılmıştır. Kimsesiz kalan Arap Mustafa 10 yaşına gelince Yukarı Hacı Ahmetli köyünden Hacı Bürozadeler'den Mehmet'e çiftçi durdu. Zaman içinde çalışkan, babayiğit, giyimine özen gösteren yakışıklı bir delikanlı olan Arap Mustafa, Ağasının yeni yetişen Zahide'ye gönlünü kaptırdı. Fakir ve kimsesiz olduğundan bu sırrını bir türlü açığa vuramadı.

20'sinde askere giden Mustafa'nın aklı, deliler gibi sevdiği Zahide'de kalmıştı. Köydeki dostlarına mektuplar göndererek Zahide'den haber almaya çalışan Arap Mustafa, Zahide'nin başka biriyle evlendirildiğini ve düğünün'ün de bir hafta sonra olacağını duyunca üzüntüsünü aşağıda içli mısralara dökmüştür. Türküyü Neşet Ertaş plağa okuyup tanıtmıştır. (1)

Zahide Kurbanım n'olacak Halim
Gene bir laf duydum kırıldı belim
Gelenden gidenden haber sorarım
Zahidem bu hafta oluyor gelin

Hezeli de deli gönül hezeli
Çiçekdağı döktü m'ola gazeli
Dolaştım alemi gurbet gezeli
Bulamadım Zahidem'den güzeli

Ay ile doğar da gün ile aşar,
Zahide'mi görenin tebdili şaşar
İyinin kaderi kötüye düşer,
Diken arasında kalmış gül gibi.

Zahide'm kurbanım kurtar bu dardan
Baban anlamadı bizim bu haldan
Kekiline sürmüş kokulu yağdan,
Derdin beni del'ediyor Zahide'm.

Ziyaret'ten çıktım Cender'in özü
Kum gibi kaynıyor Zahide'm gözü
Aslını sorarsan esalet yerden
Hacı Bürolardan Mehmet'in kızı.

Gurbet ellerinde esinim esir
Zahide'm kurbanım hep bende kusur
Eğer baban seni bana verirse
Nemize yetmiyor el kadar hasır.

Çiçekdağı'nda da hiç gitmez duman
Zahide'm kurbanım hallarım yaman
Yapamadım şu babayın gönlünü
Fakir diye bana vermedi baban.

Anamdan doğalı çok çektim cefa,
Şu yalan dünyada sürmedim sefa,
Adımı namımı soran olursa,
Orta Hacı Ahmetli Arap Mustafa.

Arapoğlu Mustafa'nın kendisine Mecnun gibi aşık olduğundan etkilenen Zahide, Mustafa için şiirler söylemiştir. Bu şiirin üç kıtasını H. Vahit
Bulut, 1973 yılında Yukarı Hacı Ahmetli köyünden Zahide'nin yakın arkadaşı ve sırdaşı Fatik'ten derlemiştir.(2) Baştaki iki kıta tarafımızdan derlenmiştir.

Bu nasıl sevdaymış geldi başıma
Felek ağu kattı tatlı aşıma
Sevda çekenlere zor gelir gurbet
Gece gündüz elim kalkmaz işime.

Aşağıda sap kağnısı geliyo
Derdin beni elik elik eliyo
Kurbanlar olayım gara Mustafam
Babam beni yad ellere veriyo.

Arapoğlu derler gayeten atik
Gözleri kara da, kaşları çatık
Git nazlı y de bir haber getir
Bastığın yerlere kurbanım Fatik.

Ağlayarak yayığımı yayarım
Yarim gitti günlerini sayarım
Çıksa Büyüköz'e mendil sallasa
Islık çalsa ıslığını duyarım.

Coşkuna da deli gönül coşkuna
Aşkından Zahide döndü şaşkına
Sensiz edemiyom nazlı civanım
N'olur bir yol görün Allah aşkına.

KAYNAK
- Doğuş Gazetesi, Sayı, 8,9-18 Ekim 1973.
- H. Vahit Bulut, Kırşehir Halk Ozanları, Filiz Yay. 1983, S. 109.

Kaynak:
Öyküleriyle Kırşehir Tütküleri, Destanları, Ağıtları (sayfa: 206,207,208)
Baki Yaşa Altınok
Oba Kitabevi
Ankara, Mayıs 2003

Sayfa Bilgisi

Kaynak Kişi:

Arap Mustafa

Sayfa Gösterimi:

9856

Oylama:

3.0 (3 kişi oyladı)

Oy Ver:

Yorum Yaz

Kırşehir Türküleri

  • Acem Kızı 1, 10248 ziyaret
  • Açıl Gel Ömrümün Varı, 5919 ziyaret
  • Açma Zülüflerin Yellere Karşı, 6894 ziyaret
  • Adana'da Biter Taze Arpalar, 3410 ziyaret
  • Ağ Gelin De İndi M'ola Yayladan, 5650 ziyaret
  • Ağlarım (Gurbete Çıkalı), 3690 ziyaret
  • Ağzına Bakın Tavus Kuşudur, 2540 ziyaret
  • Ah Yalan Dünya, 9428 ziyaret
  • Ahirim Sensin, 6871 ziyaret
  • Ahmet Çavuş'a Ağıt, 2997 ziyaret
  • Ahu Gözlerini Sevdiğim Dilber, 4660 ziyaret
  • Ak Elleri Sala Sala Gelen Yar, 3317 ziyaret
  • Ak Elleri Sala Sala Gelen Yar 1, 2056 ziyaret
  • Ak Elleri Sala Sala Gelen Yar 3, 2304 ziyaret
  • Ak Taş Diye Belediğim 2, 2709 ziyaret
  • Akpınar Depremine Söylenen Ağıt, 3135 ziyaret
  • Aksaklı Köyünden Ölenlere Ağıt, 2884 ziyaret
  • Al Yanak Allanıyor, 4769 ziyaret
  • Alan Yar (Akibet Mevtime), 2545 ziyaret
  • Allılar (Damdan Dama İp Gerdim), 4721 ziyaret
  • Daha Fazla Kırşehir Yöresine Ait Türküler, 499 türkü sözü

Daha Fazla Türkü Sözü

Türküye Göre

A, B, C-Ç, D, E, F, G, H, I-İ, J, K, L, M, N, O-Ö, P, R, S, T, U-Ü, V, Y, Z

Yöreye Göre

A, B, C-Ç, D, E, F, G, H, I-İ, J, K, L, M, N, O-Ö, P, R, S, T, U-Ü, V, Y, Z

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir