anestezide ölüm riski / Ameliyathaneler Hastaların En Az Risk Altında Olduğu Yer

Anestezide Ölüm Riski

anestezide ölüm riski

Ameliyathaneler Hastaların En Az Risk Altında Olduğu Yer

Yeni bir araştırmaya göre, ameliyat olması gereken hastalar için en ölümcül zaman ameliyathanede geçirdikleri saatler değil, nekahet ve taburcu olduktan sonraki istirahat dönemi.

Araştırmada 14 ülkeden 28 hastanede 45 yaş üstü 40 bin hastanın ameliyat sonrası geçirdiği 30 günlük sürece bakıldı. Komplikasyonların ve ölümlerin kapsama alındığı araştırmaya kalp ameliyatları dahil edilmedi.

Ölen hastaların sadece beşi, yani yüzde birden azı, ameliyat masasında kaldı. Yüzde 70’i, yani hastaysa ameliyat sonrası hastanede yattıkları dönemde yaşamını yitirdi. Ölenlerin yüzde 29’u, yani ’uysa taburcu olduktan sonra hayatını kaybeden hastalardı.

Ölümlerin neredeyse yarısı üç nedene bağlı olarak gerçekleşti. Bunlar, ağır kanama, kalbin hasar görmesi ve kan dolaşımı enfeksiyonları olarak sıralandı.

Kanada McMaster Üniversitesi’ndeki araştırma ekibinin lideri Dr. P.J. Deveraux, “Birçok aile, yakınları ameliyattayken içeriden alacakları bir haber için stresle bekler ama araştırmamız ortaya koyuyor ki hasta ölümlerinin çok az bir bölümü ameliyathanede gerçekleşiyor” dedi.

Devereaux, araştırmalarının ameliyat sonrası bakım ve evde istirahat dönemine geçiş süreci için daha dikkatli çalışılması gerektiğini ortaya koyduğunu da söyledi.

Kanada Tabipler Birliği Dergisi CMAJ’e göre, her yıl 45 yaş üstü milyon hasta, kalple ilgili olmayan sorunlar nedeniyle ameliyat geçiriyor.

Son yıllardaki teknolojik ve tıbbi ilerlemeler, ameliyatları daha az invazif, daha çok güvenli hale getirdi. Ancak aynı zamanda hastalar hastaneye daha kötü durumda gelmeye başladı ve eskiden hastanede daha uzun tutulurlarken daha karmaşık bakım ihtiyaçla taburcu edilir oldular.

Araştırmaya konu olan hastaların yarıya yakını yüksek tansiyona sahipken, yüzde 20’si şeker yüzde 13’ü de kalp damar hastasıydı.

Üçte birinden fazlası aciliyeti olmayan düşük riskli prosedürler için hastaneye yatarken, geri kalanların çoğu genel, ortopedik, ürolojik, jinekolojik, vasküler ve nörolojik büyük operasyonlar için ameliyathaneye alındı.

Ameliyat sonrası ağır kanama yaşayan hastaların 30 gün içinde yaşamlarını yitirme riski, bu komplikasyonu yaşamayanlara göre iki kat fazla oldu.

Kalp ameliyatı geçirmemesine rağmen kalpleriyle ilgili komplikasyon yaşayan hastaların hayatlarını kaybetme riski de iki kat arttı.

En tehlikeli komplikasyon ise halk arasında kan zehirlenmesi olarak bilinen sepsis. Kan dolaşımındaki enfeksiyon nedeniyle ameliyat sonrası ilk 30 gün içinde ölüm riski beş kat fazla olarak belirlendi.

Araştırma kontrollü bir deney olarak tasarlanmadığından bu komplikasyonların doğrudan ölüme neden olup olmadığına bakılmadı.

Ölüme neden olan komplikasyonların ortak paydası ise enflamasyon. Araştırma ekibinden Baranby Charles Reeves, ameliyatların bünye çağında enflamasyona neden olduğuna, bunun da tek ya da çoklu organ yetmezliğine yol açabileceğine dikkat çekiyor.

Ameliyatta verilen anestezi ya da sonrasındaki narkotik ağrı kesiciler de hastanın bünyesinde bir terslik olup olmadığını anlamasını engelleyebiliyor. Bu nedenle komplikasyonlar hemen keşfedilemiyor ve tedavi de gecikebiliyor.

Ameliyat hastalarda enflamasyon, stres ve pıhtılaşma sistemlerini harekete geçiriyor. Bu sistemler, hastaları büyük komplikasyonlara yatkın hale getiriyor. Uzmanlara göre ameliyat sonrası ölüm riskinin düşürülmesi sağlık görevlilerine olduğu kadar, hasta ve hasta yakınlarının da süreci yakından izlemesine bağlı.

Genel anestezi nedir, kimlere uygulanmaz?

Özellikle karın içi ameliyatları ve baş-boyun cerrahisi, beyin, bağırsak, karaciğer, tiroit, ses teli, kulak ve kanser ameliyatı gibi operasyonlarda sıklıkla tercih edilen genel anestezi hakkında bilinmesi gerekenleri haberimizde sizler için derledik. Genel anestezi nedir, kimlere uygulanmaz? İşte cevapları

seafoodplus.info

Yayınlanma: - 06 Mart Güncellenme:

Genel anestezi nedir, kimlere uygulanmaz?

Genellikle uzun ameliyatlar veya çok ağrılı olanlar için kullanılan genel anestezinin ilk uygulamasına dair bilgiler MÖ yıllarında Antik Yunanistan’a kadar uzanır. Ancak bilimsel anlamda kullanımı 19’ncı yüzyılın ikinci yarısından itibaren olmuştur. Peki, genel anestezi nedir, kimlere uygulanmaz? Merak edilen tüm detaylar haberimizde…

GENEL ANESTEZİ NEDİR?

Genel anestezi, hastaların herhangi bir ağrılı cerrahi işlem için uyutulması, işlemin sonunda da uyandırılmasıdır. Derin bir uyku durumuna benzeyen genel anestezi altındaki beyin ağrı sinyallerine veya reflekslerine cevap vermez. Genellikle intravenöz ilaçlar ve gazlar birlikte kullanır. Şuur kaybı ve anestezinin yanı sıra amnezi (unutma) ve kas gevşemesi de sağlanır.

Genel anestezide kullanılan iki temel anestezik vardır; inhalasyon ve intravenöz anestezi ilaçları. İnhalasyon (solunum yoluyla verilen) anestezi ilaçlarına volatil anestezikler de denir (uçucu). Volatil anestezikler akciğerlerden (solunum yoluyla) kana karışırak dokulara ulaşır. Günümüzde inhalasyon anestezikleri tek başına kullanılmazlar, intravenöz anestetiklerle birlikte kullanılırlar. İnhalasyon ve intravenöz anestezik kombinasyonuna, genellikle ağrı giderme için opioidler (morfin türevi) ve kas gevşemesi (felci) için nöromüsküler blokerler eklenir. Bu anestezi türüne dengeli anestezi denir.

Genel anesteziden kaynaklanan ciddi komplikasyon riski düşük olmasına rağmen, kalp krizi, inme, beyin hasarı ve ölüm olabilir. Komplikasyon riski, kısmen hastanın yaşı, cinsiyeti, kilosu, alerjileri, genel sağlık durumu, sigara, alkol veya uyuşturucu kullanma öyküsüne bağlıdır.

GENEL ANESTEZİ KİMLERE UYGULANMAZ?

Genel anestezi genel olarak çok güvenlidir; önemli sağlık sorunları olan çoğu insan ciddi bir sorun yaşamadan genel anestezi alabilir. Ancak, özellikle solunum yolu problemleri olan hastalarda, ileri evredeki kalp ve akciğer hastalıklarında genel anestezi bazı riskler getirebilir. Bu süreçte işlev görmeyen sinir hücreleri organların fonksiyonlarını engeller. Ayrıca solunum yolu problemleri olan hastalar içinde genel anestezi yapılmaz. İleri evredeki kalp ve akciğer hastalıklarında genel anestezi bazı riskler getirebilir. Aynı zamanda kol bacak, karın ve bölgesel olan hastalıklar için de genel anesteziye gerek yoktur. Karın içi bazı ameliyatlar kasıktan iğne yapılarak ya da kateter yerleştirilerek epidural anesteziyle gerçekleştirilebilir.

Sağlık Bakanlığı'ndan anestezi ilacı açıklaması!İlginizi ÇekebilirSağlık Bakanlığı'ndan anestezi ilacı açıklaması!

AğrıbacakbeyinIspartaKalp krizikanserÖlümSağlıkSağlık BakanlığısigarauyuşturucuYunanistan

Anestezi Ölüm Riski Nedir?

Anestezi Ölüm Riski Nedir?

Anestezide ölüm riskinin ne olduğu sıklıkla merak edilmektedir. Anestezide ölüm riski pek çok anestezi hastasını korkutsa da genel olarak ölüm riski çok düşüktür. Halk arasında yarı ölüm hali gibi nitelendirilen anestezi sanıldığı kadar riskli bir durum değildir. Her yüz bin hastada bir oranında ölüm gibi bir riskle karşılaşmak mümkündür.

Anestezi Şekeri Yükseltir Mi? >

Anestezi Nedir?Anestezi Çeşitleri Nelerdir? Anestezi Orucu Bozar Mı? Anestezi Ölüm Riski Nedir?Anestezi Şekeri Yükseltir Mi?Anestezi Vücuttan Nasıl Atılır?

Anestezi ile İlgili Bilinmesi Gerekenler

Anestezi ile İlgili Bilinmesi Gerekenler. Anestezi nedir, çeşitleri nelerdir, orucu bozar mı, ölüm riski nedir, şekeri yükseltir mi, vücuttan nasıl atılır? Sorularını sizler için yanıtladık.

Anestezi hemen hemen her birimizin yakından bildi, tanıdığı bir kavramdır. Halk arasında uyuşturmak olarak da bilinir. Anestezi özellikle cerrahi işlem öncesinde bedenin belli bir kısmının ya da tamamının ağır ve acıya karşı duyarsızlaştırılması için verilen bir ilaçtır. Duyu fonksiyonlarını ve hatta bilinci bile kapatabilen anestezi ihtiyaca göre hekim kontrolünde verilen bir ilaçtır. Yine ihtiyaca göre genel anestezi ve lokal anesteziden bahsetmek mümkün olacaktır. Lokal anestezi vücudun belli bir kısmının uyuşturulması için yapılırken, genel anestezide hasta tamamen uyutulur. Özellikle ameliyat öncesinde ve doğumda kullanılan bu yöntem hastaların çeşitli işlemlere karşı duyarsızlaşmasının sağlıyor. Hem solunum yolu ile hem de damardan verilebilen bu ilaçları alan hastalar bir ya da iki dakika gibi bir süre sonrasında anestezi tesirine giriyor. Bunu verebilen kişiler ise genelde özel eğitim almış uzmanlardan oluşuyor. Anestezi her ne kadar hastanın konforu için yıllardan beridir uygun görülen bir yöntem olsa da esasında çok riskli bir durum. Bunun için hastanın hayati fonksiyonları sürekli denetleniyor. Anestezi hakkında tüm merak ettiklerinizi sizler için derledik;

Anestezi Nedir?

Anestezi, hem ameliyat öncesinde hem de ameliyat benzeri durumlarda hastanın acı hissetmesine engel olmak üzere verilen bir ilaçtır. Hem solunum hem de damar yolu ile verilebilen anestezi, tamamen ya da lokal olarak verilebiliyor. Özellikle ameliyatlarda hastanın acı duymasını engellemek ve ameliyatın daha güvenilir şartlar altında yapılmasını sağlamak amacı ile anestezi uygulamasına kara verilir. Anestezi her durumda ve şartta verilmeyeceğinden uzman doktor kontrolünde verilmesi gereklidir.

Anestezi Çeşitleri Nelerdir?

Anestezi çeşitlerinin neler olduğu konusunda sıklıkla sorulan sorular bulunmaktadır. Anestezi türlerine bakıldığında şunlardan bahsedilebilir;

·        Genel Anestezi:

Meme kanseri, kolon kanseri gibi uzun süreceği bilinen ameliyatlarda genel anestezi uygulanır. Genel anestezi hem intravenöz hem de inhalasyon yolu ile verilebilir. İnhalasyon ile verilen genel anestezi hastanın akciğerlerine ulaşır ve duyu ile bilinç kaybı aynı anda durdurulur. Bu esnada hasta tansiyonu, kalp atışları, solunum ve diğer hayati değerleri daima kontrol altında tutulur.

·        Lokal Anestezi:

Bu anestezi türünde yalnızca operasyonunun gerçekleşeceği ya da operasyonun gerçekleştiği bölgedeki durumdan hastanın etkilenmemesi sağlanır. Genelde diş operasyonlarında ve doğum gibi durumlarda kullanılmak üzere geliştirilmiştir. Deri altından girilerek anestezi verilir. Lokal anestezinin en sık kullanıldığı bölgeler arasında diş, kulak, boğaz, göz, omuz gibi bölgelerdir.

·        Bölgesel Anestezi:

Lokal anesteziye nazaran vücudun birden çok bölgesini uyuşturan fakat hastanın bilincinin açık olduğu bir anestezi türünden bahsetmek mümkün olacaktır. Genelde kateter aracılığı ile verilir. Bel, belden aşağısı, omuz ve v-bacak gibi uzuvlarda kullanılır.

Anestezi Orucu Bozar Mı?

Anestezi orucun bozulmasında etkilidir. Anestezinin genel anestezi ve lokal anestezi olmak üzere türevlerinden bahsetmiştik. Eğer anestezi genel ise bu durumda hem vücuda sıvı bir madde girmiş olacağından dolayı hem de hastanın bilinci yerinde olmayacağından dolayı orucu bozan etkilerinden bahsetmek söz konusu olacaktır.

Anestezi Ölüm Riski Nedir?

Anestezide ölüm riskinin ne olduğu sıklıkla merak edilmektedir. Anestezide ölüm riski pek çok anestezi hastasını korkutsa da genel olarak ölüm riski çok düşüktür. Halk arasında yarı ölüm hali gibi nitelendirilen anestezi sanıldığı kadar riskli bir durum değildir. Her yüz bin hastada bir oranında ölüm gibi bir riskle karşılaşmak mümkündür.

Anestezi Şekeri Yükseltir Mi?

Hastalara verilen anestezinin şeker hastalığını tetikleyip tetiklemeyeceği merak edilmektedir. Anestezinin şekeri yükselttiğine ilişkin belirgin bir veri ise bulunmaz. Anestezi verilecek hastalara bakıldığında genel sağlık sorunları sorulur. Eğer hasta sigara kullanıyorsa, hipertansiyon ya da diyabet hastası ise bu durumda kontrollü verilmesi gerektiğine karar verilebilir.

Anestezi Vücuttan Nasıl Atılır?

Narkoz olarak da bilinen anestezinin etkisinden çıkmak bir hayli zor ve yorucudur. Pek çok kişi ameliyat sonrasında bunu atabilmek için çözüm yollarına başvurur. Anesteziye bakıldığında en sık atma yöntemi olarak idrar gösterilmektedir. Bunun için ameliyat sonrasında hasta yiyip içebilir bir hale geldiğinde bol su içmelidir. Buna ek olarak sık sık sağlıklı yemek yenmelidir. Sık yemek yemek kas hareketliliğini de sağlayacağı için hastanın yemek yemesi ve bol bol su içmesi narkozu en iyi atma yöntemidir.

Yorumlar

Anesteziye dikkat!

Yasalara göre hastaların anestezi ve anestezi uzmanını seçme hakkı var ama personel eksikliği nedeniyle bu hak kullanılamıyor…

Anestezi Uzmanı Hamit Kalfaoğlu, anestezinin en yaygın bilinen tekniği olan narkoz denilen ‘genel anestezinin’ risklerine dikkati çekti ve tüm anestezilerde bulunan ölüm riskinin genel anestezide 30 kat fazla olduğunu kaydetti. 

Anestezi Uzmanı Kalfaoğlu, ameliyata girecek hastalara anestezi tekniğinin dayatılamayacağını, anestezi tekniği ile anestezi uzmanının hasta tarafından seçilmesi gerektiğini, bunun hastaların yasal hakkı olduğunu vurguladı.

Hastanın anestezi uzmanı ile uygulanacak anestezi tekniğini seçerek, uzmanı ile birebir muhatap olması, ameliyatta anestezi riskini ciddi oranda azaltıyor

Rana SARRO

Anestezi Uzmanı Hamit Kalfaoğlu, anestezinin en yaygın bilinen tekniği olan narkoz denilen ‘genel anestezinin’ risklerine dikkati çekti ve tüm anestezilerde bulunan ölüm riskinin genel anestezide 30 kat fazla olduğunu kaydetti.

Anestezi uzmanı ile anestezi tekniğini hastaların seçme hakkı bulunduğuna dikkati çeken Anestezi Uzmanı Kalfaoğlu, devlet hastanelerinde yeterli anestezi uzmanı bulunmaması nedeniyle, hastaların hayatını ilgilendiren bu hakkını kullanma şansı olmadığını söyledi.

Deneyimli Anestezi Uzmanı Kalfaoğlu’ndan alınan bilgilere göre; Mağusa’da 2, Cengiz Topel’de 1, Girne’de 1, Lefkoşa Devlet Hastanesi’nde de görev yapan 7 anestezi uzmanı bulunuyor.

“Ölüm riski 30 kat fazla!”

Uzman Doktor Hamit Kalfaoğlu, hissizlik anlamına gelen anestezinin, birçok tekniği bulunduğunu, en yaygın bilinen tekniği olan narkoz denilen genel anestezinin diğer tekniklerden 30 kat daha riskli olduğunu belirtti.

Anestezi Uzmanı Kalfaoğlu, anestezistlerin uyguladığı teknikler arasında en riskli tekniğin genel anestezi olduğunu, sinir blokları ve spiral anestezi tekniklerinin ise en az riskli olduğunu belirtti.

Narkozun her zaman çok daha fazla riskli olduğuna dikkati çeken Kalfaoğlu, narkozda öngörülemeyen komplikasyonlar olduğunu vurguladı.

Kalfaoğlu, genel anestezi dışındaki diğer anestezi tekniklerinde ise, çok ciddi sorunlarla karşılaşılmadığını, çıkabilecek olan problemin iyi bilindiği ve tedbir alma şansının bulunduğunu anlattı.

Buna rağmen, tüm anestezi tekniklerinde ölüm riski olduğunu belirten Anestezi Uzmanı Kalfaoğlu, genel anestezinin 30 kat daha riskli olduğunu belirtti ve “Genel anestezide bin hastadan 30’unu kaybetme riski varken, diğer anestezi tekniklerinde ise bin hastadan 1’inin kaybedilmesi riski vardır” dedi.

“Hasta %30 riske atılırdı”

“Son dönemlerdeki gelişmelerden sonra belli hastaların dışında hiçbir hastayı uyutmak zorunda değiliz. Son yıllarda, göbek seviyesinin üstünde olan ameliyatlar uyutuluyor, göbek seviyesinin altında olan ameliyatlar uyutulmuyor” diyen Hamit Kalfaoğlu, geçmiş yıllarda her ameliyatta genel anestezinin tercih edilmesinin nedeninin ise, doktorların deneyimleri ile ilgili olduğunu belirtti. Kalfaoğlu, “Diğer teknikler eski nesil doktorların çok fazla bildiği bir teknik değildi” dedi.

“Doktor kâğıt imzalatmadan, hastaya anlatmak zorunda!”

Ameliyata alınacak hastalara, yasal prosedür gereği ‘Onay Formu’ denilen form imzalatılmadan önce, hastaya olabilecek komplikasyonlar ve ameliyatın risklerinin doktor tarafından anlatılarak, hastanın ameliyatı veya anestezi tekniğini kabul etmesi gerektiğini dikkati çeken Kalfaoğlu, şöyle konuştu:

“Diğer doktorların veya anestezi uzmanlarının nasıl yaptığını bilmem ama ben hastaya olabilecek her şeyi detaylı olarak anlatırım ve anestezi tekniğini seçmeyi hastaya bırakırım. Zaten yasal olarak da bunu yapmamız gerekir.”

Doğumda anestezi riski

Ameliyatlardaki anestezi risklerinin normal doğumlar için de geçerli olduğunu belirten Anestezi Uzmanı Kalfaoğlu, genel anestezinin sezaryenlerde hem anne hem de bebek için daha riskli olduğuna dikkati çekti.

Kalfaoğlu, diğer anestezi tekniklerinde kullanılan ilaçların ise hiçbirinin plasentayı geçmediği ve anne ile bebeğin daha az risk alında olduğunu anlatarak, doğumda genel anestezinin sakıncalarını şöyle anlattı:

Bebeğe narkoz riski

“Ama normal doğumlarda ya da sezaryenlerde risk sadece anne açısından düşünülmemeli. Annenin karnında bir de bebek var ve genel anestezide kullanılan narkoz her bebeğe ulaşır. Bir çocuk doğduğu zaman ilk dakikalarda nefes alışı ve fonksiyonları tüm hayatını etkiler. Doğduğu anda 3 dakika nefes alamaması, direkt beyini etkiler, ileride zekâ seviyesi yaşıtlarından her zaman daha geride olacaktır Dolayısıyla anestezide, bebeğin ilaç almaması oldukça önemlidir” dedi.

 “Hastayı ameliyat masasında görmemeli”

Anestezi Uzmanı Kalfaoğlu, hiçbir hastaya anestezi tekniğinin dayatılamayacağını, anestezi tekniği ile anestezi uzmanının hasta tarafından seçilmesi gerektiğini, bunun hastaların yasal hakkı olduğunu vurguladı.

Hastaların tercihinin sorulması ve anestezistlerin bire bir hasta ile muhatap olmasının önemine dikkat çeken Kalfaoğlu, “Anestezi uzmanlarının her ameliyat öncesinde hastaya zaman ayırması ve bire bir muhatap olması gerekir” dedi.

Ameliyata girecek her hastanın, anestezi uzmanını seçme hakkına sahip olduğunu belirten Kalfaoğlu, hastanın güvendiği anestezistini seçmesinin önemine dikkat çekti ve şöyle konuştu:

“Anestezi uzmanını ameliyattan önce görmesi gerekir ve tüm rahatsızlıklarını, hastalıklarını ve tıbbi hikâyesini anestezi doktoruna anlatması ve birlikte karar verilmesi gerekir. Bu anestezi riskini ciddi oranda azaltır. Çünkü bir doktorun herşeyi bilerek anesteziyi uygulaması çok önemlidir.”

“Devlet hastanelerinde hastanın bu şansı yok”

Hastanın anestezi uzmanını kendisinin seçmesi yasal hakkı iken, devlet hastanelerinde, hastaların anestezi uzmanını seçme şansının bulunmadığını belirtti ve “hastanede oncall anestezist kimse ameliyata o girer. Dolayısıyla yasal hakkı olmasına rağmen böyle bir şansı olmayabilir. Ancak unutulmamalıdır ki, cerrahın ve kadın doğumcunun kötüsü hastayı öldürdüğü gibi, anestezistin de kötüsü hastayı öldürür. Cerrahın en iyisinin istendiği gibi hasta anesteziste de dikkat etmesi gerekir. Cerrah kötü ameliyat yaparsa hasta ölür. Anestezist de kötü narkoz yaparsa yine hasta ölür” diye konuştu.

Cerrahlar çıkıp ‘narkozu kaldırmadı’ derdi

İstatistikî bilgilere göre, bir hastanın anesteziden ölme ihtimalinin, cerrahi komplikasyondan ölme ihtimalinden daha az olduğuna da belirten Kalfaoğlu, ameliyat sonrası veya ameliyat sırasında ölüm sebeplerinin yüzde 80 cerrahi olduğunu belirtti.

Geçmiş yıllarda, anestezistler direkt olarak hasta yakınlarıyla muhatap olmadığı için bunun hasta yakınlarına hiçbir zaman açıklanma şansı olmadığını ve cerrahların ‘narkozu kaldırmadı’ şeklinde gerekçeler gösterdiğini anlattı.

Hâlbuki narkozun gerekçe gösterildiği birçok ölümün esas nedeninin, çok yüksek oranda cerrahi olduğunu söyledi.

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir