balık baştan kokar atasözü mü deyim mi / Balık Baştan Kokar Atasözünün Anlamı Ne Demek? - Habertürk

Balık Baştan Kokar Atasözü Mü Deyim Mi

balık baştan kokar atasözü mü deyim mi

Abdal abdala çatmayınca kasnak boyna girmez.

Abdal düğünden, çocuk oyundan usanmaz.

Abdalın dostluğu köy görününceye kadardır.

Abdalın gözü omçada, dilencinin gözü çomçada olur.

Abdestsiz emmine namaz dayanmaz.

Acar çoban, ya geç ya aç getirir.

Acele bir ağaçtır, meyvesi pişmanlık.

Acele ile yürüyen yolda kalır.

Acele işe şeytan karışır.

Acemi çaylak bu kadar uçar.

Acı patlıcanı kırağı çalmaz.

Acı patlıcanı mehrecen vurmaz.

Acıkan doymam, susayan kanmam sanır.

Acın koynunda ekmek eğleşmez.

Acıyan çok amma, ekmek veren yok.

Aç aman bilmez, çocuk zaman bilmez.

Aç ayı oynamaz

Aç doymam, tok kanmam sanır.

Aç ile arkadaş olma, yemem der de sömürür.

Aç koyma hırsız, çok söyleme arsız edersin.

Aç köpek fırın deler.

Aç ne yemez, tok ne demez.

Aç tavuk düşünde darı görür.

Açık yaraya tuz ekilmez.

Açlıkta darı ekmeği, helvadan âlâ gelir.

Adam adama gerek olur çöp atmaya kürek olur.

Adam adamdır, olmasa da pulu; eşek eşektir olsa da çulu.

Adam kıtlığında keçiye, Abdurrahman Çelebi derler.

Adam olana bir söz yeter.

Adam sandık eşeği, altına serdik döşeği.

Adam zengin olamaz, zengin adam olamaz.

Adam, adam kadri bilir; sarraf altın kıymeti.

Adama dayanma ölür; duvara dayanma yıkılır.

Adamın yere bakanından, suyun durgun akanından kork.

Ağ itin pamukçuya zararı var.

Ağaç ile kabuk arasına parmak sokulmaz.

Ağaç ne kadar uzasa da göğe eremez.

Ağaç ne kadar uzasa da, balta dibinde hazırdır.

Ağaçtan maşa, abdaldan paşa olmaz.

Ağalık vermeyle, yiğitlik vurmayla olur.

Ağanın iti, kendinden itibarlıdır.

Ağası yiğit olanın, adamı yavuz olur.

Ağır harman geç kalkar.

Ağır kamgayı yel kaldırmaz.

Ağır otur, batman gel.

Ağlamayan çocuğa meme vermezler.

Ağlayanın malı gülene hayır etmez

Ağustosta yatanı, zemheride büvelek tutar.

Ağzının domalışından Omar dediğin anlaşılıyor.

Ağzınıza kuru kaşık değmesin.

Ahır dağına kar yağdı; bizim eve deli yağdı.

Ahmağa yüz, abdala söz vermeye gelmez.

Ahmak çabalar, iş olacağına varır.

Akacak kan damarda durmaz.

Akar su pis tutmaz.

Akıl yok başta, ne gezersin Maraş’ta

Akıl yanmaya başladığı zaman gönül olur.

Akıllı düşman, akılsız dosttan yeğdir.

Akıllı olup da tembel ise ikaz et; akılsız olup da çalışkan ise  dikkat et.

Akıllı saygı sayana kadar deli oğlunu evermiş.

Akılsız başımın yüzünden sefil dabanlarım ne çeker.

Akılsız başın cezasını ayaklar çeker.

Akılsız düşününceye kadar deli oğlunu evermiş.

Akşamın hayrından sabahın şerri yeğdir.

Al fakirin kızını gönderirsin babası evine.

Al görgülünün kızını, iş tutsun ığranı ığranı; al görgüsüzün kızını, iş tutsun kığranı kığranı.

Al zenginin kızını, dönersin babası evine; al fakirin kızını, gönderirsin babası evine.

Ala keçiyi gören içi dolu yağ sanır.

Alıcı kuşun ömrü az olur.

Alışmış kudurmuştan beterdir.

Ali Fahı’ya bir muska yazdırdık, bıldırkinden (geçen yıl) daha azdırdık.

Ali’nin küleği veliye, velinin küleği Ali’ye.

Allah bir boy vermiş, dibini delmiş bırakmış.

Allah dağına göre kar verir.

Allah ilmi dileyene, malı dilediğine verir.

Allah iş gaygısı değil, baş gaygısı vermesin.

Allah önü gelenli değil, sonu gelenli eylesin.

Allah yazdıysa bozsun.

Allah yazımızı yaz, kışımızı kış eylesin.

Alma kara saçlının ahını, gökten indirir şahmeranın şahını.

Altın leğenin kan kusana ne faydası var.

Altını yitiren gümüşü bulamaz.

Amanatın pandılı yokuşta kırılır.

Amelsiz âlim, semersiz eşek gibidir.

Analı oğlak yarda oynar, anasız oğlak yerde oynar.

Anam ağlar benim için; ben ağlarım yavrum için.

Anamın ekmeğine kuru, ayranına duru diyemem.

Anan ölür acından, ne umarsın bacından.

Anandan evvel ahıra girme

Anasına bak kızını al; kenarına bak bezini al.

Anasını seven, danasını da sever.

Anlayana sivrisinek saz, anlamayana davul zurna az.

Aptal ata binince ağa oldum, şalgam aşa konunca yağ oldum sanır.

Aptal ata binince bey oldum sanır.

Ar eden kâr etmez.

Araba devrilince yol gösteren çok olur.

Arada kalan derede kalır.

Arap atlar kuluncuktan, koç yiğitler menencikten olur.

Arayan Mevlasını da belasını da bulur.

Arda kalan derde kalır.

Ardıcın közü, yalancının sözü olmaz.

Arga su gelinceye kadar kurbağanın gözü patlar.

Arka gerek arka, düşman göre korka.

Arsız erimez, çayır çürümez.

Artıklağı mal, göz çıkarmaz.

Asil azmaz, bal kokmaz, kokarsa yağ kokar, aslı ayrandır.

Aşa dökülen yağın zararı olmaz.

Aşk ağlatır dert söyletir.

At binenin, kılıç kuşananındır.

At eşeğin artığını yemez.

At ile avrat yiğidin bahtına.

At ölür, nalı kalır; yiğit ölür, namı kalır.

At sahibine göre kişner.

At tepişir, arada eşek ölür.

At ver dost ol; kız ver düşman ol.

Ata, avrada, hükümete iyi bineceksin.

Atasözü tutmayan iflah olmaz.

Atın ölümü arpadan olsun

Attığın taş, ürküttüğün kurbağaya değmez.

Av kazanına yahın gerek.

Ava giden avlanır.

Avradı olmayanın aklı olmaz.

Avrat var ev yıkar, avrat var ev yapar

Avrat var zavranı zort, avrat var çepeli mürt, avrat var hazreti mülk.

Ayağa değmedik taş, başa gelmedik iş olmaz.

Ayıdan post, gâvurdan dost olmaz.

Ayrandan aşağı katık olmaz.

Aza kanaat etmeyen çoğu bulamaz.

Babası oğluna bir bağ bağışlamış, oğlu babasına bir üzüm vermemiş.

Bağ babadan, zeytin dededen kalmalı.

Bakarsan bağ olur, bakmazsan dağ olur.

Bal tutan parmağını yalar.

Balık baştan kokar.

Bana koca bugün lâzım, yarın benimki de gelir.

Baş başa vermeyince taş yerinden oynamaz.

Baş olda, istersen soğan başı ol.

Başa gelen çekilir.

Başı büyük bey olur, ayağı büyük çoban.

Bedava sirke baldan tatlı olur.

Bekara avrat dövmesi kolay gelir.

Beleş sirke baldan tatlı olur.

Belli düşman gizli dosttan iyidir.

Ben ağa sen ağa bu ineği kim sağa?

Ben kapalı bir kutuyum; açarsan pis, açmazsan mis kokarım.

Besle kargayı oysun gözünü

Beş parmak bir olmaz.

Bıçağını kavga mahallesine verme.

Bıçak kendi sapını yontmaz.

Bilen söylemez, söyleyen bilmez.

Bin tanıktan bir ikrar yeğdir.

Bir ağaçta gül de biter dikende.

Bir avuç biberi var, her yerden haberi var.

Bir deli bir kuyuya taş atmış, kırk akıllı çıkaramamış.

Bir dost kırk yılda kazanılır; ama bir günde kaybedilir.

Bir dostun bir düşman kadar kahrı olur.

Bir ekmek, dokuz aç; durma ordan kaç.

Bir elmayı bin akçeye soy; bir armudu, bir akçeye soyma.

Bir evde düzen olunca, düzenbaz olmaz.

Bir gemide iki kaptan olmaz.

Bir gül için, bin dikene katlanılır.

Bir gün olur, yüz yüze bakılır.

Bir it ürümekle kervan yolundan dönmez.

Bir karıyla iki koca, dır dır eder her gece.

Bir kaşıkla dokuz abdal geçinir.

Bir katarda iki deve kükremez.

Bir koltuğa iki karpuz sığmaz.

Bir korkak bir orduyu bozar.

Bir koyundan iki post çıkmaz.

Bir kötü gidince yerine daha iyisi gelmez.

Bir kötünün, yedi mahalleye zararı dokunur.

Bir kuyruklu yıldız kırk yılda bir doğar.

Bir müşteri için dükkân açılmaz.

Bir sürçen atın başı kesilmez.

Bir şeyin önüne bakma, sonuna bak.

Bir tadan pişman, bir de tatmayan pişman.

Bir ye, bin şükret.

Bir yer yıkılmayınca, bir yer yapılmaz.

Bir yiğit, kırk yılda yiğit olur.

Birden gelen devletten hayır çıkmaz.

Birer birer bin olur, damlaya damlaya göl olur.

Biri buldu iki ister, akçe buldu çıkın ister.

Biri yer biri bakar, kıyamet ondan kopar.

Biz attık kemik diye, el kaptı ilik diye.

Boğaz yiyeceğini istemezse de, göz gördüğünü ister.

Borç yiyen kesesinden yer.

Borçsuz çoban yoksul beyden yeğdir.

Boş çuval ayakta durmaz.

Boşboğazlık para etmez.

Boya posa bakma, huya husa bak.

Boyuma göre boy buldum da huyuma göre huy bulamadım.

Boyuna bosuna bakma, huyuna husuna bak.

Bugün iki yarına bedeldir.

Bükemediğin bileği öp başına koy.

Büyük başın büyük derdi olur.

Cahil adam, meyve vermeyen ağaca benzer.

Cahil, vakitsiz öten horoz gibidir.

Cami kapısı bilmez, ama sofuluk taslar.

Can cefadan da usanır, sefadan da.

Can çıkmayınca huy çıkmaz.

Canı yanan eşek, attan berk sıçrar.

Canım araya gidene kadar, malım araya gitsin.

Cehenneme girse yüzü kızarmaz.

Cenabetten keramet umulmaz.

Ceviz diker, kızılcık biter.

Cırcır böceğinin ömrü az olur.

Cihanı kazma, kürek değil, zulüm yıkar.

Cof cof eder şu keyiş, saz çalar bizim ibiş.

Cömert derler maldan ederler; yiğit derler candan ederler.

Çadırı yanmış, cingen gibi yaygara eder.

Çağrılan yere erinme (üşenme), çağrılmayan yere görünme.

Çakalsız köy olmaz.

 Çalgam çorbaya girince yağ oldum sanır.

Çalışmayla zengin olunsa; Fatmalı eşşeği zengin olurdu.

Çalma elin kapısını, çalarlar kapını.

Çamın közü, yalancının sözü olmaz.

Çatal kazık yere geçmez.

Çengi ölüsü, çalgıyla kalkar.

Çerçi eşeği gibi anırma.

Çirkefe çamur atma, üzerine sıçrar.

Çoban uyudu mu, kurt emin olur.

Çobanın gönlü olursa tekeden teleme çalar.

Çocuğu av dileyen acından ölür.

Çok gezen pabuca pislik bulaşır.

Çok gezilen yerde ot bitmez.

Çok kendi kendini tutturur, az kan yutturur.

Çok laf yalansız, çok mal haramsız olmaz.

Çok söyleme arsız olur, az verme hırsız olur.

Çömçe tutan benim olsun, dış kapıda yerim olsun.

Çürük tahta çivi tutmaz.

Dadanmış kudurmuştan beterdir.

Dağ başından duman eksik olmaz.

Dağ ne kadar yüce olsa yol onun üstünden geçer.

Dağ, dağ üstüne olur; ev, ev üstüne olmaz.

Dağına göre odun, sapına göre saman olur.

Daha hanyayı Konya'yı bilmez; devenin gevişine güler.

Dal altında dal büyümez.

Danışan dağlar aşmış, danışmayan düz ovada yolunu şaşırmış.

Darı unundan baklava, incir ağacından oklava olmaz.

Davacın kadı olursa; yardımcın Allah olsun.

Davetsiz misafir döşeksiz oturur.

Davulun sesi uzaktan hoş gelir.

Debbağ sevdiği deriyi yerden yere vurur.

Değirmen iki taştan, muhabbet iki baştan olur.

Deh desen de gidecek, çüş desen de.

Deli deliyi, imam ölüyü sever.

Deli eşekten akıllı sıpa doğmaz.

Deli söyletmiş de akıllı oynatmış.

Deliyle gitme yola, başına getirir bin türlü bela.

Demir nemden; insan gamdan ölür.

Demir tavında dövülür; dilber çağında sevilir.

Derdin yoksa eğlen, borcun yoksa evlen.

Dereyi görmeden, paçaları sıvama.

Destursuz bağa girilmez.

Deve Kâbe’ye gitmekle hacı olmaz.

Deve kırk yılda intikam almış, ne erken oldu demiş.

Dibi görünmeyen sudan geçme.

Dil küçük, belası büyüktür.

Dilden gelen elden gelse, her dilenci padişah olurdu.

Dinsizin hakkından imansız gelir.

Dirlik neredeyse, devlet ordadır.

Doğrulukta ölüm olsa, yine de ayrılma sadık ol.

Doktorun hatasını toprak örter.

Dokuz ayın çarşambası bir araya gelmez.

Domuz derisinden post, eski düşmandan dost olmaz.

Donsuzun aklından bir top bez geçer.

Dost başa; düşman ayağa bakar.

Dosta gerek arka; düşman göre korka.

Dostun attığı taş baş yarmaz.

Düğün iki kişiye, tasası düşmüş konu komşuya.

Dün yumurtadan çıkmış, bugün kabuğunu beğenmez.

Dünyada rızkı varsa, değirmenin boğazına koysan diri çıkar.

Düşenin dostu olmaz.

Düzen olan evde düzenbaz olmaz.

Eğere de gelir semere de.

Ekmek Hıdır’ın, su Bedir’in, yiyin için kudurun.

Ekmeksiz aş, sevdasız baş olmaz.

El ağzına bakan karısını tez boşar.

El atına binen tez iner.

El eli yur, gün gelir elde yüzü yur.

El için ağlayan gözden, yâr için ağlayan dizden olur.

El için kuyu kazan, evvela kendi düşer.

El öpmeyle dudak aşınmaz.

El yarası geçer, dil yarası geçmez.

El yumruğu yemeyen, kendi yumruğunu batman sanır.

El, elin eşeğini zırtlatarak sürer.

El, eliyle yılan tut, onu da yalan tut.

Elden gelen öğün olmaz; olsa da vaktinde olmaz.

Elime ne ettin ki yüzüme onu sıvayayım.

Elin delisine doyulmaz, deli ocaktan gerek.

Eline diline beline mukayyet ol.

Elini her deliğe sokma, ya yılan çıkar, ya çıyan.

Er dayıya, kız bibiye çeker.

Er kalkan yol, er evlenen döl alır.

Er kocar, gönül kocamaz.

Ergen gözüyle kız, gece gözüyle bez aranmaz.

Erkek aslan dişisinden kuvvet alır.

Erkek oğlaktan teke seçmişler, önce anasına çıkmış.

Eskisi olmayanın yenisi olmaz.

Eskiye itibar olsaydı, bit pazarına nur yağardı.

Esnafın avradı kuşluğa kadar aç kalır.

Eşeği ahıra çekmekle at olmaz.

Eşeğin canı yanınca attan yörük olur.

Eşek bilmediği otu yerse; ya başı, ya dişi ağrır.

Eşşeğini övmeyen çerçi olmaz.

Eşşek çamura çökünce sahibinden yiğidi olmaz.

Ev danasından öküz olmaz.

Ev olsun da koz (ceviz) kabuğundan olsun.

Evdeki hesap çarşıya uymaz.

Even (acele eden) kız ere varmaz, varsa dahi baht bulamaz.

Evi ev eden avrat, yurdu şen eden devlettir.

Evinde yok bulgur aşı, kendi gezer bölükbaşı.

Fakirlik ateşten gömlektir.

Fala inanma, falsız kalma.

Fare çıktığı deliği bilir

Fazla aş ya karın ağrıtır, ya baş.

Fazla mal göz çıkarmaz.

Fazla naz âşık usandırır.

Fukaranın cebi boş, kalbi dolu olur.

Fukaranın düşkünü, beyaz giyer kış günü

Fukaranın tavuğu tek tek yumurtlar

Gamı def, parayı sarf etmeli.

Gardaş gardaşın ne onduğunu, ne de öldüğünü ister.

Garemet kandan beter.

Garip kuşun yuvasını Tanrı yapar.

Gâvurun ekmeğini yiyen kılıcını sallar.

Geçen gün ömürdendir.

Geçti Bor'un pazarı sür eşeğini Niğde'ye.

Gelen hediyenin azı, evde kalan kızın nazı olmaz.

Gelin altın kürsü getirmiş, çıkıp üstüne oturmuş.

Gelin binmiş deveye, gör kısmeti nereye.

Gelin çiçek her dediği gerçek; kaynana yılan,  her dediği yalan.

Gençlik bir kuştur, ihtiyarlık nâçar iştir.

Gereği gerekmezken sakla.

Getir varlığı, göstereyim karılığı.

Gorhağın sesi tavatır çıkar.

Göç oldu kemer kaldı, at öldü semer kaldı.

Gön, ince yerinden delinir.

Gönül ummadığı yere küser.

Gönül verme güzele, vazgeçmesi güç olur.

Gördün bir iş hemen sıvış, gördün bir aş hemen yanaş.

Görmemişin bir oğlu olmuş, çekmiş çenedini ayırmış.

Gurbette taşa yaslanmayan, evdeki halının kıymetini bilmez.

Gurkun cücüğü güzün sayılır.

Gülme komşuna, gelir başına.

Güneş yeryüzüne düşmekle pâyimâl olmaz.

Gürültü istemeyen adam, demirci dükkânına girmez.

Güvendiğimiz dağlara kar yağdı.

Güvenme varlığa, düşersin darlığa.

Güz güneşinde kızım, yaz güneşinde gelinim olsun

Güzel bürünür, çirkin görünür.

Güzel huylu olanın can verirler sözüne; çirkin huylu olanın kimse bakmaz yüzüne.

Güzelin ardına düşerler, çirkini çifte koşarlar.

Güzelin kadrini ne bilir ahmak, mürüvvet değil mi yüzüne bakmak.

Hacca giden geldi, saca giden gelmedi.

Hacı, hacı olmaz Mekke'ye gitmekle; dede, dede olmaz tekkeye gitmekle.

Hafif çalıyı yel alır, ağır çalı yerinde kalır.

Halayıktan kadın olan kurnayı deler tasla, köleden müezzin olan minareyi deler sesle.

Hâline bakmaz, Hasan Dağı’na oduna gider.

Hamala nerden gelirsin demişler, ilk defa candan, demiş.

Hamama giden kurnaya, düğüne giden zurnaya aşık olur.

Harmanda izi olmayanın, sofrada yüzü olmaz.

Hayat insana ödenmiş değil, ödünç verilmiştir.

Haydan gelen huya gider.

Hayvan yularından, insan sözünden tutulur.

Hayvanın alacası dışında, insanın alacası içinde olur.

Her darlığın bir bolluğu, her bolluğun bir darlığı vardır.

Her deliğe elini sokma, ya yılan çıkar, ya çiyan.

Her gördüğün sakallıyı baban zannetme.

Her gün baklava börek yense bıkılır.

Her horoz kendi çöplüğünde öter.

Her işte bir hayır vardır.

Her şeyin yenisi, dostun eskisi makbuldür.

Her taş yerinde ağırdır.

Herkes gicişen yerini kaşır.

Herkese doğurulduğu yerde han yapmazlar.

Hesapsız kasap, ya bıçak kırar ya masat.

Hırsız evde olursa bulması zor olur.

Hıyar akçesiyle alınan merkebin ölümü sudandır.

Hilekâr, dokuz ocak yıkmayınca, bir ocak yapamaz.

Himmeti âli olanın, kıymatı ifruz olur.

Hülya ile pilav pişmez.

Ihlamurdan odun olmaz, beslemeden kadın olmaz.

Irmak kenarına çeşme yapılmaz.

Isıracak it dişini göstermez.

Ismarlama dua olmaz.

İğneyi kendine, çuvaldızı başkasına batır.

İki çatsam baca olur, kime varsan koca olur.

İki deli bir araya gelirse kendiri kırar.

İki göç bir bozgun yerini tutar.

İlim yalnız cehli giderir.

İlim; gençlikte dikilen, ihtiyarlıkta meyvesini veren, bir ağaçtır.

İmam evinden aş, ölü evinden yas çıkmaz.

İnanma dostuna, saman doldurur postuna.

İnat gelir göz kararır, inat gider yüz ağarır.

İnek almam diyor, buzağı emmem diyor.

İnsan beşer, bir gün şaşar.

İnsan doğduğu yerde değil, doyduğu yerde yaşar.

İnsana dayanma ölür, ağaca dayanma kurur.

İnsanı gam, duvarı nem yıkar.

İnsanı sözünden hayvanı boynundan tutarlar.

İnsanın alacası içinde, hayvanın alacası dışındadır.

İnsanın söylemezinden, suyun şarlamazından korkulur.

İsteksiz yenen aş, ya karın ağrıtır ya baş.

İsteyenin bir yüzü, vermeyenin iki yüzü kara.

İşin yoksa şahit, paran çoksa kefil ol.

İşten artmaz, dişten artar.

İt ile aynı çuvala girilmez.

İt kılından urgan olmaz.

İt yatağında ekmek ufağı bulunmaz.

İt, kağnı gölgesinde yürür kendi gölgesi sanırmış.

İti öldürene sürütürler.

İtin hatırı yoksa sahibinin de mi hatırı yok.

İyi ipek kendini kırdırmaz, iyi kadın kendini dövdürmez.

İyiliğe iyilik her kişinin, kötülüğe iyilik er kişin karıdır.

İyilik et komşuna, iyilik gelsin başına.

Kabadayı tükrüğünü yalamaz.

Kabahat de gizli olmalı, ibadet de.

Kabahat samur kürk olsa, kimse üstüne almaz.

Kadı anlatana göre fetva verir.

Kafa delik zihin boş, tut kulağından çite koş.

Kalabalıkta eşeğinin kuyruğunu kesme; kimi uzun der, kimi kısa.

Kalbin bozuk olanın kurası noksan çıkar.

Kalırsan el, ölürsen yer beğensin.

Kalpten kalbe yol vardır.

Kanaat tükenmez hazinedir.

Kanı kan ile yumazlar, kanı su ile yurlar.

Karpuz kesmeyinen yürek soğumaz.

Katrandan şeker olmaz, olsa da cinsine çeker.

Kavak ağacından odun, halayıktan kadın olmaz.

Kazan götüm kara demez; sacaadan bulaştı der.

Kazma elin kuyusunu, kazarlar kuyunu.

Kelin ilacı olsa başına sürer.

Kenarına bak bezi al, anasına bak kızı al.

Kır atın yanında duran ya huyundan, ya suyundan alır.

Kırklı iken belleğini, kırkına kadar unutma.

Kısmetin ise gelir Hint’ten Yemen’den, kısmet değil ise ne gelir elden.

Kısmetten çıkarsa uçkur, kırk yerinden kırılır.

Kız anadan beller sofra yazmayı, döl babadan beller sokak gezmeyi.

Kızın akrabaları gelince oklavalar tıkır tıkır, oğlanın akrabaları helince dişler şıkır şıkır.

Kızını dövmeyen dizini, oğlunu dövmeyen özünü döver.

Kimseye borç eyleme yavan ye aşın, dilin rahat durursa rahattır başın.

Kirpi yavrusunu ‘pamuğum pamuğum’ diye severmiş.

Kişinin ayıbını bir avuç toprak örter.

Kişinin kendine ettiğini kimse etmez.

Koca ağaç, dalıyla gürler.

Kol kırılır yen içinde kalır, baş yarılır fes içinde kalır.

Komşu komşunun külüne muhtaç.

Kork Allah'tan korkmayandan.

Korkak tehlike olmadığı zaman yumruğunu sallar.

Korkulu rüya görmektense, uyanık yatmak evladır.

Koyunun kuyruğu kendine yük olmaz.

Köpeksiz sürüye kurt girer.

Kör bıçak ele, kötü avrat dile yavuz olur.

Körler diyarında rüzgar etek kaldırmaz.

Kötü komşu insanı hacet sahibi eder.

Kurcalama sivilceyi çıban edersin.

Kurdun oğlu kurt olur.

Kurk’un cücüğü güzün sayılır.

Kurt ile koyun dost olmaz.

Kurt kocayınca köpeğin maskarası olur.

Kurt puslu havayı sever.

Kuş var kurt yer, kurt var kuş yer.

Kürkçünün kürkü, börkçünün börkü olmaz.

Liranın babası kuruş, bunu söyleyen Hacı Durmuş.

Lodosun gözü yaşlı olur.

Lokma çiğnemeden yutulmaz.

Mahanasız dost köyüne varılmaz.

Malımı namırsıma siyeç yaparım.

Malın iyisi gözünden, insanın iyisi sözünden belli olur.

Malına mıheyt ol, komşunu hırsız etme.

Mart kapıdan baktırır, kazma kürek yaktırır.

Mazlumun ahı yerde kalmaz.

Merhametten maraz doğar

Merkep merkebi, ödünçlü kaşır.

Misafir misafiri istemez, ev sahibi hiçbirini istemez.

Muhannet hacet sahibi eder.

Nacarın kapısı sırımla bağlı olur.

Nahırcılık yapıyorum ki, sıpanın iyisini seveyim diye.

Namazda gözü olmayanın ezanda kulağı olmaz

Ne emmeye gelir, ne gömmeye gelir.

Ne oldum deme, ne olacağım de.

Ne umarsın bacından, o da ölür açından.

Nefsini bilmeyen Allah’ını da bilmez.

Nerde hareket varsa, orda bereket vardır.

O hacı bu hacı, kim olacak boyacı.

O ne bilir bayramı, lak lak içer ayranı.

Oduncunun gözü omçada, dilencinin gözü çomçada olur.

Oğlan yetir, kız yetir, yine şeleği sen götür.

Oğlum akıllı malı neylesin, oğlum deli malı neylesin.

Oğlum iyi deme, koynuna el kızı girmeyince; karına iyi deme yoksulluk görmeyince

Oğlunu dövmeyen özünü, kızını dövmeyen dizini döver.

Oha vardır öküz durdurur, oha vardır zelve kırdırır.

Olacakla öleceğe çare yoktur.

Ormana balta girmiş, sapı bendendir demiş.

Otu çek köküne bak.

Oturan aslandan gezen tilki yeğdir.

Oynaşa güvenen ersiz kalır.

Ödünç güle güle gelir, ağlaya ağlaya gider.

Öksüz çocuk göbeğini kendisi keser.

Öküz öldü ortaklık bozuldu.

Öldüğüne bakmaz da koz ağacından tabut ister.

Ölecek ile olacağa çare bulunmaz.

Ölmüş eşek, kurttan korkmaz.

Ölürsem anam ağlar, gerisi yalan ağlar.

Ölüsü olan bir gün ağlar, delisi olan her gün ağlar.

Ölüye ağıt gerek değil, deliye öğüt gerek değil.

Ön tekerlek nereye giderse, arka tekerlek de oraya gider.

Önceden gerekti timar, öldü eşek kaldı semer.

Önü darı kavuruyor, arkası harman savuruyor.

Öpülmüş elin davası olmaz.

Öz ağlamayınca göz ağlamaz.

Padişah olsan da “er kişi niyetine” derler.

Para buçuktan, inek picikten olur.

Para ile imanın kimde olduğu bilinmez.

Para isteme benden, buz gibi soğurum senden.

Paran çoksa kefil ol, işin yoksa şahit ol.

Pekmezi küpten, kadını kökten al.

Perşembenin gelişi, çarşambadan bellidir.

Pişmiş aşa soğuk su katılmaz.

Ramazanda yalan söyleyenin yüzü bayramda kara olur.

Riyakâr dosttan, doğru sözlü düşman yeğdir.

Rüşvet kapıdan girince, insaf bacadan çıkar.

Rüya ile hülya olmasa, züğürdün vay haline.

Rüzgâr eken fırtına biçer.

Rüzgâra karşı tüküren, kendi yüzüne tükürür.

Sabahtan karnını doyuran, küçükken evlenen aldanmamış.

Sabanın kulpuna yapışan aç kalmaz.

Sabreyle işine, hayır gelsin başına.

Saç sefadan, tırnak cefadan uzar.

Sade pirinç zerde olmaz, bal da gerek kazana; ata malı tez tükenir, evlat gerek kazana.

Sahibinin bakışı ata tımardır.

Sakal bıyığa denk olmayınca berber ne yapsın

Samanın sarısı, odunun kurusu, martta gerek.

Sel gider, kumu kalır.

Sen bilin deyince değirmende doöş olmaz.

Sen eşek olursan, semer vuran çok olur.

Sev seni seveni, hak ile yeksan olsa da; sevme seni sevmeyeni, Mısır’a sultan olsa da.

Sinek pis değil, ama mide bulandırır.

Sirkesini sarımsağını hesap eden paçayı içemez.

Soğanın acısını yiyen değil, doğrayan bilir.

Sona kalan dona kalır.

Su uyur düşman uyumaz.

Şahin ile deve avlanmaz.

Şaşkın ördek başını bırakır, kıçından dalar.

Şefkat öyle bir dildir ki sağır işitir, kör görür.

Şeytan kişiyi kandırır, ama suyunu ısıtmaz.

Tabancanın dolusu bir kişiyi, boşu kırk kişiyi korkutur.

Takdir ile yazılan, tedbir ile bozulmaz.

Taş taş üstünde olur, ev ev üstünde olmaz.

Tatlı söz, yılanı deliğinden çıkarır.

Tavşan dağa küsmüş de dağın hiç haberi olmamış.

Tavuk, tavuk iken suyu içer göğe bakar.

Tedbirde kusur eden, takdire bahane bulur.

Tekkeyi bekleyen çorbayı içer.

Tembel avrada, beşik arkası gurbet gelir.

Tencere yuvarlanmış kazan kapağını bulmuş.

Terazi var tartı var, her şeyin bir vakti var.

Tikeni battığı yerden çıkarırlar.

Tok ağırlaması zor olur.

Tumansızın aklından beş arşın bez geçer.

Tuz ekmek hakkını bilmeyen kör olur.

Tüccar züğürtleşince eski defterleri karıştırır.

Ucuz etin yahnisi yenmez.

Ucuzdur, vardır bir illeti; pahalıdır vardır bin hikmeti.

Ulu sözü dinlemeyen uluya kalır. 

Ummadığın taş baş yarar.

Un elekten, çamur bilekten geçer.

Ustanın evi, terzinin elbisesi olmaz.

Uyku geldi bedene, ne mutlu kalkıp gidene.

Uz durur, berk sokar.

Uz yürüme ölü derler, berk yürüme deli derler.

Üzüm üzüme baka baka kararır.

Var evi kerem evi, yok evi verem evi.

Vardığın yer kör ise kırp, topal ise sek.

Varlık seviştirir, yokluk dövüştürür.

Varsa hünerin, her yerde vardır yerin.

Verdiğin bir yumurta, canımı aldın dürte dürte.

Veren el, alan elden üstündür.

Verip de pişman olacağıma vermeyip de pişman olayım.

Vurma korkağa cesur edersin.

Vücudunu kirden, ağzını küfürden, kalbini kibirden koru.

Vücut kocar, gönül kocamaz.

Yabancı koyun kenarda yatar.

Yağmur yağarken küpleri doldurmalı.

Yağmurluca yazın olsun, dumanlıca kışın olsun.

Yahudi’yi öldürmekten, korkutmak yeğdir.

Yal yiyen it, yüzünden belli olur.

Yalan ile iman bir yerde durmaz.

Yalancının evi yanmış, kimse inanmamış.

Yarınki tavuktan bugünkü yumurta iyidir.

Yaş ağaç tez eğilir.

Yaşıt yârenden, aslan yatağından, bozkurt ününden, ayı ininden belli olur.

Yaşlı keçi beslemekle tekesek olmaz.

Yatan aslandan gezen tilki yeğdir.

Yatan öküze yem vermezler.

Yavşak büyür bit olur, enik büyür it olur.

Yavuz itin sonu uyuz olur.

Yaz gününün bulaşığı kış gününe katık olur.

Yaza çıkardık danayı, beğenmez oldu anayı.

Yazıcı dilinden, yazmacı elinden bellidir.

Yazın artığı kışın katığıdır.

Yazın başı pişenin kışın aşı pişer.

Yenen ile yanana dağ dayanmaz.

Yıkılan yiğit güreşe doymaz.

Yiğidin acısı tabandan çıkar.

Yiğit arkasından vurulmaz.

Yiğit gölgesi, söğüt gölgesi gibidir.

Yiğitlik akçe ile alınmaz.

Yiğitlik dokuzdur, sekizi kaçmak, biri hiç görünmemek.

Yitme elin kapısını el ucuyla, yiterler kapını var gücüyle.

Yoktan var etmek Allah’a vergidir.

Yol yürümekle borç ödemekle biter.

Yorgan kalkmadan döşşek kalkmaz.

Yumurtadan çıkmış kabuğunu beğenmiyor.

Yüzü güzele doyulmuş, huyu güzele doyulmamış.

Zahirenin ambarı, sabanın ucundadır.

Zahmet çekmeyince rahmet olmaz.

Zaman sana uymazsa, sen zamana uy.

Zarardan korkan kâr edemez.

Zehirden şifa, kahpeden vefa beklenmez.

Zengin arabasını dağdan aşırır, züğürt düz ovada yolun şaşırır.

Zenginin ayıbı, fukaranın hastalığı meydana çıkmaz.

Zenginin gönlü oluncaya kadar, fakirin canı çıkar.

Zenginin malı, fakirin çenesini yorar.

Zora dağlar dayanmaz.

Zorla güzellik olmaz.

Zulüm ile âbât olanın âkıbeti berbat olur.

Züğürt olup düşünmektense, uyuz olup kaşınmak yeğdir.

KAHRAMANMARAŞ YÖRESİNDE KULLANILAN DUA CÜMLELERİ

Dualar ve beddualar yerli kültürünün önemli öğeleri olduğu için bizim yörede de halkımızca oldukça itibar görür. Sevdiğimiz, iyiliğini ve yardımını gördüğümüz insanlara bir yüce gönüllülük (alicenaplık) belirtisi olarak dua ve iyi dileklerde bulunuruz. Sevmediğimiz, kötülüğünü ve zararını gördüğümüz tiplere de dilimizle buğz anlamında beddua ederiz. (Necati DEMİR)

Acı yüzü görmeyesin. 

Afiyet şeker olsun.

Ah vah demeyesin.

Aklınla bin yaşa.

Allah akıllar versin.

Allah arıca etek, kuruca yatak nasip eylesin.

Allah beden sağlığı versin.

Allah bereket versin.

Allah birini bin eylesin.

Allah bu günümüzü aratmasın.

Allah bugünden geri koymasın.

Allah elden ayaktan düşürmesin.

Allah esirgesin.

Allah evlâdıyın acısını göstermesin.

Allah gönlüne göre versin.

Allah gördüğümüz günü aratmasın.

Allah görünmez kazalardan esirgesin.
Allah tuttuğunu altın etsin.

Allah hayırlı etsin.

Allah helâl süt emmiş birini nasip etsin.

Allah ıslah etsin.

Allah işini rast getirsin.

Allah kimseyi gördüğünden geri koymasın.

Allah kimseyi kimseye muhtaç etmesin. 

Allah kuru iftiradan korusun.

Allah muhannete muhtaç etmesin.

Allah nazardan saklasın.

Allah ne muradın varsa versin.

Allah sabır versin.

Allah selâmet versin.
Ananın, atanın canına değsin.

Allah seni başımızdan eksik etmesin.

Allah utandırmasın.

Allah yazdıysa bozsun.

Allah yüzünü güldürsün.

Allah zihin açıklığı versin.

Allah ziyade etsin.

Allı pullu gelin olasın.

Altın bahtlı, altın tahtlı olasın.

Atıyın ayağı tökezlemesin.

Başın sağ olsun.

Bir yastıkta kocayasınız.

Canını sevsinler.

Ciğer acısı görmeyesin.

Çok bayramlar göresin.

Çoluk çocuğunla bin yaşa.

Darlık yüzü görmeyesin.

Dert görmeyesin.

Dilin damağın kurumaya.

Diline sağlık.

Duvaklı gelinler olasın.

El öpenin çok olsun. 

Eline ayağına sağlık.

Evinde güle güle oturasın.

Evine Hızır uğraya.

Eviyin dirliği, şenliği bozulmasın.

Evlat acısı görmeyesin.

Evlatlarının hayrını göresin.

Fatma anamıza komşu olasın.

Geçmiş olsun.

Gençliğinin hayrını göresin.

Gurbet yüzü görmeyesin.  

Güle güle eskit.

Günün hayrola.

Hacılar olasın.

Hatır soranların çok olsun.

Hayırlısı ile gidip hayırlısı ile gelesin.

Helâli hoş olsun.

Her daim bu günlere erişesin.

Hızır yoldaşın olsun.

İki cihanda aziz ol.

İmanın kâmil ola.

İyiliğinin karşılığını göresin.

Malıyın hayrını gör.

Mekânın cennet olsun.

Nice bayramlara erişesin.

Ocağı yanasıca.

Ocağın küllensin, bahçen güllensin.

Of demeyesin.

Oğlunla oba olasın, kızınla komşu olasın.

Sakalın ağara.

Sayanın sevenin çok ola.

Siftah senden, bereket Allah’tan.

Sofrana Halil İbrahim bereketi dolsun.

Sormak ayıp olmasın.

Su gibi aziz ol.

Su gibi git, su gibi gel.

Su verenin çok ola.

Sütüm sana helâl olsun.

Tez gide tez gelesin.

Tuttuğun altın ola.

Uğurlar ola.

Uğurlu kademli olasın.

Umduğunu bulasın.

Vakitler hayrola.

Var ol.

Yara bere görmeyesin.

Yediğin ekmek helâl olsun.

Yolun açık olsun.

Züğürtlük görmeyesin.

Zürriyetin bol ola.
 

KAHRAMANMARAŞ YÖRESİNDE KULLANILAN BEDDUA CÜMLELERİ


Acıdan geberesin.

Adı batasıca

Adı bilinmedik dertlere düşesin.

Adı gara yerlerden gelesice

Adın sanın batsın.

Ağzı kapanasıca.

Ağzın burnun döküle.

Ağzına gavurlar sıçsın.

Ağzına yuyucu parmağı değe.

Ağzından burnundan fitil fitil gele.

Ağzının buğusu tükene.

Ah diyesin kan tüküresin.

Ala kanlı, yarı canlı gelesin.

Aldığın parayı doktora veresin.

Allah ağzına yüyücü eli gire

Allah aklını almış, darısı canına.

Allah alasıca.

Allah aptalın kestiğinden mahrum olasın.

Allah az verip gezdirsin, çok verip azdırsın.

Allah belânı versin.

Allah belânı, köpek selânı versin.

Allah câmi gibi dert, minare gibi fitil versin.

Allah cezânı vere.

Allah gençliğine doyurmasın

Allah kalabalığını tez kaldırsın.

Allah kapılara baktırsın.

Allah seni alsa da kurtulsam.

Allah seni attan indirip, eşşeğe bindirsin.

Allah seni bir solukluk etsin.

Allah seni iflâh etmesin.

Allah seni kahretsin.

Allah seni nasıl bilirse öyle yapsın.

Allah seni türetmeye.

Allah seni yerin dibine soksun.

Allah seni yeşertmeye.

Allah uyuz vere de, kaşıyacak dırnak vermeye.

Allah’ın hışmına, gazabına uğrayasın.

Allah’tan bulasın.

Allar ataşlar canına yapışa.

Alnına kara yazıla.

Analık eline kalasın.

Analık hakkım haram olsun.

Anandan doğduğuna pişman olasın.

Ananı eşşek kovalasın.

Aptalın kestiğinden mahrum kalasın.

Arkan teneşire gele.

Ayağın çolak, başın kabak ola.

Ayağın kırılaydı da gelmez olaydın.

Bacana baykuş konsun.

Bağrıcığın güne gele.

Bağrına taş basasın.

Bahtın kararsın.

Basiretin bağlansın.

Baş aşağı gelesin.

Başına benim kadar taş düşsün.

Başına mezar taşı dikile.

Bedenine kurtlar düşsün.

Bedeninin hayrını görmiyesin.

Bedeniyin darbızı çekile

Benden beter ol.

Bir evde yatasın da bin eve zârıcığın gede.

Bir solukluk olasın

Bitlenesin, kurtlanasın.

Borün (böğürün) yere gelsin.

Boynun altında kalsın

Boynun kopsun.

Boyun devrilsin.
Boynuna boz ipler ölçüle.

Boyun posun devrile.

Burnu budanasıca.

Burnundan fitil fitil gelsin.

Canı çıkasıca da geberesice.

Canını kapasıca.

Canıyın derdine düşesin.

Canıyın ebciği uça.

Canıyın epciği söküle.

Cehennemin velvel deresinde yanasıca.

Cennet yüzü görmeyesin.

Cigeri dökülesice.

Ciğeri ağzından bölük bölük gelesice.

Ciğerimi yaktın, ciğerin yansın.

Ciğerin ağzından gele.

Ciğerinden kan kusacısa.

Ciğerinin ebciği düşesice.

Cumaya varmayasın.

Çam gibi devrilesin.

Çarşaflara dolanasın.

Çenesi bağlanasıca

Çenesi çekilesice.

Çer çıharasıca.

Çeyizinin hayrını görmeyesin.

Çoluk çocuğunun hayrını görmeyesin.

Çor dutasıca.

Çula çaputa sarılasıca.

Dağı batasıca.

Dalın budağın budana.

Damlarda leşin kala.

Darlık çekesin, bolluk yüzü görmeyesin.

Delik delik delinesi.

Derdine derman, yarana merhem bulunmaya.

Derdinen depren.

Derisi yüzülesice.

Dermansız dertlere kalasın.

Dertler tutasıca.

Devenin üzerinde kuduz olasın.

Dilenmez dilenci olasın.

Dilin damağın kuruya.

Dilin dependen çekile.

Dilin kopsun.

Dilini böyüler soksun.

Dilini eşşekarısı soksun.

Dillerin boğazına aka

Dillerin lâl ola, oğlanlığın oynıya.

Dillerin tutmaz ola

Dirin gitsin, ölün gelsin.

Dişine kerpeten uğraya.

Dizin dizin yürüyesin.

Dizlerinin bağı çözüle.

Doğmaz olaydın.

Dölün kuruya.

Döner taşın, öter kuşun olmaya.

Dört adamın omuzunda gidesin.

Döşekte yatarak ölmeyesin.

Dul ere duvaksız, kör kişiye nikâhsız gidesin.

Düğününde kar yağsın.

Ecdanın kabri eşşek nahırı ola.

Ecellerden ecel beğenesin.

Ekmeğim seni kör ede.

Ekmeğin aşın olsun da yiyecek hâlin olmasın.

Ekmeğin kuru ayranın duru ola.

Ekmek atlı, sen yaya olasın da yetişemiyesin

Eksiğin, gediğin bitmeye.

El kadar ekmeği yedi kapıda bulasın

Eli sopalıya düşesin.

Elin ayağın kırılsın

Elin ayağın tutmaz olsun.

Elin ekmek, belin kuşak görmesin.

Elin, kolun borüne (yanına) dökülsün.

Eline yüzüne kara gele.

Ellere karışasın.

Emzirdiğim süt haram olsun.

Er bula yer bulamayasın.

Eşin dostun olmaya.

Etleri dökülesice.

Ettiklerini teziye bulasın.

Evi, dini yıkılasıca.

Evin başına yıkılsın.

Evinde baykuşlar öte.

Evlat günü görmeyesin.

Feleğin sillesini yiyesin.

Feleğini şaşırasın.

Firengilere rast gelesin.

Fitnelerin belasına gelesin.

Gabır gabır gezesin

Gaburun zambırdasın.

Gadan yere gele.

Gafası gopasıca.

Gahır çekesin.

Galıbıyın hayrını görme.

Gan gusasıca.

Ganın içine şarlıya.

Gapına gara kilit vurula.

Gara vurgunlarda gidesice.

Garartın galka.

Garnı ekmeğe doymıyasıca.

Gavur elinde kalasın.

Gavur tohumu.

Geberesice de sürüm sürüm sürünesice

Gençliğinin hayrını görmeyesin.

Gıçları kırılasıca.

Gıran (kıran) giresice.

Gırtlağında kalaydı da yemez olaydın.

Gıyık gıyık gıyıl emi.

Gızarıp bişe de tandırlara düşesin.

Gızgın yatasın da soğuk bulunasın inşallah.

Gidişin ola dönüşün olmaya.

Gorkduğuna uğruyasıca.

Göbeğinden işiyesice.

Görüp göreceğin bu ola.

Göverip yeşermeyesin.

Gözlerin dura.

Gözlerine boz ene

Gözlerine habbe çöke.

Gözleriyin ağı çekile.

Gözleriyin elifi döküle.

Gözü çıkasıca.

Gözü kör olasıca.

Gözün kör olsun.

Gözüne boz ine.

Gözüne dizine dura.

Gözüne toprak serpile.

Gözünün bebeği düşe.

Gözüyün feri sönsün.

Gulağına kurşun aksın.

Gün ekmeğine muhtaç olasın.

Gün yüzü görmiyesin.

Gündüzün gece olsun.

Güvendiğin dağlara kar yağa.

Hanın evin harap ola da yurdun yuvan dağıla.

Hart hart gaşınasın.

Hayrını görmeyesin.

Helvası yenesice.

Hevesin kursağında kalsın.

Hışımlara uğrayasın.

Horozun ötmeye, ocağın tütmeye.

Hörtükler çıkarasın, günahın azalmaya.     

Huyu suyu kuruyasıca.

Ilımadan çıkarasın.

Issı yatıp soğuk kalkasın.

Işığın sönsün.

İçin dışın döküle.

İflah olmayasın.

İflahı kesilesice

İki cihanda gün yüzü görmiyesin

İki gözün önüne aka.

İki yakan bir araya gelmeye.

İliğin kemiğin kuruya

İmam kayığına binesin.

İmansız gidesin.

İnce dertlere kalasın.

İnim inim inleyesin.

İrin akıtasın.

İşin gücün rast gitmeye.

İt mezarında yatasın.

İte püsüğe yem olasın.

İtten aç, yılandan çıplak kalasın.

Kafası kesilesice.

Kan işiyesin.

Kanın içine aka.

Kanın kuş, etin it, kemiğin kurt yemi ola.

Kapılar üstüne kapana.

Kapına kara kilit vurula.

Kapını çalan olmıya.

Kara bayramların ola.

Kara haberin gele

Kara kurşunlara gelesin.

Kara yerlere gidesin.

Karartın kalksın.

Karga, kuzgun leşine kona.

Karnın ağrısın.

Kazaya belaya garşı gelesin

Kefenin biçilsin.

Kemiklerini un ufak edeler.

Kıtlıktan çıkamayasın.

Kimin kimsen olmasın.

Kimvurduya gidesin.

Kolun ganadın kırıla.

Korktuğuna uğrayasın.

Kökün kuruya.

Köküne gıran girsin.

Köküne kibrit suyu dökülsün.

Kör kötürüm olasın.

Kör olasıca.

Kulağına kurşun aksın.

Kurda kuşa yem olasın.

Lâl olasın.

Lep lep dökülesin.

Lepir lepir sıçasıca.

Leşin dağda kala.

Makinalar altında kalsın.

Malından canından ol.

Malını it yesin, bedenini bit yesin.

Mapushanelerde çürüyesin.

Meteliğe kurşun atasın.

Minderine oturanın olmaya.

Naçar kalasın.

Nafakan kesilsin.

Nan ekmeğe muhtaç olasın.

Nanesi katran olsun.

Nazardan gidesin.

Nefesin kısıla.

Nikâhsız gidesin.

Ocağın batsın.

Ocağın bucağın bata.

Ocağın sönsün.
Ömrün kesilsin.

Ocağın tütmeye.

Ocağına baykuşlar tünesin.

Ocağına incir ağacı dikilsin.

Oğlan südüğü eteğine değmeye.

Oğlun, gızın belinde gala

Olmaz olasıca.

Oyum oyum oyulasın.

Ödün ağzına gele.

Ölmeyesin de yanın yanın gidesin.

Ölün çıksın.

Ömrün tükensin.

Paran pul ola, karın dul kala.

Parça parça olasın.

Rahmet yüzü görmeyesin.

Rezil rüsva olasın.

Rızkın kesilsin.

Sabaha çıkamayasın.

Saçına kıran girsin.

Sakalı sabunlanasıca.

Sakalı yolunasıca.

Sakalın ağarsın.

Sana verdiğim emekler haram olsun.

Sarı sıtmaya uğrayasın.

Sebepsiz gidesin.

Senin gibi çocuk olmaz olsun.

Ses verenin olmaya.

Sesi kesilesice.

Sidiği dutulasıca.

Sinek olup duvara yapışacısa.

Son gittiğin olur inşallah.

Soyhası çıhasıca.

Soyun sopun bata.

Südüklüğün kapana.

Sürüm sürüm sürünesin.

Şafağın kapana.

Tanrı canını alsın.

Taşlı köye gelin olasın.

Tel tel olasın.

Teneşire gelesin.

Teneşirini galayliym.

Tepene taş yağsın.

Tez günde kalabalığın kalka.

Tez günde topracığına kavuşasın.

Tımarhanelik olasın.

Tohumun kuruya.

Tokluğun bayramdan bayrama ola.

Torba belinden düşmeye (dilenci olasın).

Töremesice.

Uğurun kademin kesile.

Ulum ulum ulasıca, lep lep döküle­sice.

Umduğunu bulamayasın.

Urganlara gelesin.

Uyuz olup gaşınasın.

Üleşin yolda kala

Üleşine kuzgunlar çökesice

Üzüm üzüm üzülesin.

Varlık bul, dirlik bulma.

Vatanında ölmeyesin.

Verem olasın.

Vurduğun yer et olsun, elin kolun küt olsun.

Yanın yanın yürüyesin

Yarlardan yuvarlanasıca

Yaşı ömrü tükenesice

Yaşın ömrün kesile.

Yaşına ömrüne doymayasın.

Yedi dağın arasına gidesin.

Yedi kat yerin dibine giresin

Yedi minarede birden selân verile

Yiğit iken yıkılasın da dal iken devri­lesin.

Yiğit yanın yere gele, bağrın güne gele

Yollarda üleşin gala.

Yollarına toz duman çöksün.

Yüzünü şeytanlar göre.

Zebaniler eline kalasın.

Zehir yiyesin de kara haberin gele.

Zehir zıkkım ye.

Zıkımın dibini yiyesin.

Zımaranın sırtına gelesin.

Ziftin pekini ye.

Zindanlarda çürüyesin.

Balık Baştan Kokar atas&#;z&#;n&#;n anlamı ve &#;rnek c&#;mle i&#;inde kullanımı (TDK)

Haberin Devamı

Balık baştan kokar atasözü çok eskiden beri kullanılmaktadır. Bu atasözü hayatımızda karşımıza çıkan olumsuzlukların asıl nedenini nerede arayacağımızı anlatmaktadır.

Balık Baştan Kokar Atasözünün Anlamı (TDK) Nedir?

 Balık baştan kokar atasözünün TDK sözlüğüne göre anlamı şudur;

 Yapılan bir işte aksaklığın başta olanlardan kaynaklandığını anlatan bir sözdür. Yani aksaklığın asıl nedeni baştadır anlamında kullanılır.

Balık Baştan Kokar Atasözünün Cümle İçinde Kullanımı Nasıl Olur?

 Balık baştan kokar atasözü neredeyse hayatımızın tamamında yer alır. Özellikle bir kayıp verildiğinde ya da hata yapıldığında karşımıza bu atasözü çıkmaktadır. Balık baştan kokar atasözünün cümle içinde kullanımına örnek verecek olursak;

 1- Balık baştan kokar derslerine çalışmadı ve sınıfta kaldı.

Haberin Devamı

 2- Balık Baştan Kokar hala anlamadın mı onunla iş yapamayacağını?

ANLAMINI ÖĞRENMEK İSTEDİĞİNİZ ATASÖZÜNÜN İLK HARFİNİ AŞAĞIDAKİ LİSTEDEN SEÇİNİZ!
A · B · C · Ç · D · E · F · G · H · I · İ · K · L · M · N · O · Ö · P · R · S · Ş · T · U · Ü · V · Y · Z

B Harfi ile Başlayan Atasözleri ve Anlamları

Baba kırk oğul beslemiş, kırk oğul bir babayı beslememiş: Baba kaç çocuğu olursa olsun, hiçbir ayrım yapmadan hepsine bakar, onları büyütür; çocukları ise yoksul ve yaşlı durumdaki babalarının bakımını &#;sen bak, o baksın&#; gibi gerekçelerle bir türlü sağlayamazlar.

Baba koruk (erik) yer, oğlunun dişi kamaşır: Babanın yaptığı kötü işin sıkıntısını çocuğu çeker.

Baba malı tez tükenir, evlat gerek kazana: Kendini bilen, yaşama sorumluluğu duyan akıllı evladın gerçek malı, kendisinin kazandığı maldır.

Baba oğluna bir bağ bağışlamış; oğul babaya bir salkım üzüm vermemiş: Babalar çocukları için büyük fedakârlıklara katlanırlar ancak çocuklar babaları için fedakârlıkta bulunmazlar.

Babamın adı Hıdır, elimden gelen budur: Gücüm ancak bu kadarını yapmaya yeter.

Babanın sanatı oğla mirastır: Bir evlat babasının sanatını onun ölümünden sonra sürdürür.

Babayla oğlanın pabucu bir olunca evde kavga eksik olmaz: Ortaklaşa kullanılan bir mal, kimi zaman baba ile oğlu arasında bile kavgaya neden olur.

Baca eğri de olsa dumanı doğru çıkar: Yaradılıştan iyi ve doğru olan kimse, ne denli elverişsiz ortam içinde bulunursa bulunsun niteliğini yitirmez.

Bacak kadar boyu var, türlü türlü huyu var: Yaşı küçük ancak herkesten farklı alışkanlıklar, huylar edinmiş.

Bağ babadan, zeytin dededen kalmalı: Bağ, bir kuşak geçecek kadar yaşlandıktan sonra bol ürün verir, zeytinin bol ürün verebilmesi için en azından iki kuşaklık bir zaman geçmelidir.

Bağ bayırda, tarla çayırda: Her şey kendisi için en elverişli ortamda gelişir, verimli duruma gelir.

Bağa bak, üzüm olsun, yemeye yüzün olsun: Kişi, karşılık beklediği işten istediğini alabilmek için gereken harcamaları yapmalıdır.

Bağı ağlayanın yüzü güler: Bir işe gereken özen gösterildiğinde olumlu sonuçlar alınır.

Baht (akıl) olmayınca başta, ne kuruda biter ne yaşta: Kişi talihsiz olursa giriştiği hiçbir işten olumlu sonuç alamaz.

Bahtsızın bağına yağmur, ya taş yağar ya dolu: Talihsizin işleri ters gider, bağına yağmur yerine taş veya dolu yağar.

Bakan göze bağ (yasak) olmaz: Herkesin gözü önündeki şeye bakılması önlenemez.

Bakan yemez, kapan yer: Bir şey yalnızca bakmakla elde edilemez, onu ele geçirmek için davranmak gerekir.

Bakarsan bağ olur, bakmazsan dağ (olur): Bakılıp onarılan şeylerden yararlanılır, bakımsız bırakılanlardan bir yarar elde edilemez.

Bakmakla usta olunsa (öğrense), köpekler (kediler) kasap olurdu (kasaplığı öğrenirdi): Yapılmadan yalnızca nasıl yapıldığı görülerek hiçbir şey öğrenilemez.

Baktın kar havası, eve gel kör olası: Tehlikeli bir durum belirmeye başlayınca ondan uzaklaşmanın çaresine bakılmalıdır.

Bal bal demekle ağız tatlanmaz: Sözde kalan dilek ve tasarıların iş bitirmede hiçbir etkisi olmaz.

Bal ile kaymak yenir ama her keseye göre değil: Güzel yemeyi, güzel giymeyi, güzel eşya kullanmayı herkes ister ama bunları ancak parası bol olanlar yapabilir.

Bal olan yerde sinek de olur (bulunur): Güzel şeylerin çevresinde, ondan yararlanmak isteyen asalaklar dolaşır.

Bal tutan parmağını yalar: İmkânları geniş bir işin başında bulunan kimse bunlardan az da olsa yararlanır.

Balcının var bal tası, oduncunun var baltası: Her işin kendine özgü aracı vardır.

Balı dibinden, yağı yüzünden: Değerleri derinleştikçe artan veya değerleri yüzeyde kalan insanlar vardır.

Balı parmağı uzun yemez, kısmetlisi yer: Güzel bir şey, onu isteyen ve elde edecek gibi görünenin değil kısmeti olanın eline geçer.

Balık ağa girdikten sonra aklı başına gelir: İnsan, tedbirsizliği yüzünden bir felakete uğradıktan ve iş işten geçtikten sonra neden şöyle yapmadım, neden böyle yapmadım diye üzülür.

Balık baştan avlanır: Bir şeyi ele geçirebilmek için onu yönetenleri elde etmek gerekir.

Balık baştan kokar: Bir işte aksaklık başta olanlardan kaynaklanır.

Balta değmedik ağaç olmaz: Zarar görmeyen, başına felaket gelmeyen kimse yoktur.

Bana dokunmayan (beni sokmayan) yılan bin yaşasın: Birçok kimse, kendilerine kötülüğü dokunmayan kişiye ilişmek istemez.

Baskıdaki altından askıdaki salkım yeğdir: Kullanılan, işe yarayan değersiz şey, saklanan ve kullanılmayan çok değerli şeyden daha iyidir.

Baskın basanındır: Düşmanı gafil avlayıp saldıran taraf savaşı kazanır.

Baskısız tahtayı yel alır, yel almazsa sel alır: Kontrol altında bulundurulmayan veya gereği gibi korunmayan gençler kötü yollara sürüklenebilirler.

Baş ağır gerek, kulak sağır: Kişi ağırbaşlı olmalı ve dedikoduları dinlememelidir.

Baş dille tartılır: Kişinin aklı, söylediği sözlerle ölçülür.

Baş kes yaş kesme: Ağaç kesmek, insan öldürmek kadar büyük bir suçtur.

Baş nereye giderse ayak da oraya gider: Küçükler büyüklerin izinde gider, her işte onları örnek tutarlar.

Baş ol da eşek başı (soğan başı) ol: En önemsiz işlerde bile baş olmak, buyruk altında bulunmaktan iyidir.

Baş olan boş olmaz: 1. Bir yerde baş olan kimse taşıdığı değer dolayısıyla o yere gelmiştir. 2. İşbaşındaki kişinin işi daima çoktur.

Baş sağlığı, dünya varlığı: En büyük zenginlik, beden sağlığıdır.

Baş sallamakla kavuk eskimez: Bir kimsenin suyuna gitmekten, söylediklerine &#;evet, peki&#; demekten zarar gelmez.

Baş yastığı baş derdini bilmez: İnsanın derdi içindedir, en yakını bile onu anlamaz.

Başa gelen çekilir: Çaresiz durumlara düşüldüğünde insan kendini üzüntüye kaptırmayıp bu durumlara sabır göstermelidir.

Başa gelmeyince bilinmez: Başına bir felaket gelmeyen, başkasına gelen felaketin ne denli acı olduğunu gereği gibi anlayamaz.

Başın başı var, başın da başı var: Toplum içinde hiç kimse başına buyruk değildir, başta bulunan her kişinin üstünde daha büyük bir baş vardır.

Başını acemi berbere teslim eden cebinden pamuğu eksik etmez (etmesin): İşbaşına tecrübesiz yönetici getirenler, onun yaratacağı sıkıntı ve zararları çekmeye hazır olmalıdır.

Baykuşun kısmeti ayağına gelir: Tanrı hiçbir canlıyı aç bırakmaz, kımıldamadan duran baykuşun rızkını bile önüne koyar.

Bayramda borç ödeyene ramazan ağır (kısa) gelir: Vadesi yaklaşan bir borcu ödemek zorunda olan kimseye günler çok çabuk geçer.

Bedava sirke baldan tatlıdır: Masrafsız ve emeksiz elde edilen şeyler insana hoş gelir.

Bekâr gözü, kör gözü: Bekâr erkek, evlenme istek ve heyecanı içinde olduğundan alacağı kızın kusurlarını göremez.

Bekâra karı boşaması kolaydır: Bilgi ve deneyimi olmayan bir kimsenin işi hafife alması, önemsememesi, gereğince değerlendirememesi doğaldır.

Bekârlık maskaralık: Bekâr kimse bakımsızdır, derbeder bir yaşayışı vardır ve herkesin eğlencesi olur.

Bekârlık sultanlık(tır): Evlenmeden tek başına yaşamak daha iyidir.

Benim oğlum bina okur, döner döner yine okur: Çok çalışmasına karşın belli bir düzeyden öteye gidemiyor.

Benzeye benzeye yaz, benzeye benzeye kış olur: Günler birbirinden çok farklı olmadığı hâlde hava yavaş yavaş ısınarak yaz, aynı biçimde yavaş yavaş soğuyarak kış olur.

Besle kargayı, oysun gözünü: Elinde büyüttüğün kişi gün gelip sana nankörlük edebilir.

Besledik büyüttük danayı, şimdi tanımaz oldu anayı: Elinde büyüttüğün kişi gün gelip sana nankörlük edebilir.

Beş parmak (parmağın) bir (biri) olmaz: Belirli bir insan topluluğu içinde benzerlikler olabileceği gibi farklılıklar da olabilir.

Beterin beteri var: Çok kötü bir duruma düşen kimse, bundan daha kötü durumların da bulunduğunu düşünerek avunmalıdır.

Bey ardından çomak çalan çok olur: Güçlü bir kişi ile yüz yüze bulunduklarında ağızlarını açamayanlar, o gittikten sonra aleyhinde atıp tutarlar.

Bez alırsan Mısır&#;dan (Musul&#;dan), kız alırsan asilden: Ne alacaksanız cinsini, aslını biliniz, güvenerek alınız.

Bıldırcının beyliği arpa biçimine kadardır: Her kazancın bir sonu vardır.

Bilmemek ayıp değil, öğrenmemek (sormamak) ayıp: İnsanın her şeyi bilmemesi kusur değildir ama bilmediği bir işi sorup öğrenmeden yapmaya kalkışması kusurdur.

Bin bilsen de bir bilene danış: Bir insan bir şeyi ne kadar iyi bilirse bilsin, gene de onu kendisinden daha iyi bilen bulunabilir.

Bin dost az, bir düşman çok: Dostun ne denli çok olursa olsun onlardan zarar gelmez ama bir tek düşmanın olsa hep zarar görme tehlikesi içerisinde yaşarsın.

Bin nasihatten bir musibet yeğdir: Yaşanan olaylar, öğütlerden çok daha etkilidir.

Bin ölçüp bir biçmeli: Yapılacak bir işin bütün yönleri önceden çok iyi düşünülmeli, sonra işe başlanmalıdır.

Bin tasa bir borç ödemez: Borçlu ne denli üzülürse üzülsün borç sıkıntısından kurtulamaz.

Binicinin sağı solu olmaz: 1. Uzman kişi, hangi yöntemi uygularsa uygulasın başarılı olur. 2. İşini titizlikle yürüten kişinin, çalışanlarına her zaman iyi davranması beklenemez.

Bir abam (postum) var atarım, nerede olsam yatarım: Tek başına yaşayan bir kimse, sorumluluğunda başkaları olmadığı için rahat hareket eder.

Bir acı (fincan) kahvenin kırk yıl hatırı vardır: İyilik küçük de olsa unutulmaz.

Bir adama kırk gün (deli dersen deli, akıllı dersen akıllı olur) ne dersen o olur: Sürekli telkinlerle bir kişinin bilinç altına birtakım inançlar, duygular yerleştirilebilir.

Bir ağaçta gül de biter, diken de: Bir aileden iyi adam da çıkar, kötü adam da.

Bir ağızdan çıkıp (çıkan) bin dile (ağza) yayılır: Ortaya atılan bir söz çok çabuk yayılır.

Bir avuç altının olacağına bir avuç toprağın olsun: Altın harcanıp gider, toprak ise sürekli ürün veren, para getiren bir maldır.

Bir baba dokuz evladı besler, dokuz evlat bir babayı beslemez: Çok çocuğu olan baba, her çocuk babasına bakılmasını ötekinden beklediği için sıkıntıda kalır.

Bir baş soğan bir kazanı kokutur: Kötü bir kişi, kötü bir davranış, kötü bir söz büyük bir topluluğun huzurunu bozmaya yeter.

Bir çiçekle bahar (yaz) olmaz: Küçük, güzel bir belirti ile doyurucu sonuca ulaşılmaz.

Bir çöplükte iki horoz ötmez: Bir yerde iki kişi baş olmaz.

Bir deli kuyuya bir taş atar, kırk akıllı çıkaramazmış: Bir insan bazen akla ve mantığa sığmayan bir iş yapar; yapılan iş, hiçbir kurala uymadığı için pek çok akıllı insan bunu düzeltmeye çalışır, fakat başaramaz.

Bir el bir eli yıkar, iki el bir yüzü yıkar: Bazı durumlarda yardımcısız iş yapılamayacağını anlatan bir söz.

Bir elin nesi var, iki elin sesi var: Başarıya ulaşmak için birlik olmak gerek.

Bir elin sesi çıkmaz: 1. Bir davanın bir kişi tarafından savunulması etkili ve yeterli değildir. 2. Yardımlaşarak işler daha kolay başarılır.

Bir felaket bin nasihatten yeğdir: Yaşanan olaylar, öğütlerden çok daha etkilidir.

Bir görüş bir kör biliş: Bir kez görmekle bir şey iyice anlaşılmaz, öğrenilmez.

Bir göz ağlarken öbür göz gülmez: Keder veya sıkıntı varken dostlar, akrabalar eğlenmemelidir.

Bir inat, bir murat: İnatçı kişi, her inadında istediği bir şeyi elde eder.

Bir kızı bin kişi ister, bir kişi alır: Bir şeyi herkes ister ancak onu bir kişi elde edebilir.

Bir kimsenin adı çıkacağına canı çıksın: İnsanın haklı veya haksız yere adı bir defalık kötüye çıktı mı ondan sonra yaptıkları hep o gözle değerlendirilir.

Bir koltuğa iki karpuz sığmaz: Aynı zamanda birden çok işle ilgilenmek başarı için sakıncalıdır.

Bir korkak bir orduyu bozar: Bir toplumda korkak kişi, kaygılı, heyecanlı sözleriyle kargaşa çıkarır.

Bir kötünün yedi mahalleye zararı vardır (dokunur): Bir kötünün, yalnızca yakın çevresine değil daha geniş çevrelere de zararı dokunur.

Bir mıh bir nal kurtarır, bir nal bir at kurtarır: Herhangi bir olayı, bir işi, bir ödevi küçümsememek, önemle ele almak gerekir. (mıh: Çivi.)

Bir (sağ) elinin verdiğini öbür (sol) elin duymasın (görmesin): Birine yaptığın iyiliği gizli tut.

Bir selam bin hatır yapar: Selam bir ilgi ve sevgi belirtisidir, gönül kazanmakta büyük önemi vardır.

Bir sürçen atın başı kesilmez: Şimdiye kadar sizi memnun etmiş olan kişi bir kez yanlış iş yaptığında kendisine hemen ağır ceza verilmemelidir. (sürçmek: Tökezlemek.)

Bir tepe yıkılır, bir dere dolar: Dünyada hiçbir şey kaybolmaz; birinin kaybettiğini başkası kazanır, bir zengin fakirleşirken bir fakir de zenginleşebilir.

Bir tutam ot deveye hendek atlatır: Ufak bir para veya iyilik insana güç işler yaptırır.

Bir vuruşla ağaç devrilmez: Olumlu bir sonuç elde etmek için, tek bir girişimle yetinmemeli, o işe devam edilmelidir.

Biri bilmeyen bini hiç bilmez: Küçük de olsa bir iyiliğin değerini bilmeyen, daha büyük iyiliklere layık değildir.

Biri yer biri bakar, kıyamet ondan kopar: Herkesin yararlanabileceği şeyden bazıları yararlanır da başkalarına yararlanma fırsatı vermezlerse büyük kavga çıkar.

Birlikten kuvvet doğar: Toplu veya beraber davranmak daha büyük güç sağlar.

Bitli baklanın da kör alıcısı olur: İşe yaramaz da olsa her şeyin isteklisi bulunur.

Boğaz dokuz boğumdur: Bir söz iyice düşünmeden söylenmemelidir.

Bol bol yiyen bel bel bakar: Kazandığını ölçüsüzce harcayan ve ilerisi için bir şey artırmayan kişi kazançsız kaldığında acıklı bir duruma düşer. (bel bel: Anlamsızca, donuk bir biçimde bakmak.)

Borç iyi güne kalmaz: Borcu ilk fırsatta ödemek gerekir.

Borç ödemekle (vermekle), yol yürümekle tükenir: Birden ödenemeyen bir borç azar azar verilerek ödenebilir.

Borç ödenir, kira ödenmez: Kiracı olmaktansa, borca girip ev sahibi olmak daha iyidir.

Borç yiğidin kamçısıdır: Borç, kişiyi daha çok çalışmaya zorlar.

Borç yiyen kesesinden yer: Borçla alışveriş yapan, aldıklarının parasını hemen ödemese de günün birinde mutlaka ödeyecektir.

Borçlunun dili kısa gerek: Borcu olan kimse, alacaklısına karşı ileri geri konuşmamalı, aşağıdan almalıdır.

Borçlunun duacısı alacaklısıdır: Borçlunun ölmemesi ve para kazanması için en çok dua eden alacaklısıdır.

Borçtan korkan kapısını büyük açmaz (küçük açar): Borçlanmak istemeyen fazla açılmaz, giderlerini kısar, kendi durumuna uygun bir yaşama yolu tutar.

Bostana dadanan eşeğin kuyruğu, kulağı olmaz: Çalıp çırpmayı alışkanlık edinen kimse yakalanıp ceza göre göre insanlıktan çıkar.

Boş başak dik durur: Bilgisiz olan üstün görünmek için kasılır.

Boş çuval ayakta (dik) durmaz: 1. Karnı doymayan kimse çalışamaz. 2. Bilgisiz ve yeteneksiz bir kişi, kendisine verilen görevlerde tutunamaz.

Boş gezmekten bedava çalışmak yeğdir: Çalışmak insanı tembellikten kurtarır.

Boş torba ile at tutulmaz: Çıkar veya karşılık gösterilmeden bir kimse bir yere bağlanmaz.

Boşboğazı ateşe atmışlar, odunum yaş (az) demiş: Çenesi düşükler umulmadık anlarda densizce konuşabilirler.

Boynuz kulaktan sonra çıkar, ama kulağı geçer: Bir konu üzerinde sonradan yetiştikleri hâlde kendilerinden önce yetişmiş olanları geçenler vardır.

Boyuma göre (boyumca) boy buldum, huyuma göre (huyumca) huy bulmadım: Bir kimse, beden yapısı, zenginlik vb. konularda kendisine uyanı bulabilir ama huyu kendisine uyan bir kimseyi kolay kolay bulamaz.

Böyle başa böyle tıraş: Kişi nasıl birisiyse ona uygun biçimde davranılır.

Böyle gelmiş böyle gider: Her zaman böyle olmuş, gene de böyle olacak.

Bu abdestle daha çok namaz kılınır: Bir tutum veya davranışın etkisi sürekli olur.

Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu!: Sözleri ve davranışları birbirini tutmuyor, çelişiyor.

Bugünkü (akşamın) işini yarına (sabaha) bırakma (koyma): Bugün yapılması gereken bir işin ertesi güne bırakılması iyi değildir.

Bugünkü tavuk yarınki kazdan iyidir: Sağlanmış bir kazanç beklenen, umulan daha büyük bir kazanca feda edilemez.

Buğday başak verince orak pahaya çıkar: Gereksinim duyulan şey değer kazanır.

Buldum bilemedim, bildim bulamadım: Kişi elinde fırsat varken bundan yararlanmayı bilmez, yararlanma yollarını öğrendiği zaman da eline fırsat geçmez.

Bükemediğin eli öp, başına koy: Düşmanını yenemiyorsan ona hoş görünmeye çalışarak kötülüğünden kendini koru.

Bülbülü altın kafese koymuşlar, &#;ah vatanım&#; demiş: Kişi, başka yerlerde ne kadar rahat ve mutlu olursa olsun yine de kendi yurdunu özler.

Bülbülün çektiği dili belası: İlerisi düşünülmeden söylenen söz insanın başına dert açabilir.

Büyük balık küçük balığı yutar: Güçlüler, güçsüzleri ezer.

Büyük başın derdi büyük olur: Büyük işlerin başında bulunanların karşılaşacağı güçlükler de çoktur.

Büyük lokma ye büyük söz söyleme: Başaramayacağın, sonuçlandıramayacağın bir konuda kesin sözler söyleme.

Aç ayı oynamaz atasözü mü deyim mi?

İçindekiler:

  1. Aç ayı oynamaz atasözü mü deyim mi?
  2. Aç ayı oynamaz bunun anlamı nedir?
  3. Ak akçe kara gün içindir atasözü mü deyim mi?
  4. Balık baştan kokar atasözünün anlamı ne demek?
  5. Kara gün sıkıntılı ve zor zaman ne anlama gelir?
  6. Huylu huyundan vazgeçmez atasözü mü deyim mi?

Aç ayı oynamaz atasözü mü deyim mi?

Aç ayı oynamazkelime grubu da bir atasözüdür. Aç ayı oynamaz deyimolarak sık sık karıştırılsa da aslında bir atasözüdür. Atasözleri, atalarımız ve büyüklerimiz tarafından yaşanmış tecrübelere dayalı olarak söylenmiş olan sözlerdir.

Aç ayı oynamaz bunun anlamı nedir?

Aç ayı oynamazatasözünün anlamıise hayvanlar veya insanların iken bir işlevi veya görevi yerine getiremeyeceği, doyurulması gerektiği ve böylece işlevlerinin yerine getirilebileceği anlamınagelmektedir.

Ak akçe kara gün içindir atasözü mü deyim mi?

Atasözleri deyimlerüzerinden hazırlanmış kısaca özlü öğütlerdir. Bu öğütlerden biri olarak ak akçe kara gün içindir atasözü, bin bir emekle biriktirilen paranın sıkıntılı günlerde imdada koşacağı anlamına gelmektedir.

Balık baştan kokar atasözünün anlamı ne demek?

Aslında mecazi anlamda kullanılan balık baştan kokar atasözündekastedilen bir kişinin kendini en baştanbelli etmesidir.

Kara gün sıkıntılı ve zor zaman ne anlama gelir?

Kara Gündeyiminin anlamı:Sıkıntılı, üzüntülü, büyük bir yasa düşülen gün.

Huylu huyundan vazgeçmez atasözü mü deyim mi?

Huylu Huyundan Vazgeçmez Atasözünün Anlamı(TDK) Nedir? Huylu huyundan vazgeçmez atasözüTDK' da açıklanarak tanımlanmıştır. Şu şekilde tanımlanmıştır: Bir şeyi huy edinmiş veya alışkanlık edinmiş kimseyi bu huyundanvazgeçirmek için ne kadar uğraşılırsa uğraşılsın, çaba verilirse verilsin, olumlu bir sonuca ulaşılmaz.

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir