ata aöf bus giriş / Atatürk Üniversitesi Açık ve Uzaktan Öğretim Fakültesi Sınav İşlemleri Sistemi

Ata Aöf Bus Giriş

ata aöf bus giriş

1) I met Steve at university and we …. Friends since than.
Yukaridaki cümlede boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi getirilmeilidir?

A) Was
B) Has been
C) Is
D) Be
E) Have been

Cevap : E) Have been

2) A: When …. You born?
B: In
Yukarıdaki diyalogda boş bırakılan yere aşğıdakilerden hangisi getirilmelidir?

A) Do
B) Can
C) Did
D) Were
E) Are

Cevap : D) Were

3) This person designs build or maintains machines or seafoodplus.info does she do?
Yukarıdaki sorunun cevabı aşağıdakilerden hangidir?

A) She is a journalist
B) She is a dentist
C) She is an engineer
D) She is a waiter
E) She is a personal trainer

Cevap : C) She is an engineer

4) Wife: Honey, do you think this dress …… me?
Husband: Yes, the color looks great on you
Yukarıdaki diyaogda boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?

A) Suits
B) Looks
C) Servers
D) Gets dressed
E) Fits

Cevap : E) Fits

5) Have you finished tidying your room …..?
Yukarıdaki cümlede boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?

A) Since
B) Ever
C) Never
D) Yet
E) For

Cevap : D) Yet

6) What …… you ……? It smells great!
Yukarıdaki cümlede boş bırakılan yerlere sırasıyla aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?

A) Are / cooking
B) Are / cook
C) Do / cooking
D) Can / cook
E) Do / cook

Cevap : A) Are / cooking

7) A: Go to your room and do your homework.
B: I ….. my homework,mom.
A: OK, then, you can watch Tv now.
Yukarıdaki diyalogda boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?

A) Have just finished
B) Has already finished
C) Finishing
D) To finish
E) Finish

Cevap : A) Have just finished

8) A: Could you help me?
B …… .
Yukarıdaki diyalogda boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?

A) Of course, what would you like me to do?
B) Not right now.I’m just looking
C) Yes,have a good day
D) Sorry,I’II try to speak louder
E) Sure.I can repeat that

Cevap : A) Of course, what would you like me to do?

9) Mozart …… play the piano when he was just 5 years old. He was really good at piano.
Yukarıdaki cümlede boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?

A) Doesn’t
B) Can’t
C) Could
D) Can
E) Couldn’t

Cevap : C) Could

10) My family and I ….. at home seafoodplus.info visited my grandparents.
Yukarıdaki cümlede bo bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?

A) Aren’t
B) Haven’t
C) Weren’t
D) Don’t
E) Didn’t

Cevap : C) Weren’t

11) I ….. happy when I ….. in China
Yukarıdaki cümlede boş bırakılan yerlere sırasıyla aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?

A) Do / was
B) Were / were
C) Am / was
D) Be / was
E) Wasn’t / was

Cevap : E) Wasn’t / was

12) A: Did you see Jane at school this morning?
B: Yes.I …… her in the school garden.
Yukarıdaki diyalogda boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?

A) Can’t
B) Seeing
C) Seen
D) Saw
E) To see

Cevap : D) Saw

13) My family and I …… to Italy last summer but we didn’t ….. Venice.
Yukarıdaki cümlede boş bırakılan yerlere sırasıyla aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?

A) Did go / visited
B) Went / visit
C) Go / visited
D) Go / visit
E) Wen / visited

Cevap : B) Went / visit

14) A: How long have you had this phone?
B: I ….. it two years ago.
Yukarıdaki diyalogda boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?

A) Didn’t buy
B) Bought
C) Buy
D) Have bought
E) Haven’t bought

Cevap : D) Have bought

15) We didn’t ….. out last seafoodplus.info ….. really tired.
Yukarıdaki cümlelerde boş bırakılan yerlere sırasıyla aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?

A) Went / are
B) Go / have been
C) Go / are
D) Go / were
E) Went /were

Cevap : D) Go / were

16) A: Who is that girl in ….. photograph?
B: She is …… student from my school.
Yukarıdaki diyalogda boş bırakılan yerlere sırasıyla aşağıdaklerden hangisi getirilmelidir?

A) An / a
B) The / a
C) The /an
D) A / a
E) A / the

Cevap : B) The / a

17) When you are shopping online you choose what you like from the website and click on each .. .
Yukarıdaki cümlede boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?

A) Item
B) Basket
C) Chekout
D) Size
E) Price

Cevap : A) Item

18) A: …… have you been here?
B: For only ten minutes
Yukarıdaki diyalogda boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?

A) Where
B) How often
C) What
D) How long
E) Which

Cevap : D) How long

19) Jessica ……. Marry since she …… 15 years old.
Yukarıdaki cümlede boş bırakılan yerlere sırasıyla aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?

A) Knew / is
B) Has kown / is
C) Knew / be
D) Knew / was
E) Has known / was

Cevap : E) Has known / was

20) I …… play the guitar when I was youg new I can.
Yukarıdaki cümlede boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangsi getirilmelidir?

A) Can
B) Was
C) Did
D) Couldn’t
E) Could

Cevap : D) Couldn’t

21) ….. you ever ……. on TV?
Yukarıdaki cümlede boş bırakılan yerlere sırasıyla aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?

A) Did / be
B) Have / been
C) Do / go
D) Are / going
E) Were / be

Cevap : B) Have / been

22) A: did you …. TV last night?
B: no I ……. .
Yukarıdaki diyalogda boş bırakılan yerlere sırasıyla aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?

A) Watch / didnt
B) Did wacth / didnt
C) Watched / didnt
D) Watch / was
E) Watch / did

Cevap : A) Watch / didnt

23) A: How was the film last night?
B: it was great. İ really ….. it.
Yukarıdaki diyalogda boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?

A) İs
B) Was
C) Did
D) Like
E) Liked

Cevap : E) Liked

24) A: … your homework yet?
B: yes. ……. İt five minutes ago.
Yukarıdaki diyalogda boş bırakılan yerlere sırasıyla aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?

A) Have you done/i have finished
B) Did you do/i finished
C) Do you do/ i have finished
D) Have you done/i finished
E) Did you do/i have finished

Cevap : A) Have you done/i have finished

International Journal of Language Academy ISSN: 2342-0251 Article History: DOI Number: http://dx.doi.org/10.18033/ijla.3707 Received 28/07/2017 Received in revised form Volume 5/4 August 28/07/2017 Accepted 2017 p. 348/373 10/08/2017 Available online THE CONCEPT OF AUTHORITY 15/08/2017 IN THE TEXTS OF MANICHAEAN PERIOD OF OLD UIGUR TURKIC Eski Uygur Türkçesinin Manihaist Dönem Metinlerinde Yetke Kavramı Hüsnü Çağdaş ARSLAN1 Abstract The concept of authority is the one of the most important phenomena of the system of a state, religions and social structure. Authority holder is the ruling and the ruled ones are people who obey the ruling. Obeying the ruling’s authority by the ruled is the fundamental quality of these systemsг цlso in religious meaningб the concept of authority is situated in the centre of the system, just as it is in political meaning. It is necessary for believers to obey the creator willinglyб to accept ьod’s authorityг This concept is also an important element of the oldest known periods of Turkish law. One of these ancient periods, in which the concept of authority was followed, is Manichaean period of Old Uigur Turkic. Uigurs, one of the Turkic peoples, accepted different beliefs in Central Asia such as Buddhism, Manihaism and Christianity. They have left many manuscripts about these beliefs. Determining the words formed the conceptual field of authority on the vocabulary of the texts of Manichaean period of Old Uigur Turkic named Huastuanift, Irk Bitig and Manichaean Uigur Texts, it has been our principal aim to determine the presence of this conceptual field and to reveal the place of authority in the mentality of this period. Initially the concept of authority, the aim and the method of this study were explained briefly. Then the formations about Uigurs, Manichaeism and the works of this period, later the formations were given about the lexical field (conceptual field) theory situated in the theoretical base of our work. Finally, all words determined in the works and formed the conceptual field of authority were categorized as tables including different meaning categories and gained some kind of conclusions regarding all information. Keywords: Old Uigur Turkic, Manichaean texts, authority, lexical field. Özet Yetke kavramıб devlet sistemininб dinlerin ve toplumsal yapının en önemli olgularından biridir. autorité чir bilimdeб bir sanat türünde en başarılı ve yargılarınaб görüşlerine güvenilir (kimse)” (чSTSдYaėın Terimleri Söėlüğü, 1974)2г “a. жг Yaptırma ya da yasak etme hak ya da gücüб sultaб otoriteг зг ruhb. ) verilmiştirг иг Tespit edilmiş sözcük veya sözcüklerin anlamları (İdi: sahip) verilmiştirг йг Sözcük veya sözcüklerle ilgili gerekli görülen açıklamalar yapılmıştırг кг Tespit edilmiş sözcük veya sözcüklerin geçtiЛi metinlerden bir ya da birkaç örnek cümle verilmiştirг лг Örneklerin günümüz Türkçesine aktarımı yapılmıştırг Sözcüklerin metinlerde geçme sıklıЛı ise Tablo з’de verilmiştirг 1. Uygurlar Uygurlarб Tabgaçlar döneminde (инл-534) Kao-kü (Kao-chê) adı ile karşımıza çıkmış ve кг yüzyılın ikinci yarısında bir beylik kurmuşlardırг юг Köktürk KaЛanlıЛı devrinde Selenga 2 Türk щil Kurumu’nun “Sözlükler” sayfasındaki “чüyük Türkçe Sözlük” adlı veri tabanından elde edilmiştirг http://www.tdk.gov.tr/index.php?option=com_bts&arama=kelime&guid=TDK.GTS.59770d31d55241 .79092687 ъrişim tarihiп зкгемгзежмг International Journal of Language Academy Volume 5/4 August 2017 p. Mo-yen-çur’un yerine мко’da чögü KaЛan (мко-ммо) geçmiştirг Tibetlilerin saldırısına uЛrayan Çin’i korumak için P’u-kı эuai-en’in çaЛrısıyla чögü KaЛan’ın yaptıЛı Lo-yang seferi (мли) Türk kültür tarihi açısından önemli sonuçlar ortaya çıkarmıştırг чögü KaЛanб seferden dönerken dört Mani rahibini de yanında getirerek Uygurların yaşamlarında birçok deЛişikliЛe ve etkiye sahip olacak Mani dininin devlet dini olmasını ve yayılmasını saЛlamıştır (KafesoЛluб зеежб sг жни-184). 2. Manihaizm Manihaizmб Mezapotamya’da Mani tarafından MS юююг yüzyılda kurulmuşturг цsya’dan цvrupa’ya geniş bir coЛrafyada etkili olmuşturг Maniб MS зжкдзжл yılında чabil’in Mardinu köyünde soylu bir aileden gelen anne ve babanın çocuЛu olarak doЛmuşturг Мnanışa göre 5-л yaşlarındayken aЛaçlar onun önünde eЛilmişб ilk kez жз yaşındaykenб International Journal of Language Academy Volume 5/4 August 2017 p. Manihaizmin cemaat ya da topluluk düzeniб tıpkı diЛer inanç sistemlerinde olduЛu gibi bu diniдöЛretiyi öЛreten ve aynı zamanda yayan din adamlarıдseçilmişler (dėndarдdi[n]tar) ile öЛrenenдyayan inananlardan oluşurг щin adamları (seçilmişlerб dėndar[lar]дdi[n]tar[lar]) da farklı sınıf ve derecelerdedirг ъvlenmeleriб et yemeleriб içki ve süt içmeleri yanında mal mülk edinmeleri de yasaktırг Мnananlar ya da nigoşaklar International Journal of Language Academy Volume 5/4 August 2017 p. 3. Eski Uygur Türkçesinin Manihaist Dönem Metinleri Manihaist Uygur edebiyatı örneklerinden biri ve en önemlisi olan Huastuaniftб on beş bölümden oluşan bir tövbe duasıdırг юşık ve karanlık arasındaki savaşla başlarг эer bölümde ilkin dinî bilgi ve kurallar verilirг щaha sonra ise bu kurallara uyulmaması sonucu işlenebilecek günahlar sıralanırг чu günahlardan kurtulmak için ise tövbe edilirг Dr. Aurel Stein’in жоел’da Turfan çevresinde yaptıЛı araştırmalar esnasında bulunmuşturг Yirmiden fazla nüshası bulunan eser чerlinб Stг Petersburg ve Londra’da muhafaza edilmektedirг ъser üzerine yapılan ilk çalışma Wilhelm Radloff’a aittir (Özbayб 2014, s. 15, 75-76). Le Coq. Wiesbaden: International Journal of Language Academy Volume 5/4 August 2017 p. 348/373 Eski Uygur Türkçesinin Manihaist Dönem Metinlerinde Yetke Kavramı 353 эarrossowitz Verlagг чu çalışma “girişб metin-çeviriб açıklamalar ve dizin” olmak üzere dört ana bölümden oluşmaktadırг ьirişб metin-çeviri kısımları цlmancaб açıklamalar bölümü Türkçeб dizin bölümü ise hem Türkçe hem de цlmancadırг 4. Manihaist Dönem Metinlerinde Yetkeyi Gösteren Kavramlar AĖ t(e)Ƈri: Tür. Manihaizmde цy tanrıг Manihaizmdeki “dört tanrı inancı”nda önemli bir yere sahiptirг эem щoerfer (жолк)’in eserinin ikinci cildinde (Band II) 627. maddede (s. 169-жме) hem шlauson (жомз)’un eserinde hem de DTS (жоло)’de sözcüЛün günümüzde de yaygın olarak bilinen ve kullanılan anlamları bulunmaktadırг шlauson (жомз)б eserinde International Journal of Language Academy Volume 5/4 August 2017 p. 348/373 354 Hüsnü Çağdaş ARSLAN “originally ‘the moon’р hence from the earliest period ‘a (lunar) month’р as an цdjг crescent shaped” (sг злк) şeklinde sözcüЛün yalnızca genel anlamlarından bahsetmiş ve aynı zamanda щoerfer’e atıfta bulunmuşturг DTS (жоло)’de ise sözcüЛün “AJ I жг б ( ) зг ( ). AJ II ( )” şeklinde genel anlamları verilmişр ayrıca sözcüЛün çalışmamıza girmesindeki temel neden olan dinî terim olarak da kullanılması örneklendirilmiştirп “aj täŋri г ” (цy Tanrı) (sг зй-25). Huastuanift’te geçen “tört yaruk tamga (dört ışık damgası)” ifadesiб Manihaizm ve ZerdüştlüЛün ortak anlayışlarının en belirgin özelliklerinden biridir ve Manihaizmdeki “dört tanrı” inancı olarak karşımıza çıkmaktadır (Özbayб зежйб sг жио)г цsmussen (жолк) dört tanrıyıб “dört ışık damgası”nı anlatırken “цy Tanrı”yı ve işaretlerini ыlügel’in ыihrist’indeki3 metinle birlikte düşünerek şu şekilde vermiştir (sг ззж)п Tablo 1 Asmussen’in “Dört Işık Damgası”nı Anlatımı I цllāh äzrua täŋri amranmaq II nūruhū kün ay täŋri kirtkünmäk III quwwatuhū küčlüg täŋriтbiš täŋri qorqmaq IV ḥikmatuhū burxanlar bilgä bilig Kaynak: Asmussen, 1965, s. 221. bey. Doerfer (1965), eserinin ikinci cildinde (Band II) önce нжнг maddede “‫( بى‬bï oder beį) ‘Titel für özbekische Stammeshäupter’ ← özbг biį oder älterem *beį idг с atüг bäg, s. ‫ بيك‬г“ (sг имм-имн) diyerek ъski Türkçe beg kelimesinden geldiЛini söylediЛi ‘beĖ’i, “Özbek boy reisi için unvan” olarak açıklar ve bu sözcüЛün tarihi gelişimi içerisinde Türk dilindeki çeşitli tanıklarını anlamlarıyla birlikte sunarг щaha sonra нзнг maddede “‫بيك‬ (bēk) ‘ein цdelstitel’ ~ ‫ ← بگ ~ بك ~ بيگ‬tüг (čagг) bek bzw. (seldschuk. karachanid.) bäg idг” şeklinde beg sözcüЛünü “bir asilдsoylu unvanı” olarak anlamlandırır ve farklı örnekler vererek uzunca bir açıklama yapar (sг ино-406). DTS (жоло)’de beg iki ayrı maddede açıklanmıştırп “BEG I жг б б б р ” (yöneticiдhükümdarб reis/lider, bekб prensр beyefendi) ve “BEG II: beg arslan г ” (özel isim) (sг ож)г 3 цsmussen’in faydalandıЛı eser için bkzг ыlügelб ьг (жнлз)г Mani, seine Lehre und seine Schriften. Leipzig. 4 щiЛer tanıklar için bkzг эU кзб лжб лкб жкзб зжзб зжнб зоо, 245; UM 183, 431. International Journal of Language Academy Volume 5/4 August 2017 p. 348/373 Eski Uygur Türkçesinin Manihaist Dönem Metinlerinde Yetke Kavramı 355 шlauson (жомз) ise “the head of a clanб or tribeб a subordinate chief” şeklinde anlamlandırır ve “a subordinate chief (bir ast şef)” anlamı dışında yukarıdaki anlamlara benzer bir açıklama getirerek щoerfer (жолк)’e atıfta bulunur (sг изз)г шlauson (жомз)б ilerleyen satırlarda ise Uygur metinlerinden yola çıkarak “beġ occurs as the last component in the title of a subordinate ruler and as a title in bilġe beġ teŋri Mar Nev Manı” ve “ölüġüġ tiriġüġli beġ ay teŋri ‘the Moon ьodб the lord who brings the dead to life” (bir ast yöneticinin unvanında son tamlayıcıдbileşen ve unvanр Ölüyü hayata döndüren lord цy Tanrı) şeklinde açıklamıştır (sг изи)г Kul sabı begiŋerü ötünürб kuėgun sabı teŋrigerü Ėalbarurг Üėe Teŋri eşidtiб asra kişi bilti tirг An͡ça biliŋ : Edgü ol. IB 54 (Tekin, 2013, s. 25). чilge b(e)g t(e)ŋri m(a)r nŪw mani m(a)histaka aĖ(a)gın bo ekiг UM йли (Özerturalб зеенб sг 102).589) and presumably xan. The Chinese character was the one chosen to transcribe Buddha, and was pronounced approximately bur in NW шhina in vıı-vıııг” (Burxanб Çince fu ve herhalde xanın birleşimidirг чuda’yı tasvir etmek için seçilmiş bir Çince karakterdi ve Kuzeybatı Çin’de мг-нг yüzyıllarda aşaЛı yukarı bur diye telaffuz edilmiştiг) biçiminde açıklamaktadır (sг иле)г чu ilk cümlelerdeб ьiles’in Çince-İngiliėce Söėlük8 adlı eserini kaynak göstererek sözcüЛün Çince kökenliб birleşik bir sözcük olduЛunu ve ismin önüne konan bir unvan niteliЛi taşıdıЛını belirtmektedirг шlauson sözlerine şöyle devam ederп “This word corresponding properly to some phr. London. 9щiЛer tanıklar için bkzг эU йзб жеиб жмжб жнлб зжиб ззжб зйлб ижкр UM жкжб жмеб жмжб инкб йзиб 457, 465, 546. International Journal of Language Academy Volume 5/4 August 2017 p. 91).10 Özbay (зежй)б yukarıdaki örneЛi günümüz Türkçesine şöyle çevirmiştirп “On emriб yedi sadakayıб üç nişanı kabul edene nigoşak (mümin) adını veririzг” (sг ок)г DŪn/din: < Sogd. ǒǑn veya Ar. ‫ دين‬dinг щoerfer (жолм)’de herhangi bir bilgiye rastlamamakla birlikte DTS (жоло)’de sözcük цrapça “inançб din” (sг жле) anlamıyla açıklanmaktadırг чurada dikkati çeken durum “DINTAR” (sг жле) maddesinde sözcüЛün SoЛdca kökenli olarak gösterilmesidirг чu yüzden her iki olasılık da göz önünde bulundurulmalıysa da ьharib’in Sogdian Dictionary (зеей) adlı eseri bu konuda yol gösterici olabilirг ъserin имкиг maddesinde sözcükб “δĖn Manicheanб чuddhist ēn (dynб ynб yyn) цvesta daēna ‘religionб belief’ (dinб inanç)” şeklinde açıklanmaktadır (sг жйн)г T(e)ŋri dŪn murwa üçünггг эU ийк (Özbayб зежйб sг ое)г Özbay (зежй)’ınб yukarıdaki örneЛi metin içinde günümüz Türkçesine açık bir şekilde çevirmediЛi görülmektedir (sг ок)г цncak “tanrıб dinб kehanet için…” şeklinde bir çeviri yapılabilirг DŪndar/di[n]tar: < Sogd. ǒĖnǒ’ r Mani dinine inananб dindarр rahipр seçilmişб seçkinг Gharib, Sogdian Dictionary (зеей) adlı eserinin иммзг maddesinde sözcüЛü şöyle açıklamaktadırп “δĖnδ’ʼr чuddhistб Manicheanб Sogdian ēn ār ( yn ’rб dnd’r) ‘religiousб priestб monkб electus’ (‘dindarб rahipб keşişб seçilmiş’) (sг жйо)г Edgü kılınçl(ı)g arıg dŪnḍar tŪp kŪrtkünmed(i)m(i)ė erserггг эU жео (Özbayб зеж4, s. 82). чars Ėılб ekinti aĖб bir Ėigirmike TaĖ-gün-tan manıstantakı kiçig di[n]tar burua guru eşid[ip] içimiė isig Sangun İtaçuk üçün bitidimг IB Hatime-67 (Tekin, 2013, s. 26). Meŋėeti Ėme dintar kişike s(e)vüg köŋül Ė(a)raşurг UM жкн (Özerturalб зеенб sг лл)г11 Yukarıdaki ilk örneЛi “iyi davranışlı temiz dindar deyip inanmadıysak…” şeklindeб ikinci örneЛi “Kaplan yılı(nda)б ikinci ayın on beşindeб Taygüntan manastırındaб (ben) genç dindar (mürit)б mürşit kâhinden işitipб aЛabeyimiz aziz Sangun Мtaçuk için (bu kitabı) yazdımг” (Tekinб зежиб sг ий) şeklindeб son örneЛi ise “benzer bir şekilde de dindarдseçilmiş (inanan) kişiye sevgili gönül yakışırг” şeklinde günümüz Türkçesine aktarabiliriz. 10 щiЛer tanıklar için bkzг эU зиеб зиоб ижзб изеб илнг 11 щiЛer tanıklar için bkz. HU 105, 172, 283, 301, 363, 374; UM 151, 243, 403, 468. International Journal of Language Academy Volume 5/4 August 2017 p. 348/373 358 Hüsnü Çağdaş ARSLAN Erklig: < Tür. erk + lig hükümdarр güçlüб kudretliг щoerfer (жолк) eserinin ikinci cildinde йлжг maddede “erk” sözcüЛünün içerisinde “erlik”ten de bahsetmiş ve erk sözcüЛünün anlamlarını ‘starkб gewaltig’ (güçlüб kuvvetli) olarak vermiştir (sг йй)г DTS (жоло)’de erklig sözcüЛüб “жг б ” (kudretliб iktidar sahibi) ve “зг a) б b) б ” (зг a) hükümdarб hakim b) sahipрefendiб sahip) şeklinde açıklanmaktadır (sг жне)г шlauson (жомз) da diЛerlerine benzer şekilde “güç ya da otoriteye sahip olanр güçlüб kudretli” anlamlarını vermektedir (sг ззй)г Çigil k(e)nt erkligi ulug türkdün pr(a)sda[nk]ı çigil arslan Ūl tirgökггг UM зии (Özerturalб 2008, s. 72). SözcüЛün “hükümdar” anlamıyla karşılaştıЛımız yukarıdaki örneЛi günümüz Türkçesine şu şekilde aktarabilirizп “ÇiЛilkent hükümdarı ulu (ve) doЛudaki koruyucusu Çigil цrslan ėl tirgök…”г Ezrua: < Sogd. zrw Manihaizmde ilk insanın yaratıcısıр en büyük tanrının adıг DTS (жоло)’de “ З ” (Tanrı Zervan) şeklinde açıklanmaktadır (sг мл)г цyrıca Sanskritçe brahma anlamını karşıladıЛı da belirtilmektedirг ьharibб Sogdian Dictionary (зеей)’de зиилг maddede ele aldıЛı zrw için zrw kökünden geldiЛini belirtmiş ve sözcüЛü “Zurvan (Manihaizm)б чrahma (чudizm)” olarak açıklamıştır (sг ои)г жжйжкг maddede ise zrw için “z(a)rwā (zrwn) → zrwʼ Zurvan (Manihaizm), Brahma (Budizm)” şeklinde aynı anlamları vermiştir (s. 465). Arıg Ė(a)ruk eėrua t(e)ŋrike neçe Ėaėıntım(ı)ė Ėaŋılt(ı)m(ı)ė erser… эU зз (Özbayб зежйб sг 79). Ol tıntura t(e)ŋriб ĖŪl t(e)ŋri Ė(a)ruk t(e)ŋriб suv t(e)ŋriб ot t(e)ŋriб bolar barça eėrua t(e)ŋri üėe kedilip birle katılıp erürlerг UM жзж (Özerturalб зеенб sг ко)г12 Özbay (зежй)б yukarıdaki ilk örneЛi günümüz Türkçesine şöyle aktarmıştırп “цydınlık ъzrua tanrıya karşı ne kadar günah işleyip hata yaptıysak…” (sг оз)г Мkinci örneЛi ise şöyle anlamlandırabilirizп “эava (esin) tanrıб rüzgâr tanrıб ışık tanrıб su tanrı (ve) ateş tanrıб bunlar hepsi ъzrua tanrı aracılıЛıyla (başka bir şekle) girerek karışarak bulunurlarг” ũlig: Türг hükümdarг щoerfer (жолк)б eserinin ikinci cildinde (Band II) 661. maddede bu sözcükle ilgili olarak şunları söylemektedirп “‫( اي گ‬ēlig) ‘höchster Rang nach dem χaǑan’ ← tüг (karachanidг uigг) elig id. ) (sг жйж)г цyrıca шlausonб sözcüЛün belirli olmayan bir zamandaб çift l’li telaffuzla kullanımdan tek l’li kullanıma geçildiЛinden de bahsetmektedir (sг жйж)г чo üç Ūlig t(e)ŋriler kelmekin Ūnmekin erdemin bügüsin bügülenmekin k(a)ltı kelip kedilürг UM 1ее (Özerturalб зеенб sг кк)г13 12 щiЛer tanıklar için bkzг эU зжжб зжмб зйкр UM ожб жйиб жнмб жоег International Journal of Language Academy Volume 5/4 August 2017 p. 348/373 Eski Uygur Türkçesinin Manihaist Dönem Metinlerinde Yetke Kavramı 359 Yukarıdaki örneЛi günümüz Türkçesine şu şekilde aktarabilirizп “чu üç hükümdar tanrı(lar) gelişiyleб aşaЛıya inişiyleб erdemiyleб gizemli gücüyle (ve bu gücü) kullanmasıyla gelip (farklı bir şekle) girerг” Han/kan: Tür. han, hükümdarб hakanг щoerfer (жоли)б eserinin birinci cildinde (Band I) зклг maddede sözcükle ilgili olarak “‫( قاآن‬qā ān) ‘ьroßchan (in шhina)’ (‘чüyük han (Çin’de)’) ~ ‫ ← قان‬moг qahan ~ qa an idг щa dieses Wort in vielfältiger чeziehung zu den цusdrücken ‫ خان‬und ‫ خاقان‬steht, wird es mit diesen Termini zusammen behandelt, cf. ‫خان‬ im tüг Teilг” diyerek özellikle qahan ve qa’an ile han ve hakan sözcükleri arasındaki ilişkiye dikkat çekmektedir (sг имо)г щaha sonra eserinin üçüncü cildinde (Band III, 1967) 1161. maddede sözcüЛü şöyle açıklamaktadırп “‫ ( خان‬ān) ‘шhanб Königр später etwaп ьrafʼ ← tü. (atü. mtü.) χan (genauer: χān)б auch ‘эerrscher (allgemein)б эerr’г (зкл) ‫( قاآن‬qā ān) ‘ьroßchanб Kaiser’ ~ ‫ ← خاآن ~ قان‬wmmoг qa an id. < mo. qaǑan ← atüг mtüг χaǑanг” (sг жйж)г щoerfer’in burada da “büyük hanб hükümdarб efendi” anlamlarını verdiЛini görmekteyizг DTS (жоло)’de “QAN II б р р ” (sг йжм) ve “XAN ю б ” (sг лил)г DTS’de de yine “hanб hükümdarб yöneticiб reisдlider” anlamlarının verildiЛini görmekteyizг шlauson (жомз) ise ka:n maddesinde xa:na bakınız der ve sözcüЛü şöyle açıklarп “a title at first practically synonymous with xaЛanб qгvгб but later used mainly for a subordinate ruler; for the etymological connection between the two see xaЛanг” (başta uygulamada (bkzг xaЛan) kağanдhakan ile eş anlamlı bir unvandırб ancak daha sonra aЛırlıklı olarak “baЛımlı yöneticiдhükümdar” için kullanılmıştırр ikisi arasındaki etimolojik ilişki için “xaЛan”a bakınız) (sг лие)г Kan oluru͡pan ordu yapmiş. İli turmiş. Tört buluŋtakı edgüsi uyurı tirilipen meŋileyür, bedizleyür tir. An͡ça biliŋler: Edgü ol. IB 28 (Tekin, 2013, s. 22). ũlig t(e)ŋri hanı eėrua t(e)ŋriniŋ amrak kıėı Ė(a)ltraglı Ėaşın t(e)ŋriçe… UM жнм (Özerturalб 2008, s. 68).14 Yukarıdaki ilk örneЛi Tekin (зежи) günümüz Türkçesine şöyle aktarmıştırп “(чir) han tahta oturup (kendine bir) saray yap(tır)mışг щevleti ayakta kalmışг (Ülkesinin) has ve muktedir adamları (etrafında) toplanmışб (sarayını) neşe içinde süslüyorlarб derг Öylece bilinizп (чu fal) iyidirг” (sг ие)г Мkinci örneЛi ise günümüz Türkçesine şu şekilde aktarabilirizп “Ülke sahibi tanrı hükümdarı ъzrua tanrının deЛerli kızı parlayan şimşek tanrıça…” Hormuėta t(e)Ƈri: < Sogd. wrmzṭ а t(e)ŋri Türг Manihaizmde bir tanrı adıр ilk erkekб эürmüzг Zerdüştlükteki iyilik tanrısı цhuramazdaб Manihaizmde de iyilik ve ışık tanrısı olarak bulunurг SoЛdca kökenli olan sözcükб ъski Uygurcaya da geçmiş ve Uygur Manihaizminde ilk insan için kullanılmıştırг эormuzta tanrıб Manihaizmde ışıЛın kurtuluşu için kendini karanlıЛa feda eden ilk varlık olması bakımından önemlidirг Manihaistlerб yedi yimki bayramlarının ilkini de эormuzta tanrıya yani Мslâm tarihinde bilinen adıyla эürmüz tanrıya adamışlardır (Özbayб зежйб sг жзо)г ьharib (зеей)б eserinde 10754. maddede hormuzta sözcüЛünü şöyle açıklarп “xwrmzt y Manichean xurmazda- a i (xwrmzt ) (name of a) Manichean godб ыirst Man” (Manihaist bir tanrı adıб ilk insan) (sг йим)г İslâm Ansiklopedisi (1987) 5. Cilt-жг kitapta bu sözcükle ilgili olarak şu açıklama yapılmıştırп “эürmüzб эurmuz (Ormazdб цhura Mazda)б Zerdüştîlerin en yüksek varlıЛa verdikleri addırг щaha sonraları яüpiter gezegeninin adı olarak da kullanılmıştırг цyrıca Sasani sülalesinde beş padişahın adıdırг” (sг лиж)г Hormuėta t(e)ŋri bŪş t(e)ŋri birle kam(a)g t(e)ŋriler söėinlüg(ü)n Ėekke süŋüşgeli k[el]tiг HU 1 (Özbayб зежйб sг мн)г 13 щiЛer tanıklar için bkzг UM ожб онб жжиб жнмб жоеб йзмб йинб йймб ккйб ккнб клмг 14 щiЛer tanıklar için bkzг юч ийр UM ожб з32, 466. International Journal of Language Academy Volume 5/4 August 2017 p. 348/373 360 Hüsnü Çağdaş ARSLAN [O]lб [ho]r[muė]ta t(e)ŋri Ė(a)rl(a)kançuçı köŋüllüg ertiг UM ке (Özerturalб зеенб sг йн)г15 Özbay (зежй)б yukarıdaki ilk örneЛi günümüz Türkçesine şu şekilde çevirmiştirп “эormuzta tanrıб beş tanrı ile birlikte bütün tanrılar sözleşerek şeytanlarla savaşmak için geldilerг” (sг оз)г Мkinci örneЛimizi ise “Oб эormuzta tanrı iyi yürekli (merhametli) idi” şeklinde çevirebilirizг Hroştag t(e)Ƈri: < Pa. ĕrwštgб ĕrwšṯgб ĕrōštag çaЛrılmışр Manihaizmde ÇaЛrı tanrısıг Durkin-Meisterernst’in Dictionary of Manichaean Texts Project içerisinde Vol. III’de Part 1 olarak yayımlanan eseri Dictionary of Manichaean Middle Persian and Parthian (зеей) adlı eserinde sözcüЛün anlamları “calledр the divinity шall” (çaЛrılmışр ÇaЛrı tanrı) olarak geçmektedir (sг илй)г roşt(a)g p(a)dwa t(a)g t(e)ŋriб t(e)ŋrigerü bardaçı boşuntaçı bŪş t(e)ŋri Ė(a)rukın biė(i)ŋerü k(e)lürdi erser... эU зли (Özbayб зежйб sг нм)г AnçulaĖuma hroştag t(e)ŋri horm(u)ėta t(e)ŋrike bŪş t(e)ŋrike kapagın aça bŪrtiг UM 11 (Özerturalб зеенб sг йи)г Yukarıdaki ilk örneЛi “эroştag Padvahtag tanrıб gökyüzüne doЛru ulaşacak özgür bırakılacak beş tanrı ışıЛıyla bize doЛru geldiyse…”б ikinci örneЛi ise “böylece эroştag tanrıб эormuzta tanrıya (ve) beş tanrıya kapıyı açıverdi” olarak günümüz Türkçesine aktarabilirizг Son örnek için bkzг UM жй (Özerturalб зеенб sг йй)г İdi: Tür. sahip. Doerfer (1965), eserinin ikinci cildinde (Band II) лилг maddede bu sözcük için ‘эerrб эerrgott’ (beyб hükümdarр tanrı) anlamlarını vermektedir (sг жмл)г щoerferб devamında yaptıЛı geniş açıklamada farklı kaynaklardan yola çıkarak bu sözcüЛün “efendiб sahip” gibi anlamlara geldiЛini de belirtmektedirг DTS (жоло)’de bu sözcük için şöyle denilmektedirп “жг б зг иг ( )” (жг efendiб sahip 2. sahip иг ъfendiдчey (tanrı ile ilgili olarak)) (sг зеи)г шlauson (жомз)б eserinde iḏi maddesinde bu sözcükle ilgili şunları söylemektedirп “properly ‘masterб owner’б but in Moslem texts often ‘the Lord’ (ьod)г” (uygun olarak ‘efendiб sahip’б ama Мslâmî metinlerde sıkça ‘ъfendi’ (Tanrı)) (sг йж)г Semiė at agėı katıg boltıг İdisi umaė tirг An͡ça biliŋler: Yablak ol. IB 65 (Tekin, 2013, s. 26). Kutlug bolzun bo bi[tig] idisi... UM жзл (Özerturalб зеенб sг ко)г Tekin (зежи)б yukarıdaki ilk örneЛi günümüz Türkçesine şöyle aktarmıştırп “Semiz atın aЛzı sertleştiг Sahibi (onu iyileştirmek için hiçbir şey) yapamıyorб derг Öylece bilinizп (чu fal) kötüdürг” (sг ий)г Мkinci örneЛi ise “kutlu olsun bu yazı(nın) sahibi…” şeklinde günümüz Türkçesine aktarabilirizг İşuĖ(a)ėd: < Pa. 348/373 Eski Uygur Türkçesinin Manihaist Dönem Metinlerinde Yetke Kavramı 361 Yukarıdaki örneЛi günümüz Türkçesine “ъfendi(m) Tanrı Мsa öЛretmen üzerineб öyle ki büyük sevgiyle (ve) çok istekle yazdım” şeklinde aktarabilirizг Kam: Türг kamб şamanб büyücüг щoerfer (жолм)б bu sözcüЛü eserinin üçüncü cildinde (Band III) жйеог maddede geniş bir şekilde ele almış ve Türkçe kökenli olduЛunu belirttiЛi sözcüЛün “şamanб kamб kâhinб sihirbazб hekim” olarak yüklendiЛi anlamları vermiştir (sг 402-406). DTS (жоло)’de QAM maddesinde “ ” (şaman) anlamı yanında “ б р б р б б б б р ” (hekimб iyileştirenр kâhinр büyücüб sihirbaz) anlamları da verilmektedir (s. 413). Clauson (1972) da ka:m maddesinde “sorcererб soothsayerб magician” (büyücüб kâhinб sihirbaz) anlamları yanında ‘physicianб healerб sageб wise man’ (hekimб iyileştiriciб bilgeб büyücü) anlamlarını vermektedir (sг лзк)г T(a)kı k(a)mag kamlar tŪr(i)lep neŋ tirgürmegeĖ ogul kıė berü umagaĖг UM иил (Özerturalб 2008, s. 86). Yukarıdaki örneЛi шlauson (жомз)’da da görüyoruzг Onun çevirisi şu şekildedirп “and all the sorcerers when they assemble will certainly not bring him back to life” (ve tüm büyücüler bir araya geldikleri (toplandıkları) zaman onu kesinlikle yaşama geri getiremeyecekler) (sг лзк)г щevamını da şöyle aktarabilirizп “oЛl(u) kız(ı) bile (yaşama geri getirmeyi) başaramayacakг” KaƇ: Tür. baba, ilahi baba. DTS (жоло)’de QAƆ I maddesinde “ ” (baba) anlamını vermektedir (s. 419). Clauson (1972) kaƇ maddesinde ‘father’ (baba) anlamını verir ve şöyle devam ederп “the oldest Turkish word in this senseр it was gradually displaced in UyЛur language by ata and did not survive into Xakani language although kaŋdaş, kaŋsık didг” (bu anlamda en eski Türkçe sözcükр Uygur dilinde ata sözcüЛü gitgide yerine geçti ve эakaniye dilinde kaŋdaş, kaŋsık sözcüklerinin aksine varlıЛını sürdüremediг) (sг 630). Oglı öginte kaŋınta öbkelepen teėipen barmişг Yana sakınmişб kelmişг Ögüm ötin alaĖınб kaŋım sabın tıŋlaĖınб tip kelmiş tirг An͡ça biliŋler: Edgü ol. IB 58 (Tekin, 2013, s. 25). Ög arıg ĖŪl kaŋ(ı)m(ı)ė ulug Ūlig t(e)ŋri hanı ė(e)rua t(e)ŋriггг UM ое (Özerturalб зеенб sг кй)г16 Tekin (зежи)б yukarıdaki ilk örneЛi günümüz Türkçesine şöyle aktarmaktadırп “(ъvin) oЛlu babasına anasına öfkelenerek kaçıp gitmişг (Sonra) yine düşünmüşб (geri) gelmişг цnamın öЛüdünü alayımб babamın sözlerini dinleyeyim diye (geri) gelmişб derг Öylece biliniz: (Bu fal) iyidirг” (sг ии)г Мkinci örneЛi “anne(miz) temiz rüzgârб babamız ulu ülke sahibi tanrı hanı [ъ]z(e)rua tanrı…” olarak günümüz Türkçesine aktarabilirizг Katun: < Sogd. ĕwt’Ėn hatunб hükümdar eşiг щoerfer (жолм)б eserinin üçüncü cildinde (Band III) жжког maddede “ьattin eines шhansб späterп (einfache) ъdelfrau und sogar (schlichtweg) ыrau” (bir han eşiб daha sonraп (yalnız) soylu kadın ve hatta (sıradan) kadın) şeklinde anlamlarını verdiЛi ve ъski Türkçe olduЛunu söylediЛi sözcüЛü ayrıntılı bir şekilde açıklamaktadır (sг жиз-141). DTS (жоло)’de QATUN I maddesinde sözcükle ilgili olarak şöyle denilmektedirп “жг б б р б ” (hanımefendiб asil kadınб soylu bir kadınр hükümdar eşiб soylu biri) (sг йил)г шlauson (жомз) iseб xa:tun maddesinde ‘lady and the like’ (hanımefendi ve benzeri) diyerek sözcüЛün anlamını verdikten sonra sözcüЛü şu şekilde açıklamaktadırп “цlthough attempts have been made to connect this word etymologically with xağan/xan there is no reasonable doubt that it is taken from Sogdian ĕwat’Ėn (ĕwatŪn); in Sogdian ĕwt’Ė means ‘lordб ruler’ and ĕwt’Ėn ‘the wife of the lordб 16 щiЛer tanıklar için bkzг юч икр UM нзб изоб йзлг International Journal of Language Academy Volume 5/4 August 2017 p. 348/373 362 Hüsnü Çağdaş ARSLAN ruler’б which is precisely the meaning of xa:tun in the early periodг” (sг лез)г ьörüldüЛü üzereб шlauson bu sözcüЛün SoЛdcadan alınmış bir sözcük olduЛunu belirtmektedirг Kamış āra kalmişг Teŋri unamadu͜k. Abın͡çu katun bol͜zun tir. Aŋça biliŋler: Edgü ol. IB 38 (Tekin, 2013, s. 23). Tekin (зежи)б yukarıdaki örneЛi günümüz Türkçesine şu şekilde aktarmaktadırп “(чir köle kız) kamışlar arasında (yalnız) kalmışг Tanrı (bunu) doЛru bulmamışг (чu köle kız) эatun olsun!б derг Öylece bilinizп (чu fal) iyidirг” (sг иж)г K(e)nig roş(a)n: < Pa. qnĖgrwšn юşık чakiresi (Manihaizmde bir tanrıça)г ьharib (зеей)б eserinin ймннг Maddesinde bu sözcüЛü “qnĖgrwšn Manichean kanig-rošn Parthianг Virgin of Light (Manichean godess)” (Manihaist kanig-rošn Partçaг юşık чakiresi (Manihaist tanrıça)) biçiminde açıklamıştır (sг жож)г щurkin-Meisterernst (2004) de eserinde, qnĖgrwšn, knĖgrwšn, qnĖg rwšn maddesinde “Pa/MPдkanīg rōšnдnгprг fг ‘Maiden of Light’г Sunderman жомоб жее17 ‘Twelve Maidens’ and ‘Maiden of Light’г” (PaгдOг ыarг dişilб öėel ad ‘юşık чakiresi’г Sunderman (жомо)’da ‘On Мki чakire’ ve ‘юşık чakiresi’г) şeklinde açıklamaktadır (sг зел)г Öėi kim k(e)ntü ol k(e)nig roş(a)n t(e)ŋriг UM 93-ой (Özerturalб зеенб sг кй)г18 Yukarıdaki örneЛi günümüz Türkçesine şöyle aktarabilirizп “Özü (varlıЛı) ki kendisi юşık чakiresi tanrıça(dır)г” Kigürsüg törö [törü]: < Tür. kir-gürаsüg törö [törü] uyulması gereken yasaдöЛretiр girilmesi gereken din. Gabain, Alttürkische ьrammatik (жоке) adlı eserinde bu sözcüЛü “kigür-б kirgür- einführenб hereinführen- içeri sok-“ şeklinde açıklamıştır (sг ижй)г ъraslan da Eski UĖgur Türkçesi ьrameri (зежз)’nde “kigür- (kir-gür-)п girdirmekб sokmak” şeklinde açıklamıştır (sг кнж)г Nomka kigürsüg törö bar ertiг эU злм (Özbayб зежйб sг нм)г Özbay (зежй)б yukarıdaki örneЛi günümüz Türkçesine şöyle aktarmaktadırп “TapınaЛa ulaştırmamız dinimizin gereЛiydiг” (sг ой)г Kun͡çuy: с Çin. 18 щiЛer tanıklar için bkzг UM жжйб жжмг 19 шlauson’un kullandıЛı eser için bkz. Giles, H. A. (1912). Chinese-English dictionary. London. International Journal of Language Academy Volume 5/4 August 2017 p. 348/373 Eski Uygur Türkçesinin Manihaist Dönem Metinlerinde Yetke Kavramı 363 Yukarıdaki örneЛi günümüz Türkçesine şöyle aktarabilirizп “rahipler (seçilmişler)б hükümdar prensesб kumandan prenslerб elçi bilegeler…” Küçlüg t(e)Ƈri: Türг Manihaizmde güçlü tanrıг чu kavram için bkzг bŪş t(e)Ƈri s. 40. Eėrua t(e)ŋrike kün aĖ t(e)ŋrike küçlüg t(e)ŋrike burhanlarka ınantım(ı)z. эU зжз (Özbayб 2014, s. 86).20 Yukarıdaki örneЛi “ъzrua tanrıyaб ьüneş (ve) цy tanrıyaб güçlü tanrıya (ve) чudalara inandıkг” şeklinde günümüz Türkçesine aktarabilirizг Kün t(e)Ƈri: Türг Manihaizmde ьüneş tanrıг щoerfer (жолм)б eserinin üçüncü cildinde (Band III) 1688. maddede kün sözcüЛüyle ilgili “Tag” (gün)б “soleilб jourб éclairerб briller” (ьüneşб günб aydınlıkб parlaklık) anlamlarını vermektedir (sг лкк)г чenzer anlamların yanında щoerfer’den farklı olarak buradaki kün t(e)ŋri örneЛine de yer veren DTS (жоло)’de KÜN maddesi şöyle açıklanmaktadırп “жг (güneş) зг (gün) иг б (hergünб günden güne)” ve “ - ” (ьüneş tanrı) (sг изл)г шlauson (жомз) ise “originally ‘the sun’р henceб by extension ‘day’г” (orijinal olarak ‘güneş’р bunun yanında ek olarak ‘gün’г) ve “it means day as opposed to night” (gecenin karşıtı olarak günдgündüz demektir) anlamlarıyla birlikte “kün t(e)ŋri ‘the sun god’” (kün teŋri ‘ьüneş tanrı’) anlamını da vermektedir (sг мзк)г Kün aĖ t(e)ŋri ol. эU йл (Özbayб зежйб sг не)г Kün t(e)ŋri bo ĖŪr suv üėe tugarг UM киж (Özerturalб зеенб sг жжл)г21 Yukarıdaki ilk örneЛi “ьüneş (ve) цy tanrıdırг”б ikinci örneЛi ise “ьüneş tanrı bu yer su üzerinde doЛarг” şeklinde günümüz Türkçesine aktarabilirizг Mani: < Sogd. m’nĖ’ Mani, Manihaizmin kurucusu. DTS (жоло)’de MANI maddesi şöyle açıklanmaktadırп “ б – - б ” (Maniб Manihaizmin kurucusu – OrtadoЛu’da ortaya çıkan dinî-felsefî doktrinдöЛreti) (sг иил)г ьharib (зеей)б eserinde bu sözcüЛü кзжег maddede ele almakta ve “m’ny’ Manichaen māni (ym’ny)” şeklinde göstermektedir (sг 207). Durkin-Meisterernst (2004), m’ny, m’nyy, mny, m’n’y, m’nyw maddesinde bu sözcüЛüб “PaдMP /Mānī/ n.pr. ‘Mani’г Name (Semitic) of the founder of Manichaeismг” (Pa./ O.Far . /Mānī/ şahıs ismi ‘Mani’г Manihaizmim kurucusunun adı (Sami diline ait)г) şeklinde açıklamaktadır (sг ззл)г Kaŋı t(e)ŋri mani burhan inçe tŪp Ėarl(ı)kadıг UM нз (Özerturalб зеенб sг к3).22 Yukarıdaki örneЛi günümüz Türkçesine şu şekilde aktarabilirizп “чabası tanrı (olan) Mani peygamber böylece deyip buyurduг” Mar: < Pa. mrĖб m’rĖб m’rwб m’r(г)б mr hükümdarб efendiб beyг чu sözcükle ilgili en açıklayıcı bilgileriб щurkin-Meisterernst (зеей)’in eserinde mry, m’ry, m’rw, m’r(.), mr maddesinde bulabiliyoruzп “PaдMP дmār/ n. цramaic honoroficб literally ‘My Lord’ у ‘Lord’г Set before a nameб sometimes written together with itг” (PaгдOгыarг дmār/ isim цrami dilinde saygı ifadesiб tam olarak ‘чenim ъfendim’ у ‘ъfendi’г чir isimden önce koyulurб bazen onunla birlikte yazılmıştırг) (sг зиж)г Partçanın tarihi varlıЛınınб Orta ыarsça olarak adlandırılan dönemden daha eski olmasından dolayı sözcüЛü Partça kökenli kabul etmenin daha uygun olacaЛını düşünüyoruzг 20 щiЛer tanık için bkzг эU зйлг 21 щiЛer tanıklar için bkzг эU йеб кзб лжб лкб жкзб зжжб зжнб зйкр UM жиеб жнеб кежб кинг 22 щiЛer tanıklar için bkzг UM жке-151, 170, 457, 463. International Journal of Language Academy Volume 5/4 August 2017 p. 348/373 364 Hüsnü Çağdaş ARSLAN M(a)r işuĖ(a)ėd m(a)histak üėeб kim Ėme ulug amranmakın agır küsüşün bitidimг UM 246 (Özerturalб зеенб sг ми)г23 Yukarıdaki örneЛi günümüz Türkçesine “ъfendi(m) Tanrı Мsa öЛretmen üzerineб öyle ki büyük sevgiyle (ve) çok istekle yazdım” şeklinde aktarabilirizг M(Ū)şiha: < Pa. mšĖh’б mšĖh’ б mšĖh’’б mšĖ эazreti Мsaг щurkin-Meisterernst (2004), mšyh’, mšyh’ḫ, mšyh’’, mšyḫ maddesinde “Pa/MP /mašīhā/, /mšīhā/ and /mšīh/ n.pr. m. ‘Messiah’г цramaicг” (Pa./ O.Far. /mašīhā/, /mšīhā/ ve /mšīh/ şahıs ismi eril ‘Mesihдэazreti МsaдKurtarıcı’г цrami diline aitг) şeklinde açıklamaktadır (sг зии)г Edgü kılınçıg buşi küçün kılėunб Ėme m(Ū)şiha burhan kŪrtgünĖükг UM 384 (Özerturalб 2008, s. 93). Yukarıdaki örneЛi günümüz Türkçesineб “iyi davranışı sadaka gücüyle yapsınб Mesih (эazreti Мsa) peygamber de (buna) inandıг” şeklinde aktarabilirizг Možak: < Sogd. mwj’k öЛretmenб üstatг ьharib (зеей)б eserinin ккзйг maddesinde bu sözcüЛü ele almakta ve “mwj’k Manichean mōžāk teacher (öЛretmen)” şeklinde açıklamaktadır (sг ззж)г M(a)r w(a)hm(a)nhvarĖ(a)ėd… toh[rı]d[ın]kı ulug možakг UM зие (Özerturalб зеенб sг мз)г24 Yukarıdaki örneЛi günümüz Türkçesineб “ъfendi(m) Wahmanhvaryazd… Tohrı’daki ulu öЛretmen (üstat)г” olarak aktarabilirizг Nom: < Sogd. nwm (Skr. dharm) dinî öЛretiдyasaг DTS (жоло)’de NOM I maddesinde bu sözcüЛün anlamları şöyle açıklanmaktadırп “[ . nwm] жг р зг б б – б иг г б - г” (жг dinî öЛretiр dinî yasa зг kitapб yazmaб sutra – dinî antlaşmaб чudizmin kutsal kitabı иг dinî element, dharma – fiziksel ve zihinsel özelliklerin alt tabakalarındaki elementleri idealleri belirtmek için чudist felsefesinde terim) (sг иле)г ьharib de Sogdian Dictionary (зеей) adlı eserinde лжинг maddede sözcüЛü şöyle açıklamaktadırп “nwm(h) Manichean, Christian, Sogdian num, nom Gk. nomós lawб canon ‘ ‫ن ا‬, ‫شر‬, ‫’قانون‬г” (Manihaistб эristiyanб SoЛdca kanunб ilkeдkutsal kitap ‘sistem (düzen)б kuralб kanun’г) (s. зйл)г чunların dışında шlauson (жомз)’un sözcükle ilgili açıklamasıб “the ьreek word nomos properly ‘law’ was a loan word in Syriac and was adopted by the Manichaeans as a technical term with a rather wider meaning ‘lawб doctrine’б etcгр from this it passed to Sogdian as nwm and was used in Buddhist texts to translate Sanskrit dharma, which has an even wider range of meaningsг” (‘yasa’ (anlamına) uygun olarak Yunanca nomos sözcüЛüб Süryanicede ödünç bir kelimeydi ve Manihaistler tarafından teknik bir terim olarak ‘yasaб doktrin’ vbг daha geniş bir anlamla benimsendiр buradan SoЛdcaya nwm olarak geçti ve чudist metinlerde daha da geniş bir anlam alanına sahip olan Sankritçe dharmaya çevrilerek kullanıldıг) şeklindedir (sг ммм)г T(e)ŋri nomın söėleserг HU жже (Özbayб зежйб sг нз)г Nom kutı kim k(e)ntü ol k(a)mag nom Ūligiб Ėme siėlerke aĖu bŪrtimг UM 97-он (Özerturalб 2008, s. 54).25 23 щiЛer tanıklar için bkzг UM ззоб йлиг 24 щiЛer tanık için bkzг UM йллг 25 щiЛer tanıklar için bkzг эU йзб жжзб жллб жмеб жнлб жокб жомб злеб злмб змеб зокб иееб изиб илзб 369, 373; UM 138, 199, 220, 238, 240, 285, 390, 410, 414, 461. International Journal of Language Academy Volume 5/4 August 2017 p. 348/373 Eski Uygur Türkçesinin Manihaist Dönem Metinlerinde Yetke Kavramı 365 Yukarıdaki ilk örneЛi “Tanrı’nın öЛretilerini söylese…”б ikinci örneЛi ise “öЛretinin mutluluЛu ki tüm öЛretinin hükümdarı odurб ve sizlere söyleyiverdimг” şeklinde günümüz Türkçesine aktarabilirizг Nomçı: с Sogdг nwmаçı Türг vaiz, dharmayı açıklayan kişiб öЛretmenб vaizб din bilginiг чu sözcükб DTS (жоло)’de NOMČÏ maddesinde şu şekilde açıklanmaktadırп “П б ” (dinî yasaları yayanдvaizб din öЛretmeni) (sг иле)г шlauson (жомз) da nomçı maddesinde sözcüЛüб “from noпmр ‘preacher’б and the likeг” (nomdan (gelir)р ‘vaiz’ ve benzeriг) şeklinde açıklamaktadır (sг 778). T(e)ŋriçi mŪn nomçı mŪnг эU жмй (Özbayб зежйб sг нй)г26 Yukarıdaki örneЛi “Tanrı’nın hizmetçisiyim (ve) vaizim” şeklinde günümüz Türkçesine aktarabiliriz. Ot t(e)Ƈri: Türг Manihaizmde ateş tanrısıр эormuzta tanrının çocuklarından beşincisiг Üçünç Ėme bŪş t(e)ŋrike horm(u)ėta t(e)ŋri oglanıŋa bir tıntura t(e)ŋriб ikinti ĖŪl t(e)ŋriб üçünç Ė(a)ruk t(e)ŋriб törtünç suv t(e)ŋri bŪşinç ot t(e)ŋriг эU мк (Özbayб зежйб sг нж)г27 Yukarıdaki örneЛiб “üçüncü olarak da beş tanrıya-эormuzta tanrının çocuklarına- bir(incisi) Hava (esin) tanrıб ikincisi Rüzgâr tanrıб üçüncüsü юşık tanrıб dördüncüsü Su tanrıб beşincisi цteş tanrı(dır)г” şeklinde günümüz Türkçesine aktarabilirizг Padvahtag: < Pa. pdw xtag, patwāxtag Manihaizmde шevap tanrısıр cevaplanmışг Durkin-Meisterernst (2004), sözcüЛü şu şekilde açıklamaktadırп “pdw’xtg Pa /padwāĕtag/ n. ‘replied’г pdw’ĕtg Ėėdп ‘ьod цnswer’г” (‘cevapla(n)mışг ‘шevap tanrısı’) (sг 271). roşt(a)g p(a)dwa t(a)g t(e)ŋriб t(e)ŋrigerü bardaçı boşuntaçı bŪş t(e)ŋri Ė(a)rukın biė(i)ŋerü k(e)lürdi erser... эU зли (Özbayб зежйб sг нм)г Yme hroştag p(a)dwahtag t(e)ŋri horm(u)ėta t(e)ŋriden t(a)mudan Ėokaru agduktaб ol üdün wadžiwantag t(e)ŋri ög t(e)ŋri t(e)rkleĖü k(e)ltilerг UM жй (Özerturalб зеенб sг йй)г Yukarıdaki ilk örneЛiб “эroştag Padvahtag tanrıб gökyüzüne doЛru ulaşacak özgür bırakılacak beş tanrı ışıЛıyla bize doЛru geldiyse…”б ikinci örneЛi ise “ve эroştag (ve) Padvahtag tanrıб эormuzta tanrı(dan itibaren) cehennemden yukarı yükseldiЛindeб o zaman Wadjiwantag tanrı ana tanrı acele ederek geldilerг” şeklinde günümüz Türkçesine aktarabiliriz. SaƇun: < Çin. s’ngwn yüksek askeri unvanб generalг щurkin-Meisterernst (2004), sözcüЛü “s’ngwn /sangun/ n. (Chin.-Turk.). Uighur title (from шhinese)г” (Çinceden [geçen] Uygurca unvan) şeklinde açıklamaktadır (sг иек)г чars Ėılб ekinti aĖб bir Ėigirmike TaĖ-gün-tan manıstantakı kiçig di[n]tar burua guru eşid[ip] içimiė isig Saŋun İtaçuk üçün bitidimг IB Hatime-67 (Tekin, 2013, s. 26). Tekin (зежи)б yukarıdaki örneЛi günümüz Türkçesine şöyle aktarmaktadırп “Kaplan yılı(nda)б ikinci ayın on beşindeб Taygüntan manastırındaб (ben) genç dindar (mürit)б mürşit kahinden işitipб aЛabeyimiz aziz Sangun Мtaçuk için (bu kitabı) yazdımг” (sг ий)г Suv teƇri: Türг Manihaizmde su tanrısıр эormuzta tanrının çocuklarından dördüncüsüг 26 щiЛer tanık için bkzг эU илзг 27 щiЛer tanıklar için bkzг UM мжб миб жзег International Journal of Language Academy Volume 5/4 August 2017 p. Ta [tât с *tar] а kan ъski Türklerde yüksek bir (askerî) unvanб vekilг щoerfer (1965), eserinin ikinci cildinde (Band II) нмог maddede sözcüЛü şöyle açıklamaktadırп “‫( ترخان‬tar ān) ‘anfangsп ъhrentitel (Privilegierter)б später auchп Steuerfreier (allgemein)’~ ‫( ~ طرخان‬mo.) ‫ ← درخان‬tüг tarχan idг ← ф” (‘başlangıçtaп saygı (onur) unvanı (imtiyazlı)б daha sonraп yönetici erkek (genel)’) (sг йле)г щoerferб bu sözcüЛü oldukça ayrıntılı bir şekilde açıklamaktadır (sг йле-474). DTS (жоло)’de sözcükб “TARΧAN ” (yönetici (hükümdar) unvanı) şeklinde açıklanmaktadır (sг кио)г шlauson (жомз) ise tarxa:n (darxa:n) maddesindeб bu sözcüЛün önemli çok eski bir unvan olduЛunuб muhtemelen Мlk Türkçe olduЛunu ve uzun uzadıya tartışıldıЛını щoerfer (жолк)’e atıfta bulunarak (Band II, 879. madde) söylemektedir (sг кио)г цyrıca шlausonб Pulleyblank’ın sözcüЛü Çince bir kökene götürdüЛü düşüncesine deЛinmektedir (sг кио-кйе)г Şinasi Tekin (ж962) de bu sözcüЛün Çince kökenli olduЛunu düşünerekб sözcüЛü “Tarkan (Çinг Ta [tât с *tar] + kan) yalnız bir unvan olup ‘vekil’ anlamına gelmektedir” şeklinde açıklamaktadır (sг н)г чir Ė(Ū)girminç aĖ bŪş otuėdaб bütürmiş tarkan tükeсtуdi nigoşaklarnıŋ suĖın Ėaėokın öküngü huastuan(i)ftг эU имм (Özbayб зежйб sг ож)г Çigil k(e)nt erkligi ulug türkdün pr(a)sda[nk]ı çigil arslan Ūl tirgök [alp] borguçan (ф) alp [t(a)r]kan beg... UM зик (Özerturalб зеенб sг мз)г Özbay (зежй)б yukarıdaki ilk örneЛi günümüz Türkçesine şöyle aktarmaktadırп “On birinci ayın yirmi beşinde чütürmiş Tarkan müminlerin (dinleyicilerin) günahtan arınması için tövbe duasını bitirdiг” (sг ок)г Мkinci örneЛi ise “ÇiЛilkent hükümdarı ulu (ve) doЛudaki koruyucusu Çigil цrslan ėl tirgök [цlp] чorguçan (ф) цlp Tarkan чey…” şeklinde aktarabiliriz. Tensi: < Çin. t’ien-tzu göЛün oЛlu (Çin imparatorunun unvanı)г DTS (жоло)’de TÄNSI maddesinde sözcük şöyle açıklanmaktadırп “[ г б thien-tsi] ( )г” (Çin imparatorunun unvanı (aynen gökyüzünün oЛlu)) (sг кйй)г Tekin (зежи)б sözcüЛün kökenini “с Çince t’ien-tzu” şeklinde açıklamaktadır (sг лж)г Tensi menг Yarın kiçe altun örgin üėe oluru͡pan meŋileyür men. An͡ça biliŋler: Edgü ol. IB 1 (Tekin, 2013, s. 19). 28 щiЛer tanık için bkzг эU мйг International Journal of Language Academy Volume 5/4 August 2017 p. 348/373 Eski Uygur Türkçesinin Manihaist Dönem Metinlerinde Yetke Kavramı 367 Tekin (зежи)б yukarıdaki örneЛi günümüz Türkçesine şöyle aktarmaktadırп “ьöЛün oЛluyum (т Çin imparatoruyum)г Sabah akşam altın taht üzerinde oturarak mutlu oluyorumг Öylece bilinizп (чu fal) iyidirг” (sг зм)г TeƇri: Tür. tanrıр efendiр gökyüzüг DTS (жоло)’deб TÄƆRI maddesinde bu sözcük için şu anlamlar verilmektedirп “жг зг б иг йг б ” (жг gökyüzü зг tanrıб ilâh иг tanrısal йг hükümdarб efendi) (sг кйй)г шlauson (жомз) sözcüЛü şu şekilde açıklarп “teŋri: a very old Turkish word, probably pre-Turkish, which can be traced back to the language of the Hsiung-nu, III B.C., if not earlier. It seems originally to have meant ‘the physical sky’б but very early acquired religious overtones and came to mean ‘эeaven’ as a kind of impersonal deityб the commoner meaning in the earlier textsг” (çok eski bir Türkçe sözcükб МÖ иг yüzyılaб эsiung-nu diline kadar izlenebilirб muhtemelen Мlk (Ön) Türkçeб deЛilse daha eskidirг цslında ‘fiziksel gökyüzü’ anlamına sahip gibi görünürб ancak çok erken zamanda dinî imalar kazandı ve daha önceki metinlerde halk arasındaki anlamıб bir çeşit kişisel olmayan tanrı olarak ‘шennet’ anlamına geldiг) (sг кзи)г T(e)ŋrim söde berü [b]ilmetin t(e)ŋrike ig(i)deĖü montag ulug çulvu sav söėledim(i)ė erserггг HU 32-ии (Özbayб зежйб sг не)г To͜kuz arlı sıgun kiyik men. Bed[ük] tiz üze ünüpen möŋreyür men. Üze Teŋri eşidti, asra kişi bilti. An͜tag küçlüg men tir. An͡ça biliŋlerп Edgü olг IB 60 (Tekin, 2013, s. 25). чŪşinç oŋınta t(e)ŋri ĖŪriŋerü kapagın açdıг UM м (Özerturalб зеенб sг йи)г29 Yukarıdaki ilk örneЛi günümüz Türkçesine “Tanrım! ъskiden beri bilmeden Tanrı’ya yalan söyleyerek böyle büyük yalan söz söylediysek…” şeklinde aktarabilirizг Tekin (зежи)б yukarıdaki ikinci örneЛi günümüz Türkçesine şöyle aktarmaktadırп “щokuz çatallı boynuzu olan erkek geyiЛimг Yüksek dizlerimin üstüne çıkarak böЛürürümг (чeni) yukarıda tanrı işitmiştirб aşaЛıda insanoЛlu bilmiştirг Onca güçlüyümб derг Öylece bilinizп (Bu fal) iyidirг” (sг ии)г Son örneЛi ise “beşincisiб Tanrı saЛ elinde (eliyle)б yeryüzüne doЛru kapıyı açtıг” şeklinde günümüz Türkçesine aktarabilirizг TŪgin, tŪgit: Tür. prens, prensler ((1) prensler, tŪginin kalıplaşmış çoЛulu)г DTS (жоло)’de tŪgin sözcüЛü şu şekilde açıklanmaktadırп “TEGIN I б я р г” (hanın (kaЛanın) ailesinin genç üyelerinin isimlerine katılan unvanр prens) (sг кйм)г TŪgit sözcüЛü iseб DTS (жоло)’de şu şekilde açıklanmaktadırп “ г tegin г” (teginin çoЛul hâlinin MoЛolca biçimiб prensler) (sг кйн)г Dintarlarб t(e)ŋriken kunçuĖ [te]rken tŪgitler Ūlçi bilgelerг UM йло (Özerturalб зеенб sг жек)г Yukarıdaki örneЛiб “rahipler (seçilmişler)б hükümdar prensesб kumandan prenslerб elçi bilegeler…” şeklinde günümüz Türkçesine aktarabilirizг Tıntura t(e)Ƈri: Türг Manihaizmde hava (esin) tanrısıр эormuzta tanrının çocuklarından birincisi. DTS (жоло)’de bu sözcük “ б “ (havaдbatı rüzgârıб hafif rüzgârдesinti) şeklinde açıklanmaktadır (sг клн)г 29 щiЛer tanıklar için bkzг юч жкб жмб кйр эU жб зб лб мб нб жкб жлб жмб жоб ззб зйб зкб злб змб знб зоб 31, 32, 36, 40, 41, 45, 46, 47, 50, 52, 54, 57, 70, 71, 72, 73, 74, 75, 78, 82, 86, 87, 88, 94, 99, 102, 107, 110, 114, 123, 131, 134, 152, 159, 168, 169, 170, 178, 180, 183, 183, 189, 189, 191, 194, 198, 200, 202, 205, 207, 211, 212, 212, 217, 218, 220, 222, 224, 226, 227, 233, 241, 245, 245, 246, 253, 254, 257, 261, 263, 264, 272, 273, 278, 279, 286, 297, 300, 307, 315, 318, 328, 339, 343, 345, 346, 354, 361, 364, 366, 373; UM 2, 12, 15, 18, 18, 21, 23, 24, 37, 51, 64, 70, 82, 91, 92, 94, 96, 115, 117, 119, 120, 121, 121, 123, 128, 131, 143, 144, 150, 175, 187, 191, 198, 206, 228, 259, 345, 350, 457, 458, 463, 466, 481, 531, 545. International Journal of Language Academy Volume 5/4 August 2017 p. 348/373 368 Hüsnü Çağdaş ARSLAN Üçünç Ėme bŪş t(e)ŋrike horm(u)ėta t(e)ŋri oglanıŋa bir tıntura t(e)ŋriб ikinti ĖŪl t(e)ŋriб üçünç Ė(a)ruk t(e)ŋriб törtünç suv t(e)ŋri bŪşinç ot t(e)ŋriг эU мз (Özbayб зежйб sг нж)г30 Yukarıdaki örneЛiб “üçüncü olarak da beş tanrıya-эormuzta tanrının çocuklarına- bir(incisi) эava (esin) tanrıб ikincisi Rüzgâr tanrıб üçüncüsü юşık tanrıб dördüncüsü Su tanrıб beşincisi цteş tanrı(dır)г” şeklinde günümüz Türkçesine aktarabilirizг Törö/törü: Tür. yasaб öЛretiг DTS (жоло)’de sözcük için “жг б б зг б ” (жг düzenб kuralб kanun зг görenekдâdetб ritüel) anlamları verilmektedir (s. 581). Onunç künke tört alkış eėrua t(e)ŋrike kün aĖ t(e)ŋrike küçlüg t(e)ŋrike burhanlarkaб bir biligin arıg köŋülün alkansıg törö bar ertiг эU зйн (Özbayб зежйб sг нм)г31 Özbay (зежй)б yukarıdaki örneЛi günümüz Türkçesine şöyle aktarmaktadırп “Onuncu olarak günde dört defa ibadetle ъzrua tanrıyaб ьüneş ve цy tanrılaraб güçlü tanrıyaб peygamberlereб içtenlikle ve temiz kalple dua etmemiz gerekliydiг” (sг ой)г Töėün: Tür. asil, soylu. DTS (жоло)’de sözcük için “ б ” (saЛduyuluдaЛırbaşlıдkendini tutabilenб soyluдasil) anlamları verilmektedir (sг кни)г Yme ol töėün er k(a)mag öėi tonı baştan adakсkуa t(e)gi kanka iriŋсkуe örgenipггг UM 493 (Özerturalб зеенб sг жжж)г32 Yukarıdaki örneЛi günümüz Türkçesineб “ve o asil erkek (kişi) tüm kendi elbisesi baştan ayaЛa kana irine bulanıp…” şeklinde aktarabilirizг Wadžiwantag t(e)Ƈri: < Pa. w’djywndg bir tanrı adıг DTS (жоло)’de sözcük için yalnızca “ я ” (özel isim) olarak yazmakta ve “vadživanta maddesiyle karşılaştırınız” denmektedir (s. 631). Durkin-Meisterernst, Dictionary of Manichaean Middle Persian and Parthian (зеей) adlı eserinde sözcüЛü “Pa(rtça) w’djywndg” şeklinde verir ancak herhangi bir anlam vermemektedir (s. 335). Yme ög t(e)ŋri wadžiwantag t(e)ŋri olar bŪş t(e)ŋrilerig horm(u)ėta t(e)ŋride ar(ı)tсtуılarг UM 23-зй (Özerturalб зеенб sг йй)г33 Yukarıdaki örneЛi günümüz Türkçesine şöyle aktarabilirizп “Ve цna tanrı (ve) Wadjiwantag tanrıб onlar beş tanrıları эormuzta tanrıda temizledilerг” Yalabaç/Ėalavaç: Türг elçiб mesaj taşıyanр peygamberг DTS (жоло)’deб bu sözcüЛün her iki farklı okunuşu da madde başı olarak yer almaktadırг JALABAČ maddesinde “ ” (büyükelçi) anlamı verilir ve “jalavač ile karşılaştırınız”б denilmektedir (sг ззм)г JALABAČ maddesinde iseб “жг б ” (ulakб büyükelçi) ve “зг б ” (peygamberб elçi) anlamları verilmektedir (sг ззн)г T(e)ŋri Ėalavaçı burhanlarkaг эU жеи (Özbayб зежйб sг нз)г Sarıg atlıg sabçıб Ėaėıg atlıg Ėalabaç edgü söė sab elti kelir tir. An͡ça biliŋ: Edgü ol. IB 11 (Tekin, 2013, s. 20). Yme t(e)ŋri Ė(a)lavaçı burhan sumnag(a)dika (okuп sumag(a)dika) inçe tŪp Ėarl(ı)kadıг UM кйк (Özerturalб зеенб sг жжн)г34 30 щiЛer tanık için bkzг UM жжог 31 щiЛer tanıklar için bkzг эU жжзб жллб злжб злмб знйб золб ижжб изиб илог 32 щiЛer tanık için bkzг UM кежг 33 щiЛer tanık için bkzг UM жммг 34 щiЛer tanık için bkzг эU жемг International Journal of Language Academy Volume 5/4 August 2017 p. Yuşo/Yişo: < Pa. ĖĖšw , yyšw, yšw /yišō / эazreti Мsaг щurkin-Meisterernst (2004), eserinde bu sözcüЛü “PartçaдOrta ыarsça yyšw , yyšw, yšw /Ėišō д ‘яesus’г” (эazreti Мsa) olarak açıklamaktadır (sг имк)г чu sözcük DTS (жоло)’de iseп “JUŠO [ . г yšw]п jušo kanig я ” ([Orta SoЛdca yşw] yuşo kanig öėel isim) şeklinde açıklanmaktadır (sг знз)г чo Ūlig t(e)ŋriler kim k(e)ntü ol Ėuşo k(e)nig w(a)hm(a)n roş(a)n t(e)ŋriггг UM жжй (Özerturalб 2008, s. 56). Yukarıdaki örneЛi günümüz Türkçesine şöyle aktarabilirizп “чu hükümdar tanrılar ki kendi(leri) (эazreti) Мsaб Kenig (чakire) ve Wahman юşık (roşan) tanrılar(dır)г” 6. Sonuç ъski Uygur Türkçesinin Manihaist dönem metinlerindeki Ėetke kavram alanını meydana getirdiЛi belirlenen йн kavramın yarısından fazlasının Türkçe kökenli sözcüklerden oluştuЛu görülmektedir (зй kavram Türkçeб ж kavram ise Türkçe а yabancı unsur)г чu kavram alanında yabancı etki en çok Partça ve SoЛdcadan kaynaklanmaktadır (н kavram Partçaб н kavram SoЛdcaб ж kavram SoЛdca а Türkçe)г щaha sonra sırasıyla Çince ve Sanskritçe etkileri görülmektedirг чurada dikkati çeken durumб Çince ve Sanskritçe 35 щiЛer tanıklar için bkzг UM кжб йзлб йзоб ййнб йлзг 36 щiЛer tanıklar için bkzг эU ззб миб илжб имиг 37 щiЛer tanık için bkzг UM жзег International Journal of Language Academy Volume 5/4 August 2017 p. rd w frwrdyn/prwrdyn /ardāw frawardīn/)б Rüėgâr (ĖŪl) tanrı (Pa./O. Far. w d, w d, w ǒ /wād/)б Işık (Ėaruk) tanrı (Pa./O. Far. rwšn дrōšnдб дrōšanд)б Su (suv) tanrı (Pa./O. Far. b, b /āb/) ve Ateş (ot) tanrı (Pa./O. Far. ĕrwštgб ĕrwšṯgб ĕrōštag (3), işuĖ(a)ėd < Pa. 8 ĖĖšw , yyšw, yšw /yišō /+yzd /yazad/ (1), k(e)nig roş(a)n < Pa. qnĖgrwšn (3), mar < Pa. mrĖб m’rĖб m’rwб m’r(г)б mr (3), m(Ū)şiha < Pa. mšĖh’б mšĖh’ б mšĖh’’б mšĖ (1), padvahtag < Pa. pdw xtag, patwāxtag (2), wadžiwantag < Pa. w’djĖwndg (2), ĖuşoдĖişo < Pa. ĖĖšw , yyšw, yšw /yišō / (1) Sanskritçe çahşapat с Skr. śikṣapada (6), şakim(u)n с Skrг 2 śākĖamuni (1) Soğdca dŪnдdin с Sogd. ǒĖn (1), dŪndarдdi[n]tar с Sogd. ǒĖnǒ’ r 8 (7), ezrua < Sogd. zrw (9), hormuėta [t(e)ŋri] с Sogd. wrmzṭ (14), katun < Sogd. ĕwt’Ėn (1), Mani < Sogd. m’nĖ’ (5), možak < Sogd. mwj’k (2), nom < Sogd. nwm (39) Soğdca+Türkçe nomçı < Sogd. nwm+çı Türг (з) 1 International Journal of Language Academy Volume 5/4 August 2017 p. : Almanca, bkz.п bakınızб C.: cilt, Çin.п Çinceб DTS: DrevnetĖurkskiĖ slovar’, Far.п ыarsçaб fel.: felsefe, Fr.п ыransızcaб gel.y.bs.п geliştirilmiş yeni baskıб HU: Huastuanift Manihaist UĖgurların tövbe duası, IB: Irk Bitig, İng.п Мngilizceб International Journal of Language Academy Volume 5/4 August 2017 p. 348/373 372 Hüsnü Çağdaş ARSLAN O. Far.п Orta ыarsçaб Pa.п Partçaб Ruhb.: Ruh bilimi terimi, s.: sayfa, Sgd.п SoЛdcaб Skr.: Sanskritçeб Tür.п Türkçeб UM: Der uigurische Manichäismus… (Manihaist UĖgur Metinleri), vb.: ve benzeri. Kaynakça Aksan, D. (2015). Her ĖönüĖle dil ana çiėgileriĖle dilbilimг 1.,2.,3. Ciltler. цnkaraп Türk щil Kurumu Yayınlarıг цrendzenб яг (жоже)г Manichæismг the Catholic encyclopedia (Vol. 9). New York: Robert Appleton Company. http://www.newadvent.org/cathen/09591a.htmг ъrişim tarihi: 13.10.2016. Asmussen, J. P. (1965). Xuāstvānīftг Studies in Manichaeism. (Acta Theologica Danica, 12). Copenhagen: Munksgaard. Bang, W., A. V. Gabain (1929). Türkische Turfan-texte II. Manichaica. Berlin. 411-434. Buswell, R. E. Jr. (Ed.). (2004). Encyclopedia of Buddhism (Volume 1 A-L). New York: Macmillan Reference USA. шaferoЛluб цг (жоои)г Eski UĖgur Türkçesi söėlüğü (иг bsг)г Мstanbulп ъnderun Kitabeviг Cin, R. (1971). Kavramlar dizini. цnkaraп Türk щil Kurumu Yayınlarıг Clauson, S. G. (1961). Notes on Irk Bitig. Ural-Altaische Jahrbücher, Volume 33. Wiesbaden: 218-225. Clauson, S. G. (1972). An etymological dictionary of pre-thirteenth-century Turkish. Oxford: Clarendon Press. Çetinб ъг (зеео)г Orhon yazıtlarında ‘itaat’ kavramıг Turkish Studies, Volume 4/8 Fall, 825-837. Derleme Söėlüğü (2. bs.). (1993). C. 1-жзг цnkaraп Türk щil Kurumu Yayınlarıг щil щerneЛi (зеек)г Türkçe söėlük (зг bsг)г цnkaraп щil щerneЛi Yayınlarıг Doerfer, G. (1963, 1965, 1967). Türkische und mongolische Elemente im Neupersischen Iб II, III. Wiesbaden: Franz Steiner Verlag. Dornseiff, F. (1970). Der Deutsche Wortschatz nach Sachgruppen. Berlin-New York: Walter De Gruyter. Durkin-Meisterernst, Desmond. (2004). Dictionary of Manichaean Middle Persian and Parthian. Brespols: Turnhout. Ercilasun, A.B., Z. Akkoyunlu. (Haz.) (2015). Kâşgarlı Mahmud Dîvânu Lugâti’t-Türkб giriş- metin-çeviri-notlar-dizin (зг bsг)г цnkaraп Türk щil Kurumu Yayınlarıг Erdal, M. (1991). Old Turkic word formation. A functional approach to the lexicon. Wiesbaden. Gabain, A. von (1950). Alttürkische grammatik (2. Verbesserte Auflage). Leipzig: Otto Harrassowitz. _______ (1961). Der Buddhismus in zentralasien. Religionsgeschichte des Orients in der Zeit der Weltreligionen, 496-574. Leiden: The Netherland. Grousset, R. (2015). Stepler imparatorluğu Attilâб шengiė Hanб Timur (зг bsг)г эг Мnalcık (Çevг)г цnkaraп Türk Tarih Kurumu Yayınlarıг эançerlioЛluб Oг (жоои)г ыelsefe söėlüğü (gelгyгbsг)г Мstanbulп Remzi Kitabeviг KafesoЛluб Мг (зееж)г Uygurlarг Türk dünĖası el kitabı (иг bs)г шгжг цnkaraп Türk Kültürünü цraştırma ъnstitüsü Yayınlarıг жнз-188. Kıranб Zгб цг ъziler Kıranг (зеже)г Dilbilime girişг цnkaraп Seçkin Yayınlarıг Ligeti, L. (2011). чilinmeĖen İç AsĖa (иг bsг)г Sг Karatay (Çevг)г цnkaraп Türk щil Kurumu Yayınlarıг Lyons, J. (1996). Semantics I. Cambridge: Cambridge University Press. Nadelyayevб Vг Mгб щг Mг Nasilovб ъг Rг Tenişevб цг Mг Şçerbakг (жоло)г Drevnetyurkskiy slovar’г Leningrad: Akademiya Nauk SSSR. Ölmezб Mг (зеек)г Türkçede dinî tabirler üzerineг Türk Dilleri Araştırmalarıб жк, 213-218. International Journal of Language Academy Volume 5/4 August 2017 p. 348/373 Eski Uygur Türkçesinin Manihaist Dönem Metinlerinde Yetke Kavramı 373 Önenб Yгб шг Zг Şanbeyг (жоои)г Almanca-Türkçe söėlük (жб з)г цnkaraп Türk щil Kurumu Yayınlarıп кйлг Özbayб чг (зежй)г Huastuanift Manihaist UĖgurların tövbe duasıг цnkaraп Türk щil Kurumu Yayınlarıг Özbentб Sг (зежи)г Sözlüksel alan teorisi ve çeviri. Diyalog, 2013/2г Мstanbulг кк-77. Özerturalб Zг (зеен)г Der uigurische Manichäismus Neubearbeitung von Teĕten aus Manichaica I und III von Albert v. Le Coq. Wiesbaden: Harrossowitz Verlag. Piltenб Şг (зежи)г Türk dilinde ıėdırap söė bilgisiб bir eş anlamlılık incelemesiг цnkaraп Türk щil Kurumu Yayınlarıг Seiffert, H. (1969). Einführung in die wissenschaftstheorieг Münchenп шгэгчeckг Tarama Söėlüğü (2009). C. 1-нг цnkaraп Türk щil Kurumu Yayınlarıг Tekinб Şг (жолз)г Mani dininin Uygurlar tarafından devlet dini olarak kabul edilişinin жзеег yıldönümü dolayısı ile birkaç not (млз-1962). TDAY Belleten 1962, 1-11. цnkaraп Türk щil Kurumu Yayınlarıг Tekinб Tгб Mг Ölmezг (зееи)г Türk Dilleri giriş. Мstanbulп Yıldız щil ve Edebiyat. Tekin, T. (2004). Irk чitig eski UĖgurca fal kitabı. N. Demir, E. Yılmaz (эazг)г цnkaraп Öncü Kitap г _______ (2013). Irk чitig eski UĖgurca fal kitabıг ъг Yılmazб Nг щemir (эazг)г цnkaraп Türk Dil Kurumu. Tokyürekб эг (зежж)г Eski UĖgur Türkçesinde чudiėm ve Manihaiėm terimleriг Doktora tezi, ъrciyes Üniversitesiб Kayseriг Tokyürekб эг (зежз)г ъski Uygurca metinlere göre чudizmin Manihaizme etkisiг Turkish Studies, Volume 7/4, Fall, 2889-2906. Trier, J. (1931). Über wort- und begriffsfelder. Der Deutsche wortschatz im sinnbezirk des verstandes-die geschichte eines sprachlichen feldes. L. Schmidt (Ed.). (1973). Wortfeldforschung zur geschichte und theorie des sprachlichen feldes içinde (sг ж- 38). Darmstadt: Wissenschaftliche Buchgesellschaft. Vásáryб юг (зеем)г Eski İç AsĖa’nın tarihiг Мг щoЛan (Çevг)г Мstanbulп Ötüken Yayınlarıг International Journal of Language Academy Volume 5/4 August 2017 p. 348/373

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir