Aşırı terleyen çocukların terleme nedenin mutlaka tespit edilmesi gerekir çünkü arka planda ciddi bir rahatsızlık yatıyor olabilir.
Yazın kavurucu sıcaklardan hepimiz perişan oluyoruz. Kalp hastalığı, fazla kilo gibi problemleri olan kişiler üzerinde sıcakların etkisi daha çok olabiliyor. Peki ya çocuklar? Sıcaklar bazı çocukları daha zor durumda bırakabiliyor. Pek çok anne-baba çocuğunun terlemesinden yakınıyor. Baş, sırt ve ensesi aşırı terleyen çocukları iyi gözlemlemek gerekiyor. Zira hareketli bir çocuğun sıcaklarda terlemesi son derece normal. Ancak ebeveynler aşırı terlemenin sadece sıcaklara bağlanamaması gerektiğini ve ciddi hastalıklara işaret edebileceğini unutmamalı. Bebeklerde ve çocuklarda aşırı terlemenin nedenleri ve öneriler...
Bebeklerde uyurken terleme sıklıkla endişe edilebilecek bir durum değildir. Fakat odanın ısısını düşürmenize ya da daha ince giysilerle uyutmanıza rağmen aşırı terleme varsa bu durum incelenmelidir. Kimi zaman kalp hastalıkları, kalp ritminin artışı veya kalbe dönen kan yükünün artışına neden olarak terlemeye neden olabiliyor. Özellikle bebeklerde kalp ve damar problemleri konusunda aileler bilinçli olmalı. Ağız çevresinde beliren morarma, ağlarken tıkanma veya soluk durması olarak adlandırılan katılma ve terleme birlikteliğine dikkat! Bu durumda mutlaka çocuk doktoruna başvurmak gerekiyor. Doğumsal kalp hastalığı olan çocuklar aşırı terlemeye başlamışlarsa kalp yetmezliğine gidiş açısından uyarıcı olmalı.
Bebeklerde hipoglisemi yani kan şekerinin aşırı düşmesi, ağır bir terlemeye neden oluyor. Titreme, aşırı terleme, morarma, emme isteksizliği ve kalbin hızlı çarpması ile birlikte görülüyor. Daha büyüklerde solukluk, dalgınlık ve anormal davranışlarla da kendini gösterebiliyor. Çok acil müdahale edilmesi gereken ve mutlaka çocuk doktoruna danışılması gereken bir durum. Tiroit bezinin aşırı çalışması durumunda (hipertiroidi) metabolizma hızı artarak terlemeye neden oluyor.
Geniz eti büyüklüğü ve burun tıkanıklığı çocuklarda sık görülen terleme nedenlerinden. Geniz eti mekanik tıkanıklık yoluyla eforlu nefes alıp vermeyi, bu da solunum ve kalp ritminde artışlarla birlikte terlemenin artışına neden oluyor. Geniz eti normalden büyük olan çocuklarda gece terlemeleri ve uyku apne sendromuna sık rastlanıyor. Bunun için çok dikkatli olmak ve kesinlikle tedaviyi ihmal etmemek gerekiyor.
Solunum yolu hastalıkları ve alerji çocukların çok fazla terlemesine neden olan unsurlar. Zor nefes alıp vermek, burun etlerinde alerjik şişmeler solunum ve geniz sekresyonlarındaki aşırı artışın neden olduğu eforun görülmesiyle terlemede ciddi artışlar olabiliyor. Bu nedenle çocuk doktoruna başvurmak ve tedaviye bir an önce başlanmasına özen göstermek gerekiyor.
Çok nadir de görülse, lenf bezi tümörü olarak bilinen lenfomada gece terlemelerine sık rastlanıyor. Ancak terleme tek bulgu olmadığı gibi eşlik eden enfeksiyonlar, vücudun bazı bölgelerindeki lenf bezlerinde şişlik, karaciğer ve dalak büyümeleri gibi bulgularla seyrettiği de unutulmamalı.
Özellikle ergenlik dönemindeki çocuklarda tiroit bezinin aşırı çalışması terleme nedeni. Hipertiroidi denilen tabloda terlemenin yanı sıra halsizlik, tansiyon yüksekliği, kalp çarpıntıları ve zayıflama sık görülüyor. Ergenlik dönemindeki çocuklarda aşırı terlemeyi açıklayacak neden bulunamıyorsa, yasal olmayan madde kullanımını da unutmamak gerekiyor.
Enfeksiyonlar neden oldukları ateş ya da metabolizma hızındaki artış yüzünden aşırı terlemeye neden olabiliyor. Ateşi olan çocukta vücudun soğutulması için terleme refleks olarak devreye giriyor.
Antibiyotiklerin kullanımı sırasında da terleme görülebiliyor. Terlemeye eşlik eden kas eklem ağrıları ve baş ağrıları varsa daha ciddi enfeksiyon hastalıkları akla gelmeli. Tüberküloz ve brusella bunların başlıcalarıdır.
Çocukları çok sıcakta büyütme eğilimi, Türkiye’de kültürel bir özelliktir. Bu nedenle terlemeye bazen de ebeveynler neden olabiliyor. Oysa çocuklar yetişkinlerden daha hareketli ve bazal metabolizma hızları da daha yüksek. Çevre ısısının 19-23 derece arasında olması gerekiyor. Bu ısıda ebeveynler bir de bebeği kat kat giydiriyor. Bu da bebeğin terlemesine neden oluyor. Özellikle yenidoğan döneminde kalın giydirilen veya yüksek ısıya bağlı aşırı terlemeye maruz kalan bebeklerin bu dönemde anne sütü alımı da azalırsa sarılık şikayeti artabiliyor.
Bir yaşına kadar D vitamini eksikliği olan, yeterince D vitamini almamış bebeklerde ileri dönemlerde terlemeye sık rastlanıyor. Ancak bu bulgu raşitizm hastalığının başlangıcında değil, ilerleyen dönemlerinde oluşuyor. Çocuklarda baş terlemesinin nedeni D vitamini eksikliği olabiliyor ancak C vitamini eksikliklerinde de terleme olabiliyor.
*Bu içeriğin geliştirilmesinde Tıbbi Direktörlük katkı sağlamıştır.
*Web sitemizdeki bilgiler kişileri tanı ve tedaviye yönlendirme amacı taşımaz. Tanı ve tedaviye yönelik tüm işlemlerinizi doktorunuza danışmadan uygulamayınız. İçeriklerde Acıbadem Sağlık Grubu'nun tedavi edici sağlık hizmetlerine yönelik bilgiler yer almamaktadır.
Adrenalin salgılandığında vücutta kalp atım hızının artması, hızlı soluk alıp verme, terleme, titreme, el ve ayaklarda karıncalanma hissi gibi belirtiler ortaya çıkar. Bir topluluk önünde konuşurken zorlanmak (sosyal kaygı bozukluğu olarak tanımlanır) bu tür durumların en bilindik örneğidir.
Kaygı duygusunun arttığı ve kontrol edilemediği durumlarda adrenalinin istenmeyen etkilerini azaltmak ve sakinleşmek için gevşeme egzersizleri yapılabilir. Bunlardan biri de nefes terapisi yöntemi. Bu yöntemde dört saniye derin nefes almak, nefesi dört saniye tutup nefesi yine dört saniyede bırakmak ve bunu üç kere tekrar edecek şekilde yapmak gerekiyor.
TÜBİTAK Bilim Genç · Aklıma Takıldı #14: Heyecanlandığımızda ya da Kaygılandığımızda Neden Titreriz?
Bu sesli yayını
Yazar Hakkında:
Dr. M. Bünyamin Yıldırım
Küre İlçe Devlet Hastanesi
Kan şekeri düşüklüğüne genelde neden olan etkenler çeşitli hormonal bozukluklar ve beslenme sorunlarıdır. Bu sorun bütünsel sağlık açısından özellikle önemlidir. Beynimizin neredeyse tek yakıtı gıda ve içeceklerde bulunan glikozdur. Bu nedenle özellikle beyinsel fonksiyonlarımızın sağlıklı bir şekilde yürümesi için kan şekerimizin belli bir seviyede tutulması gerekir.
Aç kaldığınızda aşırı sinirlilik, tahammülsüzlük, sıkıntı hissi, terleme, baş dönmesi, çarpıntı, fenalık hissi, iç çekilmesi, yemek sonrası uyku ve tatlıya aşırı düşkünlük kan şekeri düşüklüğünde en sık görülen belirtiler olmakla beraber; bunların yanı sıra halsizlik, uzun süreli yorgunluk, mutsuzluk, kilo kontrolünde güçlük yaşanması, sık acıkma gibi şikayetlerde kan şekeri düşüklüğünde görülen diğer belirtilerdir.
Kan şekeri düşüklüğü hafif, orta ve şiddetli derecelerde olabilir.
Hafif derecedeki kan şekeri düşüklüğünde terleme olur. Terleme genelde boynun arka kısmında ve saç diplerinde görülebilir. Ayrıca sinirlilik, titreme, güçsüzlük, aşırı açlık, mide bulantısı, baş ağrısı, baş dönmesi, bulanık görme, endişeli hissetme ve kalp atım hızında artış gibi belirtiler görülebilmektedir. Bu semptomlar şeker içeren yiyecekler yendikten sonra iyileşir. Bu döngü böyle devam eder.
Orta derecedeki kan şekeri düşüklüğünde biraz daha ciddi durumlar ortaya çıkabilmektedir. Olaylara konsantre olamama, kafa karışıklığı, asabiyet, karmaşık konuşma, yerinde duramama ve ağlama, çabuk kızma gibi kişilik değişiklikleri olabilmektedir.
Kan şekerinin şiddetli derecede seyrettiği durumlarda ise genelde bilinç kaybı, inme, nöbet ve en kötüsü ölüm gibi vakalar ortaya çıkabilmektedir.
Ateş basması ya da sıcak basması, vücudun sıcaklığı gerektiği gibi düzenleyememesinden kaynaklanır.
Beynin hipotalamus bölgesi vücudun sıcak soğuk dengesini korumasını sağlar. Hava soğuduğunda beyne sinyal gönderip, titremeyi tetikler. Hava ısındıkça ise beyne sinyal gönderip, terlemeyi sağlar. Ter buharlaştıkça vücudu soğutur. Bazı durumlarda bu denge bozulabilir.
Menopoz döneminde görülen en yaygın belirtilerden biri de ateş basmadır. Ateş basması, belli aralıklarla ani gelen bazen çok kısa sürede ortadan kalkan, bazen de uzun süre etkili olan, yaygın olarak yüzde kızarıklık gibi etkilere sebep olan bir durumdur. Ateş basması yüz dışında vücudun diğer alanlarında da etkili olabilir. Özellikle üst bölümlerde daha etkili olur. Bu yaşandığında kadın üşüme, terleme, havasız kalma, daralma gibi duyguları da beraberinde yaşar. Ateş basmaları gün içerisinde birkaç defa yaşanabilir fakat çoğunlukla geceleri ortaya çıkar. Menopoz nedeniyle ortaya çıkan ateş basmaları, genellikle uygulanan hormon tedavisine cevap verir. Hormon tedavisine rağmen düzelme kaydedilmiyorsa diğer nedenlerin araştırılması gerekir.
Menapoz haricinde ateş basması, tiroid kanseri, böbrek tümörleri gibi birçok rahatsızlığın habercisi de olabilir.
Bazen kullanılan ilaçlar da ateş basması problemine neden olabilmektedir.
Ateş basması belirtileri nelerdir?
Ateş basmasının nedenleri: