99 depremi bursa / Bursa’da bir deprem olsa… - Yasemin Güler

99 Depremi Bursa

99 depremi bursa

Bursa'daki deprem hatırlattı! ‘Marmara'nın g&#;neyinde Ege’ye doğru uzanan &#;ok sayıda fay bulunuyor’

Haberin Devamı

Son yıllarda Maden Tetkik ve Arama Genel M&#;d&#;rl&#;ğ&#; tarafından yapılan &#;alışmalar, İznik ve Gemlik segmentine karşılık gelen g&#;ney kol &#;zerinde ve depremlerinin geliştiğini ve deprem tekrarlama periyodunun yıl olduğunu g&#;sterdi. İznik G&#;l&#; ile Dokurcun Vadisi arasındaki kesimde ise &#;&#; metreye varan bir yer değiştirme miktarına karşılık gelen enerjinin biriktiği belirtiliyor. Bu sonu&#; g&#;ney kolun da kuzey kol kadar deprem tehlikesi ve riski i&#;erdiğini g&#;steriyor.


Bursadaki deprem hatırlattı ‘Marmaranın güneyinde Ege’ye doğru uzanan çok sayıda fay bulunuyor’


GÜNEY KOL, KAÇ BÜYÜKLÜĞÜNE KADAR DEPREM ÜRETEBİLİR?

Gölcük ve Düzce depremleriyle Marmara'nın altındaki kabuk aşırı yüklenmişti. Bu kabuğun 'dan itibaren 30 yıl içinde kırılacağı söyleniyordu. İlk 20 yıla baktığımızda öngörüler gerçekleşmedi ama son 10 yılda kırılma olasılığı pek çok uzmana göre yüzde 50'nin üzerine çıkmış durumda.

Sonuç olarak kuzey kol üzerinde büyük bir deprem bekliyoruz. Özellikle İstanbul'u da etkilemesi beklenen olası deprem için senaryolar büyüklüğüne göre yapılıyor.

Peki Kuzey Anadolu Fay Zonu’nun güney kolu için kaç büyüklüğünde bir deprem olma olasılığından bahsedebiliriz?

Bu soruma Prof. Dr. Süleyman Pampal, “Bu kol da en az kuzey kol kadar diri… Bu nedenle kuzey koldaki kadar depremler görebiliriz. 7 ve üzeri büyüklüklere ulaşan sarsıntılar olabilir” cevabını verdi.

Haberin Devamı

G&#;ney kol &#;zerinde, aletsel d&#;nemde en son Edremit Fayı &#;zerinde yılında b&#;y&#;kl&#;ğ&#;nde, Yenice-G&#;nen Fayı &#;zerinde yılında b&#;y&#;kl&#;ğ&#;nde, Manyas’ta ise yılında b&#;y&#;kl&#;ğ&#;nde yıkıcı depremler ger&#;ekleşti.

GÜNEY KOL TSUNAMİ OLUŞTURABİLİR Mİ? 

Peki güney kolda gerçekleşecek depremde tsunami riski oluşma ihtimali var mı? 

"deprem eğer karada oluşursa dalga oluşur ama korkutucu bir tsunami olmaz" diyen Prof. Dr. Pampal, "Marmara'da genel olarak tarihsel dönemde tsunami oldu. Fakat bu dalgaların yüksekliği maksimumum metreyi geçmedi. Tsunaminin çok büyük hasara neden olduğu ve can kaybına yol açtığı örneklere bakacak olursak dikkat ederseniz dalgaların yüksekliği metre arasındadır. Marmara'da böyle bir şey olmaz. Ayrıca Kuzey Anadolu Fay Zonu'nun güney kolunun önemli bir kısmı karada bulunuyor. Bu nedenle tsunami ihtimali çok daha az" ifadelerini kullandı. 

7 Mart'ta da yine Marmara Denizi'nde Tekirdağ a&#;ıklarında bir deprem yaşandı. AFAD, depremin merkez &#;ss&#;n&#;n Marmaraereğlisi olduğunu a&#;ıkladı. Depremin b&#;y&#;kl&#;ğ&#; 3,6 olarak belirlendi. Deprem İstanbul'un batısında bulunan bazı il&#;elerde hafif şekilde hissedildi.

TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) Bursa Şubesi, 17 Ağustos Marmara Depremi’nin 23’üncü yıl dönümünde Bursa’da Deprem Gerçeği Paneli düzenledi.

İMO Bursa Şubesi tarafından 17 Ağustos Marmara Depremi’nin 23’üncü yıl dönümünü anmak ve deprem gerçeğini hatırlatmak için bir dizi etkinlik düzenlendi. Şube Konferans Salonunda gerçekleştirilen “Bursa’da Deprem Gerçeği Paneli”nde akademik bakış açısı ile kentin depreme ne kadar hazır olduğu ele alındı. Panele, İMO Bursa Şube Başkanı Ülkü Küçükkayalar, Yönetim Kurulu Üyeleri ve davetliler katıldı.

Bursa Uludağ Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ramazan Livaoğlu’nun moderatörlüğünde gerçekleştirilen panelde Bursa Teknik Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Eyübhan Avcı, Eskişehir Teknik Üniversitesi Yer ve Uzay Bilimleri Enstitüsü Dr. Öğretim Üyesi Muammer Tün, geoteknik ve jeofizik bilimleri açısından Bursa’nın depremselliğini değerlendirdiler.

Açılış konuşmasını gerçekleştiren İMO Bursa Şube Yönetim Kurulu Başkanı Ülkü Küçükkayalar, Marmara Depremi’nin yıl dönümünde, akademik bakış açısıyla kentin durumunu gözler önüne sermenin değerli olduğunu belirterek, panelden çıkacak sonuçların ilgili kamu kurum ve kuruluşlarının faydalanabilecekleri şekilde hazırlanıp sunulacağını söyledi.

TÜN: BURSA’DA TAŞ TAŞ ÜSTÜNDE BIRAKMAYAN FAY HATTI YERİNDE

Ardından ilk sunumu gerçekleştiren Eskişehir Teknik Üniversitesi Dr. Öğretim Üyesi Muammer Tün, Bursa’nın tektonik ve jeofizik açıdan ne durumda olduğunu, AFAD ile birlikte yürütülen çalışmalarını anlattı. Bursa ve çevresinde diri fay hatları ile ilgili araştırmalar yürüttüklerini kaydeden Tün, Bursa’daki en büyük sismik tehlike Kuzey Anadolu Fay Zonu’nun en güney kolu, Bursa yılında yaşanan deprem Hasanağa’dan başlayan ve Kestel’e uzanan noktada taş taş üstünde kalmamış. Ağır yıkımlar olmuş. Bu hasarı meydana getiren fay MTA Diri Fay Haritasında yok. Bunun ile araştırmalar geçmişten günümüze yapılmış. Biz de bu bulgulardan yola çıkarak çalışmalar yaptık. yılında Ankara Üniversitesi, Kocaeli Üniversitesi ve Eskişehir Üniversitesi işbirliğinde AFAD ve Yerel Yönetimlerin katkılarıyla saha çalışmaları yaptık. Bu fay hattının yerinde olduğunu tespit ettik” dedi.

TÜN: RİSK YÖNETİMİ AŞAMASINDA ÖLÜ TOPRAĞI SERİLMİŞ BİR COĞRAFYA GİBİYİZ

Bu fay hattının belirlenip yapıların buna göre tasarlanmasının önemli olduğunu vurgulayan Dr. Öğretim Üyesi Tün, “Risk yönetimi aşamasında harcadığımız emek, kaynak, kriz anındaki harcayacağımız 7 birimlik kaynağın içinden 1 birim ediyor. Ama risk yönetimi aşamasında ölü toprağı serilmiş bir coğrafya gibiyiz. Biz o bir birimi istiyoruz bunun için kaybedecek bir saniyemiz yok. Krizde 7 birimin karşılamayacağı can kayıpları yaşayabiliriz. Örneğin tespit edilen fay hattı Acemlerdeki köprünün altından geçiyor. Köprüler bir afet anında can damarı özelliği yaşıyor ulaşım için kritik. O köprü ayakta kalmazsa Bursa’nın can damarlarından birisi kesilecek. Bursa’da deprem tehlikesi var mı? Bazı araştırmacılara göre 2 bin yıl deprem olmayacak, Bazı araştırmacılara göre her an 7 büyüklüğünde deprem olabilir. Bursa bir havza bu nedenle çevresindeki fay hatlarının da ciddi bir yer tepkisi etkisi olacak. Biz neye göre risk yönetimi yapmalıyız bu gün 7 büyüklüğünde deprem olacakmış gibi risk yönetimi yapmalıyız” diye konuştu

Deprem tehlikesi yüksek illerde verilerin bir an önce hazırlanması gerektiğini ifade eden Tün, dirençli binalar ve dirençli yapılar için hep birlikte çalışmaya davet etti.

AVCI: ZEMİN İLE İLGİLİ DEĞERLENDİRMELER ES GEÇİLİYOR

Bursa Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Eyübhan Avcı, Bursa’nın zemin yapısı ile ilgili bilgilendirmelerde bulundu. Kentin detaylı bir zemin haritasını oluşturmak için çalışmalar başlattıklarını anlatan Avcı, kentsel dönüşüm ve yeni yapılar için yol haritası olabilecek çalışmalar yürüttüklerini kaydetti. Bursa’da deprem durumunda sıkıntılı olan zemin özellikleri olduğunu dile getiren Avcı, kentin sıvılaşabilir ve yumuşak kil zeminine sahip olduğunu vurguladı.

Doç. Dr. Eyübhan Avcı, eğimli arazilerde ve düz yüzeylerde sıvılaşabilecek bir zemine sahip Bursa’nın özellikle eski yapılarında, 99 öncesi yapılarında zemin iyileştirmeleri yapılmadığı için risk olduğunu belirterek, “Eski yapılarımızın durumu nedir? Bununla ilgili çok büyük belirsizlik var. Zeminle ilgili değerlendirmeler es geçiliyor. Yapı sıvılaşabilir bir zonun üzerine oturduysa ne yapılacak? Üst yapının da performansı kötüyse deprem anında kaçınılmaz bir hasar oluşturacaktır” dedi.

AVCI: SADECE ÜST YAPININ DEĞİL ZEMİNİNDE İYİ TASARLANMASI GEREKLİ

’te Japonya Niigata’da meydana gelen depremden örnekler veren Doç. Dr. Avcı, sıvılaşmanın yaşandığı zeminlerde üst yapılarında iyi durumda olmadığı düşünüldüğünde hasar ve kayıpların artacağına dikkat çekti. Bursa’nın sıvılaşabilecek bir zemine ve güvensiz üst yapılara sahip olduğunu hatırlattı. Avcı, üst yapıların tasarımı için günümüzde belirli bir yol alındığını ifade ederek şunları söyledi:

“Sadece üst yapının değil zemininde iyi tasarlanması gerekli. Bursa eğimli araziler üzerine kurulu ve çok sayıda istinat duvarı var. Uygulamalar doğru yapılmazsa bir deprem anında yıkılması söz konusu. Yamaç molozunun üzerine yapılmış yapılarımız var. Deprem anında sıvılaşma ile birlikte heyelanlar artabilir. Bu nedenle detaylı zemin haritasının çıkartılması gerekli, üst yapının iyi tasarlanması yeterli değil zemine de hakim olmanız gerekli. Bursa’nın zemin haritasının oluşturulması için çalışmalar başlattık. Ankara Yolu’nun üst kısmında kalan Hürriyet Mahallesi’nden Gürsu’ya kadar Osmangazi - Yıldırım Belediyesi ve Büyükşehir Belediyesi’nin katkıları ile zemin haritalarını oluşturmaya başladık. Yeni yönetmelik ile yeni yapılarda iyileştirmeler yapılıyor ama kaçak yapılarda zemin ile ilgili problem olursa ne olur bunu görmek istedik. Çalışma sonunda bunu kentin geneline yaymak istiyoruz. Haritayı çıkarttıktan sonra geliştirdiğimiz bor temelli bir malzeme ile zemin iyileştirmeyi sağlamak istiyoruz. Bu malzeme zemin içindeki boşluklara yerleşiyor zemini katı bir kütle haline getirip sıvılaşmayı önlüyor. Maliyet iyileştirme için önemli bu nedenle ekonomik bir çözüm üretmeye çalıştık ayrıca çevre dostu doğal madenlerden elde edildiği için yer altı suyuna karıştığında tehlike oluşturmayacak.”

LİVAOĞLU: BURSA DEPREMDEN KORKMALI

 

Bursa Uludağ Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ramazan Livaoğlu, araştırmaları süren Bursa’daki fay hattı ile ilgili değerlendirmede bulunarak, “Bir fayın fay sayılabilmesi için MTA’nın haritasına girmesi gerekli Muammer Tün hocamızın araştırdığı fay hattı MTA’nın haritasında olması gerekli. Bu araştırma yapılarımızın tasarımı için önemli mevcut risklerin içine bir risk daha konulmuş olacak. Marmara’da oluşan faylanma nedeniyle de Bursa tehlike altında, hep İstanbul’u konuşuyoruz ama Bursa daha büyük tehlike altında. Bursa depremden korkmalı” şeklinde konuştu.

LİVAOĞLU: DEPREME HAZIRLIK KONUSUNDA SORUN UYGULAMADA

 

‘Riski oluşturan şeyler insanların yaptıkları ürünler, depremin neden olduğunu biliyoruz ama insan unsurunun devreye girmesiyle depremde kayıplar yaşıyoruz’ diyen Prof. Dr. Livaoğlu şöyle devam etti:

Biz önlem almadığımız için ekonomik kayıplar yaşıyoruz. Tehlike var olduğunu depremden sonra görüyoruz. Depremden önce görmediğimiz için bu tehlikeleri fark edemiyoruz. Fay sistemleri üzerindeki depremleri, neler yaşandığını görüyoruz mühendislik açısından ne yaptık? derseniz. Belge üzerinde güzel şeyler yaptık. yılından yılına kadar deprem haritalarına baktığımızda büyük farklılık yok. Araştırmalar yapıldıkça tehlike haritaları geliştirildi. Ana tehlikeleri biliyoruz ama bizim problemimiz uygulamada. yönetmeliğine göre yapılmış bir yapının 99 depremini ayakta atlatması mümkün. Bizim hatamız uygulamada. Yapının yönetmeliğe uygun yapılıp yapılmadığında. Yazılı metinde sorunumuz yok, uygulamada ve uygulamaların denetlenmesinde sorunlar var. Türkiye’de insanların en yoğun yaşadığı bölgelerde yaşıyoruz. Peki Bursa’da durum ne? Bir öğrencimiz tez aşamasında yılında Kentsel dönüşüme başvurmuş 2 bin yapının içinden rastgele seçilmiş adet yapı üzerindeki istatistikleri araştırdı.  Osmangazi- Yıldırım- Nilüfer’den rastgele seçilen yapılardan ’ü Nilüfer’deydi. Seçilen yapıların yüzde 55’inin ruhsatı var, yüzde 35’i kaçak, yüzde 10’u projeye uygun yapılmış. Yapım yılına göre baktığımızda yapıların en yoğun tekabül ettiği yıllar 94 ile 98 arası aslında nispeten yeni yapılar. Kat yükseklikleri çoğunun 5 katlı. Zemin etüt raporları ile dosyadaki yapıların beyan edilmiş zemin sınıflarına ne kadar uyduğuna baktık. Çoğu uygun değil. Projelerin beton basınçlarını ve donatı sınıflarını, oranlarını incelendiğinde yılların bize bir şey öğretmediğini görüyoruz.”

Livaoğlu, durum değerlendirmesinin ardından yılında çıkan Deprem Yönetmeliği ile gelen yenilikleri aktardı.

Panel, İMO Bursa Şube Yönetim Kurulu Başkanı Ülkü Küçükkayalar’ın akademisyenlere teşekkür plaketlerini sunmasıyla son buldu. 

kaynağı değiştir]
Şiddet ve yoğunluk haritası
Kırılmanın interferogramı

Deprem, 17 Ağustos 'da, saat 'de, 40,70 kuzey enlemi ile 29,91 doğu boylamının tarif ettiği bölgede, İzmit'in 11 kilometregüneydoğusunda meydana gelmiştir.[7]

Depremin büyüklüğü çeşitli kuruluşlar tarafından değişik değerlerde bildirilmiş ise de moment büyüklüğü Mw = 7,,8[8][9] ve yüzey dalgası büyüklüğü Ms = 7,7 değerleri civarında değişmektedir.

Depremin odak derinliğinin 17&#;km olduğu ve sağ atımlı &#;km civarında bir fay hareketi ortaya çıktığı yapılan incelemelerle belirlenmiştir. Ana deprem dalgasının ardından büyüklüğü 4,,0 değerlerinde olan çok sayıda artçı depremler meydana gelmiştir.[7]

Deprem merkez üssüne en yakın ivme kaydı, Afet İşleri Genel Müdürlüğü Deprem Araştırma Dairesi[11] tarafından tüm Türkiye çapında kurulmuş ve işletilmekte olan Kuvvetli Yer Hareketi Kayıt Şebekesi'nin bir istasyonu olan İzmit Meteoroloji İstasyonu'ndan alınmıştır. Buna göre maksimum ivme, kuzey-güney doğrultusunda mG, doğu-batı doğrultusunda mG ve düşey doğrultuda mG'dir. Her üç bileşen de birbirleri ile kıyaslanabilir büyüklüktedir.[7] Ayrıca USGS ShakeMap Analysis'ten alınan verilere göre deprem; depremin merkezine yakın olan çoğu istasyon tarafından g seviyelerinde ölçülmüşken, en yüksek ivme depremden km uzaklıkta ki OBS_11 adlı istasyon tarafından g olarak ölçülmüştür[12]. Gölcük depreminden sonra Türkiye'de kaydedilen en yüksek ivme Kahramanmaraş depremleri'nde kaydedilen g ivmedir[13], buda Gölcük depreminde kaydedilen ivmeyi Türkiye Cumhuriyeti tarihi boyunca kaydedilenin en büyüğü yapar.

Tarihçe[değiştir kaynağı değiştir]

17 Ağustos depremi tüm dünyada büyük yankı uyandırmış, birçok ülkeden ve uluslararası kuruluşlardan gerek acil yardım ekibi gerek de araç gereç ile tıbbi ve insani yardım malzemeleri gönderilmiştir.[18] Dönemin Sağlık Bakanı Osman Durmuş'un, Yunanistan ve Ermenistan'ın yardımlarını kabul etmemesi ülkede büyük tepki çekmiş, Durmuş'un istifası istenmiştir.[19] Depremin ardından dönemin Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Bill Clinton, eşi ve kızı ile birlikte İzmit'e gelerek Doğukışla'da bulunan çadır kenti ziyaret etmiştir.[20]

Yardım ekipleri ulaşan ülke ve ekipler[değiştir

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir