Psikolojik nefes darlığı kişinin kendisini stresli hissettiği anlarda ortaya çıkar. Ancak öncesinde fiziksel belirtilerini de ele almamız gerekir. Öncelikle şunu ifade etmemiz gerekir ki bazı stres anlarında nefes almakta zorlanabiliriz. Ancak bu sürekli ya da sık sık ortaya çıkıyorsa kesinlikle bir muayene gerekir.
Solunum ve dolaşım sistemi ile böbreklerdeki sorunlar solunumu direkt olarak etkiler. Ancak bunlar psikolojik nefes darlığına sebep olmaz. Diğer yandan çevre kirliliği, sigara kullanımı, hareketsiz yaşam , stres ve kaygı durumu nefes darlığı ve boğulma hissini ortaya çıkarır.
Bu tür belirtiler genel olarak fiziksel ve psikolojik belirtiler olarak ele alınır. Ancak biz bu yazımızda psikolojik nefes darlığı kavramını ele alacağız. Gelin incelemeye devam edelim.
Instagram sayfamızı takip etmeyi unutmayın. 🙂
1. Psikolojik Nefes Darlığı ve Çarpıntı
2. Nefes Darlığının Fiziksel Nedenleri
3. Anksiyete ve Psikolojik Nefes Darlığı
4. Psikolojik Nefes Darlığı Anında Ne Yapmalıyım
5. Panik Atak ve Psikolojik Nefes Darlığı
6. Psikolojik Nefes Darlığı ve Terapi
7. Psikolojik Nefes Darlığı Nasıl Geçer
İçindekiler
Psikolojik nefes darlığı ve çarpıntı ilk olarak fiziksel bir sorundan kaynaklı ortaya çıkar. Bu yüzden bedeninizde bu tür belirtiler görüyorsanız mutlaka bir hekime gözükün. Eğer ki fiziksel bir sorun belirlenmezse psikiyatriye yönlendirilirsiniz.
Yapılan kontrollerde nefes almanızı zorlayan koşullar ele alınır. Bu yüzden bazen panik atak, anksiyete gibi tanılar karşınıza çıkar. Özellikle panik atak belirtileri arasında nefes almakta güçlük, çarpıntı gibi belirtiler karşımıza çıkar.
Solunum spontan olarak yapılır. Eğer ki ağır egzersiz yapmıyorsanız aldığınız nefesin farkına varmazsınız. Nefes darlığı ise nefes almanın bilincinde olunması halidir. Bu yüzden kişi nefes almak için çaba sarf eder. Eğer bu yazıyı rastgele denk gelip okuyorsanız nefes alışınızın farkında bile değilsinizdir. Eğer ki beden yeteri kadar oksijen aldığını hissedemiyorsa alarm verir. Vücuda giden oksijen yetersiz gelmiştir.
Psikolojik nefes darlığı, genellikle anksiyete, stres veya panik bozukluğu gibi psikolojik durumlar sonucu ortaya çıkan bir durumdur. Bu tür durumlar sırasında, vücudunuz tehlike algısıyla harekete geçer ve nefes alıp verme hızınızı artırır. Ancak, bu fiziksel belirtiye neden olan bir tıbbi durum olmadığı durumlarda, psikolojik nefes darlığından söz edilir.
Psikolojik nefes darlığı belirtileri genellikle nefes alıp vermede zorluk, hızlı ve yüzeyel nefes alma, göğüs ağrısı, baş dönmesi ve hatta bayılma hissi gibi semptomları içerir. Bu belirtiler genellikle anksiyete veya stresle başa çıkmakta zorluk yaşayan kişilerde görülür.
Psikolojik nefes darlığı tedavisi genellikle bilişsel davranışçı terapi (CBT) ve nefes egzersizlerini içerir. Bilişsel davranışçı terapi, kişinin anksiyeteyi veya stresi yönetmeyi öğrenmesine yardımcı olur. Nefes egzersizleri ise, kişinin nefes alma ve verme hızını kontrol etmeyi öğrenmesine yardımcı olur.
Nefes darlığının fiziksel nedenleri akciğer hastalıkları, kalp hastalıkları , anemi olarak karşımıza çıkar. Eğer ki bütün fiziksel nedenler elenmezse kişinin nefes darlığı psikolojik etkilere bağlanmaz. Bu yüzden bu tür belirtilerde öncelikle fiziksel muayene olun. Nefes darlığı öyle bir hale gelir ki gece uykunuzdan uyandırır. Bazen sabahları bir anda uykunuzdan uyandırır. Kimi zaman ise öksürük nöbetleri ile karşımıza çıkar.
Anksiyete anında kişi endişeli olur. Bu durum ise vücudun kaç ya da savaş tepkisi vermesine neden olur. Acil bir çıkış arayan vücut daha sık nefes almak ister. Ancak kişi kendisini o kadar endişeli hisseder ki nefes almakta zorlanır.
Nefes alamadığını düşündükçe düşüncesi gerçeğe dönüşür. Bir yerden sonra göğsünde baskı gibi fiziksel belirtiler yaşar. Hatta bazı durumlarda aniden hastaneye gitmek bile ister. Bir süre sonra endişesini ya da kaygısını kontrol altına aldıkça nefesi normal seviyeye gelir.
Sıklıkla fiziksel nedenlerle açıklanamayan durumlarda anksiyete ile açıklanır. Ancak psikiyatrik tanı almanız için uzun süreli kontrol ve takip olması gerekir.
Daha önceden de belirttiğimiz gibi mutlaka bir hekim kontrolüne gidin. Eğer ki fiziksel bir durum yoksa sizin için uygun yönlendirmeler yapılacaktır. Diğer yandan;
Panik atak belirtilerinden biri de nefes darlığıdır. Kişi o an kalp krizi geçirdiğini düşünür. Hatta pek çok panik atak hastası bu tür durumlarda aniden hastaneye gitmek ister. Yapılan tetkiklerde bir sorun çıkmaz. Panik durumunda vücudumuz yine savaşma tepkileri verir.
Bu yüzden bizi tetikleyen duygularımızı ve düşüncelerimizi ele almamız gerekir. Online terapi sayesinde kendimizde fark etmediğimiz duyguları fark ederiz. Elbette bu kısa bir süreç değildir. Bu yaşımıza kadar bizi etkileyen pek çok durum söz konusudur.
Bunlar terapide yavaş yavaş ele alırız. Böylece kendimizi kaygılı hissettiğimiz anları da fark ederiz. Çünkü kontrolü kaybettiğimizi düşündüğümüz an nefes almakta zorlanırız. Kontrolü ele almakta kolay kolay tekrardan mümkün olmaz.
Bazen dakika bazen ise daha uzun sürer. Bu tür noktalarda mutlaka psikolojik destek alın. Böylece kaygınızla daha kolay baş etmeyi öğrenirsiniz.
Psikolojik nefes darlığı ve terapi süreci genelde oturum arasında devam eder. Eğer ki daha önce bir panik atak ya da anksiyete bozukluğu tanınız varsa mutlaka psikoloğa bu durumu iletin. Terapi sürecinde belirtilerin ne zaman ortaya çıktığı uzman için önemli bir konudur.
Kendinizi yetersiz ve eksik hissettiğiniz anlarda kaygınız artıyorsa mutlaka online psikologdesteği alın.
Günümüzde toplumların yaşam alışkanlıkları gerek endüstriyel gerekse de kültürel etkinliklerle değişmekte, bunun bireyler üzerindeki etkisi de neredeyse salgın boyutlarına gelen sağlık sorunları ile uğraşmak olmaktadır. Bunlardan en önemlisi kalp hastalıklarıdır. Özellikle gelişmiş ülkelerde erişkin nüfusun ölüm nedenleri arasında ilk sırayı, "koroner arterlerin tıkayıcı hastalığına bağlı nedenler" oluşturmaktadır. Ölümler dışında yaşlı nüfusun yaşam kalitesini olumsuz yönde etkileyen en önemli hastalık grubu da budur.
Tıkayıcı koroner hastalığında sıklıkla uygulanan ve halk arasında en çok bilinen yöntem `bypass` olarak tanımlanan "damar köprüleme yöntemi"dir. Bu yöntem tıkanmış veya ciddi oranda daralmış damarların beslemesi gereken bölgeye yine hastanın kendi atar veya toplardamarları ile kan akımı sağlanması esasına dayanır. Bu tür bir girişim enfarktüs geçirmemiş, hasar görmemiş bir kalp için yeterlidir. Ancak daha önce enfarktüs geçirerek pompalama işlevinde önemli kayıplar oluşmuş bir kalpte bu yöntem yeterli olmayabilir. Geçirilmiş enfarktüslerden sonra kalpte oluşan büyüme, sol kulakçık ile sol karıncık arasında yer alan mitral kapakta yetmezliğe neden olabilir. Bu tür bir durum da kalbin her kasılmasında bir miktar kan geriye kaçacağı için kalp yetmezliğine neden olabilir. Bu, başlangıçta hastada; çarpıntı, nefes darlığı ve çabuk yorulma gibi belirtilerle ortaya çıkar. Daha ileri aşamalarda ise daha ağır kalp yetmezliği tablosu ortaya çıkabilir.
Ameliyat öncesi iyi değerlendirilmemiş veya doğru karar verilmemiş hastalarda yapılan `bypass` operasyonu sonucu ağrı yakınmaları geçmesine karşın kalp yetmezliği bulguları çıkması bu nedenlerledir. Başlangıç aşamasında ilaç tedavisi ile bu tür yetmezliklerin tedavisi sağlanabilir. Ancak orta ve ileri derecedeki mitral kapak yetmezliklerinde cerrahi tedavi zorunludur.
Genel olarak mitral kapak hastalığı değişik nedenlere bağlı olarak ortaya çıkar. Tedavisi de kapağın değiştirilmesi veya onarılmasıdır. Ancak koroner arter hastalığında ortaya çıkan mitral yetmezlikte durum, bazı istisnai haller dışında diğer mitral kapak hastalıklarından oldukça farklıdır. Bu vakalarda kapağın yapısal bir sorunu yoktur. Ancak gelişen anatomik değişiklikler sonucunda kapağın tek yönlü kan geçişini sağlayan işlevi bozulur. Bu aşamada `anuloplasti` olarak tanımladığımız bir onarma işlemi, mitral kapağın büyümüş olan kalbin içinde yine tatminkar bir şekilde çalışmasına olanak sağlar. Bazı uygulamalarda yetmezlik göstererek kapağın bir protez ile değiştirilmesi tercih edilmektedir. Özellikle yaşlı hasta grubunda, kapakta yapısal sorunlar olduğu durumlarda kaçınılmaz olan bu yöntem bazı sorunları da beraberinde getirmektedir. Şöyle ki; operatif risk artar, mitral kapağın çıkarılması ile zaten işlevinde önemli sorunlar var olan sol karıncık fonksiyonları olumsuz yönde etkilenir ve kullanılan protez eğer mekanik protez ise hasta yaşam boyu kan sulandırıcı ilaç kullanmak zorunda kalır.
Bu nedenle çok zorunlu olmadıkça kapağın değişimi yoluna gidilmemeli, cerrahi için biraz uğraştırıcı bir yöntem olsa da hastanın kendi kapağı korunarak onarılması için çapa sarf edilmelidir.
Son 30 yılda dünyada ve ülkemizde yapılan kalp operasyonlarının çoğunluğunu "Koroner By pass cerrahisi" oluşturmaktadır. Bu, büyük ölçüde gelişen ve kolaylaşan tanı yöntemlerinin ve giderek artan sayıdaki sağlık kuruluşlarının varlığı ile gerçekleşmiştir. Ne var ki; artan sağlık tesisi ve kalp operasyonu sayısı azalan kalp problemli hasta sayısı anlamına gelmiyor. İlk operasyonda yeterince değerlendirilmemiş veya hastanın gereksinimine uygun yeterli cerrahi girişim yapılmamış veya operasyon öncesi ve sonrasında kalite standartları çerçevesinde hasta bakım hizmetini alamamış hastalar, kronikleşmiş sorunlar ile yaşamlarını idame ettirmek zorunda kalabilmektedirler. Bu nedenle artan bu sayılar karşısında nitelikli insan gücü ve hizmet kalitesine yapılan yatırımlar, hastaların yaşam kalitesi ve süreleri konusunda belirleyici olmaktadır.
Tıp dilinde dispne olarak bilinen nefes darlığı, hastanın yeteri kadar nefes alamama hissine deniyor. Bu hisse; göğüste sıkışma, boğulma veya panik hissi eşlik edebilir. Bu şikayet her zaman olmayabilir, zaman zaman oluşabilir. Bazen de bu şikayet giderek kötüleşen bir tablo oluşturabilir. Nefes darlığı pek çok hastalığın belirtisi olarak görülebiliyor. Bu nedenle yeteri kadar nefes alamadığınızı hissediyorsanız mutlaka altında yatan sebebin araştırılması gerekiyor. Başta akciğer olmak üzere kalp, sindirim, böbrek hastalıklarının yanı sıra alerji ve aşırı kilo gibi faktörler nefes darlığı hissedilmesine yol açabiliyor. Bu yüzden nedenleri de çok geniş kapsamda değerlendiriliyor. Kişi akciğere ait bir patolojiden dolayı yeteri kadar nefes alamadığı gibi, aslında yeteri kadar nefes almasına karşın nefes darlığı hissi de yaşayabiliyor. Dolayısıyla nefes darlığının sebepleri genellikle akciğere ait nedenler ve akciğer dışı nedenler olarak gruplandırılıyor.
Astım: Akciğerin nefes alma yani yeteri kadar havayı içine alma kapasitesi azalabiliyor. Buna neden olan birçok hastalık bulunuyor. Ancak bunlardan en yaygın görüleni astımdır. Astım hastalığında hastaların hava yollarında sıklıkla aşırı hassasiyete bağlı kasılmalar ve daralmalar görülüyor. Bu kanaldan yeteri kadar hava, gereken zamanda geçemediği için hasta nefes darlığı hissediyor. Bazı astımlı kişilerde ise egzersiz yapınca bir atak oluşabiliyor. Astımlı hastaların alerji yapan etkenlerden uzak durması, özellikle bahar aylarında kıyafetlerini her gün değiştirmesi önem taşıyor.
KOAH (Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığı): Akciğerin yapısını bozan KOAH, akciğere yeterli havanın girmesini engelliyor. KOAH’a eşlik eden amfizemden ötürü akciğerlere hava girse bile havanın içindeki oksijen kan damarlarına yeteri kadar taşınamıyor. Dolayısıyla kişi oksijensiz kalıyor ve nefes darlığı hissediyor. KOAH’da oluşan nefes darlığı eforla birlikte artabiliyor. Akciğer ekspansiyonunu yani akciğerin açılabilmesini azaltan hastalıklarda, sıklıkla bu çeşit nefes darlığı olabiliyor. Günümüzde KOAH’ın artmasındaki neden sigara içimindeki artıştır. KOAH varsa mutlaka sigaranın bırakılması gerekiyor. Hava olayları da KOAH hastalarının semptomları üzerine etkili olabiliyor. Dağ havasında oksijen basıncı düşük olduğu için temiz hava ihtiyacını deniz kenarında gidermek daha sağlıklı olabiliyor. KOAH ve amfizem hastalarının metreden yüksek yerlerde yaşamaları önerilmiyor.
Bronşit ve Amfizem: Sigaranın yanı sıra endüstrileşme, çevre kirliliği, fabrikada çalışma, akciğerin yapısını bozan partiküllere maruz kalma gibi nedenler de nefes darlığı yaratıyor. KOAH aslında temelde iki hastalığı barındırıyor: Kronik bronşit ve Amfizem. Bronşit kronik olduğu için geri dönüşümü olmayan bir hastalık olarak biliniyor. Sigaranın bırakılmasıyla birlikte şikayetler düzeliyor. Bazı fonksiyonlar geri dönmese de hastanın hayatını sorunsuz bir şekilde devam ettirmesi daha kolay oluyor. Amfizem ise akciğerin yapısının bozulmasıyla beraber aşırı hava birikimini akciğerde gösteriyor ve kısmen tedavi edilebiliyor.
Akciğer Kanseri: Nefes darlığının en ciddi nedenleri arasında yer alıyor. Hatta bu nefes darlıkları hastayı boğacak seviyede olabiliyor.
Zatürre ve Akciğerde Su Toplanması: Eski deyimiyle zatülcenp olan akciğer zarının iltihabı ve akciğerin içinde oksijenin geçişini azaltan zatürreler nefes darlığı şikayeti yaratabiliyor.
Bunların dışında pulmoner emboli gibi akciğer damarlarıyla ilgili kan damaları bozukluklarında kişide nefes darlığı şikayeti olabiliyor. Histoplazmoz veya tüberküloz gibi akciğerleri ve solunum yollarını etkileyen enfeksiyonlar da bu sorunu yaratabilir.
Akciğer dışında kalp kaynaklı nefes darlığı çok fazla görülüyor. Bunun nedenleri şöyle sıralanıyor:
Kalp Krizi: Göğüste sıkışma ve nefes darlığı kalp krizinin belirtilerinden biri olarak meydana gelir.
Kalp Yetmezliği: İleri yaşlardaki hasta grupları en çok kalp yetmezliği şikayetiyle doktora başvuruyorlar. Bir kişide kalp yetmezliği olduğu zaman kalp büyüyor, kalp kasının kuvveti azalıyor ve kan yeterince pompalanamıyor. Akciğerlerden yeterince kan dönüşü olmaması, iyi atılamayan kan nedeniyle akciğerlerde sıvı birikimi oluşuyor. Akciğer ödem yapıyor, bu da kişiyi solunum yetmezliğine ve solunum cihazına bağlanmaya götürebiliyor. Özellikle sırt üstü yatamama kalp yetmezliğinin çok önemli bir belirtisi olarak kabul ediliyor. Çünkü sırt üstü yatarken nefes darlığı kalbe binen yük arttığı için daha fazla yaşanıyor. Hatta bu durumun çok ileri safhalarında kişiler yatarak değil, yalnızca oturarak uyuyabiliyor.
Kalp Büyümesi: Hastalarda kalp büyümesinde nefes darlığı olabiliyor.
Kalp Kapak Hastalıkları: Kalp kapak hastalıkları doğuştan olabileceği gibi sonradan romatizmaya ya da ileriki yaşlarda kapakların kireçlenmesine bağlı olarak da gelişebiliyor. Bu da yine nefes darlığı yaratabiliyor.
Damar Tıkanıklığı: Damar tıkandığı zaman kalp kasını besleyen damarın iyi çalışmaması nedeniyle o bölgeye yeterince kan gidemez. Kan akışı iyi olmadığında o kalp kası, aynı kalp büyümesindeki gibi zayıflıyor ve kişi kolayca tıkanabiliyor. Kalp damarlarında problem olduğu zaman özellikle yaşlı hastalarda göğüs ağrısı yerine nefes darlığı şikayetleri olabiliyor. Yani nefes darlığı damar tıkanıklığını da işaret edebiliyor.
Kalp Çarpıntısı: Çarpıntı olduğu zaman nefes darlığı oluşuyor. Bunun nedeni ise; kalp çok hızlı çarptığı için fazla oksijene ihtiyaç duyuyor ve hızlı çalıştığında vücudun ihtiyacı olan kanı dolaştırabilmek için nabız hızlı yükselip, daha fazla nefes almak istiyor. Kapakta darlık oluşuyor veya kapak açılmıyor ya da bir taraftan diğer tarafa kaçak oluyor. Kalbin bir bölgesinden diğer bölgesine kan kaçıyor. Temelde de kalp kası iyi çalışmadığı zaman akciğerde su toplanıyor. Özellikle ritim bozukluğu varsa o çarpıntının etkisiyle nefes darlığı ortaya çıkabiliyor.
Özellikle ani başlayan nefes darlığı sorununda mutlaka acil tıbbi yardım alınmalıdır. Kronikleşen nefes darlığı şikayetlerinde ise Göğüs Hastalıkları uzmanına gidilmelidir. Sorunun kalpten kaynaklı olması durumunda devreye Kardiyoloji uzmanı girer.
Kalp hastalıklarıyla göğüs hastalıklarının ayrımını hasta yapamaz. Özellikle KOAH hastalarının nefes darlığıyla kalp yetmezliği hastalarının göğüs ağrısı birbirine karışabiliyor, bazen de ikisi birlikte olabiliyor. Çünkü KOAH çok fazla ilerlediğinde kalp yetmezliğine yol açabiliyor. Akciğerlerde çok fazla sıvı olduğu zaman hava yollarına baskı yapabiliyor. Nefes darlığı tanısı için solunum fonksiyon testi, akciğer röntgeni, tomografi, elektrokardiyografi, ekokardiyografi gibi birçok görüntüleme yönteminin yanı sıra kan tetkikleri de yapılabiliyor.
Nefes darlığı, psikojenik dispnenin tipik bir belirtisidir. Anksiyete yaşayan hastalar daha çok nefes almak istiyor ancak alamıyor. Kişiler nefesinin yetmediğini düşünüyor. Bu tablo heyecan, sınav stresi, başaramama hissi, üzüntü gibi durumlarla ortaya çıkıyor. Panik atak nefes darlığı yaşanmasında büyük bir etkendir. Kişi atak geçirirken nefessiz kaldığını hisseder. Psikolojik nefes darlığı için Psikiyatri doktoruna bilgi vermek gerekiyor.
Nefes darlıkları akciğer, kalp ve psikolojik kaynaklı olmasının yanı sıra başka hastalıklardan da kaynaklanabiliyor. Bu nedenler şöyle sıralanabilir:
Nefes darlığı şikayetinin hangi nedenden kaynaklandığının bilinmesi önemli. Çoğunlukla astım, zatürre, KOAH ve psikolojik nedenlerle gelişen nefes darlığından teşhis edildikten sonra tedavi uzman doktor tarafından verilir. Nefes darlığı ciddi hastalıkların belirtisi olabildiği için önemsenmeli ve şikayet durumunda acilen doktora gidilmelidir. Şunları uygulayabilirsiniz:
*Bu içeriğin geliştirilmesinde Tıbbi Direktörlük katkı sağlamıştır.
*Web sitemizdeki bilgiler kişileri tanı ve tedaviye yönlendirme amacı taşımaz. Tanı ve tedaviye yönelik tüm işlemlerinizi doktorunuza danışmadan uygulamayınız. İçeriklerde Acıbadem Sağlık Grubu'nun tedavi edici sağlık hizmetlerine yönelik bilgiler yer almamaktadır.