zurnacı amca / Zurnacı Resul Amca Dinle | By 02KeKoCaN

Zurnacı Amca

zurnacı amca

Ailesi, istismar zanlısı erkeği davul zurna ile karşıladı

İsviçre’de yaşayan 17 yaşındaki Z.Ç., 2 Temmuz’da akrabalarını ziyaret etmek için geldiği Mardin Kızıltepe’de, iddiaya göre öz amcası Osman Çur (28) tarafından iki gün boyunca tecavüze uğradı. 13 Ocak’ta mahkeme, tecavüzü DNA raporuyla kanıtlanan Osman Çur’un tutuksuz yargılanmasına kararı verdi. Dava, 5 Mayıs’a ertelendi. 

“SAVCILIK SANIĞIN TUTUKLANMASINI TALEP ETTİ”

Medyascope'tan Edanur Tanış'ın haberine göre, Saadet Öğretmen Çocuk İstismarı ile Mücadele Derneği (UCİM) adına davaya katılma talebinde bulunduklarını ancak taleplerinin kabul edilmediğini ve ilk celseye yalnızca gözlemci olarak katılabildiklerini dile getiren Avukat Leyla Kolbaşı, “Bütün deliller dosyada sabit. Mahkeme delillerin toplanmış olması, delillerin karartılma riskinin olmaması ve sanığın kaçma tehlikesi bulunmaması sebebiyle tahliye kararı verdi. Yalnızca dört buçuk aylık bir tutuklamanın ardından tahliye kararı verilmesi bizleri fazlasıyla üzdü” dedi. Dernek olarak ikinci celsede de davayı takip edeceklerini belirten Kolbaşı, “Savcılık, sanığın tutukluluk halinin devamını ve ayrıca da çocuğun cinsel istismarı suçlamasından amcanın tutuklanmasını talep etmişti” dedi. Kolbaşı, UCİM olarak sanığın tutuklanması ve gerekli en ağır cezayı alması için davanın takipçisi olacaklarını ekledi.

“AKRABALARIMIZ OSMAN ÇUR’U ZILGITLARLA KARŞILADI” 

 13 Ocak’ta Mardin’de görülen davada Osman Çur’un tutuksuz yargılanacağını öğrendiğinde sinir krizi geçirdiğini anlatan Pervin Şişman, “Duruşma için bir gün önceden Adana’dan Mardin’e eşim ve teyzemle gittim. Mahkeme çıkışında Osman Çur’u, akrabalarımız zılgıtlarla karşıladı. Sosyal medyada gördüm. Osman Çur’un evinin önüne davulcu ve zurnacı çağırıp kutlama yapmışlar, silahla havaya ateş etmişler” dedi. “Osman Çur ilk başta gözaltına alınıp serbest bırakıldı ancak DNA raporu açıklandıktan sonra tutuklanmıştı” diyen Şişman, “Herkes kız kardeşimi amcasına iftira atmakla suçladı ancak DNA raporu ortada ve tecavüzü kanıtlıyor, suçlu rapora rağmen tutuksuz yargılanacak” diye ekledi.

“OSMAN ÇUR MAHKEMEDE SIRITIYORDU”

Babasının, tecavüzün DNA raporuyla kanıtlanmış olmasına rağmen yaşananları iftira olarak gördüğünü ve kendi kızına inanmadığını dile getiren Şişman, “Osman Çur mahkemede sırıtıyordu. Avukatı doğru düzgün savunma bile yapmadı. Bunca delil olmasına rağmen tutuksuz yargılama kararı çıktı. Hiç iyi değiliz. Büyük bir şok yaşadık” diye devam etti.

“KARDEŞİM YENİDEN İNTİHAR TEŞEBBÜSÜNDE BULUNMUŞ”

Osman Çur’un ailesinin, insanlara Çur’un suçsuz bulunduğunu söylediklerini dile getiren Şişman, “Böyle bir şey yok. Sosyal medyada da bizi iftiracı olarak göstermeye çalışıyorlar. Benim, kız kardeşimin ve annemin fotoğraflarını paylaşarak bizi hedef gösteriyorlar. Kardeşim Osman Çur’un serbest bırakıldığını öğrendikten sonra yeniden intihar teşebbüsünde bulunmuş. Annem bir an olsun bile onu yalnız bırakamıyor” dedi. Şişman ayrıca, halası yani Osman Çur’un ablası tarafından tehdit edildiğini söyledi. 


Tacizci amca hakim karşısına &#;ıkıyor!

ÇİĞDEM YILMAZ İstanbul - Mardin’in Kızıltepe ilçesinde yaşayan Osman Ç.(29) iddiaya göre; yılında İsviçre’den tatil için Mardin’e gelen 16 yaşındaki öz yeğeni Z.Ç.’ye iki gün boyunca cinsel istismarda bulundu. Z.Ç. durumu anlattığı ablasıyla karakola giderek şikayetçi oldu. Polis ekiplerince gözaltına alınan Osman Ç., emniyetteki ifadesinin ardından adliyeye sevk edildi. Osman Ç., çıkarıldığı mahkemece serbest bırakıldı. İki ay sonra gelen Adli Tıp raporunda, Osman Ç.’nin odasında sperm örnekleri ve mendilde de Z.Ç.’ye ait kan örnekleri tespit edildi. Bunun üzerine tekrar gözaltına alınan Osman Ç., ’nin Eylül ayında tutuklandı. Yaklaşık dört ay tutuklu kalan Osman Ç., yargılandığı davanın 13 Ocak ’deki ilk duruşmasında, deliller sabit olmasına ve savcının mağdur lehine mütalaa vermesine rağmen serbest bırakıldı. Osman Ç.’nin, cezaevi kapısında davullu zurnalı kutlamayla karşılanması ise kamuoyunda infial yarattı. 10 aydır serbest olan Osman Ç., 29 Eylül’de yeniden hakim karşısına çıkacak.

Haberin Devamı

‘Bu nasıl bir adalet?’

Mardin 5 Ağır Ceza Mahkemesi’nde 29 Eylül’de gerçekleşecek duruşma öncesi Milliyet’e konuşan genç kızın ablası Pervin Şişman şunları aktardı: “Benim kardeşim bu adam tarafından iki gün boyunca tecavüze uğradı. Adli Tıp raporu kardeşim yaşadıklarını doğruladı ve bu tecavüzü tutuklandı ama sadece 5 ay gibi kısa bir süre hapis yattı. Kız kardeşim hala psikolojik tedavi görüyor. İlaçlarla ayakta duruyor. Bu adam ise aylardır elini kolunu sallayarak serbest bir şekilde geziyor. Bu nasıl bir adalet? Kendisine tecavüz eden bu adamın tahliye edildiğini duyduğunda intihara kalkışmıştı. Biz artık adaletini yerini bulmasını istiyoruz, yeter. Bu tecavüzcü tutuklansın ve en ağır şekilde cezalandırılsın. Kardeşimin de bizim de huzuru için tutuklanması şart.”

Medyascope'ta yer alan habere göre Mardin Kızıltepe'de 17 yaşındaki yeğeni Z.Ç.'ye tecavüz ettiği iddiasıyla tutuklu olduğu cezaevinden tahliye edilen 28 yaşındaki Osman Ç., ailesi tarafından kapıda davul zurna ile karşılandı.

DNA testi aleyhine çıkan Osman Ç.'ye yönelik karşılama sosyal medyada hem şaşkınlık, hem tepkiyle karşılandı.

Aslında yaşanan olay adliyeleri ve ceza davalarını yakından takip edenlerin pek de yabancısı olmadığı bir olgu.

Suç işlediği sabit olan kişilere adliye girişinde ve çıkışlarında yakınlarınca tezahürat yapılması, cezaevine girişinde çıkışında konvoy oluşturulması, çoğu zaman masum ilan edilmesi, kimi zaman ise işlediği fiilden övünçle bahsedilmesi sıklıkla rastlanan bir durum.

seafoodplus.info

Tecavüzle suçlanan Osman Ç., yakınlarınca davul zurnayla karşılandı / Görsel: Medyascope

Hele hele bu durum organize suç örgütü veya siyasi içerikli davalarda daha fazla rastlanmakta.

Bu tür davalardan yargılanan kişilerin kimi zaman "Türkiye seninle gurur duyuyor" gibi sloganlarla karşılandığı dahi görüldü.

Örneğin Papa'yı vurduğu için uzun yıllar boyunca İtalya'da cezaevinde kalan Mehmet Ali Ağca için Malatyaspor-Kahramanmaraşspor hazırlık maçında kimi taraftarlar, "Malatya'da doğdu, Papa'yı da vurdu, Helal olsun sana Mehmet Ali Ağca" diye tezahürat yapmıştı.

Peki insanlar neden kimi zaman suçu, suçluyu öven ya da mazur gören davranışlar içine giriyor?

Sorunun cevabını Üsküdar Üniversitesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Barış Erdoğan ile Psikiyatr Doktor Ayhan Akcan verdi.

barışerdoğseafoodplus.info

Barış Erdoğan / Fotoğraf: Üsküdar Üniversitesi

"İçimizden biri yanlış yaptıysa kol kırılır yen içinde kalır"

Erdoğan, modernleşme sürecinden tam geçememiş toplumlarda, kimi alt kültür gruplarında insanların dünyaya birey olarak değil, içinde yaşadıkları grubun bir üyesi olarak baktıklarını hatırlatarak sözlerine başladı.

Bu tür insanların dünyayı "Biz ve ötekiler" diye sınıflandırdığını söyleyen Erdoğan, "Bizim aşiret, çete, etnik grup, cemaat her neyse o, iyiliği, doğruluğu, adaleti temsil eder. Ötekiler ise bunun tam zıttıdır. İçimizden biri yanlış yapsa bile kol kırılır yen içinde kalır diye düşünürler" dedi.

"Yasaları ihlali dahi suç görülmez"

Erdoğan, bu konudaki tespitlerini şöyle sürdürdü:

Dünyaya bu perspektiften bakınca içimizden birinin yasaları ihlali dahi suç olarak görülmez. Çünkü madem hepimiz biriz, tek bütünüz, o halde ortada birimizin işlediği bir suç varsa, o suçu hepimiz işledik gibi algılarız. Dünyanın da bizi öyle göreceğini düşünürüz. Bu da kimsenin işine gelecek bir durum değildir. O halde o suçun nötrleştirmeyi çalışırız. Sorumluluğu reddederiz. Kurbanın aslında bunu hak ettiğini, ona karşı eylem işleyerek aslında bizim 'adaletsiz adalet sistemi' tarafından mağdur edildiğimizi söyleyebiliriz. Daha yüksek olduğunu iddia ettiğimiz çoğu zaman arkaik birtakım değerlere sığınarak kendimizi ve grubumuzu aklamaya çalışırız. En sonunda eylemi överiz.

"Suçluyu önce mağdur, zamanla gücün temsilcisi görüyorlar"

Erdoğan'a göre suçlunun diğer grup ya da aile üyelerince mağdur olarak görülmeye başlamasıyla bu sefer de bu kişiye birtakım sembolik değerlerin atfedilmeye başlandığını belirterek, şöyle konuştu:

O artık yeni bir statünün ve gücün temsilci oluverir. Suçlunun aracılığıyla bu gücü ve statütüyü yaratan diğer grup üyeleri bu sefer onun gölgesine sığınarak ondan nemalanmaya çalışır.

seafoodplus.info

Ayhan Akcan / Fotoğraf: Umut Vakfı

"İçlerinden çıkanı suçlu gibi değil, mağdur görürler"

Psikiyatr Ayhan Akcan da suçun ve suçlunun övülerek sahiplenilmesini aşiret kültürüne bağlayarak, bunun kimi zaman bir aileye, partiye veya takıma aşırı bağlılık şeklinde de olabileceğini söyledi.

Akcan, aşiret kültüründe suça yönelik tavrı şöyle özetledi:

Aşiret kültüründe ya hep ya hiç vardır. Mağduriyetin önemi vardır. İçlerinden çıkanı suçlu gibi değil de mağdur gibi görülür. Onun cezayı hak etmediğini düşünürler. Adam öldürse de tecavüz etse de kendi içinde problem çözüldüyse örneğin kan parası verildiyse veya başka bir çözüm bulunduysa suçlu gibi değil mağdur gibi algılanır. Aşiret kültüründe reisin ne dediği önemli. Biat şart. Aşiret kültüründe kadının önemi yok. Hayatı kolaylaştırır. Erkeğe hizmet ve itaat esastır Onunla ilgili kararı aşiret verir. 

"Suç önce küçümseniyor sonra normalleştiriliyor"

İşlenen suçun, kişi ve içinde bulunduğu grup tarafından önce küçümsendiğini sonra normalleştirildiğini kaydeden Akcan, sözlerini şöyle tamamladı:

Örneğin cezaevindeki adli mahkumların çoğunluğu suç işlemediğini iddia eder. Onlara göre ya kazayla olmuştur ya iftira atılmıştır.  Suçu normalleştirir. Zaten böyle yapmazlarsa bir süre sonra ya psikolojileri bozulur.

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir