Masalların ortaya çıkışı ile ilgili çeşitli görüşler ortaya atılmıştır. Genel görüşe göre masalların kaynağı Eski Yunan ve Hint mitolojileridir. Eski Yunandaki Ezop Masalları, bilinen en eski masal/fabl örnekleridir. MÖ VI. yüzyılda yazıya geçirilmiş olan Ezop Masallarında Kahramanlar genel olarak hayvanlar arasından seçilmiştir.
Hint Edebiyatındaki Pançatantra adlı eser ile Beydabanın yazdığı Kelile ve Dimne. Doğu edebiyatında ilk masal örnekleridir.
Arap ve İran kaynaklı Binbir Gece Masalları, Doğu toplumlarının hayal dünyasının ürünüdür. Masalların anlatıcısı Şehrazattır. Eserde hikâye içinde hikâye anlatma tekniği kullanılmıştır. Her bir hikâye kendi başına bağımsız fakat
bütünün bir parçasıdır. Binbir Gece Masalları; birçok dile çevrilmiş, geniş bir coğrafyada dilden dile dolaşmış, edebiyatta ve sinemada çokça işlenmiştir.
Grim Kardeşler, Almanyada halk arasında yaşayan masalları derleyerek yılında Çocuk ve Yuva Masalları(Ev) adıyla yayımlamışlardır. Bu masallar Grimm Masalları olarak tanınır.
Kibritçi Kız masalıyla tanınan Danimarkalı yazar Andersen yılında Çocuk Masalları adlı eserini yayımlamıştır.
Andersen birçok masalında iyilik ve güzellik üstün gelirken kendi yaşamından izler taşıyan masallarında iyimserliğin yerini kötümserlik ve hüzün almıştır. Andersenin bazı masalları fabl özelliği taşımaktadır.
Avrupa’daki en önemli masallar ise Fransız edebiyatına ait La Fontaine Masalları (Kurt ile Köpek, Kuyruksuz Tilki, Şehir Faresi ve Tarla Faresi, Aslan, Eşek ve Tilki vb.), Alman edebiyatına ait Grimm Kardeşler Masalları (Pamuk Prenses ve Yedi Cüceler, Rapunzel, Külkedisi, Bremen Mızıkacıları, Fareli Köyün Kavalcısı, Çizmeli Kedi vb.), Danimarka edebiyatına ait Andersen (Andersın) Masalları’dır (Kibritçi Kız, Karlar Kraliçesi, Kurşun Asker, Prenses ve Bezelye Tanesi vb.).
Türk edebiyatında masal özelliği gösteren ilk eser, Uygur Dönemi eseri olan Kalyanamkara ve Papamkara adlı masal özelliği gösteren eserdir. Osmanlı Döneminde sözlü gelenekten derlenerek hazırlanan Billur Köşk, ilk Türk masallarındandır.
XX. yüzyıldan itibaren, Türk Halk Edebiyatının sözlü ürünleri içinde kıssa adıyla anılan masal için mesel sözcüğü kullanılmaya başlanmıştır. Masal sözcüğünü gerçek anlamına bağlı kalarak kullanan ilk sanatçı Namık Kemaldir. Namık Kemal; masalı eğitici, terbiye edici özellikte, bütünüyle hayalî olaylardan meydana gelen bir anlatım türü olarak tanımlamıştır.
Halkın dilinde yaşayan masalları Pertev Naili Boratav, Eflatun Cem Güney, Naki Tezel gibi araştırmacılar derleyerek yayımlamıştır.
Dünya edebiyatından Türkçeye yapılan çeviriler önemlidir. Şinasi, Orhan Veli Kanık, Sabahattin Eyüboğlu, La Fontaine’den çeviriler yapmıştır. Türk masalları üzerinde Pertev Naili Boratav ve Eflatun Cem Güney’in derlemeleri önemli yer tutmaktadır.
Türk masal kahramanları devler, cadılar gibi olağanüstü özelliklere sahip varlıklar, insanlar ve hayvanlardır. Masallarda padişah, Hızır, derviş, hükümdar, keloğlan gibi iyiliği temsil ederken devler, cadılar, vezirler kötülüğü temsil eder. Masallarda sık rastlanan hayvanlar ise tilki, aslan, Zümrüdüankadır.
Genellikle halkın yarattığı, ağızdan ağıza, kuşaktan kuşağa sürüp gelen, olağanüstü kişilerin başından geçen, olağandışı olayları anlatan edebî türe masal denir.
Masal; asıl söyleyeni belli olmayan, genellikle halk tarafından oluşturulan, ağızdan ağıza, kuşaktan kuşağa sürüp gelen, sözlü gelenekte yaşayan, olayları bilinmeyen bir zamanda ve bilinmeyen bir mekânda geçen, olağanüstü olayların anlatıldığı, olağanüstü kişilerin bulunduğu, kendine özgü anlatım biçimi olan eserlerdir.
Masallar; olaya dayalı, sanatsal metinlerdir. Genellikle bir tekerleme ile başlar. Masallarda yer ve zaman belirsizdir. Olayların anlatımında öğrenilen geçmiş zaman ya da geniş zaman kullanılır.
Kahramanlar genellikle devler, periler, cinler, padişahlar, prensler vb. kişilerdir.
Masallar iyi ile kötünün mücadelesini anlatır, masalın sonunda iyilik üstün gelir. İyiler ödüllendirilir, kötüler cezalandırılır.
Masallarda yalın, duru bir dil ve anlatım söz konusudur. Anlatımda söylenmesi güç kelimelere, ayrıntılı betimlemelere yer verilmez. Masalların başında, ortasında ve sonunda kalıp sözlere yer verilir.
Masallarda iyilik, güzellik, doğruluk, yardımseverlik gibi evrensel değerler yer alır; dinî ve millî ögelere yer verilmez.
Masalların söyleyeni belli değildir. Masallar, halkın ortak edebî ürünleri arasında yer alır. Halk arasında dilden dile söylenerek gelecek kuşaklara aktarılan masallar, sonradan yazıya geçirilmiştir.
Masallar, Hindistan’da doğmuş ve oradan dünyaya yayılmıştır. Eski kaynaklarda “mesele”, “misal” olarak geçer. Masala Azerbaycan Türkçesinde “akiyat”, Kazakçada “şabuv, şabıs”, Kırgızcada “at çabu”, Özbekçede “ertak”, Türkmen Türkçesinde “erteki”, Uygurcada “Çöçak” adı verilmektedir.
Masalların insan ve hayvanlarını davranışlarından, eşyaların durumlarından harekete geçerek, toplumda görülen aksaklıkları yermek ve gerçek insanlara bir ahlâk ve düzen dersi vermek gibi amaç güdenleri de vardır. Manzum olarak yazılan masalın böylesine “fabl” denir.
Türk masallarında bazı semboller: |
---|
Keloğlan: Zekâ ve şans Üvey anne: Zulüm Yaşlı adam: Yardım etme ve iyilik düşüncesi Köse: Kötülük Üvey kız kardeş: Kıskançlık Teyze: Kötülük |
Türk masallarının kuruluşunda üç bölüm vardır. Bu bölümler şunlardır:
Masalcının, dinleyicileri masal ortamına hazırlamak, onları biraz güldürmek, biraz da ustalığını göstermek için söylediği tekerlemelerle giriş yapılan bölümdür (Bir varmış bir yokmuş, evvel zaman içinde kalbur saman içinde, develer tellal iken ireler berber iken ben anamın beşiğini tıngır mıngır sallar iken, anam düştü beşikten babam düştü eşikten…). Bu bölüme tekerleme bölümü de denir. Asıl olaylara geçmeden önce kısa bir girişle masal kahramanları tanıtılır.
Olay bu bölümde kendi içinde giriş, gelime ve sonuç bölümlerine ayrılır. Masalı bu bölümünde de anlatıcı bazı tekerlemeler söyleyerek dinleyicinin dikkatini masala çevirmeye çalışır.
Olay bölümü kendi içinde üçe ayrılır:
Olay ve kişiler hakkında bilginin verilmeye başlandığı bölümdür. “Bir memleketin birinde…” gibi ifadelerle olaya giriş yapılır.
Olaylar gelişir, çatışma ortaya konur. İyiler ve kötüler bu bölümde belirginleşir. Olayın ayrıntılarına girilir. Merak duygusu yoğunluk kazanır. Olaylar hızlanarak çözüm noktasına yönelir.
Düğüm bölümünde belirginleşen çatışma bu bölümde iyilerin kazanması ve kötülerin cezalandırılmasıyla çözülür.
Masalın sonunda masal güzel bir sonuca bağlanır. Kötüler cezalandırılır, iyiler amaçlarına ulaşır. Dilek kısmı da kalıplaşmış birkaç sözden veya tekerlemeden ibarettir. Masalcı, kahramanların iyi bahtı için iyi dileklerde bulunur.
Doğu edebiyatında ilk fabl örneklerine eski Hint edebiyatında Pançatantra Masalları’nda rastlanır. İkinci önemli örnekleri ise Hintli yazar Beydeba’ya aittir. Beydeba’nın fablları Kelile ve Dimne adlı eserde toplanmıştır. Kelile “açık sözlülük ve doğruluğun”, Dimne ise “yanlışın ve yalanın” sembolüdür. Beydeba, bu eserini Debşelim adlı Hint hükümdarı zamanında yazmış ve ona sunmuştur.
Batı edebiyatında ise Aisopos (Ezop) ve La Fontaine (La Fonten) fabl türünün en önemli temsilcilerindendir. Ezop, Batı’da ilk fabl yazarı olarak gösterilir. La Fonten bugüne kadar nesir olarak yazılmış ve anlatılmış EzopMasalları’nı manzum biçimde tekrar kaleme almıştır.
Batı edebiyatındaki Andersen Masalları’ndan bazıları, fabl özelliği göstermesi bakımından önemlidir
Fabl türü, yüzyılda oluşturulmuş bazı edebi metinleri çeşitli bakımlardan etkilemiştir. Söz gelimi bazı roman ve uzun hikâyelerin kişi kadroları klasik fabllar gibi tamamıyla ya da kısmen hayvanlardan oluşmuştur. Bu tür eserlerin en önemlileri şunlardır: Hayvan Çiftliği (George Orwell), Küçük Prens (Antoine de Saint Exupéry)
İslamiyet Etkisinde Gelişen Türk Edebiyatı Döneminde fabl benzeri metinler çoğunlukla mesnevi nazım biçimiyle oluşturulmuştur. Bu bağlamda Mevlananın Mesnevisinde fabl benzeri bazı parçaların bulunduğu söylenebilir. Feridüddin-i Attarın Farsça kaleme aldığı Mantıkut-Tayrda kuşların kendi padişahlarını bulmak için çıktıkları uzun ve zorlu bir yolculuk anlatılmaktadır. Aslında tasavvufi ve alegorik bir metin olan bu eser de fabl türüyle ilişkilendirilebilir.
Türk edebiyatında fabl türünün ilk örneği yy.’da Şeyhî tarafından yazılan Harnâme’dir.
Tanzimat’tan sonra Batı etkisinde kalarak Şinasi, Ahmet Mithat Efendi ve Recaizade Mahmut Ekrem fabl çevirileri yapmıştır. Ayrıca Muallim Naci, Nabizâde Nazım çocuklar için manzum fabllar yazmıştır.
Cumhuriyet Dönemi’nde La Fontaine’in birçok manzum hikâyesi başka sanatçılarımız tarafından dilimize çevrilmiştir. Bunlardan bazıları Mehmet Fuat Köprülü, Vasfi Mahir Kocatürk, Orhan Veli Kanık seafoodplus.info La Fontaine’in bütün fablları Sabahattin Eyüboğlu’nun Masallar adlı kitabında ilk kez topluca yayımlanmıştır.
Kişi kadrosunun tamamı ya da tamamına yakını hayvanlardan oluşan masallara Batı edebiyatında fabl denir.
Fablda eğlendirme ve hoşça vakit geçirmeden çok; öğretme, doğruyu gösterme, yanlıştan sakındırma, ahlak ve yaşam dersi verme vb. amaçlar ön plana çıkar.
Kısa öykülerden oluşan fabllarda teşhis (kişileştirme) ve intak (konuşturma) sanatlarından yararlanılır. Fablların olaya dayalı bir anlatımı vardır. Soyut konular, olay planıyla hem somutlaştırılarak hem de hareket kazandırılarak işlenir.
Fabllarda öyküleyici ve betimleyici anlatım türleri kullanılır. Fablların dili sade ve anlaşılırdır. Bir ahlak dersi verdiği için didaktik eserlerdir ve çocuk eğitiminde sıkça kullanılan bir türdür. Verilmek istenen ders fablın başında, sonunda veya fabl boyunca özdeyiş hâlinde olabileceği gibi hikâye içinde de gizlenmiş olabilir. Ayrıca fabllarda konuşmalara sıkça yer verilir. Böylece hareketlilik, canlılık ve çeşitlilik sağlanır.
Masalda olduğu gibi fablda da “dostluk, dayanışma, korku, öfke, kurnazlık” gibi evrensel tema ve kavramlar işlenir.
Olay ve çıkarılacak derse göre kişileştirilen hayvanların ve çevrenin tanıtımı yapılır.
Olay, verilmek istenen derse göre geliştirilir ve merak uyandıracak şekilde tamamlanır. Burada, kısa ve sık konuşmalar yer alır.
Fablın en kısa bölümüdür. Olay beklenmedik bir sonuçla biter.
Olayla ilgisi bulunan ana fikir ya da öğüt ayrı bir bölüm olarak işlenmez. Bu bölüm, bazen başta bazen sonda olabilir. Bazen de bulunması için okuyucuya bırakılır.
Kişiler: Olaylar kişileştirilmiş en az iki hayvanın başından geçer. Bu hayvanlar, birçok özelliğiyle kişileştirilseler de başka bir fablda zıt özellik göstermez. Örneğin aslan hiçbir zaman korkak olarak yer almaz, cesaretine güvenen insanları temsil eder.
Olay: Fablların konusu insanların başına gelebilecek herhangi bir olaydan seçilir. Olaylar kahramanın tutkuya dönüşmüş duygularından doğar. Tek bir olay vardır, yan olaylar görülmez.
Yer: Fabllarda yer (çevre) tasviri yapılmaz. Fakat olayın geçtiği yer; orman, tarla, göl kenarı gibi belirtilir.
Zaman: Fabllardaki olay anlatılırken kronolojik bir zaman kullanılır. Fabllar kısa bir konuşmayı ve uzun olmayan bir zamanı kapsar.
Yıldız vermeyi unutmayın 😉
[Total: 2 Average: 3]
ETİKETLER:Doğu edebiyatında ilk masal, fabl nedir, fabl-masal arasındaki benzerlikler, fabl-masal arasındaki farklılıklar, fablın özellikleri, fablın tarihi gelişimi, masal nedir, masalın bölümleri, masalın özellikleri nelerdir, masalın tarihsel gelişimi nasıldır, masalın yapı unsurları, online masal-fabl testi çöz, Türk edebiyatında masal özelliği gösteren ilk eser
Masal Nedir? Masalın Tanımı
Masal; sözlü edebiyat geleneği içinde halkın anonim olarak oluşturduğu, dilden dile, kuşaktan kuşağa sürüp gelen, olağanüstü kişilerin başından geçen olağandışı olayları anlatan edebî türe masal denir.
Masalın tanımını maddeleştirirsek;
Önemli: Masallarda iyilik, güzellik, doğruluk, yardımseverlik gibi evrensel değerler yer alır; dinî ve millî ögelere yer verilmez.
1. Döşeme –2. Serim –3. Düğüm –4. Çözüm –5. Dilek
1. Döşeme: Tekerleme söylenen bölümdür. Bu bölümde amaç dinleyicinin ilgisini olaya çekmedir.
“Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde“ gibi kalıplaşmış ifadeler kullanılır.
2. Serim: Masal kahramanlarının tanıtıldığı bölümdür.
“Bir memleketin birinde” gibi sözlerle olaya geçilir.
3. Düğüm: Olayın ayrıntıları okuyucuya aktarılmaya başlanır. İyiler ile kötüler arasındaki çatışma ortaya çıkar ve olaylar bu bölümde giderek gelişir. Merak duygusunun en ön planda olduğu bölümdür. Olaylar hızlanarak çözüm noktasına yönelir.
4. Çözüm: Bu bölümde iyiler kazanır ve kötüler kaybeder. Kötülerin cezalandırılmasıyla olay çözülür.
5. Dilek: Çözüm bölümünde olayların sonlanması sonrasında bu bölüm de “Onlar ermiş muradına, biz çıkalım kerevetine”, “Darısı yurdumuzun güzelleri başına” gibi iyi dilek bildiren kalıplaşmış sözlerle son bulur.
1. Türk edebiyatında Uygur Dönemi eserlerinden olan Kalyanamkara ve Papamkara (İyi niyetli şehzade ile kötü niyetli şehzade) ilk masal örneği olarak kabul edilir.
2. Osmanlı Dönemi’nde sözlü gelenekten derlenerek hazırlanan Billur Köşk, ilk Türk masallarındandır.
3. XIX. Yüzyıldan sonra masallar Türk Halk Edebiyatında “kıssa” sözcüğüyle ifade edilmiş ve daha sonra da “mesel” sözcüğüyle masal kavramı karşılanmaya çalışılmıştır.
4. Bugünkü anlamda masal sözcüğünü ilk kullanan sanatçı Tanzimat edebiyatının en büyük şairi olan ve vatan şairi olan Namık Kemal’dir.
Namık Kemal; Mukaddime-i Celal adlı eserinde masalı eğitici, terbiye edici özellikte, bütünüyle hayalî olaylardan meydana gelen bir anlatım türü olarak tanımlamıştır.
5.Pertev Naili Boratav, Eflatun Cem Güney, Naki Tezel gibi önemli araştırmacılar Türk masallarını derleyerek yayımlamış ve Türk masallarını ölümsüzleştirmişlerdir.
Türk Masallarının Özellikleri
1. Türk masallarının kahramanı devler, cadılar gibi olağanüstü varlıklarla insanlar ve hayvanlardır.
2. Masallarda iyiler; hükümdar, derviş, padişah, Keloğlan; kötüler ise cadılar, devler, vezirlerdir.
3. Türk masallarında genel olarak tilki, aslan ve Zümrüdüanka kuşu en sık rastlanan hayvanlardır.
Türk ve Dünya Masalları | |
Millet | Masal Adı |
Yunan Masalları | Ezop (Aisepos) Masalları |
Hint Masalları | 1. Pançatantra 2. Kelile ve Dimne 3. Binbir Gündüz Masalları |
Arap – İran Masalları | Binbir Gece Masalları |
Alman Masalları | Grimm Kardeşler Masalları |
Danimarka Masalları | Andersen Masalları |
Fransız Masalları | Charles Perrault Masalları |
Uygur Masalları | Kalyanamkara ve Papamkara |
Osmanlı Masalları | 1. Billur Köşk Masalları 2. Keloğlan Masalları |
Kaynaklarına Göre Masallar | |
1. Uygur Kaynağı | a. Kalyanamkara ve Papamkara b. Altun Yaruk c. Üç Prensle Bir Parsın Hikâyesi |
2. Hint Kaynağı | 1. Pançatantra 2. Kelile ve Dimne 3. Tutiname 4. Baharı Daniş |
3. Arap ve Fars Kaynağı | 1. Mantıku’t Tayr 2. Binbir Gece Masalları |
4. Batı Kaynağı | 1. La Fontaine Masalları 2. Ezop Masalları 3. Grimm Kardeşler Masalları |
5. Türk Kaynağı | 1. İbn-i Sina Hikâyeleri 2. Billur Köşk Masalları 3. Keloğlan Masalları 4. Dastanı Ahmet Harami |
Dünya Edebiyatının En Önemli Masalları
Pançatantra:
Beydaba tarafından derlenmiştir. Dünya edebiyatının ilk masal örneklerinden biri olarak kabul edilen Pançatantra, “beş kitap” veya “beş ilke” anlamına gelmektedir.
ÖNEMLİ: Pançatantra dünya edebiyatında masalların ve fablların kaynağı olarak kabul edilen bir şah eserdir.
Kelile ve Dimne:
Hint mitolojisinden izler taşıyan bu eser Kelile ve Dimne adındaki iki çakal arkadaşın başından geçen olayları ele alır. Kelile zeki ve doğru yolda giden, Dimne ise yalan ve yanlışı yol edinmiş karakterlerdir. Kelile ve Dimne masalı Pançatantra masallarının içinde yer alan bir masaldır.
Ezop Masalları:
* Ezop tarafından MÖ 6. Yüzyılda derlenen bu masallarda kahramanlar; bitkiler, hayvanlar ve cansız varlıklardır.
* Birçok Türk edebiyatçısı (Nazım Hikmet, Nurullah Ataç, Orhan Veli, Ülkü Tamer, Sabahattin Eyüboğlu gb.) tarafından çevrilen bu masallardan en önemlileri “Ağustos Böceği ile Karınca, Karga ile Tilki, Kurt ile Kuzu” gibi masallardır.
Binbir Gece Masalları
* Hayali bir kişi olan Şehrazat tarafından anlatılan bu masallar masal kaynakları içerisinde son derece önemli bir yer tutar.
* “Ali Baba ve Kırk Haramiler, Alaaddin’in Sihirli Lambası” gibi önemli masalların yer aldığı ve Arap-İran kültüründen izler taşıyan bu masallar 8. yüzyılda ortaya çıkmıştır.
* Binbir Gece Masallarının temeli kadınlara güvenmeyen Şehriyar adlı bir hükümdarla vezirin kızı olan Şehrazat adlı bir kızın yaşadıkları ele alınır.
Grimm Kardeşler Masalları
İki Alman yazar olan Jacop ve Wilhelm Grimm kardeşler tarafından kaleme alınan bu masalların en önemlileri;
Hansel ve Gratel,
Fareli Köyün Kavalcısı,
Uyuyan Güzel,
Pamuk Prenses ve
Yedi Cücelerdir.
Perrault Masalları
“Kaz Anamın Öyküleri” olarak derlenen ve “Kırmızı Başlıklı Kız, Uyuyan Güzel, Pamuk Prenses ve Yedi Cüceler, Kül Kedisi gibi önemli masalların yer aldığı Perrault Masalları Fransız edebiyatının önemli eserleridir.
Andersen Masalları
Danimarkalı yazar Andersen tarafından derlenen bu masallarda bazıları; “Çıplak Kral, Çirkin Ördek Yavrusu, Kibritçi Kız, Uçan Sandık” gibi masallardır. Bu masallar İskandinav kültüründen izler taşır.
Fabl Nedir? Fablın Tanımı
Ders verme amacıyla kahramanları genellikle hayvanlardan seçilen didaktik (öğretici), manzum bir edebi türdür.
Fablların Özellikleri
Şeyhi’nin Yazdığı Harname’nin İçeriği
yüzyılda yaşamış olan Şeyhi bir göz doktorudur. Osmanlı padişahı Çelebi Mehmet’in gözlerini tedavi etmesi sonucu kendisine tımar olarak verilen Tokuzlar Köyüne giden Şeyhi, burada eski tımar sahipleri tarafından eşek sudan gelinceye kadar bir güzel dayak yer. Bu dayaktan beyitten oluşan ve Türk edebiyatının ilk fabl örneği olarak kabul edilen o meşhur mesneviyi kaleme alır.
Harname’de, bir öküz gibi güçlü ve kuvvetli olmak isteyen bir eşeğin buğday tarlasına girerek bütün buğdayları talan etmesi ve tarla sahipleri tarafından dövülerek kulaklarının ve kuyruğunun kesilmesiyle sonuçlanan bir olay dizisi anlatılır. Eserin sonunda bugünde kullanılan ve atasözü değerine ulaşan “Boynuz umarken kulaktan oldum.” Sözünü bir öğüt olarak ifade etmiştir.
Fabl tarzında yazılan önemli romanlar
1. George Orwell – Hayvan Çiftliği
2. Jack London – Beyaz Diş
3. Antoine de Saint Exzupery – Küçük Prens
4. Richard Bach – Martı Jonathan Livingston
Fabllarda Plan
Serim, düğüm, çözüm ve öğüt olmak üzere dört bölümden oluşurlar.
1. Serim: Olayın geçtiği çevre ve kahramanların kısaca tanıtıldığı bu bölümden sonra olay başlatılır.
2. Düğüm: Merak duygusunun yoğunlaşmaya başladığı bu bölümde temel çatışma ortaya konur ve olay düğümlenir.
3. Çözüm: Düğümün çözüldüğü, çatışmanın sona erdiği ve olayın beklenmedik bir şekilde sonlandığı bölümdür.
4. Öğüt: Bu bölümde daha çok bir atasözü ya da özlü bir söz şeklinde verilen bir öğüt bulunur. Olayla ilgili ana fikir öğüt biçiminde okuyucuya aktarılmaya çalışılır.
Masal ile Fablın Benzer Özellikleri
1. Her ikisi de olay çevresinde gelişen sanatsal metinlerdir.
2. Öyküleyici ve betimleyici anlatım türleri kullanılır.
3. İkisinde de mekan, olağanüstü özellikler gösteren yerlerdir.
4. Her ikisinde de belirsiz bir zaman dilimi vardır.
5. Bu metinlerde anlatıcı tanrısal-ilahi-hâkim (her şeyi bilen) bakış açısıdır.
Masal ile Fablın Farklı Yönleri
1. Masallarda olağanüstü kişiler yer alırken, fabllarda kahramanlar hayvanlardır.
2. Fabllar, masallar gibi tekerlemeyle başlamaz.
3. Masallarda olaylar iyilerin kazanmasıyla neticelenirken fabllarda amaç öğüt verici bir sonla bitirmektir.
4. Masallarda amaç iyiliğin kazanmasıdır; ancak fabllarda amaç, mutlaka bir ders verilmesidir.
5. Masallar düzyazı, fabllar şiir şeklinde yazılırlar. Az da olsa düzyazı şeklinde olan fabllar da vardır.