Bodrum Çıplaklar Kampı

MUĞLA´nın Datça İlçesi´ne 15 kilometre mesafedeki Akdeniz kıyısında 14 dönümlük alana kurulan yatak kapasiteli Türkiye´nin ilk çıplaklar oteli Adaburnu Gölmar, ruhsat işlemlerinde çıkan engeller nedeniyle bu konseptinden vazgeçti. ``Çıplaklar oteli bizim için bitmiştir'' diyen Adaburnu Gölmar Tesisleri Yetkilisi Gürdal Yüce, restoran, havuz ve aquparkta hizmetlerinin ise devam ettiğini açıkladı.

Datça´da, bir yıldır hizmet veren Adaburnu Gölmar Oteli, 1 Mayıs´ta dünya çıplaklarına kapılarını açtıktan beş gün sonra ruhsat problemi nedeniyle belediye ekipleri tarafından mühürlenmişti. Tesisin otel bölümüne, projeye aykırılık gerekçe gösterilerek, yapı kullanma izni verilmemiş, bu nedenle otel işletme ruhsatı da alamamıştı.

Adaburnu Gölmar Tesisleri yetkilisi Gürdal Yüce, otelin halen mühürlü olduğunu hatırlatarak, yaşanan süreç hakkında bilgi verdi.

Otelin yılında havuz, restoran ve su parkı hizmete girdiğini belirten Yüce, ``Ülkemizin turizmine katkıda bulunmak üzere hiçbir fedakarlıktan kaçınmadık. Ama maalesef, Türkiye´de turizm giderek kötüye gidiyor. Otelimiz kapandı. Müşterileri kaçırdık. Çıplaklar oteli kopseptine devam edebilseydik güzel olacaktı. Memleket, için de yararlı olacaktı. Esnaf da bundan yararlanacaktı. Ne yazık ki, bu potansiyeli değerlendiremedik. 2 bin rezervasyon iptal oldu. Bu aşamada, hatalarımız elbete var. Günübirlik tesisimiz de halkımıza hizmet vermeye devam ediyoruz. Restoran, havuz ve aquapark ayrı ruhsatı olduğu için halen açık. Otelin durumu ise halen belirsizliğini koruyor'' dedi.

Karşılaşılan engellerin ardından acentenin Türkiye´yi terk ettiğine de değinen Yüce, ``Yunan adalarına mı yoksa bir başka ülkeye mi turistleri götürecek bilemiyorum. Ama bir gerçek var o da, Türkiye´yi terkettiği. Mühürlenmeden sonra geçen iki aya yakın sürede, ruhsata engel olan proje tadilatını yaptık. Özel Çevre Koruma Kurumu (ÖÇKK) proje tadilatını onayladı. Bu konuda bir sorun kalmadı. Ancak bu kez de bahçe düzenlemesi ÖÇKK´ya takıldı. Ne zaman sonuçlanır bilemiyorum. Zaten turistler de aylarca bekleyemez. Mecburen çıplaklar oteli bizim için bitmiştir'' diye konuştu.

Şu aşamada yapılacak hiçbir şeyin olmadığını ifade eden Yüce, ``Gidenleri geri getirmek mümkün değil. Bu saatten sonra başka acentelerle anlaşma yapmamız mümkün değil. Datça´ya ulaşım çok zor. Yatırım yaptık ama bekletilerimez boşa çıktı'' dedi.

Pis, özensiz, düzensiz, gürültülü bir mekandı. Bungalov da kaldık, içerisindeki tüm çarşaflar leş gibiydi hatta üzerinde kan vardı. Sonra çadırlarda kaldık, çadır rica ettik kendilerinden verdikleri tüm çadırlar yırtık pırtık, gece açık havada kalıyorduk resmen. İçleri ahır gibiydi, tozluydu. Yatak verdiler çadırın içine atmak için, yatak sanki lağımdan alınmış gibiydi. Olay yeri inceleme çadırın için girse sanat eseri ile karşılaşırlar. Kendi çarşaflarımızı getirmesek yatamazdık o yataklarda. Ayrıca tüm gece boyunca gürültülü bir mekan, çadırlar dib dibe, uyumak imkansız. Ve her ne işlerine yarıyorsa, gece görevliler çadırların içine bakıyorlar. Uyuyamadığım için 2 kere yakaladım. İlkinde hemen tepki gösterip sorduğumda "neden çadırın içini açtınız?" dediğimde, açmadım ayağım çarptı şeklinde yalanladılar. Kendimden emin olamadığım için 2. defasında ise hiç sesimi çıkarmadım. Bildiğiniz çadırın içine telefon flaşı ile löm löm bakıyorlar. Hangi kültürde hangi kamp alanında hangi ülkede insanlar uyurken çadırların içi kontrol ediliyor aklım almıyor.

Ama zaten kamp yapmaya gelen bir insan için bunların hiç bir önemi yok. Bu puanı da kesinlikle bu saydıklarım dolayı vermiyorum. Bu son olay yaşanmasa belki 3 belki 4 gibi bir puan verecektim. O da bizi karşılayan işletmecilerin kibar davranışları yüzündendi. Ancak son kaldığımız gün gerçek yüzlerini görmüş olduk. Hayatımda bu kadar yapmacık samimi davranan bir işletme görmedim. İlk aradığımızda çok kibar karşılandık, ama git gide o takındıkları yalan tavırlar ortaya çıkmaya başladı. Özellikle ismini vermeyeceğim anladığım kadarıyla mekanın tüm işleri ilginen bir şahsın tavırları, giyinişiz bizi "büyüledi".

Son olarak bu şahıstan biraz daha bahsetmek istiyorum. Tam bir "gerçek kampçı" kendi tanımlamasına göre. Kamp alanında çıplak geziyor bundan dolayı sürekli şikayet alıyormuş kendisi, ancak çıplak gezmek onun için bir "yaşam stili" şeklinde cevaplamış bu eleştirileri. Tam olarak sözlerini aktarıyorum: "Kıymetli dostum, ben giyinmeyeceğim, ben buyum, insanlar beni görmek için para veriyor, bu ortamı görmek için para veriyor, ben onlara evimi veriyorum, gerçek kampçı ortamı böyledir" Ben de dahil, bunları görmek için gelen insanların akli dengesinden şüphe ediyorum. Özellikle çıkış yapacağımız gün, kendi getirmiş olduğumuz nevresimleri, öncedem haber verip dokunmayın dememize rağmen kaybetmeleri, ve acelemiz olduğu için nevresimlerimiz nerede diye sorunca bu şahsın "sinirlendirmeyin beni, parası neyse veririz, yemedik ya" gibi laflar kullanarak bana ve arkadaşlarıma bağırması, üzerime doğru gelmesi son noktayı koydu benim için. Şikayeti olan insanlara "ucuz konakçı" gözüyle bakılan bu mekanda, gerçek kampçı olmak bunlara katlanmaksa, ben seve seve ucuz konakçı olmayı tercih ederim. Bir daha da asla gelmeyeceğim.