ateşe tapanlar kimdir / Ateş ve Newroz | Independent Türkçe

Ateşe Tapanlar Kimdir

ateşe tapanlar kimdir

Ateşe Tapma



Özellikle Hint-İranlılarda oldukça yaygın bir ibadet türüdür. Ateşe tapanlar, "kutsal alev" dedikleri şimşeği, insanla gökyüzü arasındaki bir köprü olarak görüyorlardı. Ateş tanrısı Ehrimen'di. Persler ise Ahuramanza adına sürekli ateş yakarlardı.

Ateşe tapma Parsiler'de de devam etti. Yunanlılar ateşin yararını Hephaistos'ta, ateşten yararlanma sanatını Prometeus'ta, kutsal alevi de Hestia'da tanrılaştırdılar. Roma'da ise Vesta Tapınağı'ndaki sürerkli ateşi rahipler korurdu. Zerdüşt dinine inananlar da ateşe taparlar, kutsal ateşin yakıldığı yapıya "ateşgâh" derlerdi. Ateşgâhlar bu dinin tapınaklarıydı.

İlginç Youtube Videları - Urla - Urla İskele - Urla Karantina Adası - Drone Çekimi

Blog Kategorileri

Linux , Bilim , Ekonomi , Sanat , Alışveriş , Edebiyat , Seyahat , Hobi , Tarih , Din , Dünya , Kitap , Sağlık , Genel , Teknoloji , Reklam , Eğitim , İnternet , Doğa

Zerdüşt kimdir? Zerdüştlük nedir? Nasıl, ne zaman, nerede ortaya çıkmıştır?

Zerdüşt ve zerdüştlük nedir? Zerdüşt kimdir? Ne zaman ortaya çıkmıştır. Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından PKK için söylenmesi Zerdüştlük nedir merakı uyandırdı. Zerdüşt ve zerdüştlük hakkındaki bilgiler haberimizde

Yayınlanma:

Zerdüşt kimdir? Zerdüştlük nedir? Nasıl, ne zaman, nerede ortaya çıkmıştır?

Zerdüşt ve Zerdüştlük kelimeleri, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Diyarbakır’da toplu açılış töreni sırasında PKK için söylemesi üzerine merak edilip araştırılmaya başlandı. Zerdüştlük, İranlı Zerdüşt tarafından kurulan tek tanrılı bir inanç sistemi olarak geçiyor. Ahura Mazda isimli kitaplarında geçen ateşe tapma esaslarından dolayı Mecusilik yani ateşe tapanlar olarak da bilinirler. Zerdüşt kimdir? Nerede ne zaman doğmuştur? Zerdüştlük nedir? Detayları haberimizde.

ZERDÜŞT KİMDİR?

Zerdüşt, Zerdüştlük’ün kurucusudur. Zerdüşt, Avesta dilince Zarathusta, Farsça Zaroşt olarak adlandırılır. Bazı akademisyenlere göre asıl adı Sipitama olan Zerdüşt’ün iranlı olduğu söylense de gerçek doğum yeri kesin olarak bilinmemektedir. İran’ın doğusunda doğduğuna dair hakim düşünce vardır. Zerdüşt’ün Avesta’da toplanan ve Zerdüştçülük ile ilgili günümüze ulaşan tek belge olan kutsal Gatalar ve Yasna Haptanghaiti ilahilerinin yazarı olduğuna inanılır. İnanılan tek tanrıya verdikleri Ahura Mazda adıyla bağlantılı olarak Mendeizm de denir. Daha sonraki dönemlerde Mecusilik (ateşe tapan) adıyla anılan Zerdüştlük aydınlık ve karanlık akidesi üzerine kurulmuş bir sistem. Gebr olarak da bilinen Zerdüştlük M.Ö. 7. yüzyılda ortaya çıkmış. Tek tanrılı bir inanç sistemi getirdiği için kimilerince peygamber olarak kabul edilen Zerdüşt’ün hayatıyla ilgili bilgiler daha çok efsanelere dayanır. Hikmet ve bilgi anlamına gelen kutsal kitapları Avesta’da ateşe tapma esasları üzerinde duruluyor.

Zerdüşt’ün M.Ö. yılında Rey’de doğduğuna ve m.ö. yılında Tahran yakınlarında öldüğüne inanılır. Zerdüşt’ün hayatı ile ilgili bilgiler yetersizdir. Çoğunlukla efsanelere, tahminlere dayanır. Zerdüştçü inanışta İskender’den yıl önce ortaya çıktığı kabul edilir. İskender Ahameniş Hanedanı’nın (MÖ – ) Merkezi Parsa’yı (Persepolis) MÖ ’da aldığına göre Zerdüşt, Aral Gölü’nün güneyindeki Harezm’in kralı olduğu sanılan Viştaspa’ya kendi dinini M.Ö. ’de benimsetmiş olmalıdır. O sırada 40 yaşında olduğu rivayeti doğruysa M.Ö. ’de doğmuş olması gerekir. Avesta, Eski İran'ın ve Hindistan'da yaşayan İran asıllı Parsîlerin kutsal kitabıdır ve dili Pehlevîcedir. Gathalar Zerdüşt'e nisbet edilen ve Zerdüştilerce kutsal sayılan kitaplardır.

ZERDÜŞTLÜĞÜN ORTAYA ÇIKIŞI

Zerdüştlük, M.Ö. 6 yüzyılda ortaya çıktığı söylenen Zerdüşt tarafından, o zamanlar İran’daki çoklu tanrıcılığa karşı çıkarak tek tanrıcılık inancını ön plana çıkarmıştır. Bu dine inanlar, öldükten sonra dirilip Ahura Mazda’nın huzuruna çıkılacağı ve orada sorgulanacağına inanırlar. M.Ö. ile M.S. yılları arasında Pers İmparatorluğu’nun resmi dini olmuştur. Şu an günümüzde Zerdüştlük’e inanan kişi sayısının bin civarında olduğu tahmin edilmektedir. Zerdüştlük dininin kutsal kitabı, Zerdüşt’ün gatalar denen yazdığı dörtlüklerinin toplandığı Avesta’dır.

Zerdüştlük, Budizm gibi felsefi yönü de ön plana çıkan inançlar arasında yer alır. Zerdüştlüğün temelinde iyilik ve kötülüğün savaşı yatar. Zerdüşt, yeryüzündeki kavganın tanrının ruhu Spenta Mainyu ile şeytanın ruhu arasında olduğuna inanırdı ve her inananın iyilik için savaşması gerekirdi. Zerdüştlükteki şeytan inancı ile batı dinlerindeki melek anlayışı arasında benzerlikler vardır. Zerdüştlük inancında Tanrı kabul edilen Ahura Mazda “Aklın Efendisi” ile sembolize edilir, Ehriman ise kötülüğün güçlerini temsil eder ve iyilik-kötülük mücadelesi bu noktada başlar.

Geleneksel olarak Zerdüştiler yeryüzünün insan kalıntılarıyla bozulmaması gerektiğine inanırlar. Bu yüzden ölülerin cesetlerini defnetmek yerine üstü açık kulelerin çatılarında akbabalara ve doğal etkenlere karşı korumasız bir şekilde bırakırlar.

Bu inancın tanrısı Ahura Mazda’dır. Zerdüşt Espantaman, bu dinin peygamberidir.
Doğal elementleri kutsal sayarlar ve bu elementler (su, toprak, hava, ateş) kirletilmekten korunur. Bununla ilişkili olarak ateşe, aydınlığa veya Güneş’e bakılarak ibadet edilir. Bu inanç Zerdüşt Espenteman tarafından getirilmiştir.

Ateş’in kutsal sayılması
Zerdüştlük felsefesinde su, toprak, ateş kutsal sayılır ve ateşe, aydınlığa veya Güneş’e bakılarak ibadet edilir. Işığın ve aydınlıkların, Tanrı Ahura Mazda'nın fiziksel temsili olduğuna inanılır. Bununla ilişkili olarak ateş, iyi ve kötüyü birbirinden ayıran Tanrısal bir güce sahiptir. Bu inanca göre, ateş bütün varlıklarda bulunur ve canlı ve cansızlarda farklı biçimlerde var olur. İnsanda, hayvanda, bitkilerde, gökte ve yerde bu ateşi değişik zaman ve durumlarda görmek mümkündür. En kutsal olan ateş ise, Tanrı Ahura Mazda ile insan arasındaki ateştir.

İbadetleri
Zerdüştlükte günde beş defa ibadet vardır. Sabah ibadetinin özel bir yeri olduğundan ve sabah ibadeti için insanları kaldıran horoz da kutsal kabul olunur. Kıble güneştir. Güneş olmadığı zaman ateşe yönelinir. Önceleri ibadet açıkta yapılırken daha sonraları gece usulü yerleşmiştir. İbadetin ferdi ya da toplu halde yapılması mümkündür. Toplu haldeki ibadetleri mubitler yönetir. Zerdüştlük rahipleri üç sınıftır : Bunlar sırasıyla Herbit, Mubit, ve Destur Mubit adını alırlar.

BudizmcanlıCumhurbaşkanıDiyarbakırGüneşHindistanİranKimdirMazdaPKKTahran

Ateşe tapan kimlerdir?

İçindekiler:

  1. Ateşe tapan kimlerdir?
  2. Mecusilikte ateş neden önemlidir ve bununla ilgili ritüeller nelerdir?
  3. Mecusilik nedir vikipedi?
  4. Mecusilik anlamı nedir kısaca?
  5. Hangi peygamber çobandı?
  6. Yıldız ve güneşe tapanlara ne denir?

Ateşe tapan kimlerdir?

Zerdüştlük, İranlı Zerdüşt tarafından kurulan tek tanrılı bir inanç sistemi olarak geçiyor. Ahura Mazda isimli kitaplarında geçen ateşetapma esaslarından dolayı Mecusilik yani ateşe tapanlarolarak da bilinirler.

Mecusilikte ateş neden önemlidir ve bununla ilgili ritüeller nelerdir?

AteşTanrı tarafından yaratılan saf, temiz ve iyi bir varlık olarak görülür. Bu nedenle erken dönemlerden itibaren ateşMecusi tapınaklarında önemlibir yer tutar. Özellikle Sasaniler döneminde tapınaklardan temizlenen tanrı suretlerinin yerini kutsal ateşalmıştır.

Mecusilik nedir vikipedi?

Zerdüştçülük, Zerdüştîlik ya da Mecûsîlik, günümüzden yıl önce Zerdüşt tarafından İran'da kurulan, yaklaşık MÖ 6. yüzyıldan MS 7. yüzyıla kadar 3 büyük Pers İmparatorluğu'nun dini olan, içerisinde düalist ve Eskatolojik inanışın ilk örneklerini barındıran, dünyanın en eski tek tanrıcı vahiy dini.

Mecusilik anlamı nedir kısaca?

Zerdüştçü, Mecûsî veya Maguş (Arapça ve Farsça: مجوس, çoğulu Mecus), Zerdüştçülük dinine mensup kişi. Türk Dil Kurumu sözlüğünde "ateşe tapan" olarak açıklanan bu sözcük çok önceleri "Kuzey İran'da kurulmuş olan antik Media krallığının rahip sınıfı" anlamınagelen teknik bir terimdi ve olumsuz bir anlamtaşımıyordu.

Hangi peygamber çobandı?

Peygamberlerin meslekleri
  • HZ. DAVUD (AS): Demiri işleyen, zırh yapan ve düzenli ordular kuran, Calut'un ordularını mağlup eden bir kumandandır.
  • HZ. İSA (AS): Avcıydı.
  • HZ. ZEKERİYYA (AS): Marangozdu. 4/
  • HZ.
  • HZ.
  • HZ.
  • HZ.
  • HZ. ZÜLKİFL (AS): Ekmek pişirirdi, fırıncıların piriydi.
Daha fazla öğe

Yıldız ve güneşe tapanlara ne denir?

Kimileri Ezidileri şeytana tapmakla suçladı, kimileri 'güneşe tapanlar' olarak adlandırdı. IŞİD gibi örgütler tarafından ise 'sapkın' olarak görüldüler. Ezidiler, inanışları hakkında yanlış bilinenler nedeniyle birçok kez hedef oldular. 4 bin yıl önce şekillenen Ezidilik en eski tek tanrılı dinlerden biri.

Kim bu Ezidiler?

Ezidiler, inanışları hakkında yanlış bilinenler nedeniyle birçok kez hedef oldular. 4 bin yıl önce şekillenen Ezidilik en eski tek tanrılı dinlerden biri.

Birleşmiş Milletler’e göre, Irak’ta terör estiren IŞİD örgütünün saldırıları altında ‘soykırım’ tehdidi ile karşı karşıya kalan Ezidiler, tarih boyunca da birçok katliama uğradı, anavatanları olan ülkelerden kaçmak zorunda kaldılar. İran ve Mezopotamya’da yaşamış,Ortadoğu’nun en kadim topluluklarından biri olan, kökenleri 4 bin yıl öncesine dayanan Ezidilerin hedef olmalarının sebebi ise onlara yapılan yanlış yakıştırmalardı. Kimileri onları şeytana tapmakla suçladı, kimileri “güneşe tapanlar” olarak adlandırdı. IŞİD gibi radikaller tarafından ise ‘sapkın’ olarak görüldüler.

Milliyet'ten Gizem Acar'ın derlediği haber şöyle:

Öncelikle Ezidiler, tek tanrılı bir inanca sahip. Hatta, kendilerini Hz. Adem’den bu yana tek tanrıya inanan dünyadaki ilk insanlar olarak tanımlıyorlar. Ancak doğuştan Ezidi olunabiliyor. Ezidilerin büyük çoğunluğu kendini Kürt olarak tanımlarken, küçük bir kısmı da Ezidiliğin kendine özgü bir milliyet olduğunu savunuyor. Yine de genel kabulde Kürt sayılan Ezidilerin ana dili ve ibadetlerinde kullandıkları dil de Kürtçe

Kuran ve İncil kutsal

Ortadoğu’da ulusal kimlikleri olmayan İran’daki Bahailer gibi Ezidiler de dini bir cemaat. Ezidilik, çoğunluk dinlerinden etkilenmiş, fakat hiç birinin tümüyle izini taşımamaktadır. Ezidi inancının mitolojisini anlatan Mishefa Reş kutsal Kitapları, Ezidi önderi Şeyh Adi tarafından yazılan Kitab-ı el Celve ise pratik kuralları anlatan kitap olarak kabul ediliyor. Ancak Ezidilerin gelenekleri ve ritüellerinin çoğu yazılı değil sözlü. Hem İncil hem de Kuran Ezidiler tarafından kutsal sayılıyor.

Toplam nüfusları bin

Ezidiler; bugün Irak, Suriye, Türkiye, Rusya, Ermenistan,Gürcistan, Almanya ve diğer Avrupa ülkelerinde yaşıyor. Ezidilerin nüfusunun toplamda bine gerilediği düşünülüyor. Avrupa’da bin, Türkiye’de ise sadece Ezidi yaşıyor.

Ağır bir kast sistemi var

Ezidilik’te ağır bir kast sistemi uygulanmaktadır. Müritler ve din adamları olmak üzere iki sınıf vardır. Din adamları arasında Mirler (Emirler), Şeyhler, Pirler, Qewallar (Kavallar), Fakirler (Karabaşlar), Koçekler ve Çömezler olmak üzere bir hiyerarşi vardır.  Emirler, en üst rütbeli kişilerdir. Emir, Ezidilerin her anlamda sözcüsü, temsilcisidir. Veraset sistemiyle başa gelmektedirler. Birini Ezidilikten çıkarma sadece Mir’in isteğiyle olabilir. Dini önderler Şeyhler ve Pirleri izleyen, Qewallar, yılda bir defa tüm Ezidi cemaatlerini dolaşırlar. Böylece birbirinden uzak Ezidi bölgelerinde bile birliğin canlı tutulmasını sağlarlar. Fakirler yılda 92 gün oruç tutar, sert kumaşlar üzerinde yatarlar. Tıraş olmaları, silah taşımaları ve kan dökmeleri de yasaktır. Sadaka ile yaşamlarını sürdüren Fakirler toplumda barışı sağlayıcı kişilerdir. Çömezler, Şeyh Adi türbesinin bakımından sorumludur. Müritler, dini bağlamda en düşük kastta olmalarına rağmen çiftçilik, hayvancılık, toprak sahipliği, çobanlık, rençberlik veya yevmiyeli işçilik yaparak toplumun ana direğini oluşturmaktadırlar.

‘Şeytan’a tapıyorlar’ nereden çıktı?

Müslüman, Hıristiyan ve Musevilerdeki ‘Şeytan’ ile, Ezidilerin inancındaki ‘Şeytan’ arasındaki fark, suçlamalara neden olmuştur. Semavi dinlerde ‘Şeytan’ denilen meleği Ezidilerin ‘Melek Tavus’ olarak adlandırması, onların Şeytan’a taptıklarına dair hatalı bir düşüncenin ortaya çıkmasına sebep olmuştur. İslam inanışına göre; Tanrı dünyanın ardından ilk insanı yani Adem’i yarattı ve herkesin ilk insana secde etmesini istedi. Şeytan secde etmediği için Allah’a şirk koşmuş oldu. Bu yüzden İslam inanışına göre Şeytan lanetli bir melektir. Ezidilere göre ise, Şeytan, Allah’tan başkasına secde etmeyecek kadar O’na bağlıdır. Bunun için de Şeytan, ilk başta cennetten kovulmasına rağmen sonradan Tanrı tarafından affedilir. Hatta Tanrı dünyanın yönetimini artık Melek Tavus olarak anılan bu meleğe verir. Kısacası Ezidiler Şeytan’a tapmıyor, sadece o meleği algılayış biçimleri diğer tek tanrılı dinlerden tamamen farklı. Ezidilikte, ‘Şeytan’ adının ağza anılması yasaktır.

Yezidi değil Ezidi!

Ezidiler, birçok dilde ‘Yezidi’ olarak anılıyorlar. Bu kullanım, konu hakkında bilgisi bulunmayan bazı kesimlerin Ezidileri, Emevi hanedanının ikinci halifesi olan Yezid İbn Muaviye’nin takipçileri zannetmesine neden oluyor. Kerbela Olayı’ndan sorumlu tutulan Yezid, İslam’da zulmün ve kötülüğün sembolü Ancak Ezidiler ve Yezid’in hiçbir bağı yok. Yezid kelimesi Farsça’da melek ya da ilah anlamındaki “İzed” kelimesinden geliyor. Kürtçe olan Ezidi kelimesi ise “Allah’a inananlar” anlamına geliyor, “Ezam” kelimesine dayanıyor.

Hem sünnet hem vaftiz

Ezidilerin birçok dinsel pratiği bulunuyor; dini törenler ve bayramlar kutlanıyor, zekat veriliyor, hac ibadeti yapılıyor ve oruç tuttukları günler bulunuyor. Önemli günlerde kutsal sayılan yerler ziyaret ediliyor ve günlük olarak ibadet ediliyor. Çocuklar için hem sünnet hem de vaftiz geleneği bulunuyor. Kadınlar ve erkekler bir arada ibadet edebiliyor. Ezidiler, attıkları her adımda Allah’ın adını anarlar. Ancak onlara göre Allah, dünyanın sadece yaratıcısıdır, dünya yönetimi ile ilgilenmez. Melekleri onun emirlerini uygular. Meleklerin başı Melek Tavus’a büyük saygı duyarlar.

Kıbleleri Güneş

Allah’ın insanları peygamber göndermeksizin de doğru yola itebileceğine inanılır. Ancak Semavi dinlerdeki peygamberleri de kabul ederler. Ezidiler günde beş kez Melek Tavus’a dua ederler. Gün doğumu ve batışında Güneş’e dönülüp ibadet edilir. İbadetten önce eller ve yüz yıkanır. Melek Tavus’un ışık saçtığı düşünüldüğü için ışık saçan herşey kutsaldır. En büyük ışık kaynağı Güneş’e dönülüp ibadet edilmesi bu yüzdendir.
Ahiret inancı yok
Müritler yılda 3 gün, din adamları 80 gün oruç tutarlar. Hac ibadetinde Eylül arasında Laleş Vadisi’ndeki Şeyh Adi mabedi ziyaret edilir. Ahiret ve dolayısıyla bir cennet-cehennem inancı yoktur. Ezidiliğe göre; ruh bedenin ölümünden sonra başka bedenlere geçerek varlığını sürdürür.

74’üncü ferman

Ezidiler hakkında bugüne kadar verilmiş 73 ferman emri bulunuyor. Tarih boyunca çıkarılan her ferman ölüm ve zorunlu göçü beraberinde getiriyor. Ezidiler şu an yaşadıklarını 74’üncü ferman olarak kabul ediyorlar.

Ezidiler, Osmanlı Devleti’nde ehli kitap olarak görülmeyip dışlanmışlar. Ermeni tehciri döneminde devlet politika ve pratiklerinden Ezidiler de ciddi bir şekilde etkilendi. ’deki nüfus sayımında 37 bin civarında olan Ezidi nüfusu ’te yapılan nüfus sayımında 18 bine düşmüştür. Cumhuriyetin ilanından sonra da homojenleştirme politikaları nedeniyle göç etmek zorunda bırakıldılar. Irak’ta ise Saddam dönemi sonlanana dek büyük baskılar altında yaşayan Ezililer,ABD işgali sonrası Irak anayasasına göre ise dini vecibelerini yerine getirme ve en az bir milletvekiline sahip olma hakkına sahip.

Ezidi sözlüğü

Melek Tavus: Ezidilerin inancına göre Allah’ın dünyanın yönetimi görevini verdiği birinci melek.


Şeyh Adi: Şeyh Adi, Ezidilerin çok saygı duyduğu bir yol göstericidir. Kendisini Allah yolunda iyiliğe, doğruluğa ve güzelliğe adamış, insanların hak yolunu bulmaları konusunda onlara yardımcı olmuştur. Ancak sanılanın aksine Ezidiler’in peygamberi değildir.

Laleş: “Ezidilerin Mekke’si” olarak anılan Laleş Vadisi, Ezidilerin en kutsal mekanı. Hac ibadetinin yapıldığı vadide Şeyh Adi’nin mezarı da bulunuyor. Allah dünyayı yaratırken ilk toprak paçasının burada oluştuğuna inanılıyor.

Babaçavuş: Laleş Vadisi’nde yaşayan; Tapınağın temizliği, ziyarete gelenlerle ilgilenme ve onlara yol gösterme, dini bilgiler verme ile sorumlu olan Pir’ler. Hem kadın hem de erkek olabilen bu din adamlarından bazıları hiç evlenmiyor.

Karayılan: Hayatını Ezidi inancını yaymaya adayan ve ’de Laleş Vadisi’nde ölen Şeyh Adi’nin mezarının bulunduğu tapınağın giriş kapısında bir karayılan figürü göze çarpar. Bu figür, Nuh Peygamber’in gemisi Laleş Vadisi’den geçerken dağa çarpması sonucu meydana gelen deliği gövdesiyle kapatarak su almasını önleyen karayılanı simgeliyor. Karayılan, Ezidiler için dokunulmazdır.

Sadece Ezidilerle evlenebilirler

Ezidilerin farklı bir dine mensup biriyle evlenmesi yasaktır. Çünkü evlenen kişinin dininin bozulacağına, kirleneceğine ve artık Ezidiliğin saflığını üzerinde barındıramayacağına inanılır. Dolayısıyla bunun aksini yaparak başka dine mensup biriyle evlenen bir Ezidi, Mir tarafından kesinlikle aforoz edilir. Bunun dışında kastlar arası evlilik de yasaklanmıştır.

Her Ezidi ancak kendi kastından bireylerle evlilik yapabilir.

TC kimliklerinde din hanesi boş

Türkiye’de yakın zamana kadar Ezidilerin nüfus cüzdanlarındaki din hanesinde (x) işareti vardı, şimdi ise bu hane boş bırakılıyor.

‘Türkiye’de evlerine korucular el koydu’

Avrupa Parlamentosu’nun (AP) ilk ve tek Ezidi vekili olan Feleknas Uca, Irak’taki krizin patlak vermesinden sonra Ezidilerin durumunu incelemek için oluşturulan Avrupalı heyetin üyesi olarak geçen hafta Türkiye’ye geldi. Türkiye’den Almanya’ya göç eden bir ailenin kızı olan Uca, yılları arasında Sol Parti’den AP vekili olarak görev yaptı. Uca, ’te Irak anayasası değişene kadar dünyadaki dek Ezidi parlamenterdi.

Milliyet’in sorularını yanıtlayan Uca, artık devlet baskısının kalkmış olması nedeniyle, göç etmek zorunda kalan Türkiyeli Ezidilerin geri dönmeye başladığını doğruluyor. Ancak Uca, ’lı yıllarda şiddet olaylarından, köylerin yakılmasından kaçan Ezidilerin geri dönüşünün sıkıntılı olduğunu söylüyor. Bunun nedeni ise Ezidilerden boşalan evlere korucuların yerleştirilmiş olması. Uca, Batman’da birçok Ezidi köyünün bu nedenle mahkemelik olduğunu söylüyor. Uca, Avrupa’da yaşayan Ezidilerin de sorunları olduğunu anlatıyor. Avrupa’da Ezidiler herhangi bir baskı görmemelerine karşın resmi olarak tanınmıyorlar. Uca, Avrupa’nın Ortadoğu’dan gelenler için yalnızca ‘Arap’, ‘Türk’ ve ‘Farsi’ kimliklerini tanıdığını belirtiyor. Ancak Ezidilerin çok sayıda ve büyük çaplı örgütler ve federasyonlara sahip olduğunu, bunlar aracılığıyla resmi kurumlarla ilişkilere sahip olduklarını ekliyor.

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir