zarflarda pekiştirme / Tarihi Türk Lehçelerinde Sıfat ve Zarflarda Pekiştirme ve Derecelendirme - İlknur Karagöz

Zarflarda Pekiştirme

zarflarda pekiştirme

Özet

Tarihî Türk Lehçelerinde Sıfat ve Zarflarda Pekiştirme ve Derecelendirme adlı bu tezde, metinlere dayanarak, tarihî lehçelerde sıfat ve zarfların hangi yollarla pekiştirildiği ve derecelendirildiği ortaya konmuştur.Çalışma Giriş, İnceleme ve Sonuç bölümlerinden oluşmaktadır. Giriş'te çalışmanın konusu, amacı, önemi ve içerdiği sorunlarla birlikte pekiştirme ve derecelendirme olaylarının tanımlanması üzerinde durulmuştur. Ayrıca araştırmanın kapsadığı dönemler tanıtılarak, bu dönemlere dair seçilen metinlerin künyeleri verilmiştir. İnceleme bölümünde Türkçenin tarihî lehçelerine ait metinlerinin taranması neticesinde ulaşılan veriler sınıflandırılmış ve bunlar; 1. Eklerle Yapılan Pekiştirme ve Derecelendirmeler, 2. Kelimelerle Yapılan Pekiştirme ve Derecelendirmeler, 3. Kelime Gruplarıyla Yapılan Pekiştirme ve Derecelendirmeler, 4. Kelime Grubu Hâlindeki Pekiştirme ve Derecelendirmeler olmak üzere dört alt bölümde incelenmiştir. Sonuç bölümünde ise, bütünüyle verilerin değerlendirilmesine dayanan sonuçlar ifade edilmiştir. Yapılan incelemeler sonucunda, sıfat ve zarflarda görülen pekiştirme ve derecelendirme olaylarının Türkçenin en eski metinlerinde takip edilebilen anlam olayları olduğu anlaşılmıştır. Dilin türetme ve söz dizimi imkanlarının kullanılmasıyla ortaya çıkan bu anlam olaylarının Türkçenin ifade gücünü zenginleştirdiği görülmüştür. Anahtar Kelimeler: tarihî Türk lehçeleri, sıfat, zarf, pekiştirme, derecelendirme.

Bağlantı

seafoodplus.info
seafoodplus.info

Zarflar (Belirteçler) Türleri, Özellikleri

ZARFLAR

A. Görev ve Anlam Bakımından Zarflar

1. Durum Zarfları
    a. Niteleme Zarfları
    b. Kesinlik Zarfları
    c. Yineleme Zarfları
    d. Olasılık Zarfları
    e. Yaklaşıklık Zarfları
    f. Üleştirme Zarfları
    g. Sınırlama Zarfları

2. Zaman Zarfları
3. Yön Zarfları
4. Miktar Zarfları
5. Soru Zarfları
6. Gösterme Zarfı

B. Zarflarda Pekiştirme

C. Yapı Bakımından Zarflar
     1. Basit Zarflar
     2. Türemiş Zarflar
     3. Birleşik Zarflar
     4. Öbekleşmiş Zarflar

ZARFLAR

Fiillerin, fiilimsilerin, sıfatların ya da kendi türünden olan kelimelerin anlamlarını türlü yönlerden (yer-yön, zaman, durum, miktar, soru) etkileyen; onları belirten, dereceleyen sözcüklere zarf denir.

Zarfların Özellikleri:

  • Tek başlarına iken sıfatlar gibi isimden başka bir şey değildir. Zarf oldukları ancak cümlede belli olur.
  • Cümlede genellikle zarf tümleci olarak kullanılır.
  • Çekimsiz kelimelerdir. İsim çekim eki (hâl, iyelik, çoğul ekleri vb.) almazlar. Ama isim olarak kullanılabilenler bu görevde iken bu ekleri alabilirler.
  • Zarfların birçoğu sıfat ya da isim olarak da kullanılabildiği için sıfatların ve zarfların tanımı ve özellikleri iyi bilinerek bu fark ortaya konmalıdır. Sıfat isimden önce gelerek onu niteler veya belirtir; ama zarf isimden önce gelmez.

Örnekler

  • Bugün çok yürüdüm. (fiilden önce)
  • Buraya yarın gelecekler. (fiilden önce)
  • İki eski dost akşama kadar sohbet etti. (fiilden önce)
  • Yarın da bayağıçok yürüyeceğiz. (zarftan önce, fiilden önce)
  • Engüzel sen konuştun. (zarftan önce, fiilden önce)
  • En doğru kararı vermeliyiz. (sıfattan önce)
  • Çok hararetli tartışmalar oldu. (sıfattan önce)
  • Dün hava daha soğuktu. (adlaşmış sıfattan önce)
  • Mevsimlerin en güzeli ilkbahardır. (adlaşmış sıfattan önce)
  • Dargın durarak bir şey kazanamazsın. (fiilimsiden önce)

A. Görev ve Anlam Bakımından Zarflar

1. Durum Zarfları

Hâl ve tavır ifade eden zarflardır.

Özellikleri ve Örnekler:

Eylemin nasıl yapıldığını ve ne durumda olduğunu; kimi zaman da zarfların durumunu gösterir. Bu zarflar da kendi içinde sınıflandırılabilir:

a. Niteleme Zarfları

Fiile &#;nasıl&#; sorusu sorularak bu zarflar bulunabilir.

Niteleme sıfatlarının çoğu niteleme zarfı olarak kullanılabilir.

  • Eğri oturalım, doğru konuşalım.
  • Düşüncelerini ne güzel dile getirebiliyorsun!
  • Çocukça hareket ediyorsun.
  • Böyle gelmiş, böyle gider.
  • Söyleyeceksen böyle söyle.

-CE eşitlik eki ve -lE vasıta hâl eki almış kelimeler durum zarfı olarak kullanılabilir:

  • &#; kardeşçe, gizlice, sessizce, hafifçe, yavaşça, hızlıca&#;&#;
  • &#;hızla, kahkahayla&#;&#;
  • Küçük kız güzelce süslendi. (niteleme)
  • Babasını sevinçle karşıladı. (niteleme)

Bağ-fiiller (zarf-fiil), deyimler, yansımalar, ikilemeler de niteleme zarfı olarak kullanılırlar:

  • &#;gülerek, ağlayarak, oturmadan, gelip&#;&#;
  • &#;gözü arkada kalarak, canından bezmişçesine&#;&#;
  • &#;şakır şakır, tık tık, küt küt, şırıl şırıl&#;&#;
  • &#;dik dik, boylu boyunca, tatlı tatlı&#;&#;
  • Adam çekine çekine içeri girdi. (niteleme)
  • Kâğıtları paket paket gönderdi. (niteleme)
  • Yiğitseniz teker teker gelin. (üleştirme, niteleme)

İsimler de niteleme zarfı olarak kullanılabilir:

  • Gül kokuyordu teni.
  • O, bu dünyada delikanlı yaşadı.

b. Kesinlik Zarfları

&#;elbet, elbette, asla, mutlaka, hiç mi hiç, ne olursa olsun, kuşkusuz, hiç kuşkusuz&#;&#;

  • Elbet bir gün buluşacağız.
  • Seni asla unutmayacağım.
  • Hayvanları ve bitkileri hiç incitmem.
  • İyiliklerinizin karşılığını mutlaka göreceksiniz.

c. Yineleme Zarfları

  • İkide bir karşıma çıkıyor.
  • Konuyu bir daha anlatayım.
  • Bu akşam yine arayacağım.

d. Olasılık Zarfları

&#;bakarsın, belki, ola ki, sanıyorum.&#;

  • Ola ki arayacağı tutar.
  • Sanıyorum aramaz.

e. Yaklaşıklık Zarfları

&#;aşağı yukarı, şöyle böyle, hemen hemen&#;

  • İşim hemen hemen bitti. (yaklaşıklık)

f. Üleştirme Zarfları

  • Uçaklar ikişer ikişer geçiyordu üstümüzden
  • Askerler teker teker nöbet yerlerine dağıldılar.

g. Sınırlama Zarfları

  • Dün ancak iki saat çalışabildim.
  • Bu kötü alışkanlıklardan artık uzak durmalısın

2. Zaman Zarfları

Fiillerin anlamını zaman yönünden tamamlayan zarflardır.

Zaman Zarfları Özellikleri ve Örnekler

  • Fiile (veya zarfı olduğu başka kelimelere) sorulan &#;ne zaman&#;, &#;ne kadar süre&#; sorusuna cevap verir.
  • Zaman zarfları, zarf olarak kullanılan çeşitli zaman isimleridir.
  • Çekimsizdirler. İsim çekim ekleri alırlarsa zarf olmaktan çıkarlar.

Başlıca zaman zarfları şunlardır:

&#;dün, bugün, yarın, şimdi, gece, gündüz, güpegündüz, gündüz gözüne, cuma günü, haftaya, önceki gün, akşam, sabah, akşamleyin, sabahleyin, az önce, geç, iki gün, iki saat, on dakika, iki günde, iki saatte, uzun süre, uzun zaman, biz gelmeden, demin, henüz, hâlâ, daha, gene, yine, artık, sonra, evvelâ, daima, hep, henüz, hemen, geceleri, sabahları, önceden, ayda bir, buraya gelmeden, anlatırken, yaşarken &#;&#;

  • Az önce gitmişti.
  • Sonra uğrarsınız.
  • Henüz işimiz bitmedi.
  • Artık buralara gelmeyeceğim.
  • Yarın geleceklermiş.
  • Okulu gelecek sene bitireceğim.
  • Kâmil dün akşam telefon etti.
  • Ayda bir uğrar buralara.
  • Toplantı iki saat sürdü.
  • İnsanların vefasızlığını geç anladım.

&#;-leyin&#; eki sınırlı sayıda zaman zarfı yapar:

  • sabahleyin, akşamleyin&#;

&#;-lErİ&#; eki zaman isimlerine gelerek -iyelik anlamı taşımaksızın- &#;her &#; anlamı katacak şekilde zaman zarfı yapar:

  • sabahları, akşamları, önceleri, ikindileri&#;

&#;-İn&#; eki de zaman isimlerine gelerek zaman zarfı yapar:

  • yazın, kışın, ilkin, güzün&#;

&#;-E, -dE, -dEn&#; ekleri ve bu eklerle birlikte bazı edatlar zaman zarfı yapar:

  • Yola çıktık; akşama geliriz sanırım.
  • Bayramlarda bütün aile bir araya toplanır.
  • Azıklarınızı geceden hazırlamıştım.

Edat barındıran ve fiilin başlangıç ve bitiş zamanını bildiren zarflar edat tümleci olarak da değerlendirilebilir.

  • Sabahtan beri burada bekliyoruz.
  • Akşama kadar geri döner misin?
  • Günlerden beri yağmur yağıyordu.
  • Kar akşama kadar yağabilir.

Zaman anlamı taşıyan zarf-fiiller ve zarf-fiil grupları da zaman zarfı olarak kullanılır:

  • Buraya gelmeden haber verin.
  • Bizi karşısında görünce şaşırdı.
  • Yaşadıklarını anlatırken gözleri yaşardır.
  • İstanbul&#;a geleli iki yıl oldu.

3. Yön Zarfları

Yalın hâlde kullanılarak fiilin yönünü (failin yöneldiği yeri) belirten zarflardır:

Yön Zarflarının Özellikleri

  • Çoğu &#;-Erİ&#; ekiyle yapılmıştır.
  • &#;ileri, geri, beri, doğru, içeri, dışarı, aşağı, yukarı.&#;

Bu zarflar eksiz kullanılır. Yönelme, bulunma, ayrılma hâl ekleri getirilirse dolaylı tümleç olur. Hâliyle isim olarak kullanılmış olur. Aynı kelimeler sıfat olarak da kullanılabilir.

  • Ahmet içeriye girdi. (isim; dolaylı tümleç)
  • İlerisi çok güzel. (isim; özne)
  • İleri ülkeler daha demokratiktir. (sıfat)
  • Doğru söz, aşağı yol, yukarı kat, geri hatlar&#; (sıfat)

Örnekler

  • Arkadaşlar, içeri girer misiniz?
  • Sesi duyar duymaz aşağı indim.
  • Dışarı çıkmak için uğraşıyordu.
  • Arabayı biraz daha ileri park et.
  • Beri gel, barışalım.
  • Bu yoldan geri dönülmez.
  • Düşmana doğru ilerlediler.

4. Miktar Zarfları

Fiillerin, fiilimsilerin, sıfatların ya da başka zarfların anlamlarını ölçü yönünden tamamlayan, artıran, azaltan zarflardır.

&#;en, daha, pek, çok, az, biraz, kadar, denli, gibi, fazla&#;&#;

Miktar Zarfları Özellikleri ve Örnekler:

Fiile veya sıfata sorulan &#;ne kadar?&#; sorusunun cevabıdır.

Kendilerinden önceki ya da sonraki kelimeyle birlikte söze eşitlik, üstünlük, en üstünlük, aşırılık, karşılaştırma anlamları katar.

  • Benim kadar çalışırsan başarılı olursun. (eşitlik)
  • O da babası gibi yürüyor. (eşitlik, benzerlik)
  • Cennet kadar güzeldi vatanımız. (eşitlik, benzerlik)
  • Bu kadar çok çalışmak niye. (eşitlik)
  • Beş dakika kadar dinlenelim. (eşitlik, yaklaşıklık)
  • Yemeği biraz fazlaca yemişim. (biraz: eşitlik; fazlaca: aşırılık)
  • Ayakkabısı azıcık dar geliyormuş. (eşitlik, aza yakın)
  • Düne göre azıcık iyileşmiş. (eşitlik, aza yakın)

&#;en&#; kelimesi aşırılık, en üstünlük anlamı verir:

  • En yakın arkadaşı benim. (en üstünlük; sıfattan önce)
  • En çok çalışan canlı karıncadır. (en üstünlük, zarftan önce)

&#;daha&#; kelimesi karşılaştırma, üstünlük anlamları katar.

  • O senden daha çabuk bitirdi. (üstünlük; zarftan önce)
  • Daha güzel bir araba aldı. (üstünlük; sıfattan önce)

Not: &#;daha&#; kelimesi zaman ve başka anlamı da katabilir. &#;bir&#; kelimesiyle birlikte yineleme zarfı olur:

  • Songül daha telefon etmedi. (zaman zarfı, henüz anlamında)
  • Buralara bir daha gelebilir miyiz? (Yineleme zarfı)
  • Hepsini aldınız, daha ne istiyorsunuz? (&#;başka&#; anlamında)

&#;çokça, çok, pek çok, çok az, gayet, fazla, fazlaca, epey&#; kelimeleri aşırılık anlamı katar.

  • Bugünlerde çok az uyuyor.
  • Gayet çalışkan bir insandı.
  • Dergiyi çıkarmak için epey çalıştık.
  • Adem pek akıllı bir çocuktur.
  • Fazla okuyor, gözleri bozulacak.

&#;eksik, seyrek, sık&#; kelimeleri işin ne kadar sıklıkla yapıldığını belirtir:

  • Bugünlerde sık görüşüyoruz.
  • Parayı iki milyon eksik vermiş.
  • Eskisi gibi değil; seyrek uğruyor.

&#;aşağı yukarı, şöyle böyle&#; ikilemeleri &#;yaklaşık&#; anlamı katar.

  • Bursa&#;da aşağı yukarı bir ay kaldık.
  • Ankara&#;ya geleli şöyle böyle 9 yıl oldu.

5. Soru Zarfları

Eylemin anlamını soru yoluyla belirten zarflardır, daha doğrusu diğer zarfları ve cümledeki zarf tümlecini bulmaya yarayan soru kelimeleridir.

Zoru Zarfları Özellikleri ve Örnekler

Diğer zarf çeşitlerinin çoğunun soru şekli vardır.

&#;ne zaman, ne kadar, nasıl, niçin, ne diye, ne, ne biçim, nice, ne denli&#;

Soru cümlesi yapar:

  • Akşam eve kaçta gelirsin?
  • nasıl konuşuyor öyle?
  • Siz ne biçim konuşuyorsunuz?
  • Daha ne kadar bekleyeceğiz?
  • Niçin bunları bana veriyorsun?
  • Bu saate ne gezip duruyorsunuz?
  • İşleri ne zaman bitireceksiniz?

] İçinde soru zarfı bulunan bütün cümleler soru cümlesi değildir:

  • Eve kaçta geleceğimi şimdiden söyleyemem.
  • Ne iyi insanlar bunlar&#;
  • Ne güzel söyledi.

6. Gösterme Zarfı

Bunu her dil bilgisi kitabı ayrı bir zarf olarak almaz. &#;işte&#; kelimesiyle yapılır.

  • İşte şimdi geliyorum.
  • Bak işte dinliyorum.

B. Zarflarda Pekiştirme

Genellikle pekiştirme sıfatlarıyla ve ikilemelerle yapılır. Pekiştirmeli isimler de vardır ve onlar da zarf olarak kullanılır.

  • Ağır ağır çıkacaksın bu merdivenlerden.
  • Yüzü soğuktan mosmor olmuştu.
  • Yağmurda sırılsıklam ıslandılar.
  • Güpegündüz nereye gidiyorsun?
  • Soğuktan tortop yatıyor.
  • Evrakları paramparça mı getirecektin?

C. Yapı Bakımından Zarflar

Yapı bakımından zarflar basit, türemiş, birleşik ve öbekleşmiş olmak üzere dörde ayrılır.

1. Basit Zarflar

Kök hâlinde olan, ek almamış zarflardır:

  • &#;yarın, gece, geç, dün, pek, az, fazla, sık, iyi, çok, hiç, sabah, akşam, henüz&#;&#;

2. Türemiş Zarflar

Yapım ekiyle veya yapım eki gibi kullanılmış bazı çekim ekleriyle yapılmış zarflardır:

  • &#;sabırlı, aylarca, önce, dostça, sınıfça, yiğitçesine, erken, sabahleyin, kışın, ilkin, ileri, soğuk, içeri, dışarı, aptalca, mosmor, sanıyorum, kaçta, koşarak, okumadan, gelince, şimdilerde&#;&#;

3. Birleşik Zarflar

Birden fazla kelimenin bir araya gelip kaynaşarak oluşturdukları zarflardır:

  • &#;bugün, biraz, böyle, şöyle, birdenbire, niçin, ilk önce, nasıl&#;&#;

4. Öbekleşmiş Zarflar

Birden fazla kelimenin farklı yollarla (ikileme, edat grubu, zarf-fiil grubu) bir araya gelerek oluşturdukları zarflardır:

  • &#;hemen hemen,
  • gece gündüz,
  • er geç,
  • ikide bir,
  • aşağı yukarı,
  • hemen şimdi,
  • kırk yılda bir,
  • öğleden sonra,
  • arada sırada,
  • yana doğru,
  • az çok,
  • -den sonra,
  • -e dek,
  • bazı bazı,
  • şöyle böyle,
  • üç aşağı beş yukarı,
  • doğru dürüst,
  • okuma sırasında,
  • geldiği zaman&#;&#;

SÖZCÜK TÜRLERİ:

Fiilimsiler
a) İsim-fiiller (Ad-Eylem)
b) Sıfat-Fiiller (Ortaç)
c) Zarf-Fiiller (Bağ-Fiil, Ulaç)

Yeni Yayın: “Tarihî Türk Lehçelerinde Sıfat ve Zarflarda Pekiştirme ve Derecelendirme”

    İlknur KARAGÖZ tarafından hazırlanan ve Türk Dil Kurumunun yayını olan Tarihî Türk Lehçelerinde Sıfat ve Zarflarda Pekiştirme ve Derecelendirme adlı eser yılında okurla buluştu.
    Dil biliminin kaydettiği ilerlemeye rağmen mevcut Türkiye Türkçesi gramerlerinde yeterinde incelenmemiş ve aydınlatılmamış konulardan biri de sıfat ve zarfların pekiştirilmesi ve derecelendirilmesidir. Türkçede sözün etkisini artıran pekiştirme ve derecelendirmelere duyulan ihtiyacın önemli bir bölümünün sıfatlar ve zarflarla karşılandığı bilinmektedir.
    Bu çalışmada, Türkçede tarih boyunca pekiştirme ve derecelendirme ihtiyacının hangi birim ve yapılarla karşılandığı, bunlarda yapı ve işlevce bir değişikliğin meydana gelip gelmediği sorularına cevap aranmıştır. Araştırmada hem art zamanlı hem de eş zamanlı yaklaşımla, terim ve sınıflandırma sorunları dikkate alınarak sıfat ve zarf işlevli kelimelerde meydana gelen pekiştirme ve derecelendirmelerin Türkçenin tarihî lehçelerindeki izlerinin sürülmesi amaçlanmıştır. 8 &#; yüzyıllarda Köktürk, Uygur, Karahanlı, Harezm, Kıpçak, Eski Anadolu ve Çağatay Türkçesi dönemlerini temsil eden otuz iki metinden örneklerle tarihî Türk lehçelerinde sıfat ve zarflarda pekiştirme ve derecelendirmenin nasıl yapıldığı incelenmiştir.
    Çalışmanın “Giriş” bölümünde araştırmanın konusu ve amacı belirtilerek mevcut kaynaklarda pekiştirme ve derecelendirmelerle ilgili bilgilere yer verilmiştir. Araştırmanın örnekleminden elde edilen verilerden hareketle tarihî Türk lehçelerinde pekiştirme ve derecelendirmeler; “I. Türetimlik Biçim Birimleriyle İşaretlenen Pekiştirme ve Derecelendirmeler”, “II. Sözlük Birimleriyle İşaretlenen Pekiştirme ve Derecelendirmeler”, “III. Dizimsel Birimlerle İşaretlenen Pekiştirme ve Derecelendirmeler”, “IV. Dizimsel Yapıyla İşaretlenen Pekiştirme ve Derecelendirmeler” ana başlıkları altında incelenmiştir. Bu bölümden sonra “Sonuçlar ve Derecelendirmeler” ile “Kaynaklar” bölümleri yer almaktadır.

MANA’YA DAĠR İmtiyaz Sahibi Sadettin Bayrak Yayın Koordinatörü Rekin Ertem Editör Erol Kuyma Kapak Tasarımı Hüseyin Özkan İç Tasarım Özlem Özkan Baskı ve Cilt ÇalıĢ Ofset DavutpaĢa Caddesi Yılanlı Ayazma Sokak No : 8 Örme ĠĢhanı Topkapı/Ġstanbul Tel : 11 06 Birinci Baskı Eylül ISBN: T.C. Kültür Bakanlığı Yayıncılık Sertifika No: Ankara Caddesi No: 15 Konak Han Kat: 1 Hobyar Mahallesi Cağaloğlu/Ġstanbul Tel : 56 33 / 68 28 Faks : 56 63 web : seafoodplus.info e-mail : [email protected] © KESĠT YAYINLARI Tüm Hakları Saklıdır. Yayınevinin izni olmadan kopyalanamaz ve çoğaltılamaz. KESĠT YAYINLARI, Karbey Yayıncılık Eğitim ve Dan. Hiz. San. Tic. Ltd. ġti. kuruluĢudur. Mana’ya Dair Editör Erol KUYMA Kitabı oluĢturan makalelerin içeriğinden makale yazarları sorumludur. İstanbul, ĠÇĠNDEKĠLER SUNUġ 9 Nâilî ġiiri Evreninde Farsça Tamlamaların Yapısal ve Anlamsal Tahlili Özer ġenödeyici 11 Yüzyıl Divanlarında “Dürüst” Redifli Gazeller Üzerine Bir Ġnceleme Kübra Kacar - Beyhan Kesik 39 +CA/+CAnA, +DAn/+DAnA Eklerinin Zarflarda PekiĢtirme ĠĢlevi Üzerine Erol Kuyma 65 Mananın Kaybı Türkçe Sözlüklerde Anlam ve Mana Terimleri Üzerine Notlar Hüseyin Yıldız 81 Ġki ġair Bir Câmi: Âkif ve Yahya Kemal‟de Süleymaniye Tasavvuru Seydi Kiraz 99 “Mana” Derinliğine Çokanlamlı Fiillerin Katkıları: Kitâbu Gülistân Bi't-Türkî Örneği / YaĢar Tokay Eski Uygurca Bir ġiirin Anlambilimsel Metotla Ġncelenmesi Nurdan Besli Türk Bilmecelerinin Anlambilim Açısından Ġçlem (Alt Anlam) ve Kaplam (Üst Anlam) Sınıflandırması / Ceren Selvi Bir EleĢtirmenin Anlam ArayıĢı: Fahir Onger‟e Göre ġiir ve ġair Canan Uğurdağ Yabancı/Ġkinci Dil Olarak Türkçe Öğretiminde Anlam Serdar BaĢutku - M. Hüseyin Yazıcı Metaforun Türkçedeki Anlam Olayları KarĢısındaki Konumu Sultan ġenödeyici Sayı Sembolizminde 5 ve Klasik Türk ġiirindeki Ġzleri Üzerine Esra Kılıç 5 +CA/+CAnA, +DAn/+DAnA EKLERĠNĠN ZARFLARDA PEKĠġTĠRME ĠġLEVĠ ÜZERĠNE Erol KUYMA GiriĢ Kelimelerin, kelime gruplarının ya da cümlenin mevcut anlamı üzerinde kuvvetlendirme amacı taĢıyan pekiĢtirme, Türkçede farklı yollarla sağlanabilmektedir. Sesler, ekler, kelimeler veya söz dizimsel özellikler kullanılarak pekiĢtirme yapılabilir. Bir diğer deyiĢle pekiĢtirme, fonetik ve morfolojik özelliklerin semantik düzlemde karĢılık bulmuĢ halidir. ÇalıĢmamızda +CA/+CAnA/+DAn/+DAnA eklerinin geldikleri zarf türündeki kelimelerde sağladıkları pekiĢtirme iĢlevleri ele alınacaktır. KonuĢma dilinde etkileri daha açık görülen pekiĢtirmeli kullanımlar, ağızlar üzerine yapılmıĢ çalıĢmalardan elde dilen örneklerle somutlaĢtırılmaya çalıĢılacaktır. AraĢtırmacılar tarafından pekiĢtirme kavramı genel olarak, kökün belirttiği özelliği artırıcı nitelik taşıyan ek almış ad, sıfat, belirteç ya da eylemler (Vardar, ); niteleyici, belirteç ve eylemlerin çeşitli yollarla anlamlarının artırılması işlemi (DBS, ); kök kelimenin belirttiği özelliği çeşitli yollarla yoğunlaştırma (Korkmaz, ); nesnelerin ve nesnelerin oluş/kılışlarının niteliklerini karşılayan göstergelerin, karşılaştırma ve benzerlik ilgisine dayanmadan sözlük anlamlarının yoğunlaştırılması, kuvvetlendirilmesi (Karagöz, 22) Ģeklinde benzer ifadelerle açıklanmıĢtır.  Dr. Öğr. Üyesi, Hitit Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü, [email protected] 65 +CA/+CAnA, +DAn/+DAnA Eklerinin Zarflarda PekiĢtirme ĠĢlevi Üzerine PekiĢtirme isim, sıfat ve zarf gibi farklı kelime türlerinde çeĢitli anlam boyutlarında gerçekleĢebilmektedir. Sonuçta somut ya da soyut bir ifadenin daha yoğun bir anlatıma evrilmesi pekiĢtirme ile mümkün olmaktadır. Söz konusu yoğunluk azdan çoğa veya çoktan aza doğru da gerçekleĢebilir. Üstüner, "güçlendirme, abartma, çoğaltma, genişletme, zenginleştirme, hatta kimi yerlerde daraltma, sınırlandırma" gibi kavramların hepsinin pekiĢtirme kavramına dâhil olduğunu bildirir. PekiĢtirmeyi sağlayan unsurların, sonuna geldikleri veya yapısında yer aldıkları dil birliğini anlam bakımından güçlendirdiğine dikkat çeker (). Örneğin kısa bir zaman dilimini anlatan “demin” sözcüğü aldığı +DAN/+DAnA ekleri ile anlamca kuvvetlendirilmiĢtir: demin görüştük “; deminden/demindene görüştük ”. Benzer durum +CA/+CAnA ekleri içinde söz konusudur: çabuk (tez, hemen) gel; çabukça/çabukcana gel. Tanım ve açıklamalar, pekiĢtirmenin anlamın yoğunlaĢtırılması ya da kuvvetlendirilmesi ekseninde hareket eden semantik bir süreç olduğunu göstermektedir. Söz konusu semantik süreç, özellikle geldiği kelimeye pekiĢtirme anlamı kazandıran ekler Eski Türkçeden itibaren gözlemlenebilir bir nitelik taĢımaktadır. PekiĢtirme ekleri, isim veya isim soyundan bir kelimeye gelerek anlamını kuvvetlendiren ek veya ekleĢmiĢ edatlardır. Eski Türkçede birkaç türü bulunan bu ekler, ÇağdaĢ Türk lehçelerinde ve Türkiye Türkçesi ağızlarında daha çok kalıntılar halinde devam etmektedir. Bu eklerin baĢlıcaları, +Ok ve +k, +ÇA, + ÇAk, +kInyA > +kIyA, yme > +mA, +m‟dir: ET. timinök (< timin + ök: hemencecik), neçük (< neçe +ök: nasıl?), barça (< bar-ır +ça: bütün, hepsi), amtıçak (< amtı+ça+ok: hemen, Ģimdi), birkie (<bir+kınya: biricik), azkına (< az+kınya: azıcık), TT. biricik (< bir+i+cik), demincecik (< demin+ce+cik: hemen biraz), hemencecik (< hemen +ce+cik) vb. (Korkmaz, ). Türkçe, pekiĢtirme açısından olduğu kadar pekiĢtirme yollarının çeĢitliliği açısından da zengin bir dildir. Anlamı kuvvetlendirmek için, eklerin yanı sıra sözcük türlerine de baĢvurulmaktadır. Bu konuda Ġpek, sözcük türleri ile yapılan pekiĢtirmeleri incelediği çalıĢmasında sıfat, zarf, zamir, fiil, edat bağlaç ve ünlemlerle yapılan pekiĢtirme örneklerine yer verir ( ). Türkiye Türkçesi Ağızlarında sık görülen +CA/+CAnA,+DAn/+DAnA ekleri getirildikleri zarf türündeki sözcüklerin anlamını pekiĢtiren bir iĢlevde kullanılırlar. +DAn, +CA ile birlikte eklerin yapısında yer alan +A, +k <(+Ok) ve +nA enklitikleri de pekiĢtirme anlamının oluĢumunda öne çıkarlar. Klitikler, bir kelimenin sözdizimsel özelliklerine sahip olan ancak fonolojik ve sözlüksel olarak baĢka bir kelimeye bağlı olan bir biçimlerdir. 66 Erol Kuyma Enklitikler ise öncesinde yer alan kelimeye getirilen klitiklerdir (Baker-Hardie- McEnery, 33, 66). PekiĢtirme enlitikleri, ayırt etmeden her türlü kelimeye gelebilen, ekleĢip kalıplaĢabilen, kullanılmadıklarında çoğunlukla geldiği kelimenin anlamından bir Ģey eksilmeyen yapılardır. PekiĢtirme yanında “rica, istek, yalvarma, acıma, hayret, hitap, soru, bağlama, benzerlik, zaman” gibi anlam nüansları kazanabilirler. GramerleĢmede rol oynar; ekleĢip kalıplaĢabilirler ve yeni kelimeler yapabilirler. Eklerden önce ve sonra gelebilen klitikler, üst üste de kullanılabilirler (Ercilasun, ). I. +CA, +CAnA < (+CA+nA) eki EĢitlik, benzerlik ve karĢılaĢtırma görevi ile bir ad çekimi eki olan +CA kalıplaĢma yoluyla zamanla bir yapım ekine dönüĢmüĢ, sıfat, zarf ve adlar türetmiĢtir. Örnek: büyükçe (bir kap), açıkça (söyledi), Arapça, hukukça (Korkmaz, ). Tarihi Türk lehçelerinde +CA eki ile anlamları pekiĢtirilen tarz zarflarına örnekler bulunmaktadır. (Karagöz, ) Uygur Türkçesi; aşnuca men adın aça, yada nomladım “öncelikle ben bambaĢka açarak, yayarak, vazettim.”(Altun Yaruk) Kıpçak Türkçesi: atıŋnı sol yanıŋga kalb kılgıl tizce “atını sol yanına hızlıca döndür” (Minyetü‟ül Guzat). Eski Anadolu Türkçesi: Anuŋ hakın ayruca ekdim. “Onun hakkını ayrıca ektim” (Marzubân-nâme Tercümesi). Çağatay Türkçesi: uluġına uluġça ve kiçigine kiçigçe berdi. “Büyüğüne büyükçe ve küçüğüne küçükçe verdi.” (ġecere-i Terâkime) Gabain, () Eski Türkçede, +CA ekini edatlar ve edat benzeri ekler baĢlığı altında ele alarak eşitlik, gibilik bildiren fonksiyonunun yanı sıra kelime teĢkil eki olarak küçültme ve kuvvetlendirme bildiren iĢlevinden bahseder. +CAnA ekinin yapısında yer alan +nA ile ilgili farklı görüĢler öne sürülmektedir. Ercilasun‟un () tarihi ve yaĢayan Türk lehçe ve ağızlarında kullanılan pekiĢtirme enklitikleri arasında saydığı “nA” ile ilgili Çağatay, ( ) farklı lehçelerde ve farklı devirlerde pekiĢtirme edatı olarak kullanılan soru zamiri ifadesini kullanır. Dede Korkut‟ta geçen “çünki ar dilersin varup babaŋı qurtarsana” cümlesindeki emir Ģeklinin “na” ile pekiĢtirildiğini, ”nA” pekiĢtiricisinin Türkiye Türkçesinde de büsbütün kaybolmadığını söyleyerek ”ölmüş mü ne”, “deli mi ne” gibi ifadelerdeki kullanımına değinir. 67 +CA/+CAnA, +DAn/+DAnA Eklerinin Zarflarda PekiĢtirme ĠĢlevi Üzerine Ercilasun, ayrıca Türkçedeki pekiĢtirme enklitiklerinin +CA eĢitlik ekiyle ve l, n, ŋ, m pekiĢtiricileriyle sıkça bir arada kullanılabildiğini bildirir: neçe me “ne kadar”, munça ok ”bu kadar” , iyicene, güzelcene (, 49). +CAnA ekinin oluĢumuna iliĢkin kaynaklarda, küçültme ek grubu (Gülensoy, ), hâl eki ile pekiştirme ekinin kaynaşmasından oluşan addan zarf türeten birleşik ek +CAnA [< +CA + nA (< +gına / +yana / +kınya)] (Doğan, ) açıklamaları yer alır. Banguoğlu ise +CA ekini “sıfatlara gelen küçültme eki” ve “isimlere gelen eĢitlik eki” tanımı iki farklı Ģekilde değerlendirir. +CAnA ekini +CA‟nın uzatılmıĢ Ģekli olarak ele alır. Örnek: bolcana, usulcana (Banguoğlu, , ). +CAnA ekine dair Deny, sıfatların ve zarfların küçümsenikleri için kullanılan ve daha önce Codex Comanicus‟ta görülen bir ek olduğunu belirterek Ģimdiki halk dilinde de rastlandığı bilgisine yer verir. Örnek: güzelcene, çabukçana. Çevirmen Ali Ulvi Elöve ise eserin notlar () kısmında şöylecene, çabukçana kelimelerinin şöyleciğine, çabukcuğuna kelimelerinden bozma olduğunu, +cık, +cuk eklerinin ise +cek, +cak ile bağlantılı olabileceği yorumunu yapar (Deny, ). Korkmaz, Elöve‟nin bu görüĢüne karĢı çıkarak “bizce +cana eki, Arap harfli metinlerdeki imlasında da pek iyi muhafaza edildiği gibi, yine bir küçültme eki olan +GInA‟ dan gelmedir. +GInA(< Uyg. +kınya, +kına) +ça eki ile birleştikten sonra, -g-'nın ünlüler arasında erimesi ile +ca+gına>+cana şekline girmiştir“ açıklamasını yapar. Daha sonra +CAnA ekli kelimelerin mübalağa fonksiyonu veren tarz zarfları olarak da kullanıldığına değinen Korkmaz, bu kullanımlarda vurgunun +CAnA‟dan önceki hecede bulunduğunu söyler. Örnek: şah eyçene fenalaşdı, çabıkçana geldim, oğlan ayrıcana yatcek biyer yapdırmış (Korkmaz, ; , ). Tietze, (, 84) sıfat ve zarf yapan küçültme eki olarak tanımladığı bu yapıyı (CAnA< CA+yana/yına) iki küçültme ekinden oluĢmuĢ ek grubu olarak değerlendirir. Eski kaynaklarda bulunmadığı için, onun nereden geldiğini ve ne zamandır Türkiye Türkçesi'nde kullanıldığının tespit edilemediğini belirten Titze konuĢma dilinde çok yaygın olduğunu söyler. Ekin geçtiği kelimelere acarcana, beyazcana, bolcana, çokcana, doğrucana, epeycene gibi örnekleri verir. Üstüner, +CAnA ekinin yapısını (<CA+An+A) Ģeklinde açıklar ( ). +An ekinin Türkçenin eski dönemlerinden beri sıfat, zarf, edat ve çekimli fiillerden sonra veya çeĢitli ek ve edatlarla birleĢerek pekiĢtirme amaçlı kullanıldığını, ekin bakiyesi olarak bazen sadece /n/ Ģeklinde ya da /ın/, /in/ 68 Erol Kuyma Ģeklinde görüldüğünü bildirir ( 87). +A ekinin ise pekiĢtirme görevi ile eskiden beri kullanıldığını, Tarihi Türk yazı dillerinde, bir kısım çağdaĢ Türk lehçelerinde ve Türkiye Türkçesi ağızlarında yaygın Ģekilde devam ettiğini kaydeder () Ekin kullanımına Ģu örnekleri verir (): güzelcecene < güzel+ce+ce+n+e “Yedi işdi güzelcecene” kibarcana < kibar+ca+n+a “Burdan gözelcene kibarcana şiye giderik” böylecene < böyle+ce+n+e “Bunu böylecene şeyediyo” ArgunĢah, zarf-fiil eklerinin durum ekleriyle kalıplaĢması üzerine yaptığı çalıĢmada Üstüner ile benzer Ģekilde “ayrıcana” (< ayır-ı+ca+n+a) kelimesini +cA eĢitlik durumu ekinin üzerine gelen +A pekiĢtirme eki olarak değerlendirir, /n/ hakkında yorum yapmaz (ArgunĢah, ). Ergin, böylecene, alçakçana gibi örnekler üzerinden hareketle +CA eĢitlik hal ekinin sonrasında baĢka unsurlar alarak -cana, -cene, -çana, -çene Ģeklinde bir birliğin ortaya çıktığını, bunların bir hal eki için normal olmadığını ve kliĢeleĢmeye, yapım eki olmaya elveriĢli olduğunu ifade eder. Ergin, ayrıca eke iliĢkin “hal zarfları” baĢlığında “eşitlik eki ile yapılan böylece, şöylece, öylece zarflarında ise eşitlik eki mana değişikliğinden çok belirtme vazifesi yüklenmiş gibidir. Bunların iyicene, böylecene, öylecene gibi genişlemiş şekillerinin iyice, böylece, öylece‟den bir farkı yoktur” açıklamasına yer verir (Ergin, , ). Üstünova, iĢlev bakımından çok zengin olan +CA ekinin birleĢik ekler içinde sıklıkla görüldüğünü belirtir. +CAnA<+CA+n+A hakkında ise geldiği adları, fiile durum zarfı göreviyle bağlayan, eĢitlikte denklik ve benzerlik iĢlevi üstlenen ad iĢletim eki açıklamasını yapar (Üstünova, , ). Yapılan değerlendirmeler, +CA ekinin çekim eki iĢlevini kaybederek ya da çekim eki iĢlevinin yanı sıra yapım eki iĢlevi de kazanarak zarflar türettiği ve birleĢik ek oluĢumunda yer aldığı bilgisini öne çıkarmaktadır. +CAnA eki ise +CA eĢitlik ekinin geniĢletilmiĢ Ģekli olarak kabul görmüĢ ve birleĢik ekler içerisinde sınıflandırılmıĢtır. Ekin yapısı ile ilgili +CAnA [<CA+n(<+An)+A]; [<+CA+nA(<+gına/+yana/+kınya)]; (<+CA+nA) Ģeklinde farklı görüĢler öne sürülmüĢtür. Klitiklerin üstü üste gelebilme özelliği ve pekiĢtirme enklitiklerinin eĢitlik eki +CA ile birlikte sıkça kullanımı dikkate alındığında +CA ekinin pekiĢtirme enklitikleri (+n+A veya +nA ) ile geniĢletildiği görülmektedir. 69 +CA/+CAnA, +DAn/+DAnA Eklerinin Zarflarda PekiĢtirme ĠĢlevi Üzerine Türkiye Türkçesi Ağızlarından örnekler “çok eyice geçiniyok” (TĠYA, /61) “bu yol böylecene etdü üçün” (TĠYA, 30/15) “guzelce gıy diyor” (SĠYA, /35). “örnēne gore ġuzelcene doḫuruḫ” (SĠYA, 68/11). “usulca kimse görmeden ateĢ etmiĢ” (AFMA, 16/). “çok gözel penbecene gızarı” (AFMA, 30/). “höle gözelce öpüyo” (MA, II/). “elece düvara düĢmiĢdi” (EYA, I/). “böylemecene hökümatın Erzürüm Ģeyine geturduh” (EYA, I/). “eyice goyulaĢır” (MĠA, 7/3). “seafoodplus.info çalarıḫ cıvıḫcana” (MĠA, 71/31). “serbesce ġaçsaḫ” (ERĠA, 04 ). “bu yanna çevirin, guzelcene..” (BA, 17/). “seafoodplus.info dörarıḫ” (BA, 5/11). “kizlar da ayricene horon oynarlar" (RĠA, 48/). “böylecene hep sarılmıĢ oliy buralar” (TYA, 70/53). “epeyce Ģindi çalıĢıya” (ZBKĠA, 8/7). “E demah, mektubi eyice okuyamadım, anliyamadım” (DA, XXVIII). “Tâ ki pâdiĢah günin birinde, eyicene bele rahat oli” (DA, IV) “paklayı ġatarsın gözelce yıkarsın” (SAA, 1/39). “açıkça süleyim evlâdım” (EĠA, 3/2). “…senelerce galsa…” (KYA, XXX/60). “güzelcene yazdırdırdım…” (KÜA, 39/98). “yavrum bunuŋ dedü hepcene” (KMA, 35/28). “bunu Ģindi ġayrı bule ġara ġara onu iyice biĢürüle” (KMA, 3/). “…keloğlana iyicene sinirlenmiĢ.” (KYA, XX/32). “pek oylecene hamur iĢinlan ûraĢmayuk. (TYA, 42/75). “senelerce geydim.” (GMA, XIII/31). “sıhıccana anasının böğrüne yatırrıh” (KTYA, ). 70 Erol Kuyma “şeylecene yarıļmıĢ”. (AMA, 49/64). “şölece hepsi biliyola ya bunla. (ZBKĠA, 16/9). “gidelim de yaylamızı tezce tanıyalım” (Gösterir, ). “canını alacam bu yavaşcana zıngırava çıxti gitti” (VKA, 2/35). “yavaşçana kefiniŋe sarallar.” (KYA, XIV/). “menim anem yavaşçene geĢti (VKA, 2/). 2. +DAn, +DAnA < (+DAn+A) eki +DAn ekinin çıkma durum eki iĢlevinden baĢka zarfların anlamlarına kuvvetlendirme anlamı kattığı kullanımları da bulunmaktadır. PekiĢtirme iĢlevi ile ilgili Sev, () ekin özellikle zaman bildiren kelimelerden sonra getirilerek bu fonksiyonu yerine getirdiğine değinir: “dünden konuĢtum”, “sabahtan geldi”, “bunu evvelden (evvel) haber veren yok mu?” Kırım Tatar, ve BaĢkurt Türkçelerinde, +DAn eki ile yapılan pekiĢtirmeleri inceleyen IĢıktaĢ, günlük konuĢmalarda ekin kullanımına Ģu örnekleri verir ( ): Kırım Tatar Türkçesinde; “şekerden şeker kızçıq, çoqtan çoq sağoluñız, çoqtan çoq teĢekkür etemiz”; BaĢkurt edebiyatından kǚndǚźǚm tǚndan qaranğı, ul yanımda bulmaha, ”gündüzüm geceden karanlık, o yanımda olmasa” Acarlar, ( 36) +DAn halinin cümledeki kullanıĢlarını konu edindiği çalıĢmasında, ekin söze ya pekiĢtirici bir nitelik katmak ya da anlamı istenilen yöne kaydırmayı sağlamak amacıyla dilde bu türlü söyleyiĢlere de yer verildiğini bildirir. "Akşam yattı." ile "akşamdan yattı", "onu çok görmedim." ile “onu çoktan görmedim" sözleri arasındaki anlam farklılığına dikkat çeker. Ekin oluĢumuna değinen Karahan, ( , ) “Batı Türkçesinde ayrılma hâli eki olan +DAn da, ayrılma işlevli +DA nın “n” ile genişlemiş şekli olmalıdır. +DA eki, bulunma hâli eki olarak varlığını devam ettirirken, -n‟li şekli +DAn da bazı lehçelerde ayrılma hâli görevini üstlenir.” yorumunu yapar. Daha sonra söz diziminde vurgu isteyen sıfat, zarf, edat gibi kelimelerde, zarf- fiil, emir ve istek eklerinde, bazı hâl eklerinde ve diğer bazı eklerde, -k, -l, -m, - A, -I gibi çeĢitli morfemlerle, yaygın olarak da “n” morfemi ile pekiĢtirme amaçlı geniĢlemeler görüldüğünü söyler. 71 +CA/+CAnA, +DAn/+DAnA Eklerinin Zarflarda PekiĢtirme ĠĢlevi Üzerine Hatipoğlu, ekin çekimli eylem veya eylemsiye, bazen de adlara “kaynak, yer, sebep, zaman, yapım maddesi, karĢılaĢtırma” kavramları veren dolaylı tümleç olduğundan bahseder. Zaman belirteçlerindeki kullanımına yönelik sabahtan çıktı, akşamdan geldi, birden fenalaştı örneklerine yer verir (Hatipoğlu, ). +DAn ekini, isim çekiminin “kimden hali” Ģeklinde adlandıran Banguoğlu, yer yön, zaman, miktar ve hal gösteren isimlere geldiğinde belli anlamda zarflar yaptığını kaydederek dıştan dünden, birazdan, sonradan, eskiden vb. örnekleri sıralar (Banguoğlu, ). Ekin iĢlevlerine iliĢkin Ergin, “geniş manasıyla uzaklaşma ana fonksiyonu beraber kullanıldığı fiilin manasına uygun olarak tabii çeşitli hususi ifadeler içinde görünür.” açıklamasını yapar. Söz konusu ifadeler içinde kuvvetlendirme fonksiyonuna değinmez (Ergin, ). Korkmaz, ( , , ) +DAn eki için işlevi en geniş olan durum eki denebileceğini belirtirek “bağlı bulunduğu fiilin taşıdığı anlam ayrılıklarına ve çıkma durumuna girmiş olan adın ilişki biçimlerine göre, ek, adı fiile yer, mekân, zaman, hareket biçimi, sebep, ölçü, miktar, fiat, bir bütünü veya bütünün parçasını gösterme gibi değişik birçok ilişkilerle bağlar” açıklamasını yapar. Fakat kuvvetlendirme ya da pekiĢtirme görevine değinmez. Zaman gösteren adlardaki kullanımına akşamdan, erkenden, eskiden, öğleden gibi örnekleri verir. Korkmaz, ekin Eski Türkçeyi takip eden metinlerde ve lehçelerde zaman zarfları meydana getirecek Ģekilde kaynaĢmaya uğradığı bilgisi ile Ģu örneklere değinir: Codex Cumanicus‟ta köpten “çoktan, çok önce ”, Kutadgu Bilig‟de öndün “önceden”, Eski Anadolu Türkçesinde birezden “biraz önce”, bu ugurdan “birden”, Osmanlı Türkçesinde birden “ansızın”, Türkiye Türkçesi Ağızlarında bayakdan “deminden” (Korkmaz, ). Dilaçar, () +DAn ekinin otuz kadar görevi olduğunu, bu nedenle “ayrılma hali, uzaklaĢma hali kopma hali, çıkma hali“ ifadeleri yerine “den hali” denilmesinin doğru olacağını belirtir. Ekin zarf türündeki sözcüklerde kullanımlarına yer verir: “erkenden sokağa çıktı (zaman)”, “ağlayaraktan geldi (durum süresi)”, “birden oturuverdi (apansız)”, “daha girmeden anladım (önce)” GökĢen, ( ) ekin zaman belirteçlerine getirilerek eylemin baĢlangıcını bildirdiği ve zaman açısından eylemle bağlantı kurduğunu ifade ederek Ģu örnekleri verir: “Erkenden gidelim”, “deminden söyledim”, “önceden (evvelden) haberim var”, “sonradan gelip özür diledi”, “şimdiden hazır olalım”, “dünden yapmıĢ” 72 Erol Kuyma +DAn çıkma durum eki ile birlikte kullanılan +A eki zarflarda anlamı pekiĢtiren bir iĢlevde karĢımıza çıkmaktadır. Kaynaklarda, ünlem ve pekiĢtirme edatı gibi adlandırmalarla yer alan +A eki, pekiĢtirme görevi ile birlikte eklerden sonra gelmesi, kendisinden sonra ek gelmemesi, farklı türden kelimelerde görülmesi, içinde bulunduğu yapıdan çıkarılınca anlamda ve gramatik yapıda bozulma olmaması gibi nedenlerle enklitik özelliği taĢımaktadır. Deny, pekiĢtirme edatı olarak ele aldığı +A ekini âşikarlığı açıklamak için sözü daha yalın bir hale sokmaya yarar Ģeklinde açıklar. Kendisinden önce gelen kelime ünlüyle bitmiĢ ise “ya” ünleminin kullanıldığını kaydeder. Örnek: Anladın a!, baksan a!, yazsalar ya! (Deny, , ). Karahan, ( , ) +A, +DAn eklerini menĢeleri ne olursa olsun birer pekiĢtirici unsur olduğunu belirtir. “arakdana < -arak-dan-a” eki örneğinde +dan uzaklaĢma hal ekinden sonra gelen +A ekinin yaklaĢma eki olduğunu söylemenin Türkçedeki ek sıralanıĢına aykırı olduğunu, bu ekin yaklaĢma ekine +A analoji yoluyla ortaya çıkmıĢ bir pekiĢtirme eki olduğunu söyler. Örnek olarak sabahdana, yandana, diyekine kelimelerine yer verir. Üstüner, ( ) +A ekinin pekiĢtirme iĢlevi ile ilgili, tarihî Türk yazı dillerinde ve bir kısım çağdaĢ Türk lehçelerinde kelime bünyesinde yalnız baĢına veya bir kısım eklerle birleĢmiĢ olarak kullanıldığını, Türkiye Türkçesi ağızlarında da yaygın Ģekilde devam ettiğini bildirir. Ġlgili çalıĢmasında +A pekiĢtirme ekine ses ve kullanım açısından benzeyen “A” edatından da bahseden Üstüner, “A” edatının Türkçenin eski dönemlerinde olduğu gibi, bugün de cümle baĢında çağrı edatı; cümle sonunda hayret ve ĢaĢkınlık bildirme, dikkat çekme, kuvvetlendirme amacıyla kullanıldığına değinir. BağdaĢ, “A” ünlüsüne dair Karahan ve Üstüner‟in de görüĢlerine yer verdiği çalıĢmasında, Türkiye Türkçesi Ağızlarında kısa ve geniĢletilmiĢ Ģekilleri ile kullanılan –KAn/-KAnA < (KAn+A) zarf-ffil ekinin “+A” ünlüsü ile pekiĢtirildiğini bildirir (BağdaĢ, 32). Ayrılma (çıkma) durum eki olarak isim çekim ekleri arasında yer alan +DAn eki zarf türündeki kelimelerde anlamı pekiĢtiren bir iĢlevde de kullanılmaktadır. Ekin iĢlevleri konusunda yapılan araĢtırmalar göstermektedir ki “ayrılma/çıkma/uzaklaĢma” bildiren görevi haricinde morfosemantik açıdan değerlendirildiğinde geldiği sözcük ya da sözcük öbeğinde anlamı kuvvetlendirici bir görevi de bulunmaktadır. Söz konusu kuvvetlendirme iĢlevi +A pekiĢtirme enkltiği ile geniĢletilmiĢ Ģekli olan +DAnA (<DAn+A) biçiminde de görülmektedir. 73 +CA/+CAnA, +DAn/+DAnA Eklerinin Zarflarda PekiĢtirme ĠĢlevi Üzerine Türkiye Türkçesi Ağızlarından Örnekler “zabattan camiden ġalkar, gelin almiye gideriz” (TĠYA, 21/30). “günüzden birkaç genç toplanırdı” (SĠYA, 75/2). “,,,nohut, fasulye akşamdan ıslanır” (AFMA, 19/1). “aniden gayboldu” (AEĠA, 23/16) “zabana erkenden gabdım” (AEĠA, 23/36) “çekele begirleri, atları, âşamdan yemnenir. (UĠA, I-4,1). “… âşemdan geldi..” (KÜA, 31/7). “bayahtan/ bayohtan” “demin, az önce, Ģimdi” (SGMA, ). “bayaktan buradaydı…” (Gösterir, ). “bäyäkdan hasab etdik de” (GMA, IX/). “bitçek birazdan” (EĠA, 30/36). “hani deminden anladıvedin ya” (KMA, 28/85). “erkenden gideriz“ (ABA, 46/65). “çalgılar çalar sabâla erkenden” (EĠA, 32/64). “umudi hepten kestim” (RĠA, 2/14). “atlanan yapâduk ilkinden” (ABA, 9/4). “… cumartesi günü sabahtan oluyo.” (KÜA, 9/16). “yipranmasun diye tezden acele çikardi (RĠA, 7/31). “Ģimdi yekten bir meseleyi anlatmak (RĠA, 57/31). “seafoodplus.infoı sâdıcnı kaldırı erkendene.” (KÜA, 25/17). “…köye enesiŋ yenidene.”( KÜA, 37/). “ėveldene bi hafda düûn oļoyomuĢ." (AMA, 16/19). şıppadana “çabucak” (SGMA, ). cızırtdana “bir Ģeyin birdenbire ince bir sesle yırtılması (hk.). *Düzce –Bolu (DS, ). cayırtdana “yırtılma anında çıkan sesi anlatır. *Düzce –Bolu (DS, ). 74 Erol Kuyma Sonuç +CA eki, hem ad iĢletim eki hem de yapım eki fonksiyonu ile iki farklı kategoride dilimizde yaygın bir kullanım alanına sahiptir. Bu iki iĢleve yönelik iki farklı ek olduğu görüĢünün yanı sıra kalıplaĢma hadisesi ile iĢletim ekinden yapım ekine dönüĢtüğü fikri de kabul edilmektedir. Ek, hem +CA biçimi hem de +CAnA Ģeklindeki geniĢletilmiĢ haliyle zarf türündeki sözcüklere gelerek sözcüklerin anlamını pekiĢtirmektedir. +CA pekiĢtirme enklitiği olan “nA” ile birleĢik bir ek görünümüne kavuĢmuĢtur. +DAn eki, ayrılma durum eki iĢlevinin yanı sıra zarf türündeki kelimelere gelerek kelimenin mevcut anlamını kuvvetlendirmektedir. Örnek: “Akşamdan geldi” cümlesindeki zaman anlamı “Akşam geldi” cümlesindeki zaman anlamına göre daha sınırlayıcı ve zamana yönelik daha vurgulayıcıdır. Ek, Eski Türkçeyi takip eden metinlerde ve lehçelerde zaman zarfları meydana getirecek Ģekilde kaynaĢmaya uğramıĢtır. +DAn eki ve +A enklitiğinden oluĢan +DAnA eki Türkiye Türkçesi Ağızlarında zarf kategorisinde pekiĢtirme iĢlevi ile kullanılır. “ėveldene bi hafda düûn oļoyomuĢ” örneğinde de görüleceği üzere “ėvel” zarfına getirilerek geçmiĢ zamana yönelik sınırlayıcı anlamı kuvvetlendirerek sözcüğe vurgulayıcı bir anlam katar. +CA/+CAnA ve +DAn/+DAnA ekleri Türkiye Türkçesi ağızlarında özellikle zaman ve durum zarflarında anlamı pekiĢtirici iĢlevlerini sürdürmektedir. 75 +CA/+CAnA, +DAn/+DAnA Eklerinin Zarflarda PekiĢtirme ĠĢlevi Üzerine KISALTMA ve KAYNAKÇA BAKER, P., HARDIE A., MCENERY T. (). A Glossary of Corpus Linguistics, Edinburgh University Press. ACARLAR, Kevser (). “Çıkma Durumunda (“den” halinde) Sözcüklerin Tümcede Türlü KullanılıĢlar”, Türk Dili, Nisan, C: XXIV, S: , s. ARGUNġAH, Mustafa (). “Türkçede Zarf-Fiil Eklerinin Durum Ekleriyle KalıplaĢması” Turkish Studies - International Periodical For The Languages, Literature and History of Turkish or Turkic Volume 6/1 Winter, p. BANGUOĞLU, Tahsin (). Türkçenin Grameri, Ankara:TDK. BAġDAġ Cahit (). “Türkiye Türkçesi Ağızlarında -kA/-kAnA Zarf-fiil ġekilleri”, Uluslararası Sosyal Araştırmalar Dergisi, Cilt: 7 Sayı: 33 Volume: 7, s. ÇAĞATAY, Saadet (). “nä, qanı ve ärnä PekiĢtirme Edatları Üzerine”, Doğum Yıldönümüne Armağan Prof. Dr. Saadet Çağatay'ın Yayınlanmış Tüm Makaleleri, C.1, Yayına Hazırlayan: Aysu Ata, Ġstanbul: Ayaz Tahir Türkistan İdil-Ural Vakfı Yayınları, s. DENY, Jean (). Türk Dil Bilgisi, (Çevirmen: Ali Ulvi Elöve; Uyarlayan: Ahmet Benzer), Ġstanbul: Kabalcı Yayınevi. DS Derleme Sözlüğü (). Ankara:TDK. DĠLAÇAR, Agop (). “Gramer: Tanımı, Adı, Kapsamı, Türleri, Yöntemi, Eğitimdeki yeri ve Tarihçesi”, Türk Dili Araştırmaları Yıllığı Belleten, s. DOĞAN, Enfel (). “Türkiye Türkçesinde Addan Zarf Türeten BirleĢik Ekler Üzerine” İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Dergisi, 50 (50), Retrieved from seafoodplus.info DBS ĠMER, K., KOCAMAN, A., ÖZSOY A. S. (). Dilbilim Sözlüğü, Ġstanbul: Boğaziçi Üniversitesi Yayınevi. ERCĠLASUN, Ahmet B. (). “La Enklitiği ve Türkçede Bir „PekiĢtirme Enklitiği‟ Teorisi”, Dil Arastırmaları Dergisi, Sayı: 2 Bahar, sayfa ERGĠN, Muharrem (). Türk Dil Bilgisi, Ġstanbul: Bayrak Yayınları. GABAĠN, seafoodplus.info (). Eski Türkçenin Grameri, 5. Baskı, (çev. M. Akalın), Ankara: TDK. GÖKġEN, Enver Naci (). “Çıkma Durumu (-den) ve Kapsamı”, Türk Dili, Aralık, C. XXX, S, s. GÖSTERĠR, Ġbrahim (). Örnekli-Tanıklı Çorum Ağzı Sözlüğü, Çorum:Çorum Belediyesi Kültür Yayını. 76 Erol Kuyma GÜLENSOY, Tuncer (). Türkiye Türkçesindeki Türkçe Sözcüklerin Köken Bilgisi Sözlüğü, Ankara: TDK. HATĠPOĞLU, Vecihe (). Türkçenin Ekleri, Ankara: TDK. ĠPEK, Birol (). “Türkiye Türkçesinde Sözcük Türleriyle Yapılan PekiĢtirme” Karadeniz Uluslararası Bilimsel Dergi, 32 (32), DOI: /kdeniz. KARAGÖZ, Ġlknur (). Tarihi Türk Lehçelerinde Sıfat ve Zarflarda Pekiştirme ve Derecelendirme, Ankara:TDK. KARAHAN, Leyla (). “Anadolu Ağızlarında Kullanılan Bazı Zarf-Fiil Ekleri”, Türk Dili Üzerine İncelemeler, Ankara: Akçağ. KARAHAN, Leyla (). “Türkçede Bazı Ek ve Edatlarda “-n” Morfemi Ġle Ortaya Çıkan VaryantlaĢma”, Türk Moğol Araştırmaları Prof. Dr. Tuncer Gülensoy Armağanı, (Ed.) Bülent Gül, Türk Kültürünü AraĢtırma Enstitüsü, Ankara, s. KORKMAZ, Zeynep (). “Türk Dilinde +ça Eki ve Bu Ek Ġle Yapılan Ġsim TeĢkilleri Üzerine Bir Deneme” Ankara Üniversitesi Dil Ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Dergisi, Cilt XVII, sayı: , sayfa: KORKMAZ, Zeynep (). Gramer Terimleri Sözlüğü, Ankara: TDK. KORKMAZ, Zeynep (). Türkçede Eklerin Kullanılış Şekilleri ve Ek Kalıplaşması Olayları, 3. Baskı, Ankara: TDK. KORKMAZ, Zeynep (). “Türkçede ok/ök Kuvvetlendirme (Intensivum) Edatı Üzerine”, Türk Dili Araştırmaları Yıllığı Belleten, s. KORKMAZ, Zeynep (). Türkiye Türkçesi Grameri Şekil Bilgisi, 5. Baskı, Ankara: TDK. SAVA IġIKTAġ, IĢılay (). “Kırım Tatar, Kazan Tatar ve BaĢkurt Türkçelerinde – DAn Eki ile Yapılan PekiĢtirme”, Dil Araştırmaları, Sayı: 12, Bahar, s. SEV, Ġ. Gülsel, (). “Çıkma Durumu Eki PekiĢtirme Eki Olabilir mi?” Türk Dili Araştırmaları Yıllığı Belleten, C II, s. TĠETZE, Andreas (). Tarihî ve Etimolojik Türkiye Türkçesi Lügati, C. I (A-E), Ġstanbul: Simurg Yayınları. ÜSTÜNER, Ahat (). "Türkçedeki +-A PekiĢtirme Ekinin Türkiye Türkçesi Ağızlarında KullanılıĢı", Fırat Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, C. 10, S. 1, s. ÜSTÜNER, Ahat (). Türkçede Pekiştirme, Elazığ. ÜSTÜNOVA, Kerime (). Türkiye Türkçesi Ad İşletimi, Ġstanbul: Kesit Yayınları. VARDAR, Berke (). Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü, Multilingual. 77 +CA/+CAnA, +DAn/+DAnA Eklerinin Zarflarda PekiĢtirme ĠĢlevi Üzerine Taranan Ağızlar ABA YILDIRIM, Mehmet (). Ankara Beypazarı İlçesi Ağzı, Gazi Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara, (YayımlanmamıĢ Yüksek Lisans Tezi). AEĠA BALYEMEZ, Sedat (). Ankara Evren İlçesi Ağzı, Gazi Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara, (YayımlanmamıĢ Yüksek Lisans Tezi). AFMA BOZ, Erdoğan (). Afyonkarahisar Merkez Ağzı, Ankara: Gazi Kitabevi. AMA SĠLAHġÖR, Ebru (). Amasya Merkez Ağzı, Erzincan Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Erzincan, (YayımlanmamıĢ Yüksek Lisans Tezi). BA KAYA, Fatih (). Bâla İlçesi Ağzı, Gazi Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara, (YayımlanmamıĢ Yüksek Lisans Tezi). DA ERTEN, Münir (). Diyarbakır Ağzı (inceleme, metinler, sözlük), Ankara: TDK. EĠA KALAY, Emin (). Edirne İli Ağızları (inceleme-metin), Ankara: TDK. ERĠA GEMALMAZ, Efrasiyap (). Erzurum İli Ağızları II. Cilt, (İnceleme- Metinler- Sözlük ve Dizinler), Ankara: TDK. EYA SAĞIR, Mukim (). Erzincan ve Yöresi Ağızları (inceleme, metinlerler, sözlük), Ankara: TDK. GMA SARITĠKEN, Hakan (). Gaziantep Merkez (Şahinbey-Şehitkâmil) Ağzı (İnceleme – Metinler - Sözlük), Erciyes Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Kayseri, (YayımlanmamıĢ Doktora Tezi). KMA ACAR, Ergün (). Kastamonu Merkez İlçe Ve Köyleri Ağzı, Trakya Üniversitesi, Edirne, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Edirne, (YayımlanmamıĢ Yüksek Lisans Tezi). KTYA SÖZER, Burak (). Kadınhanı ve çevresi Türkmen - Yörük Ağzı (İnceleme - Metin - Sözlük), EskiĢehir Osmangazi Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, EskiĢehir, (YayımlanmamıĢ Yüksek Lisans Tezi). KYA GÜNġEN, Ahmet (). Kırşehir Yöresi ve Ağızları, Ankara: TDK. KÜA GÜLENSOY, Tuncer (). Kütahya ve yöresi ağızları (inceleme, metin, sözlük), Ankara: TDK. MA AKAR, Ali (). Muğla Ağızları, Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Yayınları. MĠA GÜLSEREN, Cemil (). Malatya Ġli Ağızları, (inceleme, metinler, sözlük ve dizinler), Ankara: TDK. RĠA GÜNAY, Turgut (). Rize İli Ağızları (inceleme, metinler, sözlük), Ankara: TDK. SAA GÜMÜġ, Esra Merve (). Sinop İli Ayancık İlçesi Ağzı, Aksaray Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Aksaray, (YayımlanmamıĢ Yüksek Lisans Tezi). 78 Erol Kuyma SĠYA DEMĠR, Necati-Ülker ġEN (). Sivas İli ve Yöresi Ağızları, Ankara: Gazi Kitabevi. SGMA ÖZTÜRK, Zehra (). Sivas İli Gürün İlçesi Merkez Köyleri Ağzı Sözlüğü, Cumhuriyet Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Sivas, (YayımlanmamıĢ Yüksek Lisans Tezi). TYA DEMĠR, Necati (). Trabzon Yöresi ve Ağızları, Ankara: Gazi Kitabevi. TĠYA DEMĠR, Necati (). Tokat İli Yöresi ve Ağızları (inceleme-metinler- sözlük), Ankara: Gazi Kitabevi. UĠA GÜLSEVĠN, Gürer (). Uşak İli Ağızları (dil özellikleri, metinler, sözlük), Ankara: TDK. VKA BULAK, ġahap (). Van Küresin Ağzı, Ġnönü Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Malatya, (YayımlanmamıĢ Doktora Tezi). ZBKĠA EREN, Emin (). Zonguldak-Bartın-Karabük İlleri Ağızları, Ankara: TDK. 79

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir