MR cihazlarında özel meme coilleri yardımıyla MR incelemesi yapılmasına meme MR’ı denilmektedir. MR meme kanseri taramasında değil, daha detaylı inceleme gerektiğinde yapılmaktadır. Tarama için mamografi ya da ultrasonografi kullanılır.
Meme MR’ı çekilmesi için:
MR çekimi için randevu saatinizden 30 dakika önce gitmeniz gerekmektedir. Meme MR işlemi 45 dakika ile 1 saat arasında sürebilir. Meme MR’ı çekilmesi için en ideal zaman adet döngüsünün başlamasının 7 ila günü arasındadır. Bu sayede hormonların meme dokusuna etkisi minimize edilerek yanlış pozitif sonuç çıkma riski azaltılmış olacaktır.
Meme MR işlemi sırasında acı veya rahatsızlık yaşamanız söz konusu değildir. İlgili sağlık kuruluşunda sağlık geçmişiniz ve şikayetlerinizle ilgili bir form doldurmanız gerekebilmektedir. Üzerinizde herhangi bir aksesuar ya da mücevher bulunmamalıdır. Bunun dışında üzerinizde herhangi bir metal de bulunmaması gerekmektedir. Meme MR’ından daha iyi bir sonuç almak için aç karnına yaptırmanız gerekmektedir.
Meme MR çekimlerimizden görüntüler için tıklayınız;
seafoodplus.info
seafoodplus.info
seafoodplus.info
Kafanız MR cihazının dışına doğru olmak üzere yüzüstü MR cihazına sokulursunuz. Meme MR incelemesi sırasında damardan ilaç (kontrast madde) kullanılması gereklidir. Şayet meme MR tetkiki sadece silikon meme implantlarını kontrol etme amaçlı yapılıyorsa kontrast madde enjeksiyonuna gerek yoktur. Kullanılan kontrast maddeye karşı alerjik reaksiyonlar çok nadirdir. MR hiç bir yan etkiye neden olmaz. Çekim sonrası günlük işinize devam edebilirsiniz.
Eğer,
Meme MR’ının çekilme koşulları aşağıda sıralanmıştır:
Meme kanserinin erken teşhisinde aşağıdaki yöntemler izlenmelidir. Bu tespitlerde şüphe doğuracak bir durum belirmesi halinde meme MR’ı ile daha detaylı inceleme tercih edilmelidir.
Kanserin erken tespit programı 30 yaşını aşmış olan kadınlar için her yıl meme kanseriyle ilgili bir erken tespit incelemesi öngörmektedir: Onkoloji-klinisyen (Genel cerrah, kadın doğum hekimi vb) memeleri ve koltuk altlarını elle muayene ile değerlendirir. Ayrıca her kadının kendi memelerini ayda bir defa kendisinin nasıl inceleyeceğini göstermelidir. Kendi kendini incelemesi için en uygun zaman aylık kanamasından bir hafta sonra olmaktadır: Bu zamanda meme dokusu yumuşaktır. Adet kesildiği yıllarda veya daha sonrasında olan kadınlar her ay aynı günde denetlemelidir.
Meme ve koltuk altı arasındaki alan da dokunarak incelenmeli ve en iyisi her defasında aynı yöntemle davranmalı: Biraz çalışarak göğsünün "beze haritasını" kadın öğrenir ve düzensizlikleri farkedebilir. Herhangi bir düzensizliğin tespitinde doktora giderek olayı aydınlatmalıdır.
40 ve 69 yaşları arasındaki kadınlar
Bu yaş grubunda olan sağlıklı kadınlar için ilaveten mamografi taraması, yasal erken tespit programına dahil edilmiştir: Bu seri halde yapılan incelemeden en çok fayda sağlayan onlardır.
70 yaşını aşmış olan kadınlar
70 yaşından sonra, yukarıda tarif edildiği üzere, yine erken tespit olanağı kapsamında "normal" olanak sunulmaktadır. Yaşlandıkça meme kanserinden hastalanma riski arttığından, uzmanlar bu yaş grubundaki kadınlara da düzenli aralıklarla erken tespit olanağından faydalanmalarını önermektedir.
Bu yaş gruplarından her biri meme MR’ına girmek için uygundur.
Mamografi, meme muayenesinde saptanamayacak kadar küçük anomalilerin belirlenmesi amacıyla düşük dozda çekilen bir meme röntgen filmidir. Mamografi meme kanserinde erken teşhis için oldukça önemli; çünkü kendi kendine ya da hekim tarafından yapılan muayenelerde ancak 1,5 ' 2 cm ve daha büyük boyutlu kitleler saptanabilirken, mamografi meme içindeki değişiklikleri 0,5 cm altında dahi tespit edebilmektedir. Bu da tanı ve tedavinin biran önce başlaması anlamına gelir. Mamografi özel bir röntgen cihazı olup düşük doz ışın kullanılarak çekilmektedir
Görüldüğü üzere mamografi ve meme MR’ı meme kanseri teşhisinde birbirlerinin yerine değil birbirlerini tamamlayıcı faktör olarak rol almaktadırlar. Yani mamografi aracılığı ile tespit edilecek ve kanser şüphesi olan kitle meme MR’ı aracılığıyla daha detaylı tetkik edilir ve en doğru teşhisin konulması sağlanır.
Meme MR’ı normal risk grubundaki bir kadında meme kanseri tarama testi olarak mamografi yerine kullanılmamaktadır.
Meme MR’ı genel olarak mamografide veya ultrasonografide şüpheli bir bulgu tespit edildiğinde bu bulguların detaylandırılması veya tespit edilen bir kanserin yaygınlığının saptanması için kullanılmaktadır.
Birde öz veya soy geçmişindeki özellikleri nedeniyle meme kanserine yakalanma ihtimali yüksek riskli hastalarda, Meme MR’ı tarama testi olarak uygulanmaktadır.
Bilgilendirme amaçlıdır.
MR (emar) (Manyetik Rezonans Görüntüleme), canlı dokuların iç kısımlarını manyetik alan ve radyo dalgaları kullanılarak görüntüleme yöntemidir. Çeşitli hastalıklarda tarama veya tanı amacıyla kullanılmaktadır. Özellikle sinir sistemindeki sorunların görüntülenmesinde altın standart kabul edilen MR henüz 50 yıllık bir geçmişe sahip olmasına rağmen tomografi ve röntgen gibi yaygın görüntüleme yöntemlerinden farklı olarak radyasyon içermediğinden dolayı radyolojide yeni bir çağ başlatmıştır.
MR cihazı tüp şeklinde dev bir mıknatıstan oluşmaktadır. Mr çekimi sırasında makine içerisinde çok güçlü bir manyetik alan oluşmaktadır. Bu manyetik alan doku içerisindeki hidrojen atomlarını uyarır. Hidrojen atomlarının dalgalanmaları sonucu oluşan sinyaller bilgisayar aracılığıyla anlamlandırarak görüntüye dönüştürülür. MR kesitler halinde görüntüler oluşturur. Bu görüntüler bilgisayar ortamında birleştirilerek 3 boyutlu model ortaya çıkarılır.
Tomografi X ışınları kullanılarak gerçekleştirilen görüntüleme yöntemidir. X ışınlar dokulardan farklı oranlarda soğurularak karşı plakaya ulaşır. Bu ekranda siyahtan beyaza farklı tonlarda görüntü oluşmasına sebep olur. Bir çeşit röntgen gibi düşünülebilir. Kişinin farklı yönlerden birçok röntgen filmi çekilerek elde edilen görüntüler birleştirilerek 3 boyutlu bir model oluşturulur.
BT (Bilgisayarlı Tomografi) MR’dan daha sık kullanılmaktadır. BT maliyetinin daha düşük olması bu durumun en önemli sebeplerinden biridir. Ancak daha fazla detay gösterme noktasında MR’ın üstünlüğü bulunmaktadır.
BT görüntülemede kullanılan X ışınları radyasyon yaymaktadır. Bu özellikle anne karnındaki bebekler açısından risklidir. MR radyasyon yaymaz. Bu açıdan teorik olarak bir risk taşımamaktadır.
Geleneksel olarak kullanılan tüp şeklinde MR makinesi kapalı emar olarak adlandırılmaktadır. Günümüzde birçok sağlık kuruluşunda standart olarak kullanılmaktadır. Kapalı sistem yüksek düzeyde manyetik alan oluşturmaya imkan sağladığından dolayı detaylı ve yüksek kaliteli görüntü elde edilmesini sağlar. Dar bir tünelden oluşan kapalı MR kapalı alan korkusu olanlar ve obez hastalar için sorun olabilmektedir. Bazı hastaları MR sesi rahatsız edebilmektedir.
Açık MR farklı bir teknik olmamakla birlikte geleneksel kapalı MR’dan cihaz şekli bakımından ayrılmaktadır. Açık MR cihazı tüp yerine 2 plakadan oluşmaktadır. Bu kişinin yan taraflarının açık kalmasına imkan sağlamaktadır. Özellikle klostrofobisi olan kişilerde, obezlerde ve çocuklarda avantaj sağlar. Ayrıca sessizdir. Ancak açık MR’da elde edilen görüntü detayı düşüktür. Her vücut bölgesine uygulamaya uygun olmayabilir ve klasik MR’dan daha uzun sürmektedir.
Beyin MR kafa MR’ı veya kranial MR olarak da adlandırılmaktadır. Beyin, beyin sapı, beyincik, sinir dalları, beyin zarları ve vasküler yapıların detay şekilde incelenmesine imkan sağlar. Görüntüleme belirli beyin bölgeleri için ayrı ayrı da gerçekleştirilebilir. Çeşitli hormonal bozukluklarda kullanılan hipofiz MR bu duruma örnek olarak gösterilebilir.
Nörolojik yapılardaki sorunlarla ilişkilendirilebilecek semptomların ileri incelemesinde beyin MR çekimi kullanılmaktadır. Kronik ve geçmeyen baş ağrıları, baş dönmesi, nöbetler, düşünce ve davranışsal değişiklikler, görme başta olmak üzere sebebi belirlenemeyen koku, işitme, tat ve duyu problemleri varlığında MR görüntüleme gerekebilir. Beyin MR sonuçları bu gibi sorunların kaynağının belirlenmesinde büyük öneme sahiptir.
Beyin MR’da tespit edilebilecek başlıca bozukluklar şu şekildedir:
Servikal MR (boyun MR) kafa tabanından omuzlara kadar olan bölgenin kesitler halinde görüntüsünü çıkararak bu bölgenin 3 boyutlu modelini oluşturur. Boyun yumuşak dokusu, kemikler, kemikler arası diskler ve omuriliğin boyun bölgesindeki nörolojik yapıları (servikal spinal MR) incelenebilmektedir.
Boyun MR çekimi ile tespit edilebilecek başlıca durumlar şu şekildedir:
Meme MR olarak da adlandırılan göğüs MR’ı meme dokusundaki patolojileri ortaya koymada etkili bir görüntüleme yöntemidir. Normal MR’dan farklı olarak yüzüstü, memeleri içerisine alan bir aparat kullanılarak gerçekleştirilir. Göğüs MR çekilmesi gereken durumlar şu şekildedir:
MR farklı vücut bölgelerini görüntülemek amacıyla kullanılabilir. Kalp ve çevresindeki büyük damarları değerlendirmek amacıyla kardiyak MR kullanılmaktadır. Kardiyak MR radyasyon içermediğinde tomografi uygulanamayan kişilerde tercih edilebilir. Kalp MR:
Lomber MR (bel MR) bel bölgesindeki omurga(L) dizilimini, omurlar içerisindeki sinir dokularını, diskleri, kan damarlarını, kas ve tendonları kuyruk sokumuna kadar inceleyen görüntüleme yöntemidir. MR gerektiren başlıca durumlar şu şekildedir:
Toplumda sık görülen bel fıtığı MR görüntüleri ile tanımlanabilmektedir. Bundan dolayı lomber MR bel fıtığı MR olarak da adlandırılmaktadır.
MR anjiografi tıkanma veya yırtılma tehlikesi taşıyan atar damarları incelemek amacıyla kullanılmaktadır. Boyun ve beyin arterleri, aortun göğüs ve karın içerisinde bulunan kısmı, böbrek damarları MR anjiografi aracılığıyla değerlendirilmektedir. Damarların daha detaylı incelenmesi amacıyla kontrast madde içeren karışımlar kullanılabilir. İlaçlı MR olarak da adlandırılan bu uygulama anjiografide sıklıkla tercih edilmektedir.
İlaçlı MR veya dinamik MR kan damarı gibi içi boş yapıların incelenmesini kolaylaştıran özel bir tekniktir. Farklı bir MR çeşidi olmamakla birlikte çeşitli MR türlerinde kontrast oluşturan ilaçların kullanılmasını ifade etmektedir. Kontrast madde görüntülemede parlaklık oluşturmaktadır. Bu maddenin yayıldığı bölgenin net görüntülenmesine imkan sağlar. Kontrast madde verilen damarlardaki genişlemeler, yırtılmalar veya tıkanıklıklar kolayca fark edilebilir.
Pelvik MR pelvis bölgesinde bulunan yumuşak doku, kemik, kas, sinir ve üreme organlarına ait yapıları inceleme imkanı sunmaktadır. Pelvik MR taramasına
Sakroiliak eklem leğen kemiğini oluşturan sakrum ve ilium kemikleri arasında yer almaktadır. Bu eklemi tutma eğilimi olan
Diğer MR prosedürlerinden farklı değildir. İlaçlı veya ilaçsız olarak gerçekleştirilebilmektedir.
Difüzyon MR fonksiyonel bir MR çeşididir. Beyinde kan akımının belirli bir düzeyin altına düşmesi atom hareketlerinde değişikliklere sebep olmaktadır. İnme gibi vasküler olayların erken dönemde ortaya konulmasında difüzyon MR normal MR ve BT’ye göre üstünlük sağlamaktadır. MS hastalığında avantaj sağlamaktadır.
Fonksiyonel MR (fMR - İşlevsel MR Görüntüleme) son yıllarda yaygınlaşan sinirsel görüntülemede kullanılan MR çeşididir. Klinik kullanımı günümüzde yaygın olmamakla birlikte temel olarak ileri araştırmalarda kullanılmaktadır. FMR beyindeki fonksiyonel süreci kan oksijenlenme düzeyini temel alarak ölçer. Kan oksijenlenme düzeyi nöronal aktivite ile yakından ilişkili olmakla birlikte doğrudan yansıtmaz. Fonksiyonel MR beyin metabolizmasını ortaya koyma noktasında fayda sağlar.
PET (Pozisyon Emisyon Tomografisi) vücuttaki organ ve dokuların fonksiyonlarının ölçülmesinde kullanılan görüntüleme yöntemidir. MR cihazı içerisine PET sisteminin yerleştirilmesi sonucundan ortaya çıkmış olan PET MR özellikle kanser tespitinde ileri teknoloji tekniklerden biridir. Henüz yayın kullanılmayan PET MR kanser türünü ve evresini belirlemede önemli bir avantaj sunmaktadır. Bu sayede kanserin tedavi süreci hızlı bir şekilde planlanabilir.
MR Tarama tüm vücut MR olarak da adlandırılmaktadır. Belirli bir hastalığı ortaya koymak yerine tüm vücudu baştan sona tarayarak olası kanserlerin, damar ve sinirsel problemlerin erken dönemde ortaya konmasına yardımcı olur.
Emar çekimi öncesi var olan hastalıklar, kullanılan ilaçlar, alerjiler ve gebelik gibi bilgiler sağlık ekiplerine bildirilmelidir. Metaller MR görüntülemesini bozmakta ve ciddi sorunlara sebep olabilmektedir. Bundan dolayı vücutta bulunan tüm metaller (yüzük, küpe, saat, gözlük, iğne, saç tokası vb.) çıkarılmalıdır. Tıbbi bir müdahaleye bağlı olarak hasta vücuduna yerleştirilen ve çıkarılması mümkün olmayan metaller (kulak implantı, kalp pili, insülin pompası, rahim içi cihazlar, eklem protezleri, vidalar, plakalar ve tüm metal aksamlar) MR çekilmesine engeldir.
Bazı MR türleri öncesinde kişinin saat kadar yemek yememesi gerekebilir. Bunun dışında 70 yaş üzeri, diyabetli veya böbrek yetmezliği bulunan hastalarda bazı kan testlerinin yapılması gerekebilir.
Tüp şeklindeki MR cihazının orta kısmında hareketli bir yatak bulunmaktadır. Görüntülenmek istenilen bölgeye göre kişi yatağa yatırılır. Hareket elde edilen görüntüde bozulmalara sebep olmaktadır. Bu amaçla görüntülenecek bölge kemerlerle sabitlenebilir. İşlem sırasında sağlık ekipler cam bir ekran arkasındadır ancak mikrofonlar aracılığıyla kişiyle konuşabilir ve sesini duyabilir.
MR çekimi sırasında hareketsiz kalmak son derece önemlidir. Ağrılı veya klostrofobik hastalarda hafif sakinleştirici ilaçlar kullanılarak olası sorunların önüne geçilebilir. İşlem sırasında şiddetli çarpma ve sürtünme seslerinin duyulması normaldir. Ses konusunda sorun yaşayan hastalarda sağlık ekibi tarafından verilen kulak tıkacı kullanılabilir.
Manyetik alan kullanılarak görüntüleme yapan MR tomografi ve röntgenden farklı olarak radyasyon içermemektedir. MR’ın sağlık üzerine bilinen bir zararı bulunmamaktadır. Bunun dışında hasta konforu ve kullanışlılık açısından ele alındığında MR zararları şu şekilde sıralanabilir:
Selam canım, hsg dediğinden eminsen doktor adetliyken hsg cektirmen gereken günü hesaplamak için gel demiştir. hsg adet baslangıc gününden 8. günde olabilir tam hatırlamıyorum günü çektiriliyor. Benim çekimde adet bittikten iki gün sonra çektirmiştir. adetliyken asla çekim yapmazlar.hizblog .!.:
Merhaba arkadaşlar doktorum hsg çekeceğini söyledi ve adetli iken geleceksin kaçıncı günü olduğu farketmez dedi. Numara verdi randevü almam için. Ben de aradım bana adetliyken çekim yapmıyoruz. Doktor adetken arayın demiştir yanlış anlamışsınızdır dendi. Ama ben yanlış anlamadım adetliyken geleceksin dediğini çok iyi hatırlıyorum. Yanlızca pzt cuma çekindiği için adetimin başlangıcından 9.güne randevü alabildim. Eğer adetken olacaksa 1 ay daha zaman kaybetmek istwmiyorum.
Sizler nasıl çektirdiniz? Adetken çekim yapılabilir mi ? Doktor istemiş olabilir mi? Kaçıncı günçekitirdmek uygun olur?
TeşekkürlerGenişletmek için tıkla