NeDemek.org anlamını bilmediğiniz kelimelerin Türkçe, İngilizce, Almanca, Fransızca, İspanyolca, İtalyanca, Rusça, Azerice, Hollandaca (Flemenkçe), Yunanca, Japonca, Lehçe, Osmanlıca ve bir çok dilde sözlük anlamı ve çevirilerine pratik bir şekilde cevap veren çok dilli ve kapsamlı bir sözlük ve bilgi kaynağıdır.
"Ne demek?" ve "Nedir?" gibi sorularınıza cevaplar bulabilir ve kelime anlamlarını öğrenebilir, atasözleri, deyimler ve türetilmiş kelimelere bakabilirsiniz.
Türkçe bilim terimleri sözlüğü veritabanında bir çok konuda terimler ve anlamlarına ulaşabilirsiniz. Veritabanında yer alan Türkçe kelimeler TDK - Türk Dil Kurumu - sözlük anlamı referans alınarak eklenmiştir.
Nedemek.org kelime araçları kelime bulucu ve bulmaca sözlüğü kullanımı kolay kelime yardımcılarıdır. Kelime bulucu ve bulmaca sözlüğü kullanmanın kelime hazinenizi geliştirmenize, kelimeleri doğru bir şekilde öğrenmenize ve karışık harflerden oluşan bir kelimeden yeni kelimeler bulmanıza, bulmacalarda takıldığınız kelimeleri bulmanıza yardımcı olduğunu göreceksiniz.
Deyimler ve atasözleri genellikle birbiriyle karıştırılır. Çünkü deyimlerin bazıları da cümle şeklinde ortaya çıkabilmektedir. Aralarındaki en büyük fark, atasözlerinin bir yargı belirtmesi ve bir öğüt vermesidir. Birleşik fiiller ise tıpkı dil araçları gibi yeni bir şeyleri, özünü kullanarak ifade etmeye yarar. Türk dilinde bolca bulunan bu araçlar genellikle anlatıma zenginlik katar. Ziyan zebil olmak ifadesi de bu araçlardan bir tanesidir. Anlamı merak edilen Ziyan zebil olmak sözü ne demektir?
Ziyan zebil olmak TDK sözlük anlamı şu şekildedir:
ANASAYFAYA DÖNMEK İÇİN TIKLAYINIZ
bk. tazmînât.
Dökülüp saçılmak, işe yaramaz duruma gelmek.
1. Bakımsız olmak. 2. Yokluk çekmek.
boşuna harcanmak, zarar görmek: Bu fennî ihmal yüzünden Hacer'in çocuğu ziyan oldu. -N. Hikmet.
1. Bakımsız, perişan. 2. Yok yere harcanmış, dökülüp saçılmış. 3. Çok, fazla. 4. Bolluk.
1. Yoksul. 2. Zayıf.
Islak, çamurlu.
Çöp, süprüntü, pislik, gübre
1....
1. Yağlamak. 2. Saçıp dökmek, dağıtmak.
Yok yere harcanmış, dökülüp saçılmış
Başı dertte olmak, başının derdine düşmek.
1. Karşılaşmak, raslamak, yaklaşmak, mukarin olmak. 2. Meşgul olmak, çalışmak