banka haciz müzekkeresi / banka hesabına haciz seafoodplus.info

Banka Haciz Müzekkeresi

banka haciz müzekkeresi

Banka Hesabına Haciz Konulabilir Mi?

Bilindiği üzere icra takibinin kesinleşmesiyle birlikte, borcun tahsil edilmesi için borçlu kişinin mal varlığına, banka hesaplarına ve taşınmazlarına haciz koyma aşamasına geçilir. Bu sayede, dosya borcunun kapatılması amaçlanır. Ancak bazı alacak türleri, haciz işlemine konu edilemez. Örneğin, ölünceye kadar bakma alacağı, herhangi bir sebepten dolayı manevi tazminat alacağı, devredilmesi mümkün olmayan intifa hakları, aile konutu, anne babanın çocuk malları üzerindeki haklar gibi alacak türleri haczedilemez. Haciz işlemleriyle ilgili detaylı bilgi için İzmir icra avukatı ile iletişime geçebilirsiniz.

Banka hesaplarına haciz koyma, alacak tahsil yöntemleri arasında uygulamada en sık tercih edilen yöntemlerden biridir. Borçlunun banka hesabında para bulunması durumunda, taşınmazlardaki gibi satış işlemleri gerekmeden alacak tahsil edilebilir. Bu nedenle, alacaklılar genellikle e-haciz yöntemini kullanarak borçların tahsilatını gerçekleştirirler.

Hangi Banka Hesaplarına Haciz Konulamaz?

İcra hukuku kapsamında borçlunun maaş hesabının haczedilmek istenmesi durumu buna bir istisna getirmektedir. Maaş hesabına haciz konulması, borçlunun geçimini sağlama imkanını elinden aldığı için, bu hesaba haciz uygulanamaz. İcra müdürlükleri genellikle bankalara gönderilen yazılarda, maaş hesabı olduğu durumlarda haciz uygulanmayacağını belirtmektedirler. Bankalar, haciz tebligatını aldıktan sonra maaş hesabının ne olduğunu görebilirler. Ancak, yazıda maaş hesabı olduğuna dair bir not yoksa, bankalar, riske girmemek adına, maaş hesabı olduğunu bile bile haciz uygulamaktadırlar. Aktif sigortalı çalışanların maaşlarına haciz konulabilir, ancak bunun yolu, bankadaki maaş hesabına haciz uygulamak değil, borçlunun çalıştığı işyerine maaş haczi tebligatı göndermek suretiyle olur. Bu durumda, işveren, borçlunun maaşının tamamını değil, sadece 1/4&#;ünü ve diğer ücretlerini kesinti yaparak ödemekle yükümlüdür. İcra avukatı İzmir ve çevresi iller için ihtiyacınız olmuşsa deneyimli ekibimizle iletişime geçebilirsiniz.

Banka Hesabına Konan Haczin Süreci Nasıldır

Bir borçlu, 3. kişilere olan banka hesaplarındaki mevduat alacakları menkul hükümlüdür (İK madde /2). Bu alacaklar, hem haciz müzekkeresi ile hem de İİK&#;nın maddesine uygun olarak düzenlenen haciz ihbarnamesi ile haczedilebilir. İİK&#;nın maddesi, borçlunun üçüncü kişilerdeki mal ve alacaklarının haczi için kullanılır. Bu yolla, borçlu, başkasına karşı olan alacağına el konularak dosya borcunun kapatılması amaçlanır.

İcra takibi kesinleşen alacaklı, hangi yolu tercih edeceğine karar verdikten sonra talebini icra dairesine iletmelidir. Örneğin, alacaklı, borçlunun banka hesaplarına haciz koymak istiyorsa, icra dairesinden bankalara haciz müzekkeresi yazılmasını talep etmelidir. İcra dairesi tarafından gönderilen müzekkereleri alan banka veya bankalar, borçlunun banka hesaplarında dosya borcunu karşılayacak tutarda miktar mevcut ise, dosya borçlusunun tüm banka hesaplarına haciz blokesi koyar ve durumu icra dairesine bildirir. Bu talep ile icra takibi başlattığınız borçlunun banka hesaplarındaki mevduatına (parasına) haciz koyabilir ve koyduğunuz bu hacze müteakip, alacağınız kadarını icra dosyanıza isteyebilirsiniz. Borçlunun herhangi bir bankada mevduatı olduğunu düşünüyor veya biliyorsanız, banka hesaplarına haciz talebi, alacağınızın tahsilini kolaylaştıracak en hızlı ve rahat yollardan biridir.

Hesaba Haciz Geldiğinde Ne Yapılmalı?

Banka hesaplarına haciz konan kişiler, icra borcu nedeniyle hacizlerin kalkması için dosya borcunu ödemek zorundadır. Aynı şekilde e-haciz yolu ile konan hacizler içinde e-haciz kaldırma yoluna gidilir. Dosya borcu ödendikten sonra, hacizlerin kaldırılması için icra dairesine başvurulmalı ve dosya kapatılmalıdır. İcra dosyasındaki borç tamamen ödendiğinde, icra dairesi talebiniz üzerine, haciz koyan bankalara dosya borcunun ödendiğini bildirerek hacizlerin kaldırılmasını sağlayacak ve haciz işlemleri son bulacaktır. İcra dosyasının kapatılması sırasında, dosyada hiçbir borç kalmaması gerekmektedir. Bu nedenle, ödeme yapmadan önce icra dairesinden güncel borç tutarını öğrenmek faydalı olacaktır. İzmir icra avukatı talebiniz için büromuzla iletişime geçebilirsiniz.

BORÇLUNUN BANKALARDAKİ MEVDUATININ HACZİ VE HACZEDİLEN BU MEVDUATIN PARAYA ÇEVRİLMESİ MESELESİ

ÖZ

Özel hukuk borç ilişkilerinde asıl olan borçlu tarafın, borç ilişkisi kapsamında kendisine yüklenen edim yükümlülüğünün gereği olarak diğer tarafa olan tazminat veya para borcunu kendisi tarafından sözleşmeler hukuku ve ahde vefa ilkesi (pacta sund servanda) gereğince yerine getirilmesidir. Eğer borçlu, borç ilişkisi kapsamında borcunu tam veya hiç ya da gereği gibi yerine getirmediği takdirde alacaklı taraf, cebri icra yoluna başvurabilir. Bu kapsamda, alacaklı taraf, borçlu hakkında elinde olan bilgi, belge ve borcun niteliğine göre icra takip yollarına başvurabilir. Alacaklı tarafın, başlatmış olduğu icra takibi kesinleşmesinden sonra borçlunun haciz caiz olan bir takım taşınmaz malına, taşınır malına veya üçüncü kişilerdeki hak ve /veya alacağına haciz koyabilir. Borçlunun üçüncü şahıslarda bu anlamda bankadaki mevduatına (parasına) da haciz konabilir. Borçlunun, bankadaki veya daha doğru bir ifade ile banka mevduat ve sair hesaplarında yer alan parasına haciz konulması için alacaklının talebi ve bu talebe istinaden icra müdürlüğünün haciz tutanağı düzenlenmesi gerekli ve yeterlidir. Bunun haricinde, borçlunun banka hesaplarında yer alan paralarına haciz konulması için banka gidilmesine gerek yoktur. Ancak haczedilen paranın varlığının tespiti ve muhafaza altına alınmasını için haciz bankaya haciz müzekkeresi ile ya da İİK m hükmü uyarınca haciz ihbarnamesi gönderilmesi gerekmektedir. Borçlunun bankadaki mevduatının haczedilmesi ve akabinde bu haciz sonucunda muhafaza altına alınmasından sonra söz konusu hacizli mevduatın paraya çevrilmesi gerekir. Ancak, bankada haczedilen mevduat veya para İcra ve İflas Hukuku anlamında taşınır hükmünde olmakla birlikte; niteliği gereği paranın paraya çevrilmesi mümkün değildir. Bu yüzden bankada haczedilen paranın haciz tarihinden itibaren dosyaya İİK anlamında taşınırların paraya çevrilmesi ilişkin satış talebi için öngörülen süre içerisinde getirilmesi talebinde bulunulması gerekmektedir. Aksi halde haciz düşmektedir. İşte bizler bu çalışmamızda, mevduat kavramı, mevduat sözleşmesi, mevduat haczi, borçlunun bankadaki mevduatına(paralarına) konulan haczin hukuki niteliği, haczedilen mevduatın (paranın) paraya çevrilmesi ve icra dosyasına söz konusu paranın getirilmesi durumunu yerleşik yargı kararları, mevcut mevzuat ve bilimsel görüşler ışığında değerlendirilmiş bulunmaktayız.

I. GİRİŞ:

Borçlu, borç ilişkisi kapsamında kendisine yüklenen para borcunu veya tazminat borcunu yerine getirmediği alacaklı taraf, borçlu hakkında alacağının tahsili amacıyla icra takibi başlatabilir. Alacaklı tarafın başlatmış olduğu icra takibi, borçlunun itiraz etmeyerek veya itiraz etmekle birlikte itirazının hükümden düşürülmesinden sonra kesinleştikten sonra icra takibinde haciz aşamasına gelinmektedir.

Takibin haciz aşamasına gelinmesi üzerine, alacaklı taraf, talepte bulunarak alacağı ile ( yani borç ile) orantılı olacak şekilde borçlunun taşınmaz malına, taşınır malına ve üçüncü kişilerden olan hak ve/veya alacaklarına haciz koyabilir. Bu anlamda, borçlunun bankalarda yer alan mevduatına(paralarına)  haciz konulması da üçüncü şahıslardaki hak ve alacak kapsamında olup; bu alacak veya hak taşınır hükümlerine göre paraya çevrilmektedir. Bizler bu çalışmamızda öncelikle, mevduat kavramı, mevduat sözleşmesi, borçlunun bankalardaki mevduat ve sair hesaplarında yer alan paranın haczi, haciz tatbiki ve haczin hukuki niteliği hakkında açıklamalarda bulunduktan sonra haczedilen bu mevduatın(paranın)paraya çevrilmesi meselesi üzerinde duracağız.

II.  MEVDUAT KAVRAMI VE MEVDUAT SÖZLEŞMESİ:

Mevduat sözcüğü, Arapça kökenli bir sözcük olup ; “Belli bir süre sonunda veya istenildiğinde çekilmek üzere bankalara faizle yatırılan para, tevdiat” olarak ifade edilmektedir[1]. Mevduat sözcüğü, “tevdi” sözcüğünden türetilmiştir[2].

Tevdi kelimesi, sözlük anlamı itibariyle; verme, bırakma anlamına gelmektedir[3]. Tevdi kurumunun kapsamına, kıymetli evrak, para veya her türlü taşınır eşya girdiği halde bankacılık anlamı itibariyle mevduat kurumu daha dar kapsamlı olup; mevduatın kapsamına sadece para girmektedir[4].

Bankacılık mevzuatına bakıldığında mevduatın tanımına sadece sayılı Bankacılık Kanunun “tanımlar ve kısaltmalar” kenar başlıklı 3. Maddesinde yer verilmiştir[5]. Adı geçen kanun maddesinde mevduat kavramı şu şekilde tanımlanmıştır: “Yazılı ya da sözlü olarak veya herhangi bir şekilde halka duyurulmak suretiyle ivazsız veya bir ivaz karşılığında, istendiğinde ya da belli bir vadede geri ödenmek üzere kabul edilen parayı,”

Bankacılık Kanununda, mevduatın tanımı yapıldığı halde mevduat sözleşmesinin tanımı yapılmamıştır[6]. Öğretide, mevduat sözleşmesinin tanımı, genel olarak, bankanın, müşterisi tarafından kendisine tevdi edilen parayı saklama ve müşterinin istemi üzerine söz konusu paranın müşterisine vermeyi üstlenmiş olduğu, müşterinin ise bankaya tevdi etmiş olduğu parayı bankanın kullanmasına bırakmayı kabul etmiş olduğu bir sözleşme olarak yapılmaktadır[7].

Yukarıda verilen tanımdan hareketle mevduat sözleşmesinin unsurları, bir miktar paranın varlığı, paranın yetkili kuruluşa yatırılması, paranın saklanmak üzere veya ödünç olarak bırakılması ve halka duyurulmak suretiyle para kabul edilmesi olarak sıralanabilir[8].

Öğretide, mevduat sözleşmesinin hukuki niteliği tartışmalı olup; bu konuda çeşitli görüşler (misli şeylerin saklanması (usulsüz tevdi) sözleşmesi, tüketim ödüncü (karz) sözleşmesi, karma sözleşme ve kendine özgü yapısı olan sözleşme olduğu görüşü vs.) ileri sürülmektedir[9].

Bununla birlikte, mevduat sözleşmesinin çeşitli türleri mevcuttur. Bu anlamda, vadeli mevduat, vadesiz mevduat, ihbarlı mevduat, birikimli mevduat, tasarruf mevduatı, resmi kurulular mevduatı vs mevduat sözleşmesinin türleri bakımından örnek olarak verilebilir[10].

III. BORÇLUNUN BANKALARDAKİ MEVDUATININ (PARASININ)HACZEDİLMESİ VE BU HACZİN HUKUKİ NİTELİĞİ:

Borçlu, alacaklı olan tarafa yerine getirmekle yükümlü olduğu bir miktar para borcunu veya tazminat borcunu yerine getirmediği takdirde alacaklı taraf, borçlu hakkında icra takibi yapabilir. Alacaklı taraf, borçlu hakkında alacağının tahsili amacıyla icra takibi başlatması halinde icra takibinin yasal koşulları oluşarak kesinleşmesi halinde alacağı ile orantılı şekilde borçlunun üçüncü kişiler nezdindeki ki hak ve/veya alacağına daha özelde bankalardaki mevduat ve sair hesaplarında yer alan paralarına haciz koyabilir. Öğretide, borçlunun üçüncü kişilerdeki hak ve alacaklarının yani bankadaki mevcut paralarının(haciz tarihindeki) haczi olabileceği gibi ileri doğacak(müstakbel) veya doğması muhtemel olan hak ve alacağı ile paraların haczi mümkün olduğunu ileri sürmektedir[11]. Müstakbel alacak, taraflar arasında, (takip borçlusu ile onun borçlusu üçüncü kişi) arasında hukuki bir temele dayanan, henüz doğmamış olmakla beraber ileride doğması pek muhtemel bulunan alacaklara, müstakbel alacak denir[12]. Uygulamada, icra dairesi borçlunun bankadaki mevduat haczinin tatbiki için bankalara yazılan haciz ihbarname veya müzekkerelerinde borçlunun mevcut ve ileri doğacak/doğması muhtemel olan parasına dosya borcu miktarında haczin tatbik edilmesini yönünden talimatlarda bulunmaktadır.

Ancak, bankalar haciz müzekkeresine vermiş olduğu cevabi yazıda veya İİK m fıkra hükümleri uyarınca gönderilen haciz ihbarnamelerine “borçlunun mevcut yani haciz tarihindeki paralarının haczinin mümkün olduğu, ileri doğacak (müstakbel), doğması muhtemel olan veya ümide bağlı olan bir takım hak ve alacağı bu kapsamda paralarının haczinin mümkün olmadığı şeklinde” itirazlarda bulunmaktadırlar. Nitekim, Yerleşik yargı içtihatlarına göre[13], kural olarak ileri doğması muhtemel nitelikteki hak ve/veya alacakların haczinin mümkün olmadığı, üçüncü şahsa yönelik olarak icra dairesi müdürlüğü tarafından borçlunun mevcut ve ileri doğmasın muhtemel nitelikteki hak ve alacaklarına haczin tatbik edilmesini yönünde haciz müzekkeresi veya İİK m uyarınca haciz ihbarnamesi gönderilmesi halinde, üçüncü şahıs sadece haciz müzekkeresinin veya haciz ihbarnamesinin kendisine tebliğ edildiği tarihteki fiili durumda sınırlı olduğunu, bunun haricinde, ileri doğması muhtemel olan hak ve/veya alacaklarını üçüncü şahsın net olarak bilemeyeceğini, bu yüzden üçüncü kişi haczi sadece haciz yazısının kendisine tebliğ edildiği tarihteki mevcut alacaklar yönünden tatbik etme yükümlülüğünün olduğunu belirtmektedir.

Tabi bu arada bir hususu ifade etmek gerekir ki, borçlunun maaş ve ücretlerinin haczi İİK m. ve ya göre yapılması gerekmektedir[14]. Diğer bir ifade tarzı ile maaş ve ücret alacaklarının haczi İİK 89 hükmüne göre yapılması mümkün değildir[15].

Borçlunun üçüncü şahıslardaki hak ve alacağı daha özelde bankadaki parası İİK m f.1, c.2 uyarınca taşınır hükmündedir[16]. Bu sebeple, yukarıda da izah ettiğimiz üzere, borçlunun bankalarda yer alan mevduatlarının (paralarının) haczi taşınırlarının haczine ilişkin hükümlere göre haczedilir[17]. Haczin yapılması için bankaya gidilmesine gerek yoktur. İcra müdürlüğü alacaklının talebi üzerine, borçlunun üçüncü şahıslardaki yani bankalardaki mevduat ve sair hesaplarında yer alan paranın haczine dair haciz tutanağı düzenler ve haciz tutanağını ilgililer tarafından imza altına alır[18]. Bu şekilde borçlunun bankalarda yer alan paraları veya para alacakları ya da mevduatları haczedilmiş olur. Haczin geçerli olabilmesi için üçüncü kişiye İİK m hükümleri uyarınca haciz ihbarnamesi gönderilmesine gerek yoktur[19]. Çünkü, haciz ihbarnamesinin gönderilmesini içeren İİK m hükmü İİK m. 88’in kenar başlığının üstündeki üst başlığından da anlaşılacağı üzere bir muhafaza tedbiridir[20].

Haczedilen paranın yani alacağın tespiti ile muhafaza altına alınması için bankaya haciz müzekkeresi veya İİK m uyarınca uygulamadaki deyimi ile “haciz ihbarnamesi” gönderilmesi gerekmektedir.

Haciz ihbarnamesini veya haciz müzekkeresini tebliğ alan üçüncü kişi yani banka söz konusu müzekkereni veya ihbarnamenin kendisine tebliğ tarihindeki borçlunun mevcut hak ve alacaklarına, paralarına veya mevduatlarına haczi tatbik edecektir. Haciz ihbarnamesi tebliğ alan banka borçlunun kendileri nezdinde bulunan banka hesaplarındaki paraya dosya borcu kadar haciz koymakla birlikte söz konusu hacizli bakiyeyi borçluya ödememesi gerekmektedir[21]. Aksine durumda bankanın sorumluluğu doğacaktır.

Bununla birlikte, banka haciz müzekkeresinin veya ihbarnamesinin tebliği üzerine yasal süre içerisinde borçlunun kendi banklarındaki bulunan hesapları, parası veya mevduatı üzerinde rehin, takas, mahsup veya hapis hakkının olduğunu ileri sürebilir. Bu nitelikteki itiraz, haciz müzekkeresinin tebliği durumda istihkak iddiası olarak kabul edilmektedir[22]. Böyle bir durumda, icra dairesi müdürlüğü istihkak iddiasını İİK m ve devamı maddelerinde yer alan prosedürü uygulaması gerekmektedir.  Haciz ihbarnamesinin tebliği durumunda ise bu nitelikte iddia itiraz olarak değerlendirilmektedir[23].

IV. HACİZLİ MEVDUATIN PARAYA ÇEVRİLMESİ:

Çalışmamızın başında ve çeşitli yerlerinde de defaten belirttiğimiz üzere borçlunun üçüncü kişilerdeki(bankadaki) hak ve alacakları( parası, mevduatı) taşınır hükmünde olduğu için haczedilen hak ve/veya alacaklar, İİK m ve devamı maddeleri uyarınca paraya çevrilir. Ancak, borçlunun bankalardaki haczedilen paraları takip hukuku anlamında “taşınır” hükmünde olsa da niteliği gereği taşınır mallarda olduğu gibi pazarlık veya açık artırma yoluyla satılmasına gerek yoktur. Zira, paranın paraya çevrilmesinde hiçbir hukuki ve reel mantık olmadığı gibi hem gereksiz hem de takip hukukunun niteliğe ve taraf menfaatleri uygun düşmeyecek olup; bu durum takip ekonomisi ilkesi ile de bağdaşmayacaktır. Nitekim yerleşik yargı içtihatları da bu yöndedir[24].

Her ne kadar borçlunun üçüncü kişilerdeki hak ve alacaklarının bu manada bankalarda haczedilen parasının paraya çevrilmesi durumu söz konusu değilse de alacaklı veya alacaklılar (veya borçlular)haciz tarihinden itibaren 1 yıl içerisinde haczedilen paranın icra dosyasına gönderilmesi talebinde bulunması gerekmektedir[25]. Alacaklı veya borçlunun bu nitelikteki talebi satış talebi mahiyetindedir.  Aksine durumda alacaklı veya borçlu haciz tarihinden itibaren 1 yıl içinde satış talebinde bulunmaz ise veya daha doğru bir deyişle haczedilen paranın icra dosyasına getirilmesi talebinde bulunmaz ise o durumda bankadaki mevduat (para) üzerindeki haciz kalacaktır. Böyle bir durumda haciz kalktığı için söz konusu paranın icra dosyasına gönderilmesi eğer gönderilmiş ise de alacaklıya söz konusu paranın ödenmesi mümkün değildir. Konuya dair Yüksek yargı kararlarından bir kaçı şöyledir: “Alacaklı tarafından borçlu hakkında başlatılan kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibinde, borçlu icra mahkemesine başvurusunda, takibin kesinleşmesinden sonra borçluya ait banka hesabına konulan haczin düşmüş olması nedeni ile hesaba konulan haczin kaldırılması için icra müdürlüğüne yapılan talebin, müdürlüğün tarihli kararıyla İİK'nun ve maddeleri gereğince reddedildiğini ileri sürerek haczin kaldırılmasını istemiş, mahkemece para alacaklarının haczinde satış isteme sürelerinin söz konusu olmadığı gerekçesi ile şikayetin reddine karar verilmiştir. İİK'nun "paraya çevirme" başlığını taşıyan ve devamı maddelerinde taşınır ve taşınmaz malların satış usulü düzenlenmiştir. Haciz, satılarak paraya çevrilmesi zorunlu mala değil, borçlunun üçüncü kişi bankada bulunan hesabındaki paraya konulduğunda, bu paranın satılarak paraya çevrilmesi söz konusu değildir. Ancak İİK'nun maddesinin son fıkrasına göre borçlunun üçüncü kişilerdeki alacağı taşınır hükmündedir. Para alacağı haczinde satış talebi söz konusu olmadığından haczedilen paranın icra dosyasına gönderilmesi talebi satış talebi yerine geçer.”[26] ; “Şikayetçi banka vekilinin karar düzeltme isteminin incelenmesinde; Borçlunun üçüncü kişi Fortis Bank A.Ş. İzmir Ege Ticari Şubesindeki mevduatına 27/07/ tarihinde haciz konmuştur. İİK'nun "paraya çevirme" başlığını taşıyan ve devamı maddelerinde taşınır ve taşınmaz malların satış usulü düzenlenmiştir. Haciz, satılarak paraya çevrilmesi zorunlu mala değil bankadaki paraya konmuştur. Her ne kadar alacak ve para menkul hükümlerine göre haczedilir ise de, bu paranın satılarak paraya çevrilmesi söz konusu olamayacağından satış isteme açısından seafoodplus.info ve maddelerinin tatbiki düşünülemez. Ancak yasada para alacağı üzerine konulan haczin ne kadar süreyle mevcudiyetini koruyabileceği yönünde bir açıklık bulunmadığından seafoodplus.info maddesinde menkul mallar için öngörülen 1 yıllık sürenin para alacakları yönünden hacizden itibaren paranın istenmesi için gerekli azami süre olarak kıyasen uygulanması gerekmektedir. Somut olayda alacaklı banka, tarihinde icra müdürlüğüne başvurarak, haczedilen paranın dosyaya gönderilmesi için talepte bulunmuş, icra müdürlüğünce de talep doğrultusunda üçüncü kişiye müzekkere yazılmıştır. Bu durumda alacaklı tarafından haciz tarihinden itibaren 1 yıllık süre içinde paranın istenmesi keyfiyetinin yerine getirildiği görülmektedir. O halde belirtilen nedenlerle mahkeme kararının onanması gerekirken bozulduğu anlaşılmakla alacaklı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü gerekmiştir.”[27]

Alacaklı veya borçlu, borçlunun bankalardaki paralarına haciz konulduğu tarihten itibaren 1 yıl içerisinde söz konusu hacizli paranın icra dosyasına gönderilmesi talebinde bulunması halinde icra dairesi müdürlüğü hacizli paranın icra dosyasına gönderilmesi için bankalara müzekkere yazacaktır[28]. Bankalar, söz konusu parayı icra dosyasına göndermesi halinde para alacaklıya( varsa vekiline) icra dairesi tarafından gerekli alan icra harç ve giderleri düşüldükten sonra verilecektir.

V. SONUÇ:

Borçlunun üçüncü kişilerden olan bu anlamda bankalardaki alacak ve hakları (parası, mevduatı vs.) taşınır hükmündedir.

Alacaklının, takibin kesinleşmesinden sonra kendi alacağı ile orantılı olacak şekilde borçlunun bankalardaki mevduatlarına( parasına) haciz konulmasını talep edebilir. Alacaklının talebi üzerine icra dairesi müdürlüğü borçlunun bankalardaki mevduat hesaplarına haciz konulmasına karar vermektedir. İcra müdürlüğü hacze dair vermiş olduğu karar ile borçlunun bankalardaki hesaplarında bulunan paraları haczedilmiş olur. Ancak haczin tatbik edilebilmesi ve bankanın borçluya haczedilen paradan ödeme yapmaması için haczin bankaya çeşitli yollar ile bildirilmesi gerekmektedir. Bu anlamda, icra dairesi müdürlüğü haczin tatbiki için bankaya haciz müzekkeresi veya İİK m hükmü uyarınca haciz ihbarnamesi göndermesi gerekecektir. Haciz müzekkeresini veya haciz ihbarnamesini alan banka çeşitli şekillerde davranış sergileyebilir. Banka, borçlunun kendileri nezdinde açılmış olan mevduat hesaplarına (hesapta bulunan paralara) müzekkere veya ihbarnamede yer alan borç miktarı kadar haczi tatbik edebilir. Böyle bir durumda banka söz konusu hacizli parayı borçluya ödeyemeyecektir. Eğer borçlunun hesaplarında para yok ise veya borç miktarından daha az miktarda para olması durumda banka, haczi bakiye yetersizliği sebebiyle tatbik edilemediğini icra dairesi müdürlüğüne bildirecektir.

Bunun haricinde, haciz müzekkeresini veya ihbarnamesini alan banka borçlunun söz konusu hesapları üzerinde kendi alacaklarından veya sözleşmeden kaynaklanan haklarından dolayı hapis hakkı veya rehin hakkı gibi haklarının olduğu yönünde itirazda bulunabilir. Bankanın böyle bir iddia veya itirazı, haciz müzekkeresine karşı yapılması halinde istihkak iddiası, ihbarnameye karşı yapılması halinde, İİK m anlamında itiraz mahiyetindedir. İcra dairesi müdürlüğü bankanın bu nitelikteki iddiasını veya itirazını İİK m, 96 ve devamı maddelerinde öngörülen prosedürü göre değerlendirip sonuca göre karar verecektir.

Banka, haciz müzekkeresi veya ihbarnamesini tebliğ aldığı tarihte haczi tatbik etmiş ise o durumda alacaklı veya borçlu, haciz, paraya çevrilmesi gereken mal ve haklardan olmadığı için, diğer bir ifade ile haczedilen paranın paraya çevrilmesi gereksiz olduğu için,  haciz tarihinden itibaren 1 yıl içerisinde icra dairesi müdürlüğüne haczedilen paranın icra dosyasına gönderilmesi talebinde bulunması gerekmektedir. Eğer bu süre içerisinde paranın icra dosyasına gönderilmesini talebinde bulunmaması halinde mevduat üzerindeki haciz İİK m hükümleri uyarınca kalkacaktır. Dolayısıyla borçlunun bankadaki mevduatı üzerindeki haciz kanun gereği kalacağından dolayı söz konusu mevduat alacaklıya verilmek üzere icra dosyasına gönderilmeyecektir. Ya da buna rağmen, banka icra dosyasına bu mevduatı göndermesi halinde icra dairesi mevduatı alacaklıya veya vekiline vermeyecektir. Aksi halde, ilgililer şikayet yoluna başvurabilir veya sıra cetveline itiraz davası açılabilecektir.

[1] Türk Dil Kurumu Sözlükleri (çevrimiçi)seafoodplus.info Erişim Tarihi:

[2]Er, B: ( ),  "Mevduat Sözleşmesinin Tanımı, Kurulması ve Türleri" Türkiye Adalet Akademisi Dergisi s

[3] Türk Dil Kurumu Sözlükleri (çevrimiçi )seafoodplus.info Erişim Tarihi:

[4]Er, s.

[5]Er, s.

[6]Er, s.

[7]Er, s.

[8]Er, s.

[9]Ayrıntılı bilgi için bkz: Er, s

[10]Ayrıntılı bilgi için bkz: Er, s.

[11]Arslan, R: ( ), "Borçlunun üçüncü kişide bulunan alacağının haczi, haczin üçüncü kişiye bildirilmesi ve sonuçları." Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi , s.

[12]Kuru, B: (), Bankalardaki Mevduatın ve Diğer Alacakların Haczi, Ankara, s

[13] Yargıtay Hukuk Dairesi / E. ,/ K; Yargıtay Hukuk Dairesi / E.  / K; Yargıtay Hukuk Dairesi / E.  ,/ K; Yargıtay Hukuk Dairesi / E., / K; Yargıtay 8. Hukuk Dairesi / E.  ,/ K; Yargıtay Hukuk Dairesi         / E.  ,/ K; Yargıtay Hukuk Dairesi / E.  ,/ K; Yargıtay Hukuk Dairesi / E.  ,/ K; Yargıtay Hukuk Dairesi / E.  ,/ K; Yargıtay Hukuk Dairesi / E.  ,/ K; Yargıtay Hukuk Dairesi / E.  ,/ K; Yargıtay Hukuk Dairesi / E.  ,/ K; Yargıtay Hukuk Dairesi / E.  ,/60 K(seafoodplus.info) Erişim Tarihi:

[14]Arslan, s.

[15]Arslan, s

[16]İyilikli, A. C: ( ), “Borçlunun Üçüncü Kişilerdeki Mal, Hak ve Alacaklarının Haczi”, Ankara Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yayımlanmış Doktora Tezi, Ankara, s.

[17]İyilikli, s. ; Arslan, s.

[18]İyilikli, s. ;

[19]Kuru, B:( ) "İcra ve İflas Kanunu’nun Maddesinde Yapılan Değişiklikler." Bankacılar Dergisi, S 47,s( İİK m değişiklikleri olarak anılacaktır)

[20]Kuru, s( İİK m değişiklikleri)

[21]İyilikli, s.

[22]İyilikli, s

[23]İyilikli, s

[24] Yargıtay Hukuk Dairesi / E. ,/ K; Yargıtay Hukuk Dairesi / E. ,  / K(seafoodplus.info) Erişim Tarihi:

[25] sayılı İcra ve İflas Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun ile İcra ve İflas Kanununda değişiklik yapılmadan önce taşınırların paraya çevrilmesine dönük olarak satış talebi süresi haciz tarihinden itibaren 6 aydı. Aynı şekilde satış talebinde sadece alacaklı bulunuyordu. Ancak sayılı adı geçen kanun ile değişiklik yaparak taşınırların satışına dair satış talebi süresi 1 yıla çıkarılmış olup; alacaklılar dışında borçlularında satış talebinde bulunma yetkisi getirilmiştir.

[26] Yargıtay Hukuk Dairesi / E. ,  / K(seafoodplus.info)  Erişim Tarihi:

[27]Yargıtay Hukuk Dairesi / E.,/ K(seafoodplus.info) Erişim Tarihi:

[28] İcra dairesi müdürlüğünün bu hususta bankalara yazmış olduğu müzekkere veya göndermiş olduğu haciz ihbarnamesine karşı bankanın davranışları ile bu davranışlarının hukuki sonuçları hakkında detaylı bilgi için bkz: Arslan, s

Anahtar Kelimeler: Üçüncü Şahıslardaki Hak ve Alacak, Taşınırların Paraya Çevrilmesi, Mevduat, Mevduat Sözleşmesi,  Haciz Müzekkeresi, Satış Süresi.

Karar Tarihi:21/10/
Karar No:/
Konu Özeti:Bankanın avukatı tarafından borçlu yakını olan ilgili kişiye haciz ihbarnamesi gönderilmesi suretiyle kişisel verilerinin işlenmesi

 

İlgili kişinin Kuruma intikal eden şikâyetinde özetle; borçlu yakını olarak bir Banka avukatınca kendisine İcra İflas Kanunu’nun 89’uncu maddesinin (1) numaralı fıkrası kapsamında gönderilen haciz ihbarnamesi ile kişisel verilerinin açık rızası alınmaksızın ihbarnamede yer alan üçüncü kişilerle paylaşıldığını tespit ettiği ve bu konuya ilişkin olarak hem Banka’ya hem de Banka avukatına başvurulduğu belirtilerek veri sorumlusu hakkında gereğinin yapılması talep edilmiştir.

Konuya ilişkin başlatılan inceleme çerçevesinde hem Banka’nın hem Banka Avukatının savunması talep edilmiş olup Banka tarafından Kuruma intikal eden cevabi yazıda özetle;

  • Banka’nın alacağını tahsil etmek amacıyla sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu’nun (Kanun) 4’üncü maddesinde yer alan işlendikleri amaçla bağlantılı, sınırlı ve ölçülü olma ilkesine uygun olarak yasal takip ve diğer hukuki işlemler için gerekli kişisel verileri işlediği,
  • Söz konusu kişisel verilerin Kanun’un 5’inci maddesinin (2) numaralı fıkrasının (a) ve (ç) bentleri uyarınca kanunlarda açıkça öngörülmesi ve veri sorumlusunun hukuki yükümlülüğünü yerine getirebilmesi için zorunlu olması hukuki sebeplerine dayanılarak Banka’nın sözleşmeli avukatına aktarıldığı,
  • Gerek ilgili kişi gerek birinci haciz ihbarnamesi gönderilen üçüncü kişilere ait hiçbir kişisel verinin Banka tarafından paylaşılmadığı,
  • İcra İflas Kanunu’nun 89’uncu maddesinde borçluya ait olmakla beraber üçüncü kişilerde bulunan hak ve alacakların haczinin düzenlendiği, birinci haciz ihbarnamesinin alacaklı vekilinin bildirdiği kişilere İcra Müdürlüklerince gönderildiği,
  • Düzenlenen ve gönderilen birinci haciz ihbarnamesinin İcra Müdürlüğü tarafından bizzat düzenlendiği ve gönderildiği, bankanın sözleşmeli avukatının ihbarnameye müdahale imkânı olmadığı, ihbarnamenin elektronik imzalandığı, Banka’nın şikayet konusu hususta herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığı,
  • İlgili kişinin ürün ve hizmetleri kullanması nedeniyle başvurusu sırasında elde edilen kimlik bilgileri, iletişim bilgileri, finans bilgileri, müşteri işlem bilgileri kategorisindeki kişisel verilerinin Kanun’un 5’inci maddesinin (2) numaralı fıkrasının (c) bendi uyarınca bir sözleşmenin kurulması veya ifasıyla doğrudan doğruya ilgili olması kaydıyla, sözleşmenin taraflarına ait kişisel verilerin işlenmesinin gerekli olması hukuki sebebine dayalı olarak başvurulan ürün ve hizmetleri (vadesiz TL, ATM kartı, fastpay, internet/mobil bankacılığı yetkisi, sigorta, maaş ödemesi, fatura ödemesi, EFT işlemleri) sunabilmek amacıyla işlendiği,
  • Müşteriye sunulan aydınlatma metninde kişisel verilerin hangi amaç ve sebeplerle işlendiğinin belirtildiği 

ifade edilmiştir.

Bankanın avukatı tarafından Kuruma intikal eden cevabi yazıda ise özetle;

  • Borçlunun borcunu ödememesi sebebiyle kendisine ihbarname gönderildiği, ihbarnameye rağmen borcun ödenmemesi üzerine müvekkili Banka’nın alacağını tahsil amacıyla borçlu hakkında icra takibi başlatıldığı, borcun ödenmemesi üzerine icra müdürlüğünden haciz işlemlerinin başlatılması için talepte bulunulduğu, ancak yapılan sorgular neticesinde borçlunun SGK, araç ve tapu kaydının pasif olduğunun tespit edildiği,
  • Borçlunun üçüncü şahıslarda olan alacaklarının haczi için bankalara İcra İflas Kanunu’nun 89’uncu maddesinin (1) numaralı fıkrası kapsamında haciz ihbarnamesi gönderildiği ve bankalardan olumsuz cevapların geldiği,
  • Menkul malların haczedilmesi için borçlunun adresine hacze gidildiği ancak adresten ayrıldığının tespit edildiği,
  • Menkul haczinden sonra borçlunun MERNİS kaydını düşürdüğü ve şu anda MERNİS adresinin bulunmadığının UYAP sorgu sonucuyla sabit olduğu,
  • Diğer tüm girişimlerin olumsuz çıkması sonucunda, müvekkilinin alacağının tahsili amacıyla borçlunun hak ve alacaklarının haczi için yapılan rutin işlemler arasında yer alan üçüncü kişilere haciz ihbarnamesi gönderilmesinin İcra Müdürlüğü'nden talep edildiği,
  • Bu talebin hukuki gerekçesinin, para alış verişlerinin aile bireyleri arasında çok sık rastlanılması ve ayrıca rızai miras sözleşmelerine çok sık rastlanılmasından kaynaklandığı,
  • İcra müdürlüğü tarafından talebin uygun görülerek üçüncü kişilere İcra İflas Kanunu’nun 89’uncu maddesinin (1) numaralı fıkrası kapsamında haciz ihbarnamesi hazırlandığı ve gönderildiği,
  • Haciz müzekkeresi icra müdürlüğü tarafından, matbu şablon müzekkere örneği üzerinden hazırlanmış olduğundan üçüncü kişilerin tamamına aynı müzekkere içerisinde haciz ihbarnamesi gönderildiği,
  • Yapılan işlemlerin tamamında İcra Müdürlüğünün karar ve onayı olduğu,
  • İcra müdürlüğünce hazırlanan haciz ihbarnamesinin, üçüncü kişilere Kanun’un 5’inci maddesinin (2) numaralı fıkrası kapsamında kanunlarda açıkça öngörülme şartına uygun olarak gönderildiği,
  • İcra Müdürlüğü tarafından hazırlanıp gönderilen haciz ihbarnamesi haricinde üçüncü kişiler hakkında başka bir işlem yapılmadığı, bu nedenle kişisel verilerin işlenmesi gibi bir durumun söz konusu olmadığı ve müştekinin icra dosyasında taraf olarak yer almadığı için kişisel verilerin depo edilmesi gibi bir durumun da oluşmadığı
  • İlgili kişi tarafından İcra Müdürlüğünce gönderilen haciz ihbarnamesine cevaben borçlunun kendisinde herhangi bir alacağı bulunmadığına ilişkin beyan dilekçesinin icra dosyasına sunulduğu, bu cevaba istinaden haciz ihbarnamesinin fekki için talepte bulunulduğu ve İcra Müdürlüğünce fek müzekkeresi hazırlanarak üçüncü kişilere tebliğ edildiği, bu nedenle kişisel verilerin saklanması, imha edilmemesi gibi bir durumun söz konusu olmadığı ve hiçbir kişisel verinin saklanmadığı

ifade edilmiştir.

Konuya ilişkin yapılan inceleme neticesinde, Kişisel Verileri Koruma Kurulunun 21/10/ tarih ve / sayılı Kararı ile;

  • Kanun’un amacının kişisel verilerin işlenmesinde başta özel hayatın gizliliği olmak üzere kişilerin temel hak ve özgürlüklerini korumak ve kişisel verileri işleyen gerçek ve tüzel kişilerin yükümlülükleri ile uyacakları usul ve esasları düzenlemek olduğu, Kanun’un “Tanımlar” başlıklı 3’üncü maddesinde “ilgili kişi”nin, kişisel verisi işlenen gerçek kişi; “veri sorumlusu”nun ise kişisel verilerin işleme amaçlarını ve vasıtalarını belirleyen, veri kayıt sisteminin kurulmasından ve yönetilmesinden sorumlu olan gerçek veya tüzel kişi olarak tanımlandığı,
  • Kişisel verilerin hangi amaç ve vasıtayla işleneceğini belirleyip veri kayıt sisteminin kurulmasından ve yönetilmesinden sorumlu olduğu tanımından hareketle somut olayda İcra İflas Kanunu’nun 89’uncu maddesinin (1) numaralı fıkrası kapsamında düzenlenen haciz ihbarnamesinde yer alan üçüncü kişilerin alacaklı vekili tarafından icra müdürlüğüne bildirilmesi nedeniyle veri sorumlusunun Banka Avukatı olduğunun görüldüğü,
  • İcra İflas Kanunu’nun 89’uncu maddesinde “ (1) Hamiline ait olmıyan veya cirosu kabil bir senetle müstenit bulunmıyan alacak veya sair bir talep hakkı veya borçlunun üçüncü şahıs elindeki taşınır bir malı haczedilirse icra memuru; borçlu olan hakiki veya hükmi şahsa bundan böyle borcunu ancak icra dairesine ödiyebileceğini ve takip borçlusuna yapılan ödemenin muteber olmadığını veya malı elinde bulunduran üçüncü şahsa bundan böyle taşınır malı ancak icra dairesine teslim edebileceğini, malı takip borçlusuna vermemesini, aksi takdirde malın bedelini icra dairesine ödemek zorunda kalacağını bildirir (Haciz ihbarnamesi). Bu haciz ihbarnamesinde, ayrıca 2, 3 ve 4’üncü fıkra hükümleri de üçüncü şahsa bildirilir. (2) Üçüncü şahıs; borcu olmadığı veya malın yedinde bulunmadığı veya haciz ihbarnamesinin tebliğinden önce borç ödenmiş veya mal istihlak edilmiş veya kusuru olmaksızın telef olmuş veya malın borçluya ait olmadığı veya malın kendisine rehnedilmiş olduğu veya alacak borçluya veya emrettiği yere verilmiş olduğu gibi bir iddiada ise, keyfiyeti, haciz ihbarnamesinin kendisine tebliğinden itibaren yedi gün içinde icra dairesine yazılı veya sözlü olarak bildirmeye mecburdur. ” hükmünün yer aldığı,
  • Bu kapsamda, veri sorumlusunun vekili olduğu Banka adına borçlu tarafın yakınlarına 89/1 haciz ihbarnamesi göndermesinde, Bankanın haklarını ve menfaatlerini korumak amacıyla hareket ettiği, bu anlamda Avukatlık Kanunu’ndan kaynaklanan yükümlülükleri ve yürütmekte olduğu icra işlemleri bakımından İcra İflas Kanunu ve ikincil mevzuat düzenlemelerinden kaynaklanan yükümlülüklerini yerine getirmek amacıyla ilgili birim/mercilere bildirme yetkisi olduğu ve bu bağlamda işlediği kişisel verilerin Kanun’un 5’ inci maddesinin (2) numaralı fıkrası çerçevesinde ilgili kişinin açık rızası olmaksızın işlemesinin kanuna uygun olacağı kanaatine varıldığı

değerlendirmelerden hareketle;

  • Bankanın somut olayda veri sorumlusu olmaması nedeniyle Kanun kapsamında hakkında yapılacak bir işlem olmadığına,
  • Avukat tarafından vekili olduğu bankanın alacağını tahsil etmek amacı ile yürütmekle yükümlü olduğu işlemlerin tesisi için üçüncü kişilere İcra ve İflas Kanunu’nun 89’uncu maddesinin (1) numaralı fıkrası kapsamında haciz ihbarnamesi gönderilmesi amacıyla ilgili kişinin adı, soyadı, kimlik numarası ve adres bilgisinin işlenmesi Kanun’un 5’inci maddesinin (2) numaralı fıkrasının (e) bendinde yer alan “bir hakkın tesisi, kullanılması veya korunması için veri işlemenin zorunlu olması hükmü” kapsamında Kanuna uygun olduğu değerlendirildiğinden söz konusu şikâyet ile ilgili olarak veri sorumlusu Avukat hakkında da Kanun kapsamında tesis edilecek bir işlem olmadığına

karar verilmiştir.
 

Banka Hesaplarına Haciz KoymaBanka Hesaplarına Haciz Koyma

Banka Hesaplarına Haciz Koyma

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir

© 2024 Toko Cleax. Seluruh hak cipta.