ahi ente hurrun ne demek / Ahi ente hurrun! - Kültür Sanat haberleri

Ahi Ente Hurrun Ne Demek

ahi ente hurrun ne demek

Türkçe - Arapça çeviri (v yeni)

Türkçe dilinden Arapça diline (google translate aracılığıyla) hızlı cümle ya da kelime çeviri yapmanıza yardımcı olan bir sözlük sistemidir. Dünya dilleri arasında yapılacak olan cümle ve kelime çevirilerinizi kolaylaştırır. ÇevirSözlüseafoodplus.info Dünya'da en yaygın olarak kullanılan bir çok dili içinde barındırmaktadır. Bu diller arasında herhangi bir ücret ödemeden ve sınırlama olmaksızın istediğiniz cümle ya da kelime çevirilerinizi hızlı bir şekilde yapmanız mümkündür.

Kullanım ve Gizlilik

seafoodplus.info aracılığıyla yapılan tüm çeviri verileri toplanmaktadır. Toplanan veriler herkese açık, anonim olarak paylaşılır. Dolayısıyla Çevir Sözlük kullanarak yapacağınız çevirilerde kişisel bilgi ve verilerinizin yer almaması gerektiğini hatırlatırız.

seafoodplus.info kullanıcılarının çevirilerinden oluşturulan içerikte argo, küfür vb. uygun olmayan öğeler bulunabilir. Oluşturulan çeviriler her yaş ve kesimden insanlar için uygun olamayabileceğinden dolayı, rahatsızlık duyulan hallerde siteminizin kullanılmamasını öneriyoruz. Kullanıcılarımızın çevirilerle eklediği içeriklerde telif hakkı ya da kişiliğe hakaret vb. öğeler bulunuyorsa site yönetimiyle iletişime geçilmesi halinde gerekli düzenlemeler yapılacaktır.

İçindekiler

Sitenize ya da blogunuza Türkçe Arapça çeviri ekleyin:
l

Şehid Seyyid Kutub: Kardeşim sen özgürsün

buyuk_

Kendisini tamamen İslami değerlerin savunulmasına adayan, uğruna işkencelere maruz kalmasına rağmen bu davasından vazgeçmeyen Şehid Seyyid Kutub, 29 Ağustos yılında Mısır'da firavun rejimi tarafından idam edildi. Birçok önemli esere imza atan Kutub, "Ahi Ente Hurrun (Kardeşim Sen Özgürsün)" adlı şiirin de yazarıydı.

Tüm hayatı boyunca, öleceği âna dek İslam'a ve Kur'an'dan beslenen neslin önemine vurgu yapan, "Eğer Allah kanunu ile mahkûm edilmişsem ben Hakk'ın hükmüne razıyım" diyerek idama razı olan Kutub'dan geriye Mısır'a ve bütün İslam Dünyasına yön veren eserleri ve yılında Muhammed Mursi ile gündemimize giren "Ahi Ente Hurrun (Kardeşim Sen Özgürsün)" adlı şiiri kaldı.

Seyyid Kutub dünyayı iki kutup olarak değerlendirir: Birincisi İslam, ikincisi de demokrasi, sosyalizm, komünizm gibi tüm beşer aklının koyduğu sistemler.

SOSYAL ADALET ANCAK İSLAM'LA OLACAK

İlk çalışmalarını edebiyat alanında yapan Kutub, 'lı yıllardan itibaren İslami okumalarını ve araştırmalarını derinleştirmeye başladı. yılında yayınlanan Konum Dersleri, onun İslam düşüncesiyle irtibatını kuvvetlendirdiğinin önemli bir göstergesi olarak kabul edilir.

Sosyalizm, Kapitalizm gibi cahili değerler ve cahili yönetime ilişkin tenkitleri içeren yazılarına son verdirmek için yılında Amerikan eğitim ve öğretimini incelemek gerekçesiyle ABD'ye gönderilen Seyyid Kutub 'İslam'da Sosyal Adalet' isimli eserini de burada kaleme aldı.

Şehid, ABD' deki batı yaşam tarzı karşısında siyasi bilincini daha da çok geliştirerek söz konusu yaşam tarzına götürücü tüm vasıtaları toptan reddetmeye başladı.

Mısır'a dönüşünde Risalet, Livaül-cedid adlı İhvanın dergilerinde yazılar kaleme aldı.

İSLAM'LA KAPİTALİZMİN TEMEL FARKLILIĞI

Seyyid Kutup çok yankı uyandıran İslam'da Sosyal Adalet isimli kitabında İslam'ın sosyal adaletinin hem Kapitalizm'den, hem de Komünizm ve Sosyalizm 'den ayrıldığını şu gerekçelerle ifade eder:
"Kapitalist insan, daha çok para kazanabilmek için her yolu meşru görür. Böylelikle diğer insanlara da zulmetmeye başlar. İşte İslam'la kapitalizmin temel farklılığı ve çatışma noktası da burasıdır."

Komünizm ve sosyalizme karşıtlığını da şu ifadelerle dile getirir:
"Kapitalist ve Sosyalist batı, tam bir sömürgecilik zihniyetine sahiptir. Komünizm ise bizi bu kompradorlar zümresinden kurtararak ancak sadece dini inançlarımızı değil bütün hayati mukaddeslerimizi silip süpürecektir. İmanı şerefimizi de yok edecektir."

MISIR'IN İLK ELEŞTİRMENİ

yılında idam edilen Müslüman Kardeşler hareketinin lideri Seyyid Kutub daha 10 yaşında iken Kur'an'ın tamamını hıfzederek hafız oldu.

Seyyid Kutub öğrenim döneminde çok sayıda batılı yazar ve düşünce adamlarını tanımaya çalıştı. Bunun yanında çok sayıda siyasi, edebi, üslup ve yöntem konulu panel ve konferanslarda bulundu.

Eleştirilerini vurgulamaktan çekinmeyen Seyyid Kutub, 'lı yıllarda Mısır'ın ilk eleştirmeni olarak vasıflandırıldı.

SEYYİD KUTUB İLK TUTUKLANMASI


İşkence izlerinin görünmemesi için mahkemesi ertelendi

yılında Seyyid Kutub İhvanın haftalık dergisinin genel yayın yönetmenliğine getirildi. Bu dergi 'de hükümet tarafından kapatıldı ve İhvanın çalışmaları yasaklandığı gibi Seyyid Kutub da dahil olmak üzere çok sayıda Müslüman tutuklandı.

Daha sonra hükümet ipuçları bulamadığı için tutukluları serbest bıraksa da Mısır'da Birinci Arap-İsrail savaşının sonrasında başlayan siyasi çalkalanmalar da bir taraftan devam ediyordu.

Hür Subaylar Örgütü, iktidardaki Kral Faruk'a karşı bir darbe gerçekleştirdi. Darbe sonrası yönetimi bir süre perde arkasından yürüten Abdünnasır, daha sonra devlet başkanlığı görevini resmen ele aldı, ciddi bir baskı rejimi uyguladı. yılında kendisine yapılan suikast girişimini fırsata çevirdi ve birçok Müslüman Kardeşler mensubunu tutuklattı. Bu tutuklananlar arasında Seyyid Kutub da vardı.

HAPİSHANEDE DAHİ İSLAM İÇİN SAVAŞTI

Hapishanelerde ağır işkencelere uğrayan müslüman kardeşler mensupları ve Seyyid Kutub yapılanlardan dolayı mide ve bağırsak kanaması geçirdi.

Öyle ki, mahkemesini izlemek amacıyla Mısır'a gelen insan hakları temsilcisinin Seyyid Kutub'un vücudundaki işkence izlerini görmemesi için mahkemesi ertelendi.

İnsan hakları temsilcisinin Mısır'dan ayrılmasından iki hafta sonra Kutub, mahkemeye çıkarıldı ve hapse mahkûm edildi.

15 yıl hapis cezası alan ve hapiste kaldığı sürece çok ağır işkencelere uğrayan Kutub, ve yılları arasında kaldığı hapishanede, tüm zorluklara rağmen Fi Zilâl'il-Kur'an ile Müslümanların düşünce dünyasında çığır açan Yoldaki İşaretler adlı eserini kaleme aldı.

Seyyid Kutub'un zindan hayatı yılına kadar sürdü. Daha sonra Irak devlet başkanı Abdüsselam Arif'in ricası üzerine salıverildi. Bir buçuk yıl aradan sonra silahlı devrime kalkışması suçundan tekrar hapsedilerek hakkında ölüm fermanı hazırlandı.

YOLDAKİ İŞARETLER ESERİ


Hâkimiyet tezini yoğun bir şekilde işler

Şehadetine vesile olan Yoldaki İşaretler isimli eserinde Seyyid Kutub hakimiyet tezini yoğun bir şekilde işler, İslam dünyasındaki uyanışlarında vesilesi olan tevhid hakikatini şu sözlerle dile getirir : "Bu dinde kesin husus; "La İlahe İllallah" yani "hakimiyetin sadece ALLAH'a ait olduğu"na insanlar şahitlik etmedikleri sürece, bu dinin vicdanda bir akide veya hayat gerçeğinde bir din olarak gerçekleşmesinin imkansız olduğudur."

Yani bu din vicdanlarda esaslı bir akide olmakla beraber, hayat pratiğinde de sistem şeklinde kendisini göstermelidir. Böylece toplumsal yaşantıda tek hakimiyet Allah'ın şeriatına ait olur. Ondan başka hiçbir güç ve otorite kanun koyma yetkisini, cesaretini kendisinde bularak ilahlık iddiasında bulunamaz. Kendisinde bu yetkileri görerek ortaya çıkanlar tağut olurlar. Ve bir Müslümanın iman etmeden önce tüm tağutları reddetmesi gerekir. (Bakara )

ŞEHİD KUTUB'UN SON SÖZLERİ

"
Allah yolunda yaptığım iş için özür dilemem"

Hapis ve işkence döneminin yeniden başladığı bu süreçte, Abdünnasır, özür dilediği takdirde Seyyid Kutub'u affedeceğini söyler. Seyyid Kutub davasından vazgeçmez ve Abdünnasır'ın teklifine karşı şöyle cevap verir:
"Eğer Allah kanunu ile mahkûm edilmişsem ben Hakk'ın hükmüne razıyım. Eğer batıl kanunlarla mahkûm olmuşsam ondan çok daha üstün bir düşünceye sahip olduğum için batıldan ve münafıklardan merhamet dilemem. Allah'a şükürler olsun ki on beş sene cihad ettikten sonra bu mertebeye ulaştım. Ben Allah yolunda yaptığım iş için asla özür dilemem. Namazda Allah'ın birliğine şehadet eden parmağım asla bir tağutun hükmünü onaylayan tek bir harf bile yazmayacaktır."

yılının 29 Ağustos'unda darağacına çıkarılır ve kurtulması için çırpınan kız kardeşine, şu sözleri söyler: "Eğer Allah kanunları ile mahkum edilmişsem, ben hakkın hükmüne razıyım. Yok eğer batıl kanunlarla mahkum edilmişsem ondan çok daha üstün bir düşünceye sahip olduğumdan batıldan ve münafıklardan merhamet dilemem."

Kutub'tan geriye Mısır'a ve bütün İslam Dünyasına yön veren eserler ve yılında Muhammed Mursi ile gündemimize giren "Ahi Ente Hurrun (Kardeşim Sen Özgürsün)" adlı şiiri kaldı.

Seyyid Kutub'un Zindanda ki Kardeşlerine Yazdığı Şiir:
Kardeşim Sen Özgürsün

Kardeşim sen parmaklıklar ardında da olsan özgürsün - Kardeşim sen pırangalara vurulsan da özgürsün
Sen Allah'a bağlandığın zaman - Sana Kölelerin tuzağı ne zarar verebilir ki
Kardeşim karanlığın ordularını kökten sileceksin - Ve bununla yeryüzünde yeni bir fecr doğacak
Sen ruhunu bu fecrin doğuşuna teslim et - O zaman fecrin bizi uzaktan karşıladığını göreceksin
Kardeşim Muhakkak ki ellerinden kanlar akmıştır - ve zillete mahkûm olmaktan yüz çevirmiştir
Muhakkak ki bir gün o şehadet âşıkları - Ebediyet kanı ile Cennete yükselecektir
Kardeşim sana ne oluyor ki savaştan bıkmışsın - Omuzundan silahını atmışsın
Söyle bana kim fedakârlık edecek ve yaraları kim saracak - Ve yeniden sancağımızı kim dalgalandıracak
Kardeşim Muhakkak ki ben bugün sarsılmaz dayanağa sahibim - Ve yerlerine dayanmış dağları, kayaları parça parça ederim
Ve yarın bu silahımla bozgunculara karşı savaşacağım – Ta ki yeryüzünden yok edinceye kadar
Ben Rabb ve din için intikam alacağım - Yılmadan Resul ve sunnet üzerine devam edeceğim -
Ya dünyayı kuşatacak zafer – Ya da Allah'a sunulacak şehadet
Kesinlikle Kardeşim ben savaştan yılacak değilim – Silahı da atacak da değilim
Şayet kardeşim ben ölürsem şehidim - Sende övülmüş bir zaferle devam edersin
Muhakkak ki ben emin bir şekilde - Yıldızların Rabbi olan Allah'a giden yol üzerindeyim
İster beni affedin ister beni cezalandırın - Muhakkak ki ben verilen ahde eminim
Kardeşim yürü tereddüt etmeden arkana bakma - Senin yolun kanla boyanmıştır
Oraya buraya aldırış etme - Allah'tan başkasına boyun eğme
Kanadı kırık bir kuş değiliz ki - Bundan dolayı zelil görünüp öldürülelim
Adım adım çarpışmaya çağıran - Kanların sesini işitiyorum
Kardeşim benim üzerime ağlarsan - Benim kabrimi o içten damlalarla ıslatırsan
Ufalanmış kemiklerden kendine meşale oluştur Ve ışığıyla yaklaşan zafere doğru ilerle
Kardeşim biz ölürsek sevdiklerimize kavuşacağız - Rabbimizin bahçeleri bizim için hazırlanmıştır
Muhakkak ki o Cennetin kuşları etrafımızda kanat çırpacaktır - Ebedi diyar bizim için ne kadar hoştur

 

HABERLER

Ürdün'de yaşayan Suriye kökenli sanatçı Yahya Havva, 'da idam edilerek şehit edilen Seyyid Kutub'a ithafen yazılan " Ahi Ente Hurrun / Kardeşim Sen Hürsün" adlı şiiri aynı anonim ezgisiyle ve "Rabia şarkısı" adıyla yeniden seslendirdi.

Kanun, ney, tambur gibi Türk sazları eşliğinde İstanbul'daki bir stüdyoda okunan Rabia şarkısı ve enstrümantal versiyonu sadece sosyal medyada paylaşılacak.

Havva'nın seslendirdiği eser bugünden itibaren "seafoodplus.info" sitesinden tüm dünyada aynı anda izlenebilecek.

Yahya Havva, Rabia şarkısını, çalışmalarını yürüttüğü stüdyoda ilk kez Anadolu Ajansı için okudu.

"Mısır'ın Sesini Dünyaya Duyurmak İstiyorum"

Havva, Rabia şarkısıyla dünyaya vermek istediği mesajla ilgili de şunları söyledi:

"Rabia şarkısında asıl mesaj ve amacım; insani duyguları paylaşmak ve kardeşlik duygularını artırmaktır. Şarkının asıl amaçlarından birisi de mazlumların yanında durmak ve sesini duyurmaktır. Türklerin, Arapların yanındaki duruşunu takdirle karşılıyor ve teşekkür ediyoruz. Allah bana ses verdi, ben de bu sesimi, sanatımı Mısır'ın sesini dünyaya duyurmak için kullanmak istiyorum. Şarkım, bu mazlumların yaptıklarının yanında sadece ufacık bir şeydir. Mısır  için bu şarkının da inşallah etkisi olur."

Ekonomik beklenti içinde olmadığını ifade eden Havva, "Amacım sadece insanlara yardım etmektir. Herhangi bir para kazanma söz konusu değil" dedi.

Suriye'deki Saldırı

Suriye'deki kimyasal saldırıyı da değerlendiren Yahya Havva, ülkesinde 2 senede binden fazla insanın şehit olduğuna dikkati çekti. Suriye'de yaşanan olaylara uluslararası kuruluşların ve BM'nin müdahil olmadığını vurgulayan Havva, şöyle devam etti:

"Maalesef kimyasal saldırıdan sonra uluslararası kamuoyunda Suriye'ye müdahale gündeme geldi. Korkumuz, yapılacak saldırıda da Suriye halkının zarar görmesi. Şimdiye kadar birçok çocuk hayatını kaybetti. İnşallah Esed'in zulmü son bulacak. Suriye'deki insanlar için sabırlarından dolayı güzel günler yakındır."

"Şiirin Hikayesi Çok Etkileyici"

Türk ve Arap müziğinden esintilerin olduğu yeni çalışmanın müzik direktörlüğünü İlker Çelik, prodüktörlüğünü ise Metin Gım yaptı.

Metin Gım, çalışmayla ilgili olarak AA’ya şunları kaydetti:

"Kardeşim Sen Hürsün şiiri, yılında büyük düşünür şehit Seyyid Kutup tarafından yazıldı. Tora cezaevinde yazılan bu şiirin hikayesi çok etkileyicidir. O günden beri dillerde dolaşır. Mısır'daki son olaylarda adı bilinmeyen sanatçılar bu şiire bir beste yaptı. Bu beste, Rabia işareti ve hareketiyle özdeşleşti neredeyse. Biz Türk sazlarıyla ve değerli sanatçı Yahya Havva ile bunu yeniden yorumladık. Yani güfte Mısır, sazlar Türk, solist Suriye ve beste Ortadoğu'dan bilinmeyen biri. Tam olarak İslam coğrafyasını temsil eden bir eser oldu. Hiçbir ticari amacımız yok, sosyal medyada ücretsiz dağıtılacak."

Etiketler :video, seyyid kutup, yorum, dinle, kardeşim sen özgürsün, ahi ente hurrun, Yahya Havva

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir