bbp evet mi hayır mı / BBP referandum kararını açıkladı

Bbp Evet Mi Hayır Mı

bbp evet mi hayır mı

kaynağı değiştir]

Siyasi partiler[değiştir

Evet mi Hayır mı?

Türkiye, cumhurbaşkanlığı hükümet sistemini içeren anayasa değişikliği halk oylaması için bugün sandık başında. Halk oylaması için yaklaşık bir aydır sürdürülen yoğun kampanyalarda, siyasi parti ve STK’lar “evet” ve “hayır” yönündeki görüşlerini gazete ilanları ve TV spotları ile meydanlarda da yan yana stantlar aracılığıyla kamuoyuna ulaştırdı. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemini içeren 18 maddelik anayasa değişikliği paketinin TBMM Genel Kurulunda kabul edilerek, 10 Şubat’ta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından halk oylamasına götürülmek üzere, Başbakanlığa gönderilmesinin ardından, kampanya süreci de başladı. Bu süreçte AK Parti, MHP ve BBP “evet” propagandası yaparken, CHP, HDP, Saadet Partisi ve eski bazı MHP’liler “hayır” dedi.

Yoğun kampanya trafiği

Yaklaşık bir aydır süren kampanya kapsamında, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Binali Yıldırım ile MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli mitinglerde vatandaşa hitap etti. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu çeşitli illerde miting yaptı ve salon toplantılarında vatandaşlar ile Sivil Toprum Örgütü temsilcileriyle bir araya geldi. Parti genel başkanlarının miting programları dışında AK Parti, CHP, MHP ve HDP milletvekilleri de seçim bölgelerinde kampanya yürüttü. Milletvekilleri ilçe ilçe, köy köy gezerek, esnaf ve ev ziyaretleriyle vatandaşa ulaştı.

Sokaktan manzaralar

Yoğun bir tempoda geçen kampanya sürecinde sokak ve caddelerde asılan “evet” ve “hayır” afiş ve pankartları renkli görüntüler oluşturdu. Birçok ilde “evet” ve “hayır” kampanyalarını yürütenler aynı meydanı paylaşarak, demokratik koşullarda vatandaşları ikna etmeye çalıştı. Her iki tercihe sahip vatandaşların mitinglerdeki birlikte görüntüleri başta sosyal medya olmak üzere, basında geniş yer buldu.

BBP referandumda 'Evet' diyecek

ANKARA

Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Mustafa Destici, parti genel merkezinde, 16 Nisan'da yapılacak halk oylamasına ilişkin düzenlediği basın toplantısında, yeni sisteme ilişkin tartışmalara değinerek, bu süreçte kendileri için, "Devletin üniter yapısının muhafazası, Türk kimliği ve Türkçe, kuvvetler ayrılığı prensibi, temel haklar ve inanç hürriyeti, darbe hukukunun ve vesayetin ortadan kaldırılması" kriterlerinin azami derecede önem taşıdığını belirtti.

Halk oylamasına sunulan sistemde bu kriterlere önemli ölçüde uyum tespit ettiklerini anlatan Destici, ancak darbe yasalarının ürünü olan Siyasi Partiler Yasası ve Seçim Kanunu'nun acilen demokratikleşmesi gerektiğini vurguladı.

Destici, birtakım yasal düzenlemelerle parlamentonun çok daha güçlü ve fonksiyonel hale getirilmesinin mümkün olduğuna dikkati çekerek, yargının tarafsızlığı ve bağımsızlığının güçlendirilmesi ve yargıya olan güvenin azami seviyelere çıkarılması gerektiğini bildirdi.

Bu şartlar altında partinin milli iradenin bir parçası olarak hükümet sistemi değişikliğinin dışında kalmamanın daha doğru olacağı kanaatine vardığını aktaran Destici, kararı oluştururken partinin geleceğini düşünmediklerini kaydetti.

Hadiseye öteden beri savundukları değerler açısından baktıklarını ifade eden Destici, ayrıca teklifin sağın iki büyük siyasi partisi tarafından hazırlanması ve TBMM'de kabul edilerek, halk oylamasına sunulmasını dikkate değer bulduklarını belirtti.

- "Önemli eksikliklerin giderilebileceğine inanmaktayız"

"Bu metin, hazırlanış safhası ve daha sonrası çalışmalarla daha iyi olabilirdi. Biz hazırlamış olsaydık elbette ki en mükemmelini hazırlardık." diye konuşan Destici, sözlerine şöyle devam etti:

"Lakin bizler, uyum yasaları ile önemli eksikliklerin giderilebileceğine inanmaktayız. Devletin ve milletin bekası, istikbali ve istiklali söz konusu olduğunu gördüğünde BBP ve onun idealist kadroları, hiçbir siyasi ikbal düşünmeden devletin ve milletin yanında durur. Bunun için 'evet' demeye karar vermiş bulunuyoruz."

"'Evet' diyene de, 'hayır' diyene de saygı duyuyoruz"

BBP'de "Evet", "Hayır" ya da "Tabanı serbest bırakalım" diyenlerin bulunduğunu aktaran Destici, şöyle devam etti:

"Bizim içimizde farklı düşünen arkadaşlar vardır. Ben bu arkadaşlarımın hepsine de saygı duyuyorum. 'Evet' diyene de, 'hayır' diyene de saygı duyuyoruz. 'Evet' diyenler de, 'hayır' diyenler de bu partinin içinde kalmaya ve burada siyaset yapmaya devam edecektir. Biz, 'hayır' dedi diye bir arkadaşımızı elbette ki dışlayacak değiliz. 'Evet' diyenleri de 'hayır' diyenleri de 'serbest bırakalım' diyenleri de kucaklayacağız. Ama bundan sonra partimizin bir kararı vardır, bütün arkadaşlarımızın, temsil noktalarında bulunan arkadaşlarımızın bu hususa bundan sonra azami derecede dikkat göstereceklerini ümit ediyorum. Bu süreçte biz 'hayır' veya 'evet' tercihinden dolayı hiçbir arkadaşımıza yan gözle bile bakmayız."

Partisinin "Evet" kararına ilişkin Destici, "Bu karar başta Cumhurbaşkanımız ya da diğer görüşmeler değil, bizim istişarelerden çıkan ve süzülerek gelip BBP'nin karar alma organı olan MKYK'nın özgürce hiçbir etki ve baskı altında kalmadan aldığı bir karardır. Bir arkadaşımıza ben ya da herhangi bir genel başkan yardımcımız tercihi noktasında eğer bir şey söylemişse ben buradan istifa eder giderim." diye konuştu.

Muhabir: Esin Işık

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.

Hangi parti referandumda ne oy kullanacak

Yüksek Seçim Kurulunun (YSK) açıkladığı seçime girme yeterliliği olan 9 partinin referandumda ‘evet’ mi, ‘hayır’ mı diyecekleri belli olmaya başladı.

Yayınlanma: - 05 Şubat Güncellenme:

Hangi parti referandumda ne oy kullanacak

BBP ile Hür Dava Partisi'nde istişareler devam ederken, BTP'de karar seçmene bırakıldı.

AKP'nin 18 maddeden oluşan Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, oyla kabul edildi. Partili cumhurbaşkanlığını içeren anayasa değişiklik teklifinin 'un üzerinde oyla kabul edilmesiyle referandum süreci de başladı. Teklif Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın onayına sunuldu. Erdoğan'ın teklife onay vermesinin ardından ise referandum süreci başlayacak. Nisan'ın ilk haftası yapılması beklenen referandumda YSK, seçime girme yeterliliği olan 9 partinin referanduma ilişkin kampanya yürütebileceklerini açıkladı. Buna göre seçimde AK Parti, CHP, MHP, HDP, Saadet Partisi, BBP, BTP, Vatan Partisi ile Hür Dava Partisi kampanya yürütebilecek.

AKP İLE MHP ‘EVET', CHP ile HDP ‘HAYIR' cephesinde

1 Kasım Genel Seçimleri’nde 23 milyon bin oy sayısı ve yüzde 49,50 oy oranı olan AK Parti ile 5 milyon bin oy sayısı ve yüzde 11,90 oy oranı olan MHP, referandumda ‘evet' oyu kullanacaklarını açıkladı. Buna karşılık 12 milyon bin oy sayısı ve yüzde 25,32 oy oranı olan CHP ile 5 milyon bin 85 oy sayısı ve yüzde 10,76 oy oranı olan HDP ise ‘hayır' oyu kullanacaklarını ve bu yönde kampanyalarını yürüteceklerini açıkladı.

MECLİSTE TEMSİLCİSİ BULUNMAYAN 5 PARTİNİN TERCİHLERİ

Mecliste yer alan 4 parti referandum kararını açıklarken, YSK tarafından seçime girme yeterliliğine sahip olan ancak Mecliste temsilcisi bulunmayan diğer 5 partinin referandumda ne yönde oy kullanacakları da yavaş yavaş netleşiyor. İhlas Haber Ajansı muhabirinin edindiği bilgiye göre, bin oy sayısı ve yüzde 0,68 oy oranı olan Saadet Partisi ile bin oy sayısı ve yüzde 0,25 oy oranı olan Vatan Partisi referandumda ‘hayır' diyecek. bin oy sayısı ve yüzde 0,53 oy oranı bulunun BBP ile 1 Kasım seçimlerine katılmayan Hür Dava Partisi cephesinde ise istişareler devam ediyor. BBP ile Hür Dava Partisi’nin önümüzdeki günlerde istişareleri tamamlayarak referandumda ne yönde oy kullanacaklarını açıklamaları bekleniyor. 49 bin oy sayısı ve yüzde 0,10 oy oranı bulunan, Genel Başkanlığını Haydar Baş'ın yaptığı BTP ise, kararı seçmenlerine bıraktı.

SAADET PARTİSİ MEVCUT TEKLİFE  ‘HAYIR’ DİYOR

Saadet Partisi cephesinden referanduma ilişkin açıklama, Saadet Partisi Tanıtmadan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Atik Ağdağ'dan geldi. Ağdağ, sözlerine Türkiye'nin en fazla ihtiyaç duyduğu noktanın kutuplaşmadan uzak bir siyasi ortamın teşekkülü olduğunu ifade ederek başladı. Bu açıdan oluşturulmak istenen ‘evet, hayır' kamplaşmasına çok fazla fırsat vermemek açısından yaklaşımlarını farklı ifade etmeyi uygun bulduklarını dile getiren Ağdağ, “Biz başından beri anayasa değişikliği teklifi gündeme geldiğinden beri şunu ifade ediyoruz; 'li yılların başında milli görüş hareketinin ilk siyasi partisi Milli Nizam Partisi, Milli Selamet Partisi ve ardından gelen partilerde biz başkanlık sistemini bir yönetim sistemi olarak, yönetimde istikrarın sağlanmasını temin açısından bir yönetim sistemi olarak hep teklif ettik. Bu itibarla da ülkemizde birlik ve beraberliği pekiştirecek, demokratik hayatımızı olgunlaştıracak bir başkanlık sistemine prensip olarak karşı değiliz” diye konuştu.
Ağdağ, Saadet Partisi olarak sivil toplum örgütleri, akademisyenler ve hukukçular ile Meclise gelen anayasa değişikliği teklifi üzerinde incelemelerde bulunduklarını kaydetti. Gelen teklifin artı ve eksi yönleriyle değerlendirildiğini anlatan Ağdağ, bu teklif içerisinde mahsurlu ve endişe edici hususları tespit ederek başta Başbakan Binali Yıldırım olmak üzere Meclisteki partiler ve geçmişte Meclis tecrübesi olan bütün partilere gönderdiklerini ifade etti.

‘PRENSİZ OLARAK BAŞKINLIK SİSTEMİNE KARŞI DEĞİLİZ’

Aynı mektubu Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a da ilettiklerini dile getiren Ağdağ, mektupta yapılmış olan teklifi değerlendiklerini anlatarak şunları kaydetti:
“Elbette ki başlangıçta söylediğimiz gibi prensip olarak başkanlık sistemine karşı değiliz. Başkanlık sistemi yönetimde önemli ölçüde istikrarı temin eder. Ama yönetimde beraberinde adaletin olması en önemli husustur. Bunun için çok güçlendirilmiş bir başkanlık, yani yürütme erkinin yanında yasama ve yargı erklerinin de güçlendirilmesi ve bu üç erk arasında bir denge ve uyum temin edilmesi gerekir. Bu açıdan verilmiş olan teklifi belirttiğimiz çerçevede denge ve uyum, özellikle de yürütmenin güçlü tarafının denetlenebilmesi açısından endişe edici hususlarımızı gördük. Bunlara vurgu yaparak gerekli uyarılarımızı yaptık. Ancak gelinen nokta itibariyle Meclisten belirlenen şekliyle çıktı ve Cumhurbaşkanının onayına gönderildi. Biz umudumuzu kaybetmiş değiliz. Sayın Cumhurbaşkanı gerekli incelemeleri yaparak bizim de dikkat çektiğimiz hususlara yönelik gelen anayasa değişiklik teklifini üzerinde daha fazla çalışma yapılması, bir toplumsal mutabakat olması ve yönetimdeki bu durumu temin açısından Meclise geri gönderebilir.”

‘EN BÜYÜK PROBLEM KAMPLAŞMA VE KUTUPLAŞMADIR’

Ağdağ, yasama, yürütme ve yargı erklerinin arasında bir denge ve uyum oluşturulmadığı takdirde referandumda ‘Evet' diyemeyeceklerini ifade ettiklerini dile getirerek, “Biz ülkemiz açısından en büyük problemin kamplaşma ve kutuplaşma olduğunu düşünüyoruz. Bu kamplaşma ve kutuplaşmayı daha ileriye götürecek, buna daha fazla katkı sağlayacak ve ülkemize zarar verecek bir hadisenin olmasını istemiyoruz. Bu bir referandumdur, ölüm kalım savaşı değildir. Geçmesini isteyenler vatanperver, geçmemesini isteyen hain veya geçmesini isteyenler vatan haini, geçmemesini isteyenler vatanperver değildir. Burada bir kanaat ortaya konmuştur. Bu kanaatle alakalı bizim de yaklaşımız, mevcut haliyle referanduma gelirse bizim bu teklife evet diyemeyeceğimizdir” dedi.

‘VATAN PARTİSİ OLARAKA HAYIR DİYORUZ’

Vatan Partisi Genel Sekreteri Osman Yılmaz ise, Vatan Partisi olarak baştan beri ‘Hayır' oyu vereceklerini belirttiklerini söyleyerek, bu yöndeki çalışmalarının sürdüğünü kaydetti. Türkiye'nin bir yandan terörle mücadele içerisinde olduğunu, bir yandan da ekonomik krizle uğraştığını ifade eden Yılmaz, böyle bir ortamda bu tür tartışmalarla uğraşılmaması gerektiğine inandıklarını anlattı. Yılmaz, “Türkiye'nin gündemi buyken ve 15 Temmuz sonrası Türkiye'de millet şehit cenazelerinde, meydanlarda bu saldırılara karşı omuz omuzayken, bir anda Cumhurbaşkanlığı sistemi tartışmasıyla meydanlarda yan yana olan, şehit cenazelerinde omuz omuza olan vatandaşlarımız karşı karşıya getiriliyor. Türkiye'nin parlamento geleneği var. Kurtuluş Savaşı gibi en ateşli günlerde Türkiye, düşman Polatlı'ya geldiğinde bile Meclisi çalıştırmış. Türkiye'nin ihtiyacı güçlü bir Meclis, güçlü bir hükümet. Bu öneri hem Meclisin yetkilerini elinden alıyor hem de hükümeti ortadan kaldırıyor ve iktidarın tabanını daraltıyor. Cumhurbaşkanının söylediği gibi Türkiye'nin çözümü milli bir seferberliktir. Milli seferberlik sadece çağrıyla olmaz. Tam tersine iktidarın tabanını genişleterek, omuz omuza vererek, sorumlulukların altına beraber girerek olur. Bu öneri Cumhurbaşkanına da bir tuzak, Türkiye'ye de bir tuzak. Dolayısıyla buna Vatan Partisi olarak hayır diyoruz. Alanlarda çalışmalarımıza başladık” ifadelerini kullandı.

“YASAMA, YÜRÜTME VE YARGI KONULARINDA TARTIŞMALARIN OLDUĞU ORTADADIR”

BBP Teşkilatlanmadan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Haşim Yanar, BBP olarak tercihlerinin tam demokratik bir sivil anayasa yapılmasından yana olduğunu söyledi. Meclisten geçen teklifteki belli hususlara dair kaygılarının ve çekincelerinin olduğunu dile getiren Yanar, yargının, yasamanın ve yürütmenin tam bağımsız olduğu ve bunların birbirine tahakküm edemeyeceği bir anayasaya olan ihtiyaç ortadayken, bu hususlarla ilgili belli tartışmaların olduğunun ortada olduğunu kaydetti. BBP olarak referandum sürecinden önce belli hususlarda yasal düzenleme yapmak suretiyle bu paket içerisinde bazı hususların telafi edilebileceğini dile getiren Yanar, “Siyasi Partiler Kanunu başta olmak üzere yeniden elden geçirilebileceğini, barajın olmadığı bir yasal düzenleme yapılabileceğini düşünmekteyiz” dedi.

BBP’DE İSTİŞARELER DEVAM EDİYOR

BBP'nin Türkiye'nin en deneyimli siyasi partilerinden birisi olduğunu ifade eden Yanar, bu tür hususlarla ilgili alınacak kararlarda partinin kendi yetkili unsurları, yan kuruluşları ve parti ile gönül bağı bulunan kuruluşlarla istişare ettiğini ifade etti. Hala istişare aşamasında olduklarını kaydeden Yanar, istişareden çıkan kararın kamuoyuyla paylaşılacağını belirterek “Öyle ya da böyle çıkacak olan sonuca da rıza gösterir. Bunu hiçbir suretle kavga konusu yapmaz, yapanların yanında asla durmaz. Bu hususla ilgili başka bir önceliğimiz de şudur; biz ülkede insanların kanaatlerini ‘evet' ya da ‘hayır' hangi yönde kullanırlarsa kullansınlar, bunu bir ötekileştirme konusu ya da kamplaşma konusu yapılmasıyla ilgili devam eden şu süreçten rahatsız olduğumu ifade etmek istiyorum. İnsanlar, demokratik bir seçim yapılacaksa çıkacak sonuca da rıza göstermek, saygı duymak zorundadır. Ülkemizin özellikle terör gibi ağır bir sıkıntısı var. En fazla dayanışmaya ihtiyaç duyduğu süreçler yaşıyorken bu referandum konusunun kavga meselesi haline getirilmesi ülke açısından ciddi kayıpları da beraberinde getirir gibi bir kaygıyı taşımaktayız” diye konuştu.

“OHAL ŞARTLARI ALTINDA YAPILAN SEÇİM BERABERİNDE TARTIŞMALARI GETİRİR”

Yanar, referandumun OHAL şartları altında yapılmasından dolayı rahatsız olduklarını da söyledi. OHAL şartlarında yapılan seçimin sonucunun ne olursa olsun bunun ilerde belli tartışmaları beraberinde getireceğini düşündüklerini vurgulayan Yanar, “Bu bakımdan ilgililere çağrı yapmak istiyorum. Eğer OHAL şartları devam ediyorsa, bu OHAL şartları ortadan kalktıktan sonra referandumun gündeme alınması, daha demokratik şartlarda referandumun yapılmasının sonuç ne olursa olsun daha hayırlı sonuçlar doğuracağını düşünmekteyiz. Ya da bu referandum takvimine yönelik öngörülen süre noktasında düzenleme yapılamayacaksa, bu süre içerisinde OHAL'in ortadan kaldırılması ve bu şekliyle seçime girilmesinin daha yararlı olacağı kanaatini taşımaktayız” değerlendirmesinde bulundu.
“Seçimden çıkacak sonuca elbette ki sahip çıkarız”

Büyük Birlik Partisi’nin istişarelerinin devam ettiğini yineleyen Yanar, “Bizim önceliğimiz ülkemizin birliği, beraberliği, kardeşliği yönündedir. Seçimden çıkacak sonuca elbette ki sahip çıkarız. Bu bir kavga hususu asla yapmayız. İyi niyetle atılan adımların olduğuna da inanmaktayız. Dolayısıyla BBP, geçtiğimiz günlerde bu istişare sürecini başlatmıştır. Buradan çıkan sonuç ne olursa olsun, biz de o sonuca göre kanaatimizi kamuoyuyla paylaşacağız” şeklinde konuştu.

BTP’DE KARAR SEÇMENLERİN

Genel Başkanlığını Haydar Baş'ın yaptığı Bağımsız Türkiye Partisi ise, kararı seçmenlerine bıraktı. BTP Genel Başkan Yardımcısı Abdullah Terzi, “Anayasa referandumunda ‘evet, hayır' konusunda partimiz yetkili kurullarında henüz ele alınan bir kararımız yokken, bazı medya organlarınca ‘hayır cephesinde' gösterilmiş olmamıza önceki günlerde partimiz hukukçuları gerekli hukuki cevabı vermişlerdir. Genel Başkanımız Haydar Baş, bizzat bana ‘Ben parti tabanına, Cumhurbaşkanımıza karşı ‘hayır’ dedirtmem, böyle bir kampanya yürütmem. Onları serbest bırakıyorum. Kimsenin iradesine karışmıyorum. Millet kararını kendi iradesiyle versin' dedi” diye konuştu.

Siyasi parti olduklarını belirten Terzi, Genel Başkan Haydar Baş ve partinin yetkili kurulları tarafından yapılan açıklamaları kamuoyu ile gerektiğinde paylaşmaya devam edeceklerini kaydetti. Terzi, kimsenin iradesine karışmadıklarını ve partililerin kendi özgür iradesi ile ne derse o yönde kararlarını vereceklerini söyleyerek, arzularının ülkesi ve milleti ile bölünmez bir bütün olan Türkiye'nin payidar olması olduğunu belirtti.

15 TemmuzAKPANAYASABaşbakanbaşkanlık sistemiCHPCumhurbaşkanıHDPMeclisMHPRecep Tayyip Erdoğanreferandumseçimşehitson dakikaSon Dakika HaberiTerör

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir