Yaşlılığın geciktirilmesinde popüler yöntemler arasına girmiştir. 60’lı yaşlarda bu hormon normal düzeyinin dörtte birine düşer. Klasik Tıp otoriteleri bu hormonu henüz rutin kullanıma almadıkları halde bazı ülkelerde kontrolsüz bir şekilde kullanımı başlamıştır.
BÜYÜME HORMONU
Oldukça pahalı bir uygulama olan bu hormonun oldukça güçlü etkisi vardır. Vücutta, bağışıklığı güçlendirmesi, fazla vücut yağlarını azaltması, yaraları kolayca iyileştirmesi ve ciltte gerginleşmegibi inanılmaz değişimler yapabilmektedir. BH'ın gençleştirici etkisi bunlarla sınırlı değildir. Hormonun kullanılmasına devam edilmesi halinde; hafızanın berraklaşması, daha derin uyku uyulması, cinsel gücün artması, kötü kolesterolün azalmasına karşılık iyi kolesterolün artması ve nihayet kemiklerde erimenin durup kemik kütlesinin artışı ortya çıkmaktadır.
NEDEN BÜYÜME HORMONU (GENÇLEŞMEK İÇİN Mİ, TEDAVİ AMAÇLI MI?)
Anti-aging, doğal yöntemlerden ayrılmaksızın bir ömür boyu genç kalmayı hedefleyen bir yaşam felsefesidir. Vücutta salgılanan hormon düzeyi anti-aging'de son derece önemlidir. Büyüme hormonu, bu kilit noktalardan birini oluşturuyor.
Tüm salgı bezlerinin orkestra şefi olarak nitelendirebileceğimiz “hipofiz” bezinden salgılanan bu hormon, adından da açıkça anlaşıldığı gibi bebek ve çocukların büyümesini sağlıyor. Ama bu hormonun sadece bebekle ve çocuklarda etkili olduğunu düşünmek yanlış olur. Çünkü, büyüme hormonu yetişkinlerin hem fiziksel hem de ruhsal sağlığında önemli işlevlere sahiptir. Ancak, büyüme hormonu iki ucu keskin bıçak. Çünkü bilinçsizce kullanıldığında pek çok hastalığı beraberinde getirebilmektedir.
BÜYÜME HORMONU EKSİK İSE
Büyüme hormonu beden ve ruh sağlığı için ne kadar önemli ?
Vücudumuzda hergün ölen ve aksine hergün de yeniden yapılan milyarlarca hücre vardır. İşte büyüme hormonu bunların yenilenmesini, kas ve kemiklerin güçlenmesini, kalp kasının dayanıklılığının artmasını ve metabolizmanın hızlı çalışmasını sağlamaktadır. Bu nedenle fiziksel ve ruh sağlığımız için hipofiz bezinden büyüme hormonu salgılanması şarttır.
Büyüme hormonu vücudumuzda eksik olursa ?
Bu hormon eksik salgılandığında, iç salgı sisteminin dengesi bozuluyor. Bunun sonucu cinsel isteksizlik, regl düzensizliği ortaya çıkabilir. Büyüme hormonu insülin karşıtı bir hormon olup kan şekerinin düştüğü durumda, diğer hormonlarla birlikte büyüme hormonu da devreye girerek kan şekerinin yeniden yükselmesini sağlar.
Eksikliğinde ; kan şekerinde düşüklük ve bunun belirtisi olan titreme, terleme ve çarpıntı, vücutta enerji düşüklüğü, halsizlik, yorgunluk ve ayrıca uyku problemleri olur. Kas kitlesinde azalma buna karşılık yağ kitlesinde artma ve kaslarda güçsüzlük, kemiklerde ise erime başlar.
Kan yağlarında trigliserid ve kötü kolesterol (LDL) düzeylerinde artış ve tansiyon yükselmesi meydana gelir. Şişmanlık, göbekte yağ toplanması başlar. Damar sertliği , kalp krizi ve felç riskinde artma gibi çeşitli sorunlar ortaya çıkabilir. Ayrıca sosyal ilişkilerde zayıflama, içe kapanma, endişe ve umutsuzluk, depresyon durumu ortaya çıkar.
ANTİ-AGİNG AMACIYLA KULLANIMI
Neden eksik salgılanıyor?
Hipofiz bezinde bu hormonunu salgılayan hücrelerin çalışması bazı şartlarda yavaşlayabilir. Hipofiz bezinde tümör olması , beyin ameliyatları, veya beynin alt kısmında iltihaplı durumlar, beyne uygulanan radyasyon, veya kafa travması ile eksiklik başlar. Nadiren genç kadınlarda doğum sonrası ağır kan kaybı sonucunda hipofiz bezinin olumsuz olarak etkilenip çalışması tamamen durabilir.
Büyüme hormonunun anti-aging amacıyla kullanılması ?
Büyüme hormonu, tam zamanında , doğru miktarda ve doğru zamanda kullanıldığı taktirde etkili olabilirken, bilinçsizce kullanıldığında yararlı olmadığı gibi vücutta önemli sorunların oluşmasına yol açabilmektedir. Anti-Aging amacıyla büyüme hormonu takviyesi yapılıp yapılmayacağına, yapılan testler sonucunda kişide büyüme hormonu eksikliği tespit edilmesi halinde karar verilmektedir.
Büyüme hormonu, her zaman doktor kontrolünde, düzenli aralıklarla ve mutlaka gerekli testleri yapıldıktan sonra kullanılabilir. Aktif tümör oluşumu olanlarda, geçirilmiş mide-bağırsak tümörü hikayesi olanlarda (böbrek yetmezliği, akciğer ödemi) büyüme hormonunun kullanılmasından vazgeçilmelidir.
Büyüme hormonu kanseri tetikleyebilir mi ?
Büyüme hormonu bilinçsizce kullanıldığı zaman ciddi sorunlar oluşabilir. Örneğin, bu hormon sağlıklı hücreleri yenilediği gibi, kanser hücrelerinin de büyüyüp çoğalmasına neden olabiliyor. Örneğin henüz teşhis edilmemiş çok ufak bir tümör varsa büyüme hormonu alındığında aktive olup büyüyebildiği gözden uzak tutulmamalıdır.
Akromegali nedir?
Akromegali, beynin tabanında yer alan hipofiz bezinin ön lobundan çok miktarda büyüme hormonun salgılanmasına bağlı olarak gelişir. Nadir bir hastalık olup, tedavi edilmemesi durumunda; iç organlarda ciddi sorunlara yol açabilecek etkilere neden olabilir.
Akromegalinin belirtileri nelerdir?
Büyüme hormonun yükseldiği an itibariyle, yaklaşık 3 yıl sonra vücutta değişiklikler görülmeye başlanır. İlk belirtiler, yüzüğün dar gelmesi ve ayakkabı numarasının atmasıdır. Yıllık görülme yüzdesi 1 milyonda 4’tür. Tüm zamanlardaki oranı ise 1 milyonda 60 ila 70 kadardır. Ölüm riskini yaklaşık kat artırdığı bilinmektedir. Oldukça nadir görülen akromegali hastalığının belirtilerini şu şekilde sıralayabiliriz:
Akromegalinin neden olduğu hastalıklar ve tedavisi
Akromegalinin tedavi edilmemesi durumunda; diyabet, yüksek tansiyon, kalp kası tutulmasının neden olacağı kalp yetmezliği gibi hastalıklar gelişebilir. Hipofiz bezinde gelişen tümörün, optik sinire baskı yapması söz konusu olacağı için görme bozuklukları da oluşabilir. Ayrıca, tümör beynin sağlıklı kısımlarına da baskı yapacağı için baş ağrısı görülecektir. Görülme sıklığı, kadın ve erkek bireylerde eşit orandadır. Akromegali hastaları için uygulanan tedavi alternatifleri şöyledir:
Bromokriptin: Akromegali gelişen bir hastada, artan büyüme hormonu düzeyinin normale indirilmesi sağlanır.
Cerrahi tedavi: Mevcut tümörün büyümesi söz konusu ise cerrahi yöntem ile alınması gerekebilir.
Radyoterapi: Cerrahi yöntem kadar hızlı yanıt vermemekte olup, dışarıdan radyoterapi uygulanabilir veya hipofize radyoaktif çekirdek yerleştirilebilir.
Omurga cerrahisi, sinir ve omurilik kökleri ile bu narin sinir dokusunu koruyan omurga üzerine yapılan ameliyatlar ve cerrahi girişimleri oluşturmaktadır.
Devamı
Konservatif tedavide uygulanan yöntemler; nonsteroid antienflamatuar ilaçlar, epidural steroid enjeksiyonları, hareket kısıtlaması, yatak istirahati, Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon egzersizleri iken; alternatif tedaviler şiropraksi ve akupunktur olabilir.
Devamı
Halk arasında, iltihaplı bel romatizması veya omurga iltihabı olarak bilinen Ankilozan Spondilit (AS); genellikle omurgayı ve omurga ile kalça kemiği arasındaki eklemi etkileyen, ağrılı ve iltihaplı bir romatizmal bir hastalıktır. Ankilozan Spondilit, genellikle genç yaşlarda ortaya çıkan bir hastalıktır.
Devamı
Tendon, kemik, kıkırdak ve kas dokularının sinir üzerinde yaptıkları baskıya sinir sıkışması denir. Sinir hücrelerinin bulunduğu yerdeki çevre dokularının sinirlere baskı uygulamasıyla oluşur. Kaslarda gelişen bu ağrının tedavi edilmesi önemlidir.
Devamı
Vücudumuzda organların birbiri ile haberleşmesini ve genel hücre faaliyetlerini düzenleyen aracı (ulak) moleküller vardır. Bunlara hormon diyoruz. Büyüme hormonu da vücudumuzdaki pek çok hormondan biridir. Bu hormon beyinde bulunan hipotalamus ve hipofiz bölgelerince üretim ve düzenlemesi yapılarak kana salgılanır. Büyüme hormonunun rolü kemik, kas ve organların büyümesini kontrol etmektir. Büyüme Hormonu Eksikliği (BHE), hipofiz bezinin yeterli düzeyde büyüme hormonu üretememesi sonucu ortaya çıkar. Bu eksiklik bazen ağır (tama yakın), bazen ise kısmi (hafif)’dir.
Büyüme Hormonu Eksikliğinin değişik nedenleri vardır; fakat birçok olguda altta yatan neden tam olarak saptanamaz. Bazen BHE kalıtsal (genetik) nedenli olabilir. Bazen doğum esnasında hipofiz bezinde hasar olmasından dolayı ortaya çıkar. Bazen de şiddetli kafa travması, beyindeki tümör, kist, enfeksiyon, ışın tedavisi gibi nedenlerle hipotalamus ve hipofiz bezinin zarar görmesi, zedelenmesi sonucu ortaya çıkar.
Büyüme Hormonu Eksikliği olan çocuklardaki en önemli bulgu, boy kısalığı ve yıllık uzama hızının yaşa göre normalden düşük olmasıdır. Normal uzama hızı yaşa göre değişmekle birlikte, yaş arası çocuklarda 5 cm ve üzerindedir. Ayrıca çocuğun büyüme eğrisinde yaşa göre %3’ün altında olması, pantolon ve elbise boylarının değişmemesi gibi belirti ve bulgular söz konusu olabilir. Büyüme Hormonu Eksikliğinde çocuğun boya göre kilosu genellikle normaldir, hatta biraz göbek çevresinde yağlanma olabilir. BHE’nin nedeni kafa içindeki olaylar ise buna ait belirtiler de baş ağrısı, görme sorunları bulunabilir.
Boy kısalığının birçok nedeni vardır ve boy kısalığı nedeniyle doktora başvuran çocukların sadece bir kısmında “Büyüme Hormonu Eksikliği” söz konusudur. Büyüme Hormonu Eksikliği olan çocukların tanısında öncelikle çocuk belli bir süre izlenerek yıllık büyüme hızı saptanır. Bu hız yetersiz ise bazı tarama testleri (tam kan, biyokimya, tiroid fonksiyonları, kemik yaşı grafisi) ve büyüme hormonunu değerlendirmeye yönelik testler yapılır. Büyüme hormonu normalde özellikle uykuda olmak üzere gün ve gece boyunca atımlar halinde salgılanır, aralarda ise ölçülemeyecek kadar düşüktür. Dolayısıyla, büyüme hormonunu test etmek için “uyarı testi” dediğimiz yöntem ile önce vücutta büyüme hormonu salınımı uyarılır, (hap, ilaç vs. vererek) daha sonra yarım saat ara ile kez kan örneği alınır ve bu kanlarda büyüme hormonu düzeyi ölçülerek yeterli artış olup olmadığına bakılır. Büyüme Hormonu Eksikliği olan çocuklarda bu uyarı testinde hormon düzeyinde yeterli artış olmaz. Büyüme Hormonu Eksikliği tanısı konulan çocuklarda sıklıkla beyin manyetik rezonans incelemesi (MRI) yapılarak eksikliğin nedeni anlaşılmaya çalışılır.
Araştırmalar göstermiştir ki, büyüme hormonunu düzenli her gün alan çocukların büyüme hızları daha iyi seyretmektedir. Bu nedenle kısa süreli zorunlu nedenler dışında mümkün olduğunca tedavi kesintisiz sürdürülmelidir.
Çocuğunuzun geçirdiği hastalıklar sırasında da büyüme hormonu kullanımına devam edebilirsiniz. Ancak çocuğunuz enjeksiyon yapamayacak kadar hasta ise veya enjeksiyonu bir-iki gün unuttuysanız endişe etmeyin. Atladığınız enjeksiyon sayısını not edip doktorunuza haber verin. Atlanan doz için fazla uygulama yapmanız gerekmez.
Büyüme hormonu dozu, kiloya veya vücut yüzey alanına göre doktorunuz tarafından belirlenir ve gerektiğinde bu doz değiştirilir. Doz değişikliklerinde kilo, ergenlik durumu, bir önceki dönemdeki uzama hızı, IGF-I düzeyi gibi faktörler göz önüne alınır
Büyüme hormonu tedavisi sırasında dikkat edilmesi gereken özel bir husus yoktur. Çocuğunuzun her çocuk gibi dengeli beslenmesine dikkat edin. Çocuğunuz büyüme hormonu tedavisi sırasında her türlü sosyal ve sportif etkinliklere katılabilir.
Büyüme hormonu tedavisi sırasında doktorunuz hem tedavinin etkinliğini değerlendirmek hem de olası yan etkileri saptayabilmek için üç ay aralıklar ile muayene yapar. Ayrıca genellikle altı ay ara ile veya gerek görürse daha sık olmak üzere bazı kan tetkiklerinizi ister. Tedavi sırasında uyarı testi genellikle tekrar gerekmez. Ayrıca yılda bir kemik yaşı ölçümü tekrarlanır.
Çocuklar büyüme hormonu enjeksiyonlarını genellikle kolay kabullenirler ve bir süre sonra enjeksiyonu kendileri yapmaya başlarlar. Uygulamada kullanılan kalem enjeksiyonlar pratiktir ve enjeksiyonların iticiliğini azaltır. Çocukta herhangi bir hastalığın olmadığı ancak bu enjeksiyonların çocuğun büyümesine yardımcı olacağını söylemek genellikle çocuklar tarafından olumlu karşılanır.
Sosyal güvenlik kurumu belli kriterler dahilinde büyüme hormonu ilaç bedelini karşılamaktadır. Bu kriterlerin SGK anlaşmalı bir hastaneden veya üniversite hastanesinden heyet raporu düzenlemek suretiyle tespit edilmesi koşuluyla sosyal güvenlik kurumu ilaç bedelini karşılamaktadır. Bu rapora ilave olarak her üç ayda bir reçete yazılması gerekmektedir.
En önemli kriter büyüme hızının artmasıdır. Büyüme hormonu tedavisi başlandıktan sonra büyüme hızlanır. İlk yıllar daha iyi bir cevap var iken zamanla büyüme hızı bir miktar düşebilir. Tedavinin ilk 6 ayında doktorunuz büyüme hızını yeterli bulmaz ise tedaviyi sonlandırabilir.
Büyüme hormonu alan bir çocukta ailenin istediği veya herhangi bir ilaca bağlı olumsuz etki görülmesi durumunda tedavi tamamlanmadan ilaç kesilebilir. İlacın erken kesilmesinin tıbbi açıdan bir sakıncası yoktur. Ancak bu durumda boy uzaması bakımından beklenen fayda elde edilemez. Nihai boyda kazanç sağlanabilmesi için tedavinin büyüme tamamlanana kadar devam edilmesi gereklidir.
Büyüme hormonu tedavisi de diğer ilaçlar gibi Sağlık Bakanlığı ve dünyadaki yetkin sağlık kurumlarınca onaylanmış ve ruhsat verilmiş bir ilaçtır. Her ilaçta olduğu gibi büyüme hormonu tedavisi sırasında da istenmeyen yan etkiler görülebilir. Bunlar ilacın prospektüsünde ayrıntılı olarak yazılmıştır. Ciddi yan etkiler çok seyrektir (on binde birden az). Daha sık görülebilen yan etkiler genellikle ciddi olmayıp enjeksiyon bölgesinde reaksiyon, döküntü, kas ve eklem ağrıları, ödem gibi belirtilerdir. Çocuğunuz tedavi süresince bu etkiler bakımından doktorunuz tarafından takip edilecektir.
Büyüme hormonu sırasında vücut kalorileri kas ve kemik dokusunun gelişiminde kullanacağından yağ dokusunda azalma meydana gelir. Bu nedenle büyüme hormonu tedavisinin ilk aylarında çocuklarda iştah artmasına ve boylarının uzamasına karşın kiloları azalabilir. Bu normaldir. Uyku ve diğer günlük aktivitelerinde bir değişiklik olmaz.
Turner sendromu (TS) kız çocuklarında ve kadınlarda ikinci cinsiyet kromozomunun tam veya kısmi eksikliği nedeniyle ortaya çıkan yaygın özellikleri tanımlayan kromozomal bir rahatsızlıktır.
Turner sendromu, 1, ila 2, canlı doğan kız çocuğundan birini etkiler. Sendromun en yaygın ve göze çarpan özelliklerinden biri boyun kısa olmasıdır. Tedavi edilmeyen kadınlar ilgili popülasyonları içindeki normal kadınlardan yaklaşık cm daha kısa olup, medyan yetişkin boyu ve cm arasında değişmektedir. Klasik büyüme hormonu eksikliği genel olarak gösterilmemiş olsa da, TS’li kız çocuklarında büyümeyi ve nihai boyu artırmak üzere rekombinant insan büyüme hormonu (hGH) kullanılmıştır.
SGA, doğum boyu ve/veya ağırlığının, gestasyonel yaşına göre -2 standart sapma'nın (SS) altında olması olarak tanımlanır.
Gebelik yaşına göre küçük (SGA) doğan çocuklarda kısa boy iyi bilinen bir olgudur. Çoğu SGA yenidoğanda doğum sonrası büyüme yakalansa da, bu çocukların yaklaşık ’i büyümeyi yakalamada başarısız olmakta, bu da çoğu vakada kısa yetişkin boyu ile sonuçlanmaktadır. Çalışmalar değişen dozlarda rekombinant büyüme hormonu (BH) ile tedavinin SGA doğan kısa çocuklarda büyümeyi anlamlı olarak hızlandırdığını ve bunun büyümenin normal aralık içindeki değerlerde yakalanarak, hedef boyları ile birlikte büyüme ile sonuçlandığını göstermiştir.
Gebelik yaşına göre küçük (SGA) kısa çocuklarda büyüme hormonu (BH) tedavisinin hedefleri, erken çocukluk çağında büyümeyi yakalamak, çocukluk çağında normal büyümeyi sürdürmek ve normal yetişkin boyu elde etmektir. BH tedavisi SGA’lı doğan kısa çocuklarda etkili ve güvenlidir.
Büyüme hormonu, Growth hormon (GH) veya Somatotropin; ön hipofizden salgılanan, peptit yapılı, insanlarda ve hayvanlarda büyüme, hücre üretimi ve yenilenmesini uyaran hormondur. Ön hipofizin somatotropik (asidofilik) hücrelerinde aminoasitlik tek bir polipeptit zincir şeklinde üretilmektedir. GH sentez ve salınımı, hipotalamustan salgılanan GH-releasing hormon (GH-RH) tarafından kontrol altında tutulmaktadır.
Somatostatin, GH salınımını azaltır. Bunun yanında insülin, glukagon, TSH, FSH, ACTH gibi hormonlar da salınımını baskılamaktadır. Egzersiz, stres ve uykunun derin döneminde artış gösterir.
GH dokuları doğrudan etkilemez. Etkilerini somatomedin denilen peptitler, özellikle somatomedin C (İnsülin-like growth faktör-I; IGF-I) aracılığı ile gösterir.
GH kıkırdak yapımını arttırmakta ve uzun kemiklerde büyümeyi sağlamaktadır. Bu yüzden çocukluk döneminde büyük önem arz etmektedir. Eksikliği büyümede yetersizliğe yol açar ve değişik tipte cücelikler görülür.
Büyüme hormonu aşırı salınımı (genellikle hipofiz tümörüne bağlı) uzun kemik uçlarındaki epifiz plaklarının kapanmasından önce orantılı olarak aşırı büyümeye (gigantizm), epifiz plaklarının kapanmasından sonra ise akromegali hastalığına neden olur.
Günümüzde GH, rekombinant DNA teknolojisi ile üretilebilmekte ve tedavide kullanılabilmektedir.[1]